Etiket: Yüksek

  • Haluk Bayraktar: “’Türkiye’nin yüksek teknoloji sınıfında 3,5 milyar dolarlık gibi ihracat rakamı var”

    Haluk Bayraktar: “’Türkiye’nin yüksek teknoloji sınıfında 3,5 milyar dolarlık gibi ihracat rakamı var”

    Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, “Türkiye’nin yüksek teknoloji sınıfında 3,5 milyar dolarlık gibi ihracat rakamı var. Eğitim bu durumun en önemli bileşeni. A sınıfı işler, A sınıfı donanımlı insanlarla yapılabiliyor. Bu anlamda da ekosistemi güçlendirmemiz gerekiyor’’ dedi.

    Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, Boğaziçi Yöneticiler Vakfı (BYV) tarafından Harbiye Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen Özgün İyi Yönetim Uygulamaları Forumu’na (IBPF 2019) katıldı. Forum kapsamında düzenlenen ’Türkiye’nin Geleceği İçin Eğitim İhtiyaç ve Çözümleri’ isimli panelde konuşan Bayraktar, TÜBİTAK’ın yaptığı çalışmalar, teknolojide eğitimin önemi ve kurulacak Deneyap Proje Atölyeleri hakkında açıklamalarda bulundu.

    “Dünya şu anda insansız otomobillere gidiyor”

    Konuşmasında TEKNOFEST’te değinen Haluk Bayraktar, “Bu sene roket yarışmasına 550 takım başvurdu. Bu sene uçan araba hedefini koyduk. Dünya şu anda insansız otomobillere gidiyor. Bizim, onun daha da ilerisini hedeflememiz lazım. O da uçan arabalardır. Bu sene uçan araba yarışmasını koyduk. Temel kriterimiz, gençlerimizi özgüveni yüksek, erken yaşta somut proje odaklı, takım halinde eğitimleri vererek ülkesine katma değeri yüksek teknolojiler geliştirir hale getirmek misyonumuz” dedi.

    “TÜBİTAK yılda 35 bin kadar projeye destek veriyor”

    TÜBİTAK çalışmaları hakkında bilgiler varan Bayraktar, “2002 yılında Türkiye’de 200 adet patent üretilirken, şimdi ise 7 bine ulaştı. Tabii ki yeterli değil. Tam zamanlı AR-GE çalışanına bakıyorsunuz 150 binlere ulaşmış durumda. TÜBİTAK, Türkiye’de yapılan AR-GE araştırmasının (yaklaşık 35 milyar TL) bunun yüzde 10’unu yapıyor. TÜBİTAK’ın hem araştırmaları yapan enstitüleri var hem de araştırmaları destekliyor. Yılda 35 bin kadar projeye destek veriyor. Bu 35 bin projenin 20 bini akademik destekler. Destek almak için şirketler başvuruyor. Başvuran 10 şirketten 6’sı destek alıyor. Bu yüksek bir oran. Akademi tarafında bu yüzde 13’lerde, şirkete tarafında yüzde 60’larda. Üniversite sanayi tarafına yönelik ciddi anlamda programlar var’’ şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin Lider Araştırmacılar Programı’nda önemli destekler var”

    Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Geçen aylarda Sanayi Doktora Programı açıklandı. Buna yaklaşık 520 kişi hak kazandı. Yani okurken bizzat sanayide çalışması çok önemli. Bir değeri ise Lider Araştırmacılar Programı. Dünya bütün ülkeler bunu yapıyor. Beyin göçü, dünyada herkesin sorunu. Bunlarının tamamının araştırması yapıldı ve Türkiye, Lider Araştırmacılar Programı’nı yayınladı ve dedi ki; dünyanın en iyi 100 üniversitesindeyseniz veya en çok AR-GE yapan 2 bin 500 firmasından birinde çalışıyorsanız, kategorilerine ayırarak araştırma desteği, bursiyer desteği gibi çok büyük fonlar sağlayacak. Aylık 3 milyon TL’ye kadar proje desteği, aylık 25 bin TL gibi maaş desteği gibi destek var. Buna 42 başvuru oldu, 83’ü yabancı. İçlerinden bir tanesi Nobel’e aday gösterilecek hatta isimleri yakın zamanda açıklanacak. Dolayısıyla TÜBİTAK’da şöyle bir yapı ön görülüyor: “Daha önce girdi odaklı destek vardı, şimdi sonuç odaklı desteklere doğru gidiyor”. TÜBİTAK sadece kendi başına organize edip başvurulara destek vermesin, o işlerde de ön filtreleme yapan ayrı merkezler olsun”.

    “Türkiye’nin yüksek teknoloji sınıfında 3,5 milyar dolarlık gibi ihracat rakamı var”

    Türkiye’deki teknoloji çalışmalarına vurgu yapan Bayraktar, “Türkiye’de 2000’li yılarda 2 tane teknopark vardı, şu anda 83 tane teknopark var. Bunların içinde kurulu 5 bin tane firma var. Biz bir girişimdik, 7 kişi başladık bugün 600 kişiyiz. Birçok katma değerli teknoloji geliştiriyoruz. Bu 5 bin firmadan çıkabilecek potansiyelleri düşünün. Bu 5 bin firmanın yürüttüğü 30 binin üzerinde proje var. Bunun dışında 209 üniversitemiz var. Türkiye’nin yüksek teknoloji sınıfında 3,5 milyar dolarlık gibi ihracat rakamı var. Eğitim bu durumun en önemli bileşeni. A sınıfı işler, A sınıfı donanımlı insanlarla yapılabiliyor. Bu anlamda da ekosistemi güçlendirmemiz gerekiyor. Bizi ileriye taşıyacak olan bu ekosistem. TÜBİTAK’da artık kurgusunu ve yapısını tamamen; kendisi AR-GE yapıp üretim tarafına giren değil, kesinlikle daha çok özel sektöre altyapısını sunan, kendi altyapısını kullanıma açan, kendi içinde kapanık olmayan ve bütün katmanlara yayın şekilde yapıyor” diye konuştu.

    “2021’e kadar 81 ilde 100 Deneyap Proje Atölyesi kurulacak”

    Deneyap Projesi Atölyesi’ne dikkat çeken Bayraktar, “İstanbul’da başarılı olduktan sonra TÜBİTAK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı himayesinde tüm Türkiye’ye yayma kararı alındı. Önümüzdeki ay 12 ilde açılıyor. Sınavları yapıldı, 80 bin öğrencimiz başvurdu. 2021’e kadar 81 ilde 100 Deneyap Proje Atölyesi kurulacak. 12 il arasında Hakkari de var, Edirne de var, Muğla da var, Trabzon da var. Bu eşitliğin toplumun tüm katmanlarına sunulması çok önemli. Ülkenin geleceğinde yer alacak önemli alanlar; üretim, tasarım, kodlama, elektronik gibi alanlarda eğitimler sunulması gerçekten çok önemli. İnşallah Deneyap Teknoloji Atölyeleri’den 3 yıl içerisinde 50 binin üzerinde gencimiz, bizzat eğitmenlerle çalışacak. Çağrı açıldı ve 4 bin 500 gönüllü eğitmen başvurdu. Onların eğitici eğitimleri TÜBİTAK bünyesinde üniversiteden hocalarımızın desteğiyle veriliyor” ifadelerini kullandı.

    Beyin göçü konusunda açıklama yapan Bayraktar, “Bu konu çok konuşuluyor, savunma sektörüne özel de konuşuyor. Rakamlara baktım, savunma sanayide çalışan 60 bin kişiden 500 kişi gözüküyor. Bu insanlar donanımlı ve yetişmiş insanlar. Türkiye’de en katma değerli ürünlerin üretildiği alan savunma, bu alanda bu kadar kişi var. Bu çok fazla dile getirilecek konu değil. Bu tarz projelere, ortamlara ve organizasyonlara destekleri arttırmamız çok önemli.Tabii ki bizim, bu altyapıyı oluşturmamız lazım” şeklinde konuştu.

  • Yüksek gerilim direğindeki patlama orman yangınına neden oldu

    Yüksek gerilim direğindeki patlama orman yangınına neden oldu

    Hatay’da yüksek gerilim direğinde meydana gelen patlama, ormanlık arazide yangına neden oldu. Yangın, itfaiye ekiplerinin hızlı müdahalesiyle söndürüldü.

    Olay, İskenderun ilçesi Sarıseki Bölgesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, akşam saatlerinde yüksek gerilim direğinde meydana gelen patlama ormanlık alanda yangına neden oldu. Rüzgarın da etkisiyle kısa sürede yayılan yangın, Hatay Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Ekiplerinin hızlı müdahalesi ile söndürüldü.

  • Aydemir: ‘Hınıs yüksek irfanını ortaya koydu’

    Aydemir: ‘Hınıs yüksek irfanını ortaya koydu’

    AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, ’Hınıs’ta yüksek feraset ve basiret kazandı. Hınıs’ta milli irade vicdanı ve irfanı kazandı. Hınıs’ta yüreği Rabia imanıyla çarpanlar, nefsini Mescid-i Aksa’yla ifade bulan mukaddeslere adayanlar kazandı. Hınıs’ta mukaddesata sadakat, değerlere vefa kazandı. Hınıslı kardeşlerime minnettarlığımız sonsuzdur. ‘ dedi.

    AYDEMİR: HINISLI DADAŞLARA MİNNETARIZ

    Milletvekili Aydemir, “Seçim sürecinde, ‘Hınıs, Erzurum’un görkem ifade eden çok özel bir ilçesi. AK Parti ‘siz geçen 5 yıl için büyük nedamet yaşanıyor. 31 Mart hizmet siyaseti için vira bismillah zamanı olacak inşaallah. Hınıs bizim gözbebeğimiz, yüreğimiz. ‘ demiştik. Hınıs her türlü takdir ve övgünün üstünde bir vurguyla hizmet siyasetini seçti. Hınıslı dadaşlar, yeryüzündeki mazlum ve mağdurların hamisi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a vefasını bir kez daha gösterdi. Kalbi muhabbetlerimizi sunuyor, bu yüksek duruş karşısında ihtiram hislerimizi vurguluyoruz. ‘ ifadesini kullandı.

    AYDEMİR’DEN HINIS BULUŞMASI

    Milletvekili Aydemir, 31 mart seçimleri sonrasında ilk teşekkür ziyaretini Hınıs ilçesine yaptı. AK Parti ilçe Başkanı Memet Sönmez’le birlikte Hınıs Kaymakamı Bülent Ay’ı ziyaret eden Milletvekili Aydemir, Başkan Erdoğan Eren’i tebrik etti, Hınıs’ta bir nikah törenine katılarak, nikah şahitliğinde bulundu.

    ‘EREN, HİZMET SİYASETİNDE BAŞARININ ADIDIR’

    Milletvekili Aydemir, ‘Hınıs iki dönem sonra yeniden AK Parti kadrolarına teslim. İlk tebrik ve hayırlı olsun ziyaretimizin bu eşsiz ilçemize yapılmasının anlamı büyüktü. Az zaman sonra Hınıs’ımız ak yerel hizmetlerin lezzetine varacak inşaallah. Belediye Başkanımız Sayın Erdoğan Eren’e başarı diliyoruz. Rabbim muini olsun’ niyazında bulundu.

    AYDEMİR’DAN KAYMAKAM AY’A TEŞEKKÜR

    AK Parti İlçe Başkanı Sönmez, Belediye Başkanı Eren’le birlikte Kaymakam Bülent Ay’ı ziyaret eden Milletvekili Aydemir, Ay’ın kayyumluk döneminde gerçekleştirdiği üstün hizmetleri gıpta ile karşıladıklarını bildirdi. Aydemir, ‘Hınıs Kaymakamımız Bülent Ay gayretleriyle ilçemize büyük değerler kattı. Özelikle Kayyım vazifesini üstlendikten sonra Hınıs’ın her noktasına yerel hizmet aktarımında bulundu. Devlet adamlığını, güzide şahsiyetini ortaya koydu. Müteşekkiriz. ‘ açıklamasında bulundu.

    Milletvekili Aydemir Hınıs’taki ziyareti kapsamında daha sonra Hınıs Belediye Başkanı Eren’in kıydığı nikahta şahit olarak Ahmet ve Şeydanur çiftinin mutluluğunu paylaştı. iki cihan saadeti diledi.

    MUŞ’A AK TEŞEKKÜR ZİYARETİ

    Milletvekili Aydemir, Hınıs ziyaretinin ardından, AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek’le birlikte, 31 mart seçimlerinde tarih yazan Muş ve Malazgirt ilçesine giderek tebriklerini sundu. Başkan Feyat Asya’ya gösterdiği başarıdan ötürü teşekkür eden Milletvekili Aydemir ve Şimşek, Asya’nın şahsında Muş halkına minnettarlıklarını kaydetti.

  • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez: “Yüksek kalitede petrol keşfettik”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez: “Yüksek kalitede petrol keşfettik”

    Siirt’in Pervari ilçesi Çukur köyünde bulunan Çetin Barajı Hidroelektrik Santralinde incelemelerini tamamlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, hava yoluyla Siirt’te geçti. Daha sonra Siirt kent merkezinde bir düğün salonunda kanaat önderleriyle bir araya gelen Dönmez, yüksek kalitede petrol keşfettiklerini söyledi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Siirt il merkezinde kanaat önderleriyle bir araya geldi. Dönmez, “Siirt’te geçen ay ’Demirkuyu-1’ sahamızda 11,2 milyon varil yerinde rezerv kapasitesine sahip yüksek kalitede petrol keşfettik. Artık ’Demirkuyu-1’ sahamızda at başları Türkiye’nin büyümesi, kalkınması, gelişmesi için dönecek. Kuyuda günlük üretimimiz bugün itibarıyla 450 varil ancak üretim artırma testlerimiz devam ederken, bu miktarı inşallah bin varile çıkaracağız. Üç sahamızdan günlük bin 560 varillik ilave günlük üretim gerçekleştireceğiz. Bugünkü piyasaya değeriyle sahalarımızdan yapacağımız üretimin değeri 220 milyon liraya denk geliyor. Siirt, projeler devam ettikçe kalkınmaya devam edecek, sadece enerji alanına yaptığımız yatırımlarla değil, maden tarafında da hamd olsun Siirt’in yer altı kaynakları açısından bakır, kömür gibi büyük bir maden potansiyeli var. bir çok alanda maden ruhsat alanları ihaleye çıkardık. Bunlarda işletmeye açıldığında şehir ekonomisinin bugüne göre kat be kat hızla büyüdüğünü sizlerde bizzat yaşayarak göreceksiniz” dedi.

    “İlk defa yerin 3 bin 500 altı çatlatılarak petrol keşfi yaptık”

    “Bu gün ilklerle dolu üç sahamızla ilgili yeni keşifleri milletimizle paylaşmanın mutluluğu içerisindeyiz” diyen Bakan Dönmez, “Diyarbakır’daki mermer bir sahamızla yerin 3 bin 500 altı çatlatılarak Türkiye Petrolleri tarihinde ilk defa bu yöntemle petrol keşfi yapıldı. Eskiden klasik olarak sondajla iniliyordu, varsa çıkarabildiğimizi çıkarıyorduk. Ama bazı yerlerde petrol ve gaz çok sıkışık olduğu için onu çıkartamıyorsunuz. Çatlatmanız gerekiyor. ilk defa Türkiye’de petrol çatlatma yöntemiyle Diyarbakır’da keşif yaptık. Bu ne demek, dünyada son yıllarda hızla yaygınlaşan yeni bir üretim tekniği olan hidrolik çatlatma yöntemiyle petrol ve doğal gaz üretimi yapan ülkeler arasında yer almış olduk. İlk kez denemiş olduğumuz bu operasyonda yüksek basınca rağmen üretimi de gerçekleştirme imkanına sahip olduk. 3 bin 700 metre derinlikte günde yaklaşık 200 varil üretecek olan bu kuyumuz bu derinlikte üretim yapacak en derin kuyumuz olmuş olacak. Sahada bulduğumuz yüksek kalite değerine sahip petrol dünyada kabul edilen standartların üzerinde bir değere sahip, inşallah sahada ki 5 milyon varillik petrolü de hızla ekonomimize kazandıracağız” şeklinde konuştu.

  • Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank: “Hedefimiz; yüksek teknolojiye geçişi doğru metodla sağlamak”

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Artık hedefimiz yüksek teknolojiye geçişi doğru bir metodla sağlamak. Bunun için kamunun koyduğu vizyonu başarıyla yürütecek; dinamik, yenilikçi, ve rekabetçi bir özel sektör kilit önem taşıyor” dedi.

    Otomotiv Sanayi Derneği (OSD), 45’inci Olağan Genel Kurulu’nu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirdi.

    Genel kurulda konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank “Son 16 yılda düşük teknoloji düzeyinden orta ve üzeri teknolojiye doğru başarılı bir şekilde geçiş yaptık” dedi.

    2002 yılında ihracatımızın yüzde 50’sinin düşük teknolojili ürünlerden oluştuğunu ifade eden Varank, “Geçen sene itibariyle bu oranı yüzde 32’ye düşürdük. Türkiye son 16 yılda sadece ürettiği mal çeşidini değil, aynı zamanda bu ürünlerin teknoloji yoğunluğunu da artırmayı başardı. Yeni kabiliyetler, yeni üretim yöntemleri keşfetti. Keşfettiği bu yetenekleri dış piyasalara rekabetçi bir şekilde pazarladı. Artık hedefimiz yüksek teknolojiye geçişi doğru bir metodla sağlamak. Bunun için kamunun koyduğu vizyonu başarıyla yürütecek; dinamik, yenilikçi, ve rekabetçi bir özel sektör kilit önem taşıyor” dedi.

    Yeni teknolojilerle üretimin, kendini yüksek ihracat geliri olarak gösterdiğini ifade eden Varank, “Geçtiğimiz sene otomotiv ana ve yan sanayi ihracatının adet bazında çok az azalsa da; değer bazında yüzde 11 artarak 32,2 milyar dolarla Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdı. Bu performans 2002’ye göre 10 katlık bir artışa tekabül ediyor” diye konuştu.

    Bakanlık bünyesinde otomotiv sanayi sektörüne yönelik yürütülen çalışmalardan da bahseden Varank, “Motorlu Araçlar Teknik Komitesi (MARTEK) üzerinden sizinle sürekli iletişim halindeyiz, birlikte çözüm yolları geliştirmeyi çok önemsiyoruz. Bu bağlamda Otonom Araçlar Alt Komitesini yeni kurduk, bu alan önemli bir gelişme potansiyeli taşıyor. Yine sektör temsilcileri ve ilgili kamu/kurum kuruluşlarıyla 6 aylık dönemlerle bir araya geliyor, gelişmeleri birlikte izliyor ve değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

    “2030’lu yıllara gelindiğinde elektrikli araçlar, sektörü yeniden tasarlamış olacak”

    Otomotiv sektörünün ülke ekonomisine katkısının daha da artırılmasının önemine de değinen Varank, “Birçok sektörde olduğu gibi otomotiv sanayisi sektöründe de teknoloji alanında yaşanan büyük değişimler mevcut paradigmaları derinden etkiliyor. Enerji ve motor teknolojilerindeki kırılmalar, tüketici beklentilerindeki değişimler bu büyük ve geleneksel endüstriyi bir aks değişikliğine zorluyor. Otomotivde elektrik enerjisi kullanımına doğru kuvvetli bir yönelim söz konusu. Bu alanda öncü olmayı hedefleyen yeni girişimlerin yanında, mevcut büyük oyuncular da birbiri ardına bu piyasaya için stratejiler geliştiriyor, yatırım planları yayınlıyor. Aslında tüm beklentiler şunu gösteriyor. 2030’lu yıllara gelindiğinde elektrikli araçlar, sektörü yeniden tasarlamış olacak. Bizim gelişime ayak uydurmamız gerekiyor. Biz bu paradigma değişimlerini ülkemiz için bir fırsat olarak görüyoruz. Milli Teknoloji Hamlesinin temel motivasyonu, her alanda yaşanan bu dönüşümde ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilmek” ifadelerini kullandı.

    “Öncelikli hedefimiz yerli otomobilimizi üretmek”

    Otomotivde atacağımız doğru adımlarla, Türkiye’nin gelecekte çok daha büyük bir endüstri haline gelebileceğini vurgulayan Varank, “Burada, en öncelikli hedeflerimizin başında hiç şüphesiz Türkiye’nin yerli otomobilini üretmek olacak. 5 özel sektör firmamızın oluşturduğu Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu ile önemli bir adım atmış olduk. Türkiye’nin yetkinliklerini kullanan ve teknoloji kapasitesini geliştiren bir iş modeliyle inşallah başarılı bir dünya devi ortaya çıkarmayı hayal ediyoruz. Sadece bir firmayla bu atılımı sağlamak elbette mümkün değil. Hâlihazırdaki yerli üretim kabiliyetlerimizi, beşeri sermayemizi ve rekabetçiliğimizi elektrikli araç teknolojilerine göre hızlıca geliştirmemiz gerekiyor. Sektörün gelişimi için yasal düzenlemeler, destek mekanizmaları, altyapı yatırımları, yeni nesil kullanıcı beklentilerini karşılayacak mobilite uygulamaları gibi hususları içeren kapsamlı bir bakış açımız var. Şarj altyapısına yapılacak yatırımlar, sensör teknolojileri, yapay zeka, otonom sürüş teknolojileri, büyük veri yönetimi, sistem yazılımları ve kullanıcı uygulamaları alanlarına öncelikli olarak odaklanacağız” şeklinde konuştu.

    Söz konusu genel kurulda, Otomotiv Sanayii Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na yeniden Haydar Yenigün seçildi.