Kategori: Kültür-Sanat

  • Sümmani’ye Saygı Gecesi

    Yakutiye Belediyesi Yakutiye Kent Meydanında, Aşık Sümmani’ye Saygı gecesi düzenlendi. Erdal Güzel, İsmail Bingöl ile, aşıklar Fuat Çerkezoğlu ve Sıtkı Eminoğlu’nun katıldığı gecede Sümmani’nin hayatı ve bade alması anlatılıp, ona ait şiirler seslendirildi. Ali Korkut, değerlerin yaşatılması için onlara sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Teröre karşı vatan topraklarını koruyan şehitler için aşır okunup, dua edildiği gecede Şehitler için atışmalar da yapıldı.

     
    Ervah-ı ezelden levh ü kalemden / Bu benim bahtımı kara yazdılar / dizeleriyle asırlar ötesinden seslenen Aşık Sümmani, Yakutiye Kent Meydanında anıldı. Erdal Güzel, İsmail Bingöl’ün sözleri, Fuat Çerkezoğlu ile Sıtkı Eminoğlu’nun sazıyla anlattığı Sümmani, ‘Sümmaniye Saygı’ gecesinde ilgiyle izlendi. Badeli aşıklar kervanının son halkalarından olan Aşık Sümmani, bade alışını; Vardım saf saf olup durmuş divana / Ben de el bağlayıp geçtim bir yana dizeleriyle anlatır. Asıl adı Hüseyin olan Sümmani, 1861 yılında Erzurum’un Narman ilçesi, Samikale Köyü’nde doğmuştur. Sümmani’nin 10-11 yaşlarına geldiğinde, aşk badesini içtiği bilinmektedir.
    Asıl adı Hüseyin olan Sümmani, rüya aleminde aşk badesini içer, Dervişler ona söylerler;
    -Oğul, buna aşk badesi derler. Sevdiğin kız aşkınadır. Kızın adı Gülperi’dir. Bedahşah kentinde Şah Abbas’ın kızıdır. Sen Onun. O da senindir. Birbirinize aşık maşuk’sunuz. Dervişlerden biri Gülperi’nin cemalini gösterir. Üç bardak Hüseyin’e, üç bardak ta Gülperi ‘ye verirler. Yeşil mürekkeple yazılı bir kitap okuturlar. Sümmani, bu hali; Üç harf okuttular yeşil yapraktan / Okudum harfini noktasın tek tek diyerek rüya aleminde vardığı mekanı dizelere aktarır. Ancak Sümmani’nin bu dünyada kavuşmasına izin yoktur. Sen içün dünyada kavuşmak haram / dizesi bunun içindir.

     
    Sümmani, aşkıyla yanar ve köyünde duramaz. Bu aşk uğruna, sevdiğini aramaya yollara düşer. Önce Kafkaslar’a, oradan İran’a gider. İran- Turan illerini dolaşır. Ama Gülperi’ye kavuşmak başka bir hayatadır. Sümmani araya araya, 5 Şubat 1915’te doldurduğu ömrünü, Samikale köyünde noktalar.

     
    KORKUT, “DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ”
    “Sümmani’ye Saygı Gecesi” öncesinde vatan toprakları için canlarını feda eden Şehitler için Aşır okunup, dualar edildi. Belediye Başkanı Ali Korkut, “Sümmani için ‘Saygı Gecesi’ değerlerimize sahip çıkışımızdır. Yarınlara daha güçlü adımlarla, değerlerimizi yaşatarak atabiliriz. Yakutiye Kent Meydanı bunun için var, insanımız için var. Etkinliklerin anlamı da budur” şeklinde konuştu.

  • Palandöken’den Kalpler’e

    Palandöken Belediyesi Kültür Etkinlikleri Kapsamına da Erzurum’un yetiştirdiği genç yazarlarından biri olan İrfan Gürkan Çelebi’nin, “Vahiyden Kalbe” isimli kitabını 3. Baskısını Ramazan hediyesi olarak ücretsiz okurlarıyla buluşturdu.

     

     
    MUTLULUĞUN KİTABI 1400 YIL ÖNCE VARDI
    İrfan Gürkan Çelebi, “Vahiyden Kalbe” adlı çalışmasında yıllardır bulunamayan mutluluğun formülünün Kur’an-ı Kerim’deki 40 ayette saklı olduğunu söylüyor. ‘Mutluluğun formülünü bulmanın binbir yolu’na dair bugüne kadar yüzlerce kitap yayınlandı. Birbirinin kopyası olan bu kitaplar yayınlanmaya da devam ediyor. Oysaki Erzurumlu genç yazar İrfan Gürkan Çelebi, bunlara hiç gerek olmadığını düşünüyor. Mutluluğun formülünü veren kitap, 1400 yıl öncesinden insanoğluna zaten gönderilmişti. Birçok filozofun, edebiyatçının sözlerine kulak verip mutluluğun peşine düşen insanlar, Yüce Yaratan’ın tavsiyelerini yıllarca göz ardı etmişlerdi. Yazar Çelebi’ye göre Aristo’yu, Rousseau’yu, Shakespeare’i çok iyi bilenler, aslında kendilerini herkesten daha iyi tanıyan Yaratıcı’nın mutluluk önerilerini araştırmadılar. Belki de merak etmediler. Aslında Kur’an-ı Kerim mutluluğun başucu kitabıydı. Çelebi,” Bu kitabın 3. Baskısını Kültür Etkinlikleri kapsamın da Ramazan hediyesi olarak ücretsiz bir şekil de Erzurumlu okurlarla buluşturan Palandöken Belediye Başkanımız Sayın Orhan Bulutlara teşekkür ederim”.

     

     
    BAŞKAN BULUTLAR, “KÜLTÜR HİZMETLERİMİZ DEVAM EDECEK”
    Palandöken Belediyesinin Kültür ve Sanat etkinlikleri artarak devam edeceğini söyleyen Belediye Başkanı Orhan Bulutlar,” İlçemiz kış sporları ve kış turizmi merkezi olmanın yanı sıra kültür ve sanat merkezi olması için yerel yönetim olarak üzerimize düşen sorumluluk ve bilinçle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda belediye olarak 500 kişilik kapalı spor salonu, meslek edindirme kurslarını da verileceği çok amaçlı kültür merkezi inşatlarımız hızla yükseliyor. Palandöken Mahallemiz de tamamlanan Bilgi ve Kültür Evimiz hizmete açılacak günü bekliyor. Belediyemizin Kültür Hizmetlerinin 6. Serisi olan “Vahiyden Kalbe” isimli kitabın yazarı Erzurum’un yetiştirdiği genç, güzel ve temiz Yazarımız İrfan Gürkan Çelebi, kitabının bir solukta okuyacağınız bu güzel kitap okurlarıyla buluşturmanın mutluluğu içerisindeyim” dedi. Kültür ve Sanat Dostlarına da kısa bir mesaj gönderen Başkan Bulutlar,” Belediyemizin kültür hizmeti olarak sunduğumuz bu kitap size yüce yaradan’ımızın insana ve topluma mutluluk içerisinde yaşaması için neler yapması gerektiğini söylediği ayetleri bir araya getirerek, en doğru yol haritasını sunuyor. Unutmamak gerekir ki, mutlu bir aile huzurlu bir toplumun ilk ve en önemli adımıdır” diye konuştu.

  • Utanç yazıları

    Osmanlı döneminde kışla olarak kullanılan Erzurum kalesinin duvarları adeta aşk mektubu gibi.

     
    Erzurum’da çifte minareli medrese, Lalapaşa medresesi ve Yakutiye medresesinden sonra kentin önemli tarihi mekânlarından biri konumunda bulunan Erzurum kalesindeki bakımsızlık ve korunaksızlık gelen ziyaretçileri de hayrete düşürüyor. Erzurum’a gelen yerli ve yabancı turistler karşılaştıkları manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 5. yüzyılda yaptırılan ve günümüze kadar ulaşan tarihi kalenin bakımsızlığına tepki gösteren çevre sakinleri “Buraya yetkililerin sahip çıkması gerekiyor. Buraya gelip spreylerle duvarlara yazı yazıyorlar. Akşamları da buraya sarhoşlar gelip içki içiyor sonra içki şişelerini de kale duvarına atıp kırıyorlar. Yetkililerden talep ediyoruz tarihimize sahip çıksınlar” dediler.

     
    ERZURUM KALESİNİN TARİHİ
    Yaklaşık 2 bin metre yükseklikte bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan iç kale 5. yüzyılda Roma İmparatoru Theodosius tarafından yaptırılmıştır. Son zamanlara kadar Türkler tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Kale Mescidi ve saat kulesi Türk mimarlığının ilk örnekleri olmaları bakımından önem taşırlar. Tepsi Minare olarak da adlandırılan kule Ortaçağ’larda gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Osmanlı mimarisinin Barok çağında saat kulesine çevrilmiştir. 1124-1132 yılları arasında hüküm süren Abu’l
    Muzafferüddin Gazi tarafından yaptırılmıştır. Tek büyük bir kubbe ile örtülen mescid geleneksel Türk mimarisinin özelliklerini taşır.

  • Erzurum’da Film Festivali

    Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’nun, AB Bilgi Merkezleri Ağı’nın Desteklenmesi Projesi kapsamında gerçekleştirdiği, “Avrupa Çocuk Filmleri Festivali”, Ağustos’ta Erzurumlu çocuklarla buluşacak.

     

     
    Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Erzurum AB Bilgi Merkezi tarafından organize edilen etkinlikle; Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, İl Müftülüğü ve Kültür ve Eğitim Vakfı bünyesinde hizmet alan 6-13 yaş arası dezavantajlı çocuklara, sinema dünyasının kapılarını aralamak ve güçlü bir sanat ortamı olan filmlerle farklı ülkelerin kültür ve geleneklerinin tanıtılması amaçlanıyor. Çocuklar, 7-9 Ağustos 2012 tarihleri arasında Cinetekno Sineması’nda gerçekleştirilecek etkinlikte, Milli Eğitim Bakanlığı’nca izin verilen Arthur ve Minimoylar, Asteriks Vikinglere Karşı, Donkişot, Kediler Şehri, Sevimli Dinozorlar Tatilde ve Cüceler Devlere Karşı; Gizli Oda filmleri izleme imkanına sahip olacak.

     

     
    Yaklaşık 1.200 çocuğun katılması beklenen 3 günlük etkinlik kapsamında ayrıca çocuklara çeşitli hediyeler dağıtılacak.

  • Erzurum’da bir tarih yok oluyor

    Erzurum’un Şenkaya ilçesine bağlı Evbakan (Somon) köyünde bulunan ve Kültür Bakanlığı kayıtlarında da yer alan tarihi kale ve kilisenin bakımı ve yolunun yapılması talebinde bulunuldu.

     
    Köy muhtarı Gürbüz Vural, birkaç kez yapmış olduğu girişimin sonuçsuz kaldığını belirtti. 10. yüzyıla ait dünyada eşine az rastlanır bir Gürcü Kaya Kilisesi olan Evbakan köyündeki kilisenin çıkış yolunun tamamen yok olduğunu, gelen turistlerin çıkmakta hayli zorlandıklarını dile getiren Vural, bir an önce kilisenin yolu ve restorasyonunun yapılmasını istedi.

     
    Gürcü mimarisinin günümüze kadar ulaşan az sayıdaki duvar resimli kiliselerinden birisini oluşturan Evbakan köyündeki kilise önemli bir tarih ve kültürel yapı olarak biliniyor.