Etiket: Yönetimine

  • ATO Başkanı Büyükçıvgın TOBB Ticaret Odası Konseyi yönetimine seçildi

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin 74. Genel Kurul toplantısının ardından yapılan TOBB Ticaret Odaları Konseyi seçimlerinde Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın 360 oda ve borsa temsilcilerinin oylarıyla TOBB Ticaret Odaları Konseyi Asil Üyeliğine seçildi.

    Çoğunluğu il oda başkanlarının oluşturduğu bu konseye seçilme başarısını gösteren ATO Başkanı Mustafa Büyükçıvgın muhabirimize yaptığı açıklamada, “Ticaret Odaları Konseyinde hem Ayvalık hem de bölgemiz ve ülkemiz için faydalı çalışmalar yapacağımıza inanıyorum” dedi.

    20 kişiden oluşan konseyin başkanlığına Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran seçildiği öğrenilirken, söz konusu konseyin; bağlı ticaret odalarından gelen konuları ele alarak teklif ve görüş şeklinde TOBB Yönetim Kurulu’na sunmak; iktisadi raporları, mevzuat değişikliklerine ilişkin kararları gözden geçirmek, temsil ettikleri odaların ve kesimin ekonomik sorunlarıyla ilgili araştırmalar yapmak, odaların koordinasyon ve gelişimlerini gözetmenin de aralarında yer aldığı görevler yürüttüğü öğrenildi.

  • Kuşadası Esnaf Odası Başkanı Çalım, AYESOB yönetimine seçildi

    Aydın esnaf ve sanatkarlar odaları birliği (AYESOB)’un dün yapılan seçimli olağan genel kurulunda mevcut Başkan Selahittin Çetindoğan yeniden başkan olurken, Kuşadası Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ahmet Çalım da yönetim kurulu üyeliğine seçildi.

    3 ay önce Kuşadası Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı’na seçilen Ahmet Çalım “Selahittin Başkanımız oda yönetimleri tarafından sevilen ve çalışkan bir Başkan, birlik delegelerimizin büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor ki 4 yıl süreyle yeniden seçildi. Selahittin Başkanın yönetim listesinde olmak gurur verici bir durum. Kendi oda seçimlerimiz ardından 3 ay kadar kısa bir süre olmasına rağmen Kuşadası’nda ki esnafımızla görüş alışverişleri yaparak sorunlarına çözümler bulmaya çalıştık. Şimdi AYESOB yönetimiyle birlikte hem Kuşadası esnafımızın hem Aydın geneli esnafımızın sorunlarıyla daha da yakinen ilgilenme ve çözüme ulaştırma fırsatımız olacak” dedi.

  • Amerikan Sivil Özgürlükler Sendikası’ndan Trump yönetimine dava

    Amerikan Sivil Özgürlükler Sendikası (ACLU), sığınmacılara yönelik insanlık dışı muamele nedeniyle Federal Mahkemede dava açtı. ACLU, açtığı davada Trump yönetiminin sistematik olarak sığınmacı aileleri ve çocukları birbirinden ayırarak, sığınmacıların gözünü korkutup ABD’ye gelmesini engellemekle suçladı.

    Amerikan Sivil Özgürlükler Sendikası, Amerika Birleşik Devletlerine karşı sığınmacı aileleri ayırdığı için dava açtı. Cuma günü Kongolu bir kadın ile kızının 3200 km mesafede ayrı göçmenlik tesisinde tutulması ile ilgili bir davayı üstlenen ACLU, San Diego’da bulunan Federal Bölge Mahkemesinde toplu dava açtı. Açtığı davada Trump yönetiminin sistematik olarak sığınmacı aileleri ve çocukları birbirinden ayırarak, sığınmacıların gözünü korkutup ABD’ye gelmesini engellemek ile suçladı.

    Kongo’dan gelen kadın San Diego’da bulunan gözaltı merkezinde tutulurken, 7 yaşında olan kızı Chicago’da bulunan Refakatçısı Olmayan Çocuk Göçmen Merkezinde tutuluyordu. Dava ayrıca Ağustos ayında sığınma talebinde bulunduktan sonra 14 yaşındaki oğlundan ayrı Texas’ta gözaltında tutulan kadının da durumunu kapsıyor. Kadının oğlu da Chicago’da bulunan merkezde tutulmuştu. Göçmenlik bürosu zaman zaman bazı ailelerin ayrıldığını ama bunun büronun genel politikası olmadığını söyledi.

    Dava ile ilgili açıklama yapmayan Yurt Güvenliği Bürosu (Department of Homeland Security – DHS) Basın Sekreteri vekili Tyler Houlton geçen hafta yaptığı Kongolu kadının durumu ile ilgili yaptığı açıklamada, büronun ABD’ye getirilen çocukların insan kaçakçılığının kurbanı olmadığından ve yanındakilerin gerçek ailesi olduğundan emin olmak zorunda olduğunu belirtmişti.

    Kadın Sığınmacılar Komisyonu, Göçmen Hakları ve Adalet Programı yöneticisi Michelle Brane, Trump’ın başa geçmesinden bu yana 426 göçmen yetişkin ve çocuğun birbirinden ayrıldığını tespit ettiklerini belirterek “Yeni yönetim geldiğinden bu yana göçmen gözaltı merkezlerinde çocuklarının nerede olduğunu bilmeyen ebeveynler ile ilgili daha çok rapor geliyor” dedi.

  • Balıklıgöl platosunda alan projesi ve yönetimine yönelik çalışma başlatıldı

    Tarih ve inanç merkezleri ile Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri olan Şanlıurfa’da turizme yönelik birçok çalışma başlatan Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, tarihi Balıklıgöl platosunun korunması ve tanıtılması için alan yönetimine başladı.

    Türkiye’nin açık hava müzesi niteliğini taşıyan Şanlıurfa’nın tarihi ve kültürel değerlerini korumak ve tanıtmak amacıyla, Halil-ur Rahman, Kale Eteği, Kızılkoyun ve Haleplibahçe havzasında birçok çalışma başlatan Büyükşehir Belediyesi, şimdi de bu alanların korunması için uzman ekiplerle alan projesi ve yönetimine yönelik çalışma başlattı.

    Bu kapsamda Harran Üniversitesi uzman heyeti ve Balıklıgöl platosu üst yönetimi ile toplantı düzenleyen Başkan Nihat Çiftçi, Balıklıgöl Platosunu Şanlıurfa’nın kimliği konumunda olduğunu belirtti. “Balıklıgöl platosuna gözümüz gibi bakacağız” diyen Çiftçi, tarihi ve kültür noktasında dünyanın en önemli kentlerimizden biri olan Şanlıurfa’nın tarihi ve turizm alanlarının korunması için çalıştıklarını belirtti.

    Balıklıgöl Platosunun alan yönetimine Büyükşehir Belediyesi olarak başladıklarını belirten Başkan Nihat Çiftçi, “Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyemiz, DSİ Bölge Müdürlüğü, Şurkav ve Çevre Vakfımız ve Eyyübiye Belediyemiz ile birlikte Halil-ur Rahman bölgesini korumak için hep birlikte çalışıyoruz. Şanlıurfa’nın tarihi çarşılarını, Kızılkoyun Bölgesini, Halepli Bahçe, Kale Eteği ve Eyyüp Peygamber makamını geleceğe taşımak ve korumak için uzman hocalarımızla alan yönetimi projesini başlattık. Uzman ekipten arkadaşlarımızda bugün Büyükşehir Belediyemizi ziyarette bulunarak fikir alış verişinde bulunduk. Alınan kararlar neticesinde Valimizin nezaretinde de bir toplantı gerçekleşecek. Balıklıgöl bölgesine gözümüz gibi bakacağız, bahsettiğimiz alan Şanlıurfa’nın kimliği konumundadır. Bizlerde yerel yöneticiler olarak bu bilinci yaşatmalı ve geleceğe taşımalıyız. Şanlıurfalı kardeşlerimizin bu alanı korumada kamu kurum ve kuruluşlara yardımcı olacaklardır. Ben ziyaretlerinden dolayı hocalarıma ve uzman arkadaşlara teşekkür ediyorum başarılar diliyorum” diye konuştu.

  • Başbakan Yıldırım’dan IKYB yönetimine: “Gaza gelmeyin”

    Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Irak’taki referandumla ilgili IKYB yöneticilerine seslenerek, “Gaza gelmeyin arkanıza geçenler, sırt sıvazlayan işler tersine gittiğinde sizi ulu orta bırakılar. Bu topraklarda birlikte kaderimiz ortak. Geçmişimiz ortak. Geleceğimiz ortak” dedi.

    Çorum’da kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım’ın gündeminde Kuzey Irak’taki referandum vardı. Referandumun Türkiye için gayrimeşru ve yok hükmünde olduğunu dile getiren Başbakan Yıldırım, “Irak’ta ve Suriye’de zaten sorunlardan, krizlerden yorgun düştü. Bütün bu sorunlar ortadayken bir referandum ayrılma sevdasına kapılmak orada yaşayan milyonlarca insana gelecek vaat etmez. Onlara huzur barış getirmez. Oradaki sorunların üzerine yeni sorunlar getirir. Onun için bir takım sorumsuz yöneticilerin ihtirasları uğruna bir bölgenin geleceğinin kararılmasına biz karşıyız. Bir Kürtlere karşı değiliz. Biz asırlardan beri kardeşiz. Burada işi saptırmanın anlamı yok. Bugüne kadar zulümden her türlü baskıya karşı orada biz vardık. Türkiye Cumhuriyeti vardı. 40 yıldır terörle mücadele eden biziz. Çok büyük bedeller ödedik. Bundan sonra bedel ödemek istemiyoruz. Türkiye’nin bunca yaptıklarını hiçe sayacaksınız, bir maceraya gireceksiniz. Kusura bakmayın Türkiye buna boyun eğmez” dedi.

    “Çorum’dan kardeşliğin merkezinden şunu ifade ediyorum, herkesin bilmesini istiyorum” diyen Başbakan Yıldırım, “Biz gerek Irak’ta, gerek Suriye’de hudutlarımızın güneyinde yapay devletler oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Bu Türkiye’nin milli güvenlik meselesi. Orada yaşayan kardeşlerimizin hukuku, Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın hukuku gibi bugüne kadar Irak’ın her sıkıntında yanında olduk. İni niyetimiz görünmezlikten geliyor. Bu yöndeki uyarılarımız dikkate alınmıyor. İstikrar ve huzur istemeyenler yıllardır devam eden sıkıntıları daha da ağırlaştırmak isteyenler var. Gaza gelmeyin arkanıza geçenler, sırt sıvazlayan işler tersine gittiğinde sizi ulu orta bırakılar. Bu topraklarda birlikte kaderimiz ortak. Geçmişimiz ortak. Coğrafya kaderdir. Kaderinizi değiştiremezsiniz.. Orada yaşayan Türkmenler, Asuriler, Ezidiler yıllardır çektikleri çileye yeni çileler eklenmesin. Bizim dostça uyarımız bundandır. Ama bu uyarılar yankı bulmuyorsa tabi ki bu gelişmelerden ülkemizin olumsuz etkilenmemesi içinde her türlü tedbiri almak bizim hakkımızdır. Milletimizin geleceğini düşünmek zorundayız. Bu söylenenleri herkes can kulağıyla dinlemeli. Hal ve hareketini belirlemelidir. Türkiye’ye yanlış yapanların mutlaka bedelini ödeyeceklerini akıllarından çıkarmasın” ifadelerini kullandı.

    Zor bir coğrafyada olduğumuzu anlatan Yıldırım, “Etrafımızda adeta ateş çemberi var. Irak’ta istikrarsızlık, Suriye’de savaş var. Bunların sebebi oradaki masumlar değil. Oralarda hesabı olan, oralarla hiçbir ortak bağı olmayan insanlar. O bölgede yaşayan Müslüman diyebileceğimiz bir takım insanlarda bunların oyunlarına alet oluyor. Bunu da görüyoruz. Ancak Türkiye bir yandan bekası için terörle mücadelesini yaparken bir yandan da tahribatların yarasını da sarıyor.

    Mültecilerin yaşamlarını sürdürmesi için her zaman dost elini uzatan ülke Türkiye’dir. Tüm zorluklara rağmen ülkemiz her alanda hedeflerine ve yoğun özverili gayretli ve milletin verdiği destekle bütün zorlukların üzerinden geliyoruz” diye konuştu.

    Bu ülkenin hepimizin olduğunu vurgulayan Başbakan Yıldırım, “Bizler aynı inancın, milletin mensuplarıyız. Türkiye’yi ayrıştırmaya, bölüştürmeye çalışanlar, mezhep kavgası çıkarmaya çalışanlar biz bin yıldır kardeşiz. Biz biriz, beraberiz. Bugünlere sevinçte de tasada da bir olarak geldik. Farklılıklar değil ortak noktalara yoğunlaşacak geleceğimizi inşa ederiz. Aynı medeniyet ve kültürün çocuklarıyız. Aynı havayı soluyor, aynı suyu içiyoruz. Bir olan köklerimizi daha da güçlendirmeye devam edeceğiz. Ecdadımız bize güzel miras bıraktı. Dünyanın ilk yazılı barış anlaşması bu topraklarda. Bu anlaşmayı yapan iki medeniyet vardı. Bugün dünyanın emperyal güçleri kendi raconlarını kesiyor. Bizim yapmamız gereken mirasımıza, sahip çıkmak. Türkiye’ye vatanımıza gözümüz gibi bakacağız. Ötekileştirmekten değil, bir olmaktan bütün olmaktan yanayız. Bundan başka yolumuz yok. Geçmişten gelen sıkıntılarımız olabilir. Geçmişte yaşanan acıları beraber yaşadık. Dersler çıkarmalıyız sıkıntılarımızı dayanışma sevgi saygıyla aşacağız. Bizim samimiyetle, güvenle aşamayacağımız hiçbir sorun yok” şeklinde açıklamalarda bulundu.