Etiket: zaman

  • Taban: “Şehre zaman kaybettirmeye hakkımız yok”

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, “Başkan Üniversite Adaylarıyla Buluşuyor” organizasyonu kapsamında Nuh Mehmet Küçükçalık Anadolu Lisesi öğrencileriyle bir araya geldi.

    Öğrencilere İnegöl hakkındaki fikirlerini soran Başkan Taban, “Bizler gelecekte çok daha iyi yöneticiler olmasını istiyoruz. Çünkü bizim şehre zaman kaybettirmeye hakkımız yok” dedi.

    12. Sınıf öğrencileriyle okulun çok amaçlı salonunda bir araya gelen Taban, “Son dönemde bir değişim oldu ve bu değişim sonucunda arkadaşlarımız bayrağı bizlere emanet ettiler. Biz de bu süre içerisinde İnegöl’e ne katabiliriz bunun gayretini gösteriyoruz. Genç arkadaşlarımızın gözüyle nasıl bir İnegöl olmalı? Onlar ne görüyor, ne hayâl ediyor, merak ediyorum. Sizler şu anda bir yola çıktınız. Üniversite için yoğun bir hummalı bir temposu içerisindesiniz. Rakipleriniz çok. Sadece İnegöl’de 3077 öğrencimiz üniversite sınavına girecek. Türkiye genelinde ise 2 milyon 322 bin 421 öğrenci. Bunlar çok ciddi rakamlar. Bunlar arasından sıyrılıp hedefe varmak kolay değil. Bu yüzden çok çalışmanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum” ifadelerinde bulundu.

    Başkan Taban, “Allah, bizlerden daha liyakatli, daha vasıflı arkadaşlarımıza bu görevleri nasip etsin. Çünkü bizim şehre zaman kaybettirmeye hakkımız yok. Şehirlerin ihtiyaçları var. Şehirlerin gelişmesi, büyümesi lâzım. Ancak bunu da tek başınıza veya belediyedeki ekiplerinizle gerçekleştirmeniz çok mümkün değil. Bu yüzden diyoruz ki, gelin birlikte yönetelim. Ortak aklı çalıştıralım” diye konuştu.

  • TÜSİAD Başkanı Bilecik: “Daha güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik”

    Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, “Hatay’ın yaşamakta olduğu bu ekonomik sıkıntılarının yakın zamanda geride kalacağına ve daha güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik” dedi.

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecek ve heyeti, Cilvegözü Sınır Kapısını ziyaret ederek Sahra Hastanesi hakkında bilgi alıp askerlere ve yaralılara baklava ikram etti.

    Daha sonra Reyhanlı Ticaret Odası’na ziyarette bulunan Bilecik, burada yaptığı konuşmada, “Reyhanlı ilçesi son dönemlerde maalesef, komşu ülkelerde meydana gelen siyasi çalkantıların ve savaşın ağırlığını en fazla hisseden kentlerimizin başında yer alıyor” dedi.

    Başkan Bilecik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Gelişmelerin bölge ekonomisinde ne kadar olumsuz etkileri olduğunu biliyoruz ve gözlemledik. Hatay’a ziyaretimiz sırasında bölgedeki iş sıkıntılarını dinlemek ve onlara destek vermek bizlerin boynunun borcudur. Alınacak önlemlerin ve atılacak adımların bölgenin sıkıntılarının gidermeye yardımcı olmasını canı gönülden diliyorum. Hatay’ın yaşamakta olduğu bu ekonomik sıkıntılarının yakın zamanda geride kalacağına ve daha güzel günlerin geleceğine olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik. Bölgede gerek yatırım ortamını gerekse iş ortamı bakımından açısından eksiklikler olduğunu mevcuttur. Bu sorunlarının birçoğu şüphesiz bölgeseldir. Hatay’da özellikle son yıllarda insani hiçbir kural tanımayan terör örgütünün saldırılarını da göğüslemesi bunun zaten en iyi göstergesidir. Hatay’ın sorunlarının çözülmesi hem bölgemizi, hemde ülkemizi büyük ölçüde rahatlatacaktır.”

    TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik ve yanındaki heyet daha sonra Reyhanlı ilçesine Afrin tarafından atılan roket sonucu şehit olan 17 yaşındaki Fatma Avlar’ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

  • Güldüğünüz zaman diş etiniz görünüyorsa dikkat

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, güldüğünde diş etleri çok görünen bireylerin 3 büyük dezavantajı olduğunu söyledi.

    Pembe estetiğin son birkaç senedir çok konuşulur hale geldiğini kaydeden Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, “Estetik diş hekimliğinde ve gülüş tasarımında dişlerin beyaz kısmı yanında diş etleri yani pembe kısmı çok büyük rol oynuyor. Dişlerin birinin kısa birinin uzun olması diş etine doğru veya kişi güldüğünde diş etleri çok fazla görünüyorsa toplum tarafından hoş görünmez” dedi.

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, güldüğünde diş etleri çok görünen bireylerin 3 büyük dezavantajı olduğunu belirterek, “Birincisi, estetik görünmez. İkincisi, böyle bireylerde genelde dişler gereğinden kısadır. Diş eti çok görünüyor, dişler kısa, dudakların ince olması kişinin gülüşünü olumsuz yönde etkiliyor. Bazı bireyler bu durumdayken gülemez hale geliyor veya gülüşünü çok kısıtlar hale geliyor. Pembe estetik yöntemi ile kişi bu durumundan 15-20 dakika gibi kısa bir sürede kurtulabilir. Pembe estetikte diş etleri özel bir lazer veya elektro cerrahi yöntemi ile yukarı doğru çekilebiliyor. Burada dikkat etmek gereken şu, çok detaylı bir şekilde diş etinin cebinden almak lazım” diye konuştu.

    Ayrıca bazı durumlarda dişin kemiğinden de alınarak yapılan yöntemlerin olduğunu ifade eden Dr. Kışlaoğlu, “Hekim ve hasta bir araya gelerek işlemin artılarını ve eksilerini değerlendirerek karar vermelidir. Diş eti cebinden alınarak yapılan yöntem çok kolay bir uygulamadır. Lazer veya elektro cerrahi ile yapıldığı için ağrısız ve kanamasız bir işlem olmakla beraber kişi tedavi sonrası günlük hayatına devam edebiliyor. Pembe estetik tedavisinin faydası ise kişinin diş etleri daha az görünüyor ve dişler ortaya çıkarak daha büyük hale geliyor. Pembe estetik yaptırmak isteyen kişinin dişlerinde sorunlar var ise estetik işlemi gerçekleştikten sonra lamineler yapılmalı veya zirkonyum diş kaplama yapılmalı” açıklamalarında bulundu.

  • Şentürk, “Kitap okumayı boş zaman etkinliği olarak görüyoruz”

    Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr.Zülfiye Acar Şentürk, toplum olarak en büyük sıkıntının kitap okumanın boş bir zaman etkinliği olarak değerlendirildiğini belirtti.

    Şentürk, toplum olarak okumadığımızı, okumadığımız için sorgulayamadığımızı, düşünemediğimizi ve böylelikle kendimize yatırım yapamadığımızı ifade etti.

    Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim görevlisi Acar Şentürk Türkiye’de kişi başı kitap okuma oranlarının çok düşük olduğunun zararlarına dikkat çekerek bu meselenin nedenlerini toplumda derinlemesine araştırılmasının öneminin altını çizerken, kitap okuma oranlarının düşük olmasının temel nedeninin toplum olarak kitap okumayı boş bir zaman etkinliği olarak değerlendirdiğimizi ve gerektiği kadar önemsenmediğini belirtti.

    Derslerle ilgili roman öneriyorum

    Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi öğrencileri okumaya teşvik etmek için derslerle ilgili romanlar önerdiğini ve bu vesileyle öğrencilerin her dönem birkaç tane roman okumalarıyla birlikte okuma alışkanlığı edindiklerini ifade eden Şentürk “Aslında sorunumuz okumayı bilmememiz, öğrencilerin okudukça yorumlamayı öğrendikleri ve olaylara farklı açılardan bakabilme kabiliyeti ediniyorlar. Öğrenciler bu yöntemle temel sorunumuz olan “Neden?” sorusunu soruyorlar ve ayrıca romanlardan bir bütün çıkarmayı da öğreniyor. Sadece okuryazar olmak değil okuyabilmek, metnin altındakileri anlayabilmek ve yorumlayabilmeyi oldukça etkin kullanmak gerekir.

    Üniversiteden önce orta öğretim döneminde de ezber odaklı olmak yerine yoruma dayalı olmasının çok daha yararlı ve gerekli. Okumayan toplumların direk teknoloji çağına geçerek algılamakta zorluk yaşayan ve olayları derinlemesine yorumlayıp kavrayamayan toplumlar olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

    Küçük yaştan alışkanlık hale getirilmeli

    Şentürk, kitap okuma eğiliminin çok küçük yaşlardan alışkanlık edilmesi gerektiğini savunarak kendisinin de küçük yaşlarda ebeveynini hep kitap okurken görmesinin, kitap okumasının alışkanlık hale gelmesinde etkin olmasını sağladığını ve bu açıdan şanslı olduğunun altını çizerek, “Kitap okumak aslında bir taraftan da model alma işi. Çocukların küçük yaşlardan etrafındaki büyükleri okurken görmesinin olumlu etkiye sahip. Kitap okumak zorunluluk olarak ve görevmiş gibi algılandığında diğer zorunlu işler gibi baştan savmaya dönüşüyor. Kitap okumayı keyifli bir hale getirerek küçük yaşlarda çocukların alıştırılmasına özen göstermek açısından aileler bu konuda etkin rol oynuyor. Okuduğumuz sürece birey oluruz ve okuduğumuz sürece özgürüz” diye konuştu.

  • Cinayet zanlıları zaman aşımından tahliye oldu

    Aydın’ın Sultanhisar İlçesinde 24 yıl önce cinayete kurban gittiği öğrenilen Mehmet Kahraman’ı öldürdükleri iddiasıyla tutuklanan baba ve oğlu, zaman aşımına uğrayan davadan dolayı tahliye edildi.

    Yaklaşık iki aydır Nazilli E Tipi Kapalı-Açık cezaevinde tutuklu bulunan Ziya Y. ile oğlu Erdal Y’nin, olayın üzerinden 20 yıldan fazla süre geçmesinden dolayı zaman aşımı gerekçe gösterilerek tahliye edildikleri öğrenildi.

    24 yıl sonra suçlarını itiraf etmişlerdi

    Bilindiği üzere Aydın’ın Sultanhisar ilçesine bağlı Atça Mahallesi’nde 24 yıl önce kaybolan bir şahsın dosyasını yeniden incelemeye alan Aydın Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü, dedektif gibi çalışarak 80 yaşındaki bir baba ile 48 yaşındaki oğlunu geçtiğimiz 05 Ocak 2018 tarihinde gözaltına almıştı. Sorgularında suçunu itiraf eden baba oğlun gösterdiği portakal bahçesinde yapılan kazıda 24 yıl önce kaybolan Mehmet Kahraman’a ait olduğu değerlendirilen kemikler bulunmuştu.

    Aydın Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Abdurrahman Akın ve Cinayet Büro Amiri Mirsat Pulat’ın başında bulunduğu ekip tarafından 24 yıllık dosyayı yeniden incelemeye alan ekipler, 24 yıl öncesine giderek Mehmet Kahraman ile irtibatı olan herkesin ifadesine başvurmuştu. Yaklaşık 2 ay süren çalışmalar sonunda ekipler tarafından ifadesine başvurulan ve 1994 yılında Atça’da Mehmet Zengin’e arazi komşuluğu yapan 80 yaşındaki Ziya Y. ile 48 yaşındaki oğlu Erdal Y.’nin başvurulan ifadelerinde suçlarını itiraf eden baba oğlun gösterdiği yerde Cumhuriyet Savcılığının izni ile iş makinesiyle kazı yapılmıştı. O dönem Mehmet Kahraman’ı hırsızlık yaptığı gerekçesiyle av tüfeği ile vurup öldürdükten sonra bahçede açtıkları çukura gömdüklerini itiraf eden baba oğlun gösterdikleri yerde yapılan kazıda kemik parçaları ele geçirilmiş ve 24 yıldır kayıp olan Mehmet Kahraman’a ait olduğu düşünülen kemikler incelenmek üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilmişti.

    06 Ocak 2018’den beri cezaevindeydiler

    Çıkarıldıkları Nazilli adliyesinde mahkemece tutuklanan zanlılar Nazilli Cezaevine gönderilmiş ve 06 Ocak 2018’den beri cezaevinde kalan zanlıların cinayet davalarında 20 yıllık zaman aşımı süresini aştıkları için serbest bırakılmalarına karar verildiği öğrenildi.