Sınırkaya, sokak sokak ev ev dolaşıyor

Millet İttifakı çatısı altında İYİ Parti ve Saadet Partisi ile birlikte seçimlere giren CHP’nin Erzurum Milletvekili Adayı Namiye Sınırkaya, demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü, can ve mal güvenliğini, eşit paylaşımı getirmek için yola çıktıklarını söyledi. Sınırkaya, ayrıca İslam çağrafyasında yaşayan müslümanların kanının akmasını engellemenin de en büyük temennilerinden birisi olduğunu belirtti.

Seçim çalışmalarını kapı kapı, cadde cadde, sokak sokak gezerek tek başına yürüten Milletvekili Adayı Namiye Sınırkaya, esnaf ve ev ziyaretlerine devam ediyor. Her gittiği yerde karşılaştığı insanlardan büyük teveccüh gördügünü ifade eden Sınırkaya, bu durum karşısında kendi adına mutlu, Türkiye adına da umutlu olduğunu söyledi.

” Hep birlikte bu güzel ülkede hakkı, hukuku ve adaleti gerçekleştirmek için mücadele edeceğiz.” diyen sınırkaya,  “Hiç kimseyi kimliğinden, yaşam tarzından, inanç tarzından ötürü ötekileştirmeyeceğiz. İnsanı insan olarak seveceğiz ve ‘İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve başımızın üstündedir’ diyeceğiz. Bütün insanları kucaklayacağız. Ramazan ayındayız, rahmeti bol bir aydayız. Sevgiye, huzura, bir arada yaşamaya özlem duyuyoruz. Gerginlik, kavga istemiyoruz kendi ülkemizde. Müslüman dünyasında kan akmasın istiyoruz ve bütün coğrafya barış içinde olsun diyoruz. Huzuru, adaleti, hakkı, hukuku yakalamak hepimizin ortak görevi olmalıdır. Bu güzel ülkeye demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü, can ve mal güvenliğini getirmenin gayreti içerisindeyiz”diye konuştu.

BU ÜLKEYE BARIŞI, HUZURU KARDEŞLİĞİ GETİRECEĞİZ

Sınırkaya, sözlerine şöyle devam etti:

” Allah’ın izniyle sayın Muharrem İnce’yi cumhurbaşkanı, Millet İttifakını da parlamentoda çoğunluk olarak gördüğümüz zaman göreceksiniz ki bu ülkeye barışı, huzuru, kardeşliği getireceğiz. En ufak bir endişem yok. Kavgasız bir Türkiye, barış içinde yaşayan, hiç kimsenin ötekileştirilmediği, inanç özgürlüğünün olduğu, kadın erkek eşitliğinin olduğu, yargı bağımsızlığının, herkesin can ve mal güvenliğinin olduğu, annelerin güleryüzle ve umutla çocuklarını okula gönderdiği bir Türkiye istiyoruz. Çocukların kahvaltı ve öğle yemeklerini öğretmenleri ve arkadaşlarıyla birlikte yaptığı, herkesin çalıştığı, iş ve aş sahibi olduğu, her evde tencerenin kaynadığı, yoksulluğun olmadığı, komşularıyla birlikte barış içinde yaşadığı güçlü bir Türkiye için çıktığımız bu yolda milletimizin teveccühününe ihtiyacımız var. O teveccühünde gösterileceğine inanıyoruz.”