Etiket: Yün

  • Sarıvelilerli kadınlardan Afrin’deki Mehmetçiğe yün çorap

    Karaman’ın Sarıveliler ilçesinde kadınlar, elleriyle ördükleri 50 çift yün çorabı Afrin’deki Mehmetçiğe gönderilmek üzere belediyeye teslim etti.

    Yün çorapları Mehmetçiğe göndermek üzere teslim alan Sarıveliler Belediye Başkanı Hayri Samur, “Sarıvelilerli anne ve bacılarımızın ördükleri bu yün çorapları en kısa sürede Mehmetçiğimize ulaştıracağız” dedi.

    Bizim tek amacımız ülkemizin birliği ve dirliği için masum insanları katleden alçak teröristlerin ortadan yok edilmesidir” diyen Başkan Samur, “Ülkemizin birliği ve dirliği çok önemlidir. Türkiye olarak masum insanların her zaman yanındayız. Biz Torosların Yörükleri olarak 7’den 70’e ’Zeytin Dalı’ harekatına destek veriyoruz. Aç kalalım, susuz kalalım ama vatansız kalmayalım. Biz Müslüman Türk milletiyiz. Hiçbir zaman budaktan gözümüzü sakınmadık, sakınmayacağız. Hiçbir zaman bu ülkede ay yıldızlı bayraklar inmeyecek, ezanlar susmayacak. Vatan kutsaldır. Vatan yoksa hiçbir şeyin anlamı da yoktur. Bu nedenle bizler canımızı vermeye her daim hazırız’’ diye konuştu.

    Samur, Afrin operasyonunda görev alan Mehmetçiğin bu kış mevsiminde ayaklarının üşümemesi için yün çorap örerek onlara destek olan anne ve bacılara belediye başkanı olarak teşekkür etti.

  • Yün yıkayan genç kız Murat Nehri’nde kayboldu

    Muş’ta yün yıkamak için Murat Nehri’ne giden 2 genç kız nehre düştü. Kızlardan biri sağ olarak sudan çıkartılırken, nişanlı kızı arama çalışmaları ise devam ediyor.

    Merkeze bağlı Muratgören köyünde çeyizi için alınan yünü yıkamak üzere ailesiyle birlikte Murat Nehri’ne giden Kübra Toksun (22) ve amcasının kızı Değer Toksun, suya kapılan yünü almak için nehre atladı. Bir anda akıntıya kapılan genç kızları kurtarmak için yüzme bilen akrabaları hemen suya atladı. Bir süre suda sürüklenen genç kızlardan Değer Toksun, akrabaları tarafından sağ olarak çıkartılırken, Kübra Toksun ise suda kayboldu. Sudan çıkartılan ve kalbi durduğu tespit edilen Değer Toksun, olay yerine çağrılan ambulansla Muş Devlet Hastanesine kaldırılırken, kayıp nişanlı kızın bulunması için İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğüne haber verildi. Olay yerine gelen AFAD ekipleri, yer yer derinliği 20 metreyi bulan nehirde arama çalışmasına başladı. AFAD ekipleri, çevredeki vatandaşlarla birlikte arama çalışmasını sürdürürken, Bitlis’in Tatvan ilçesinde de dalgıç ekibi istendi.

  • Ağrı’da 2 bin metre rakımlı yaylada yün yıkıyorlar

    Ağrı’nın Taşlıçay ilçesine bağlı 2 bin metre rakımlı Derecek Yaylasında yaşayan kadın ve erkek göçebeler derede bulunan taşların üzerine bıraktıkları yünleri sopalarla döverek kirlerini çıkarıyorlar.

    Taşlıçay ilçesine 20 kilometre uzaklıkta bulunan ve 2 bin metre rakımlı olan Derecek Yaylası’nda farklı il ve ilçelerden gelen göçebeler koyun kırpma döneminin ardından biriktirdikleri yünleri yaylada bulunan dere kenarına getiriyorlar. Yünleri birbirinden ayıran kadın ve erkek göçebeler daha sonra derede bulunan taşların üzerine bıraktıktan sonra yünlerin üstüne kovalarla su dökerek yumuşamalarını sağlıyorlar. Saatlerce buz gibi suda sopalarla yün döven göçebeler, kızlarının çeyizleri için yünün kirini çıkarmaya çalışıyorlar. Göçebeler yünlerin daha sağlıklı ve temiz olması için yanlarında getirdikleri leğenlere deterjan ve yumuşatıcı bırakıyorlar. Yumuşayan yünleri tekrardan taşların üstüne koyan göçerler, yünleri sopalarla döverek kirini çıkarıyorlar.

  • Genç nesiller yün yorganları tercih etmiyor

    Geçtiğimiz yıllarda evlerin vazgeçilmezlerinden olan el yapımı ipek ve yün yorganlar hazır yorganların yaygınlaşmasıyla eski yaygınlığını kaybetti.

    Aydın’ın Germencik ilçesinde yorgancılık mesleğinin son temsilcilerinden Muzaffer Demir, büyük emeklerle üretilen el yapımı yorganların hazır yorganlara göre pek çok avantajı olmasına rağmen genç nesillerin tercih etmediğini söyledi.

    Binlerce ilmik atılarak, kendine has işlemeleriyle dikilen el yapımı yorganlar, bugünlerde eski popülerliğini kaybetmiş durumda. Teknolojinin yaygınlaşmasıyla her eve giren hazır yorganlar el yapımı yorganların yerini aldı. 51 yıldır Aydın’ın Germencik ilçesinde yorgan diken Muzaffer Demir, el yapımı pamuk ve yün yorganların yeni nesil tarafından pek rağbet görmediğini söyledi. Çıraklık dönemiyle birlikte 51 yıldan bu yana yorgancılıkla uğraştığını kaydeden Demir, el yapımı yorganların hem sağlık açısından hem de estetik görünümüyle hazır yorganlardan daha güzel olduğunu kaydetti.

    Vatandaşları sağlık için doğal olan üretimleri kullanmları yönünde uyaran Yorgancı Ustası Muzaffer Demir, “Önceden Germencik’te 14 tane yorgancı vardı. Artık iki yorgancı kaldı. Artık eskisi gibi yorgan işi olmuyor. Çünkü artık vatandaş hazır üretime alıştı. Slikon yastık ve yorganlar insanlara cazip geliyor ancak hiçbiri sağlıklı değil. Vatandaş artık sağlığına değil parasına göre hareket edip hazır ürünleri tercih ediyor. Çünkü üretilen ürünlerin ham maddesi petroldür. İnsanlar sıcak, yumuşak ve yıkıma özelliğine sahip olduğu için hazırı tercih ediyor. Ayrıca önceden düğünler kışın olurdu ve bu da bizim işlerin yoğun olmasına neden olurdu. Şimdi ise böyle bir durum söz konusu değil ve değişkenlik gösteriyor. İşlerimiz yaz ağırlıklı yoğun oluyor” dedi.

    Eğitim sisteminden kaynaklı olarak çırak yetişmemesine de sitem eden Demir, “8 yıllık eğitim bittikten sonra küçük esnaf bitti. Bitmeye yüz tutan meslekler grubunda yer alıyor. Her mesleğin kendine göre bir zorluğu var. Bugün için birisi bu mesleğe yeni başlayıp yapmaya kalkışsa aç kalır. Yorgancılık mesleği çok güzel meslek. Bu meslek sayesinde karnımız doydu ve mesleğime karşı da hiçbir zaman nankör olmadım. Yorgancılık bizden sonraki nesilde aranan bir meslek olacak ama o zaman da bulamayacaklar. Çünkü yetişen nesil yok” diye konuştu.

    Yorganı iyi işlemek gerektiğini aksi takdirde müşteriye yapılan yorganı beğendirmenin zor olduğunu dile getiren Demir, “Birçok yorgan deseni var. Desenlerin yarısından fazlası ezberimizde. Model kitaplarımız var. Kolay olan modeller kadar zor olan modeller de var. Hazırlanmış model katalogları var. Bazı modeller kolay dikilirken bazı modellerin dikimi ve işçiliği zor. Ağır olan modeller yorgancılar tarafından pek tercih edilmez çünkü emeğinin karşılığını alamaz. Basit bir yorgan 4-5 saatte biter ama yapımı zor yorganlar 3-4 gün sürer. Yorgan dikiminde yorgan değneği, metre, hallaç makinesi, dikiş makinesi, iğne iplik, yorgancı yüzüğü gibi malzemelere ihtiyaç duyuluyor” şeklinde konuştu.

    “Nakış nakış işleniyor”

    Yorganın yapımından da bahseden Demir, “İlk etapta kumaşı ölçülerinde kesip makine ile etrafı dikiliyor. Hallaç makinesinde pamuk kabartıldıktan sonra pamuğu yerleştiriyoruz. Yorgan dağılmasın diye üzerinden teyelleme işlemi yapılıyor. Yorganın kenarları dikildikten sonra özellikle motif yapmak için tebeşirle çizme işlemi yapılıyor. Daha sonra seçilen modele göre de yorgan nakış nakış işleniyor” ifadelerini kullandı.

  • Kış çetin geçti, yün yorganlara talep arttı

    Fabrikasyon yorganların çıkmasıyla yorgancılık mesleği bitme noktasına gelirken, yün yorganlar yeniden tercih edilmeye başlandı.

    Gelişen teknoloji ile birlikte, yastık ve yorganlar fabrikasyon sistemle üretilmeye başlarken, tarihten günümüze kadar gelen yorgancılık mesleği de kaybolan meslekler arasına girmeye başlamıştı. Yakın zamanda tüketiciler tarafından fabrika üretimi yastık ve yorganların tercih edilmesi, eski zamanların aranan yorgancılarını işinden ederken, meslekte yetişen olmaması da mesleğin gelecek nesillere ilerlemesini neredeyse durma noktasına getirdi. Balıkesir genelinde sayıları 15’e kadar düşen yorgancılar, içinde bulunduğumuz kış aylarının çetin geçmesi üzerine son yılların en hareketli günlerini yaşıyor. Sentetik katkılı fabrikasyon yastık ve yorganlardan istedikleri ısıyı ve verimi alamayan çok sayıda vatandaş, atalarımızdan gelen yün yastık ve yorgan kültürüne geri dönüyor.

    Edremit ilçesinde 48 yıldır, el emeğiyle, yün ve doğal ürünler kullanarak yorgan imalatı yapan zanaatkar Ali Karakoyun, insanların hazır üretime yönelmesinden dolayı, mesleğin bitme noktasında olduğunu, fakat son zamanlarda yeniden yün yastık ve yorganlara talepler oluştuğunu ifade etti.

    5 ilçenin bulunduğu Edremit Körfezi’nde geçmiş yıllarda sayıları yüzün üzerinde olan yorgancı sayısının 5’e kadar düştüğüne dikkat çeken Karakoyun, İHA muhabirine açıklamada bulundu. Yün yorgan yaptırmak için dikim evine gelen bir vatandaş ise, sentetik yorganlar yerine yün yorganları tercih ettiğini söyledi.

    Yüzyıllar öncesinden, atalardan gelen el sanatlarına gereken ilginin gösterilmediğine dikkat çeken Ali Karakoyun, “48 yıldır kesintisiz olarak bu işi yapıyorum. Mesleğimize olan desteğin güçlendirilmesini istiyoruz. Mesleğimizin yaşatılması lazım. Bütün sanatların ayakta kalıp, gelecek nesillere taşınabilmesini istiyorum. El yapımı yorganların sağlık açısından zararını gören bir müşterimiz bile olmadı. Fakat, organik olmayan hazır yorganlardan, sağlık açısından şikayetler alındığını biliyoruz. Silikon yorganlar, hastalıkların da artmasına neden oluyor diye düşünüyorum. Bizler bir gün kaybolsak ta, değerlerimizin kaybolmaması önemli. Çetin bir kış geçirdiğimiz bu mevsimde son haftalarda yün yorgan talepleri gelmeye başladı. İnsanlar fabrikasyon yorgan ve yastıklardan şikayet eder duruma geldi. Atalarımızdan gelen yün yorganlarımızın sağlıklı olduğu yeni anlaşılıyor. Bu bilinçle hareket edenler kapımızı çalıyor artık. Yeniden yün yorganlar ilgi görmeye başladı. İnşallah bu bilinç gençlerimize de geçer ve onlar da ilgi gösterir. Şimdilik orta yaş ve yaşlı grubu insanlar geliyor. İnşallah yün yastık ve yorganlar eskisi gibi kullanılır hale gelir ve mesleğimiz de yol olmaktan kurtulur” dedi.