Etiket: yürüdü

  • Aziziye Destanının 142. yılında Atatürk Üniversitesi ecdadına yürüdü

    Aziziye Destanının 142. yılında Atatürk Üniversitesi ecdadına yürüdü

    Bu yıl 7.si gerçekleşen ve kent merkezinden 4 kilometre uzaklıktaki Top Dağında yer alan Aziziye Tabyalarına yapılan yürüyüşe Atatürk Üniversitesi öğrencileri de yoğun ilgi gösterdi.

    Tarihte “93 Harbi” olarak anılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında destan yazan kahramanlar için saygı yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüşe Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın yanı sıra; şehrin mülki, idari, askeri ve yargı erkânı ile çok sayıda vatandaş katıldı.

    Yapılan Çağrıyla Saygı Yürüyüşü Başladı

    Program, sabah ezanının ardından tarihteki gibi cami hoparlörlerinden “Ey Erzurumlular, ey ahali. Düşman Aziziye tabyalarını bastı. Allah’ını seven, eli silah tutan herkes, askerlerimizin yardımına koşsun. Vatanını ve milletini seven yetişsin” çağrıları yapılarak başladı.

    Rus tehdidini önlemek için 1872 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Fosfor Mustafa Paşa yönetiminde Erzurum-Kars karayolunu kontrol altında tutmak amacıyla Top Dağı’na yaptırılan Aziziye Tabyası, tarihi günlerinden birisine daha sahne oldu. Yediden yetmişe herkes, ellerinde Türk Bayrağı ile kahramanlık destanının yazıldığı Aziziye Tabyalarına omuz omuza yürüdü.

    “Öğrencilerimiz ile Birlikte Aziziye Tabyalarına Geldik”

    Tarihe adını altın harflerle yazdıran Aziziye Tabyalarında, unutulmaması gereken bir destanın yazıldığını belirten Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı: “142 yıl önce Ayazpaşa Camii İmamı Osman Hoca’nın okuduğu selâ ile cepheye koşan Erzurum halkının tabyalarda, askeriyle omuz omuza yaptığı özgürlük mücadelesinin hafızalarda canlılığını koruması adına biz de öğrencilerimizle birlikte Aziziye Tabyalarına geldik” dedi.

    Kundaktaki bebeğini bırakıp, önce vatan diyen kahraman Nene Hatunların yazdığı destana şahitlik etmek ve yaşananları asla unutmamak adına bu tür etkinlikleri önemsediklerini, milli birlik ve bütünlüğü korumak adına da üniversite olarak benzeri programları sık sık düzenlediklerini aktaran Çomaklı son olarak: “Unutmamalıyız ki geçmişimizi iyi bilerek ancak geleceğimizi başarılı bir şekilde inşâ edebiliriz. Aziziye Destanı da bizim için bu bakımdan büyük önem arz ediyor. Kahramanlık destanı yazarak bugün özgür bir şekilde yaşamamıza vesile olan tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, bin yıldır vatan topraklarının müdafaası için toprağa düşen kahraman şehitlerimize Yüce Mevlâ’dan rahmet ve mağfiret diliyorum.”

  • Dadaşlar, Aziziye Destanının 142’inci yıl dönümünde tabyalara yürüdü

    Dadaşlar, Aziziye Destanının 142’inci yıl dönümünde tabyalara yürüdü

    Nene Hatun’un destanlaştığı 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın (93 Harbi) 142’nci yıl dönümünde Erzurum’da binlerce vatandaş sabah namazında okunan selanın ardından Aziziye Tabyalarına yürüdü.

    Binlerce Erzurumlunun, ’93 Harbi’ olarak bilinen 1877 Osmanlı-Rus Savaşı’nda ‘Aziziye Tabyasının düştü’ haberini duyması üzerine kadınların ve erkeklerin taş, sopa ve baltalarla destan yazarak geri aldığı tabyalara ellerinde bayraklar ile akın etti.

    Erzurum Valiliğinin öncülüğünde oluşturulan Tabyalara yürüyüş programına şehit ve gaziler yakınları ve sivil toplum kuruluşları, gönüllüler ve yüzlerce Erzurumlu akın etti. Sabah namazının ardından il merkezindeki bütün camilerde sala okundu. Salanın ardından Büyükşehir Belediyesinin tahsis ettiği toplu taşıma araçlarıyla şehrin değişik noktalarından Karskapı Asker Şehitliği önünde toplanıldı. Şehitliği ziyaret eden yüzlerce vatandaş, daha sonra 2 kilometre uzaklıktaki Aziziye Tabyasına kadar tekbir ve marşlar eşliğinde yürüdü.

    ‘Tıpkı bir Çanakkale’

    Osmanlı-Rus Savaşı’nda ‘Aziziye Tabyasının düştü’ haberi üzerine milli mücadeleyi destanlaştıran dadaş halkının yanı sıra, savaş esnasında mevzi’isini terk etmeyen, telefonlar ile irtibatta olan, gözlem yapan, top atan ve süngülerle çarpışan askerler de canlandırıldı. Askerlerin hareketsiz bir şekilde tıpkı bir fotoğraf karesiymiş gibi savaş olayını canlandırmalarına, tabyalara akın eden vatandaşlar kayıtsız kalmayarak hatıra fotoğrafları çektirdi.

    Aziziye tabyasına yürüyen vatandaşlar, Top dağı zirvesine ulaşıldığında ellerinde baltaları bulunan küçük Nenehatunlar ile karşılaştı. Ehrama bürünen minikler ellerindeki balta ile destanlaşan Nenehatun’u yad etti. Daha sonra Nenehatun’un kabri dualar edilerek karanfiller ile süslendi.

    Etkinliğe Erzurum Valisi Okay Memiş, AK Parti Milletvekili Selami Altınok, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen katıldı.

    Etkinlikte konuşan Vali Okay Memiş, “Bugün aziziye destanının 142’nci yıl dönümü sebebiyle Nene Hatun kabri başındayız. Sadece kahraman Osmanlı askeri değil bütün kahraman dadaşlar, doğrudan görevleri olmamalarına rağmen, eline geçirmiş oldukları kazma küreklerle genç yaşlı demeden askerinin yanına koşmuş ve emperyalist güçleri geri püskürtmüş. Burada 500’ün üzerinde sivil vatandaşımız hayatını kaybetmiş. Bu vesile ile 7 yıldır ecdada saygı yürüyüşü yapıyoruz. Binlerce dadaş vatandaşımız ile birlikte şehir merkezinden tabyalara, nene hatunun kabrine kadar yürüyüş yaptık. Bütün şehirlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ise Nenehatun’un destanlaştığı olayı, Kundaktaki bebeğini bırakıp askerlerin yardımına koşan dadaşların ruhunun 93 harbinde büyük cesaretle, büyük bir vatanseverlikle ve imanla ortaya koyduğu tavırdan bahsetti. Erzurum’un muhafaza altına alınmış olmasını dadaşların, milli mücadele ruhuyla ile eli silah tutan herkesin kadın, erkek ayırmaksızın Aziziye Tabyalarına canları pahasına gitmesine bağladı.

  • Belçika’da 20 bin kişi kadına şiddete karşı yürüdü

    Belçika’da 20 bin kişi kadına şiddete karşı yürüdü

    Belçika’nın Anvers kentinde 20 binden fazla kişi, geçen hafta öldürülen 23 yaşındaki Julie Van Espen anısına sessiz bir yürüyüş düzenledi. Yürüyüşte ülkede son dönemde artan cinsel şiddet ve cinsel taciz de kınandı.

    Belçika’da geçen hafta 23 yaşındaki Julie Van Espen’in öldürülmesiyle, Anvers kentinde protesto düzenlendi. Polisin açıklamasına göre sayısı 27 bin olduğu belirlenen protestocular, cinsel şiddet ve cinsel taciz mağdurları için kent meydanında toplandı. Yürüyüşe siyaset karışmaması için çalışan organizatörler, seçimlere iki hafta kala kendilerine katılmak isteyen siyasetçilerden siyasi pankart getirmemelerini istediler. Protestoda slogan atmak ve şarkı söylemek de yasaklanırken, yürüyüşün sessiz olması için sık sık, “Amaç kaosa sebep olmak değil” diye anons yapıldı.

    Geçen hafta sonu Anvers’te 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Julie Van Espen, daha önce tecavüz suçundan hapis yatan bir kişi tarafından öldürülmüştü.

  • Oltulu kadınlar çocuklar için yürüdü

    Oltulu kadınlar çocuklar için yürüdü

    Oltulu kadınlar “Çocuk İstismarı ve Kadına Şiddete Hayır” konusuna dikkat çekmek için yürüdüler.

    Kale Meydanında toplanan Oltulu kadınlar, ellerinde Türk Bayrağı ve dövizlerle sloganlar eşliğinde Hükümet Meydanına kadar yürüdüler.

    Burada bir basın açıklaması yapan Organizasyon Komitesi Başkanı Tülay Çevik, “Çocuk İstismarı ve Kadına Şiddete Hayır” konusunda bir farkındalık oluşturmak için böylesi bir organizasyon düzenlediklerini belirterek, “Hiçbir söz çocukların yaşadıklarını, acılarını, korkularını tarif etmeye yetmez” dedi.

    Hükümet Meydanındaki basın açıklamasında boynuna urgan takılmış cansız bir mankende getirilirken kadınlar anne ve babaları da bu konuda duyarlı olmaya davet etti.

    Organizasyon Komitesi Başkanı Tülay Çevik basın açıklamasında şunları söyledi:

    “Tecavüz, taciz, istismar gibi kelimelerin çocuk kelimesiyle aynı cümle içinde kullanılması düşünülemez. Şayet böyle bir şey düşünülüyorsa insan olmaktan utanmamız lazım. Milletçe duyarlı olmalıyız. Ne zamanki bu tür rezilliklere gerekli tepkiyi gösteremez isek, işte o zaman cinayetler, tecavüzler, istismarlar, her türlü şiddet olayı, sapıklıklar, hırsızlıklar, tacizler artarak devam edecektir. Sessiz kalınırsa bu çirkeflikler hep artacaktır. Yine bu tür ahlaksızlıklara karşı susarsak bunun önünü alamayız. Sustukça batarız, battıkça yok oluruz. Bu tür sapıklıkların dini, ırkı, mezhebi, sağı, solu yok. Küçücük çocuğa tecavüz edip öldürmenin hiç bir dilde ve dinde yeri yoktur. Onun için biz kadınlar diyoruz ki, bu sapıklara en ağır cezalar verilmelidir. Devletimizin bu konuda ciddi adımlar atmasını bekliyoruz. Artık yeter.”

    Ebeveynler olarak bu konuda büyük görevlerin düştüğünü ifade eden Çevik, “Çocuklarımıza herhangi birisi onların isteği dışında dokunduğunda veya onların kendilerine dokunması istenildiğinde nasıl hayır demeleri gerektiğini öğretmeliyiz. Biz ana babalar, çocuklarımızla bu konuda iyi bir diyalog kurmalıyız. Onların dilinden anlamalı, ona göre bir iletişim ve kontrol mekanizması geliştirebilmeliyiz. Cinsel istismarda bulunan kişiler her yaş grubundan ve sosyo -ekonomik sınıftan olabilir. Yani üniversite mezunu, ailesi çocukları olan, iyi bir işi, sosyal statüsü olan, kibar ve hoş olarak tanıdığınız bir kişide kız veya erkek çocuğa cinsel istismarda bulunma ihtimali olabiliyor. Caniler hak ettikleri cezayı çekmedikçe hiç bir şey düzelmeyecek. Bu hasta ruhlu, sapıklar gözler önünde öyle bir ceza ve acı çekmelidirler ki; bu sapıklıkları bir daha akıllarının ucundan bile geçiremesinler” açıklamalarında bulundu.

  • Öğrenciler Down Sendromlular için yürüdü

    Öğrenciler Down Sendromlular için yürüdü

    21 Dünya Down Sendromlular günü dolayısıyla Erzurum’da farkındalık yürüyüşü düzenlendi.

    81 ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen yürüyüşü Erzurum Vali Yardımcısı Sadettin Doğan, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fuat Taşkesenligil, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemil İlbaş, Down Sendromluların aileleri, kurum müdürleri ve öğrenciler katıldı.

    Atatürk Üniversitesi Yerleşkesi içerisinde bulunan Kredi ve Yurtlar Kurumu önünde toplanan protokol, öğrenciler ve aileler daha sonra hep birlikte yürüyüşe geçti.

    Yürüyüşe katılan öğrenciler ellerinde ‘’Birlikte Daha Güçlüyüz‘’, ‘’Down Sendromu bir hastalık değildir farklılıktır‘’ , “Tıpkı sizin gibiyiz +1 farkla‘’ yazılı dövizler taşıdılar

    Yürüyüş sonunda Erzurum Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Fuat Taşkesenligil yaptığı açıklamada, “Down Sendromlu kardeşlerimizin farkındalık günü sebebiyle toplanmış bulunuyoruz. Birleşmiş Milletler kararı ile 21 Mart Dünya Down Sendromlular günü olarak belirlenmiştir. 21 Mart tarihinin seçilmesindeki en önemli neden ise Down Sendromlu bireylerin 21 kromozonun 3 tane oluşudur. Dünya üzerinde 6 milyon civarında Down Sendromlu kardeşlerimiz olduğu bilinmektedir. Ülkemizde ise net bir veri olmamakla beraber Türkiye Down Sendromu Derneği’nin açıklamalarına göre 70 bin civarında Down Sendromlu vatandaşların olduğu tahmin edilmektedir. Gerçek Dostlar Kromozon Saymaz diyerek çıktığımız bu yolda Down Sendromlu olmanın bir hastalık olmadığı, dolayısıyla bulaşıcı olmadığı, sadece genetik bir bozukluk olduğu belirtilerek kardeşlerimizin her zaman yanında olduğumuzu söylemek isteriz. Down Sendromlu olmak eksikliği değil +1 fazlalıktır. Farklı olmak ise normal olandır. Nasıl ki kimimiz uzun boylu, kimimiz sarışın, kimimizin kromozon sayısı arkadaşlarımızınkinden farklı olabilir. Bizim görevimiz ise bu kardeşlerimize elimizden gelen desteği sağlamak, sosyal yaşantılarında onların yanında olmaktır” dedi.