Etiket: Yoktur

  • Çavuşoğlu: “AK Parti’de ’ben yoksam dünya yıkılsın’ diyenlerin yeri de yoktur”

    TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, “AK Parti’de ’ben yoksam dünya yıkılsın’ diyenlerin yeri de yoktur” diye konuştu. İçişleri eski Bakanı ve AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Efkan Ala ise, “Biz küçük düşünüp, kişiler aleyhinde konuşmayız” dedi.

    AK Parti’nin 49. Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya İçişleri eski Bakanı ve AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Efkan Ala, Başbakan eski Yardımcısı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı Faruk Çelik, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, milletvekilleri, belediye başkanları ile tüm teşkilat mensupları katıldı.

    Toplantıda konuşan MKYK Üyesi Efkan Ala, 31 Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlere dikkat çekerek, ciddi başarı elde edilmesi gerektiğini söyledi. Ala, “3 Kasım’da milletin iradesinin iktidar olduğu süresince birçok iş başardık ve başarmaya devam edeceğiz. Bundan sonra daha büyük sorumluluklarımız bulunuyor. Çünkü önümüzde yerel seçimler var. Seçimde ciddi başarılar elde etmek durumundayız. Seçimden önce demokratik bir yarışla aday adaylarımız adaylıklarını ortaya koyacak ve belirlenen bir aday için hep beraber çalışacağız. Yarıştan başarıyla çıkan arkadaşımızın hep yanında olacağız” diye konuştu.

    Seçim çalışmaları için uyarıda da bulunan Ala, “Seçim sürecinde olabilecek spekülasyonlara asla taviz vermeden yolumuza devam etmeliyiz. Mahalli seçimler bizim için çok önemli. Önümüzdeki seçimlerde Bursa’yı 4’üncü büyük il olma onuruna yakışır bir sonuçla demokrasimize kalın bir imza atmayı ümit ediyorum. Dedikoduyu sadece yapmamak yetmez, ayrıca dinlememeliyiz. Onun için, biz projeler, programlar, politika konuşuruz. Ama küçük düşünüp kişiler aleyhinde konuşmayız. Bir şey biliyorsak onu gider yüzüne konuşuruz. Burası kamu alanıdır” ifadelerini kullandı.

    31 Mart seçimlerinde “Bursa’ya yakışır şekilde çalışmalıyız” diyen TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu da, “Belirlenen adayımızın etrafında kenetlenerek fitneye fırsat vermeden bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Yeni dönemde Bursa’ya yakışacak bir şekilde çalışmak zorundayız. Belediye başkanlığı ve meclis üyeliği için birçok aday adayı olacak ancak süreç neticelendikten sonra tek bir aday olacaktır. Bu noktadan sonra bizim en büyük vazifemiz o kişinin etrafında kenetlenmek ve Bursa’da bize yakışanı yapmak olacaktır. AK Parti de makamlar amaç değildir. AK Parti’de makamlar bu millete hizmet etmenin amacıdır. AK Parti’nin bütün fertleri de bu milletin hizmetkarıdır. AK Parti’de ben yoktur. AK Parti’de biz vardır. AK Parti’de ’ben yoksam dünya yıkılsın’ diyenlerin yeri de yoktur” şeklinde konuştu.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise Bursa’da birçok iyileştirme yaptıklarını dile getirerek, bundan sonra da büyük gayretle hizmete devam edeceğini kaydetti.

    AK Parti İl Başkanı Ayhan Salman ise, “Yerel seçim hazırlıklarını hareketsiz bir şekilde sürdürüyoruz. Çalışmalarımızla istediğimiz sonuca ulaşamadığımız belediyeleri AK Parti saflarına katabiliriz, vatandaşlarımızı AK belediyecilik ile tanıştırabiliriz. Davamıza sarılarak birlik beraberlik içerisinde yolumuza devam etmeliyiz” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Şahıslara karşı işlenen suçlara devletin af yetkisi yoktur”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye yeni bir atılımın içindedir. Canım kardeşim boşuna uğraşma. Biz rastgele cezaevine girenlere cezaevi kapısını açamayız, boşuna uğraşma. Devlete karşı işlenen suçları devlet affeder ayrı bir konu. Ama şahıslara karşı işlenen suçlara devletin af yetkisi yoktur, bu böyle bilinsin” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ümraniye-Çekmeköy – Sancaktepe Metrosunun açılış törenine katıldı. Vatandaşların yoğun katılım gösterdiği açılış programında Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka hitap etti. Yapılan protokol konuşmalarının ardından sürücüsüz metro kurdele kesilmesiyle birlikte hizmete açıldı. Programın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, protokol üyeleriyle birlikte sürücüsüz metroya binerek, ön kısma geçip metro çalışmaları hakkında bilgiler aldı.

    “Bu hattın günlük yolcu kapasitesi 700 bini buluyor”

    Ümraniye-Çekmeköy metro açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ümraniye – Çekmeköy metrosunu hizmete alıyoruz. Ülkemizin ilk sürücüsüz metrosunun çalıştığı bu hattın ilk bölümü olan Üsküdar-Ümraniye kısmında yaklaşık 11 ayda 15 milyon yolcu taşındı. Yeni bölümün de açılmasıyla Üsküdar’dan metroya binen bir kardeşimiz inşallah 27 dakikada Çekmeköy’e ulaşacak. Toplamda 20 kilometre ve 16 istasyonun yer aldığı bu hattın günlük yolcu kapasitesi 700 bin. Bu metro hattının devreye girmesiyle trafik yoğunluğunda 15 bin araçlık bir azalma hesaplanıyor. Güzergah üzerindeki vatandaşlarımız Üsküdar’dan Marmaray’a, oradan Yenikapı üzerinden karşı taraftaki tüm metro hattına erişebilecek. Aynı şekilde bu yakada da Altunizade’den metrobüs hatlarına, tamamlandıklarında Dudullu’dan Bostancı metrosuna, Çekmeköy’den Sabiha Gökçen metrosuna geçiş yapılabilecek. Esasen bu metro hattının önceden tamamlanması gerekiyordu. Gecikmenin sebebi Üsküdar’daki arkeolojik alanlara ilgili süreçlerin uzaması, yerleşim yoğun olduğu yerlerde geçen tünellerin inşaatında sıkıntı yaşanması ve sürücüsüz metro olması nedeniyle deneme seferlerinin uzun sürmesidir” dedi.

    “İstanbul’un bütün sorunlarıyla beraber ulaşım sorunun çözmeden bize durmak yok”

    İstanbul’da ulaşım sorununu çözmek için çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul’daki metro hatlarının uzunluğunu 170 kilometreye, istasyon sayısın 169’a çıkarmış bulunuyoruz. Halen 18 farklı güzergahta tola 294 kilometreyi aşan metro hatları inşası sürüyor. Bu yıl sonuna kadar metroya dönüştürdüğümüz 63 kilometre uzunluğundaki eski Gebze – Halkalı banliyö hattını da inşallah hizmete açıyoruz. Önümüzdeki yıl 18 kilometreli Mecidiyeköy -Mahmutbey hattını, Dudullu – Bostancı hattının 10 kilometrelik birinci kısmını, 10 kilometrelik Eminönü – Alibeyköy tramvay hattını, 7.5 kilometrelik Sabiha Gökçen – Kaynarca hattını hizmete açmayı planlıyoruz. Raylı sistem uzunluğun 2019 yılında 355 kilometreye, yeni projelerle nihai olarak bin kilometre üzerine çıkartma kararındayız. İstanbul’un diğer tüm sorunlarıyla birlikte ulaşım sorunun çözmeden bize durmak yok” diye konuştu.

    “Bu ülkede ayrım yapmak isteyenler yanlış istikamete gidiyor”

    Eskiyi bilmek gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ümraniye’de 39 kişi öldü. CHP bunu hesabını verdi mi? Bir daha millet bunlara ne Ümraniye de ne İstanbul’a görev vermedi. Şimdi diyoruz ki şu anda onlarda olan diğer ilçeleri de gelin onlardan alalım. Çünkü bunlarda hizmet aşkı yok. Bunlarda sadece zulüm var. Nerede bunların belediyesi varsa orada pislik var, çöp var. Oralarda hizmet bulamazsın. Gençler bu ülkede ne çileler çekildi bilmiyor. Bilmediği için bu CHP zihniyetini, bu terör örgütü arkasına alan zihniyeti bilmiyor. Dün Diyarbakır’daydım. 30 yıl öncesinin Diyarbakır’ı yok, bambaşka bir Diyarbakır var. Eğer bu terör örgütlerini desteklediği yerel yönetim olsaydı Diyarbakır’da Diyarbakır’ın vay halini. Şimdi dört dörtlük bir havalimanı yaptık. Şehre giderken 4 gidiş 4 geliş, muhteşem binalar yaptık. Sur içini şu anda imar ediyoruz, ihya ediyoruz. Oraları dolaştım. Yerel mimari ile oraları inşa ediyoruz. Ayrım yok Türk’ü, Kürt’ü, Gürcü’sü, Abaza’sı. Türk Kürt bütün kardeşlerime sesleniyorum, biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Onun için bu ülkede ayrım yapmak isteyenler yanlış istikamete gidiyorlar. Bunun bedelini de bu ülkede ağır ödediler, ağır ödüyorlar. Kimse bizi bölmeye gayret etmesin. Biz Allah’ın bizi kavimler halinde yarattığını biliyor, buna inanıyor, üstünlüğün sadece ittika ile olduğuna imanımız var. Akıl almayacak ihmallerin, yanlışları, yağmaların yaşandığı o eski İstanbul’u bilmeyince şu anda sahip olunan imkanların hakkını vermek de mümkün olmuyor. Hatta şehirde hala yaşanan kimi eksikliklerin altındaki gerçeği görmek için eskiyi bilmek gerekiyor. Biz aşkımız olarak gördüğümüz İstanbul’u ibadet aşkı ile hizmet ederek bu günlere getirdik. Bizim Devraldığımız İstanbul’un en sorunlu yerleri, bugün şehrin en prestijli bölgelerine dönüştü. Eskiden beri muhalefetin yönettiği şehri kadim ilçeleri, en sıkıntılı bölgeler haline geldi. Ulaştırmadan yeşil alana kadar her alanda yaptığımız dev altyapı yatırımları olmasaydı bu ilçeler tümden yaşanmaz yerler olacaktı. İstanbul en büyük talihsizliği bu şehirde zulüm 1453’te başladı zihniyetine mensup kesimlerin yer yer etkinliklerini sürdürülebiliyor olmasıdır” diye konuştu.

    “Türkiye’ye yakışan havalimanını 29 Ekim’de açıyoruz”

    3. Havalimanıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “29 Ekim’de yeni havalimanımızın resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Sanmayın ki bu sıradan bir eserdir. Dünyadaki tüm havayolu şirketlerinin, tüm ulaşım ve lojistik sektörünün gözü bu alanlarda iddia ve kazanç sahibi bütün devletlerin gözü İstanbul’da ve çıldırıyorlar. Hamdolsun İstanbul’a yakışan, Türkiye’ye yakışan bir havalimanını 29 Ekim’de açıyoruz. Bu proje için ilk adımları atmaya başladığımızda bizi ciddiye almayanların bugünlerde gözüne uyku girmiyor. Geçenlerde bir tanesi televizyona çıkmış, köşe yazarı, ‘Bu yapılan havalimanının olduğu yer bataklık. Burası yürümez. Kim bilir burada neler olacak’ diyor. Sen işine bak, sen karikatürist isen bol bol karikatür çiz. Sen bundan ne anlarsın. Bu iş mühendislik, mimari iş, aşk işi. Hamdolsun biz uçaklarımızla oraya indik. Orada Teknofesti yaptık” şeklinde konuştu.

    “Eserler Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşma kararlılığının sembolü olacak”

    Yapılacak projeler hakkında bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sırada Kanal İstanbul var. Atatürk Havalimanı’nın bulunduğu yeri Millet Bahçesi yapıyoruz. Aynı zamanda etraftaki o binaları da Türkiye’nin en büyük fuar merkezi haline getiriyoruz. Oradaki bir bölümü de şu anda tek pist orayı aynı şekilde tutacağız. Taksim’deki AKM yerine İstanbul’a yakışır bir opera binasını şu anda yapıyoruz. Rami kışlasını ülkemizin en büyük kütüphanesi haline getiriyoruz. İstanbul siluetinin en güzel motiflerinden biri olan Kuleli askeri lisesini müze, Haliç tersanesini bilim ve teknoloji merkezi yapıyoruz. Eskiden camialtı tersanesi. O bölgeyi çok ciddi bir merkez haline getiriyoruz. İçinde 2 müzesi ile, alışveriş merkezleri ile, otelleri ile orada bir başka merkez inşa edeceğiz. Haliç o eserle bir başka güzel olacak. Şimdiden boğaz manzarasının ayrılmaz bir parçası haline gelen Çamlıca’daki muhteşem camimizin inşaatı bitmek üzere. Bütün bunlar Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşma kararlılığının sembolleri olacaktır” dedi.

    “Şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur”

    Af ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye yeni bir atılımın içindedir. Canım kardeşim boşuna uğraşma. Biz rastgele cezaevlerine girenlere cezaevinin kapısını açamayız, boşuna uğraşma. Devlete karşı işlenen suçları devlet affeder ayrı bir konu. Ama şahıslara karşı işlenen suçları devletin af yetkisi yoktur, bu böyle bilinsin. Hele hele 50 bini aşkın uyuşturucunun cezaevinde olduğu bir dönemde biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı anılacağız. Buna evet diyor musunuz? Demokratik bir şeklide sordum ve cevabı aldım. Şimdi birileri çıkarmış af. Eğer benim mağdurum bu noktada affettim diyorsa bu ayrı bir konu ama biz asla. O zaman adil bir iktidar olamazsınız. O zaman adaletle hükmeden bir iktidar olamazsınız” diye konuştu.

    “Ana muhalefet bölücü terör örgütü ile el ele Mart Seçimlerine hazırlanıyor”

    Ana muhalefete yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda ana muhalefet bölücü terör örgütü ile el ele Mart seçimlerine hazırlanıyor. Ah CHP’ye gönül veren kardeşlerim, hala bu CHP’ye oy mu vereceksiniz. HDP’ye oy veren kardeşlerim. Sizler de hala bu terör örgütünün yardakçısı olan bu siyasi partiye oy mu vereceksiniz. Yazıktır günahtır. Siz hizmete mi oy vereceksiniz, bu terörü destekleyenlere mi? Benim Kürt kardeşlerimiz kızlarını çocukların Kandil Dağına kaçıranlara mı oy vereceksiniz. Eskiden birkaç milyar dolarla yapılan ekonomik manipülasyonlar gerçekten şimdi büyük rakamlarla yürütülüyor. Eskiden alt düzeyde seslendirilen niyetler, şimdi en üst seviyede dile getiriliyor. Eskiden az çok diplomasi, siyaset hukuk içinde kotarılan işler şimdi aleni olarak gerçekleştiriliyor. Eskiden masada görülmez hale gelen bir devlettik, şimdi her yerde bulunduğumuz için denklemlerin ana aktörü bir ülke haline geldik” diye konuştu.

    “Bombalardan kaçıp gelenlere biz gönlümüzü açtık”

    Türkiye olarak bir üst lige çıktık. Ama asıl bulunmamız gereken yere henüz ulaşmadık. Ne zaman dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girersek, işte o zaman asıl yerimize kavuşmuş olacağız. Bir yandan sınırlarımızın içine ve dışında güvenliği sağlama peşindeyiz. Cerablus’ta, İdlib’de biz varız. Bütün mazlumların yanda biz varız. Bay kemal Suriyeli kardeşlerimizi tekrar buradan çıkarmanın hesabını yapıyor. Bay Kemal hataları ile eksiklikleri ile onlar bizim kardeşlerimiz. Biz onlara senin baktığın gibi bakmayacağız. Biz onlara muhacir nazarı ile bakıyoruz. Ama senin yaşamın başka, tarzın başka biz öyle değiliz. Bombalardan kaçıp gelenlere biz gönlümüzü açtık. Senin insaf dilinde bunların hiç biri yok. Biz eğitimimiz ile sağlığımız ile, teknolojimiz ile, alt yapımızla her alanda hedeflerimize uygun seviyeye gelmeye çalışıyoruz. Yürüdüğümüz yolu taçlarla, dikenlerle, tuzaklarla dolu olduğunu da biliyoruz. Bunca yıldır tüm bu zorlukların üstesinden geldik” ifadelerini kullandı.

    “5 ay içerisinde çok çalışacağız”

    2019 Mart seçimlerine kadar çok çalışacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasilerde her seçim bir yol ayrımıdır. Milletimiz 16 yıldır her yol ayrımında tercihini gelişmiş demokrasiden ve kalkınmadan yana kullandı. 24 Haziran’da yeni yönetim sisteminin ilk cumhurbaşkanı olarak şahsıma teveccüh gösteren milletimiz bize durmak yok yola devam eddi. Önümüzde bir seçim var. 2019 Martında bu defa mahalli idarelerde, belediyelerde yetki almak için tekrar milletimizin karşısına çıkacağız. İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 1994 yılında başladığımız hizmet yolculuğunu çeyrek asra yakın bir süredir farklı isimler vasıtasıyla devam ettiriyoruz. Böylesine büyük bir şehrin toparlanmasının kolay olmadığını en iyi sizler takdir edersiniz. Şu kalan 5 ay içerisinde çok çalışacağız, ve yeniden İstanbul başta olmak üzere ilçelerimizi yine AK Parti ile beraber yola devam diyeceğiz” şeklinde konuştu.

  • Prof. Dr. İlber Ortaylı: “Osmanlı diye bir millet yoktur”

    Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Osmanlı demek bir millet değildir. Böyle insanlar var, ‘Osmanlı Milleti, Türk Milleti’ diyor. Aklınca çok ileri yorum yapıyor. Böyle bir saçmalık olmaz. Osmanlı diye bir millet yok. Osmanlıca diye bir dil yok” dedi.

    Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Kitap Fuarı’nın onur konuğu olan ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Kadir Has Kültür ve Sanat Merkezi’nde sevenleriyle buluştu. Türkiye’nin yakın tarihi hakkında konuşan Prof. Dr. Ortaylı, son zamanlarda ’Osmanlı Milleti’ şeklinde yorumların olduğunu kaydederek, “Türkiye Cumhuriyetini kuranlar tamamen Osmanlı Devleti’ndendir, aydan inmemişlerdir. Osmanlı demek bir millet değildir. Böyle insanlar var, ‘Osmanlı Milleti, Türk Milleti’ diyor. Aklınca çok ileri yorum yapıyor. Böyle bir saçmalık olmaz. Osmanlı diye bir millet yok. Osmanlıca diye bir dil yok. Sarayda yazan, çizen memurlar, maliyede yazan, çizen memurların herhalde konuştukları dilin sokaktaki insanla alakası olmaması gerekir. Yani o dille gazetede yazı yazmaya kalksan gazete satmaz, o dille roman yazarsan hiç kimse okumaz. Mümkün değil. Osmanlı’da zaruriyetten dolayı bürokrasinin geliştirdiği bir şey” diye konuştu.

    “Türkler kelimesi ırkçı bir tabir değildir”

    Türkiye’de Türk vatandaşlığı ve 1924 Anayasasındaki ’Türkler’ kelimesinin ırkçı bir tabir olmadığını ifade eden Ortaylı, konuşmasına şu şekilde devam etti:

    “Osmanlı Devleti bir devlettir, hanedanın adını taşır. Bütün İslam devletlerinde ve bütün eski imparatorluklarda olacağı şekilde. Bunlar ya kurulduğu şehrin adını taşırlar Roma İmparatorluğu gibi, yahut hanedanın adını taşırlar Sasaniler, Abbasiler, Emeviler, Selçuklu veyahut Osmanlı. Bunun düpedüz millet adına dönüşmesi biraz zorlamadır. Muhtelif unsurlardan oluştuğumuz için devletin adı böyle çıkmıştır. Yani bir vatandaşlık gibi çıkmıştır. Zaten o imparatorluk parçalandı, geriye Türkler kaldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Türkiye olarak kuruldu ve ondan sonra da yerleşti daha Osmanlı İmparatorluğu ortadan kalkmadan. Çünkü çifte idare vardı biliyorsunuz, 1922 Kasım’ına kadar. Ondan sonra da bugünkü Türkiye Devleti adı oldu. Adı ırkçı yaklaşımla söylenmemiştir, bu çok açıktır. Fransa nasıl sadece Frank’ların ülkesi değilse ama herkesi içeriyorsa. Hiçbir kimse kalkıp da ‘Vay faşist Fransa’ demiyor. Demek ki burada başka bir şey var. Türkiye’de Türk vatandaşlığı ve 1924 Anayasasının ‘Türkler’ kelimesi doğru bir tabirdir, ırkçı bir tabir değildir.”

    Programı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, davetliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Adı ne olursa olsun teröre bulaşan hiçbir yapının İslam’la hiçbir bağı yoktur”

    Almanya’da cami açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Adı ne olursa olsun teröre bulaşan hiçbir yapının İslam’la hiçbir bağı yoktur” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’ya düzenlediği resmi ziyaret kapsamında Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİBİT) Camii’nin açılış töreninde konuştu. Konuşmasına Almanya’daki tüm Müslümanları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun kritik bir dönemde son derece verimli, son derece başarılı bir ziyaret yaptık. Gerek sayın Steinmeier ile gerekse sayın Merkel ile görüşmelerimizde her iki ülkeyi yakından ilgilendiren meseleleri samimiyetle ele aldık. Bu vesile ile Köln eyalet valisi, Köln belediye başkanı ve Köln halkına gönülden teşekkür ediyorum. Kendileri ile ticaretimizi ve ekonomik yatırımlarımızı nasıl yukarı taşıyacağımızı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı ile nasıl daha etkin mücadele edeceğimizi de istişare ettik. Ayrıca önde gelen Alman yatırımcılarla bir araya gelerek Türkiye’nin yatırım potansiyelini harekete geçirecek yeni projeleri görüştük” dedi.

    “Almanya ile ortak menfaatlerimize odaklanmamız gerek”

    İki gün boyunca devam eden temasların son derece verimli geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya ile son dönemdeki bazı fikir ayrılıklarını bir yana koyarak bundan sonra ortak menfaatlerimize odaklanmamızın gerektiğini özellikle vurguladım. Terör örgütleri ile mücadeleden mülteci krizine, Suriye’deki çatışmalardan ticaret savaşlarına kadar her alanda iş birliğimizi güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

    DİBİT Camii’nin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Caminin temeli atıldığı zaman kimi dar görüşlü çevreler protestolar düzenlemiş, caminin inşasına karşı çıkmışlardı. Bu protestolara rağmen pek çok Alman siyasetçi ve sivil toplum temsilcisi projeyi teşvik etti, DİBİT’in ve Türk toplumunun yanında yer aldı. Ben kendilerine şimdi bir cumhurbaşkanı olarak tekrar teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    İnşa edilen camiden dini inancı fark etmeksizin tüm ihtiyaç sahiplerinin yararlanması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası bizi ‘Avrupa’nın ötekisi’, düşmanı gibi göstermeye çalışanlara inat bu topraklardaki varlığımızın timsali olmalıdır” dedi.

    “Adı ne olursa olsun teröre bulaşan hiçbir yapının İslam’la hiçbir bağı yoktur”

    Müslümanlar arasında birliğin daha da artırılması gereken bir döneme girildiğini belirten Cumhurbşakanı Erdoğan, “Bir yanda DEAŞ, FETÖ, PKK katil sürüleri üzerinden gençlerimiz terör tuzağına çekilirken, diğer yandan ırkçı örgütler Müslümanlar’ın hak ve hukukunu hiçe sayıyor. Bugüne kadar en fazla zararı Müslümanlara vermiş, en çok Müslüman kanı dökmüş terör örgütleri İslamist ve Cihadist gibi ifadeler ile yine Müslümanlara yamanmak isteniyor. Her fırsatta ifade ettiğim bir hususu burada tekrarlamak istiyorum. Adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun teröre bulaşan, şiddete bulaşan, Müslümanlar’ın canına kast eden hiçbir yapının İslam’la, Müslümanlık’la, bizim inancımız ile hiçbir bağı yoktur” ifadelerini kullandı.

    “İslami terör” ifadesinin art niyetli gruplar tarafından oluşturulduğunu söyleyerek, bu ifadenin yanlış olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz terör örgütleri arasında asla ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Bizim nazarımızda Berlin’de pazar yerindeki sivilleri katleden DEAŞ’lı caniler ne ise iki ay önce 11 aylık Bedirhan bebeği annesi ile beraber şehid eden PKK’lı katiller de odur” şeklinde konuştu.

    “O pilotlar da çok kaliteliydi ama geldiler benim vatandaşımı şehit ettiler”

    FETÖ terör örgütünün bünyesindeki okullarda iyi öğrencilerin yetiştirildiği yönünde söylemlerin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında gerçekleştirilen hava saldırılarına atıfta bulunarak , “O pilotlar da çok kaliteliydi. Omuzları falan da baya doluydu. Ama o omuzları kalabalık olanlar geldiler benim vatandaşımı şehit ettiler. Helikopterlerle şehit ettiler, F-16’larla şehit etiler. Tanklarla, toplarla şehit ettiler” dedi.

    Türkiye’nin kararlı duruşunu Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonlarla gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi ülkeler gibi bir terör örgütü ile savaşmak için diğerini palazlandırmak gibi yanlışa düşmedik. Bugün de aynı yerdeyiz. Tüm muhataplarımızı teröre karşı tutarlı davranmaya, katiller arasında ayrım yapmadan mücadele etmeye çağırıyoruz. Özelikle 15 Temmuz gecesi 251 insanımızı şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı gazi eden FETÖ’cülerin bu tavrı sebebi ile bunların Avrupa’da da, Amerika’da da, hiçbir yerde de barınamaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin işbirliği içinde olduğu ülkelerin FETÖ konusunda delil istemesi karşısında Türk yargısının verdiği kararları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin yargısı, mahkemeleri bunlarla ilgili her türlü kararı verdi. Sizin yargılarınızda verilen kararlar geçerli, Türkiye’nin yargısının verdiği kararlar geçerli değil. Bu nasıl bir anlayıştır. Hangi delili arıyorsun? Demokrasi düşmanlarının, Avrupa’nın demokratik kurumlarını istismar etmesine daha fazla göz yumulmamalıdır. Avrupa başkentlerinin caddeleri ve meydanları terör örgütünün paçavralarıyla daha fazla kirletilmemelidir” şeklinde konuştu.

    “Özil’in dışlanmasını cumhurbaşkanı olarak doğrusu hazmedemedim”

    Avrupa’da yükselen ırkçılık sebebi ile yaşanan Mesut Özil krizine de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık isim vermeden geçemeyeceğim, sonra bana darılır. Almanya’da doğup büyümüş bir Mesut Özil’imiz, bir İlkay’ımız İngiltere’de kendileri ile beraber bir fotoğraf çektirdik diye kendisini bu toplumda dışladılar. Alman Milli Takımı’na kadar yükselmiş olan bu iki gencimizin dışlanmasını ben cumhurbaşkanı olarak doğrusu hazmedemedim” dedi.

  • AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Özgümüş: “ABD yaptırımının bizce hiçbir anlamı yoktur”

    AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Genel Başkanı ve Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş, ABD’nin Türkiye’ye yönelik yaptırımlarının hiçbir anlamı olmadığını söyledi. Büyükgümüş, “Mahkemelerimiz Rahip Brunson ile ilgili kararı vermiştir” dedi.

    AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Genel Başkanı ve Yalova Milletvekili Ahmet Büyükgümüş, Yalova’da düzenlediği basın toplantısıyla ABD’yi ve müeyyideleri eleştirdi. Yaptırımların Türkiye Cumhuriyeti Devleti açısından hiçbir anlamı olmadığını dile getiren Büyükgümüş, “Elbette ki siyasiler olarak belirli konularda anlaşamayabiliriz. Ama Türkiye’nin millî çıkarları, Türkiye’nin uluslararası yürüyüşü gündeme geldiğinde ortak hareket etmesi lazım. TBMM’de grubu bulunan AK Parti, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin ortaklaşa aldığı karar sonrasında yayınladığı bildiriyi de ben çok değerli buluyorum. Rahip Brunson davasıyla başlayan bu gerilim aslında ABD ile aramızda uzun yıllardır var olan bir takım anlaşmazlıkların daha da sertleşmesine sebep oldu. Şunun altını çizmek istiyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Mahkemeler üzerinde kimsenin bu tür ekonomik yaptırımlarla baskı oluşturmaya hakkı yok. Türkiye NATO Müttefiki olmanın bilinci ve ABD ile dost bir ülke olmanın gerektirdiği uluslararası plandaki çalışmalarıyla yola devam ediyor. ABD tarafından meselenin bu tip yaptırımlarla dile getirilmesi ve karşılıklı olarak hukuk çerçevesinde yürütülen ilişkilerin bu şekilde zedelenmeye çalışılmasını biz uluslararası ilişkiler açısından anlamsız buluyoruz” şeklinde konuştu.

    “Bu yaptırımın bizce hiçbir anlamı yok” diyen Büyükgümüş, “Her iki bakanımız da zaten güçlü bir şekilde bunu ifade ettiler. Kimse unutmamalıdır ki bizim ayaklarımız Ankara’ya basar. Bizim ayaklarımız Anadolu topraklarına basar. Ve Türkiye’nin çıkarları neyse biz uluslararası anlamda bunun takipçisi oluruz. Brunson davası da bunun bir sonucudur. Mahkeme kendisiyle ilgili kararı vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye’deki ekonomik çevrelere baskı yaparak bir sonuç almayı beklemek hukuku ve ABD’nin de paydaşı olduğu uluslararası toplumu zedeleyecek çaptadır” diye konuştu.