Etiket: Yüklendi

  • Servet Kuş, “Hayır”cılara yüklendi

    AK Parti Uşak İl Teşkilatı, 16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa değişikliği referandumu kapsamında, sokak sokak, ev ev gezerek vatandaşlarla sohbet ederken, yoğun ilgi görüşmeleri mahalle mitingine dönüştürdü.

    Referanduma sayılı günler kala, Dikilitaş Mahallesinde vatandaşlarla buluşan AK Parti Uşak İl Teşkilatı, yeni sistemle ilgili bilgiler verdi. AK Parti Uşak Milletvekili Mehmet Altay, AK Parti İl Başkanı Servet Kuş, Merkez İlçe Başkanı Ali Kumaş, İl Kadın Kolları Başkanı İlknur Ertuğrul ve partililerin katıldığı mitinge, vatandaş Türk bayraklarıyla katıldı.

    16 Nisan’ın Türkiye için önemli bir dönüm noktası olacağını söyleyen AK Parti Uşak İl Başkanı Servet Kuş, yüzde 10 gibi oylarla ülkeyi yönetmeye çalışanların hesaplarının tutmadığını ifade etti. Kuş, “Kendisini bu milletin üstünde gören ve halka tepeden bakanlar, şu anda hayır propagandası yapıyorlar. Bizler, bu kendini bilmezlere 16 Nisan’da en güzel cevabı vereceğiz. Ülkemiz için evet oyu vereceğiz ve sistemdeki tıkanmaları sonlandıracağız. 15 Temmuz’da işgal girişiminde bulunan hainler, bir daha bunu asla akıllarından geçiremeyecekler” dedi.

    AK Parti Uşak Milletvekili Mehmet Altay da, yeni Anayasa referandumu hakkında bilgiler verdi. Muhalefetin yanlış algılar oluşturmaya çalıştığını ifade eden Mehmet Altay, “Sorumluluk alan ve millete hizmet etmeyi kendine gaye edinen bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Halkın teveccühünü kazanan, hükümeti kurma yetkisini milletten alacak. Halk, hükümetin kurulmasına dolaylı yoldan değil, doğrudan karar verecek. Vatandaş seçtiği lideri istemezse, yine bir sonraki seçimde sandıkla gönderecek. Bundan daha demokratik ne olabilir? Muhalefet ve Türkiye’nin ilerlemesini istemeyen yabancı ülkeler, demokrasi elden gidiyor yaygarası yapıyorlar. Neyse ki milletimiz kimin ve neyin doğru olup olmadığını çok iyi biliyor. 16 Nisan’da evet oyu verecek olan vatandaşımız, doğru kararı bir kez daha verecek ve kalkınma hamlesinin devamından yana tercihini kullanacak” diye konuştu.

  • Bakan Özlü CHP’ye yüklendi

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, daha önce çöp sorunuyla gündeme gelen Hecinler Köyü’nde köylüler ile bir araya geldi. Daha önce çöp alanını gezen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’a göndermede bulunan Bakan Özlü “Bizim sadece dilimiz çalışmıyor. Bizim kafamız çalışıyor biz sorunları çözüyoruz. Bakalım şimdi ne konuşacaklar” dedi.

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, 16 Nisan’da yapılacak olan Halk Oylaması çalışmaları kapsamında Düzce’de gezilerine devam etti. Bakan Faruk Özlü, geçtiğimiz aylarda çöp sorunuyla ülke gündemine gelen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın ziyaret ettiği Hecinler Köyünde köylülerle bir araya geldi. Köylülerin davul zurna ile karşıladığı Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, köylülerle tek tek selamlaştı. Ardından köylülere hitaben konuşma yapan Faruk Özlü, “Bir bayram günü buradan geçerken sizinle konuşarak çöpün buraya dökülmeyeceğini ve rahat olmanızı söyledim. Bugün geldiğimiz noktada önemli bir çalışma yaptık ve önemli karar aldık. Düzce’nin çöpleri buraya dökülmeyecek. Bu çöp konusunda öncelikle Çevre Bakanımız Mehmet Beyle görüştüm. Ondan aldığım bilgilerle Ankara’da çöp yakma tesisini gezdim. Melih Gökçek ile görüştüm. Bu görüşmeler 3 ay önce oldu. Milletvekillerimiz ve İl Başkanımız ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri’ni ziyaret ettik. Düzce’nin çöp sorununa çözüm bulunması konusunda İSKİ’den yardım istedik. İSKİ Genel Müdürü ile görüştük ve Düzce’nin çöpünün yakma tesisi kurularak yakılması konusunda karar aldık. Bundan sonra Düzce için çöp yakma tesisi kurulacak. Bu bölgede köylülerimizin arzu etmediği alanı kullanmayacağız. Çöp konusunda burası gündemde değil ve hiçbir zaman gündeme gelmeyecek. Bundan sonra hiçbir yerde çöp konusunda gönlünüzde bir şey kalmasın. Bu bölgede asla çöp depolama tesisi, katı atık tesisi olmayacak. İSKİ ile anlaşma yaptık. Düzce’nin çöpü 400 ton civarında. İSKİ bu çöpü topladıktan sonra İstanbul’da ki yakma tesisine götürecek. İSKİ 18 ay boyunca Düzce’nin çöpünü İstanbul’a taşıyacak. Yakma tesisi kurulana kadar bu çöpler taşınacak. Gönlünüz rahat olsun” dedi.

    “Kirli sular 5 tesiste arıtılacak”

    Bakan Faruk Özlü Konuşmasının devamında ise Düzce’de kirli suların arıtılması içinde arıtma tesis kuracaklarını ifade etti. Faruk Özlü; “Ayrıca Düzce’nin kirli sularının arıtılması maksadıyla İSKİ ile anlaşmamız var. Düzce’de 4 ya da 5 bölgede arıtma tesisleri kuracak. Bunların sondajları başladı. İnşaatlar da bu yıl başlayacak. Düzce’nin kirli suları bu tesislerde arıtılacak. İSKİ ile ilgili olarak bu konular konuşuluyordu ve şikâyet ediliyordu. İSKİ’nin yatırımlara kısıtlama getirdiği söyleniyordu. Ancak biz İSKİ’den istifade ediyoruz. Gönlünüz rahat olsun, güzel köylerinizde temiz havada rahat rahat yaşayın” diyerek Düzcelilere müjde verdi.

    “Sorun çözüyoruz”

    Önceki aylarda Düzce’nin katı atık deposu olmasıyla Türkiye gündemine gelen ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın çöp alanını gezerek açıklama yaptığı yerde Kılıçdaroğlu ve Tanal’a göndermede bulunan Faruk Özlü; “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu buraya kadar geldi, bir takım şeyler söyledi. Mahmut Tanal bey buraya defalarca geldi. Ben Mahmut Bey’le mecliste görüşüyorum. Birebir çok güzel şeyler söylüyor, kürsüye çıkınca şaşırıyor. Biz sorunları çözüyoruz. Biz iş yapan bir partiyiz. Biz sorunları torunlara bırakmayan bir partiyiz. Bizim sadece dilimiz çalışmıyor. Bizim kafamız çalışıyor. Biz çalışıyoruz. Dolayısıyla değerli kardeşlerim biz sorunları çözdük. Hem de kökten çözdük bakalım şimdi ne söyleyecekler” diye konuştu.

  • Bakan Işık, CHP’ye yüklendi

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Genç STK’larla toplantıda buluştu. CHP’ye yüklenen Bakan Işık, “Çift başlılığı oluşturan CHP’nin kendisidir“ dedi.

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli’de faaliyet gösteren Genç STK’larla bir araya geldi. Bakan Işık, toplantıda CHP’nin referandum sürecindeki siyasi politikasını değerlendirdi. Çift başlılığı Türkiye’ye getirenin CHP olduğu savunan Bakan Işık, “Kimse kusura bakmasın bu çift başlılığı oluşturan CHP’nin kendisidir. Ama bugün çift başlılığı ortadan kaldırmak isteyen AKP ve MHP’ye karşıda em fazla kampanya yürüten kendileri. Sayın Kılıçdaroğlu’nun şu soruya cevap vermesi gerekiyor. Şu ana kadar duymadık. ‘Biz AKP ve MHP’si oturduk iyi kötü bir değişiklik paketi hazırladık’. Bu süreç karşısına peki sen ne istiyorsun? Bu çift başlılıktan memnunsan açık açık söyle. Hayır bu çift başlılıktan ülke zarar görmez diyorsan gençlerde sana tamam desin. Ama bu ilerleyen günlerde bu çift başlılığın zararları ortaya çıktığı zaman, o zaman milletin yüzüne nasıl bakacaksın diye hesabını yapman gerekiyor. Bir ülkede ana muhalefet partisi olup ta alternatif üretmemek herhalde sadece Türkiye’ye mahsus. Ben AKP olarak bu sistem uygundur diyorum. ’Sen uygun değil diyorsan’ kendi önerini getir. Meclise sende bir öneri ver. Meclis iki öneriyi karşılaştırsın. CHP’nin bu süreçle ilgili bir fikri var mı? Bu çift başlılığı ortadan kaldıracağız diyor mu? Aksine Kılıçdaroğlu radyo konuşmasında diyor ki ‘Başbakanla, Cumhurbaşkanı çatışırsa ne olur? diyor. Zaten bizde bundan dolayı sistemi değiştiriyoruz” dedi.

    “Referandum sürecinde CHP’nin dili nasıl yumuşadı görüyor musunuz”

    CHP’nin siyaset dilinin yumuşadığını dile getiren Bakan Işık, “İktidar olmak için artık yüzde 20 alırım, benden çok oyu alan olmaz ise birinci parti ve başbakan olurum dönemi kapanıyor. İktidar olmak için en az yüzde 50 gerekiyor. Şimdi demokrasi de yüzde 50 oyu almak kolay değil. Yüzde 50 oy almak için kendi tabanın dışında başka tabanlara da mesaj vermek zorunlu. Bakın CHP’nin dili nasıl yumuşadı görüyor musunuz. Sayın Cumhurbaşkanım, AKP yerine AK Parti, biz inançlı insanlara da saygılıyız diyorlar. Başörtülü kızlarımızla da fotoğraf çektiriyorlar, her zaman böyle olsanıza. Niye yüzde 50’ye ulaşması gerekiyor. Onun için bundan sonra siyasetinde dili yumuşayacak” diye konuştu.

    Toplantının devamı basına kapalı olarak devam etti.

  • Bilal Erdoğan, CHP liderine yüklendi

    Kocaeli’de CHP liderine yüklenen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, “Yahu bir maddesini de doğru bil şunun, bir kere dersine çalışıp gel. Yani sen kimseye hesap vermiyorsun diye bu kadar mı insan basiretsiz, ferasetsiz davranır” dedi.

    Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Kocaeli’de STK’lar ile bir araya geldi. İzmit’te Aktikkapı restoranda düzenlenen toplantıya Erdoğan’a Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğan, Genel Sekreter Tahir Büyükakın, AK Parti İl Başkanı Şemsettin Ceyhan, TÜGVA Genel Başkanı İsmail Emanet ve STK temsilcileri katıldı. Toplantıda 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesinde CHP’nin tutumunu eleştiren Bilal Erdoğan, “Yahu bir maddesini de doğru bil şunun, bir kere dersine çalışıp gel. Yani sen kimseye hesap vermiyorsun; partinin başından inmen için hangi rezaleti yaşasan da bir şey olmuyor diye bu kadar mı insan basiretsiz, ferasetsiz davranır” dedi.

    “STK’lar ile her türlü projeye hazırız”

    Toplantıda söz alan Belediye Başkan Nevzat Doğan, İzmit’in STK’lar açısından yoğun ve aktif çalışmalar yaptığı şehirlerden biri olduğunu söyledi. Daha sonra söz alan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ise, “Gençlerimizin geleceğini kara kara düşünmeliyiz. Gençler bizim enerji kaynağımız. Gençler için her türlü imkanımız var. Bu konuda tüm oda ve STK’larla işbirliği yapmaya hazırız. Her türlü projede birlikte hareket edebiliriz” dedi.

    “Keşke Tayyip Erdoğan ilelebet Türkiye’yi yönetse”

    Daha sonra söz alarak referandum hakkında konuşan Bilal Erdoğan, “Hani diyorlar ya ana muhalefet, ‘Tek adamlık olacak’ bir gün, ertesi gün de çıkıyor ‘çift başlılık olacak’ diyor. Aslında sistemin güçlü noktalarını anlatmaya çalışıyor. Evet oyu vereceğini düşünüyorum çünkü. Tek adamlıktan kastı aslında bu sistemde yürütmenin güçlü, net bir yapıya kavuşması. Halka doğrudan hesap veren bir yürütme organının kurgulanması. Çift başlılıktan maksadı yasama ile yürütme arasında güçler ayrılığının işliyor olması. Tabi sanıyor ki Tayyip Erdoğan ilelebet Türkiye’yi yönetecek. Tayyip Erdoğan ilelebet Türkiye’yi yönetecek olsa, keşke ama. Neden keşke? Devamlı Tayyip Erdoğan düşmanlığı ile o partinin başında kalıyor ya o yüzden. Yoksa Tayyip Erdoğan bu ülkede 3 dönem sınırını getiren, siyasette dönüşümü, dinamizmi getiren bir lider. Onun zaten ilelebet bu ülkede başkan kalma gibi bir iddiası da yok. Onun için bu sistemde 2 dönem kaydı getiriliyor” dedi.

    “Bir maddesini de doğru bil şunun”

    Ana muhalefet liderinin kafasının karışık olduğunu ifade eden Bilal Erdoğan, “Partisinin başına meşru bir kanalla gelmiş değil. Ve orada tam anlamıyla tam anlamıyla bir tek adamlık işletiyor aslına bakarsanız. Yok efendim muhtarlıkları kapatacak, yok efendim bin 500 tane yardımcı atayacak. Yahu bir maddesini de doğru bil şunun. Bir kere dersine çalışıp gel. Yani sen kimseye hesap vermiyorsun; partinin başından inmen için hangi rezaleti yaşasan da bir şey olmuyor diye bu kadar mı insan basiretsiz, ferasetsiz davranır. Kasetle partinin başına geldin diye bu kadar mı insan sorumsuz olabilir. Bu halkın değerleriyle, bu milletle kavga etmeyi ne zaman bırakacak bu CHP zihniyeti. Türkiye’nin doğru dürüts halka hesap veren bir partisi olamayacak mı CHP? Yazık günah. Bu 16 Nisan bu işi de düzeltecek evvel Allah. Çünkü yeni sistemde her şeyi çözen halk hakemliği olacak. Öyle kolay kolay da partinin başında duramayacaksın. Halkına karşı hesap vereceksin kardeşim, seçim kaybediyorsan. Sen 7 seçim kaybediyorsun ne zaman bırakacaksın. Bu millete müstahak mı?” diye konuştu.

    Toplantının sona ermesinin ardından Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan beraberindeki Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, İzmit Belediye Başkanı Dr. Nevzat Doğani ile birlikte inşası devam eden İzmit ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne ait yurt binalarını inceledi.

  • Başbakan Yardımcısı Kaynak, Kılıçdaroğlu’na yüklendi

    Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, “Kılıçdaroğlu şimdi milletimizin kafasını karıştırmak için yeni bir yalan ihdas etti. ‘Cumhurbaşkanı isterse bir imza ile birinin elindeki malı alır, diğerine verir.’ Sayın Kılıçdaroğlu, bizler okur-yazar insanlarız, bizler susadığımızda su içeriz. Hacca umreye giden olur ikram ederse zemzem içeriz. Ben çalı çok içerim. Kahve içeriz, ayran, şalgam içeriz. Allah aşkına sen bu metni okurken ne içiyordun?” dedi.

    Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, AK Parti Elbistan İlçe Başkanlığı tarafından, Anayasa Değişikliği Referandumu konulu toplantıda konuşan, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendi.

    “Kılıçdaroğlu yukarı çıkan merdiveni inmek için kullanır” diyen Kaynak, “Milletvekili seçilme yaşı ile ilgili bir görüş okuyacağım. Sunucu soruyor; ‘Maden gençleri daha çok hayatın içine sokacağız diyorsunuz. Seçilme yaşının düşürülmesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?’ CHP’nin genel başkanı diyor ki; ’18 yaşa düşürülmesine evet, herhangi bir sorunumuz yok. O konuda biz anayasa değişiklik teklifini de verdik. Gençler siyasete ısınacaksa, 18’e ulaşan bir gençte rahatlıkla milletvekili, belediye başkanı olabilmeli. Şu anda bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Türkiye’nin en genç belediye başkanı bizim partimizdendir.’ Bunu bugün çoluk çocuğu milletvekili yapacaksınız diyen, 26 Mayıs 2015 tarihinde CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu söylemiş. Ama Kılıçdaroğlu yukarı çıkan merdiveni inmek için kullanır. Kılıçdaroğlu dümdüz yalan söylüyor. Kılıçdaroğlu şimdi milletimizin kafasını karıştırmak için yeni bir yalan ihdas etti. ‘Cumhurbaşkanı isterse bir imza ile birinin elindeki malı alır, diğerine verir.’ Sayın Kılıçdaroğlu, bizler okur-yazar insanlarız, bizler susadığımızda su içeriz. Hacca umreye giden olur ikram ederse zemzem içeriz. Ben çalı çok içerim. Kahve içeriz, ayran, şalgam içeriz. Allah aşkına sen bu metni okurken ne içiyordun?”

    Kaynak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Milletin gözünden kaçırmak için her türlü hareket yapılmaktadır. CHP, ‘Türkiye’nin Avrupa’da yeri yok, başörtüsünün Avrupa’da yeri yok’ diyen Cem Özdemir ile oturacak ve diyecek ki, ‘ben olsam, ben göreve gelirsem, AB’nin özerklik şartını kabul ederim.’ Yani ülkemizin doğusunda, güneydoğusunda özerk bölge kurulmasına imkan verecek. Sonra dönüp bize diyecek ki, ‘Cumhurbaşkanı bu sistemle, bir kararname ile eyalet kurabilecek.’ Bu da bugünlerin icadı yeni bir yalan. Yeni sistem şuanda Bakanlar Kurulu’nun kararname çıkarma yetkisini cumhurbaşkanına veriyor. Zaten Bakanlar Kurulu hangi alanda kararnameler çıkartabilecekse, cumhurbaşkanı da bu alanda kararname çıkartabilecek. Ama asla temel haklara dokunamayacak. Kimsenin mülkiyet hakkına, kimsenin can emniyetine, inanç özgürlüğüne dokunamayacak. Cumhurbaşkanı bir kanuna aykırı kararname de çıkartamayacak. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkardığı taktirde, gene milletin seçtiği meclis bir kanunla onu ortadan kaldırabilecek. Bizim bu sistemi getirme sebebimiz ülkemizin bekasıdır.

    Bakın bu bölgede Allah vergisi bir bölgede yaşıyoruz. Büyük nimetlere sahibiz. 4 mevsimi yaşıyoruz. Çok çalışkan insanlarımız var. Ama bu bölge aynı zamanda tehlikelerle, risklerle etrafı çevrili bir bölge. Bu bölgede güçlü bir devlet olmazsa başımıza neler gelebileceğini, hemen Suriye’de, Irak’ta görüyoruz. O yüzden bizim milletimizin hukukunu sağlama, devletimizin geleceğini sağlamamız gerekir. Bu sistemin özü budur. İstiyoruz ki bu sistem kriz üretmesin. Krizler olursa bunun çözümünü bizzat milletimiz yapsın, milletin seçtiklerinden başka hiç kimse milleti yönetmesin. Diyeceksiniz ki bu milleti milletin seçtiklerinden başkası mı yönetiyor? Bizler 2007 yılında cumhurbaşkanı seçtirilmeyince 367 gibi bir garabet çıkartılınca, yani 276 kişi cumhurbaşkanı seçebilir ama 276 kişinin cumhurbaşkanı seçmesi için 367 vekilin mecliste olması gerekir. Böyle bir icat çıkartılınca, cumhurbaşkanını halkın seçmesi düzenlendi. Milletimizin yüzde 68’i buna evet dedi. Ardı sıra biz bir anayasa değişikliği yaptık. Milletimizin çocukları istedikleri kılık kıyafetle üniversiteye gitsinler diye bir anayasa değişikliği yaptık. O zaman MHP ile birlikte yaptık. Ertesi gün uyandığımızda, 411 el kaosa kalktı manşetini gördük. Ardı sıra milletin seçtiği 411 vekilin oyu ile yapılan değişiklik, Anayasa Mahkemesi’ndeki 8-9 kişinin oyu ile iptal edildi. Bu mudur millet iradesi. Ardından bununla da yetinmediler. Türkiye’nin yarısının oyunu almış, ülkeyi kalkındırmış, büyütmüş, okuldaki çocukların sıralarına kitap bırakmış, fakirlerin kömürünü teslim etmiş, hastasını ilaçsız bırakmamış partiye karşı kapatma davası açtılar. Bu sistemde böyle odaklar var da ondan yapabiliyorlar. Yetkilerini kullandılar. Ve milletin oyunun yarısını almış partiye irticai eylemden para cezası verdiler. Bir tek üye daha oy verseydi, milletin kurduğu parti millete rağmen kapatılacaktı. O yüzden bu sistem var olduğu müddetçe bizim bu zor coğrafyada devletimizin bekasını sağlamamız mümkün değildir. Şehit vererek ayakta tuttuğumuz bu vatan topraklarını asla risk altında, tehdit altında bırakamayız. Halk kendisini yönetecek başkanı seçsin. Ve halk kendisinin yasalarını yapacak meclisi seçsin. Tabi bu sistem milletimizle de ittifakı zorunlu kılar. Yani milletin yüzde 50’sinden fazlasını oyunu alabilecek kimse, bir, milletin ortak değerlerine sahip olacak, iki, tavanda bir mutabakat sağlanacaktır. Bu sistem uygulanmıştır da. Hatırlayın. 2014’te cumhurbaşkanlığı seçiminde biri sol siyasi parti CHP, biri milliyetçi parti MHP ortak aday çıkardılar. Demek ki bu sistem çatışmayı, kutuplaşmayı değil, uzlaşmayı doğurur. Ekmeleddin İhsanoğlu. Neydi sloganı? Ekmek için Ekmeleddin. Ekmek için Ekmeleddin olabilir ama istikrar için bu sistem. Biz diyoruz ki; milletimizin iradesinin üstünde bir irade olmasın. Milletimizin üstünde bir söz, bir karar olmasın. Milletimiz koalisyonlarla, krizlerle, cumhurbaşkanlığı başbakan anlaşmazlığı ile asla meşgul olmasın.”

    Kaynak, son olarak, “Türkiye, 2007’deki müdahale olmasa idi, Türkiye o kapatma davaları ile Anayasa Mahkemeleri ile bilmem Ergenekon, sarıkız, ayışığı, balyoz darbe girişimleri bunlar olmasa idi, inanın bugün fert başına gelirini 25 bin dolarlara çıkarmıştı” diye konuştu.