Etiket: zaman

  • Başkan Ergün: “Manisa’ya sevdamız hiçbir zaman bitmeyecek”

    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, 154 Mahalle Projesi kapsamında alt ve üstyapı çalışmaları yürütülen Şehzadeler’in Selimşahlar ve Yeniköy mahallelerini ziyaret ederek vatandaşlar ile bir araya geldi.

    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, yapılan hizmet ve yatırımlar ile ilgili Şehzadeler ilçesine bağlı Selimşahlar ve Yeniköy mahallelerini ziyaret etti. Başkan Ergün’e mahalle ziyaretlerinde MHP İl Başkanı Erkan Öztürk, MASKİ Genel Müdürü Yaşar Coşkun, Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Türkgüler Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yılmaz Gençoğlu, MASKİ Genel Müdür Yardımcısı Burak Aslay, Büyükşehir Belediye Meclisi MHP Grup Başkan Vekili Mehmet Güzgülü, Ülkü Ocakları İl Başkanı Mehmet Balaban, MHP Şehzadeler İlçe Başkanı Şener Özten, Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hasan Geriter, Büyükşehir Belediyesi Daire Başkanları, Manisa Şoförler Odası Başkanı Salih Karaağaç, Saruhanlı Şoförler Odası Başkanı Arif Bilek, Saruhanlı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Ramazan Uzundal ve meclis üyeleri eşlik etti. Başkan Ergün’ün mahalle ziyaretleri programı kapsamında ilk durağı Selimşahlar Mahallesi oldu. Hizmet ve yatırımlarla ilgili Mahalle Muhtarı Nurullah Koyunoğlu ve vatandaşlar ile görüşen Başkan Ergün, daha sonra Yeniköy Mahallesi’ne geçerek Muhtar Levent Bolut ve mahalle sakinlerinin konuğu oldu.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından Selimşahlar, Beydere ve Paşaköy arasında 5 buçuk kilometre sıcak asfalt çalışması da gerçekleştirildi. Yapılan çalışma nedeniyle mahalle sakinleri Başkan Ergün’e teşekkür etti.

    MASKİ Genel Müdürlüğü, Selimşahlar Mahallesi’ne 14 kilometre kanalizasyon hattı döşedi. Altyapı çalışmasının ardından mahallede 116 bin metrekare kilit parke taş döşeme işi gerçekleştirildi. Selimşahlar ve Yeniköy arasında döşenmeye başlanan kanalizasyon terfi hattı döşeme çalışması ise devam ediyor. Mahallede ayrıca, 700 metre dere temizlik çalışması yapıldı.

    MASKİ Genel Müdürlüğü, hanelere ulaşan suyun kalitesinin artırılması için mahalleye bir de içme suyu arıtma tesisi kazandırdı. 380 bin TL yatırımla inşa edilen ve tüm ekipmanlarının montajı yapılan tesis, kısa bir süre içerisinde faaliyete alınacak.

    MASKİ Genel Müdürlüğü 154 Mahalle Projesi kapsamında, Yeniköy Mahallesi’nde 8 kilometrelik kanalizasyon hattı döşeme işine imza attı. Başkan Ergün, içme suyu hattının da yenilenmesi için ihaleye çıkacaklarının müjdesini mahalleli ile paylaştı. Altyapı çalışmalarının noktalanması ile birlikte mahallede üstyapı işi de yapılacak.

    MASKİ Genel Müdürlüğü, Yeniköy’de ayrıca, 5 kilometre dere temizlik çalışması da yaptı. Yapılan çalışma sonrasında dere yatağından 18 bin ton rüsubat çıkarılarak vatandaşların can ve mal güvenliği koruma altına alındı.

    Mahallelerin 40 – 50 yılı garanti altında

    Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, mahallelerde yaptıkları yatırımlar sayesinde vatandaşları uzun yıllardır bekledikleri hizmetlerle tanıştırdıklarını ifade ederek, “Selimşahlar mahallemizde alt ve üstyapı çalışmalarını noktaladık. Mahallemizde çok ciddi bir dönüşüme imza atıldı. İçme suyu arıtma tesisi de inşa ederek Selimşahlar’ın tüm ihtiyaçlarını karşıladık. Yeniköy mahallemizi de tamamlanan kanalizasyon altyapısının ardından ziyaret ettik. Yeni yapacağımız çalışmaların müjdesini mahalle sakinlerimiz ile paylaştık. Ziyaretlerimiz kapsamında hemşerilerimizin yüzünde gördüğüm mutluluk ve memnuniyet bizim için en önemli unsurdur. Geleceğe yönelik attığımız adımlar neticesinde mahallelerimizin en az 40-50 yılını garanti altına alıyoruz. Yapılan yatırımların hemşerilerimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Manisa’ya sevdamız hiçbir zaman bitmeyecek” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkçe ezan dediğimiz zaman onu sadece biz anlarız ama Arapça dendiği zaman bu evrensel olduğunun ifadesidir”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkçe ezan tartışmalarına değinerek, “Bugün hala tek parti dönemiyle adeta sembolleşmiş zulümlerden biri olan Türkçe ezanın kamuoyu önünde savunulabiliyor olması işte bu özlemin milletin değerlerine yönelik bitmek bilmeyen bu husumetin bir işaretidir. Türkçe ezan dediğimiz zaman onu sadece biz anlarız ama Arapça dendiği zaman bu evrensel olduğunun ifadesidir. Bunu değiştirmek bizi değerlerimizden uzaklaştırmanın adımlarıdır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 80. yılı sebebiyle Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen Atatürk’ü Anma Programına katıldı. Programda yaptığı konuşmada Erdoğan, “Cumhuriyetimizin kuruluşundan günümüze kadar ülkemizin gelişmesi, kalkınması, büyümesi, refahının yükselmesi için emek veren mücadele eden katkı sağlayan herkese şükranlarımı sunuyorum. Yıl dönümleri bize anma yanında geçmişten bu güne kapsamlı muhasebeler yapma fırsatı da verir. Mesela Pazar günü Paris’te 1. Dünya Savaşının sona ermesinin 100. yılı törenlerine katılacağız. Bugün de Gazi’nin vefatının 80. yıl dönümünü geride bırakıyoruz. Bu süreçte ülkemizin yaşadıklarını şöyle bir gözümüzün önüne getirdiğimizde Türkiye’nin nereden nereye geldiğini çok daha iyi görebiliriz” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan, şöyle konuştu:

    “1. Dünya Savaşının ardından ülkemizi paylaşma girişimlerine şahit olduk. Çanakkale’de Kut’ül Amare’de ve daha nice cephelerde yüreğimiz ve bileğimizle savaşarak kazandığımız zaferlere rağmen ülkemizi böyle bir tehdidin altına girmekten kurtaramadık. Müstevlilere karşı önce şehir şehir ardından topyekun bir kurtuluş mücadelesi başlattık. Mücadelemizin zaferle sonuçlanmasının ardından yeni devletimizle tarih sahnesindeki yerimizi tekrar aldık. 600 yıllık bir çınarın devrilip epeyce küçülmüş olsa da özü itibariyle aynı coğrafya üzerinde taze bir fidanın boy vermesi bu bir süreçtir, elbette sıkıntısız yaşanması mümkün değildi. Nitekim ülke ve millet olarak bu sıkıntıları her alanda çektik. Doğrularıyla yanlışlarıyla eksikleri ile fazlaları ile bu dönemin tartışmasını milletimizin hafızası ve tarih yapmıştır, yapmaya da devam edecektir. Mesela Gazi Mustafa Kemal’in kendi iradesiyle başlattığı ama provokasyonlar yüzünden vazgeçmek zorunda kaldığı çok partili hayata geçiş denemesini vaktinde başarmış olsaydık acaba ülkemiz nereye giderdi? Mesela o dönemde kendi uçağımızı, otomobilimizi üretmiş, sanayimizi geliştirmiş, ihracatımızı büyütmüş olsaydık bugün nerede olurduk? Mesela gençlerimizin zihinlerini formatlamaya çalışmak yerine onları medeniyeti ile barışık özgür fertler halinde yetiştirecek bir eğitim sistemi kursaydık acaba nasıl bir gelişme gösterirdik? Bunun gibi pek çok soru zihinlerimizi meşgul ediyor olmakla birlikte önümüzdeki vaka da ortadadır. Özellikle Gazi’nin vefatına yakın yıllardan başlayıp 1950’ye kadar süren tek parti istibdadı döneminde milletimizin değerlerinin, inancımızın, kültürümüzün ecdat mirasının nasıl hoyratça savrulduğunu gayet iyi biliyoruz.”

    “Bize yalan söyleyen bir tarih anlatıldı, öğretildi”

    “2. Dünya Savaşının ayak seslerinin duyulmaya başladığı bir dönemde zirveye çıkan tek parti yönetimine ilişkin acı hatıraları her birimiz kendi çocukluğumuzda babalarımızdan, dedelerimizden, yakınlarımızdan dinledik” diyen Erdoğan, “Bugünkü gençler tek parti dönemini ancak tarih kitaplarından o da varsa, gazete dergi arşivlerinden öğrenme imkanına sahiptir. Çünkü bize yalan söyleyen bir tarih anlatıldı, öğretildi. Biz ise o yılların zulümlerine bizzat yaşayanların ağzından şahit olduk. Türkiye 2. Dünya Savaşı’na girmemiştir ama savaşın tüm yükünü sefaletini sıkıntısını yaşamıştır. Osmanlı’nın son yılları ve İstiklal harbi sırasında nesiller boyu süren seferberlik döneminin cefasını çeken Anadolu insanı yeni bir yükü daha sırtlanmak zorunda kalmıştır. Bu dönemde ülkemizi yönetenler milletimizi sadece büyük bir maddi külfetin altında ezmekle kalmamış, değerlerinin üzerinde kurduğu baskıyla da iyice bunaltmıştır. 2. Dünya Savaşı bitip de dünyada yeni bir demokrasi ve ekonomi düzeni kurulmaya başlandığında Türkiye’nin de birtakım adımları atması artık zorunlu hale gelmiştir. Ülkemizde belirli bir kesim tek parti devrinden çok partili hayata dönemin CHP yöneticilerinin iradesiyle geçtiğimizi iddia ederler. Oysa ki bu değişim iradi değil mecburi bir değişimdir. Tek parti ekibi elinden gelse Türkiye’yi Alman Nazizmi, İtalyan faşizmi veya Sovyet Sosyalizminden birine sürükleyecek bir zihin yapısına sahiptir. Önce Nuri Demirağ’ın kurduğu Milli Kalkınma Partisi sonra da Adnan Menderes ve arkadaşlarının öncülük ettiği Demokrat Parti CHP’ye karşı milletimizin sesi olarak siyaset sahnesine çıktılar. Çok partili hayata geçişten hemen sonra yapılan 1946 seçimlerinde uygulanan açık oy gizli tasnif, sayıyı da ona göre kendileri belirleyecek. Bu yöntem aslında CHP yönetiminin demokrasi anlayışı konusunda bir fikir vermeye yeterlidir. Dünyadaki eğilimler ve milletimizin iradesine sahip çıkma konusundaki kararlılığı gizli oy açık tasnif usulüne geçilmesiyle 1950 seçimlerinin adil bir seçim şekilde sonuçlanmasını sağlamıştır. Bu seçimin sonucunda ‘Yeter söz milletindir’ diyen Demokrat Parti ezici bir çoğunlukla ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türk milleti darbelere, cuntalara vesayet güçlerinin türlü oyunlarına rağmen hep iradesine sahip çıkmış sözünde kararında kendisine ait olduğunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

    “Arapça ezan dendiği zaman bu evrensel olduğunun ifadesidir”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Milletimizin demokrasiye bağlılığı ne kadar güçlüyse ülkemizdeki bir kesimin Türkiye’yi tek parti döneminin karanlık günlerine tekrar döndürme çabası da o derece ısrarla devam etmiştir. Bugün hala tek parti dönemiyle adeta sembolleşmiş zulümlerden biri olan Türkçe ezanın kamuoyu önünde savunulabiliyor olması işte bu özlemin milletin değerlerine yönelik bitmek bilmeyen bu husumetin bir işaretidir. Ezanın Arapça okunması bir şeyin ifadesidir; Türkçe ezan dediğimiz zaman onu sadece biz anlarız ama Arapça dendiği zaman bu evrensel olduğunun ifadesidir. Nereye gidersen git ezan ‘Allahu ekber’ dendiği zaman Endonezya’da da, Malezya’da da ezan okunuyor diye anlarsın. Ama Türkçe olduğu zaman anlayabilir misin? İşte şimdi bunu değiştirmek bizi değerlerimizden uzaklaştırmanın adımlarıdır. Aşık Veysel’i kılığı kıyafeti sebebiyle Ankara’nın merkezine almadılar. Bu örnekte ki o kibirli yaklaşım daha sonra başörtüsü başta olmak üzere pek konuda kendini göstermiştir. Aşık Veysel saf bir Anadolu insanı bir aşık oradaki kıyafeti ile Ankara’ya gelmiş, beğenmediler Ankara’ya sokmak istemediler Aşık Veysel’i. Bu ülke bunları da yaşadı. Kendilerini milletten üstün görenler ‘göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı, dağdaki çobanın oyuyla benim oyum bir olamaz, makarnacı, kömürcü’ diyerek hala milli iradeyi aşağılamayı sürdürüyorlar. Bu milletin hepsinin de kim olursa olsun oyu birdir. Bunları aşağıyamazsın. Zaten demokrasinin güzelliği burada. Ayırt etmek yok, ayrımcılık yok. Demokrasiye hazmedememiş olan bu kesim her seçimin ardından ortalığı karıştırmaya halkın sandığa yansıttığı iradeyi önemsiz hale getirmeye hep gayret etmişlerdir. Darbeyi cuntayı vesayeti yücelten yaklaşımları sergileyenlerin ideal örneğinin hep tek parti dönemi olması boşuna değildir.”

    “Tek parti zihniyeti ve darbeci kafa aynı madalyonun iki yüzü gibidir”

    Tek parti zihniyeti ve darbeci kafanın aynı madalyonun iki yüzü gibi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Ülkemiz siyasetinin en önemli sorunu milletin değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle kavgalı anlayışın hala etkinliğini devam ettirebiliyor olmasıdır. Oysa dünyanın ve Türkiye’nin yürüdüğü istikamette bu tür faşizan eğilimlere asla yer yoktur. Geleceğin dünyasında sadece demokrasinin, özgürlüklerin, güvenlik ve refah arayışlarının bulunduğuna inanıyor biz de bu istikamette çalışıyoruz. 2023 hedeflerimiz sadece ekonomide değil, demokraside de dünyanın en ileri ülkelerinden biri haline gelme kararlılığımızı ifade ediyor. İnşallah gençlerimize emanet ettiğimiz 2053 ve 2071 vizyonları üzerinde yükselecek geleceğin Türkiye’si bu tür tartışmaları tümüyle geride bırakacaktır. Bin yıldır yaşadığımız bu coğrafyada kesintisiz bir mücadele içinde olduk. Ecdat yüzünü batıya çevirmişti ama her fırsatta doğuya da dönmesi oraları da güvenliğe ve huzura kavuşturması gerekiyordu. Bugün de aynı işi yapıyoruz. Bizim demokraside de ekonomide de hak ve özgürlüklerde de insani değerlerin korunması hususunda da asıl mücadele alanımız Batıdır. Bunun için ‘Dünya beşten büyüktür’ diyoruz. Bunun için ‘One minute’ diyoruz. Bunun için ‘tüm insanlık güvende değilse kimse güvende olamaz’ diyoruz. Bunun için üç buçuk milyon Suriyeliyi ülkemizde barındırıyoruz. Bunun için insani yardımlarda dünyada ilk sırada yer alıyoruz. Amerika bizim önümüzde değil. Milli gelire göre dünyanın bir numarası biziz. Bizim bu çabamıza nasıl karşılık veriliyor diye sorarsanız, sınırlarımız içinde terör örgütleri eliyle bombalar patlatılarak sınırlarımız boyunca da terör koridorları kurularak bu mücadelemizden vazgeçirilmeye çalışıyoruz” açıklamasında bulundu.

    “Hakkari’de 4 evladımız şehit oldu, 20 civarında yaralımız var”

    “Bu gece maalesef Hakkari’de bir mühimmat depomuzdaki patlama sebebiyle şu an itibariyle 4 evladımız şehit oldu, 20 civarında yaralımız var” ifadesini kullanan Erdoğan, “Allah’tan şehitlerimize rahmet yaralılarımıza şifalar diliyoruz. Tıpkı ecdadımızın yaptığı gibi bir yandan arkamızdan kurulan tuzakları bozarak, bir yandan hedeflerimize sıkı sıkıya sarılarak tarihin önümüze açtığı yolda yürümeye devam ediyoruz. Görünürde Kandil’,deki PKK’yı terör örgütü ilan edip, elebaşları için ödül koyanların arka planda aynı teröristlerle nasıl iş tuttuklarını da çok iyi biliyoruz. Aynı örgütün namlularını ülkemize çevirmiş Suriye’deki mensuplarıyla kol kola girip devriye gezerken Irak’taki elebaşlarını hedef gösterenler kendilerince bizi kandıracaklarını sanıyorlar. Hepsini gayet iyi biliyoruz. biz onlara her fırsatta bu oyunun tutmayacağını, terör örgütleriyle yol yürüyenlerin akıbetlerinin hüsran olacağını hep söyledik söylüyoruz. Tabii bu arada boşta durmuyoruz, Bir hafta içinde 15 terörist etkisiz hale getirildi. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarımızın ardından İdlip’te de güvenliği ve huzuru sağlama yönünde önemli adımlar attık. Aynı şekilde Kuzey Irak’taki terör yuvalarını birer birer dağıtarak Kandil’i de Sincar’ı da teröristlerin başına yıkma yolunda ilerliyoruz. Fırat’ın doğusundaki Suriyeli kardeşlerimizin bölücü terör örgütünün pençesi altında inim inim inlediğinin farkındayız. İnşallah çok yakında bu bölgedeki mazlumları da güvene ve huzura kavuşturacağız. Bizim bu adımlarımızı da DEAŞ kuklasını ortaya sürerek kesebileceklerini sananlar yanıldıklarını görmeye başladılar. Ülkemize karşı yürütülen küresel yalan ve iftira kampanyalarının en büyük kaynağı haline gelen FETÖ ihanet çetesinin çırpınışları da artık fayda vermeyecek. Deşifre olmuş oyun başarısızlığa mahkumdur. Biz bu oyunu çözdük. İnşallah en kısa sürede bize kurulan tuzakları sahipleri ve piyonlarının başlarına geçirip yolumuza devam edeceğiz” dedi.

    “Biz Batı’nın kapısında şurada burada sıraya girmek suretiyle muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamayız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bize göre Atatürk’ü anmak da anlamak da ancak böyle olur. Lafla değil, bu duygularla bir kez daha vefatının 80. yıl dönümünde Gazi Mustafa Kemal’i tazimle yad ediyorum. Muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma lafla olmaz. İstanbul Havalimanı gibi eserleri dikmekle olur, köprüler yapmakla olur, metrolar yapmakla olur, kendi uçağınızı, insansız hava araçlarınızı yapmakla olur. Yüzde 20 idi savunma sanayindeki eserlerimiz. Şimdi bunu yüzde 65’e çıkardık işte böyle olur. Biz Batı’nın kapısında şurada burada sıraya girmek suretiyle muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamayız. Biz kendi eserimizi kendimiz üreteceğiz hem inşa edeceğiz hem ihya edeceğiz. Gençler çok daha fazla çalışacağız, çok daha fazla gayret edeceğiz ve onun için de tabii inşallah gelecek hep birlikte bizim olacak. Bu toprakları bizlere vatan haline getirmek için bin yıldır canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimize tüm gazilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.”

    Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs’ün bir veda konuşması yaptığını hatırlatan Erdoğan, Örs’ün önemli bir ülkeye büyükelçi olarak gittiğini ve veda konuşmasını da bu vesileyle yaptığını ifade etti. Erdoğan, 6 yıllık hizmeti sebebiyle Örs’e teşekkür etti.

  • Sabahattin Akgül: “Golü atan her zaman kazanır”

    AFJET Afyonspor Teknik Direktörü Sabahattin Akgül, Adana Demirspor mağlubiyetinin ardından, “Futbol netice oyunudur. Golü atan her zaman kazanır. Adana Demirspor golü attı, kazandılar. Kendilerini kutluyorum, tebrik ediyorum” dedi.

    Spor Toto 1. Lig’in 11. haftasında AFJET Afyonspor, deplasmanda Adana Demirspor’a 1-0 mağlup oldu. Maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Afjet Afyonspor Teknik Direktörü Sabahattin Akgül, “Şampiyonluğa oynayan Adana Demirspor karşısında oynamak kolay değil. Adana Demirspor iyi bir takım. Demek ki, iyi takıma, iyi konsantre oluyoruz ve iyi oynuyoruz. Maçın ikinci yarısında Adana Demirspor’un pozisyonu bile yok. 5 tane net gol pozisyonumuz var. Futbol netice oyunudur. Golü atan her zaman kazanır. Adana Demirspor golü attı, kazandılar. Kendilerini kutluyorum, tebrik ediyorum. Gelecek haftaki oynayacağımız maçlarda, bugün kaçırdığımız gol pozisyonlarını kaçırmayacağız. Kaçırmamamız gerekir ki, alt sıralardan biraz üst sıralara çıkalım. Afyonspor’a bu oyuna karşın bu netice yakışmıyor” dedi.

  • AESOB Başkanı Dere: “Vergi indirimleri için doğru zaman”

    Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı vergi indirimlerini oldukça olumlu karşıladıklarını söyledi.

    AESOB Başkanı ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi Adlıhan Dere, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı yeni vergi indirimlerinin piyasanın hareketlenmesinde oldukça etkili olacağını ifade etti. Vergi indirimlerinin çok doğru bir zamanda yapıldığını savunan Dere, “Esnaf ve sanatkarlar olarak KDV ve ÖTV’de vergi indirimi yapılmasını uzun zamandır talep ediyorduk. Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın geçtiğimiz gün yaptığı açıklamalarda KDV ve ÖTV’de vergi indirimlerinin uygulanacağını belirtmesi de esnaf ve sanatkarlar olarak bizleri oldukça sevindirdi. Bu vergi indirimleri sadece belirli sektörleri değil, bu sektörlere bağlı yan sektörleri de olumlu yönde etkileyecek. Zaten Enflasyonla Topyekün Mücadele programı kapsamında herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor, dolayısıyla bu vergi indirimlerinin de çok doğru bir zamanda gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. İnşallah, tüm çabalarımızın sonuçlarını en kısa sürede göreceğiz” dedi.

  • Başkan Türel: “Kısır çekişmeler Antalya’ya zaman kaybettiriyor”

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, önceliğinin her zaman Antalya olduğunu belirterek, siyaseti hizmetin bir kulvarı olarak gördüğünü söyledi.

    Antalya Yelken ve Deniz Sporları İhtisas Spor Kulübü’nün, Sahil Antalya Yaşam Parkı içerisinde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan yeni tesisleri törenle hizmete açıldı. Törene Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya Yelken Kulübünün kurucu başkanı Hasan Akıncıoğlu, Komodor Ahmet Armağan, Antalya Yelken Kulübü Başkanı Mehmet Atsız ve misafirler katıldı.

    “Konyaaltı çok daha anlamlı ve güzel oldu”

    Cumhuriyetin 95. Yıldönümünde Antalya Yelken Kulübünün yeni tesislerinin açılışını yapmanın kendisi için büyük bir mutluluk vesilesi olduğunu ifade eden Başkan Türel, “Ülke olarak bütün kazanımlarımızı borçlu olduğumuz Cumhuriyete ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına ne kadar teşekkür etsek azdır” dedi. Türel, Antalya Yelken Kulübü ile Antalya’nın pırlanta gerdanlığı Konyaaltı’nın çok daha anlamlı ve güzel olacağını söyledi.

    “Tesis önemli bir eksiği giderecek”

    Yelkene gönül veren deniz tutkunları için yelken kulübün ne kadar önemli olduğunu bildiğini ifade eden Başkan Türel, 1996 yılında 6 kişi ile yola çıkan Antalya Yelken Kulübü’nün bugün 250 civarında bir sporcu ordusuna sahip olduğunu belirterek, “Deniz şehri olan Antalya’nın denizde sporcularının yetişiyor olması yelken kulübümüz ile mümkün. Bu nedenle yelken kulübümüzün çok önemli bir sorumluluğu olduğunu düşünerek her zaman elimden geldiği kadar destek olmaya çalıştım. Gencecik kardeşlerimizin yetişmesine vesile oluyorsunuz. Bu tesisin önemli bir eksiği gidereceğine inanıyorum” dedi.

    “Yelken Kulübünü yalnız bırakmadık”

    Kulübün daha önce Boğaçayı’nda bulunan tesislerinin kullanımı noktasında da önemli çalışmaları ortaya koyduğunu ifade eden Menderes Türel, Konyaaltı Sahil Projesi gündeme geldiğinde yelken kulübünü sahipsiz bırakmamak adına bu tesisi hayata geçirdiklerini anlattı.

    Başkan Türel, “Çok daha iyi bir tesis kazandıracağız demiştim. Elimden geldiği kadar sizlere ve Antalya’ya hizmet etmenin heyecanı içerisindeyiz. Bu heyecanımızı ayakta tutan en önemli husus sizlere verdiğimiz sözleri yerine getirmek. Gece gündüz bunun için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Hizmet yaparken engellerle karşılaşıyoruz”

    Antalya’nın refah ve yaşam kalitesini arttırmak için çalıştıklarını vurgulayan Türel, raylı sistemler, Boğaçayı’nda yat limanları, kruvaziyer limanlar yapmaya çalışıyorken bazı kesimlerin bunu engellemeye çalışmasını üzülerek izlediğini dile getirdi. Konyaaltı sahil projesi ile ilgili de aynı engellemeler ile karşılaştıklarını hatırlatan Türel, “Konyaaltında bazı vatandaşlarımız el ele tutuşarak insan zincirleri oluşturdular ve bu güzellikleri Antalya’ya kazandırmamak için ‘Menderes Türel sahili Antalya’ya kapatacak’ diye yalan ve iftirayla adeta bir itibar erozyonu gerçekleştirdiler. Eğer biz bu projeyi bitirmemiş olsaydık bugün yelken kulübümüz hala idareten derme çatma, yine benim şahsen kendi gayretlerimle Boğaçayı’nda verdiğimiz yerde hizmetlerine devam ediyor olacaktı.

    İşte bugün yelken kulübümüz çok güzel, nezih bir ortamda faaliyetini ortaya koyuyor ve koyacak. İnşallah bu gençlerin arasından şampiyonlar çıkacak” dedi.

    “Kısır çekişmeler Antalya’ya kaybettiriyor”

    “Her zaman önceliğim Antalya olmuştur” diyen Başkan Türel, siyaseti hizmetin bir kulvarı olarak gördüğünü vurgulayarak şöyle konuştu; “Maalesef siyaseti hayatın merkezinde öncelikli yere koyanlar aslında Antalya’nın menfaatlerini en güzel şekilde düşünmeleri gerekir. Hizmeti önce çıkarıp siyaseti ikinci plana attıklarında bu gereksiz tartışmaların bize zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramadığını görürler. Biz kararlı ve azimli bir şekilde hedefimize ulaşmak için gece-gündüz çalışıyoruz. Bugüne kadar ne söz verdiysek gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ama bütün bu kısır çekişmeler Antalya’ya kaybettiriyor. Ben sadece bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Makam ve mevki hırsıyla Antalya’yı önceliklemeden siyaseti ön plana çıkartıp Antalya’yı kısır çekişmelere kurban edenlere yeri geldiğinde bunları yüksek sesle söylemek zorundayız.”

    Konuşmaların ardından Antalya Yelken Kulübünün açılışı gerçekleştirildi. Başkan Türel’e yelken sporuna verdiği katkılardan dolayı teşekkür plaketi verildi. Törende ayrıca Cumhuriyet Kupası yarışmalarında dereceye giren genç yelkencilere sertifikaları verildi.