Etiket: Yükseltmek

  • Cri du Chat Derneği üyeleri, çocuklarının yaşam kalitesini yükseltmek için destek bekliyor

    Cri du Chat Derneği üyeleri, çocuklarının yaşam kalitesini yükseltmek için destek bekliyor

    Gelişimleri yaşıtlarına göre çok daha zorlu gerçekleşen Cri du Chat Sendromlu çocukların aileleri, nadir görüldüğü için toplumda bilinmeyen bu sendromu tanıtmak ve ihtiyaç duydukları desteğe kavuşabilmek amacıyla bir dernek çatısı altında birleşti. Kedi miyavlamasına benzeyen ince bir ses tonuyla ağlayan bu çocukların yürüyüp konuşabilmek için bile pek çok tedavi ve terapi almaları gerekiyor.

    Cri du Chat ya da diğer adıyla Kedi Ağlaması Sendromu, insan vücudundaki 46 kromozomdan 5. kromozomun kısa kolunun kopması nedeniyle oluşuyor. Dolayısıyla 5p olarak da ifade edilen bu sendrom son derece nadir görülmekte. ABD’de her 50 bin doğumdan birinde görülen CdC için ülkemizde henüz bir istatistik yok. Nadir görüldüğü için Türkiye’de pek tanınmayan sendroma bu isim, çocukların kedi miyavlaması gibi ince bir ses tonu ile ağlaması nedeniyle verilmiş.

    Cri du Chat Sendromu ile dünyaya gelen çocuklar, organ hasarları, ortopedik bozukluklar, kas ve algı problemleriyle pek çok sağlık sorunu yaşıyorlar. Gelişimleri yaşıtlarına göre çok daha geriden gelen bu özel çocukların, sadece yürüyüp konuşabilmesi için bile pek çok tedavi ve terapi almaları gerekiyor. Nadir görülen bu hastalıkla mücadele eden çocukların aileleri, sadece çocuklarının beslenmesini sağlamak için bile maddi ve manevi yönden pek çok sorunu göğüslemek zorundalar.

    Aileler, kas gevşekliği ve yutma güçlüğü olan çocuklarını beslemek ve uyumalarını sağlamak için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Evlatlarının konuşabilecekleri ve kendi başlarına yürüyebilecekleri günleri görmek için büyük bir mücadele veren anne babalar, birbirlerine destek olmak ve hastalığı tanıtabilmek amacıyla bir dernek çatısı altında birleştiler. Bugüne kadar sosyal medya hesaplarında, çocuklarının evde fizik tedavi masraflarını karşılayabilmek için el emeği ürünlerini sunan anneler, artık daha etkin çözümler için seslerini duyurmak istiyorlar. Türkiye’de 65 civarında aile, criduchatderneği instagram sayfası ve sosyal medya aracılığı ile birbirleriyle iletişim kurmaya ve seslerini duyurmaya çalışıyorlar.

    Hastalık olarak tanınmıyor ama çok fazla tedavi ve terapi gerektiriyor

    Kromozom farklılığı nedeniyle ortaya çıkan ve bilinen bir tedavisi olmayan bu sendrom hastalık olarak kabul edilmiyor ama çocuklar ve ailelerinin hayatında önemli sorunlara neden oluyor. Bu noktada ailelerin en büyük talebi, kendi çocuklarının da diğer özel gereksinimli çocukların yararlandığı sağlık hizmetleri ve sosyal haklardan yararlanabilmesi Bu amaçla imza kampanyası başlatan Dernek üyeleri; sendromun incelenmesi, tanısı, tedavisi ve rehabilitasyonu için eksikliklerin belirlenmesi amacıyla bir TBMM araştırma komisyonunun kurulmasını istemekteler… Halihazırda doğumdan hemen sonra başlatılması gereken erken eğitim ve fizyoretapiye geç kalmak, kaynaştırma eğitimlerine katılamamak, hastalık listelerinde olmamanın getirdiği sorunlar ve her sene yeniden rapor alma gerekliliği, bu aileler ve evlatları açısından önemli sıkıntılar oluşturuyor. Cri du Chat Sendromu’nu yaşayan çocukların diğer çocuklardan çok daha özenli bir şekilde bakılmaları ve tedavilerinin takip edilmesi gerekli. Her şeyden önce CdC’li kişiler, dil konusunda zorluk çekmekteler. Bazıları kısa cümleler kurabilecek kadar gelişirken, diğerleri kendilerini sadece basit birkaç kelime, jest, mimik veya işaret dili ile ifade edebiliyorlar. Bu da çoğu zaman onların ebeveynlerine bağlı kalmaları ve özgür hareket edememeleri anlamına geliyor.

    Bu sendromu yaşayan çocukların neredeyse tümü, özellikle gençken, gevşek kas tonusu nedeniyle önemli sıkıntılar yaşamakta. CdC’nin diğer karakteristik özellikleri arasında beslenme zorlukları/sorunları, yürümede gecikme, hiperaktivite, skolyoz ve belirgin gelişim gerilikleri sayılabilir. Hatta az sayıda çocukta ciddi organ yetmezlikleri ve diğer yaşamı tehdit eden tıbbi koşullara da rastlanabilmekte.

    Bu karamsar tablo içinde aileleri az da olsa sevindiren konu ise erken yaştan başlayarak sürekli eğitim gören çocukların gelişme göstermeleri. Fiziksel ve konuşma terapileri düzenli olarak uygulandığında, Cri du Chat sendromlu çocuklar, kendi potansiyellerinin en üst seviyesine ulaşıp, anlamlı bir hayat sürebilirler. Ancak bu yaşam kalitesinin yakalanabilmesi için özel bireysel eğitimler, fizik tedavi, konuşma terapisi ve davranış terapisi gibi uygulamaların alınması zorunlu. Bu da aileler için bilgi, sabır ve özen gerektiren, uzun bir süreç. İşte anne ve babalar tam da bu noktada, hem henüz bilmeyen kişilere bu sendromu tanıtmak hem de ihtiyaç duydukları desteği duyurabilmek adına bir araya geldiler. Dernek örgütlenmesini tamamlayan ve çeşitli toplantılarda sorunlarını dile getiren Eskişehir merkezli Cri du Chat Sendromu Derneği, şimdi Devlet ve gönüllü kişilerin desteğini bekliyor.

  • Başkan Çolakbayrakdar, “Kocasinan’ın standardını yükseltmek için çalışıyoruz”

    Kocasinan Belediyesi tarafından Cırgalan Mahallesi’ne yapılan Sosyal Tesisin açılışı ve Cırgalan Biberi Tanıtım etkinliği, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin katıldığı muhteşem törenle gerçekleştirildi. İnsan ve hizmet odaklı projeler ürettiklerini belirten Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, “7’den 70’e herkesin; Kocasinan’da yaşamanın ayrıcalıklı ve farklı olduğunu hissetmesi için projelere ve çalışmalara imza atıyoruz” dedi.

    Biberiyle meşhur Cırgalan Mahallesi’nde Kocasinan Belediye’sinin ev sahipliğindedüzenlenen programa; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Vali Yardımcısı M. H. Nail Anlar, Önceki Dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Önceki Dönem Ekonomi Bakanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer, AK Parti İl Başkanı Şaban Çopuroğlu, Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Talas Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, AK Parti Kocasinan İlçe Başkanı Muammer Kılıç, Kocasinan Belediyesi Meclis Üyeleri, davetliler ve bölge sakinleri katıldı.

    Etkinlik alanında vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle karşılanan ve bir sure onlarla sohbet eden Başkan Çolakbayrakdar, tarladan hasada kadar Cırgalan biberinin üretimi hakkında üretici kadınlardan bilgiler aldı.

    Törende bir konuşma yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, özverili bir çalışmanın eseri olan tesisin hayırlı olmasını diledi. Özhaseki, böyle güzel bir tesisi vatandaşlara kazandırdığı için Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar’a teşekkür ederek, “Kocasinan ve diğer bölgelerimizde rutin belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra insana ve geleceğimize hitap eden önemli tesisler yapılıyor. Bu tesisleri Kayseri’ye kazandıran belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar ise, “Kocasinan’a değer katmak, hemşehrilerimin hayatını kolaylaştırmak, şehrin sosyal hayatını zenginleştirmek ve insanları mutlu edecek yaşam alanlarını sunmak üzere bina ettiğimiz belediyecilik çalışmalarımızın meyvelerini tek tek almaya başladık. Hemşehrilerimizin memnuniyeti, yaptığımız projelerimizin vatandaş nezdinde karşılık bulması, bizim motivasyonumuzu ve çalışma azmimizi artırıyor “ diye konuştu.

    Belediye faaliyetlerini en iyi şekilde yaptıklarına dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “3 buçuk yıl içerisinde 900 bin ton asfalt kullanarak, kırsaldaki mahallelerden şehir merkezine kadar her yerde yol yapıyoruz. Belediye çalışmalarını en iyi şekilde yapmak için projeler hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz yıl üretime başlayan teknolojik yapısıyla dünya standartlarında asfalt üreten ve Kayseri’de en yüksek kapasiteye sahip Asfalt Üretim Tesisini kurduk. Bu yıl ise, Fen İşleri Müdürlüğümüzün atölyesini tamamladık. Daha Yeşil Kocasinan sloganıyla her metrekare alanı yeşillendiriyoruz. Bu çerçevede park yapıyor ve ağaçlandırma çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu dönemde yapımı tamamlanan parklarımız; 800 bin metrekarenin üzerine çıkmış durumdadır. Bütün proje ve çalışmamızın ana teması; şehrimize değer katmak ve insanımızı sosyal anamda daha donanımlı hale getirmek içindir. Bunun için Kocasinan Akademi ile 7’den 70’e herkese hizmet veriyoruz. Çocuk Kulübümüzle çocuklarımıza özel projeler hazırlıyoruz. Geleceğin teknoloji mühendislerinin yetişmesi için farkındalık oluşturuyor ve alt yapı sağlıyoruz. Gençlerimizin daha donanımlı yetişmeleri için hayata geçirdiğimiz General Emir Uzay Ve Havacılık Merkezimizde kendi tasarımları olan ve 3D yazıcılar ile parçalarını kendilerinin imal ettikleri dronlar, İHA’lar yapmaya başladılar. Gençlerimiz çalışmalarıyla Türkiye’nin gururu olacaklar” ifadelerini kullandı.

    “Bizler şehre hizmet etmek için varız” diyen Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan’a ve Kayseri’ye hizmet etmek için gece-gündüz demeden çalıştıklarının altını çizerek; “Var gücümüzle çalışıyor, her geçen gün hizmetlerimizi artırarak devam ettiriyoruz. Bunlardan biri olan Kocasinan Akademi ile 7’den 70’e herkesin içerisinde kendine yer bulabildiği; spor etkinliklerinin yapıldığı, kültürel faaliyetlerin yürütüldüğü, sanatsal yeteneklerin gün yüzüne çıktığı, yeni becerilerin kazanıldığı, eğitim ve öğrenim programlarının yürütüldüğü, spor branşlarında şehrimize madalyalar kazandıran sporcuların da yetiştiği geniş bir yelpazede hizmet veriyoruz. Sosyal tesislerimiz hemşerilerimizin bir araya gelerek dostluk bağlarını pekiştirdiği, nitelikli zaman geçirdikleri mekanlar haline geldi. Bütün gayretimiz, mahallerimizin değerini artırmak, hemşerilerimizin hayatını kolaylaştırmak ve insanımızı mutlu etmektir. Bu ve buna benzer projeleri artırarak sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi.

    Başkan Çolakbayrakdar, “Yakın gelecekte Kocasinan, her türlü cazibe alanları ile insanların burada yaşamak için can atacakları çekim merkezi olacak” diyerek sözlerini noktaladı.

    Konuşmaların ardından Cırgalan Sosyal Tesisi’nin açılışı gerçekleştirildi. Başkan Çolakbayrakdar’ın katılımcılara tesisi gezdirmesiyle tören sona erdi.

  • Mesut Bakkal: “Galatasaray maçıyla puanımızı 35’e yükseltmek istiyoruz”

    Süper Lig’in 30. haftasında lider Galatasaray’ı sahasında ağırlayacak olan Aytemiz Alanyaspor’da Teknik Direktör Mesut Bakkal,”Galatasaray maçıyla puanımızı 35’e yükseltmek istiyoruz. 11 puan aldık ama hala ateş çemberinin içindeyiz. Sezon sonuna kadar bu devam edecek. Yapacaklarına inanıyorum. İnşallah kazanan biz oluruz” dedi.

    Sahasında Galatasaray ile karşılaşacak olan Aytemiz Alanyaspor, maç hazırlıkları tesislerinde yaptığı antrenmanla sürdürdü. Turuncu-yeşilli takım Teknik Direktör Mesut Bakkal gözetiminde taktik ağırlıklı çalışma yaptı. Koşu ve ısınma hareketleriyle başlayan antrenman kuvvet ve dayanıklılık çalışmalarıyla devam etti. Turuncu yeşilliler antrenmanın 2’nci bölümünde ise dar alanda taktik çalışması yaptı. Hafif sakatlıkları bulunan Fernandes ve M’Billa antrenmana katılmadı.

    “Daha iyi oynayabilirdik”

    İdman öncesi gazetecilere açıklamalar da bulunan Aytemiz Alanyaspor Teknik Direktörü Mesut Bakkal, Malatyaspor maçına değinerek, deplasmanda alınan 1 puanın çok önemli olduğunu söyledi. Teknik adam Bakkal, “Genel olarak tatmin etmese de, maçın içindeki bazı kararlar bizim belki de galip gelmemizi engelledi. Bir penaltı pozisyonumuz, iki de atılan golün elle olduğunu daha önce de söylemiştik. Spor kamuoyu tarafından da böyle olduğu açıklandı. Bu konuda biraz serzenişimiz var. Bundan önceki oynadığımız maçlarda Göztepe maçı ve Malatyaspor maçı, kaybedilen 4 puan var. Şimdi o 4 puanın olduğunu düşünürsek kümeyi bitirmek için gerekli puana ulaşmıştık olurduk. Biz bu haksızlığın giderilmesini istiyoruz. Kulüp yönetimi olarak gerekli cevabı verildi. Oyun olarak baktığımızda ortada giden bir maçı ama son dakikada attığımız gol, hem moral olarak Galatasaray maçına hazırlanmamızı sağladı. Hem de içeride yapılan işlerin doğru olduğunu gösterdi. Oyuncu grubunun, kulübenin ve bizim son dakikaya kadar galibiyeti istemesi önemliydi. Daha iyi oynayabilirdik. Diğer maçlara göre biraz tempomuz düşüktü ama önemli olan kaybetmemekti. Geçmişe pek takılı kalmadan ilerlemeliyiz” dedi.

    “İnşallah kazanan biz oluruz”

    Galatasaray maçı hazırlıkları hakkında bilgiler veren Bakkal, rakip takımın çok iyi olduğunu belirtti. Bakkal, “İçerideki maçları farklı oynayan ve motivasyonu farklı olan bir takımım var. Biz de kimle oynayacağımızı biliyoruz. Şimdi 6 maçta 11 puan, atılan 10 gol, yenilen 5 gol. 1,95 puan ortalaması ile oynuyoruz. Bunun arkasında durmalıyız. Lig daralıyor. Çok fazla bir söze gerek yok. Maç maç gideceğiz. Onu veya bunu yapmak değil de bizim için içerideki maçlarımızı final niteliğinde oynamak. Ben oyuncularıma güveniyorum. Ufak tefek sakatlarımız var. Yetişeceklerini düşünüyoruz. Welinton ve Tzavellas yetişti ve idmana çıktılar. Fernandes’in de dizinde bir problem var. İnşallah o da yetişecek. Bu tür finalleri iyi oynayacaklarını düşünüyorum. Önceki haftaların bizi aldatmaması gerekiyor. Çok zorlu bir Galatasaray ile oynayacağız. Hücum ve gol pozisyonları olarak güçlü bir takımla karşılaşacağız. Tek istediğim bir şey var: ’getirdiğimiz noktada bir taç giymek ve iyi oynamak’. Galatasaray maçıyla puanımızı 35’e yükseltmek istiyoruz. 11 puan aldık ama hala ateş çemberinin içindeyiz. Sezon sonuna kadar bu devam edecek. Camia, ben, takım, şehir, taraftar, hepimiz herşeye hazırlıklı olmalıyız. Galatasaray’ı yenebiliriz ama 35 puan bize yine bir şey yapmayacak. Bu takım, bulunduğu bu yerden çok daha iyi yerlere layık. Ben yapacağına da inanıyorum. Bu Galatasaray maçı olur, diğer maçlar olur. Yapacaklarına inanıyorum. İnşallah kazanan biz oluruz” diye konuştu.

    “Futbol şansımız biraz yanımızda olsun”

    Tecrübeli oyuncuların maçları iyi oynadığını hatırlatan Bakkal şunları söyledi:

    “Kaybettikleri zaman telafisi olmadığını biliyorlar. Hem onlar için de, hem bizim için de. Bu konuda bizim özellikle Galatasaray’ın Çarşamba günü maç yapacak olmasının bizi gevşetmemesi gerekiyor. Biz kendi işimize bakacağız. Onların zaafları varsa bu zaaflardan yararlanacağız. Disiplinli olacağız. Geldiğim günden beri bunu yapan bir oyuncu grubum var. 5 maçtaki disiplinimiz bizi iyi yerlere getirecek. Camiamız iyi, taraftarlarımız iyi. Taraftarlarımızla birlikte bu maçta da coşacağımıza inanıyorum. Tek bir isteğim var, futbol şansımız biraz yanımızda olsun.”

  • Yaşam kalitesini yükseltmek için tasarruf etmeliyiz

    Her yıl 31 Ekim’de kutlanan Dünya Tasarruf Günü, enerjinin fazlaca sarf edildiği çağımızda daha büyük önem taşıyor. İstanbul Aydın Üniversitesi Enerji Politikaları ve Piyasaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Filiz Katman, “Evimizde kullandığımız eşyalarda önlemler alınırsa çok büyük oranda enerji tasarrufu yapmış oluruz” dedi.

    Son yıllarda ekonomik olarak tasarrufun önemi ve genç nesillerin tasarruf konusundaki eğitimi, fark edilebilirlik açısından önemli hale geldi.

    “Beyaz eşya alırken üzerindeki enerji tüketim etiketini okuyun ve A sınıfını tercih edin” diyen Katman, “Enerji koruyucu lambalar satın alarak, aydınlatma maliyetini yüzde 75 azaltabilirsiniz. Odadan ayrıldığınız zaman lambaları kapatınız. Lambaların daha iyi çalışması için kuru bezle temizleyiniz. Kirli ve tozlu lambalar, yüzde 25 daha fazla enerji tüketir” diye konuştu.

    “Türkiye’nin 2023 hedefine ulaşması için tasarruf şart”

    Yardımlaşarak tasarrufuna dikkat çeken İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güneri Akalın, vatandaşların birbirleri ile yardımlaşmaları, tasarruf edebilenlerin mali piyasalar aracılığı ile yatırımları finanse ederek işsizlere iş sağlamak ve büyümeyi sürdürmelerine devam etmeleri gerektiğini söyledi. İşsizlik, yoksulluk ve cehaleti yenecek olan yurt içi tasarruf hacminin kalkınmamızı finanse edecek düzeye gelmesi gerektiğini ifade eden Akalın, “Küresel ekonomik yarışta bugün 16. ekonomi olan Türkiye’nin 2023 hedefine varabilmesi ve Dünya’nın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alabilmesi, tasarruf hacmimizin, kalkınma çabamızı daha doğrusu yatırımlarımızı finanse edecek düzeyde olmasına bağlıdır” dedi.

    “Dünya tasarruf gününü genç nesillere aktarmak demek, tasarrufun onlar için anlamını açıklamaktır” diyen Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aylin Sözer Çapan, “İnsanlar gibi yerkürede yaşlanıyor. Yaşlanan insanın vücut fonksiyonları zayıfladıkça daha uzun yaşaması için beslenmesine, uykusuna ve diğer yaşam şartlarına dikkat etmesi gerek. Yeryüzünde de bu şartlara dikkat etmek hem dünyanın hem insanın yaşam kalitesini arttıracaktır” açıklamalarında bulundu.

  • Kayseri Şeker, 2016 Yılında Şeker Oranını Yükseltmek İçin Seferberlik İlan Ediyor

    Kayseri Şeker Fabrikasının kampanya döneminde geçen yaklaşık iki aylık sürede elde edilen verilere göre fabrikaya teslim edilen pancarda fire oranının ortalama yüzde 8.5’e kadar düşmesinde pancar toprağının tarladan maus makinası ile elenerek yüklenmesinin büyük katkısı olduğu belirtildi.

    2015-2016 Pancar alım kampanya döneminde geride kalan yaklaşık 2 aylık süre içerisinde fabrikaya teslim edilen pancarların fire oranları ve pancardaki şeker oranları hakkında bir değerlendirme yapan Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay; “Kayseri Şeker’in 2015 yılında pancar alımında en temiz dönemi yaşıyor ve ortalama şeker oranı, Boğazlıyan Şeker Fabrikasında 15,90 Kayseri Şeker Fabrikasında 16,80 seviyesinde, fabrikaya teslim edilen pancarlardaki fire % 8,5 oranı ile Kayseri Şekerin ulaştığı en düşük fire oranı olup en temiz pancarın da bu sene alındı.” dedi.

    Başkan Akay; 2015- 2016 kampanya döneminde Boğazlıyan Şeker Fabrikasında 61. Kayseri Şeker fabrikasında 55. günün geride kaldığını belirterek, “Şu ana kadar Kayseri Şekerde 699.100 ton, Boğazlıyan da 837.500 ton olmak üzere toplamda 1 milyon 536 bin ton pancar işlendi. Bu sene pancar veriminde % 10 seviyesinde bir yükselme var. Bizim şu anda ki tespitlerimize göre dekarda ki pancar verimimiz 6 ton seviyesine yükselmiş olması Türkiye ortalamasının 5,3 olduğunu düşünülürse % 10 artış olduğunu ifade ediyor. Türkiye de ki en çok şeker oranının şu an bizim işletmelerimizde mevcut olması ve verimliliğin artması oldukça sevindirici bir gelişmedir.

    Şeker oranının 1 puan yükselmesi toplamda 20 bin tona tekabül ediyor. Bunun da ekonomik değeri şu an 53 milyon TL’dir. Bunun yarısı çiftçinin cebinden yarısı da fabrikadan gidiyor. Bu kayıp olan ekonomik değerin yükseltilmesi çok önemli bir husus olduğu için önümüzdeki yılda stratejik hedef olarak şeker oranını yükseltmek için seferberlik ilan ediyoruz. Buna çiftçilerimizle birlikte gerçekten çok önem vermekteyiz. Bu oranı yükselttiğimiz takdirde ortaya daha fazla ekonomik değer çıkacak. Bundan çiftçi de, çalışan da, fabrika da, maliye de payını alacak demektir.

    2017 hedefleri ile ilgili olarak ise Başkan Akay şunları söyledi; Bundan sonra Türkiye’de şeker ve pancar sektörünün sürükleyicisi Kayseri Şeker ve Konya Şeker olacağını düşünüyorum. Yani bu iki şirket bu sektörün lokomotifi konumunda bu iki şirket eğer varlığını sürdürürse Türkiye de şeker sektörü sıkıntı yaşamaz. Yoksa 2017 sonrasında Avrupa birliğinde kotaların serbest bırakılması durumunda bizim olumsuz etkilenmemiz söz konusu olabilir. Bunun olmaması için bizim o döneme hazırlanmamız lazım. Bunu da başarılı kılan Kayseri Şeker ve Konya Şekerdir” dedi.