Etiket: Yüzü

  • Yüzü Maskeli Şahıs İş Yeri Kurşunladı

    Kayseri’de yüzü maskeli bir zanlı, uzun namlulu silah ile bir iş yerini kurşunladı.

    Edinilen bilgiye göre, Şeker Yeni Doğan Mahallesi Kömürcüler Sitesi’ne yüzü maskeli bir kişi, elinde ki uzun namlulu silah ile dükkan kurşunladı. İhbar üzerine olay yerine giden polis ekipleri, yerde çok sayıda boş mermi kovanı buldu. Görgü tanıklarını dinleyen polis ekipleri, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. Kurşunlanan dükkanda maddi hasar meydana gelirken, olay yerine gelen iş yeri sahipleri de polise ifade verdi.

    Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi.

  • İlk 2 Çocuğu Özürlü Doğan Ailenin 3. Çocukta Yüzü Güldü

    Samsun’da ilk iki çocukları özürlü olarak doğan Hamurcu ailesi, Türkiye’de ilk defa uygulanan “kantitatif pcr genetik tarama testi” tedavisi sonucu üçüncü çocuklarını sağlıklı olarak kucaklarına aldılar.

    7 yıllık evli ve teyze çocukları olan Fatma Hamurcu ve Ali Osman Hamurcu çiftinin ilk iki çocuğu “canavana” hastası olarak dünyaya geldi. Hamurcu çiftinin ilk çocukları olan 7 yaşındaki Yavuz’un hastalığı 4,5 aylıkken, 5 yaşındaki Ecrin’in hastalığı ise 4 aylıkken fark edildi. Araştırmaları sonucu çocuklarının canavana hastası olduklarını ve hastalığın tedavisinin olmadığını öğrenen çift uzun bir süre çocuk sahibi olmadı. Fatma Hamurcu’nun annesi Nebahat Ayvaz’ın hastalıkla ilgili bir tedavinin olduğunu televizyondan öğrenmesi sonucu çift, tedavi sürecine başladı. Gerekli tetkiklerin yapılmasının ardından “kantitatif pcr genetik tarama testi” uygulanmasının ardından çiftin sağlıklı bir kız çocukları dünyaya geldi. Türkiye’de ilk defa uygulanan genetik tarama testi sayesinde oldukça mutlu olan çift, bu tarz hastası olanlara bu tedavi yöntemini öneriyor.

    “HAYIRLISI NEYSE O OLSUN DEDİK”

    İlk çocuklarının hastalığının 4,5 aylıkken fark ettiklerini söyleyen Ali Osman Hamurcu, “Burada hastalığının teşhisini koyamadılar. İstanbul’a götürdük çocuğumuzu ve orada hastalığın teşhisini koydular. Canavana(kanavan) hastalığı olduğunu belirttiler. Ancak bu hastalığın tedavisinin olmadığını öğrendik. İkinci çocuğumuz yani Ecrin 3 yıl sonra doğdu. Onu da hasta olup olmadığını öğrenmek için 4 aylıkken anne karnında muayene yaptırdık. Doktorlar onun da hasta doğma riskinin fazla olduğunu söyledi. Ama biz günah diye aldırmadık çocuğumuzu. Hayırlısı neyse o olsun dedik. Uzun bir süre bu hastalığın tedavisi olmadığı için çocuk yapmayı düşünmedik. Sonra kayınvalidem bir televizyon programında gen ayrıştırması olarak sağlıklı çocuklar olabileceğini duymuş. Biz de bu tedavinin yapıldığı hastaneyi İstanbul’da bulduk. İstanbul’daki hastaneye gittik doktorlarla görüştük hemen tedaviye başladık. İlk denememizde olmadı. İkincisinde ise sağlıklı bir kızımız oldu. Bebeğimize Zeynep ismini verdik. İnşallah büyüyünce abisiyle ablasına bakacak. Gerek kayınvalidemin gerek doktorların kimin emeği varsa, kim sebep olmuşsa Allah razı olsun. Belki bu yöntemi bilmeyen binlerce çocuk ve hasta sahibi olan aile vardır. O insanların da bu tedaviden haberi olması için burada konuşuyorum” dedi.

    “UZUN BİR SÜREÇTİ AMA DEĞER”

    Bu hastalığın çaresinin olduğunu söyleyen Fatma Hamurcu, “Bu hastalığın bir tedavisi olduğunu insanlar bilmeli. Onlarda bu mutluluğu, bu duyguyu yaşasın istiyorum. Bu yönteme başvurduktan sonra tedavinin olup olmayacağı konusunda tedirginlik yaşadım. Şükürler olsun üç tane sağlıklı gen oldu. İlki tutmadı sonra diğerleri embriyo olarak transfer edildi. Biz tanesi tuttu. Uzun bir süreçti ama değer yani. Yaptırmak isteyenler varsa hiç düşünmesinler bu duyguyu yaşasınlar” diye konuştu.

    AYVAZ: “TARİF EDİLECEK BİR DUYGU DEĞİL”

    Fatma Hamurcu’nun annesi Nebahat Ayvaz, “Ben ölmeden çocuklarımın sağlıklı bir çocuk sahibi olmasını çok istiyordum. Bir gün televizyonda Hakan beyi gördüm. Telefon numarasını aldım. Hastaneye gidip görüştüm. Tedavi sonucu çocuğumuz oldu. Tarif edilecek bir duygu değil. Rabbim herkese nasip etsin” şeklinde konuştu.

    OPR. DR. HAKAN ÖZÖRNEK’TEN AÇIKLAMALAR

    Tedavi hakkında açıklamalarda bulunan Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Opr. Dr. Hakan Özörnek, Türkiye’de ilk defa uygulanan genetik tarama testi hakkında bilgi verdi. Ailesinde ya da akrabalarında tanımlanmış bir genetik hastalığı bulunan ya da genetik hastalığa sahip çocuğu olan aileleri uyaran Opr. Dr. Hakan Özörnek şunları söyledi: “Bu test, hücrede bulunan tüm kromozomları (23 çift) sadece sayısal olarak incelemektedir. Dengeli veya dengesiz kromozomal bozukluklar, tek gen hastalıkları ve diğer genetik bozukluklar bu yöntemin içeriğinde yer almamaktadır. Eğer ailenizde, yakın akrabalarınızda veya sizlerde tanımlanmış bir genetik hastalık, genetik bir hastalığa sahip çocuğunuz/ çocuklarınız varsa bu durumu doktorunuza mutlaka bildiriniz! Bu durumlarda tanımlanmış genetik hastalığa özel daha ileri genetik tanı testleri yaptırmanız önerilmektedir. Gebeliğin ilerleyen aylarında da ultrason bulgularına dayanarak doktorunuz gerekli görüldüğü taktirde bu teste ilaveten doğum öncesi (prenatal) genetik tanı önerebilmektedir. Bu prenatal testler ilk üç ayda koryon villus örneğinden (CVS) ya da ikinci üç ayda amniyon sıvısından yapılabilmektedir.”

    CANAVAN HASTALIĞI

    Canavan, ilerleyen ve kalıtımsal bir hastalıktır. Otozomal resesif geçişli olan bu hastalıkta, hastanın anne ve babası taşıyıcıdır. Omurilikte, sinir dokusu üzerindeki miyelin kılıfının bozulması ve beynin süngerimsi bir yapı alması anlamına gelmektedir.

  • Adana’da Yüzü Maskeli 3 Kişi Kuyumcu Soydu

    Adana’da kar maskeli ve pompalı tüfekli 3 kişi, yeni açılan kuyumcu dükkanını soydu. Yaklaşık 15 bin lira değerinde altın bilezik ve bileklik çalan şüpheliler, ara sokaklarda izini kaybettirdi.

    Olay, Seyhan ilçesi Onur Mahallesi Şakirpaşa Caddesi üzerindeki bir kuyumcu dükkanında meydana geldi. İddiaya göre, yüzü kar maskeli 3 kişi, ellerinde pompalı tüfek ile kısa bir süre önce açılan ve güvenlik kamerası bulunmayan kuyumcu dükkanına geldi. Soyguncular, dükkanın önünde bekleyen işyeri sahibi Ahmet Yıldız’a pompalı tüfeği uzatarak uzaklaşmasını istedi. Panikleyen kuyumcu Yıldız, dükkanın önünden uzaklaşırken, soyguncular içeri girerek altınları aldı. Bu sırada Yıldız’ın soyguncuları engellemek için işyerine yaklaşması üzerine kapının önünde bekleyen şahıs havaya 3 el ateş açtı. Ahmet Yıldız, tekrar işyerinden uzaklaşırken, panikleyen soyguncular Oba Mahallesi 44027 sokaktan kaçarak izini kaybettirdi.

    GÜVENLİK KAMERASI TAKILMAMIŞ

    İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Çelik yeleklerini giyen ekipler, kaçış güzergahlarını tutarak şüpheliler üzerinde araştırma yaptı. Soyguncuların olaydan sonra kaçarken kullandığı düşünülen bir otomobil lastikleri patlamış olarak Oba Mahallesi 44002 Sokak üzerinde terk edilmiş halde bulundu. Yeni açılması nedeniyle güvenlik kamerası bulunmayan işyerinden yaklaşık 15 bin lira değerinde 10 altın bilezik ve 6 altın bileklik ile bir miktar gümüş bileklik aldığı öğrenildi. Polis, kuyumcuya yakın güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • “Paris Saldırılarının İç Yüzü: Ötekileştirmeye İsyan Teröre Dönüşüyor”

    Paris saldırıları ardından terör değerlendirmesi yapan İstanbul Gelişim Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ragıp Kutay Karaca, saldırıyı gerçekleştirenlerden bir kısmının Avrupa’da doğup, büyüyen bireyler olmasına dikkat çekerek terörü ortaya çıkaran sosyoekonomik ‘koşullar’ı vurguladı.

    G20 zirvesinde ekonomiden daha çok terörün vurgulandığını belirten Karaca, terörün, güvenliğin artık ekonomiden ayrılamadığını söyledi.

    SALDIRGANLAR AVRUPA VATANDAŞI

    Terörü oluşturan koşulları vurgulayarak siyasi liderlerin de bu vurguyu yaptığını ekleyen Doç. Dr. Ragıp Kutay Karaca, Paris saldırılarına ilişkin şunları söyledi:

    “Fransa’da yaşanan saldırılara baktığınız zaman saldırganların Müslüman orada doğup büyüyen, oranın dilini konuşan ve Avrupa vatandaşları olduğunu görüyorsunuz. Siz bu tip bir Avrupa vatandaşından bir terörist yapıyorsunuz? En temelde aranması gereken nokta bu, bu insanlar nasıl terörist oluyorlar? Dün gerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerek ABD Başkanı Barack Obama’nın konuşmalarında da aynı ifade vardı. Bu sorunun cevabını veremezsek uluslararası kamuoyu olarak hangi toplantıyı yaparsanız yapın, hangi kararı alırsanız alın bunun altını doldurmamış olursunuz”.

    İSYANIN MERKEZİ BANLİYÖLER

    Avrupa’da cihatçıların merkezi olarak anılan banliyöler bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Karaca, küresel ekonomik sorunların merkezde yer aldığını belirtti. Kutay Karaca, üç ana noktada şu sorunlara dikkat çekti: Gelir dağılımı adaletsizliği, işsizlik, yükselen milliyetçilik… Karaca,

    “Banliyö tarih boyunca sisteme, yönetime, yaşama isyanın merkezi olmuştur, kökeni ise ötekileştirmeye isyandır. Bu sorun sadece Avrupa’nın sorunu da değildir, gelir dağılımındaki eşitsizliğin bir sonucu olarak küresel ekonomik bir sorundur.

    Bir kesim rahat kazanıyor ve çok harcıyor bir diğer kesiminse kazançtan aldığı pay ancak yüzde 5 oluyor. Sürekli fakir yaşayan kesim karşısında başka bir dünya görüyor. Banliyöden çıktığında çok daha lüks ve daha rahat yaşayan, sosyal ve ekonomik imkânlara sahip kesimle karşılaşıyor, tepki göstermemesi imkânsız. Gelir seviyesini ne kadar eşit dağıtırsanız daha az terörist yaratma imkânına sahip olursunuz.

    İkincisi ise Avrupa’da işsizlik var ve bu durum Avrupa’ya sonradan gelenleri daha da ötekileştiriyor. Üçüncü olarak da, Avrupa’da yükselen değerin milliyetçilik olması… Bunun o kesim üzerindeki baskısı hiçbir zaman unutulmamalı. Milliyetçiliğin Avrupa’da her yükselişinin ardından bir dünya savaşı yaşanmış.”

    ANKARA, SURUÇ VE PARİS

    IŞİD tarafından gerçekleştirilen Suruç ve Ankara saldırılarını hatırlatan Kutay Karaca, dünyada Paris saldırıları ile Türkiye’de yaşanan saldırılara aynı oranda tepki gösterilmediğini ifade etti:

    “Türkiye 30 yıldır terörle yaşıyor. Suruç’ta insanlarımız öldü, Ankara’da insanlarımız öldü, tepkilere bakın, bunlar yapan IŞİD değil miydi? Bir de Fransa’daki tepkiye bakın. Şöyle bir tablo çıkıyor, Müslüman dünyada kaç kişi ölürse ölsün tepkisiz kalan bir Avrupa, tepkisiz bir dünya var. Avrupa’nın herhangi bir yerinde bir saldırı olduğunda ise, hep beraber hem siyasi hem ekonomik hem askeri tepki veriliyor. O zaman Türkiye’nin suçu ne? Nuri Bilge Ceylan’ın söylediği gibi suçumuz yalnız bırakılmak mı?

    Bu G-20 zirvesi şunu gösterdi ki, Türkiye Avrupa’ya almayalım ama kapıdan da uzaklaştırmayalım şeklinde tutulabilecek bir ülke değildir. Türkiye’nin AB’de yer alması, Avrupa’ya değer katacaktır. Ayrıca Avrupa’ya yöneltilen Hıristiyan kulübü tenkitlerinin ve Müslüman dünyanın ötekileştirilmesinin de önüne geçecektir.”

    ORTADOĞU’DA TERÖR

    Terör söz konusu olduğunda nerede olduğunun önemi kalmadığını kaydeden Karaca, Ortadoğu’daki sorunların yalnızca Suriye’yle sınırlı kalmadığını da ekledi:

    “Çatışmanın nerede olduğu önemli değil, ne kadar uzak olursanız olun o çatışma geliyor ve topraklarınızda oluyor. 11 Eylül saldırısı, Türkiye’deki saldırılar, Fransa’da saldırılar oldu. Suriye’deki sorun çözülmeden terör çözülmez diyorlar, bu kısır bir düşünce. Filistin sorunu çözülmeden Orta Doğu’da çözüm bulamazsınız. Tüm terör örgütleri temelde bu sorundan besleniyor. Bunun yanında Ortadoğu’da terörü sadece terör örgütleri yapmıyor, Ortadoğu’da terörü devletler de yapıyor. Öncelikle bunun önüne geçilmeli…”

  • Kadıköy’de Taraftarın Yüzü Güldü

    Fenerbahçe, Spor Toto Süper Lig’in 11. haftasında kendi evinde Torku Konyaspor’u yenerek sahasında iki maç sonra taraftarının yüzünü güldürdü.

    Spor Toto Süper Lig’in 11. haftasında Fenerbahçe, kendi evinde Torku Konyaspor ile karşılaştı. Süper Lig’de oynadığı son iki maçta taraftarının yüzünü güldüremeyen sarı-lacivertli ekip, ilk yarıda istediği golü bir türlü bulamayarak soyunma odasına golsüz eşitlikle girdi. ikinci yarıda rakip kaleye daha çok atak gerçekleştiren ve istediği golü 77. dakikada Brezilyalı futbolcusu Fernandao’nun ayağından bulan sarı-lacivertliler, sahadan 1-0 galip ayrıldı.

    Kendi evinde oynadığı son iki maçta Akhisar Belediyespor ve Galatasaray ile berabere kalan sarı-lacivertli ekip, taraftarı önünde galibiyet hasretini sonlandırdı.