Blog

  • 1915 Çanakkale Köprüsü’nden rüzgar gibi geçtiler

    1915 Çanakkale Köprüsü’nden rüzgar gibi geçtiler

    Türkiye Motosiklet Federasyonu Milli Takımlar Kaptanı Kenan Sofuoğlu ile Dünya Superbike Şampiyonu Toprak Razgatlıoğlu, 1915 Çanakkale Köprüsü’nden rüzgar gibi geçti.

    Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile açılışı yapılacak 1915 Çanakkale Köprüsü’nden Kenan Sofuoğlu ve Toprak Razgatlıoğlu rüzgar gibi geçti.

    Sofuoğlu, Kawasaki tarafından ‘fabrikasyon yapılan dünyanın en hızlı motosikleti’ HR2’yi kullanırken, Razgatlıoğlu ise Ferrari tarafından şu ana kadar üretilen en hızlı araba SF90’ın direksiyonu başına geçti.

    Hazırlıklarını yapan ve Türk bayrağıyla start verilmesinin ardından köprüyü beraber geçen ikili, ‘Ecdada Saygı’ ve ‘Geleceğe Armağan’ mesajıyla birlik mesajı verdi. Tek teker üzerinde giden Sofoğlu, elinde Türk Bayrağı ile de gösterisini taçlandırdı.

  • Uzmanlar 1915 Çanakkale Köprüsü’nü konuştu

    Uzmanlar 1915 Çanakkale Köprüsü’nü konuştu

    Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan dünyanın en büyük asma köprüsü unvanına sahip 1915 Çanakkale Köprüsü uzmanların da gündeminde. Uzmanların ortak görüşüne göre, köprü ülkeye büyük fayda sağlayacak.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılacak olan dünyanın en büyük orta açıklığa sahip asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü’nü uzmanlar değerlendirdi. Köprünün ülkeye büyük katkılar sağlayacağını anlatan Ulaştırma Profesörü Mustafa Ilıcalı, “Birkaç sene sonra dönüşümü göreceksiniz. Bu yol bu medeniyet buranın kalkınması, kentsel dönüşümün hızlanması, tarımda, sanayide bu bölgeye ülkeye büyük katkılar sağlayacak. Geçmişte yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın Ege’ye, Batı Anadolu’ya inmesini kolaylaştıracak. Bakanlığımız her büyük projede bunun getirisini bütün vatandaşlarla paylaşıyor. Yolu kullananların, yakıttan, zamandan çevreden kazandığı, istihdama, ekonomiye katkısı saymakla bitmez. Bu büyük projeleri eleştirirken iyi bakmak lazım. Çanakkale’nin fotoğrafını iyi çekin. Burada bir gerdanlık var. İstanbul Boğazı’nda ilk köprü yapıldığında İTÜ öğrencisiydim. 1973 senesinde açıldı. O zaman köprüye karşı gelenleri hatırlıyorum. Sonra ikinci köprü yapıldı. Üçüncü köprü yapıldı ve bu da Avrupa’yı Asya’ya bağlayan dördüncü köprü oldu” dedi.

    “Siyasi istikrar, uzun süreli hükümetler olmadan yapılamaz”
    “43 yıllık hocayım. Niye bu kadar önemli yatırımlara karşı çıkılmış. Sonuç itibariyle Çanakkale’de daha önce böyle bir geçiş düşünülmemiş. Son 20 yılda Türkiye ulaştırma alanında 1 trilyon 200 milyar liralık yatırım yaptı. Bu çok büyük bir miktar. Yüzde 20’si kamu özel sektör işbirliğiyle yapıldı. Bunlar önceden yapılamazdı” diyen Ilıcalı, “Siyasi istikrar, uzun süreli hükümetler olmadan yapılamaz. Dörtlü konsorsiyum var. İkisi yabancı Koreli. Siz de siyasi istikrar olması lazım ki, Koreli gelsin, İngiltere kredi versin. 20 yıldaki siyasi istikrarın mimarı millettir. O destekle beraber lider Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar, özel sektör, kamu ile milyarlık işler yapıldı. Bu köprü ile Marmara’da bir ring yapılıyor. Bir gerdanlığı ülkemiz kazandı. Biz bir projeyi eleştirirken bilgi sahibi olmadan araştırmadan eleştiriyoruz. Yandaşlık değil, paydaşlardan birisi Ersin Arıoğlu. Eski CHP milletvekili. 35 müteahhit var. Çanakkale Köprüsü’ne staja gelen öğrenciler vardı. Geldiler, gördüler. Bunların belgesellerini inşaat fakültelerine göndereceğiz. Bilim açısından önemli. Türkiye’nin böyle bir projeyi yapması, bu tür işlerin ihracatı açısından önemli” diye konuştu.

    Yatırım miktarının 2,2 milyar euro olduğunu belirten Ilıcalı, “Gayrisafi yurt içi hasılaya olan desteği 1.9 milyar euro, yıllık istihdama 52 bin, üretime 3,2 milyar euro. Yakıttan kazanç yıllık 2,3 milyar lira. Eleştirenlere diyorum ki, buralarının videosunu alsınlar 5, 10 sene sonra baksınlar. Buralar uçacak” ifadelerini kullandı.

    “Yurt içi gayrisafi milli hasılaya katkı sağlıyor”
    YTÜ İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Özen ise, “Ülkemizin yurt içi gayrisafi milli hasılasına katkı sağlıyor. Karbon salınımını azaltıyor. Trafik kazalarını azaltıyor. Üzerinde de birçok simgeyi bulunduruyor. Orta açıklığıyla dünyanın en uzun köprüsü. Cumhuriyetimizin 100. yılını temsil etmesi önemli. Yüksekliğinin 3.18 olması, 18 Mart’ı temsil ediyor. ‘Dur yolcu’ dediğimiz zaman, dur yolcu ölç bak içinde ne simgeler var, bunları görmek bize kazandırıyor. Ulaşımın erişilebilir olmasıyla medeniyet de beraberinde geliyor. Buradaki dönüşümü ileride göreceğiz. Bu köprünün artık Marmara’nın etrafını dönen yol ağımız oluştu. Bu koridor ile beraber ulaşım maliyetlerinde azalmalar olacak. Katkı sağlayacak. İstanbul’un Trakya kesiminin Ege ile bağlantısı rahat sağlanacak. Avrupa ile Ege’nin kıyı kesimlerinin bağlanması kolay olacak. Yazın değil, normal günlerde lojistik için kolaylık olacak. İstanbul’a erişim de buradan kolaylaşacak” diye konuştu.

    “2,5 milyar dolarlık yatırım”
    Mimar Prof. Dr. Nihat Şen de köprünün sağlayacağı faydaları sıralayarak, “2,5 milyar dolarlık yatırım. 5 bin 100 personel ve 750 makinenin çalıştığı, tahminden 1,5 yıl önce kullanıma açılacak bir eser. Orta açıklığı ile 2023 yani Cumhuriyetin 100. yılını ifade ediyor. İki kule arası 2023 metre orta açıklıkta. Burası bir geçiş köprüsü değil. Dünya ekonomisine dünya ticaretine fonksiyonlar kazandıracak bir köprü. Kuzey Anadolu fay hattına 10 kilometre yakın bir yer. Benzeri Japonya’da var. Fark şu; Japonya’daki tek tablalı köprü, burası çift tablalı bir köprü. Köprüler vadilere yapılır. Aşırı rüzgarın geçişini tablalar arasından geçirmek için tablalar arasında boşluk vardır. Köprünün sallanmasını yavaşlatır. Bunun için çift tablalıdır. Bunlar çok sağlam birbirine bağlanmıştır. Buranın orta açıklığı çok fazla. 2023 metre orta açıklığı olan bir köprü. Burayı erken bitirmemizin sebebi, çok tecrübe kazanmamız. Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü. Çok ciddi mühendislik hesaplaması, kontrollerinde yapılan bir eser. Ciddi bir yatırımı var. Sadece buranın 1,5 yıl önce bitmesinin ekonomiye kazandıracağı 618 milyon euro. Bu köprünün devreye girmesiyle yıllık 418 milyon euro tasarruf sağlayacağız. Yakıttan, gaz emisyonu, zaman, araçların yıpranmasının önüne geçecek” dedi.

    “Dünya ticareti artık çok hızlı, ticaret süreklilik arz etmeli. Son 20 yılda her yerde yatırımlar yapılıyor” diyerek sözlerini sürdüren Şen, “Türkiye coğrafyası bir arı kovanı. Her yerinde imalat ve üretim, çalışma var. Ticaretin sürdürülebilir olması lazım. Hiç aksamaması lazım. Teknoloji gelişiyor. Statik hesaplamalar neticesinde olan bir durum. Kule yüksekliği çok fazla. Onun için çelikten yapılmış. Seyit Onbaşı’yı anmak açısından bir top figürü olacak. Köprü ile övünüyoruz. Mühendislik harikası. Hem iki kıtayı birleştiren 6. köprümüz. Dünya ticaretinde artık Türkiye farklı konuma geliyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü sadece bir köprü değil. Aynı zamanda Asya Avrupa arasındaki tarihi İpek Yolunun bağlantısıdır. Ciddi ticari aksın üzerindeyiz. Lojistik üssünün İstanbul’da kurulması, İzmir Limanı. İstanbul İzmir otobanı, Osmangazi Köprüsü. İstanbul lojistiğinin bir ayağı Çanakkale’de olacak. Bu havzadaki tarımı düşünün. Yol ve ulaşılan yer hizmetin gittiği yerdir. Bu köprünün açılmasıyla ciddi göç hareketliliği olacak. Sanayi, tarım daha fazla olacak. Göç de olacak” şeklinde konuştu.

    Acı tecrübeleri yaşamamak için imar planlama çalışmalarının titizlikle yapılmasının gerektiğini sözlerine ekleyen Şen, “50 yıl sonrasını gözeten imar planlarının yapılması lazım. Bakanlık ve il belediyeleri, ilçe belediyelerine ciddi görevler düşüyor. Tarım arazilerine dokunmadan, nerede sanayi, nerede turizmi planlamalıyız” dedi.

  • Erzurum’da Çanakkale şehitleri anıldı

    Erzurum’da Çanakkale şehitleri anıldı

    Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümü ve 18 Mart Şehitleri Anma Günü kapsamında Erzurum’da anma programı düzenledi.

    Karskapı Şehitliğinde düzenlenen törene, Erzurum Valisi Okay Memiş, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Fevzi Polat, 9. Kolordu Komutanı Tümgeneral Erhan Uzun, İl Emniyet Müdürü Levent Tuncer, şehit ve gazi yakınları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, askeri ve mülki erkan, resmi kurum yetkilileri ve öğrenciler katıldı.

    Çelenklerin sunumu ile başlayan törende saygı atışı ve İstiklal Marşı okundu. Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından şehitler için dua edilerek, mezarlarına karanfil bırakıldı. Protokol, tören sonrası Karskapı Müzesini ziyaret ederek, şehitlik özel defterini imzaladı.
    Karskapı Şehitliği’nde sona eren törenin ardından Asri Mezarlık’ta bulunan Polis Şehitliği ziyaret edildi. Yapılan duanın ardından burada da şehit mezarlarına karanfil bırakıldı.

  • Pasinler’de 18 Mart Çanakkale Şehitleri anıldı

    Pasinler’de 18 Mart Çanakkale Şehitleri anıldı

    Erzurum’un Pasinler ilçesinde düzenlenen etkinliklerle 18 Mart Çanakkale Zaferinin 107. yıl dönümünde aziz şehitlerimiz rahmet ve minnetle anıldı.

    Pasinler ilçesinde 107. yılında 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma programı etkinlikleri kapsamında Pasinler Kaymakamlığı önünde bulunan Atatürk büstüne Pasinler Kaymakam Emre Zeyrek ve Pasinler Belediye Başkanı Ahmet Dölekli tarafından çelenk sunumu yapıldı. Akabinde saygı duruşu ve istiklal marşı okundu.
    Çelenk sunum programının ardından ilçede bulunan şehitliğe gidilerek aziz şehitlerimiz için Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından dualar edilip şehit mezarları ziyaret edildi. İlçe Kaymakamı Emre Zeyrek şehitlik defterini imzalamasıyla program son buldu.

     

  • Kayıt sırasında hastaları karıştırdı, tazminattan oldu

    Kayıt sırasında hastaları karıştırdı, tazminattan oldu

    Özel bir hastanede kayıt görevlisi olarak çalışan işçi, isim benzerliği sebebiyle iki hastanın bilgilerini karıştırdı. 9 yaşındaki hastanın bilgisi yerine, 32 yaşındaki başka bir hastanın bilgilerini giren görevli tazminatsız atıldı. İş Mahkemesi’nin ‘mağdur’ dediği görevliye kötü haber Yargıtay’dan geldi.

    İddiaya göre, özel bir hastanede hasta kayıt görevlisi olarak çalışan kadın işçi, 9 yaşındaki hasta ile 32 yaşındaki hasta bilgilerini karıştırdı. Doktorun muayene sırasında yanlışlığı fark etmesiyle görevli tazminatsız olarak işten çıkarıldı.

    İş Mahkemesi’nin yolunu tutan mağdur işçi, 32 yaşındaki hastanın muayene işlemini kimlik tespiti yapmadan isim benzerliğine bakarak aynı isimli bir başka hasta üzerinden kayıt yapılmasının gösterildiğini, feshin haksız olduğunu öne sürdü.

    Davacı işçi, hastanın parmak izinde sorun çıkması sebebiyle başka aynı isimli bir hastaya sadece kayıt olarak sisteme girişini yaptığını, bu durumun sonuçlarının ağır olmadığını, hasta üzerinden provizyon almadığını, SGK’ya yansıyan bir durumun olmadığını, işlemi kasıtlı yapmadığını ifade etti.

    İşlemin hatalı olduğu anlaşıldıktan sonra sisteme girilerek düzeltildiğini, ancak davalı tarafından ibraname ve bir kısım belgeler imzalatılmak istendiğini, davacının imzalamaması üzerine işten çıkışının yapıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, fark ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, fazla mesai ve hafta tatili ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.

    Davalı hastane avukatı ise davacının, hastanın kayıt işlemini nüfus cüzdanı aslını almadan ve kimlik bilgilerini kontrol etmeden 9 yaşındaki başka bir kişi adına hasta kaydı açtığını, doktor muayenesi sırasında durumun fark edildiğini iddia etti. Davalı hastane; bu durumun fark edilmemesi halinde hastanenin sahtecilik suçlaması ile karşı karşıya kalabileceğini, bu durumun işverene derhal fesih hakkı tanıdığını, iş akdinin bu sebeple sona erdirildiğini, davacının da bu durumu kabul ettiğini, fazla mesaisinin olmadığını, ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının da bulunmadığını kaydetti.

    İş Mahkemesi, bir hastanın yerine benzer isimli bir hastanın kaydının açılması sebebiyle davacının işine son verildiği, ancak davacının kötü niyetli olmadığı ve yapılan hatanın telafi edilebileceği, iş akdinin feshinin yapılan hataya oranla ağır bir yaptırım olduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, haftada 9 saat fazla çalışma yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Karar, davalı avukatı tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Yüksek Mahkeme, davacı işçinin haksız olduğuna hükmetti. Kararda şu cümlelere yer verildi;

    “Mahkemece, davacının kötü niyetli olmadığı ve yapılan hatanın telafi edilebileceği, iş akdinin feshinin yapılan hataya oranla ağır bir yaptırım olduğu gerekçesi ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı talepleri kabul edilmesi yasaya aykırıdır. Davacının hasta kayıt işlemlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’ne uygun yapmadığı, nitekim davacı tarafından açıkça gerçek hastanın kimlik bilgileri yerine başka birinin kimlik bilgilerinin kullanılmak suretiyle giriş yapıldığını kabul edildiği ortadadır. Davacı tanığının kimlikle kayıt yapılırken hata verildiğinde müdürün arandığını beyan ettiği ancak davacı tarafından müdüre bilgi verilmeden işlem yapıldığı, yaş farkından dolayı doktorun hatayı fark ettiği, yapılan hatanın fark edilmemesi halinde davalı işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğ’i gereğince maddi ve cezai yaptırım ile karşı karşıya kalacağı anlaşılmaktadır. Bu eylemin İş Kanunu’nun 25/II. maddesi kapsamında doğruluk ve bağlılığa uymayan bir davranış olarak nitelendirilebileceği, davalı işverenin iş akdini feshetmesinin haklı nedene dayandığı anlaşılmakla davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”