Bir milletin bağımsızlığı, bir milletin adı ve bayrağı yok edilirken suskunluklara cevap bulamıyorum!
Dere’nin taşıyla dere kuşu vurmak isteyenler, vurduğunuz tanımadığınız derenin kuşunu alıp nereye götürdüğünü bilmeyecek kadar gafillerdir!
Siyasi arenada, karanlık koridorlarda gezinenleri, aydınlık yarınlarımızı yok etmeye çalışan yel değirmenlerini, yüzlerinde taşıdıkları anne yüzlü maskeleri indirme, gökten zembille inen sepeti iade zamanı değil mi? Hadi bakalım, Kamil’e erdin gözün Aydın Erzurum..
Trafoda enerji yükseltici çalışmalar yapılmadıkça sık sık arızalar meydana gelirki geldi 2 kere; Aydın’lanma hayal olur. Dostça bir uyarı!
Dökülmeli artık kalemlere dillere gülüşlerimiz. Fermanları yok hükmünde sayalım! Gönül koğuşlarında hapis olan muhabbet kuşlarını salıverelim gökyüzüne! Suskun akan nehirler…
Ay’ı hedeflerseniz, ıskaladığınızda kendinizi yıldızlar arasında bulursunuz..Kalçalarında şık duran “kıvırma” eylemini, ruhlarında taşıyanlara ne denir? Unutma ki, aynaya bakıp göremediğini duvara bakıp görenler var! Sigarayı rüzgâra karşı yakmak kadar zor seni anlamak; Beni anlaman için sana bir çakmak mı gerek? Ülkede demokrasi yanında inanç sömürüsü de yapılıyor bilmem farkın damısınız?
Ders zilinden önce teneffüse çıkanlarla, ders zilinden sonra derse geç giren haylaz öğrencileri ayıklaman için, daha nasıl yardımcı olabilirim? Bakarsan, kendini en iyi gösteren ayna mezar taşlarıdır!
Henüz vakit var; yıkanıp paklanman için adına ülkü denen sonsuz nehirde.
Tilkiye kümesi teslim etmeyelim. Hem dövelim hemde ağlayalım ki kimin dayak yediği belli olmasın! Yoksa daha çok beklersin; Türk milli takımının sözde sağ ve sol kanat oyuncularının sakatlıktan iyileşmesini! Sorun teknik direktörde mi? Maçı yöneten hakemde mi? Kötü tezaruat yapan seyircide mi? İyi sahada kötü oynayan futbolcuda mı? Bunları maç bitiminde usta yorumcularla tartışmak dileğiyle, Ülkü İle Esen Kalınız.