Etiket: Yürüyüşü

  • KKTC’de kadına karşı şiddet yürüyüşü

    KKTC’de, 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla yürüyüş gerçekleştirildi.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddete karşı mücadele veren örgütler, yürüyüş düzenledi.

    Yürüyüşe, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve eşi Meral Akıncı’nın yanı sıra, KKTC İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ,Sağlık Bakanı Filiz Besim bazı milletvekilleri ile çok sayıda vatandaş katıldı. “Bu yolda ben de varım”, “Kadın yürüyor, mücadele büyüyor” gibi sloganlar eşliğinde gerçekleşen yürüyüş, Lefkoşa Kumsal Parkı’ndan başlayarak Dereboyu’na devam etti ve başladığı yerde sona erdi.

    “Yarım asırdır bu ülkede adalet yolculuğunda yürüyoruz”

    Yürüyüşte KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın eşi Meral Akıncı’nın gün dolayısı ile hazırladığı mesaj metni dağıtıldı. Meral Akıncı mesajında, daha güzel bir gelecek, eşitlikçi, şiddetsiz ve adaletli bir yaşam için yürüdüklerini belirterek, “Yarım asırdır bu ülkede adalet yolculuğunda yürüyoruz” dedi. Akıncı, “Son zamanlarda tutarlı ve yayılmacı ilerlediğimiz bu toplumsal gelişim yolculuğunda, şiddetin görünürlüğünün artmasıyla, ölümle biten sonların da arttı. Bugünkü yürüyüşün amacı da buna dur demek” ifadelerini kullandı.

    Toplumsal anlayışta bir erkeğin bir kadın üzerinde hak sahibi olması söz konusu oldukça kadına yönelik şiddetin devam edeceğini söyleyen Meral Akıncı, bir kadını sokak ortasında dövüp, bıçaklayan zihniyetle bir kadını güçsüz ve beceriksiz gören zihniyetin aynı olduğunu belirtti. Akıncı, toplumsal cinsiyet adaletine destek vermeyen her bireyin dolaylı değil doğrudan kadına yönelik şiddeti körükleyip, desteklediğini ifade ederek, “Bugün aramızda bulunamayan kadınları sadece şiddet uygulayıcı sevgili ve eşleri olduğu için değil, toplum olarak bu zihniyeti körüklediğimiz, bu anlayış ve tavırda olduğumuz için kaybettik” diye konuştu.

    Şiddetin genelde evde, sokakta, hatta yatak odasında da geçerli olduğunu dile getiren Akıncı, erkeklerin çoğu kez onay aldığını çünkü doğduğu andan itibaren erkekçil tavırlar öğrendiğini ve zihinlerin karartıldığını vurguladı. Akıncı, “Bu nedendendir ki, tecavüze, tacize uğrayan dövülen ve öldürülen kadınlar, konuşmaz susar, ölene öldürülene kadar” şeklinde konuştu.

    KKTC Sağlık Bakanı Filiz Besim toplumda şiddetin içselleştirilmiş ve normalleştirilmiş bir olgu olarak karşımıza çıktığını belirterek, bu konuda oluşturulacak ciddi bir politika doğrultusunda, doğru adımlar atılması gerektiğini söyledi. Besim, hem siyasi, hem de sosyal dönüşümü sağlamanın en önemli görevlerinden olduğunu ifade etti. Akıncı, Besim, şiddet vakaları ve kadın cinayetleri günden güne artarken kendilerinin yürütme organı olarak bu konuda ciddi politik ve yasal adım atması, var olan mekanizmaların hayata geçmesi için ciddi efor sarf etmesi gerektiğini vurguladı.

  • Burdur da ’Kadına Şiddet Hayır’ yürüyüşü

    Burdur’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Uluslararası Dayanışma Günü kapsamında yürüyüş düzenlendi.

    Burdur Valisi Hasan Şıldak eşi Fatma Nur Şıldak ile birlikte, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında düzenlenen yürüyüşüne katıldı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinlik, yürüyüşünün ardından Cumhuriyet Meydanında düzenlenen programla devam etti.

    Yürüyüşe katılan Vali Hasan Şıldak, “kadına yönelik şiddetle mücadelede sadece yasal düzenlemelerin yapılmış olması yeterli değil, vatandaş olarak bireysel sorumluklarımızın olduğunu da unutmamız gerekir” dedi.

  • “Uyuşturucuya hayır” yürüyüşü

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde madde bağımlılığına ve uyuşturucuya savaş açan Ateş Karıncaları Derneği üyeleri yürüdü.

    Milli İrade Meydanı’ndan başlayan yürüyüş Atatürk heykelinde son buldu. Yürüyüşe İnegöllüler ilgi gösterirken, yoldan geçenler de alkışlayarak destek verdi. Anıt önünde bir basın açıklaması yapan Ateş Karıncaları Derneği Başkanı Fatih Bayram, “Allah’a şükürler olsun ki, Türkiyeli olmak, bayrak sevgisi ne demek anlayarak yürüyen bir gençlik ile beraberiz. Bizler tıpkı kelebeklerin kanat çırpışı gibi elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Uyuşturucunun geçiş noktası olan ülkemizde en çok uyuşturucu emniyet ekipleri tarafından yakalanmıştır. Emniyet ekiplerimize teşekkür ediyorum. Uyuşturucu haram kılınmıştır. Kafayı bulmak için, kafayı dağıtmayalım. Anne ve babalara büyük iş düşüyor. Benim çocuğum uyuşturucu kullanmaz deme, şaşırırsın. Ateizmin, deizmin arttığı coğrafyada gençlerimiz uyuşturucudan ölmekte. 300 bin civarında olan uyuşturucu kullanımı 1990 yılından bugüne geldiğimizde 362 bine gelmiştir. Bugün Avrupa’da, ABD’de trafikte ölen sayısı değil, uyuşturucudan ölen sayısı daha fazladır. Bugün hastanelere çocuklarımız uyuşturucu kullanımından taşınmaktadır. Bunun sorumlusu devletin yöneticileri değil, hepimizdir. Anne ve babaların çocukları takibe alma mecburiyeti var. Bozuk düzende, gelecek kaygısı, gençliğin vermiş olduğu durumdan dolayı yanlış mecralara geçebilmekte. Bağırarak savuşturamayız. Ancak bunu birlikte hareket ederek sağlayabiliriz. Gelin hep birlikte Türk gençliğine sahip çıkalım. Biz kendimize düşen görevi yapıyoruz. Bugün uyuşturucu ve madde bağımlılığından faydalanan paranın miktarı 400 milyar dolar. Hem ülkemize, hem diğer ülkelere gelen uyuşturucuyu durdurmak devlet büyüklerimize düşmektedir. Uyuşturucu satan kişilerin cezası idam cezası olmalıdır. Müslümanlar dünya yaratıldıktan beri idam cezasına karşı gelmedi. Bugün Türkiye’de bir emniyet mensubunun çocuğu uyuşturucudan öldü, bir cemaat liderinin kızı uyuşturucu kullandığı için vefat etti. Tüm büyüklerimize sesleniyorum: Cezalar caydırıcı olmadığı takdirde, biz halk olarak bunun önüne geçemeyiz. Uyuşturucu satıcısının ayaklarına kırmak bizim vazifemiz olduğu kadar, aynı şekilde emniyet mensuplarına görev veren yetkililerin elindedir. Uyuşturucuya KHK ile bir parantez açılmasını talep ediyoruz, yapabiliyorlarsa idam, yapamıyorlarsa uzun süreli hapis cezası lazımdır. Cezalar az olduğu için bu mesele artmaktadır. Rabbim uyuşturucu satıcılarına hidayet eylesin, eylemiyorsa kahr u perişan eylesin. Rabbim Türkiye’nin yanında olsun, hepimiz birlikte olalım. Biz uyuşturucuya karşı verilen cezaları yeterli bulmuyoruz, kendi çocuğu uyuşturucuya bulaşmadan uyanamayan yöneticiler istemiyoruz. Uyuşturucu satıcılarının ellerinin kırılmasını ve idam sehpasına gönderilmelerini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Basın açıklamasının ardından toplanan grup sessiz bir şekilde dağıldı.

  • “Uyuşturucuya hayır” yürüyüşü

    Bursa’nın İnegöl ilçesinde madde bağımlılığına ve uyuşturucuya savaş açan Ateş Karıncaları Derneği üyeleri yürüdü.

    Milli İrade Meydanı’ndan başlayan yürüyüş Atatürk heykelinde son buldu. Yürüyüşe İnegöllüler ilgi gösterirken, yoldan geçenler de alkışlayarak destek verdi. Anıt önünde bir basın açıklaması yapan Ateş Karıncaları Derneği Başkanı Fatih Bayram, “Allah’a şükürler olsun ki, Türkiyeli olmak, bayrak sevgisi ne demek anlayarak yürüyen bir gençlik ile beraberiz. Bizler tıpkı kelebeklerin kanat çırpışı gibi elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Uyuşturucunun geçiş noktası olan ülkemizde en çok uyuşturucu emniyet ekipleri tarafından yakalanmıştır. Emniyet ekiplerimize teşekkür ediyorum. Uyuşturucu haram kılınmıştır. Kafayı bulmak için, kafayı dağıtmayalım. Anne ve babalara büyük iş düşüyor. Benim çocuğum uyuşturucu kullanmaz deme, şaşırırsın. Ateizmin, deizmin arttığı coğrafyada gençlerimiz uyuşturucudan ölmekte. 300 bin civarında olan uyuşturucu kullanımı 1990 yılından bugüne geldiğimizde 362 bine gelmiştir. Bugün Avrupa’da, ABD’de trafikte ölen sayısı değil, uyuşturucudan ölen sayısı daha fazladır. Bugün hastanelere çocuklarımız uyuşturucu kullanımından taşınmaktadır. Bunun sorumlusu devletin yöneticileri değil, hepimizdir. Anne ve babaların çocukları takibe alma mecburiyeti var. Bozuk düzende, gelecek kaygısı, gençliğin vermiş olduğu durumdan dolayı yanlış mecralara geçebilmekte. Bağırarak savuşturamayız. Ancak bunu birlikte hareket ederek sağlayabiliriz. Gelin hep birlikte Türk gençliğine sahip çıkalım. Biz kendimize düşen görevi yapıyoruz. Bugün uyuşturucu ve madde bağımlılığından faydalanan paranın miktarı 400 milyar dolar. Hem ülkemize, hem diğer ülkelere gelen uyuşturucuyu durdurmak devlet büyüklerimize düşmektedir. Uyuşturucu satan kişilerin cezası idam cezası olmalıdır. Müslümanlar dünya yaratıldıktan beri idam cezasına karşı gelmedi. Bugün Türkiye’de bir emniyet mensubunun çocuğu uyuşturucudan öldü, bir cemaat liderinin kızı uyuşturucu kullandığı için vefat etti. Tüm büyüklerimize sesleniyorum: Cezalar caydırıcı olmadığı takdirde, biz halk olarak bunun önüne geçemeyiz. Uyuşturucu satıcısının ayaklarına kırmak bizim vazifemiz olduğu kadar, aynı şekilde emniyet mensuplarına görev veren yetkililerin elindedir. Uyuşturucuya KHK ile bir parantez açılmasını talep ediyoruz, yapabiliyorlarsa idam, yapamıyorlarsa uzun süreli hapis cezası lazımdır. Cezalar az olduğu için bu mesele artmaktadır. Rabbim uyuşturucu satıcılarına hidayet eylesin, eylemiyorsa kahr u perişan eylesin. Rabbim Türkiye’nin yanında olsun, hepimiz birlikte olalım. Biz uyuşturucuya karşı verilen cezaları yeterli bulmuyoruz, kendi çocuğu uyuşturucuya bulaşmadan uyanamayan yöneticiler istemiyoruz. Uyuşturucu satıcılarının ellerinin kırılmasını ve idam sehpasına gönderilmelerini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

    Basın açıklamasının ardından toplanan grup sessiz bir şekilde dağıldı.

  • Giresun’da Mevlid-i Nebi yürüyüşü

    Mevlid-i Nebi münasebetiyle gerçekleştirilen yürüyüşe Giresunlular yoğun ilgi gösterdiler.

    Mevlid-i Nebi Haftası “Peygamberimiz ve Gençlik” temasıyla başladı. Giresun Müftülüğü tarafından gerçekleştirilen Mevlid-i Nebi yürüyüşü, Bulancak Belediyesi Mehter Takımı’nın katılımıyla Debboy Mevkii’nden başlayarak Atatürk Meydanı’nda yapılan programla devam etti.

    Giresun Müftüsü Muhittin Oral, gençleri anlama ve onları geleceğe hazırlama konusunda Hz. Peygamber’in eşsiz bir örnek olduğunu belirterek, “O, gençlere daima güvenmiş, sorumluluk vermiş, fikirlerini dinlemiş, hatalarını incitmeden düzeltmiştir. Gençken ibadete başlayanlara, nefislerinin arzularına dur diyenlere müjdeler vermiştir” dedi.

    Hz. Peygamber’in her zaman doğrunun, haklının ve mazlumun yanında yer aldığını ifade eden İl Müftüsü Oral, “Ülkemizin ve Giresun’umuzun caddeleri, sokakları, mahalleleri peygamberimize iman etmişlerdir. Efendimiz Muhammed Mustafa’yı sevmişlerdir. Allahım bu aşkı bu muhabbeti bizlerden almasın. Bu muhabbetle yaşamayı nasip eylesin ve Sevgili Peygamberimizi bu muhabbetin şahidi kılsın” ifadelerine yer verdi.

    Mevlid-i Nebi yürüyüşüne İl Müftü yardımcıları Murat Mutlu, Yusuf Genç, şube müdürleri, il vaizleri, murakıplar, şefler, müftülük personelleri, Kur’an kursu öğreticileri, imam hatipler, müezzin kayyımlar, öğretim görevlileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, üniversite öğrencileri ve vatandaşlar katıldı.