Etiket: Yüzden

  • Halit Meşal: “Filistin söz konusu olduğunda Türkiye bizim hep yanımızda yer aldı, bu yüzden Türkiye’yi çekemiyorlar”

    Sultangazi’de düzenlenen iftar programına katılan Filistin Direniş Lideri Halit Meşal, Filistinliler ve şehit aileleriyle aynı iftar sofrasında buluşarak birlikte oruçlarını açmanın mutluluğunu yaşadı. Programda konuşan Filistinli Lider Halit Meşal, “Filistin söz konusu olduğunda Türkiye bizim hep yanımızda yer aldı, bu yüzden Türkiye’yi çekemiyorlar” dedi.

    On bir ayın Sultanı Ramazan’ın gelmesiyle birlikte her gün farklı bir grubu iftar sofrasında buluşturan Sultangazi Belediyesi, Filistinliler ve şehit ailelerini iftar sofrasında ağırladı. Sultangazi Belediye binasının yanına kurulan Kudüs temalı etkinlik alanındaki iftar programına Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ile birlikte Filistin Direniş Lideri Halit Meşal’in yanı sıra Filistinliler ve şehit aileleri katıldı. Etkinlik alanına gelen Başkan Altunay ve Halit Meşal, masaları tek tek gezerek vatandaşlarla sohbet etti. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda vatandaşlar ezanın okunmasıyla birlikte dualar edip oruçlarını açtı.

    “Filistin söz konusu olduğunda Türkiye bizim hep yanımızda yer aldı, bu yüzden Türkiye’yi çekemiyorlar”

    Programda konuşan Filistin Direniş Lideri Halit Meşal, “Siyonistlerin bu zulmüne karşı bizler direnişle kazanacağız. Biz onları taşla yendik, onları silahla yendik, bir takım direnişle yendik ve işte yürüyüşlerimizle onları yeniyoruz. Onları uçurtmalarımızla yeniyoruz. Bunlar korkak bir halktır. Bu Siyonistler bizim halkımızın direnişi karşısında duramayacaklar. Türkiye halkı bizim yanımızda her zaman yer aldı, bu yüzden Türkiye’yi çekemiyorlar. Sizler Kudüs konusunda asla cimri davranmadınız, Mavi Marmara şehitleri bizim hala zihnimizde yer alıyor, Recep Tayyip Erdoğan’ın o şanlı duruşu bizim hala gözlerimizin önünde. Bizim masa başında aldığımız kararları uygulama sahasına getirmemiz gerekir. Hedeflerimizi net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Filistinli kadın ve erkek kardeşlerimden istediğim gibi Türkiyeli bütün kardeşlerimizden de şunu istiyorum, Kudüs’e yönelik hedefleriniz, amaçlarınız ve önünüzde bir yol haritanız olsun. Öncelikle Filistin’in özgürleştirilmesi hedefiniz olsun. Çünkü bizim mücadelemiz mukaddes ve mübarek alan üzerinedir. Bizim üzerinde mücadele ettiğimiz Kudüs toprakları herhangi bir yer değildir, İsra ve Miracın yaşandığı topraklardır. Bu mukaddes toprakların Yahudilerden temizlenmesi gerekir, bu alanların bütün Müslümanlara yeniden kazandırılması gerekir. Bu bizim milli, ahlaki, dini her yönüyle yapmamız gereken meselemizdir” dedi.

    “Filistin’i yaşamak orayı unutmamak adına burayı dizayn ettik”

    Filistinlilerin yaşadıkları durumun anlaşılması için Kudüs’ün bir panoramasının Sultangazi’de yapıldığını aktaran Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ise, “Bizler istiyor ve temenni ediyoruz ki bu kan ve gözyaşı dursun Orta Doğu ve İslam coğrafyasında bu sıkıntılar giderilsin. Bir daha böyle saldırılar yaşanmasın. Bizler bir kere daha buradan nefretle kınıyoruz ki İsrail bu zalimliklerini inşallah bu zulmünü devam ettiremeyecektir. Burada Sultangazi’den bir ses veriyoruz Cumhurbaşkanımızın Yenikapı’da verdiği o gür sesten sonra biz ne yapabiliriz diyoruz. Bu duyarlılığı bu farkındalığı ortaya koymak için Kudüs’ün bir panoramasını adeta bir temasını işledik. Orta yere koyduğumuz Kubbet-ül Sahra’da akşam ve sabah namazlarını icra ediyoruz. Filistin kahvehanesiyle, sur duvarlarıyla, Şam kapısıyla ve orada esirlerin çektiklerini, mültecilerin durumunu izah etmek adına kurduğumuz stantlarla bir nebze olsun Filistin’i yaşamak orayı unutmamak adına burayı dizayn ettik” şeklinde konuştu.

  • Eczacılık fakültesi serasında yüzden fazla tıbbi bitki yetiştiriliyor

    İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde kurulan iki ayrı serada oluşturulan tıbbi aromatik bitkiler bahçesinde yüzden fazla tıbbi bitki yetiştiriliyor.

    Seralarda yetiştirilen bitkiler bir taraftan fakülte öğrencilerinin eğitimlerine fayda sağlarken diğer taraftan Turgut Özal Tıp Merkezi Geleneksel Tıp Tedavileri bölümüne materyal sağlıyor. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Çiğremiş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, devletin geleneksel tıp ve alternatif tedavilerle ilgili yeni hedeflerinde bitkilerle tedavilere zemin hazırlayacak materyalleri yetiştirmek üzere fakülte olarak tıbbi bitki işine koyulduklarını söyledi. Tıbbi aromatik bahçelerinin yirmi dönümlük bir arazi üzerinde kurulduğunu belirten Dekan Çiğremiş, “Burası yüzden fazla tıbbı bitki türünü yetiştirdiğimiz bir alan. Fakülte bazında bu uygulamadan dolayı da çok gururluyuz. Burada daha çok bitkilerle tedavi alanıyla ilgili kullanabileceğimiz bitki türlerini yetiştirmeye yoğunlaşıyoruz” dedi. Dekan Çiğremiş, Zeytinburnu Belediyesinin tıbbi aromatik bitkiler bahçesinden sorumlu olan Ziraat Teknisyeni Mehmet Ali Altıokka’nın, Eczacılık Fakültesinin tıbbi aromatik bahçesinin gelişmesinde çok önemli katkıları olduğunu ifade ederek, destekleri için teşekkür etti. Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde açılan Geleneksel Tıp Tedavileri Bölümüne de tıbbi aromatik bitkiler bahçesinin materyal sağlayacağını kaydeden Dekan Çiğremiş, “Fakültemizin böyle bir bahçeye sahip olması bizler için bir avantaj ve gurur kaynağı. Mezun olan öğrencilerimizin eğitimlerinde yeni bir sayfa açıldı. Biz buna eczacılıkta uzmanlık adını veriyoruz. Bunun iki tane dalı var, birisi klinik eczacılık, birisi de fitofarmasi. Devletimizin yönelmesinin nedeni şu, birçok kişi böyle bitkisel ilaçlar yapıp sattığını veya merdiven altı üretimler yapıp sattığını söyleyerek insanlarımızın hayatıyla oynayabilmektedir. Dolayısıyla devletimiz şimdi buna el attı ve bu konunun yani bu tip bitkilerle tedavilerin veya ilaçların hazırlanmasının, satılmasının uzman kişilerce yapılması gerekliliğini söyledi. Onun için de fitofarmasi uzmanlarını yetiştireceğiz. Hem öğrencilerimiz için hem de uzmanlarımız için uzmanlık eğitimi alacak asistanlarımız için bu bahçe ve bu ortam bulunmaz bir nimettir. Öğrencilerimiz buraya geldikleri zaman bu bitkileri görerek, tanıyarak bize daha çok fayda sağlayabilecekler” şeklinde konuştu. Dekan Çiğremiş, İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesini tercih eden öğrencilerin pişman olmayacaklarını ifade ederek, “Buraya bilim insanlarını ve uzmanları davet ediyoruz. Öğretim elemanları olarak Eczacılık Fakültesini tercih etmelerini, buraya gelmelerini istiyoruz. Üniversitemizde gerçekten liyakata, bilime dayalı bir sisteme sahibiz. Herkese değer veren, çalışana değer veren bir sistemimiz var. Öğrencilerimiz içinde fakültemizi tercih ettikleri zaman bir avantaj ve ayrıcalık olacağını iddia ediyoruz ve buraya gelerek bu avantajlardan faydalanarak buradan mezun olarak ayrılmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı. İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Arabacı ise, bitki dağılımıyla ilgili bilgi vererek, “Bahçemizde iki seramız var. Bunlardan bir tanesi üretim serası. Burada biz bitkileri tohumdan itibaren üretimini yapıyoruz. Buradaki otsu bitkilerin tamamını tohumdan ürettik. Bu tohumların bir kısmını da Zeytinburnu Belediyesinin tıbbı ve aromatik bahçesinden temin ettik. Burada bitkilerin dağılımı daha çok tıbbi kullanım alanlarına göre yapılmıştır. İmünüss sistem hastalıklarında kullanılanlar, yara yanıklar, termatolojik olarak konular gibi sınıflandırmalar burada yapılmış ve mevcuttur. 100’den de fazla otsu bitki örneğimiz var. Ayrıca bahçemizin bir kısmı da odunsu bitkilerden oluşmaktadır” diye konuştu. Zeytinburnu Belediyesi Tıbbı Aromatik Bitkiler Bahçesi Sorumlusu Ziraat Teknisyeni Mehmet Ali Altıokka da Zeytinburnu Belediyesi tarafından yapılan tıbbi aromatik bitkiler bahçesinin bu konuda yapılan çalışmaların öncüsü konumunda olduğunu söyledi. Altıokka, tıbbi aromatik bitkiler konusunda yapılan çalışmalara destek vermenin kendileri için önemli olduğuna değinerek, “Çünkü bu bitkiler birçok alanda kullanılabiliyor. Özellikle eczacılıkta burada yoğun miktarda kullanılabilmektedir. Aynı şekilde bu bitkiler baharat olarak yemek sektöründe yine yoğun miktarda da kullanılabiliyor. Yine tekstilde, giyim sanayinde birçok sektörde bu bitkilerden faydalanılabilmektedir. Bizler için önemi bu bitkilerin sadece kullanımı değil floru açısından da değerlidir. Çünkü ülkemiz bu bakımdan çok zengin bir yapıya sahiptir. Avrupa Kıtasında yetişebilen bitki çeşit sayısı on iki, on üç bin tür iken bizim ülkemizde yetişebilen tür sayısı on bir bine yakındır ve bu türlerin yaklaşık 3 bin 500 endemik olan türlerdir. Bu türlerin korunabilmesi, geleceğe aktarabilmesi bizler için çok önemlidir. Onun için birçok kuruma bu şekilde destek vermeye, yardım etmeye özen gösteriyoruz” diye konuştu.

  • Suriye’de son 24 saat içinde yüzden fazla sivil hayatını kaybetti

    Suriye’de son 24 saat içinde rejim güçleri ve Suriye’nin müttefiki olan Rusya’nın yaptığı hava ve kara saldırılarında en az 108 sivilin hayatını kaybettiği bildirildi. Bu saldırılarda sadece İdlip’de 50 kişinin hayatını kaybettiği belirtildi.

    İdlib’in Armanaz kasabasına yapılan saldırılarda, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 29 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi de yaralandı.

    İdlip’de 22 sivil, Türkiye-Suriye yakınında İdlib’in batı tarafı yakınlarında Harem Şehrinde ise Rus uçaklarının saldırısı sonucu 12’ kişi hayatını kaybetti.

    Son 10 saat içinde Rus uçakları 90 sorti yaptı.

    Halep’in batı kesimine yapılan bir hava saldırısında Al Karama hastanesi tamamen tahrip oldu.

    Şam yakınlarında, muhasara altında bulunan Doğu Gota’da Beyt Sawa, Duma, Masraba, Hamuriye ve Sakba kasabasında Suriye rejim güçlerinin yerleşim birimlerine yaptığı top atışlarında aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 21 sivil hayatını kaybetti. Saldırılarda binalar tahrip olurken çık sayıda sivil de yaralandı.

    Ülkenin orta kesiminde bulunan Kuzey Humus yakınlarındaki Talbesa’ya yapılan hava kara bombardımanında 5 sivil hayatını kaybetti.

    Deyrezzur’un doğu yakınlarında ise DEAŞ’ın kontrolünde bulunan köylerde 31 kişi öldü onlarca kişi de yaralandı. Son 8 günde ise, 23’ü çocuk 24 kadın olmak üzere hava kara saldırılarında 137 kişi öldü.

  • “İşte bu yüzden İzmir”

    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kent turizminin geliştirilmesi amacıyla başlattığı ve desteklediği tanıtım çalışmaları, Türkiye’nin dört bir yanında İzmir rüzgarı estiriyor. “İzmir’e Doyamazsın” kampanyasıyla eşzamanlı olarak yürütülen “İşte bu yüzden İzmir” başlıklı kampanya, ülkenin sevilen simalarının İzmir’le ilgili duygu ve düşüncelerini anlatıyor.

    İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin tanıtımı ve turizm potansiyelinin geliştirmesine yönelik hamlelerine yenilerini eklemeye başladı. İzmir Turizm ve Tanıtma Vakfı (İZTAV) öncülüğünde geçtiğimiz yılın ikinci yarısında hazırlanan “İzmir’e Doyamazsın” kampanyasına büyük destek veren İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu yıl yaz sezon öncesinde start alarak şimdiden çok geniş kitlelere ulaşmayı başaran aynı kampanyanın yeni ayağıyla kentin güzelliklerini, tarihini, lezzetlerini ve yüksek yaşam kalitesini öne çıkararak ulusal TV’ler, radyolar, gazeteler, dergiler, internet siteleri, sosyal medya ve outdoor uygulamalarıyla yeniden tüm ülkeye duyurmaya başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesinin “İzmir’e Doyamazsın”la eşzamanlı olarak yürüttüğü bir başka tanım çalışması ise “İşte bu yüzden İzmir” başlıklı kampanya oldu. Ülkenin önde gelen gazeteci, yazar ve sanatçılarının gözünden İzmir’in güzelliklerinin yansıtıldığı kampanya, sosyal medya hesaplarının yanında İstanbul, Ankara ve Bursa’daki bilboardları da süslemeye başladı.

    Sanatçılar İzmir’i anlattı

    Kampanyada, kentin birbirinden güzel görselleri eşliğinde Uğur Dündar, Ayşe Arman, Melih Aşık, Fatih Altaylı, Yılmaz Özdil, Barçın Yinanç, Cengiz Semercioğlu, Deniz Zeyrek, Erdal Sağlam, Fikret Bila, Hikmet Çetinkaya, Jale Özgentürk, Mehmet Arslan, Mehmet Coşkundeniz, Murat Yetkin, Sefer Levent, Uğur Gürses, Yalçın Bayer ve Yazgülü Aldoğan gibi tanınmış gazeteci ve yazarların yanı sıra Kenan Doğulu, Behzat Uygur, Emre Aydın, Fatih Erkoç, Kerem Görsev, Leman Sam, Linet, Melek Baykal, Metin Uca, Onur Akın ve Özdemir Erdoğan gibi sanatçıların da İzmir’i anlatan cümlelerine yer verildi. 19 Haziran’dan itibaren İstanbul’un merkezi noktalarındaki billboardlara asılan “İşte bu yüzden İzmir” başlıklı afişler büyük beğeni topladı. 26 Haziran’dan sonra Ankara ve Bursa’da da başlayacak kampanya 2 Temmuz’a kadar sürecek.

    Neden İzmir?

    Kampanyada yer alan sanatçı ve gazetecilerin İzmir ile ilgili duygu ve düşünceleri şöyle:

    Ayşe Arman (Gazeteci, Yazar) : Yaşasın İzmir! Sen çok yaşa İzmir! Allah hepimize İzmir gibi bir şehirde yaşamayı nasip etsin. Buram buram özgürlük ve modernite kokan bir şehir.”

    Yılmaz Özdil (Gazeteci, Yazar): “Bu şehir, bir büyük felaketten Anka kuşu gibi yeniden dirilişin sembolüdür. Bu yüzden biz asla umutsuz olmayız. Umutsuz olan herkese İzmir’e bakmasını öneririm.”

    Murat Yetkin (Gazeteci, Yazar): “İzmir’e gelen, üç gün sonra ‘İzmirliyim’ demeye başlıyor. İzmir’in her zorluğa karşı yıkılmayıp ayakta kalmasını sağlayan, bu dayanışma ruhu oldu.”

    Fatih Erkoç (Besteci, Söz Yazarı, Ses Sanatçısı): “İzmir’in kültürüne bayılıyorum. İzmir dinleyicisi, Türkiye’deki en iyi dinleyici. İzmir, iyi ki varsın, iyi ki konserlerimizi veriyoruz, iyi ki kültür şehrisin”

    Leman Sam (Ses Sanatçısı): “İstanbul’da nefessiz kaldığımda, ocağına koştuğumda bana taze bir nefes olduğu için İzmir.”

    Kenan Doğulu (Besteci, Söz Yazarı, Ses Sanatçısı): “Ruhuma her zaman sakin bir liman ve ilham kaynağı oldu. Vizyon sahibi insanlarıyla, sanata ve sanatçıya ayırdığı yerle beni kendine aşık etti.”

    Özdemir Erdoğan (Besteci, Söz Yazarı, Ses Sanatçısı): “İzmir, çeşitli kültürlerin kendine mahsus bir atmosferde yoğrulup yeniden doğduğu eşsiz bir şehirdir. Bu kenti yönetenlere teşekkür borçluyuz.”

    Kerem Görsev (Besteci, Piyanist): “Her İzmir konserine gelirken kalbim kıpır kıpır hareketlenir. Hem İzmir’i çok sevdiğim için hem de müziğin kutsal mabedi AASSM’de çalacağım için.”

    Uğur Dündar (Gazeteci, Yazar): “İzmir; sokaklarında güler yüzlü insanlarla karşılaştığınız, birbirini tanımayanların gülerek selam verdiği, aydınlık, demokrat ve cumhuriyetin öyküsünde çok anlamlı bir yeri olan güzelim kent.”

    Emre Aydın (Besteci, Söz Yazarı, Ses Sanatçısı): “Ne zaman gitsem kendimi evimde hissettiğim için, bana öğrencilik yıllarımı hatırlattığı için, işimle ilgili bir sürü şey öğrettiği için İzmir.”

    Fikret Bila (Gazeteci, Yazar): “İzmir geleceğe dönük değerlerle yaşayan bir kent. Bu konuda bir değerlendirme yapılsa birinciliği İzmir’e vermek gerekir.”

    Hikmet Çetinkaya (Yazar): “İzmir bir sevdadır; İzmir çiçeklenmiş bir hayat.”

    Fatih Altaylı (Gazeteci, Yazar): “İzmir Homeros’tur… İzmir Amazon’dur İzmir Hasan Tahsin’dir İzmir Kubilay’dır İzmir Zübeyde Hanım’dır İzmir demokrasidir İzmir eşitliktir İzmir her taşında özgürlüktür İzmir modernliktir İzmir güzeldir, güzel İzmir’dir.”

    Onur Akın (Ses Sanatçısı): “Türkiye’nin en çağdaş, modern, uygar ve aydınlık kenti İzmir İzmirli olmak, İzmir’de olmak bir ayrıcalık İzmir’i çok seviyorum.”

    Melih Aşık (Gazeteci, Yazar): “Rüzgarında özgürlük Güneşinde kalpleri ısıtan dostluk Gökyüzünde sonsuz aydınlık Taşlarında uygarlık Sanki bir rüya şehir”

    Behzat Uygur (Tiyatro Sanatçısı): “Sevdiğim bir arkadaşımı özler gibi özlüyorum İzmir’i. Gelir gelmez ’Oh be’ diyorum.”

    Erdal Sağlam (Gazeteci, Yazar): “İzmir’in hem uluslararası rating kuruluşlarından hem de halktan aldığı puanları çok yüksek. Güçlü bir yerel yönetim olabilme koşulunun ’güçlü bir finans yapısı’ olduğunun bilincindeler. Yüksek rating puanını şehirlere boşuna vermiyorlar.”

    Barçın Yinanç (Gazeteci, Yazar): “İzmir özgürlüğü ile övünen bir şehir. Gidin İzmir’e. Pek çok şeyi beğeneceksiniz. Beğenmeyeceğiniz şeyler de olabilir elbet. O zaman eleştiri özgürlüğünüzü kullanın. Kullanın ki İzmirli bir kez daha gurur duysun özgürlüğüyle.”

    Cengiz Semercioğlu (Gazeteci, Yazar): “İzmir’e gidince özgürlüğün bir şehri nasıl güzelleştirdiğini ne kadar önemli olduğunu iliklerine kadar hissedersin . İzmir böyledir işte; gitsen dönemezsin. Gitmesen özlersin.”

    Deniz Zeyrek (Gazeteci, Yazar): “İzmir’de yaşayanların kültürü, Türkiye genelinden farklı. Karamsar değiller, yaşamayı seviyorlar. Açık görüşlüler; kısıtlamaya gelmiyorlar. İtirazları varsa söylüyorlar. Farklı kültürleri birlikte yaşatıyorlar.”

    Jale Özgentürk (Gazeteci, Yazar): “Büyük bir şansı var İzmir’in. Rantı değil, yaşam kalitesini odak alan bir yerel yönetim.”

    Linet (Ses Sanatçısı): “Sevmenin, aşık olmanın ayıp sayılmadığı ve her yaştan çifti her an el ele, göz göze görebildiğimiz bir yer, İzmir”

    Mehmet Arslan (Spor Yazarı): “İzmir’deyim. Özgürlükler şehrinde. Bir şehir özgürse korkun ondan. O özgürlük sizi tutsak eder, aşık eder, kendine bağlar. Kopamazsınız. Benim bundan böyle bir parçamın hep İzmir’de kalacağı gibi”

    Mehmet Coşkundeniz (İnternet Yayın Yönetmeni): “Bana aşkı anlatan, aşkı yaşatan şehir Bir kez gelsen bu şehre ya İzmir’e aşık olursun ya da bir İzmirliye”

    Melek Baykal (Tiyatro Sanatçısı): “İzmir, seni seviyorum ve İzmir, seninle gurur duyuyorum. Yaşasın İzmir!”

    Metin Uca (Yazar, TV Programcısı): “İstanbul üstüme gelince nefes alamaz hale dönüşünce sığındığım sensin, benim İzmir’im! İyi ki varsın. Seni özlemle öpüyorum, her zaman kollarına geliyorum.”

    Sefer Levent (Gazeteci, Yazar): “Fuar İzmir’e mutlaka uğrayın. Ekonomik kalkınmadan, üretimden büyümeden bahsediyorsak, böyle önemli projeler sayesinde olacak.”

    Uğur Gürses (Ekonomist, Yazar): “İzmir hem etrafındaki kentleri hem de yurdun dört bir yanından umutla göç eden insanları aydınlatıyor; iyi ve özgür bir yaşam arayışına.”

    Yalçın Bayer (Gazeteci, Yazar): “Türkiye’nin yükselen odak kenti İzmir. İzmir’e doğru bir sosyolojik göç var. İki büyük kentte kendilerini kuşatılmış hisseden aileler, çocuklarının özgür bir şekilde yetiştirilmesini istiyor.”

    Yazgülü Aldoğan (Gazeteci, Yazar): “Özgürlük kokar imbatı; hoşgörülüdür, rahattır insanı; işvelidir, güzeldir kadını! Yaşamayı sever, yaşamın kıymetini bilir, biat etmez, boyun eğmez, kısrak gibidir: Delidir, doludur, gemlenemez!”

  • Zanlı koca: “Eşimle ilişkisi vardı, o yüzden bıçakladım”

    Adana’da bir kişiyi bıçakladıktan sonra yakalanan zanlının, “Eşimle ilişkisi vardı o yüzden bıçakladım, namusumu temizledim” dediği öğrenildi.

    Edinilen bilgiye göre olay, 20 Mart günü Çukurova ilçesi Huzurevleri Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Can K. (30), eşi Derya’nın (30) Yücel Ö. (55) ile ilişki yaşadığını öğrendi. Can K. eşi ile konuşup Yücel Ö.’nün nerede oturduğunu sordu. Ancak eşi Yücel Ö.’nün nerede yaşadığını söylemedi. Bunun üzerine Can K. eşini darp etti. Ancak buna rağmen Derya K., Yücel Ö. ile ilişkisi olduğunu inkar edip adresini vermedi. Can K. bunun üzerine Derya K.’yi darp edip iple bağladı ve daha sonra evden çıkarak eşinin arkadaşı Kibar K.’yi (27) buldu. Can K., kadına durumu anlatıp Yücel Ö.’nün adresini sordu. Yücel Ö. ile ilişkisi olduğu ileri sürülen Kibar K. de Can K.’den korkup Yücel Ö.’nün adresini söyleyip onu eve kadar götürdü. Can K. eve girip Yücel Ö.’yü bıçakladıktan sonra evden ayrıldı.

    Genç kadın ipi çözüp pompalı tüfeği de alıp kaçtı

    Can K. tekrar evine gelerek iple bağladığı eşini öldürmek istedi. Ancak genç kadın ipi çözüp evdeki pompalı tüfeği de alarak kaçtığı için Can K. onu bulamadı. Can K. bunun üzerine evden kaçtı. Bu sırada çevredeki vatandaşların haber vermesiyle olay yerine gelen sağlık ekipleri Yücel Ö.’yü hastaneye kaldırdı. 7 yerinden bıçaklanan Yücel Ö. hastanede tedavi altına alındı. Durumu ağır olan Yücel Ö. ölüm tehlikesini atlattıktan sonra polise verdiği ifadede Can K.’nin evine gelip kendisini bıçaklayarak 500 lirasını gasp ettiğini ileri sürdü. Polis olaydan sonra geniş çaplı araştırma başlattı. Polis önce Can K.’nin eşi Derya K.’yi buldu. Derya K.’nin, eşinin kendisinin Yücel Ö. ile ilişkisi olduğunu ileri sürüp kendini darp edip bağladığını, daha sonra da arkadaşı Kibar K.’yi bulup Yücel Ö.’nün adresini öğrenerek onu bıçakladığını, bu sırada kendisinin elini ayağını çözüp evden kaçtığını belirterek, “Eşim yanlış düşünüyor ben Yücel Ö.’yü tanırım ama ilişkim yok” dediği öğrenildi.

    Polis, Derya K.’yi ifadesinin ardından serbest bıraktı. Daha sonra da Can K.’ye Yücel Ö.’nün adresini veren Kibar K.’yi yakaladı. Adliyeye sevk edilen Kibar K., “Derya ve Yücel benim arkadaşımdı. Can K.’ye sadece evini gösterdim. Olayla ilgim yok” diyerek kendini savundu. Mahkemeye çıkartılan kadın tutuklandı.

    “Namusumu temizledim”

    Polis bir süre sonra Belediyeevleri Mahallesi’ne yaptığı baskında Can K.’yi yakaladı. Zanlı, emniyete getirilerek sorguya alındı. Zanlının sorgusunda, eşinin Yücel Ö. ile ilişkisi olduğunu öğrendiğini, bunu öğrenince çılgına döndüğünü, eşine Yücel Ö.’nün adresini sorduğunu ancak vermediğini, arkadaşı Kibar K.’den öğrenerek evine gittiğini, daha sonra da bıçakladığını ancak gasp yapmadığını, namusunu temizlediğini söylediği öğrenildi.

    Zanlı, ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.