Etiket: zayiat

  • (Özel) Mandalinada yüzde 50 zayiat

    İzmir Seferihisar’da yetiştirilen Satsuma mandalinalarının yüzde 50’si, hava sıcaklarının kasım ayında yüksek seyretmesi sebebiyle dallarında bozuldu. Bu yıl bol ürün elde ettikleri için ihracatta rekor kırmayı beklerken büyük bir kayba uğrayan üreticiler, kredi borçlarının bir yıl ertelenmesini talep etti.

    Satsuma mandalinanın ihracat merkezi olan İzmir Seferihisar’da verim bir önceki yıla göre oldukça yüksek tahmin edildi. Geçtiğimiz yıl Satsuma mandalinanın rekolte tahmini 23 bin 923 ton olarak kaydedilirken, bu yılki rekolte tahmini 46 bin 650 ton oldu ve bunun önemli bir kısmının da ihracata uygun olduğu belirtildi. Ancak üreticiler son günlerde kara kara düşünmeye başladı. Kasım ayında hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi nedeniyle mahsullerinin yüzde 50’sinin bozulduğunu belirten üreticiler, kalite kaybı nedeniyle ürünlerini iç ve dış piyasaya satmakta güçlük çektiklerini kaydetti. Dünyanın en kaliteli mandalinası olan Satsuma mandalinaları, bir ay öncesine kadar dallarında altın gibi parlarken, şimdilerde küflü ve yer yer siyah halde dallarından dökülüyor.

    “Yüzde 50 zayiatımız ve kalite kaybımız var”

    Aynı zamanda Seferihisar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı olan Seferihisarlı mandalina üreticisi Ahmet Sayarer, kasım ayında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 5 derece üzerinde seyrettiğini ve geceleri çiğ yağdığını belirterek, ürünlerinin yarısının bozulduğunu söyledi. Sayarer, “Bol ürün olmasına rağmen hava sıcaklıklarının kasım ayında yüksek olması ciddi sıkıntıya sebep oldu. Ürünlerde siyahlaşma, çürüme ve dökülme meydana geldi. Üretici olarak yüzde 50 zayiatımız ve kalite kaybımız var” dedi.

    “Turnayı gözünden vurduk sanırken darbe aldık”

    Seferihisar ve çevresindeki ürünlerin henüz yüzde 40’ının satıldığını, yüzde 60’ının müşteri beklediğini kaydeden Sayarer, “Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Bu sene ürün çok boldu. Güzel bir yıl olacak, turnayı gözünden vurduk sanırken öyle bir darbe aldık ki turnayı tersten vurduk. Ürünümüz fazlaydı ama şimdi kalite bozulmasından dolayı ne iç piyasaya ne de dış piyasaya ürün satabiliyoruz” diye konuştu.

    “Kredi borçlarımızın bir yıl ertelenmesini istiyoruz”

    Üretici olarak giderlerinin fazla olduğunu ifade eden Sayarer, “Biz kimseden hibe istemiyoruz. Örneğin ilaç paraları her yıl katlanıyor. Fakat 10 yıldır mandalina fiyatları aynı. Ancak bize para vermesinler, destek istemiyoruz. Sadece Ziraat Bankasındaki kredi borçlarımızın bir yıl ertelenmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Kimi küflü, kimi yer yer siyah

    Üreticilerin elleriyle dallarından koparması gereken ürünler, şimdilerde bozulma nedeniyle ağaç diplerine düşüyor. Bu durumun, mahsulün bozulduğunu net bir şekilde gösterdiğini belirten Sayarer, şöyle konuştu:

    “Ağacı silkelediğimizde ürünler yerlere düşüyor. Çünkü dallarında bozuldu. Normal şartlarda dökülmemesi lazım. Dökülen mahsulün bir kısmı küflenmiş, bir kısmı siyahlaşmış. Hava şartları iyi gitseydi, ürünler ocak ayının 15’ine kadar bozulmadan dallarında toplanılmayı beklerdi. Havalar yeni yeni soğumaya başladı ama bu sefer de ürün berbat oldu. Şimdi biz yandık, ne yapacağımızı bilmiyoruz.”

    “Hangi kapıyı çalacağımızı bilmiyoruz”

    Bir diğer mandalina üreticisi Kadri Damcı da, arazisindeki ürünlerin yarısının bozulduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Daha ne kadarı bozulur bilmiyoruz. İşçi parası var, traktör parası var. Ne yapacağımızı şaşırmış vaziyetteyiz. Bazı afet durumlarında kredi borçları erteleniyor. Seferihisar İlçe Tarım Müdürlüğü gereken ilgiyi gösteriyor ancak bizim şu an yaşadığımız durum, kararnamedeki maddelere uymuyor. Maddelerde ‘güneş yanıklığı’ ifadesi var ama ‘ürünlerinizdeki durum güneş yanığına uymuyor’ diyorlar. ‘Kasım ayında ısı yüksekti’ diyoruz, bu sefer de ‘meteorolojinin verdiği rapora göre ısı aşırı yüksek değil’ diyorlar. Hangi kapıyı çalacağımızı, durumumuzun hangi maddeye uyduğunu bilmiyoruz. Küresel ısınma var. Buna uygun bir madde olsa kararnameden faydalanacağız. Tarım Bakanımız mümkünse bize yardımcı olsun, banka kredilerimiz bir yıl ertelensin.”

  • Bakan Tüfenkci: “Yaş meyve-sebzedeki zayiat kaybımız 25 milyar lira”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye’de yaş meyve ve sebzede yüzde 25 zayi olduğunu belirterek, “Bu da 25 milyar liralık kayıp demek. Bu, Türkiye ekonomisinin kaybı, bunun üzerinden ticaret yapanların kaybı ama en büyük kayıp üreticilerinin ve tüketicilerin” dedi.

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan, bir dizi inceleme ve toplantıya katılmak üzere Mersin’e geldi. Sabah erken saatlerde Mersin Hali’nde hal esnafı ile bir araya gelen iki bakan, daha sonra Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) düzenlenen ‘Sebze ve Meyve Ticareti Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü ile MTSO işbirliğinde düzenlenen toplantıya, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Kerim Tufan, Mersin milletvekilleri, Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan ile MTSO Başkanı Şerafettin Aşut da katıldı.

    “Mersin, Türkiye ekonomisi açısından son derece önemli bir il”

    Toplantıdaki konuşmasına Mersin ile ilgili bilgiler vererek başlayan Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Mersin’in Türkiye ekonomisi açısından son derece önemli bir il ve son 9 ayda gerçekleştirdiği ihracat rakamlarıyla Türkiye’nin en büyük 10. büyük ekonomisi durumunda olduğunu söyledi. Mersin’de son 9 ayda gerçekleştirilen yaklaşık 1 milyar dolarlık ihracatın yüzde 33’ünü hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri, yüzde 25’ini de yaş meyve sebzenin oluşturduğuna dikkat çeken Tüfenkci, bunun önemli bir rakam olduğunu vurguladı. Türkiye’nin yaklaşık 47 milyon ton civarında yaş meyve sebze ürettiğine işaret eden Tüfenkci, Mersin’in, tek başına bunun 4 milyon tonunu ürettiğini, bunun da piyasanın yüzde 8,48’ini oluşturduğunu dile getirdi.

    “Yaş meyve ve sebzede yüzde 25 zayi var. Bu da 25 milyar liralık kayıp demek”

    Türkiye’de 2015 verilerine göre, yaş meyve ve sebzenin yaklaşık 100 milyar TL’lik bir işlem hacmine sahip olduğunu ifade eden Tüfenkci, bunun yüzde 20’sinin zayi olduğunun söylendiğini belirterek, “Ama Merkez Bankası ve TÜİK verilerine göre, bu oran esasında yüzde 25’lere denk geliyor. Bizim çalışmalarımız da Türkiye’de yüzde 25 oranında zayi olduğunu gösteriyor. Mersin Halciler Federasyonu Başkanımızın hesaplamaları mütevazı bir hesaplama ki, kiloda 1 lira olduğunu düşündüğünüzde yüzde 25 oranlık zayi 25 milyara tekabül ediyor. Bu, Türkiye ekonomisinin kaybı, sizlerin kaybı, bunun üzerinden ticaret yapanların kaybı ama en büyük kayıp üreticilerinin ve tüketicilerinin kaybı. Bizim amacımız, istiyoruz ki, tüketicimiz ucuz meyve ve sebze tüketsin. Üreticimiz emeğinin karşılığını alsın. Üreticimiz emeğinin karşılığını almadığı takdirde hem üretimde azalmalar meydana geliyor hem de üreten ürettiğinden bir şey anlamıyor. Üretimde verimlilik ayrı, çeşitlilik ayrı bir nokta ama siz ürettiğinizi satamıyorsanız, satamadığınız ürün sizin değildir. Bunu satıyorsanız, pazarlıyorsanız, pazar bulabiliyorsanız bir anlamı var. Dolayısıyla biz bu noktada çalışmalarımızda hem üreticiyi hem tüketiciyi düşünmek zorundayız” diye konuştu.

    Üreticiden çıkan ürünün, tüketiciye ulaştığı noktaya kadar giderek yükselen fiyat uçurumuna da değinen Tüfenkci, tedarik zincirinde, üreticinin ürettiği ürününü ya hale götürdüğünü ya da tüccara teslim ettiğini anlatarak, “Ondan sonra bir başka mekanizma devreye giriyor ve o mekanizmadan bu fiyatlar nasıl seyir alıyor veya perakendeye gidiyor, nasıl seyir alıyor, bunu izlememiz, görmemiz açısından da mekanizmalar ve kayıtlar oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Üretici birliği için Mersin’i pilot olarak alalım. İyi işliyorsa Türkiye’ye örnek olarak yayalım”

    Bakan Elvan’ın, üretici birlikleri konusunda Mersin’in pilot il seçilmesi önerisini seve seve kabul ettiğini de belirten Tüfenkci, “Mersin’de bir üretici birliğini alalım ve bakalım. Piyasaya etkilerini görelim ve bunu da Mersin’den başlatalım. Samimi olarak herkes elini taşın altına koysun, bunu bir noktaya getirelim, iyi işliyorsa Türkiye’ye örnek olarak yayalım, peşini bırakmayalım” şeklinde konuştu.

    “Yapacağımız çalıştaylarla sağlıklı bir Hal Yasası’nı oluşturmayı umuyoruz”

    Yaş meyve ve sebze üretim ve tüketimi zinciri içinde özellikle soğuk hava depolarının ve zincirinin de önemli bir konu olduğunun altını çizen Tüfenkci, bu çalıştayda kendilerinin göremedikleri sorunların dile getirilmesi imkanının da olacağını söyledi. Çalıştayı Mersin’de başlattıklarını, Antalya, İstanbul, Ankara ve Doğu Anadolu’da devam edeceklerini bildiren Tüfenkci, şöyle devam etti: “Bu çalıştaylar sonucunda sağlıklı bir Hal Yasası’nı oluşturmayı umuyoruz. Acele etmiyoruz, bu çalıştayların yapılmasını bekliyoruz. Buradan çıkacak sonuçlar neticesinde biz adım atacağız. Biz hiçbir düzenlemeyi sizlerin görüşünü almadan hükümet olarak hayata geçirmemeye çalışıyoruz. Dolayısıyla sizin burada vereceğiniz katkılar bizim için değerli ve önemli. Hızlı bir şekilde diğer çalıştaylarımızı da yapıp, hangi alanlarda adım atacağımızı belirleyen her türlü adımı atacağız.”

    “Yasalarınız güzel de olsa etkin denetim yoksa hiçbir şeye yaramıyor”

    Denetimlerin olduğunu ancak, etkin bir denetim yapılmadığını kendilerinin de bildiğini kaydeden Tüfenkci, şunları söyledi: “Etkin bir şekilde denetlememiz lazım. Ne kadar güzel yasalar, düzenlemeler yaparsak yapalım, eğer denetim yoksa hiçbir şeye yaramıyor. Esasında Türkiye’de düzenlemeler gerçekten mükemmel, iyi yasalar var ama denetlemede eksikliğimiz olduğu için bu noktada zayıf kalıyoruz. Bu noktada da inşallah adım atmış olacağız.”

    Dile getirilen sorunların çok doğru tespitler olduğuna vurgu yapan Tüfenkci, “Biz bunları Allah’ın izniyle çözeriz. Biz bunun için varız. Siyasetin çözüm üretme sanatı olduğunu biliyoruz ve bunu çözemeyiz diye hiçbir zaman aklımızdan geçmiyor. Çözeceğiz ama ne kadarını çözeceğiz, bu sizlerle görüşmelerimiz sonunda belli olacak” dedi.

    “Ürünün raf ömrünü uzatabilirsek başarı da sağlanacaktır”

    Hiçbir ticaretin kazançsız olamayacağını dile getiren Tüfenkci, arada kim olursa olsun herkesin yaptığı işten kar elde etmesi gerektiğini, ancak bu karın makul seviyelerde tutulması gerektiğinin altını çizdi. Yaş meyve ve sebzenin mevsimsel etkilerden en fazla etkilenen ürünler olduğuna işaret eden Tüfenkci, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Burada aşırı bir oynaklık var. Yapacağımız çalışmalarla bu oynaklığı biraz düşürebilir, getireceğimiz standartlarla öngörülebilir fiyatları oluşturmak için uğraşabilirsek, bir bakıyorsunuz örneğin şeftali üretimi çok, belli bir zamanda tüketilmesi lazım, ona uygun soğuk hava depoları oluşturamadığımız, saklayamadığımız, raf ömrünü uzatamadığımız için 10 günde bütün üretim Mersin haline geliyor veya tüccara gidiyor veya markete gidiyor, fiyat çok düşük, yerlerde. Ama 10 gün sonra fiyatlara bir bakıyorsun, 5 kuruş olan mal 1 liraya çıkmış. 10 gün içerisinde böyle fırlayan bir etki var. Çeşitli depolama ve paketleme sistemiyle bunun raf ömrünü uzatırsak, üretimini planlayabilirsek, ambalajlamayı geliştirebilirsek başarı da sağlanabilir.”

    Bakan Elvan: “Tedarik zincirinde ciddi bir fiyat artışı var. Demek ki, tedarik zincirinde bir sorun var”

    Kalkınma Bakanı Elvan ise, Mersin’in birçok meyve üretiminde birinci sırada yer aldığını, meyve ve sebze üretiminde de çok önemli bir il olduğunu söyledi. Tarladan, üreticinin ürettiği üründen tüketime kadar geçen süreçte tedarik zincirinde ciddi bir fiyat artışı olduğuna dikkat çekti. Üreticiden 1 liraya çıkan bazı ürünlerde fiyatın tüketiciye ulaşıncaya kadar 4-5 liraya kadar çıkabildiğini söyledi. “Demek ki, tedarik zincirinde bir sorun var” diyen Elvan, bu sorunu çözebilmek adına Gıda Komitesi’nin yeniden yapılandırıldığını ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın bu çerçevede büyük bir çalışma başlattığını ifade etti.

    Hükümet olarak atılması gereken somut adımları atacaklarını dile getiren Elvan, sorunu yerine tespit etmenin öncelikleri olduğunu ve sorunun paydaşlarını dinleyerek, onların görüşleri doğrultusunda karar alıp uyguladıklarını söyledi. Kararları kafalarına göre tek başlarına almadıklarını vurgulayan Elvan, sorunları vatandaşın ayağına giderek çözdüklerini kaydederek, “Bu iş kolay değil gibi yaklaşımlar olmasın. Biz inandığımız zaman yaparız. Ama siz de elinizi taşın altına koyacaksınız. Birlikte çalışacağız ve bu sorunları birlikte çözeceğiz” diye konuştu.

    “Soğuk zincirdeki aksaklıkları birlikte giderelim”

    Aksayan birçok yön olduğuna değinen Elvan, destek mekanizmaları olduğunu, ancak yüzde 20 zayiattan bahsedildiğini ifade ederek, “Bu zayiatı düşürmemiz lazım. Dünya standartlarını getirici tedbirleri alacağız. Soğuk zincir, ihtiyacımız var, yapmamız gerekiyor, eksiklerimiz var. Biz destek vermeye hazırız. Gelin beraber çalışalım, soğuk zincirdeki aksaklıkları giderelim” şeklinde konuştu.

    Üretici birliklerinin güçlendirilmesinin de önemli bir diğer konu olduğunu kaydeden Elvan, üretici birliklerini güçlendirmeye yönelik pilot çaplı ilk uygulamayı Mersin’den başlatma konusunda Bakan Tüfenkci’ye öneride bulundu.

    Hallere yönelik sorunların ve görüşlerin dile getirildiğini belirten Elvan, “Az konuşacağız, çok iş yapacağız” diyerek, hükümet olarak sorunları çözmeye hazırız olduklarını söyleyerek, şöyle devam etti: “Ama bunu sizlerle birlikte yapacağız. Hal fiyatlarını halkımız bilsin. Bunları yerel televizyonlarda verelim. Halin bir anlamda borsa işlevi görmesi lazım. Hallerimizin borsaya dönüşmesi sağlanmalı. Lojistiğe yönelik bazı sıkıntılarımız var. Taşıma, soğuk havaya göre tedbirler alınmalı ki, zayiat oranlarının düşürülmesi gerekiyor. Gıda enflasyonu diğer enflasyon oranlarına göre daha yüksek. Birlikte alacağımız tedbirlerle zayi oranını da bu enflasyon oranlarını da düşüreceğiz.”

    “Körfez ülkelerinin ihracatçılarını Mersin’e getireceğiz”

    Bakan Elvan, Mersin’in sebze ve meyve üretiminde önemli bir konuma sahip olması dolayısıyla Körfez ülkelerinden, Türkiye’den sebze ve meyve ihraç eden firmaları Mersin’e getirip buradaki ihracatçılarla buluşturacakları bilgisini verdi. Mersin’i, sadece Rusya ve bir-iki ülkeye bağımlı olmasından kurtaracak bazı tedbirler alacaklarının ve bunun önüne geçeceklerini kaydetti.

    2017’de ihracat desteklerini tam 3 kat artıracaklarını da söyleyen Elvan, sözlerini şöyle tamamladı: “1 milyar TL olan desteklemeyi 3 milyara çıkardık. Eximbank imkanlarını daha da genişletiyoruz. İhracatçımızın daha fazla ihracat yapmasına imkan sağlayacak mekanizmaları koyuyoruz.”

    Konuşmaların ardından iki bakana plaket takdim edildi.