Etiket: Yün

  • Azerbaycan’la yün toplama ve işleme konusunda tecrübe paylaşımı

    Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi Bakan Yardımcısı Niyazi Seferov başkanlığındaki heyet, yün tedariki ve işlenmesi konusunda Türkiye’nin tecrübesinin yerinde görülmesi ve bu konuda Azerbaycan’da uygulanacak çalışmaların planlanması amacıyla Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın (TİKA) katkılarıyla Türkiye’de çalışma ziyaretinde bulundu.

    Azerbaycan’da petrol dışı sektörlerin geliştirilmesi ve ekonominin çeşitlendirilmesi faaliyetleri kapsamında, tarımsal sanayinin ve ülkede küçükbaş hayvancılık yaygın olduğundan yün işleme sektörünün geliştirilmesi planlanıyor.

    Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, petrol dışı sektörlerin geliştirilmesi yönündeki talimatlarıyla, Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi Bakanlığı, ülkede daha önce ekonomik olarak değerlendirilmeyen koyun yününün toplanması ve işlenmesi amacıyla, bu sektörde yün toplama merkezleri ve işleme tesislerinin kurulması amacıyla bir çalışma başlattı. Dünyadaki en büyük yün imalatçılarından biri olan Türkiye’nin bu alandaki tecrübesinin görülmesi ve öğrenilmesini amacıyla TİKA tarafından Türkiye’de üst düzey görüşmeler ve teknik gezilerden oluşan bir ziyaret organize edildi.

    Seferov’un katıldığı heyet, tecrübe ziyareti çerçevesinde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tarık Sönmez ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Mehmet Danış ile görüşmeler yaptı. Görüşmelerde Türk yetkililer, Azerbaycan’da gerçekleştirilen petrol dışı sektörlerin geliştirilmesi alanında yapılacak çalışmalarda her türlü desteğin sağlanması için hazır olduklarını dile getirdiler.

    Çalışma ziyareti kapsamında, TİKA Başkan Yardımcısı Mehmet Süreyya Er ile görüşen Azerbaycan Cumhuriyeti Ekonomi Bakan Yardımcısı Niyazi Seferov, TİKA’nın sağladığı imkanlardan dolayı teşekkürünü bildirdi. Ankara’da resmi görüşmelerin ardından, Konya’da faaliyet gösteren Soydemir Toptan Yün ve Yapağı Şirketi ve Evliyalı Tarım ve Hayvan Ürünleri Şirketi tesislerinde incelemelerde bulunuldu. Çalışma ziyaretinin sonuncu gününde Azerbaycanlı heyet İstanbul Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde Yünsa – Yünlü Sanayi ve Ticaret Şirketi tesislerini ziyaret ettiler.

  • Yün ürünlere talep arttı

    Yün ipten örgü örmeye talep artarken, altın fiyatlarındaki artış nedeniyle Eskişehir’de vatandaşlar yeni doğan bebeklere yünden yapılmış ürünler hediye ediyor.

    Hazır giyim, bir zamanlar yün iplerle yapılan ürünlere bitirme noktasına getirmişti. Son zamanlarda sosyal medyanın da etkisiyle yün iplerden ürünler yapmak tekrar ilgi görmeye başladı. Bunun yanında, son zamanlarda altın fiyatlarındaki artış nedeniyle, yeni doğan bebeklere hediye olarak götürülen küçük altın yerine, yünden yapılan ürünler götürülüp hediye ediliyor. 35 yıldır esnaflık yapan Vahdettin Söğütlü, “Yün ipten yapılan ürünler unutulmaya yüz tutmuştu, tekstildeki artış ve sosyal medyanın da etkisiyle, yeni nesil, bu ürünleri hem kendi kullanmak hem de satış yapmak için örmeye başladı” dedi. Yünlü ürünün tekstilde çok fazla olmadığını, olanların da çok pahalı olduğunu, bu sebepten, yün ipten yapılan ürünün yüzde 200 daha ucuza geldiğini belirten Söğütlü, “Bundan dolayı yün kullanımının arttı. Havaların bu senede çok soğuk olmasıyla da insanlar çok ördüler. Firmalarda, sosyal medyanın etkisiyle daha iyi tanıtım yapıyor, daha iyi şeyler ördürüyor. Yün satışları geçen seneye göre biraz daha iyiydi, son dönemde doların artışıyla yün fiyatlarında bir artış oldu ama fiyatlara daha yansıtmadık” dedi

    “Bebeklere altın yerine yünden yapılmış ürünler hediye ediliyor”

    “Eskiden, herkes yeni doğan bebek için küçük altın alıp hediye ediyordu” diyen Söğütlü, “Son zamanlarda iyice artan altın fiyatları dolayısıyla, vatandaşlar yeni doğan bebek için aileye, ya kendilerinin yaptığı ya da satın aldığı yün ürünleri hediye ediyorlar. Hatta bazen babaanneler, anneanneler dahi, yeni doğmuş torunlarına kendi ördükleri yünden kazak, yelek, battaniye gibi ürünleri yapıp hediye edebiliyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Kimi hobi, kimi stres, kimi de ek gelir için yün örüyor”

    Eli örgü tutan her yaş gurubundan insanın, yün ipten değişik ürünler yaptığını dile getiren Söğütlü şunları söyledi:

    “Kimi çoluk çocuğu, kimi hobi, kimi de stres için örgü örüyor. Bir müşteri, arkadaşının tavsiyesiyle sigaradan, stresten kurtulmak için yün ip alıp örgü örmeye başladı. Örgü, televizyon izlerken, sohbet ederken, parkta otururken, otobüste yolculuk esnasında yani her ortamda yapılabilen bir şey, özelikle kadınlar için terapi olarak da kullanılıyor. Genç nesil, özellikle sevgililer günü için, kendi el emeğiyle ördüğü şeyi hediye ediyor. Avrupa’da el emeği çok kıymetli, Türkiye’de yeni yeni anlaşılmaya başladı. Yün, diğer hobilere göre en ucuzu, 2 buçuk liraya bebek yeleği, 10 liraya bebek kazağı çıkartılabilir. Şimdi ev hanımları, kendilerine sosyal medya da yer edindiği zaman yün ipliklerle yaptığı bebek patiği, kazak, yelek, battaniye gibi ürünleri yapıp satabiliyor. Yün, dünyada en ucuz Türkiye’de, Avrupa’da 8-10 euro olan bir ipi, ülkemizde 5-7 lira arasında alabilirsiniz. Yün işi biraz revaçta ama sezonu en kısa iştir.”

    Müzeyyen Soysal adlı ev hanımı ise yün iplerle değişik ürünler yapıp, hem eve katkı için hem de hobi olarak bu işi yaptığını, bazen tanıdıklarının bebeklerine hediye olarak götürdüğünü ifade etti. Sosyal, kış aylarında sürekli yün ipten eşine, kendisine, çocuklarına kazak, yelek, atkı, bere yaptığını belirtti.

  • Yün yatak ve yastıklar tehlike saçıyor

    Uzmanlar, yün ve tüyden yapılmış yatak, yorgan, halı gibi eşyaların astım krizlerini tetiklediğine dikkat çekti.

    Astımın irsi bir hastalık olduğunu belirten Hayat Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, “Alerjik kişilerde astım riski alerjik olmayanlara göre 20 kat daha fazladır. Saman nezlesi veya cilt alerjileri olan kişilerde ise astım yüzde 70 gibi yüksek oranlarda görülmektedir. Mite adı da verilen akarlar yani ev tozları 0.1-0.5 minimetre çapında küçük canlılardır. Yaşamaları için 20 derecelik sıcaklık ve yüzde 60 arası nem idealdir. İnsanlardan dökülen deri hücreleri, saç, kıl, kepek ve diğer organik maddelerle beslenirler. En çok insanların yatakları, halılar, yastık, yorgan, kumaş kaplı mobilya ve tüylü oyuncaklarda bulunurlar. Akarların vücut proteinleri ve dışkıları alerjik özelliktedir. Akarların buralara bıraktıkları dışkıları zamanla kuruyarak ince toz haline geçer ve bu ince toz solunum yoluyla alınınca alerjik bünyeli kişilerde şikayetlere sebebiyet verir. En sık ev içi alerjenleri oldukları için ve her zaman ortamda bulundukları için yıl boyu alerji yaparlar” dedi.

    Toplumda ev tozu alerjisi yüzde 5 oranında görülürken, astımlı hastalarda yüzde 85 ev tozu alerjisi görüldüğünü ifade eden Gürkan, “Bilhassa kış aylarında kullanılan yün ve tüyden yapılmış yatak, yorgan, halı gibi eşyalar alerjik astımlı hastalarda astım nöbetine sebep olmaktadır. Bunun için yatak odası ışık görmeli ve sık havalandırılmalıdır. Evdeki halılar kaldırılmalıdır. Kaldırılamıyorsa kısa tüylü sentetik halı veya kilim kullanılmalıdır. Yün halı kullanılmamalıdır. Evde duvardan duvara halı bulunmamalıdır. Yatak, yastık ve yorganlar yün veya kuş tüyü olmamalıdır. Elyaf, pamuk veya silikon olabilir. Nevresim ve çarşaflar haftada 1-2 kez en az 60 derecede yıkanmalıdır. Battaniye ve yorganlar ayda bir kez yıkanmalı ve yün battaniye kullanılmamalıdır. Elektrik süpürgesi ile sık sık temizlik yapılmalı ve temizlik sırasında hasta evden çıkarılmalıdır. Yer döşemeleri ıslak bezle silinmeli, ancak halılar ıslak bezle silinmemelidir. Perdeler toz tutmayan yıkanabilir kumaştan olmalıdır. Kadife koltuk ve perde, hayvan postu kullanılmamalıdır. Tüylü veya içi doldurulmuş oyuncaklar, peluş oyuncaklar yatak odasından kaldırılmalıdır. Tüylü oyuncak varsa haftada bir çamaşır makinesinde 60 derecede yıkanmalı ve buzdolabının derin dondurucu kısmında bir gece bırakılmalıdır. Mümkünse yatak, yorgan ve yastıklar akar geçirmeyen hususi antialerjik kılıflarla kaplanmalıdır” diye konuştu.

  • Elleriyle ördüğü yün çorapları askerlere gönderdi

    Sivas’ın Gemerek ilçesine bağlı Yeniköy Köyünde yaşayan kadın, elleriyle ördüğü yün çorapları askerlere gönderdi.

    Yaşadığı köyde dul maaşıyla geçimini sağlayan 71 yaşındaki Dudu Aktaş elleriyle ördüğü 11 çift yün çorabı Gemerek PTT Şubesi’ne getirerek soğukta nöbet tutan askerlere gönderdi. Aktaş yaptığı duygu dolu açıklamada, “PTT Şubesine gelerek bunları askerlere salın diye getirdim. Nerede soğuk varsa oraya gönderin, onların hepsi benim çocuklarım. Güle güle giysinler, Allah hepsine iyilik versin. Geçen yıldan beri örüyorum onlar için. Her gün ağlıyorum, Allah analarına babalarına sabır versin. Onlar bizim çocuklarımız onların sayesinde yaşıyoruz biz” dedi.

    Gişe görevlisi olan Sevgi Şenen ise, “Bu teyze dul maaşı alan bir teyze. Dul maaşını aldı sonra da gişeye geldi. Bunları bana verdi, ben de Gemerek İlçe Jandarma Bölük Komutanını aradım. ’Ben bunu nereye yollayabilirim?’ dedim. O da ’23’üncü Jandarma Tümen Komutanlığı Şırnak’a yollayalım’ dedi. Biz de oraya göndereceğiz” ifadelerini kullandı.

    PTT Gemerek Müdürü Fikri Eroğlu da Aktaş’ın davranışı karşısında duygulandıklarını belirterek teşekkür etti.

  • En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçının Hayali “Yün Bebek-2″yi Çekmek

    Mersinli Yörük kadınları anlatan ’Yün Bebek’ filminin yönetmeni ve Arslanköylü Kadınlar Tiyatro Topluluğu kurucusu oyuncu Ümmiye Koçak’a birçok filmden oyunculuk teklifleri geliyor. Yün Bebek filmiyle 2013 yılında Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı ödülünü alan Koçak’ın tek hayali, ’Yün Bebek-2’yi çekmek. Koçak, “Bundan sonra filmdeki Elif’in başarısı toplumdaki Elif’lerin başarısına örnek olması için Yün Bebek-2’nin olmasını çok istiyorum” dedi.

    1957 yılında Adana’nın Çelemli köyünde doğan Ümmiye Koçak, okumayı çok istemesine rağmen 10 kardeş oldukları için ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. Koçak, ilkokulu bitirdikten sonra okuduğu kitaplarla kendisini geliştirmeye çalıştı. Evlendikten sonra Mersin’in Arslanköy’üne taşınan Koçak, köy kadınlarının yaşadıklarını tüm dünyaya göstermek için 2000-2001 yıllarında ’Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurdu. Topluluğun sahneye ilk koyduğu oyun Remzi Özçelik’in ’Taş Bademleri’ adlı oyunu oldu. Grup, daha sonra kendi hikayelerinden oluşan bir oyun derleyerek, ’Kadının Feryadı’ adlı oyunu sahneye taşıdı. Koçak, daha sonra tarlalarda çalışarak kazandığı paraları biriktirerek kadına karşı şiddet sorununu anlatan ’Yün Bebek’ filmini yazdı ve yönetti. ’Yün Bebek’ filmi Ümmiye Koçak’a New York Avrasya Film Festivali’nde ’Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı’ ödülünü kazandırdı. Onun dışında birçok yerden de ödül alan Koçak, Arslanköylü kadınlarla birlikte okullarda ücretsiz tiyatro gösterilerine devam ediyor.

    “BEN YİNE ÜMMİYE ANNEYİM”

    Yaptığı çalışmalarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Ümmiye Koçak, ’Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı’ ödülünün kendisini gururlandırdığını söyledi. Ödül aldıktan sonra hayatında değişen hiçbir şeyin olmadığının altını çizen Koçak, “Sadece psikolojik olarak çok mutlu oldum, moralim düzeldi. Çünkü ödül almak çok güzel bir şey. Ama görsel olarak hiçbir şey değişmedi, ben yine Ümmiye anneyim. Tabi ki ödüller insanlara moral veriyor, destek veriyor, güç veriyor, daha çok tanınıyorsun ve daha çok sorumluluk veriyor. Bunun farkına vardım” diye konuştu.

    “İNSAN OLDUĞU YERDE MUTLU OLMAYI ÖĞRENMELİ”

    Bu sene de okullarda ücretsiz tiyatro oyunu oynadıklarını belirten Koçak, “Bu sene oynadığımız oyun aslında benim daha fazla kitleye ulaşmak istediğim bir oyundu. ‘Baba Ben Geldim’ oyunuyla köyden şehre göç eden küçük bir ailenin dramını anlatmaya çalıştık. Alzheimer hastası bir babaanne, oğlunu yetiştirmek isteyip bilmeden, istemeden kötü alışkanlıklara bulaştıran rolde oynuyor. Şehre gidince sanki her şey kolaymış gibi, her şey altın tepside sunulurmuş gibi geliyor köyde yaşayan insanlara. Oysaki hiç öyle değil. İnsan olduğu yerde mutlu olmayı öğrenmeli. Bu oyunumuzla bir ailenin dramını hem güldürerek, hem düşündürerek anlattık. En önemlisi de uyuşturucuya dikkat çekmek istedim. Küçük çocukları biz yetiştiriyoruz. Eğer o çocukları biz küçük yaşlarda uyuşturucuyla buluşturuyorsak, babaanneye de, anneye de, babaya da saygıyı beklemeyelim. Bu sene ona dikkat çekmek istemedim. Biraz dikkat çekebildiysek ne mutlu bize. Bir de yaşlılarımıza saygı göstermeyi anlatmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.

    “TEK İSTEĞİM YÜN BEBEK-2’Yİ ÇEKMEK”

    Yün Bebek filmiyle ilgili de konuşan Koçak, “Tek istediğim Yün Bebek-2’yi çekmek. Çünkü orada küçük Elif psikolojik baskılara rağmen okudu ve öğretmen oldu. Hep bana şöyle bir eleştiri geldi. Ümmiye Hanım, sonunda Elif ne oldu, o psikolojik baskının altında o çocuk kendini kurtarabildi mi? Öğretmen oldu ama Elif’in hayatını merak edenler oldu. Elif filmde kişiliği güçlü olduğu için okudu, öğretmen oldu. Elif o baskılara rağmen olduğu öğretmenlikte acaba aldıklarını nasıl pazarladı. Benim hayalim Elif’in bundan sonraki hayatının örnek olması için çekilmesini istiyorum. Ancak benim bütçem müsait değil. Ben para istemeyi de beceremiyorum. Gidip kimseden para da isteyemiyorum, istemiyorum. Çünkü bunlar büyük işler. Ben tiyatromdan az da olsa devlet veriyor, kendim ekliyorum ve bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama sinema filmi çok farklı. Ancak ben çok istiyorum. Çünkü bundan sonra Elif’in başarısı, toplumdaki Elif’lerin başarısına örnek olması için Yün Bebek-2’nin olmasını çok istiyorum” şeklinde konuştu.

    Kendisine ödül kazandıran Yün Bebek filminin ayrıca vizyona girmesini de isteyen Koçak, “Gerçekten o film çok kitleye ulaşması lazım. Bunun özüne inilmesi için, izlenmesi için her yerde seyredilmesi lazım. Çünkü burada kadında kadına şiddeti anlatıyor. Çünkü bu film 3 metre karda, daha önce hiç kamera görmeyen bizler tarafından çekildi. Çok büyük bir televizyon kanalında yayınlamasını ve vizyona girmesini istiyoruz. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Sadece benim değil, ekibim olarak çok istiyoruz. Bizi desteklesinler bu konuda” dedi.

    “ÇOK OYUNCULUK TEKLİFİ GELDİ AMA KABUL ETMEDİM”

    Çok mesafe katettiklerini dile getiren Koçak, “Şimdiye kadar film için çok teklif geldi ama ben kabul etmedim. Ben sosyal içerikli projelerde olmak istiyorum. Çok para olmasında benim gözüm yok. Tek istediğim kendim köylü kadını olarak sosyal içerikli projelerde yer almak istiyorum. Televizyon ekranlarında olmak istiyorum ama güzel bir projeyle istiyorum. Çok teklif geldi. Daha 2 hafta önce bir teklif geldi ancak kabul etmedim” diye konuştu.