Etiket: Yön

  • Anadolu Üniversitesi Eskişehir’de Sivil Havacılığa Yön Veriyor

    Anadolu Üniversitesi ve Anadolu Jet işbirliği ile yürütülen “Eskişehir ve kaynak ihtiyacı denklemi: Havayolu yolcu talebinin belirlenmesi” projesi tamamlandı.

    Projeyle, ülkemizde konu ile ilgili ender araştırma geliştirme çalışmalarından biri olan bu araştırmada, Eskişehir’de havayolu taşımacılığına olan potansiyel talebin ölçülmesi yanında kentin sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlayacak çapraz havayolu uçuşlarına yönelik potansiyelin ortaya konuşması hedeflendi. Tamamlanan projenin araştırma sonuçları ve önerileri ise Anadolu Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde düzenlenen toplantı ile açıklandı.

    Toplantıda konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, yaptıkları araştırma raporlarıyla Eskişehir’deki havayolunu kullanabilecek yolcu potansiyelini ortaya koyduklarını ve bu konu üzerindeki araştırmaların devam edeceğini kaydetti.

    Gündoğan, işletmekte oldukları Hasan Polatkan Havalimanı’nda bu yıl havayolu şirketlerini rahatlatacak düzenlemeler yaptıklarını da belirterek, havayolu şirketlerinin maliyetlerini minimize etme noktasında üniversitenin imkanları çerçevesinde yapabileceklerini maksimum düzeyde gerçekleştirdiklerini aktardı. Gündoğan, “Hiçbir havayolu şirketi, ‘sizin maliyetleriniz çok yüksek, biz bu maliyetlere katlanamadığımız için uçamıyoruz’ deme şansına sahip değil. Bunu açıkça ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

    “BU SADECE HAVAALANI OLSUN, UÇUŞ OLSUN İSTEDİĞİ DEĞİL”

    “Bu sadece havaalanı olsun, uçuş olsun istediği değil” diyen Prof. Dr. Gündoğan, şöyle devam etti:

    “Bunun altı dolu. Araştırma verileri bunu yansıtıyor. Ben uçuşların gerçekleşmesinin geleceğe dönük iyi bir yatırım olacağını söyleyebilirim. Şuanda birçok şehre uçuşlar siyasi faktörlerin etkisiyle de var. Bunu bilmeyen yok. Şuanda Türk Havayolları’nın, Anadolu Jet’in yapmış olduğu bütün uçuşlar dört dörtlük, bütün hesapları yapıldı da mı sürüyor? Böyle bir şey yok. Ama biz böyle istemiyoruz. Siyasilerimiz de talep olarak iletiyorlar ama bir siyasi talep olarak değil. Biz, bunu üniversite olarak sahipleniyoruz, araştırmasını yaptırdık diyoruz. Rasyonel bir yatırım diyoruz. Ki böyle olursa sürdürebilirliği de olur diye düşünüyorum. Biz bu verilerle sadece Anadolu Jet’in değil diğer tüm havayolu şirketlerinin de elini güçlendirmiş oluyoruz. Gerekirse siz de ayrı bir araştırma yapın, bu verilerle örtüşürse inşallah uçuşlar başlar diyoruz.”

    “İNANIYORUM Kİ BU KADAR FEDAKARLIĞIN ÜZERİNE BİR SONUÇ DOĞACAKTIR”

    THY Anadolu Jet Bölgesel Uçuşlar Başkanı İbrahim Doğan ise, uçuşların sürekliliğinin sağlanmasında kentteki herkese görevler düştüğünü anlattı.

    “Biz elimizden geleni yapacağız” diyen Doğan, şöyle konuştu:

    “Biz zaten ödevlerimizi aldık. Üniversitemizle bu konuyu çalışırken de sürdürebilirliğin altını çizmiştik. Şehrine sahip çıkan, şehrine inanan Eskişehirliler olduğunu düşünüyorum. Bu veriler sürdürebilirliğe nasıl eşlik edebilir dediğimizde karşımıza, turizm girdileri, oteldeki konaklama sayıları, insanların Türkiye’nin neresinden geldiği vesaire bunların hepsinin ortasında tabi ki gelir seviyesi çok kritik. Belli bir öğrenci kitlesi var, bu kitle uçakla seyahat etmek istiyor mu? İstiyorsa hangi bedelle, nasıl bir fizibilite ile? Özetle; şahsen ben bir önceki seyahatimde de Eskişehir’i gezme fırsatı buldum. Şimdi de biraz dolaştım. Buradaki acentelerimizle de görüşeceğiz. Onların nasıl bir satış yapısı var? Buradaki seferleri nasıl destekleyecekler? Bu konuları göreceğiz. İnanıyorum ki bu kadar fedakarlığın üzerine bir sonuç doğacaktır. Çalışmanın öncelikle havacılık olmak üzere tüm sektörlere ilham vermesini temenni ediyorum. Artık ülke olarak ezberden değil, tanımlı rakamlar üzerinden konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.”

    ESKİŞEHİRLİLER EN FAZLA İSTANBUL’A SEYAHAT EDİYOR

    Yapılan anket sonuçları ise şöyle açıklandı;

    Yüz yüze ankette, katılımcıların en fazla seyahat ettikleri şehir verileri incelendiğinde en fazla seyahat edilen iller sırasıyla, İstanbul yüzde 33,4, İzmir yüzde 11,1, Ankara yüzde 10 ve Antalya yüzde 9,1 olarak gerçekleşti. Eskişehir ve farklı illerde ikamet eden ancak Eskişehir’e ticaret, eğitim, akraba ziyaretleri gibi ilişkilerden dolayı sık sık seyahat eden katılımcıların havayolu taşımacılığına olan talebi, Web üzerinden anket yoluyla incelenmiştir. Türkiye genelinde uygulanan Web anketinde ise katılımcıların en fazla seyahat ettikleri şehir verileri incelendiğinde, en fazla seyahat edilen iller sırasıyla İstanbul yüzde 33, İzmir yüzde 17, Eskişehir yüzde 14 ve Ankara yüzde 12 olarak gerçekleşmiştir.

    ÖNERİLER VE SONUÇLAR

    Anketi yanıtlayan katılımcıların son seyahatlerinde uçakla seyahat etmeme nedenlerine ilişkin veriler incelendiğinde, katılımcıların büyük çoğunluğu gitmek istediklere yere direk uçuş olmadığı için seyahatlerinde havayolunu kullanamadıkları için ortaya çıkmıştır. Bu veri, katılımcıların havayoluyla ulaşım ağı tercihlerinin kısıtlı olması nedeniyle diğer ulaşım modlarına yöneldiklerini göstermektedir.

    Anketi yanıtlayan katılımcılardan havayoluyla seyahat etmeyi tercih edenlerden yüzde 81,2’si Ankara Esenboğa Havalimanı’nı kullanmıştır. Bu oranın bu kadar yüksek olmasının temel nedeni, Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı’nın yurtiçi havayoluyla ulaşım talebini karşılamakta yetersiz kalmasından dolayı potansiyel Eskişehir havayolu yolcusunun Ankara ve diğer yakın havalimanlarına yönelmesidir.

    Havayolu taşımacılığının sürdürülebilirliği için sektör-üniversite işbirliğinin kritik önemli olduğu öngörülmektedir. Bu işbirliği sayesinde, halkın doğru bilgilendirilmesi ve dolayısıyla şehir halkının havacılığa dair destekleyici tutum ve davranışlarının alınması sağlanabilmektedir. Dolayısıyla önemli ulusal kaynakların kullanıldığı sektörün kaynak sürdürülebilirliği için de Üniversite-Sektör işbirliği gerekliliği ve önemi, bu çalışmayla bir kez daha kanıtlanmıştır. Sürdürülebilirliğin tüm paydaşların katılımın ve desteği ile doğru planlama sonucu sağlanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

    Havacılık, ekonominin gelişmesi için önemli bir dinamiktir. Anadolu Üniversitesi sektöre pilot, hava trafik kontrolü, teknisyen, havacılık yönetiminden lisans mezunu işletmeciler yetiştirerek, nitelikli insan kaynağı yetiştirmektedir. Anadolu Üniversitesi, dünyada kendi işlettiği uluslar arası bir havalimanı sahip olan tek üniversitedir. Dolayısıyla Anadolu Üniversite, Türkiye’de ve dünyada havacılığa katkı vererek, havacılığı yaşayan, anlayan ve sivil havacılığa yön vererek direkt etki etme potansiyeline sahiptir.

    Eskişehir, üniversiteleri, daha sonra sosyal ve kültürel yapısı yanında sahip olduğu tüm kaynaklar, kabiliyetler, bilgi birikimi, kapasite ve donanım ile sürdürülebilirlik potansiyeli yüksek bir ‘havacılık şehridir.’

    Eskişehir’de sürdürülebilir havayolu yolcu potansiyelinin olduğu yönünde sağlam ve güçlü bulgulara ulaşılmıştır. Proje ile ulaşılan sonuçlardan hareketle, Eskişehir hem Türkiye’nin tüm bölgelerine, hem de Avrupa başta olmak üzere tüm dünyada önemli noktalara çapraz uçuşlar ile bağlanabilir ve bu bağlantı süreklilik arz edebilir.

  • Dünya Tarihine Yön Veren Şehir: Buhara

    Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. ile Uludağ Üniversitesi, Türk Devletleri ve Akraba Toplulukları Merkezi’nin Emir Buhari Kültür Merkezi’nde düzenlediği “İslam, Şehir ve Medeniyet” seminerleri devam ediyor.

    Seminerler, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunus Akyürek’in “Buhara” sunumuyla devam etti. 2500 yıllık geçmişi olan Buhara şehrinin İslamiyet’ten önce bölgenin başlıca ilim ve kültür merkezlerinden biri olduğunu söyleyen Akyürek, bu durumun İslamiyet’in şehre hâkim olmasından sonra da sürdürdüğünü dile getirdi. Buhara’nın sahip olduğu kültürel birikime, halkının ilim, irfan ve hikmete olan dikkat çeken Akyürek, “Şehrin Samani devletinin başkenti olması Buhara’nın değerini bir kat daha artırmıştır. Âlimleri himaye eden, destekleyen Samani hükümdarları İslam medeniyetinde eserleriyle isimlerinden söz ettiren ilim adamlarının yetişmesine zemin hazırladılar. Samaniler döneminde Buharalı âlimler, emirler, ticaret adamları ve Fergana bölgesinde meskûn Müslüman toplumun tesiriyle Karahanlı devletinin kurucu unsurları olan Karluk, Yağma, Çiğil boyları, Gazneli hanedanı ve özellikle de Aral Gölü’nün kuzey doğusundaki Oğuz Yabgu devletine bağlı Selçuklu Türk hanedanları Müslüman oldu. Bu durum dünya tarihin akışını değiştirmiştir” dedi.

    3 Türk boyunun İslamlaşmasının Sünni İslam dünyasının ve İslam medeniyetinin sancaktarlığını üstlenmelerini beraberinde getirdiğini kaydeden Akyürek, sözlerine şöyle devam etti:

    “Türk-İslam tarihi açısından değerlendirilecek olursa; Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri ve Osmanlılar gibi pek çok Türk-İslâm devleti Mâverâünnehir’den ve bu bölgenin beslendiği Buhara’dan kesintisiz esen ilim, irfan, kültür ve maneviyat rüzgârını arkalarına alarak, her biri kadim kültürlerden izler taşıyan ve zamanımıza kadar ulaşan nâdide eserler vücuda getirmişlerdir. İtikatta Maturidi, amelde Hanefi mezhepleri ile Nakşibendiyye tarikatının kabul gördüğü gelenekçi çizgiye sahip olan, ismi anılınca hadis ilminin akla geldiği Kubbetü’l-İslâm unvanlı Buhara, Moğol istilasına kadar ikinci Bağdat olmuştur”.

  • Hafif Ticari Araç Yön Levhasına Çarptı: 6 Yaralı

    Adıyaman’da, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği hafif ticari araç, yön levhasına çarptı. Kazada 6 kişi yaralandı.

    Edinilen bilgiye göre, Ramazan K., idaresindeki 02 DC 297 plakalı hafif ticari araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu Atatürk Bulvarı Vali Konağı önünde bulunan yön levhasına çarptı. Kazada araç sürücüsü Ramazan K., ile araç içerisinde bulunan Muhammed K., Taha K., Hanım D., Diyar O., Aras O., yaralandı. Yaralılar sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulanslarla Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

    Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.

  • (Özel Haber) İnovasyon Ve Test Merkezi Bartın’ın Sanayisine Yön Verecek

    Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKKA) güdümlü projeleri kapsamında Bartın Ticaret ve Sanayi Odası, Bartın Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü, Bartın Üniversitesi ile İl Özel İdaresi ortaklığıyla yapılan Bartın İnovasyon ve Test Merkezi Bartın’ın sanayisine öncülük edecek.

    Sanayicilere yeni ürün geliştirmeleri, nitelikli eleman sağlamaları ve yeni yatırım olanakları sunma noktasında öncülük edecek olan merkezde 2015 yılı Eylül ayında başlayan çalışmalar Mayıs ayında bitirilerek faaliyetlerine başlayacak.

    “BARTIN’I CAZİBE MERKEZİ YAPACAK”

    Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cihat Çakır, merkezin Bartın sanayisinin lokomotifi olacağını söyledi. Projeyi 2014 yılında düşünerek hayta geçirdiklerini ifade eden Çakır, “Bartın İnovasyon ve Test Merkezi Bartın gelişimi, yeni ürün geliştirilmesi ve AR-GE çalışmalarının yapılması, üniversite sanayi işbirliğinin gerçekleştirilmesi ve bölgedeki sanayicilerimize katkı vermesi amacıyla 2014 yılında planlanan BAKKA güdümlü projesiyle bir hayalimizi gerçekleştirmek üzere attığımız adımlarla başladı. Bu bölgedeki bütün sanayicilerimize hizmet verecek olan Bartın İnovasyon ve Test Merkezi Bartın’da bütün imalat sektörü ile uğraşan firmaların, yatırım yapmak isteyen firmaların bir cazibe merkezi haline gelmesi için çalışmalarımız neticesinde hayata geçirilmesi gereken bir proje olarak gündemimize oturmuş bulundu” dedi.

    “SANAYİCİLERİMİZİ DÜŞÜNÜYORUZ”

    Sanayicilere ve yeni yatırımcılara yön verecek çalışmalara ağırlık verdiklerini ifade eden Çakır, “2014 yılında güdümlü proje ile Kalkınma Ajansı’nın programı önümüze geldiğinde, bizler Bartın Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu nasıl değerlendirebileceğimiz konusunda bir değerlendirmede bulunduk. Bu çalışmanın içerisinde başka, farklı görüşlerde bulunuyordu. Ancak bölgemize yatırımcı çekebilmek, bölgemizdeki sanayicilerimize biraz daha güç katabilmek amacıyla, projenin içerisinde kamu sanayi işbirliğini, üniversite işbirliğini bir arada yürütebileceğimiz bir merkez yapalım, bu merkezin Bartın’daki sanayicimize ve bu bölgeye gelecek olan yatırımcımıza öncelik etsin, araştırmalarında da yardımcı olsun fikrini ortaya atarak bir çalışma başlattık. Neticede hazırladığımız projeyi 2014 yılındaki çalışmaya sunduk ve projemiz kabul gördü” diye konuştu.

    “SANAYİCİMİZE YÖN GÖSTERECEK”

    Projeye Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü’nün arsa tahsisi ile destek verdiğini aktaran Çakır, projenin 4 milyon 850 bin TL bedelli olduğunu anlattı. Çakır, “Projemizin araştırma aşamasında benzer sanayi şehirlerinde araştırmalarımız oldu. Organize Sanayi Bölgesi Müdürümüzün de buradaki çalışmalarıyla en uygun alanın Organize Sanayi Bölgesi olduğu ortaya çıktı. Sanayimizin merkezindeki Organize Sanayi Bölgesi ihtiyacın karşılanabilmesi için arsa tahsisi yapabileceğini ve mevcut alanın kullanılabileceğini ortaya koydu. Yaklaşık 4 milyon 850 bin liralık bir bütçe ile hareket ediyoruz. Yaklaşık 3,5 milyon lirası inşaat, geriye kalanı da makine, teçhizat, donanım ve yazılım olarak hayata geçirilecek. İnşallah Mayıs ayının sonunda binamız bize teslim edilmiş olacak. Bu yatırımın bölgedeki sanayicimize, yeni yatırımlar konusunda, yeni ürünler ortaya çıkartmaları konusunda büyük faydalar sağlayacağı kanaatindeyiz. Bununla birlikte buradaki donanımlarımız sanayicilerimize nitelikli eleman yetiştirebilmeleri konusunda ve proje üretebilecek elemanlara burada eğitim aldırarak firmalarımızın kullanmasına öncelik edeceği kanaatindeyiz” şeklinde konuştu.

    “NİTELİKLİ ÜRÜNLER ÜRETİLECEK”

    Bartın’ın kendisine göre yatırım olanakları ve özelliklerinin bulunduğunu da vurgulayan Çakır şöyle devam etti: “Biz sanayi bölgemizdeki yatırımlarımıza baktığımızda genelde nitelikli üretim yapanların ayakta durabildiklerini görebiliyoruz. Genelde orman ürünleri konusunda, demir çelik konusunda, organik gıda üretimi konusunda yatırım yapan fabrikaların olduğunu görüyoruz. Buradaki önceliğimiz, bölgede öne çıkan yatırım sektörlerini desteklemek adına harekete geçmektir. Yatırım olanaklarını cazip kılan sektörleri belirleyelim ve bu sektörlerde de nelere ihtiyaç duyuluyorsa onların alt yapısını geliştirelim fikri ile bu projeyi yönetiyoruz. Burada üretim yapan firmaların nitelikli ürün yapmaları gerekiyor. Bunu yaparak burada hayatta kalabilirler. Bizlerde buradaki olanaklarımızı kullandırarak gelecek olan yatırımları burada yapılacak olan çalışmalarla birlikte daha nitelikli iş gücü ile birlikte daha güçlü firmaların yatırım yapmasını amaçladık. Buradaki İnovasyon Merkezi kesinlikle üretim yapan firmalarımıza öncülük edecek, alt yapısını güçlendirecek ve nitelikli eleman ihtiyacını karşılayacaktır.”

    “SANAYİ-ÜNİVERSİTE İŞBİRLİĞİ YAPILACAK”

    Merkezde sanayi-üniversite işbirliği yönünde çalışmalarında olacağını kaydeden Çakır şöyle devam etti:

    “İçerisinde test merkezi bulunan, test cihazları CNC cihazları bulunan, çeşitli fikirlerin toplanabileceği, üniversite sanayi işbirliğinin sağlanabileceği, bunların eğitimlerin verilebileceği bir tesisten bahsedebiliyoruz. Bu tesiste ister akademisyenler, ister sanayiciler, isterse yeni girişimciler, gençler fikirlerini toparlayabilecekler. Haftanın belirli günlerinde burada üniversitenin proje ekibiyle birlikte belirli çalışmalar yürütülecek. Dolayısıyla bu çalışmaların yeni fikirleri ortaya çıkartacağı aşikardır. Bu projeye kalkınma ajansımızın desteği oldukça güçlü olmuştur. Bizler Bartın Ticaret ve Sanayi Odası olarak Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğümüzle, aynı zamanda üniversitemizle ortak yürüttüğümüz bu projemizde büyük bir başarı sağlayacağımızı ve bölgeye katkı vereceğimizi düşünüyoruz. Bu proje tamamlandığında Bartın yatırım olanakları olarak sadece Bartın’a değil bölgedeki bütün sanayicilere üniversite sanayi işbirliğini ortaya koyan bir ortamı sağlamış olacak. Bu anlamda burada emeği geçen Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı yönetim kuruluna,bizlerden desteğini esirgemeyen sayın valimize, sayın belediye başkanımıza, Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğümüz ve ekibine ve katkılarından dolayı üniversitemiz rektörüne çok teşekkür ediyoruz. Bartın’ın çıkış noktası olacak olan, Bartın’daki yatırımlara yön verecek olan, yatırımların gelişmesine fayda sağlayacak olan Bartın İnovasyon ve Test Merkezimizin Bartın’a hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”

    BARTIN’A BÜYÜK KATKISI OLACAK

    Merkezin Bartın’a büyük katkı sağlayacağını beliren Bartın Organize Sanayi Bölgesi Müdürü Oğuzhan Kasapoğlu da, “Bölgemize böyle bir yatırımın olması hem sanayicilerimiz açısından, hem müdürlüğümüz açısından bizlere büyük katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. İçinde yapılacak olan çalışmalarla sanayicilerimize büyük katkılarının olacağını düşünüyoruz. Bu projemizin de Bartın’a hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz” dedi.

    İNŞAAT ÇALIŞMALARINI KADIN MÜHENDİS YÜRÜTÜYOR

    İnşaatın yapım süreci ile ilgilenen Organize Sanayi Bölgesi İnşaat Mühendisi Selin İpek Kef de inşaatı hızlı bir şekilde bitirerek çalışmalara bin an önce başlamak için yoğun mesaide olduklarını söyledi. Kef, “Bu tesisin Ağustos ayında ihalesi yapılmış ve Eylül ayında da temeli atılmıştı. Şu an yüzde 80’lik bir başarı elde ettik. Mayıs ayında inşallah teslimini gerçekleştireceğiz. İnşaatı müteahhitlerimiz hızlı bir şekilde ilerletmeye çalışıyorlar. Bir an önce teslim edip çalışmalara başlamak istiyoruz” diye konuştu.

  • “Araç Tipleri, Erkeklerin Giyim Tarzlarına Yön Veriyor”

    Erkek giyim markası JFC Store’un Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır, araç tiplerinin erkeklerin giyim tarzlarına yön verdiğini belirtti.

    Erkek giyim markası JFC Store’un Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır, araba tiplerine göre giyim tarzı oluşturmanın önemine dikkat çekerek, “Erkekler son dönemlerde şıklıktan ziyade rahatlığa da önem veriyor. Bu giyim tarzları çalışma saatlerinde de geçerli oluyor. İşe giden ya da toplantılara katılan erkekler, kullandıkları araçlara göre giyim tarzı oluşturmaya başladı.” dedi.

    Suv tipi araç kullanan erkeklerin öncelikli olarak ceket giymeye özen gösterdiklerini söyleyen Çakır, “Son dönemlerde artan ceket trendi adeta erkeklerin kurtarıcısı oldu. Gömlek giymekten sıkılan baylar tek renk tişört üzerine giyinilen ceketle şıklığı yakalayabiliyor. Araç kullanırken de tarzından ödün vermemiş oluyor. Sedan tipi araç kullanan erkeklerde ceket giyme oranının fazla olduğunu görüyoruz. Bazen gömlek bazen tişört tercih edilebiliyor ancak kesinlikle ceket kullanmaya dikkat ediliyor” şeklinde konuştu.

    “SEDAN TİPİ ARAÇ KULLANANLAR TAKIM ELBİSEDE KOYU RENKLER TERCİH EDİYOR”

    Sedan tipi(Uzun kasa) araç kullanan erkeklerin takım elbiselerinde ağırlıklı olarak koyu renkler tercih ettiğini belirten Çakır, “Sedan araç tiplerinde erkekler genelde siyah ya da lacivert gibi koyu renkleri tercih ediyor. Kravat kullanımında ise renkler canlılaşabiliyor” dedi.

    “SPOR ARABADA GİYİM TARZI DA SPOR OLUYOR”

    JFC Store Yönetim Kurulu Başkanı Fahri Çakır, spor arabalarda erkeklerin spor giyindiklerinin altını çizerek “Spor arabalar çoğunlukla genç kesime hitap ettiğinden dolayı giyim tarzları da bu doğrultuda spora yönleniyor. Açık renklerin hakim olduğu giyim tarzlarında tercihen kot üzerine tek kazak, tişört ya da sweatshirtle (uzun kollu) kombinleniyor” diye konuştu.