Nereye Gidiyoruz?

Teknolojinin koşar adımlarla ilerlemiş olduğu bu çağda, geçen senelere göre değişmeyen şeylerin başında patlayan silah sesleri geldiğini rahatça söyleyebiliriz. Mazide, sözde devlet kurtarmak için patlayan silahlar şimdilerde ise gençlerin, sevdiklerine, nefslerine ve hayata adapte olamamalarından dolayı patlıyor.Toplumsal sorunların adresi olan silahlar ne yazık ki artık bireysel sorunların çözüm kaynağı olarak görülüyor. Eskiden tek sorunu devlet olan insanımızın ( sağ, sol davaları vs ) bugün ikili ilişkilerinden dolayı uçuruma sürüklendiğini görmemiz zor değil. Sadakat, güven, saygı hepsi günümüzde nesli tükenmiş birer değer. Eğitimin azaldığı, cehaletin arttığı bu dönem devam ederse insanlar başlarını daha çok eğer. 21. yy da bunları atmamız gerekirken sorunların her geçen gün fazlalaşması ve bu sorunların kötü sebeplerden meydana gelmesi, içinde bulunmuş olduğumuz durumun da ne kadar içler acısı olduğunu gözler önüne sermektedir.

 

Erzurum son günlerde bu tür olaylarla karşılaşan önemli şehirler arasında.Adam yaralama o kadar normal bir hal aldı ki halk arasında neredeyse yeni ‘’ ortalık hastalığı ’’ diye tabir edilmeye başlandı.

 

Malumunuz önce ki gün üniversitemiz içerisinde silahlı bir olay meydana geldi.Bir genç sevdiği kızı ve kendisini vurdu.Hem de yüzlerce güvenlik ve bir o kadar da sivil barındıran Türkiye’nin sayılı üniversitesi Atatürk Üniversitesinde…Şükür ki yaşıyorlarmış.Peki sorarım size gençlerimizin patlamaya hazır bomba olmalarına mı üzülelim yoksa bu kadar büyük ihmallerle karşılaşmalarına mı üzülelim ? Nerede, bir havayla gezen üniversite güvenlikleri ? Peki fakültelerden sorumlu sivil arkadaşlar ? İki tane körpecik genç yaşam mücadelesi için makinelerin eline bırakıldı. Burada ki olayda yada diğer olaylarda ki tek suçlu silahın arkasındaki sübyanlar değildir ! Bunlar öne çıkarılarak konu örtbas edilemez. Eğer bir suçlu varsa bunlar 21. Yüz yıla  evlat yetiştiren ana babalardır ! Toplum etkenleridir ! Ve ihmalde bulunan görevlilerdir !

 

Bu olaylar son bulmadığı sürece üzülerek söylüyorum bilinçli aileler çocuklarını okutmaktan kaçınacaktır.Ya önlemler artırılsın, bu beylere sorumluluk aşılansın yada Devletimizin parası boş yere harcanmasın ! Biz, Devlet’in koltuğu yakıldı diye devlete hıyanet içinde olanları bastonla kovalayan adamların evlatlarıyız. Erzurum halkı yeri gelir geçmişte yaşandığı gibi kendi güvenliğini kendide sağlar.

Yorumlar

“Nereye Gidiyoruz?” için 5 yanıt

  1. ali pınar

    ‘fakültelerden sorumlu sivil arkadaşlar’ kimler, biraz daha açsaydınız keşke, eğer ilk akla gelen ideolojik bir teşkilatın mensuplarıysa ve bu şehir onlara güvenlik konusunda bel bağlıyorsa, yazıklar olsun, çok yazık!

  2. mehmet kadrioğlu

    burada sivil diye açık bir şekilde emniyet mensupları kastediliyor. her fakültede sivil polis memurları zaten görev yapmaktalar. yazıda kastedilen bence bu. bu başarılı yazının dışına taşacak ancak şahsi olarak düşüncem ideolojilerinin mücadelesini veren arkadaşları mücadelenin içinde oldukları için önemsiyorum lakin bilinçsiz bir mücadele içinde oldukları içinde boşa kürek çektiklerini düşünüyorum. umarım bundan sonraki süreçte ideolojilerine bilgi ve birikimleriyle sahip olurlar. böyle sosyal ve güncel bir konuya değindiği için yazar arkadaşımıza teşekkür ederim.

  3. ali pınar

    amacım bahsi geçen arkadaşların ne ideolojilerini ne de bilgi birikimlerini eleştirmekti, bu ayrı bir konu ki tartışmak buralara sığmaz, ama ‘fakültelerden sorumlu sivil arkadaşlar” ifadesi farklı ve daha açık bir şekilde ifade edilebilirdi, eğer yazı size (mehmet kadrioğlu) yada yanıdığınız birine aitse ve ifadenin kastından eminseniz diyecek birşey yok, ama eğer aksiyse ben yine de ifadenin yetersiz olduğu kanaatindeyim ve hala şüpheyle yaklaşıyorum.

  4. mehmet kadrioğlu

    ben görüşlere tamamen katılıyorum demedim sadece okudum ve ifadenin açık olduğu kanısındayım. herhangi bir tartışma ve başka bir konuya sapma durumu yaratmak istemedim. iyi okumalar dilerim.

  5. Ali

    Eleştiriye yoruma niye açık değilsiniz eklemiyorsunuz ? Ne dedik küfür mü ettik hakaret mi ettik ? Beyefendiler en üst perdeden konuşunca sorgulayınca sövünce ses seda yok da biz yazınca mı ters düştü ?