Etiket: Yoktur

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu şehitlerin varisleri eğer idam istiyorlarsa bununla ilgili olarak devletin af yetkisi yoktur”

    Kayseri’de toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ’cü hainlere ‘idam’ cezası istenmesi konusunda, “Bu şehitlerin varisleri eğer idam istiyorlarsa bununla ilgili olarak devletin af yetkisi yoktur. Önüme geldiği anda onaylarım. Beni ne George ilgilendirir, ne Hans ilgilendirir. Beni bu millet ilgilendirir” dedi.

    Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ile çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskiler, önce yol arkadaşınızı seçin, sonra yola çıkın derler. Yıllarca Abdullah Gül ile beraber yürüdük bu yollarda. İlk mitingimizi de burada yapmıştık. 14 yıl önce burada yola çıktık” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz’da bunlar, asker kılığına bürünmüş FETÖ’cü teröristler bizi esir alacaklarını sandılar. Ama bilmiyorlardı ki hesapların üzerinde bir hesap var, o da Rabbimin hesabıydı. Onlar bu hesabı düşünmediler. İşte millet o hesabı bozdu. Benim milletim gereğini yaptı. Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. İşte bu millet bunu yaptı. Bu millet o münafıklar sürüsüne bu toprakları dar etti. Bu topraklar tarla değil, vatan. Bunu böyle bilesiniz. Pensilvanya’da hadi gel, kuyruğuna takılmış olanlar niye kaçıp gidiyorsunuz. Hepsi dünyanın bir yerine savruldu. Siz kaçacaksınız, biz kovalayacağız. Bunu bilesiniz. Bu şehitlerimizin hakkını alacağız. Kardeşlerim, bu şehitlerin varisleri eğer idam istiyorlarsa bununla ilgili olarak devletin af yetkisi yoktur. Bu işin yolu parlamentodur. Parlamentoda grup belli. Aynı şekilde muhalefet de ortada. Parlamentodan böyle bir karar çıktığı anda bana geldiğinde ben bu kararı onaylarım. O şehitlerin hakkı kolay kolay ödenmez. Bekara karı boşamak kolaydır. Biz gözü yaşlı analarımızı, babaları, eşlerini, yavrularını dinledik. Beni ne George ilgilendirir, ne Hans ilgilendirir. Beni bu millet ilgilendirir. Benim milletim ne der, Allah ne der biz buna bakarız.

    Bu millete kefen biçmeye çalışan herkes kendi sonunu hazırlamış demektir. Bunu 15 Temmuz’da benim milletim ortaya koymuştur. Bu asil millet mangal gibi bir yüreğe sahip olduğunu cümle aleme göstermiştir. PKK’yı kullanıp bizi bölmeye çalışanlar, sırtını PKK’ya dayayanlar hapse girince ne oldu. Yeter ki dimdik duralım” diye konuştu.

    Tankla tüfekle, helikopterlerle yıkamayanların ülkeyi ekonomik darbe ile yıkmaya çalıştıklarını söyleyen Erdoğan, “Yastık altında doları, avrosu olanlar, bu paraları altına ve Türk lirasına yatırın. Bunları Türk lirasına döndürün. Karşılıksız para basıyorlar. Biz karşılıksız para basmıyoruz. Onun için 3-4 gün içinde milletim ne varsa Türk lirasına çevirmeye başladı” şeklinde konuştu.

    Rusya, Çin ve İran ile alışverişi yerli para ile yapmak için adımlar attıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah yarın akşam Başbakanımız Rusya’ya gidiyor. Görüşmeleri olacak. Ticaretimizi yerli para ile yapmanın adımını atacağız. Merkez bankalarımıza talimatları verdik. Onun için bu oyunlar tutmayacak. Onun için bu oyunların karşısında kendi oyunumuzu oynayacağız” dedi.

  • AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ataş: “Bu ülkenin vatandaşlarının Müslümanlardan başka dostu yoktur”

    Dalaman AK Parti İlçe Başkanlığı yeni hizmet binası açılışı, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş’ın katılımı ile yapıldı.

    İlçe Başkanlığı hizmet binası açılışına, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Ataş’ın yanı sıra Muğla Milletvekili Nihat Öztürk, Muğla İl Başkanı Kadem Mete, Teşkilat Başkanı Şadi Pirci, Dalaman İlçe Başkanı Muhammet Karakuş, il ve ilçe yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda partili katıldı.

    Açılış konuşmasını yapan Dalaman İlçe Başkanı Muhammet Karakuş, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’a ve tüm katılımcılara teşekkür ederek, yeni hizmet binasının Dalaman’a hayırlı olmasını diledi.

    Muğla ve ilçelerinde çeşitli ziyaretler yaptığını aktaran Genel Başkan Yardımcısı Ataş, “Dalaman, Muğla’mızın önemli bir ilçesi, bugünde ilçe binamızın açılışını yapıyoruz. İnanıyorum ki bugün burada toplanan bu kalabalık ve Dalaman’lı çok kıymetli kardeşlerimiz bu akşam ki heyecanı 2019’a taşıyıp, Dalaman’a AK Partili bir Belediye kazandıracaklar diye ümit ediyorum. 14 yıllık iktidarımız bu ülkeye her alanda nasıl hizmetler yaptıysa, Dalaman’da da AK Partili Belediye hizmet yapacak. 2014’de çok küçük bir oy farkı ile kaybetmiştik. O kazayı düzeltmiş olacağız ve Ak Partili bir Belediye ile Dalaman’ı hizmet ile buluşturacağız” diye konuştu.

    15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminde yaşanılanlara değinen Ataş, milletin göstermiş olduğu dirayete teşekkür ettiğini belirterek, “AK Parti’nin 14 yıllık iktidarını ve hizmetlerini alt edemeyen çevreler, demokratik yöntemler ile AK Parti’yi yenemeyince, demokratik olmayan yöntemler ile Ak Parti’nin ve Türkiye’nin önünü kesmeye gayret ettiler. Birçok denemenin ardından 15 Temmuz darbe girişimi gecesi hain FETÖ terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisinde asker kılığına girmiş hainler tarafındalar. Hemen yanı başınızda Marmaris’te Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a suikast planını siz yaşadınız. Dalaman’dan havalanarak suikast planından kurtulan Başkomutanımız “Ben halkın arasına gidiyorum gelsinler ne yapacaklar ise orada yapsınlar” mesajını verdi. Başkomutanımızın milletimizi sel gibi sokaklara akıtmasının ardından, darbecilerin bu hain planlarını geri çevirmesini başarabilmiş bir millet olarak tarihe geçeceğiz” dedi.

    Avrupa Parlamentosunun oylamasını eleştiren Ataş şunları kaydetti: “Dost dediğimiz Avrupa ülkeleri nasıl dost olduklarını geçtiğimiz günlerdeki oylama ile bir kez daha gösterdi. Müttefik dediğimiz ülkeler davranışları ile nasıl müttefik olduklarını bir kez daha ortaya koydular. Bu ülkenin, bu milletin ve bu ülkenin vatandaşlarının Müslümanlardan başka dostu yoktur. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. İnanıyoruz ki birliğimizi, beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece aramızdaki siyasi farklılıkları bir tarafa bırakarak renk, dil, din farklılıklarını bir yana bırakarak bu vatanda aynı gemide yolculuk yapan insanlar olarak, müşterek taraflarımızı ön plana çıkardığımız sürece Allah’ın izni ile üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur. Hep birlikte yapılmak istenen ekonomik baskılara karşı duracağız. Allah Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’a sağlıklı uzun ömürler versin”.

    Konuşmaların ardından ilçe binasının açılışı yapıldı.

  • AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş: “Seçimle gelenlerin suç işleme hakkı yoktur”

    AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Seçimle gelenlerin suç işleme hakkı yoktur” dedi.

    AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, AK Parti Kayseri İl Başkanlığının Kasım ayı Divan Toplantısı’na katıldı. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Elitaş, başkanlık sistemini değerlendirdi. Türkiye’nin yönetim sisteminin değiştiğini ifade eden Elitaş, “Eğer Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirse sistem fiilen yarı başkanlık sistemi olmuştur. Bunun hiç itiraz eder tarafı yoktur. Literatürdeki esas kabul görmüş ilke budur. 2014 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan halk tarafından Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Türkiye’nin yönetim yapısı değişmiştir. Biz, başkanlık sisteminin Türkiye’de daha iyi olduğunu sürekli söylemeye çalışıyoruz. 15 Temmuz’da onların hor gördükleri insanlar demokrasiye sahip çıktı. Hiç kimse milletten korkmasın, ’Millet yanlış karar verir’ demesin. Millet, en doğru kararı vereceğini, Türkiye’nin geleceği ve bekası için ne yapması gerektiğini en iyi şekilde anlatacağını 15 Temmuz gecesi gösterdi. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi’ne de ‘Ey Kılıçdaroğu halkın iradesinden korkma’ diyoruz. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanına ‘Milletten korkma’ diyorum. Çünkü egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet ne derse o olur. Gelin anayasa değişikliğinin önüne engel çıkarmayın. Ey Kılıçdaroğlu, anayasa değişirse Türkiye bölünür iddiasıyla milleti korkutmaya çalışıyorsun ama sadece senin partindeki birkaç kişiyi korkutabilirsin” diye konuştu.

    HDP’li eş başkanların ve milletvekillerinin tutuklanmasını da değerlendiren Mustafa Elitaş, seçimle gelenlerin suç işleme hakkının olmadığını vurguladı. AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, şunları kaydetti:

    “CHP 15 Temmuz’dan sonraki gün parti meclisini olağanüstü toplantıya çağırdı. Bu çok doğal bir hareket ama yine aynı CHP, HDP’li milletvekillerinin gözaltına alınmasıyla birlikte ertesi gün olağanüstü toplantı yaptı. Bu, milletin vicdanını yaralayan bir harekettir. Millet vicdanını rahatsız eden bir harekettir. Şimdi çark etmeye uğraşıyorlar. ‘Biz bu olağanüstü toplantıyı Cumhuriyet Gazetesi için yaptık’ diyorlar. Önemli olan seçimle gelenin seçimle gitmesidir ama hiçbir hak hiçbir temsil yeri terör örgütüne yardım ve yataklık yapma hakkını vermez. HDP’lilerin yaptığı iş terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktır. Milletin alın teriyle seçilmiş kişi bu millete ihanet etme hakkına sahip değildir. Kimse buna izin vermez. Seçimle gelenlerin suç işleme hakkı yoktur.”

  • Kurtulmuş: “Bu memlekette FETÖ mağduru yoktur “

    Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Süleyman Demirel Üniversitesi’nin (SDÜ) yeni akademik yılı açılışında ilk dersi vermek üzere Isparta’ya geldi. SDÜ Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezin’de düzenlenen açılış yılı töreninde konuşan Kurtulmuş, “O hain gecede ortaya konulanlar sizi temin ederim ki Anadolu ve Rumeli topraklarında tarih boyunca gördüğümüz en büyük ihanettir. Bunlar algı operasyonları yapacaktı. Türkiye ekonomisi kötüye gidiyor, haksızlık yapılıyor, mağduriyetler oluşuyor diye. Kusura bakmasınlar bu memlekette FETÖ mağdurları yoktur. Bu memlekette bu çetenin mağdur etmeye kalkıştığı 79 milyon vatandaşımız vardır” dedi.

    15 Temmuz’un Çanakkale Zaferi, Kurutuş Savaşı gibi tarihin şanlı sayfalarından biri olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Ne zaman, nerede ne yapacaklarını çok iyi bilerek içeride ve dışarıda destek almış bir eşkıya çetesini milletin iman dolu çelik göğsü söndürdü ve Türkiye’nin en önemli kahır tarihlerinden biri olacak o gece bir demokrasi destanına bu ülkenin istikbalinin kurtarıldığı kahramanlık destanına dönüştü. O hain gecede ortaya konulanlar sizi temin ederim ki Anadolu ve Rumeli topraklarında tarih boyunca gördüğümüz en büyük ihanettir. Yüz sene sonra Ortadoğu coğrafyası yeniden şekillenirken büyük güçlü bir Türkiye istemeyenlerin, Türkiye’nin bertaraf edilmesi için planlanmış bir darbe girişimi. Eğer o akşam Sayın Cumhurbaşkanımızı bulup şehit ederek o süreci başlatsalardı bu toplantıyı burada yapıyor olamayacaktık. Türkiye’nin tüm Şehirleri kan gölüne dönecekti. Algı operasyonları yapıyorlar. Bu çeteyle irtibatlı olan, bunların yanında sağında solunda kim varsa bu hain teşebbüsün bedelini ödeyecek millete hesap verecek” diye konuştu.

    “Bu memlekette bu çetenin mağdur etmeye kalkıştığı 79 milyon vatandaşımız vardır”

    Kurunun yanında yaş yanmayacağını belirten Kurtulmuş, “ 15 Temmuzdan sonra yaptığımız toplantıda bir şey yapacaklarını biliyorduk. Aynı darbe girişimini yapamazlardı. Çünkü TSK güçleniyor güçlendikçe Cerablusta operasyon yapıyor. Aynı şekilde emniyet, yargı üniversitelerimiz bunlardan temizleniyor. Devlet arındırılıyor. Ama bunlar yenildik, kenara çekileceğiz demeyeceklerdi. Bunların arkasında üst akıl, içeride dışarıda müttefikleri var. Bunlar algı operasyonları yapacaktı. Türkiye ekonomisi kötüye gidiyor, haksızlık yapılıyor, mağduriyetler oluşuyor diye. Kusura bakmasınlar bu memlekette FETÖ mağdurları yoktur. Bu memlekette bu çetenin mağdur etmeye kalkıştığı 79 milyon vatandaşımız vardır. Evet adaletten ayrılmayacağız ama yufka yürekli de olmayacağız. Onu çıkar buna dokunma kim kaldı geriye uçakları kullanan bir pilot, onlara destek olan yerdeki askeri mekanizmalar. Elde kaldı üç beş yüz kişi. Yok öyle yağma. O gün uçağı kaldırıp TBMM’ye bomba bırakan bir kişiydi ama biz o bomba bırakan eşkıyanın arkasında binlerce insanın iradesi olduğundan şüphemiz yok. Bunların hepsi temizlenecek” diye konuştu.

    SDÜ’ öğrencilerine bölgedeki gelişmeleri anlamak için büyük resme bakmalarını tavsiye eden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Tam bir asır evvel savaşın galipleri bir masa etrafında toplanarak, Ortadoğu coğrafyasında sınırları belirlediler. Tam bir asır evvel bu coğrafyanın insanlarını sınır çizerek ayrıt etmeye çalıştılar. O bölgedeki yerleşik unsurları tarihi unsurlar haline getirip düzeni bozdular Var olan dengeler alt üst oldu. Siyasi ve ekonomik düzen yerle bir edildi. Osmanlı Barış (Pas Ottamana)düzeni bozuldu. Birinci Dünya Savaşı sonunda ortaya koydukları düzenle etnik fitnenin temelini atıp Osmanlı Barış düzenini yıktılar. İnsanlar arasına sınır çizmekle birlikte insanların gönül ve zihinlerini ayıramadılar. Şimdi bir asır sonra bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu oyunu bozabilecek tek güç Türkiye olduğu için cümle alem Türkiye’nin üzerine geliyor. Bir asır evvelki oyun neyse aynı oyunun ikinci perdesi şimdi oynanıyor. Onlar sınırlarını böldükleri bölge insanın gönüllerini ve zihinlerini bölmek istiyorlarsa biz de bu bölgedeki insanların gönül ve zihinlerini birleştirerek sınırları anlamsız hale getireceğiz.”

    Birinci Dünya Savaşından sonra düzen sağlanıp paylaşım doğru yapılamadığı için İkinci Dünya Savaşının olduğunu kaydeden Kurtulmuş,” İkinci Dünya Savaşın’dan sonra soğuk savaş dönemi oldu.Bölge karlalar, despotlar tarafından yönetilirken 90’dan sonra ekonomik ve siyasi krizlerle bölgenin kontrolü yeniden ele alınmaya başlandı. Bölgede uluslar arası konsensus ortadan kalktığı için çok taraflı mücadele içine girildi. Ancak bölgede ayrışma ve paylaşmanın ötesinde iki önemli tehdit ortaya çıktı. Bunların birisi küresel göç olarak adlandıracağımız mülteci sorunu. Sadece Suriye’de 500 bin masum sivil insan öldürüldü. Bu insanlar Türkiye’ye geldiler. Çünkü bu coğrafyanın esas ülkesi kilit taşı Türkiye’dir. Musul’da da denge değişikliğinde oluşabilecek yeni göçmen dalgası söz konusu. Bunl herhalde Washington’a Milano’ya, Berlin’e gitmeyecekler. Bu göçmenlerin geleceği yer Türkiye’dir. Onun için biz tüm bu bölge sorunlarıyla ilgileniyoruz. Kürsel göç dünyayı tehdit ediyor. Türkiye’nin bu sorun karşısında yanız bırakılması uluslar arası camianın iki yüzlülüğüdür. İkincisi küresel terör önemli bir tehdit. Bunu önlemek için herkes konuşuyor. Bizim batı ülkeleriyle ayrılığımız şurada. Biz her ikisini sebep değil sonuç olarak görüyoruz. Bölgedeki politik ve siyasi istikrarsızlığın sonucu olarak görüyoruz. Üç temel neden göç ve terörü artırıyor. Bunlarını birisi siyasi ve ekonomik istikrarsızlık” dedi.

    “Bölgede bu istikrasızlık olmasa bu bölgede karışıklık olmazdı. Bir diğer nedeni işgaller ve askeri müdahalelerdir. Biz söyleyince kızıyorlar” diyen Kurtulmuş, “Pentagon’un İstihbarat Daire Başkanı Irak’ın işgali olmasıydı bugün DAEŞ olmayacaktı. Evet biz de bunu söylüyoruz. Şimdi tüm bunları ortadan kaldırmak için yeni bir düzeni oluşturmak mecburiyetindeyiz. İşte son safhasına gelen olağanüstü karışıklıklar arasında Türkiye diğer ülkelerden farklılaşıyor. Türkiye geliştikçe demokrasi, demokrasi geliştikçe ekonomi gelişiyor. Ancak tamda birileri bundan korkuyor. Onların istedikleri dünya beşten büyük diyen güçlü bir sesin bu topraklardan çıkmamasıdır. Onlar ne olsun ne ölsün, kapıda bekleyen bir Türkiye isterler. Onlar iç sorunlarını çözemesin dışarıya bakacak gücü olmasın isterler. İşte korktukları, ürktükleri budur” açıklamasını yaptı.

    “15 Temmuzdan sonrası 10, 100 birim çalışmak zorundayız”

    Türkiye’nin bölgesinde güçlü ve iddialı bir millet olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Yeniden ayağa dikiliyoruz. Biz güçlendikçe birilerinin uykuları kaçıyor. Türkiye’ni bu coğrafyada güçlü bir şekilde olmasını istemiyorlar. Bu oyunu, akılla, ilimle, ferasetle, hikmetle bozacağız.1 5 Temmuzu ortaya koyanlar darmadağın olacağımızı sandılar. Birliğimizi, dirliğimizi koruyacağız. Yeniden bu coğrafyanın halkı arasında onları ayırmayı körükleyenlere karşı biz birliği temin edeceğiz. Bu coğrafyada yeni bir düzen kurulması için halkların birbirine yakınlaşmasını sağlamak zorundayız Onun için 14 Temmuz günü bir birim çalışıyorsak 15 Temmuzdan sonrası 10, 100 birim çalışmak zorundayız” dedi.

    “Kendi adamlarına KPSS sorularını verdiler o adam adam da öteki çocuk bu milletin çocuğu değil mi?”

    Yeni bir düzen kurulması için 5 madde sunan Kurtulmuş, “Farklılıkları zenginlik olarak gören toplumsal anlayışı bu coğrafyada inşa etmek zorundayız. Türkiye bunun bizatihi örneğidir. Güce değil adalete dayalı bir sistem anlayışına ihtiyacımız var. Hukukun üstünlüğüne dayanan bir eşitlik anlayışına ihtiyacımız var. FETÖ’nün yaptığı en büyük kötülüklerden biri de müslümanlar arasında bir kısmın sahte bir kısmın esas Müslüman olarak ayırmalarıdır. Kendi adamalarına KPSS sorularını verdiler o adam adam da öteki çocuk bu milletin çocuğu değil mi? Bunların ortak özellikleri şimdi anlıyoruz ki, bu topraklara ait olmamalarıdır. Ne işin var Pensilvanya’da gel Türkiye’ye madem suçun yoksa Türkiye’ye gel. Kendisinin Risale-i Nur geleneği içinden geldiğini söylüyor. Said Nursi 28 sene bu topraklarda sürgün yaşadı. Bunun 8 senesini bu topraklarda yaşadı. Ama başka bir ülkeye kaçıp bu ülkeye ihanet içinde olmadı. Onun için bunların kendini Said Nursi’ye izafe etmelerini asla kabul etmeyiz. O bu ülkenin topraklarına zara veren bir şey yapmadı. Herkesin farklı söz söylemek gibi bir özgürlüğü vardır. Eğer insanlar Ortadoğu’da kendilerini ifade edebilselerdi, bu karışıklıklar olmazdı. Beşinci olarak zayıfı mağduru gösteren bir ekonomi anlayışını ortaya koyarsak Ortadoğu’yu bu sıkıntılardan kurtarmış oluyoruz. Bunu için biz gençlere büyük sorumluluk düşüyor” diye konuştu.

  • Yurdagül: “Margarinlerde trans yağ oranı yüzde 1’in altında olduğu için ‘trans yağ yoktur’ denilebilir”

    Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yurdagül, trans yağın margarinlerden uzaklaştırılması konusunda Türkiye’nin 2006’dan itibaren Avrupa ve Amerika’dan çok daha ileride olduğunu söyledi.

    Kuru çorba, bitkisel çay, toz tatlılar, dondurulmuş gıda ve margarin sektörleri temsilcilerini tek çatı altında toplayan MÜMSAD, son yıllarda gıdada bilgi kirliliğinin artmasıyla tüketicileri bilinçlendirmek amacıyla başlattığı çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda MÜMSAD’ın “Gıdada Bilgi Kirliliğine Son” sloganıyla düzenlediği bilgilendirme toplantılarının 10’uncusu Gaziantep, Adana, Antalya, İzmir, Bursa, Aydın, Eskişehir, Konya ve Tekirdağ’dan sonra Samsun’da yapıldı. Toplantıda konuşan MÜMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yurdagül, uzman olmayan kişilerin negatif söylemlerinin çok hızlı yayıldığına ve kamuoyunun artık kime inanacağını bilemediğine dikkat çekti. Yurdagül, “Medyada uzman olan/olmayan kişilerin paylaştığı görüşlerle ‘nasıl beslenmeliyiz’ sorusunun cevabını arar olduk. Birinin iyi dediğine diğeri kötü diyor. Yanlış ve çelişkili bilgiler tüketicide ‘yeme stresi’ yaratıyor” dedi.

    “Bütün yağlar hem doymuş hem doymamış yağ asitleri içerir”

    Margarin hakkında basında yer alan ve birbiriyle çelişen söylemlerin tüketicide negatif algıya neden olduğunun altını çizen Yurdagül, şöyle konuştu:

    “Margarin hakkında çok fazla yanlış söylenti var. Ne yazık ki hem tüketici hem de sağlık sektörü çalışanları oda sıcaklığında katı görünen margarini ‘doymuş yağ’, diğer sıvı yağları ise ‘doymamış’ olarak kabul ediyor. Oysa doğada bulunan bütün yağlar hem doymuş hem de doymamış yağ asitleri içerir. Tereyağı yüzde 60-65’lik oranıyla doymuş yağ asidi açısından en zengin yağdır. Ayçiçek yağı yüzde 11, mısır yağı yüzde 13, zeytinyağı yüzde 15-17 arasında, kase margarin ise yüzde 15 civarında doymuş yağ içerir. Doymuş yağ içeriği olarak aynı miktar zeytinyağı ve kase margarinin hiçbir farkı yoktur.”

    “Esas risk trans yağ”

    Yurdagül, aynı zamanda düşünülenin aksine doymuş yağların sağlık açısından negatif bir etkisi olmadığı gibi, doymamış yağların da pozitif etkisi olmadığının yapılan araştırmalarla ortaya çıktığını kaydetti. Yurdagül, bu araştırmaları şöyle özetledi:

    “Cambridge, Oxford, Harvard üniversiteleri ile British Heart Foundation, Medical Research Council gibi kuruluşların araştırmacıları tarafından gerçekleştirilen meta analiz, 650 bin kişi üzerinde yürütülen 77 ayrı çalışmadan çıkarılan ortak sonuçları değerlendiriyor. Bu sonuçlara göre doymuş yağların insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığı gibi, doymamış yağların da olumlu etkisi görülmemiştir. Geçtiğimiz ağustos ayında Kanada McMaster Üniversitesi’nin değerlendirdiği ve British Medicine Journal (BMJ) tarafından kamuoyuna duyurulan diğer bir başka meta analiz sonuçları da bir önceki sonuçlarla aynı yöndeydi. Her iki meta analizin ortak bir diğer tarafı ise kalp hastalıkları konusunda esas riskin yüzde 16 oranında trans yağ asitlerinden kaynaklandığı şeklinde.”

    “Türkiye’deki margarinlerde trans yağ yok”

    Türkiye’de üretilen margarinlerdeki trans yağ konusuna da açıklık getiren Yurdagül, MÜMSAD’ın girişimi ve tamamen gönüllü yaklaşımı ile Türkiye’de üretilen margarinlerde trans yağ içeriğinin yapılan büyük yatırımlarla 2006’da kaldırıldığını söyledi. Türkiye’de üretilen margarinlerde trans yağ oranı yüzde 1’in altında olduğu için ‘trans yağ yoktur’ beyanı yapılabileceğini kaydeden Yurdagül, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “AB’de henüz ortak bir karar yok, yüzde 2’nin altı konuşuluyor. FDA geçen yıl ABD’de kısmi hidrojenasyon yönteminin (trans yağın) kaldırılacağını ve bunun için de 3 yıllık bir geçiş süresi (2018’e kadar) tanınacağını beyan etmişti. Gururla söylüyoruz ki trans yağ konusunda Türkiye, AB ve ABD’den çok daha ileridir ve trans yağın margarinlerden uzaklaştırılmasında Türkiye margarin endüstrisi örnek oluşturmaktadır. Türkiye’de 9 yıldan beri modern teknolojilerle üretilen margarinlerde trans yağ bulunmamakta ve ambalajlarında ‘Trans yağ içermez/yoktur’ logosu yer almaktadır.”

    “Margarin kolesterol içermez”

    147 yıllık bir geçmişi olan margarinin Türkiye’de tamamen bitkisel yağlardan üretildiğini vurgulayan Metin Yurdagül, bu nedenle hayvansal kökenli yağların aksine margarinin kolesterol içermediğini de söyledi. Yurdagül, “Türkiye’de üretilen margarinler yüzde 100 bitkisel bazlı olduğundan kolesterol içermez. Ayrıca kase margarinlerin yağ içeriği yüzde 60, paketlerin ise yüzde 70’tir. Bu nedenle aynı miktar margarin, sıvı yağlara göre yüzde 30-40 daha az enerji verir” dedi.

    Yurdagül, Amerikan Kalp Derneği ve Avrupa Kardiyoloji Birliği’nin sağlık rehberlerinde de margarinin alternatif bir yağ olarak önerildiğine dikkat çekti.

    “Kuru çorbalar tarhanadan farklı değil”

    Bilgi kirliliğine maruz kalan paketli gıdalardan birinin de kuru çorbalar olduğunu belirten MÜMSAD Başkanı Metin Yurdagül, kuru çorba üretim sürecini ise şöyle anlattı:

    “Kuru çorbanın üretim mantığı ev yapımı tarhanadan farklı değildir. Ancak yüksek hijyen koşullarında üretilmesi nedeniyle çok daha güvenilir bir üründür. Mevsiminde toplanan ve özenle seçilen sebzeler yıkandıktan sonra ısı yardımıyla suyu alınarak kurutulur. Sonrasında malzemeler öğütülerek toz haline getirilir. Bildiğiniz gibi yüzyıllardan beri kurutma işlemi gıdaların uzun süre saklanabilmesi için uygulanagelmiştir. Kuru çorbalar, içerdiği doğal besinler kurutulduğu için koruyucu madde kullanılmasına ihtiyaç olmadan, hava, nem ve ışığa karşı koruyan üç katlı paketlerde uzun süre dayanıklılığını sürdürür.”