Kategori: Yerel Haber

  • 7. Türk Dünyası ödülleri sahiplerini buldu

    7. Türk Dünyası ödülleri sahiplerini buldu

    İstanbul Ülkü Ocakları’nın düzenlediği ve bu yıl yedincisi gerçekleşen Türk Dünyası ödül töreni pandemi kuralları çerçevesinde İstanbul Yunus Emre Kültür merkezinde gerçekleşti.

    Törene Kovid-19 tedbirleri kapsamında sınırlı sayıda katılımcı bulunurken Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Faruk Aksu, İstanbul Milletvekili Arzu Erdem, MHP MYK-MDK üyeleri, MHP İstanbul İl Başkanı Birol Gür, MHP İstanbul İl Yöneticileri. Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcıları ile Ülkü Ocakları İl Başkanları, İl Yöneticileri. İlçe Başkanları, Akademisyenler, çeşitli STK’lar ve sanatçılar katıldı.

    Tören, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları, Ülkücü ideoojisinin kurucusu Alparslan Türkeş ve ülkücü şehitler adına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla başladı.

    Törende açılış konuşmasını İstanbul Ülkü Ocakları başkanı Kazım Erdi Aktunç yaptı. Açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım konuşmasına katılımcıları ve ekranları başındaki ülkücüleri selamlayarak başlayan Yıldırım şu ifadelere yer verdi:

    “İçinde bulunduğumuz mübarek üç ayların, Türk ve İslam alemine huzur getirmesini Rabbim’den diliyor, her birinizin geçmiş kandilini kutluyorum. Şehadetinin sene-i devriyesinde dualarla andığımız Fırat Yılmaz Çakıroğlu kardeşimiz başta olmak üzere tüm ülkücü şehitlerimizi saygı ve minnetle yad ediyorum. Yine Gara Operasyonu’nda şehit düşen askerlerimiz ve sivil vatandaşlarımız nezdinde ülkemiz için canını vermiş tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum diyen Yıldırım Rahmetli Hüseyin Nihal Atsız “herkes bir özleyişle yaşar” demiştir. Bizler Altaylar ve Tanrı Dağları gibi önemli mekânlarımızda yaşamakla beraber; yâd ellerce bizden koparılan, ayrı bırakılan, uzak düşürülen kadim Türk yurtlarının hasreti ile büyüdük. Kaşgar’da zulme uğrayan kardeşimizin derdini derdimiz bildik. Hocalı’da katledilen, anasız-babasız bırakılan çocukları öz kardeşimiz saydık. Telafer’deki Türkmen analarının ağıtlarını duyarken, onları öz analarımızdan ayrı görmedik. Öz vatanlarından sürgün edilen Ahıskalı, Kırımlı, Karaçaylı soydaşlarımızın acılarını yüreğimizde hissettik. Kısacası nerede bir Türk varsa sevincini sevincimiz ve bilhassa kederini kederimiz bildik. İfadelerine yer veren Yıldım’ ın konuşmasındaki satır başlıkları, Bağımısız Türk devletleri arasındaki ekonomik ve sosyal ilişkiler, Türk devletlerinin alfabe birliği, Şuşa İlkokulu, Misak-ı Milli Sınırlarını kapsat-yan 12 Ada sorunu için düzenlenen birlik yürüyüşü ve Ocaktabul projesi gibi yapılan projeler oldu. Ahmet Yiğit Yıldırım konuşmasını Sözlerime son verirken, Türk dilinin konuşulduğu, Türk adının yaşatıldığı topraklardaki soydaşlarıma sesleniyorum; memleketin istiklal ve istikbal teminatı Türk gençliğine sesleniyorum; umutsuzluğa kapılmayın, durmayı bir an olsun düşünmeyin. Türk birliği için daha çok çalışacağız, esir düşmüş soydaşlarımızın hürriyeti için savaşmaktan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz, Turan’a giden yolda birlikte yürüyeceğiz. Ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi 21. Asır, Türk asrı olacaktır.”

    Yıldırım’ın konuşmasının ardından Ülkü Ocakları İl Başkanı Kazım Erdi Aktunç Genel Başkan Ahmet Yiğit Yıldırım’a Osmanlı-Pars kılıcı hediye etti. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Yıldırım’ın konuşmasından sonra sıra ödüllerin sahiplerini bulmasına geldi. Törende çeşitli dallarda Türk Dünyasına hizmet etmiş kişi ve kurumlara ödülleri takdim edildi.

  • Başkan Orhan, yardımsever zabıtaları altınla ödüllendirdi

    Başkan Orhan, yardımsever zabıtaları altınla ödüllendirdi

    Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, hasta bir kadının imdadına yetişen zabıta memurlarının örnek davranışını karşılıksız bırakmadı. Başkan Orhan, sergiledikleri insani yaklaşımla Erzurum’da herkesin takdirini kazanan zabıta memurları Kadir Koç, Hasan Çelik ve Mehmet Karaca’yı altınla ödüllendirdi. Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, “İnsanlara faydalı olmak ve onları ne olursa olsun bir müşkülden kurtarmak, takdir edilmesi gereken bir davranıştır” dedi.

    Zabıta Memurlarını Altınla Ödüllendirdi

    Aziziye Belediyesi Zabıta Müdürlüğü’nde görevli Kadir Koç, Mehmet Karaca ve Hasan Kılıç isimli zabıta memurları, Dadaşkent’te denetim halindeyken karşılaştıkları kalp hastası bir kadını acilen hastaneye yetiştirmiş ve hastanın sağlık durumuyla da yakından ilgilenmişti. Dadaşkent’te ikamet eden hasta kadın için Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde adeta nokta nöbeti tutan zabıta memurlarının bu örnek davranışı, Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan’ın da dikkatinden kaçmadı. Geçtiğimiz hafta yaşanan olayın ardından Başkan Orhan, Erzurum’da herkesin takdirini kazanan zabıta memurlarını makamında ağırlayarak hem teşekkür etti, hem de altınla ödüllendirdi.

    Orhan: İki Güzellik Bir Arada

    Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, konuyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede; zabıta memurlarının, bazen görev sahalarının dışında kalan olaylarla karşılaşabildiklerinin altını çizerek, “İşte bunun bir örneğini de Aziziye Belediye zabıtamız yaşamış. Hasta bir kadını kendi isteği doğrultusunda hastaneye yetiştirmek ve sağlık durumu düzelinceye kadar da başında beklemek, zabıta memurlarımızın taşıdığı hassasiyeti göstermesi kadar, aynı zamanda insani bir yaklaşım anlamına geliyor. Arkadaşlarımızın sergilediği bu davranış ayrı bir güzellik; vatandaşlarımızın zabıtamızı bu kadar benimsemiş olması ayrı bir güzellik İnsanlara faydalı olmak ve onları ne olursa olsun bir müşkülden kurtarmak, takdir edilmesi gereken bir davranıştır. Biz de bu bağlamda zabıta memurlarımızı kutladık ve ödüllendirdik. Bizlere bu güzelliği yaşattıkları için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Töremen ve Zabıta Müdürü Yaşar Çıplak’ın da hazır bulunduğu kabulde, günün anısına bir de hatıra fotoğrafı çekildi.

  • Yeni Dünya Vakfı’ndan Erzurum’a “İpekyolu Enstitüsü” önerisi

    Yeni Dünya Vakfı’ndan Erzurum’a “İpekyolu Enstitüsü” önerisi

    Yeni Dünya Vakfı Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan YDV Erzurum Şube Başkanı Ayhan Akbulut dünyada değişen ticaret yollarıyla siyasi ve kültürel dengelerin de değişeceğini, zihinsel manada yeni bir dünya kurulmak üzere olduğunu, kurulan bu dünyada İpekyolu’nun Türkiye’ye giriş kapısı olan Erzurum’a ciddi sorumluluklar düştüğünü belirterek konuyla ilgili YDV Erzurum şubesi olarak bir beyin fırtınası yaptıklarını ve çalışmanın sonuçlarını hem ülke hem Erzurum kamuoyunun dikkatlerine sunmak istediklerini ifade etti.

    YDV Erzurum Şube Başkanı Ayhan Akbulut açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

    “İnsanlık tarihinin en eski ve uzun karayolu olarak bilinen İpekyolu 200 yıllık uzun fetret dönemini tamamlayarak yeniden canlanmak ve çok önemli fonksiyonlar üstlenmek üzere Doğu, batı, kuzey, güney ticaret yollarını birbirine bağlayan “Tarihi İpekyolu” Mısır, Roma, Babil, Çin, Hindistan ve Türk medeniyetleri arasında güçlü ilişkiler kurmayı sağlamış; ticaret güzergâhındaki farklı dinlerin, kültürlerin, dillerin, coğrafyaların, mal ve eşyaların, düşüncelerin, bilgilerin, geleneklerin ve tecrübelerin karşılıklı aktarılmasında çok mühim işlevi olmuştur. Bu tarihi yol üzerinde birbirinden güçlü ticaret, eğitim ve kültür merkezi şehirler kurulmuştur. Tarih boyunca sadece ticaret kervanları değil ordular da bu yolu takip etmiştir, seyyahlar da, din adamları da, ilim adamları da, misyonerler de. Dünya medeniyetlerinin gelişmesine ve etkileşimine katkısı yadsınamaz tarihin en eski ve uzun karayoluna “İpekyolu” adını 1877’de Alman coğrafyacı ve jeolog Ferdinand Von Richfhofen vermiştir.

    Anadolu, İpekyolunun en önemli buluşma ve kavşak noktalarından biriydi. Tarihi İpek Yolu Avrupa’ya giderken Anadolu’da birçok kola ayrılarak ağ gibi Anadolu’yu sararak Karadeniz, Ege ve Akdeniz’deki limanlara ulaşırdı. Prof. Dr. Mehmet Bulut’un tespitine göre İran üzerinden gelen yolun Anadolu’daki güzergâhları şöyle idi. 1-Tebriz-Bargari-Erciş-Maalzgirt-Hınıs-Erzurum-Tercan-Erzincan-Sivas-Şarkışla-Kayseri-Aksaray-Konya-Adana-Ayas. 2- Tebriz-Erzurum-Sivas-Kayseri-Aksaray-Konya-Antalya-Alanya. 3-Tebriz-Erzurum-Bayburt-Gümüşhane-Trabzon. 4-Tebriz-Erzincan-Sivas-Tokat-Amasya Samsun-Sinop. 5- Tebriz-Sivas-Yozgat- Ankara-İstanbul. 6- Konya-Isparta-Denizli-İzmir. Karadeniz, Ege ve Akdeniz limanlarına aktarılan bu mallar, Venedikliler ve Cenevizliler tarafından gemileri ile Güney Avrupa ve Kuzey Afrika limanlarına ulaştırıyorlardı. İstanbul’a gelen mallar ise, Trakya üzeri kara yolu ile Avrupa içlerine kadar varıyordu.

    İpekyolunun baharat yoluyla kesişen güzergâhları dikkate alındığında karasal alandaki Asya, Afrika ve Avrupa kıtaları arasındaki bu uzun güzergâhla birlikte Büyük Okyanus, Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusunu birleştiren kadim bir yol olarak da değerlendirilebilir. Tarih boyunca karadan ve denizden izi sürülen doğu-batı güzergâhının bu bağlantısı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde gerçekleştirilen güçlü ulaşım ağıyla (bölünmüş yollar, otobanlar, hemen her şehirde kurulan hava alanları, bölgeleri birbirine bağlayan tüneller, Marmaray ve Avrasya tünelleri, yüksek hızlı tren, yenilenen ve geliştirilen demiryolu ağı, Bakü-Tiflis-Kars demiryolu; Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi ve 1915 Çanakkale Köprüsü) alt yapısını tamamlamış gözükmektedir. Son olarak Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılması ve Türk koridorunun açılması (Zengezur geçidi)Türkiye’den Nahcıvan üzerinden Azerbaycan’a ve Türkistan’a kesintisiz kara ve demiryoluyla ulaşımı mümkün kılmıştır ki bu, bilhassa Çin ve Türkiye arasında hayata geçirilmeye çalışılan “Orta Kuşak Yol Projesi” (İpekyolu) açısından son derece olumlu ve mühim bir gelişmedir. Evet, yol medeniyettir, hayattır. Dünya üzerinde ticaret yollarının değişmesi uluslararasındaki askeri, ekonomik ve kültürel dengelerin de değişmesi anlamına gelmektedir. Şöyle ki, dünya bu noktada tereddüt etmeden çalışmaktadır. UNESCO diyalog yolları kapsamında 1987’de “Büyük İpekyolu” projesini başlatmıştır. Ardından BM Dünya Turizm Örgütü 1993’te Endonezya’da düzenlediği genel kurul toplantısında “İpekyolu Turizmi” kavramını gündeme getirmiştir. 1995’te Özbekistan’ın Semerkant şehrinde UNESCO tarafından Uluslararası Orta Asya Çalışmaları Enstitüsü (IICAS) kurulmuştur. Bu kuruluş 2011 yılından itibaren de her yıl bir ülkede İpekyolu İş Birliği Toplantısı düzenlemektedir. Örneğin Çince kültür derslerinin verildiği Konfüçyüs Enstitüsü (Confucius Institute) bulunmaktadır ve oldukça etkin çalışmaktadır. Orta Kuşak Yol inisiyatifi tarihi İpekyolu üzerindeki yaklaşık 65 ülke için olduğu gibi en çok da ülkemiz için “yeni bir dünya”nın inşası demek. Devletimizin yetkili organları, üniversitelerimiz ve STK’ler yeni dünya inşasında elbette stratejiler geliştirmeye çalışmaktadır. Biz Yeni Dünya Vakfı olarak bölgemizde ve dünyada oluşan yeni düzende, kadim kültürümüzün ve medeniyetimizin, değerlerimizin doğrultusunda ülkemize katma değer olmak için gayret göstereceğiz. Yeni Dünya Vakfı Erzurum Şubesi olarak tarihi İpekyolu’nun, yukarıda zikredilen tüm kollarının Erzurum’dan geçtiğinin ve bölgemizdeki gelişmelerin en çok etkilediği şehirlerden birinde yaşadığımızın farkındayız. İpekyolu Demiryolu, Orta Kuşak Yol adı ne olursa olsun dünyayı değiştiren bu yolun ticaret, eğitim, kültür ve medeniyet açısından ülkemizdeki ilk kavşak şehri Erzurum’dur. Erzurum tarih boyunca Doğu’nun Batı’ya Batı’nın Doğu’ya açıldığı kapı olmuştur. Asırlarca bu aziz yurdun hududunu korumuş garnizon, ticaret, eğitim ve kültür şehri olmuştur. Yeni Dünya Vakfı Erzurum şubesi olarak vakfımızın ilkeleri ve amaçları doğrultusunda şehrimizde tüm kamu kurumlarının, yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve ilgili STK’lerin katılacağı “İpekyolu’nun Kavşak Şehri Erzurum” platformunun kurulmasının elzem olduğunu düşünüyoruz. Şehrimizde kurulacak bu platformun amacı hem bu yolun geçtiği ülkelere şehrimizin ve ülkemizin tanıtımını yapmak, yeni dünya inşasında kaliteli insan kaynağı oluşturmak hem bu yolla ülkemize gelecek farklı kültür ve medeniyet unsurlarını gözlemleyip bunların disipline edilmesini sağlamak, bu konuda stratejiler geliştirmek olmalıdır. Bu doğrultuda düşüncemiz; YDV Genel Merkezimizin destekleriyle ve öncülüğünde Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, öğrenci değişim programları, Türk Cumhuriyetlerindeki üniversite ve STK’lerle işbirliği yaparak Türk birliği sağlanmasına katkı sunmak, İpekyolu ile Çin’in kendi diasporasını yaymasının, kültürel entegrasyonun önüne geçmek veya olumsuz tesirleri kontrol altına alacak çalışmalarda yer almak Bu doğrultuda kavşak şehir Erzurum’da yol üzerindeki ülkeleri, coğrafyaları dikkate alarak dil, din, kültür, turizm, insan kaynağı gibi birçok konuda araştırmalar ve çalıştaylar yapacak, stratejiler belirleyecek “Türkiye İpek Yolu Enstitüsü” kurulabilir.”

  • Kar ve tipi nedeniyle Tekman yolu ulaşıma kapandı

    Kar ve tipi nedeniyle Tekman yolu ulaşıma kapandı

    Erzurum’un Tekman ilçesinde etkili olan kar ve tipi nedeniyle Tekman-Erzurum Palandöken 2885 rakımlı geçidi ulaşıma kapandı.

    Palandöken 2885 rakımlı Tekman-Erzurum geçidi kar ve tipi nedeniyle ulaşıma kapandı. Karayolları 12. Bölge karla mücadele ekipleri hem Tekman tarafında hem de Erzurum tarafında geçidin ulaşıma açılması için çalışmalarına devam ediyor.

    Vatandaşlar, “Allah devletimize zeval vermesin inşallah. Bizlerin hizmeti için gece gündüz demeden çalışmalarına hızla devam ediyorlar. Ancak bu yolun daha faydalı olması için buraya tünel şart. Tünel olması durumunda Karadeniz bölgesi ile güney doğu bölgesi birbirlerine bağlanıyor” dediler.

  • Erzurum’da kartpostallık eşsiz manzaralar

    Erzurum’da kartpostallık eşsiz manzaralar

    Erzurum’da etkili olan kar yağışının ardından ortaya kartpostallık görüntüler çıktı.

    Erzurum’da etkili olan kar yağışının ardından Atatürk Üniversitesi kampüsü içinde bulunan ağaçlar karla kaplandı. Kış mevsimiyle birlikte adeta kartpostallık görüntüler ortaya çıkan kampüste, vatandaşlar ise bu güzel manzaranın tadını çıkardı.

    Öte yandan, gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında Ardahan’da 13, Erzurum ve Kars’ta 12, Erzincan ve Ağrı’da 8, Iğdır’da 2 derece ölçüldü.