Etiket: Yolculuğa

  • Bakan Müezzinoğlu: “Bu devlette, bu millette sırtındaki yükü, bağırsaklarındaki parazitleri temizleyecek yolculuğa başladı”

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Sıkıntılarımız var, sorunlarımız var ama artık bu devlette, bu millette sırtındaki yükü, bağırsaklarındaki parazitleri temizleyecek yolculuğa başladı. İnşallah ne sırtında yük bırakacak ne de bağırsaklarında parazit bırakacak. Bu ister FETÖ paraziti olsun, isterse PKK paraziti olsun millete ve devlete hizmet etmeyen, milleti ve devleti merkeze almayan hiçbir kişi ve yapı inşallah bundan sonra devletin ve milletin kurumlarında barınamayacak” dedi.

    AK Parti Bursa İl Başkanlığı, Kurban Bayramı dolayısıyla Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki Gönül Dostları Bahçesi’nde bayramlaşma programı düzenledi. Törene Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ve eski İçişleri Bakanı Efkan Ala da katıldı. Bayramlaşma töreninde konuşan Bakan Müezzinoğlu, “15 Temmuz’daki karanlık gecenin aydınlık sabahında Türkiye’nin geleceği daha güçlü, 80 milyon ülke insanı geleceğe daha güvenle ve umutla bakacak bir yolculuğa başladı. Sıkıntılarımız var, sorunlarımız var ama artık bu devlette, bu millette sırtındaki yükü, bağırsaklarındaki parazitleri temizleyecek yolculuğa başladı. İnşallah ne sırtında yük bırakacak ne de bağırsaklarında parazit bırakacak. Bu ister FETÖ paraziti olsun, isterse PKK paraziti olsun millete ve devlete hizmet etmeyen, milleti ve devleti merkeze almayan hiçbir kişi ve yapı inşallah bundan sonra devletin ve milletin kurumlarında barınamayacak. İnşallah önümüzdeki süreç hem FETÖ temizliği anlamında hem de PKK terör örgütüne yataklık yapan, ona destek veren kamuda millet adına, milletin geleceği adına hizmet etmesi gerekenlerin PKK’ya yataklık yapan ne kadar kişi varsa hepsi temizlenecektir. Çünkü merkezde milletimiz var” dedi.

    “Bizim merhametimiz, bizim şefkatimiz onları mutlaka yine masaya alacaktır ama mağduriyet edebiyatı yapmamalılar”

    Yaşanan darbe gecesinin ardından başlatılan operasyonlar çerçevesinde zaman zaman mağduriyet kelimesini dillendirenlerin olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, “Mağdurum diyen değerli kardeşlerim bu süreçte bizim esas mağdurlarımız 241 şehidimizdir ve onların aileleridir. Bizim esas mağdurlarımız 2 bin 100’ü aşkın gazilerimiz ve yakınlarıdır. Onların mağduriyetini merkeze almadan bu devletin ve milletin istikbaline tuzak kuranları engellemek için sokaklara dökülen milletimizin mağduriyetini unutarak bugün hızla alınmış kararlar içerisinde varsa kısmi mağduriyetler, onu sorun yapmak milli duruş olamaz. Onu sorun yapmak vatanını seven bir vatandaş olma özelliğiyle örtüşmez. Mağdur olan vatandaşlarımızın bu anlamda başımızın üzerinde yeri vardır. Onların hak ve hukukunu koruyan bizim merhametimiz, bizim şefkatimiz onları mutlaka yine masaya alacaktır. Ama mağduriyet edebiyatı yapmamalılar. 2-3 ay şayet bu vatan, bu devlet, bu millet için bana da bir mağduriyet düştüyse o mağduriyetin başımın üstünde yeri var. Ben kendime inanıyorum ve bunu ispatlamakta da mutlaka başarılı olurum diyen herkese, her kardeşimize kapımız açık.

    ’’Bylock’u kullanan 180 bine yakın kullanıcının henüz daha yarısının şifresi kırılabildi’’

    Müezzinoğlu sözlerini şu şekilde sürüdürdü,’’Karar vericilerimizin adalet duygusu da bu anlamda merkezdedir. Merkeze aldığımız cümle mutlaka adil olun cümlesidir. Ama ne olur merkeze 80 milyonun hak ve hukukunu alalım, 241 şehidi bir gecede verdik. ByLock denilen şifreli sisteme girmiş 180 bine yakın kullanıcının henüz daha yarısının şifresi kırılabildi. Diğer şifrelerin yarısı kırılıp da ’Acaba yine hangi tuzaklar var’ kısmını devlete ve millete bedel olarak ödetemeyiz. Milleti ve devleti merkeze alan ve bu ağır depremin artçı depremlerini milletimize yaşatmadan, kısmi mağduriyetler olabilir. Onlar şunu bilsin ki devlet var, adil yöneticiler var. O adil yöneticiler, mutlaka onların hakkını biraz geç de olsa teslim edecektir. Hak ve hukuku merkeze almadan geçici süre mağduriyetleri sorun yaparsak bu ülkenin değerleriyle, vatan sevgisiyle, bayrak sevgisiyle, millet sevgisiyle örtüştürmekte zorlanırız. Bu anlamda mağdurum diyen kardeşlerimize kapımız açık ama ne olur farklı bir algı yönetiminin zeminini oluşturmasınlar, bir kargaşaya, bir kaosa, milletçe geleceğe olan umudumuza zarar verecek sürece fırsat vermemeliyiz. Hızla normalleşen ve hızla o büyük hedeflere ulaşan yolculuğu yapmak zorundayız” diye konuştu

    “Sistemi öyle bir hale getirmeliyiz ki mezarından Talat Aydemir bile çıkıp gelse artık bu ülkede darbe yapma imkânı kalmamış diyebilmeli”

    Bayramlaşmaya katılan eski İçişleri Bakanı Efkan Ala ise, 60’lı yıllardan bu yana Türkiye’nin doğrudan ya da dolaylı yönden bugüne kadar 10 kez darbe girişimine maruz kaldığını, AK Parti iktidara gelene kadar yapılan her darbe girişiminin sonuca ulaştığını söyledi. 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin başarısızlığa uğramasını millete borçlu olduklarını belirten Ala, “Bu hususta sistemi öyle bir değiştirmeliyiz, demokrasimizi kurumsal hale getirmeliyiz ki bu saatten sonra Türkiye’de darbe teşebbüsü dahi olamasın. Neden İngiltere, Almanya, Fransa gibi ülkelerde darbe teşebbüsü dahi olamıyor da bizim ülkemizde oluyor? İşte biz reformlarla sistemi öyle bir hale getirmeliyiz ki darbenin meselası dahi olmamalı bu ülkede. Çok ağır bedeller ödüyoruz. Ağır olarak bertaraf ediyoruz her seferinde. Kuralları ve kurumları demokratikleştirmeliyiz. Öyle kurumsal hale getirmeliyiz ki, Talat Aydemir bile mezarından çıkıp gelse artık bu ülkede darbe yapma imkânı kalmamış diyebilmeli. Bu hareketin neferleri sizlere ve sizlerin yanında bizlere, bu saatten sonra çok daha sorumluluk düşmektedir. Madem o tanklı tüfekli teröristlere sokakları dar etti. Biz de milletimizin önündeki demokrasi yollarını otoban haline getirmeliyiz. Nasıl ki bölünmüş yolları yapıyoruz, şimdi de siyaseten otobanlar yapmalıyız ki, 2023 ve 2071 vizyonlarına o geniş yollardan yürüyebilsin. Kendi yolunda asla tehdit görmesin” dedi.

    Konuşmaların ardından Bakan Müezzinoğlu ve Ala partililerle bayramlaştı.

  • Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sercan Özkul, son yolculuğa uğurlandı

    Hakkari’nin Çukurca ilçesinde PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Sercan Özkul’un (25) cenazesi, baba ocağına gelerek helallik alındı ve cenaze namazı kılındıktan sonra son yolculuğa uğurlandı.

    Şehit cenazesine, AK Parti Balıkesir Milletvekili Sema Kırcı, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Bandırma Kaymakamı Tuncay Sonel, Gönen Belediye Başkanı Hüseyin Yakar, Gönen İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Temel Kılıç, akrabaları, yakınları ve mesai arkadaşları katıldı.

    Şehidin cenazesi, Ayvalıkdere Camii önünde kılınan cenaze namazı sonrası tekbirlerle Ayvalıkdere mezarlığında toprağa verildi.

  • KKTC’nin İlk Ve TEK Araba Müzesi Tarih İçinde Yolculuğa Çıkartıyor

    Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ), akademik çalışmalar kapsamında 2007 yılında kurulan ve 100’ün üzerinde klasik ve spor arabanın bulunduğu KKTC’nin ilk ve tek araba müzesi asırlık arabaları ile ziyaretçilerini adeta tarih içinde bir yolculuğa çıkartıyor.

    KKTC’nin başkenti Lefkoşa’daki YDÜ kampüsü içinde yer alan YDÜ Araba Müzesi düzenlenen resepsiyonla basına tanıtıldı. Müzede üretimine ilk yıllarında başlanan ve dünyada sayıları bir elin parmağını geçmeyecek sayıda kalan o yılların tarih kokulu araçları sergileniyor. Müzenin en eski aracı olan 1899 model Crest Mobile, dünyada tek olma özelliğine sahip. Müzede Buick, Crest Mobile C ve Wolseley olmak üzere 100 yaşın üzerinde üç tane araba bulunuyor.

    MÜZENİN PAHA BİÇİLMEZ ARABASI DR. FAZIL KÜÇÜK’ÜN AUSTİN PRİNCESS’İ

    Koleksiyonun en önemli arabalarından biri ise cumhuriyetin kurucularından Dr. Fazıl Küçük’ün 1960 yılında kullandığı, cumhurbaşkanı muavini makam arabası Austin Princess. İngiliz arabası olan Austin Princess’in iki toplumlu Kıbrıs Ortaklık Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Makarios ile Cumhurbaşkanı Muavini Dr. Küçük’e İngiliz Elçisi tarafından hediye edildiği belirtiliyor. Müzede, ülkeye İngiltere’den getirilen ve kasası tamamen ahşaptan Kıbrıs’ta üretilerek Kıbrıs tarihine damgasını vuran ve Kıbrıs Türkleri nezdinde de ayrı bir öneme sahip Bedford Bus da bulunuyor.

    Müzede pek çok hızlı ve seçkin yeni modern ve spor arabanın içinde yine otomotiv tarihine mal olmuş 1950’lerin efsane arabası Ford GT’nin 2005 yılında yeniden üretilmiş modeli de yer alıyor. Müzede 4 Ferrari ile pek çok spor araba da bulunuyor. 1980 model Ferrari Mondial 8, 1993 imalatı Ferrari 348 TB, Ferrari 355 ile Ferrari F360 Modena F1 modeli de yer alıyor. Müzede ayrıca Mercedes SLR, Dodge Viper gibi pek çok spor araba da bulunuyor.

    Müzede YDÜ Kurucu Rektörü Dr. Suat İ. Günsel’in öğrencilik yıllarında kullandığı ilk arabası da yıllar sonra oğlu İrfan S. Günsel tarafından bulunarak, Suat İ. Günsel’e doğum gününde büyük bir sürprizle hediye edilerek müzedeki yerine konuldu.

    Resepsiyonun açılış konuşmasını yapan YDÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan S. Günsel, “Yaklaşık on yıl önce Suat Hoca’nın yıllar önce öğrenciliğinde Ankara’da kullandığı otomobili uzun araştırmalar sonucu bulduk. Haliyle oldukça yıpranmış durumdaydı. Bu arabayı, ki bugün onu da diğerleri arasında göreceksiniz, restore ettik ve eski sahibine doğum gününde hediye ettik. Suat Hoca’nın zaten çocukluktan gelen bir araba merakı vardı. Kilden araba modelleri yapardı. Toprakta başlayan çocukluk oyunları, Kıbrıs’ta bir araba fabrikası kurmak ve kendi modellerini üretmek gibi bir hayale dönüştü. Kendisine hediye edilen eski arabasıyla birlikte bu hayal yeniden canlandı. Ancak bu kez, bu hayalin kültürel ve teknolojik boyutu ele alındı, bu hayal farklı bir boyuta taşındı. Bugün teknoloji savaşlarının yaşandığı, binlerce farklı model arabanın üretildiği bir dünyada yeni bir araba modeli üretmek belki de çok dikkat çekmezdi. Öncelikli olarak araba üretmek yerine olayın kültürel boyutuna önem vermek ve araba tarihinde adı efsaneleşmiş klasik ve spor arabalardan oluşan bir müze oluşturmak, ülkemize kültürel ve turistik çok daha büyük katkı sağlayabilirdi. Bu inançla yola çıkıldı. Önce bir projeksiyon çalışması yapıldı ve araba tarihinde üretilen arabalar tek tek gözden geçirildi. Sonra, yıllar sürecek ve dünyanın dört bir yanını kapsayacak meşakkatli bir araştırma ve restorasyon dönemi başladı. Dünyanın dört bir köşesinde araba tarihinin ilklerini ve üretildikleri dönemlerde isimleri efsaneleşmiş arabaları sabırla aradık, bulduk, ülkemize getirdik. Bu arabaların bazılarının varlığı bile unutulmuştu ve bir köşede atıl vaziyette kaderlerine terk edilmişlerdi. Özenle taşınarak ülkemize getirildiler. Her biri özel olarak hazırlanmış atölyemizde sabır ve itinayla restore edildi, tam çalışır duruma getirildi. Bazılarını orijinal haline getirmek için yapılan çalışmalar birkaç yıl sürdü. Zaman içinde Yakın Doğu Üniversitesi Araba Müzesi yavaş yavaş oluşmaya, zenginleşmeye başladı. Bugün son halini verdiğimiz Yakın Doğu Üniversitesi Araba Müzesi’nde yüzden fazla klasik ve spor araba bulunmaktadır. Bugün araba müzesinde bulunan arabaların bazıları bu dünyada bulunan ilkler ve sonlardır. Dünyada ilk üretilen ve ilk üretilenlerin son kalan yegane örnekleridir. Bu arabaların herbiri, üretildiği dönemlerin ve ülkelerin kendine özgü teknoloji ve tasarım anlayışlarını yansıtmaktadır. Bu bakımdan her bir arabaya bakarken üretildiği dönemin ve ülkenin kendine özgü karakteristiklerini de göreceksiniz” dedi.

    Öte yandan müzede bulunan ve tamamen uçak parçalarından tasarlanan toplantı odası da büyük ilgi gördü.