Kategori: Sağlık

  • Vatandaşa Adım Ölçer Dağıtılacak

    Vatandaşa Adım Ölçer Dağıtılacak

    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ‘Bakanlığın yaptığı araştırmalara göre, toplumun yüzde 70 yeterince hareket etmİiyor’ dedi.

     

    Bakan Akdağ, Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği Müze ve Sergi Salonu’nda düzenlenen ‘Obezite ile Mücadele Kampanyası’ açılış toplantısına katıldı. Akdağ vücut kitle indeksininin formülünü şöyle açıkladı: ‘Vücut kitle indeksi, 25’in üzerinde olan kişiler kilolu kabul ediliyor. Vücut kitle indeksini bulmak için boyumuzu, kendisiyle çarpıyoruz, kilomuzu çıkan sonuca bölüyoruz. Dünyada bu sonucun 25’in üstünde olduğu insan sayısı bugün yüzde 35. Türkiye’de de bu oranı aşağı yukarı yakalamış durumdayız.’

     

    Akdağ ‘Dünyada 15 yaş üzerindeki kişilerin yüzde 30-35’i yeterince egzersiz yapmıyor. Yani az da olsa egzersiz yapanlar, üçte biri geçmiyor. Bizim yaptığımız araştırmalara göre, toplumun yüzde 70’i yeterince hareket etmiyor.’ dedi. Akdağ, şişmanlıkla mücadelenin, sigarayla mücadeleden daha zor olduğunu belirterek, önümüzdeki iki yıl hareketsizlik ve yüksek kiloyla yoğun bir biçimde mücadele edileceğini söyledi.

     

    Şişmanlığın en düşük olduğu ilin Erzurum, bölgenin Doğu Anadolu Bölgesi (yüzde 20) olduğunu dile getiren Akdağ, Doğu Anadolu’yu yüzde 28’le Ege Bölgesi’nin ve yüzde 30’la Akdeniz Bölgesi’nin izlediğini  bildirdi. Günde kaç adım atıldığının belirlenmesini sağlayan ‘adım ölçer’lerin aile hekimleri tarafından ücretsiz olarak dağıtılacağına da dikkat çeken Akdağ, ‘Bunları belinize takıyorsunuz. Günde kaç adım attığınızı size söylüyor. 10 bin adım atılmasını öneriyoruz, Alım sürecini yakında başlatacağız’ dedi.

  • Kürtaj Düzenlemesi Kesinlikle Yapılacak

    Kürtaj Düzenlemesi Kesinlikle Yapılacak

    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, kürtajla ilgili yasal düzenlemenin mutlaka çıkarılacağını belirterek, ”Meclis 1 Temmuz’da kapanırsa yasal düzenleme Ekim’e kalacak. Ama yasal düzenleme dışında yönetmelikler ve uygulamalarla yapılacak çok iş var” dedi.Meclis’te bir grup gazetecinin sorusunu yanıtlayan Akdağ, kürtajla ilgili raporun tamamlandığını hatırlatarak, gündemin yoğunluğu nedeniyle dün yapılan Bakanlar Kurulu’na sunamadığını, bir sonraki toplantıya kaldığını söyledi. Bakanlar Kurulu’na sunmadan raporun içeriği hakkında bilgi veremeyeceğini vurgulayan Akdağ, konuyla ilgili 20’ye yakın toplantı yaptıklarını ifade etti.

     

    Akdağ, düzenlemenin Meclis tatile girmeden çıkıp çıkmayacağı sorusuna, ”Eğer Meclis 1 Temmuz’da kapanacaksa yasal düzenleme Ekim’e kalmış olacak. Ama yasal düzenlemeler dışında bu programda yapılacak çok iş var, yönetmelikler ya da uygulamalarla…’ karşılığını verdi.

     

    Meselenin kadının sağlığını ve bebeğin yaşam hakkını beraber korumak olduğuna işaret eden Akdağ, şöyle konuştu: ”Kürtaj ya da istemli düşük söz konusu olduğunda genelde ‘ulaşılabilir ve güvenilir istemli düşük’ kavramı öteden beri çok kullanılır. Bir hamile kadının güvenilir istemli düşük imkanına ulaşması lazım. Ama bunun anlamı, istemli düşük veya kürtajın çocuk yapmayı önleyici çok normal bir yol olduğu değildir tabii ki. Dünya Sağlık Örgütü’nün en son Litvanya’daki toplantısında, Dünya Sağlık Örgütü’nün Orta Avrupa Bölge Direktörü belki Türkiye’deki tartışmaların da ışığında şöyle bir üçlü kavramı dile getirdi; ‘ulaşılabilir, güvenilir ve nadir kürtaj…’ Meselenin önemli tarafı bu. Burada kadının hakkını koruduğunu düşünen kadın hakları örgütleri, siyasiler ya da toplumdaki çeşitli kesimler, kürtajın bu kadar yaygın kullanımının kadına ne kadar zararı olduğunu bilerek mi konuşuyorlar? Kürtaj sonuçta kadına bir çok zarar veren bir işlem…Erken komplikasyonları var, geç komplikasyonları var. Biz mümkün olduğu kadar kadının ailesiyle, eşiyle birlikte planlama yapmasını kolaylaştırmalı, bunun önünü açmalı, kürtaj sayısın da azaltmalıyız. ‘Bırakın herkes kürtaj yaptırsın’ demek, kadının hayrına bir iş değil.”

     

    Akdağ, ”Bakanlar Kurulu onay verirse yasal düzenleme yapılmayabilir mi?” sorusuna, ”Yasal düzenlemeyi kesinlikle yapacağız. Çünkü mevcut kanunun adı bile yanlış. Bugünün kavramlarının çok gerisinde kalmış, ‘Nüfus Planlaması Kanunu’ diye çağdışı kalmış bir kavram. Nüfus planlaması diye bir kavram kalmadı dünyada. Üreme sağlığı kavramı var. Kanunun adı içeriğine de yansıyor. Daha çağdaş bir hale getireceğiz” karşılığını verdi.

  • Hasta Yakınları ile Hastane Çalışanları Kavga Etti

    Hasta Yakınları ile Hastane Çalışanları Kavga Etti

    Erzurum’da sezaryen ile doğum hasta yakınları ile hastane çalışanlarının karakolluk olmasına neden oldu.

     

    Edinilen bilgiye göre, Erzurum’un Palandöken ilçesinde dün meydana gelen olay şöyle gelişti:“G. İ.’nin doğum sancıları başlayınca aile yakınları tarafından dün saat 06. 15 sıralarında Palandöken ilçesi sınırları dahilinde bulunan bir hastaneye getirildi. Hemen tedavi altına alınan G. İ., sezaryen ile doğum yaptı. Daha sonra doğumun sezaryen ile yapıldığına tepki gösteren G. İ’nin aile yakınları ile hastane çalışanları arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma sonrasında hasta yakınları ile hastane çalışanları arasında tehdit ve kavga olayı yaşandı.

     

    Durumun polise intikal etmesi üzerine müşteki ve şüpheli konumunda toplam 12 kişinin karakolda olayla ilgili ifadesine başvuruldu.

  • Ordu’dan Erzurum’a Hayat

    Ordu’dan Erzurum’a Hayat

    Ordu’da bir hafta önce ormanda çalışırken üzerine ağaç düşmesi sonucu yararlanan ve kaldırıldığı Ordu Devlet Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen Mustafa Okutan’ın organları dört kişiye umut oldu.

     

    Ordu’nun Kabadüz ilçesine bağlı Turnalık Yaylası mevkisinde ormanda ağaç işinde çalışan Mustafa Okutan (34), üzerine ağaç düşmesi sonucu yaralanarak Ordu Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Altı gündür Ordu Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi gören ve beyin ölümü gerçekleşen Okutan’ın ailesi, böbrek, karaciğer ve kalbini bağışladı. Okutan’ın bağışlanan organları için adeta zamana karşı yarışıldı. Ankara İhtisas Hastanesi ekipleri özel uçakla önce Samsun-Çarşamba Havaalanı’na, buradan da karayoluyla Ordu Devlet Hastanesi’ne geldi. Gerçekleştirilen başarılı operasyonun ardından alınan kalp, zamana karşı yarışan ekiplerin gayretleriyle karayolu ile Orduspor Durugöl Spor Tesisleri’ndeki futbol sahasına getirilerek, buraya iniş yapan Sahil Güvenlik’e ait helikopterle yola çıkarıldı. Zamanla yarışılan nakilde yaklaşık 5 kilometrelik yol 2,5 dakikada katedildi. Hastanenin teknik ekibi organı helikoptere yerleştirdikten sonra havalanmasını beklerken helikopterin çalışmadığını öğrenince panik yaşarken, helikopter sahadan yaklaşık on dakika sonra havalanabildi. Helikopter, Ordu’dan aldığı kalp ve böbreğin bir tanesini Çarşamba Havaalanı’na götürürken, kalp özel uçakla Ankara İhtisas Hastanesi’ne, böbrek ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürüldü. Okutan’ın karaciğeri Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne, böbreğin diğeri de Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürüldü.
    Mustafa Okutan’ın ağabeyi Ayhan Okutan, kendi kızının da başkasının kalbi ile yaşadığını belirterek, “Benim kızımda da kalp rahatsızlığı vardı. Benim çocuğum da başkasının organıyla yaşıyor. Belki ben o sıkıntıları görmeseydim bağış yapmazdık. Benim çocuğum da başkasının kalbini taşıyor. Benim kardeşim de şu anda beş tane can kurtarıyor. Benim bir kardeşim vardı, şimdi beş kardeşim oldu” dedi.

     

    Mustafa Okutan’ın eşi Adile Okutan ise, “Eşimin organlarını bağışladığımız için çok mutluyum ama vefat ettiği için çok üzgünüm. Başka söyleyecek söz bulamıyorum” şeklinde konuştu.Öte yandan, Mustafa Okutan’ın ailesi tarafından akciğeri de bağışlanırken, operasyon sırasında uygun görülmeyerek alınmadığı öğrenildi.

  • Ener Başkanı Aksu

    Ener Başkanı Aksu

    Erzurum Düşünce ve Strateji Merkezi Başkanı Vahdet Nafiz Aksu, “Hasta yakınlarının ucuz ve kaliteli bir şekilde barınacağı konukevi, Erzurum için acil ihtiyaç” dedi.

     

    Kısa adı ENER olan Erzurum Düşünce ve Strateji Merkezi Başkanı Vahdet Nafiz Aksu, yaptığı yazılı açıklamada, özellikle son yıllarda yapılan ciddi yatırımlarla Erzurum bölgenin en önemli ve iddialı sağlık merkezi haline geldiğini belirterek, “Sağlık Bakanlığı’na ait Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesi gerek fiziki imkânlar ve gerekse tıbbi seviye bakımından ülkenin önemli hastaneleri arasında haklı bir şöhret kazanmış bulunuyor.

     

    Erzurum’un yanı sıra civar illerden de çok sayıda hastanın tedavi gördüğü bu hastane, uçak ambulans imkânı sayesinde büyük merkezlere hasta sevk eden nadir sağlık kuruluşları arasında yer almayı başardı.Atatürk Üniversitemize ait hastaneler de yüksek düzeyde her türlü sağlık hizmetinin verilebildiği sağlık kuruluşları haline gelmiş bulunuyor. Bölge’den çok sayıda hasta kabul eden üniversite hastanelerimiz, sadece bilimsel düzel bakımından değil, hastanelerin fiziki imkan ve yeterlilikleri bakımından da parmakla gösterilen merkezler arasında yer alıyor” diye konuştu.

     

    “Yakutiye Hastanesinin baştan sona yeniden onarılması, Aziziyenin de yeniden inşa edilen bina taşınmasıyla derli toplu hale gelen ve fiziki imkânlar bakımından beş yıldızlı hale gelen bu hastaneler hem üniversitenin hem de şehrimizin iftihar edebileceği sağlık kuruluşlarıdır” diyen Aksu açıklamasını şöyle sürdürdü;“Hem Sağlık Bakanlığının, hem de Üniversite’nin hastanecilikte bu üstün düzeyi yakalamış olmaları ‘sağlık turizmi patlamasına’ neden olmuştur.Tüm bölgeden akın akın şehre gelen hastaların bir bölümü ayakta tedavi görmekte, bir bölümü de ilgili servislere yatırılarak tedavi edilmektedir. Bazı hastalar birden fazla refakatçiye ihtiyaç duymaktadır.Hem ayakta tedavi gören hastaların, hem de refakatçilerin barınabilecekleri ‘Hasta ve refakatçi Misafirhaneleri’ bu bakımdan acil ihtiyaç halini almış bulunuyor.Türkiye çapında birçok Üniversite Hastanesi bu ihtiyacı zamanında görerek, hastanelere yakın alanlarda Hasta ve Refakatçi misafirhaneleri inşa etmiş bulunuyor. GATA, Hacettepe, Ege Tıp, Memorial hastanelerinin böyle tesisleri bulunuyor.

     

    Bazı Belediyelerimiz de sosyal Belediyecilik kapsamında güzel tesisler yaptırmış bulunuyorlar.İnsani Yardım Vakfı (İHH) tarafından Adıyaman 82. Yıl Devlet Hastanesi’ne yapılan Refakatçi Konuk Evi’nin açılışı kısa zaman önce yapılmış bulunuyor.Görüldüğü gibi birçok ilde bu ihtiyaç fark edilerek gereği yerine getirilmiş durumdadır.Hastanelerinin kalitesi ve fiziki imkânları bakımından Türkiye Çapında iddialı hale gelen Erzurum’a da bu önemli hizmetin kazandırılma vakti gelmiş bulunuyor.Birbirine yakın mesafede bulunan Üniversite hastaneleriyle, Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yakın bir mahalde büyük bir Refakatçi Konukevi inşasını mümkün görüyoruz. Bu ortak bir proje şeklinde olabilir, Üniversitenin müstakil projesi şeklinde de gerçekleştirilebilir.Üniversite Hastanelerine bitişik bazı okullara yeni bina yapılarak, onların binaları bu amaca uygun hale de getirilebilir.Belediyelerin de diğer illerdeki uygulamaları inceleyerek bu konuya eğilmelerini diliyoruz.Misafirhane fiyatlarıyla hizmet verecek, fakir hasta yakınlarının ücretlerinin hayırseverler ve ilgili fonlarca karşılanacağı böyle bir tesise olan ihtiyacı gündeme getirmeyi yararlı görüyoruz.“