Kategori: Kültür-Sanat

  • Erzurum’dan Meşk Geceleri ile Sıra Geceleri, Kürsü Başı ve Otağ Başı’na rakip oldular

    Erzurum’dan Meşk Geceleri ile Sıra Geceleri, Kürsü Başı ve Otağ Başı’na rakip oldular

    Erzurum Fasıl ekibi, Urfa yöresine ait sıra geceleri, Elazığ bölgesine ait Kürsü Başı, Diyarbakır yöresine ait Otağ Başı’na “Erzurum Meşk Geceleri” ile rakip oldu.
    Erzurum’da yerel olarak faaliyet gösteren Erzurum Dadaşlar Fasıl Ekibi Fikret Şimşek ve Celil Kalkan oluşturdukları müzik grubuna noterden “Erzurum Meşk Geceleri” adını tescil ederek yöresel marka oluşturmak için çalışmalarına start verdi.
    Erzurum Dadaşlar Fasıl Ekibi, solistleri Fikret Şimşek ve Celil Kalkan, pandemi nedeniyle bir süredir ara verdikleri programlarına “Meşk Geceleri” ile yeniden başladı.
    Fasıl grubu solistleri Fikret Şimşek ve Celil Kalkan, “10 yıl önce Erzurum Dadaşlar Fasıl ve Meşk Ekibi’ni kurmuştuk. Urfa’da, Elazığ’da, Diyarbakır’da, Mardin’de bu tür etkinler yapılıyordu. Bizler de ekip olarak Erzurum’da böyle bir eksikliğin olduğunu fark ettik ve 13 ekip arkadaşımızla meşk ekibini kurduk. ‘Sıra Geceleri’ bilindiği gibi Urfa yöresine ait, ‘Kürsü Başı’ Elazığ bölgesine ait, ‘Otağ Başı’ Diyarbakır yöresine ait, bizler de Erzurum’un ismi ne olsun diye düşündük ve Erzurum’un isminin ‘Meşk Geceleri’ yaptık. Erzurum’da yıllar önce bu tür etkinlikler yapılıyordu. Meşk geceleri ismini de noterden tasdik ettirdik, bundan sonra Erzurum’un da Meşk Geceleri ismini tescilledik” diye konuştu.
    Erzurum Dadaşlar Fasıl Ekibi, müşterilerin rahat etmeleri ve daha eğlenceli hale gelmesi için çiğ köfte, tel helvası gibi etkinlikler yapıyorlar. Ekibin davulcusu davulu yakarak renkli gösteriler oluşturuyor.

  • Aziziye Belediyesi’nden tiyatro ziyafeti

    Aziziye Belediyesi’nden tiyatro ziyafeti

    Erzurum Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Bir Bayram Sabahı” Aziziyeli tiyatroseverlerle buluştu. Aziziye Belediyesi’nin ev sahipliğinde Ilıca Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Kültür Merkezi’nde sahnelenen tek perde komedi, büyük ilgi gördü.

    Cumartesi günü iki seans halinde sahnelenen oyunu Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan da izledi. Cengiz Durular’ın kaleme aldığı, Erzurumlu usta tiyatrocular Oktay Parlar ve Yakup Çağlayan’ın da hem yönetip hem de rol aldığı oyunda, Erzurumlu bir ailenin yaşadığı bir bayram sabahı konu edildi. İzleyenleri gülmekten kırıp geçiren oyunda, zaman zaman hüzünlü anlar da yaşandı.

    Başkan Orhan’dan Plaketli Teşekkür
    Her yaştan izleyiciye hitap eden tek perdelik komedi oyununu Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan da çocuklarıyla birlikte izledi. Oyunda Ilıca üzerine birbirinden renkli doğaçlama örnekleri sergileyen oyuncular, izleyicilerden büyük alkış alırken, Başkan Orhan da, gösterim sonunda oyunun yazar ve yönetmenlerini plaketle ödüllendirdi.

    EBB Şehir Tiyatrosu’nun çok güzel işler çıkarttığını ve Erzurum’un zengin kültür birikimini sanatla takdire değer bir biçimde ifade ettiğini kaydeden Başkan Orhan, “Oyunda aile kültürümüzden gelenek ve göreneklerimize varıncaya kadar birçok konuyu dün-bugün süzgecinden geçirme fırsatı bulduk. Hem güldük, hem hüzünlendik, hem coştuk. Sevgili Cengiz Durular’ın kaleme aldığı, usta tiyatrocularımız Yakup Çağlayan ve Oktay Parlar’ın yönettiği tek perdelik komedide bir bayram sabahını adeta birlikte yaşadık. EBB Şehir Tiyatrosu’nun çok değerli oyuncularına ve bu coşkuyu birlikte yaşadığımız tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
    Gösterim sonunda Başkan Orhan, usta oyuncular ve konuklarla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.

     

  • Hayatını ahşap oymacılığına adadı

    Hayatını ahşap oymacılığına adadı

    Erzurumlu saz ustası, aynı zamanda da şarkı sözü yazıp besteleyen Kemal Yabancıoğlu ağaç işleme sanatının giderek kaybolmaya yüz tuttuğunu söyledi.

    Kemal Yabancıoğlu 1950 yılında Erzurum’un Kahramanlar Mahallesinde dünyaya geldi. Yoksullukla büyüyen Kemal Yabancıoğlu ortaokulu bile zor bitirdi. Yabancıoğlu hayat şartlarından dolayı küçük yaşta çalışmaya mecbur kaldı.
    Küçük yaşlardan itibaren saza hevesli olan bunu hayatı boyunca da sürdürmeye çalışan Kemal Yabancıoğlu ağaç işleme sanatına gönül verdi. Yakutiye Kent Merkezinde bulunan küçük işyerinde ağaç işleme sanatıyla uğraşan Yabancıoğlu saz tamiri yapıyor, ağaç oymacılığı ile birbirinden güzel maketlere imza atıyor.
    Ağaç işleme sanatının yanı sıra duygularını söze döküp beste yapan sonra da yazdığı eseri şarkı sözüne döken Kemal Yabancıoğlu, kaybolmaya yüz tutmuş sanatların yaşatılmasını istiyor.
    Kemal Yabancıoğlu hayatını şöyle anlattı: “Ben Erzurumluyum eski Karaz yeni adı Kahramanlar köyünde dünyaya gelmişim. Annem ve babam 1950 yılında köyden çıkarak şehir hayatına başlamışlar ve ben de şehirli olarak şehirde doğmuşum. Kendi hayatımı bir yön vermek benim hayatım oldu. Kendimi el sanatlarına ve müziğe verdim. Rahmetli babam o dönemlerde marangoz işiyle uğraşıyormuş, hani derler ya o dönemlerde el sanatları ile uğraşan sanatçılar ağaçtan adam yapar tabirini kullanırlarmış, babam da öyle bir adamdı. O dönem Sanat okulları vardı ancak orta bölümünü okuyabildim. O dönemlerde yaramazlık yapardık onun acısını yıllar sonra çeker oldum ve çevrem yüzünden okuyamadım. Sanat okulunun marangoz bölümündeydim. O dönemin hocaları bizlere ağaç işlemesi olarak insanların oturacağı bankları yaptırırlardı. Evlerde dekor olarak kullanılan ağaçtan kutu veya sanduka yaptırırlardı. İster istemez bende el sanatlarına git gide aşina olmaya başladım. Zaman içerisinde kendimi geliştirmeye çalıştım ve el sanatlarına olan duygularımı geliştirmeye başladım, maket yapıyorum, maket yapmanın yanı sıra başka bir hobim olan müzikle uğraşmaya başladım. Gördüğünüz gibi küçük bir mekan içerisinde müzik yapmaya da çalışıyorum. Küçük dükanımın kapıları herkese açıktır. Bağlamayı atölyem olsa sıfırdan yaparım fakat atölyem olmadığı için yapamıyorum. Yerimin küçük olmasıyla tamir işlerini yapmaya çalışıyorum. Sazın tel değişimi ve perde bağlamalarını yapmaya çalışıyorum. Öğrencilerim var, onlar bana gelerek bağlama dersi alıyorlar.”
    Sanatının kaybolmaya yüz tuttuğunu bunun da kendisini üzdüğünü söyleyen Yabancıoğlu, “Memleket olarak el sanatlarına olan ilgi artık gün gittikçe kaybolmaya yüz tutuyor. Saz veya bağlama işini yapan artık bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azalmış durumda, el sanatlarına ilgi doğuya nazaran çok fazla, el sanatlarının yanı sıra müzik işiyle de uğraşmaya başladım.
    Eskiden ev reisleri çocuklarını sanatkarların yanına çalışmaları ve bir şeyler öğrenmeleri için çırak olarak verirlerdi, şimdi ki zamanda ise veli çocuğunu getirdiği zaman sanat öğrensin diye değil de benim çocuğuma ne kadar ücret vereceksin derdine düşüldü. Bu öyle bir şey ki sanat ancak çalışmayla olur, ücret çok sonra konuşulacak bir konu, ama maalesef durum öyle olmayınca da çırak yetişmiyor. Önceleri bir veli çocuğunu sanat öğrenmesi için getirdiği zaman eti senin kemiği benim diye verilirdi, şimdilerde artık yok, ben 3 yıl 4 ay çıraklık yaptım ve gittiğim her gün için de para falan da almadım. Ustamız ancak hafta sonları harçlık verirdi o kadar, sanatın kaybolması işte bu yüzden, alttan gelen çırak yetişmeyince hangi meslek grubu olursa olsun bir süre sonra kayboluyor. Erzurum’a özgü halk dilinde fayton denir onlardan maket olarak yaptım, yine köylerde eski ismi öküz arabası yeni adıyla kağnı yapardım. Çocuklukta yaşayamadıklarımı şimdi sanata dökmeye çalışıyorum ama bir yandan da yaşta ilerledi, boş kaldığım için strese giriyorum en iyi sanatla uğraşmak bende bunu yapmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
    Kemal Yabancıoğlu’nun beste yapılmış şiiri şöyle:
    “Yarim sana yaptırayım,
    Gümüşten kaşık,
    Üstüne yazdırayım anam,
    Bu bana aşık,
    Ne güzel oğlan, boynuma dolan,
    Yarim sana yaptırayım,
    Gümüşten baston,
    Üstüne yazdırayım anam,
    Bu bunun dostu,
    Yarim sana yaptırayım,
    Gümüş karyola,
    Üstüne yazdırayım anam,
    Yat doya doya”
    Bu eserin öyküsü, evde oturuyoruz, eskiden kaşıklar sarı olur yani mise benzerdi hanım bana dedi ki bu kaşık nasıl da altına benziyor, aklıma şiir yazmak geldi, bu şiiri yazmam o zaman askerden yeni gelmişim 1972 yıllara denk geliyor. Şiir ve el sanatları ile uğraşmamın yanı sıra Erzurum fıkraları ile de ilgileniyorum” dedi.
    Kemal Yabancıoğlu’nun bestesi ve sözleri kendisine ait eseri yöresel sanatçılardan Fikret Şimşek ve ekibi tarafından seslendirildi.

  • Aziziye Belediyesi’nden “Farklı Bakış” sergisi

    Aziziye Belediyesi’nden “Farklı Bakış” sergisi

    Aziziye’deki kültür-sanat etkinliklerine bir yenisi daha ekleniyor. Aziziye Belediyesi, Erzurumlu sanatçı Neslihan Arzu Keteci’nin birbirinden özel eserlerini Çağdaş Hat Sergisi ile görücüye çıkartıyor.


    Dadaşkent’teki Engelsiz Yaşam Merkezi’nde yarın açılacak olan ve “Farklı Bakış” adını taşıyan Hat sergisinde, Keteci’nin yepyeni bir form ve farklı biçimsel anlatımlar kullandığı eserleri sanatseverlerle buluşacak. Ebru, çakıl taşı ve seramik sanatının birleşiminden ortaya çıkan eserlerin Hat sanatına ilgi duyanların beğenisine sunulacağı serginin açılışı ise, saat 13.00’te yapılacak.
    Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, “İslam kültürümüzün önemli bir parçasını teşkil eden İslami sanatlara ilgi duyan herkesi sergimize bekliyoruz” diyerek, içeriğiyle çok özel ve kıymetli olan bu etkinliğe davette bulundu.
    “İslami Sanatlar Bizim Kültürümüz”
    Başkan Muhammed Cevdet Orhan, Aziziye Belediyesi’nin kültür ve sanat etkinlikleriyle de ön planda olduğunun altını çizerek, organize ettikleri bu serginin, adı gibi çok farklı olacağını ifade etti. Başkan Orhan, “Hüsn-i Hat, Ebru, Seramik ve Tezhib gibi İslami dekoratif sanatlar, bizim kültürümüzde öteden beri çok özel bir yer tutmuştur. Bu bağlamda bizler de, hat sanatının çakıl taşları, ebru ve seramik süsleme sanatıyla buluştuğu birbirinden özel eserleri görücüye çıkartıyoruz. Farklı biçimsel anlatımlar kullanarak ortaya çıkardığı eserlerle hat sanatına alışılmışın dışında bir bakış açısı geliştiren Erzurumlu sanatçımız Neslihan Arzu Keteci hocamıza şimdiden teşekkür ediyor ve sanatseverleri Çarşamba günü açacağımız sergiye bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
    Erzurumlu sanatçı Neslihan Arzu Keteci ise, sergilenecek eserlerde yeni bir söylem, yeni bir çizgisel form ve biçimsel anlatım kullandıklarını belirterek, “Bu sergi görsel bir şölen olmasının yanı sıra, insanı ve psikolojisini olumlu yönde etkilemeyi de hedefliyor. Çalışırken büyük heves duyduğumuz, taşın sert dokusuna ebrunun nahifliğini kattığımız eserlerimizi görmeleri için herkesi sergimize bekliyoruz. Bu serginin Erzurum’la buluşması için olağanüstü çabalar sarf eden ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan Aziziye Belediye Başkanımız Sayın Muhammed Cevdet Orhan’a da özellikle teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

  • Keteci ve Dinçer’in “Farklı Bakış” hat sergisi beğeni topladı

    Keteci ve Dinçer’in “Farklı Bakış” hat sergisi beğeni topladı

    Erzurumlu sanatçı Neslihan Arzu Keteci ve Gülseren Özgör Dinçer’in yeni bir form ve farklı bir biçimsel anlatım kullanarak uzun süren çalışmalar neticesinde ortaya çıkardığı “Farklı Bakış” hat sergisi, Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

    Sanatçı Neslihan Arzu Keteci ve Gülseren Özgör Dinçer’in yeni bir form ve farklı bir biçimsel anlatım kullanarak uzun süren çalışmalar neticesinde ortaya çıkardığı “Farklı Bakış” hat sergisi, Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
    Sanatçı Neslihan Arzu Keteci ve Gülseren Özgör Dinçer’e ait eserlerin sergilendiği ve sanat danışmanlığını hattat ve müzehhib Muhammet Mağ’ın üstlendiği “Farklı Bakış” hat sergisi kapılarını sanatseverlere açtı.
    Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunulan eserler, Türk İslam Sanatlarının yeni bir söylem, yeni bir çizgisel form ve biçimsel anlatımını kullanarak yaşam alanlarına yerleşmesi için tasarlandı.
    Sanatçı Keteci ve Özgür tamamlayarak sundukları eserleriyle sadece görsel bir şölen değil aynı zamanda insan psikolojisini de olumlu yönde etkileme amacını taşıyor.
    Bu çalışmalarla farklı bir bakış açısı oluşturduklarını belirten Sanatçı Neslihan Arzu Keteci, “Fehim Hakkı İbrahimoğlu’nun öğrencisiyim. Yaklaşık 10 yıl boyunca çakıl taşlarıyla resim yapmaya çalıştım. Gerçekleştirdiğimiz bir sergiyi ziyarete gelen Muhammed Hoca’nın farklı bir bakış oluşturalım talebi sonrası Gülseren Özgör Dinçer arkadaşımla birlikte bu yola girdik. Çakıl taşıyla, ebru ve seramiği birleştirerek bugünkü farklı bakışı oluşturduk. Bu sergide şu an 34 tane eser var. Güzel ve farklı şeyler ortaya çıktı” diye konuştu.
    Keteci, “Çalışmalarımız Türk İslam Sanatlarının yeni bir söylem, yeni bir çizgisel form ve biçimsel anlatımını kullanarak yaşam alanlarına yerleşmesi için tasarlanmıştır.
    Bu çalışmalar; Hat sanatını mabedden çıkarıp yaşam alanlarının merkezine kimliksel ve kişisel olarak geçişini sağlamayı amaçlamaktadır.
    Resim, grafik, çağdaş ve dekoratif unsurlar taşımaktadır. Bu da boş olan bir alana yeni söylemler, yeni renkler, yeni formların girişine zemin hazırlamaktadır.
    Bu çalışmalar, değişen dünya konjonktüründe insanların, toplumların yaşamların bu değişimine sanatsal bir katkı ve uyum sağlamaktadır.
    Çünkü; sanat bir yaşam biçimidir. Tüm inançlara,tüm insanlığın sanat zevkine hitap etmekle beraber, ötekileşmenin toplumları böldüğü, parçaladığı bir ortamda bu çalışmalar bir bütünleşmeyi öngörmektedir.
    Bu çalışmalar sadece bir görsel şöleni yanı sıra, insanı ve psikolojisini olumlu yönde etkilemeyi ve katkıda bulunmayı hedeflemektedir” diye konuştu.
    Serginin önümüzdeki günlerde Erzurum’da da açılmasının planlandığı belirtildi.