Etiket: YÖK’e

  • Karacabey’den YÖK’e uyarı

    Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığının onayı ile ÖSYM tarafından açıklanan özel yetenek sınavı ile Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümlerine öğrenci alımlarıyla ilgili bir değerlendirme yapan Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Kürşat Karacabey, “2018-YKS’den itibaren özel yetenek sınavı ile öğrenci alan öğretmenlik programlarına başvuru yapabilmek için adayların TYT (Temel Yeterlilik Testi ) puanının en düşük 240 bininci başarı sırasına sahip olmaları gerekmektedir” dedi.

    Karacabey, Özel yetenek sınavı ile Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümlerine öğrenci alımlarında belirlenen 240 başarı sırası birçok okulda kontenjanların boş kalabileceği uyarısında bulundu. Karacabey, “2018 YKS yönergesine özel yetenek sınavı ile tüm Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümlerine başvuru puanı olarak 1. aşamada 240.000 binlik dilim getirilmesi yanlış bir karardır. Yaklaşık 50 adet üniversitede Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümü mevcuttur. 240.000 TYT barajı ile özel yetenek sınavında okullar kontenjanlarını dolduramama ile karşı karşıya kalacaktır” şeklinde konuştu.

    Özel Yetenek Sınavlarına Başvurular İllere Göre Değişmektedir

    Prof. Dr. Kürşat Karacabey, Özel yetenek sınavların illere göre başvuruları değerlendirildiğinde ciddi sıkıntılara yol açacağını ifade ederek, “Daha önce ki başvuru puan belirlemesinin üniversite senatolarınca belirlendiğine dikkat çekerek YGS ile başvuru kabul eden üniversitelerin olduğunu da ifade ederek Lakin bu uygulamayı genele yayılmasının bir hata olacaktır” dedi. YGS ile Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği için özel yetenek sınavına giren öğrencilerin çok az bir kısmının sıralamada YGS’de 240.000 bin dilimi ve üzerinde puan alarak başvuru yaptıklarına da dikkat çeken Prof. Dr Karacabey, “Bu Sistem ile Sporcuların öğrenci olabilmesi çok zor. Geçen yıllarda uygulanan sınav sisteminde yer alan puan türleri ile 240 puan almak daha kolay gözükürken, TYT’de puan türünün olmaması 240 bininci dilime girmelerinin daha zor olduğunu” da sözlerine ekledi. Karacabey açıklamasına “Ayrıca; YGS’de 240.000 yaklaşık 310 puana tekabül etmekteydi. TYT sınav sisteminde 240 binin karşılığın eski hesaplamayla 390-400 arasında bir puana tekabül eder ki bu puan ile okullarımıza hemen hemen bu puan aralığında çok az başvuru yapıldı” ifadelerinde bulundu.

    Kaliteyi Yükseltmek İçin Bu Doğru Bir Karar Değil

    Türkiye’deki tüm üniversitelerin bu uygulamayı yapması durumunda mevcut olan üniversitelerin özel yetenek sınavıyla kontenjanını dolduramayacağını da belirten Adnan Menderes Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Kürşat Karacabey, “Buna benzer uygulama ile yüksek YGS ile özel yetenek sınavı ile öğrenci alan okullarımızda baraj puanın yüksek olması nedeni ile bir çok kontenjan boş kaldı” dedi.

    Uygulamanın gerçekleştirilmesi halinde spor liselerinin de büyük darbe alacağına dikkat çeken Karacabey, “Spor gönül vermiş ve Spor Lisesinde okuyan öğrencilerimizi, bu uygulama ciddi anlamda mağdur edecektir. YÖK’ün Spor Liselerinde okuyan öğrencilerin, Spor Bilimlerine yönlendirilmesi ve bu okullara girmelerinin önü açılacak kolaylaştırıcı uygulamalar yapılması gerekirken de, özel yetenek sınavlarında uyguladığı katsayının da neden kaldırıldığı da anlaşılmış değildir. Bu uygulama Spor Lisesi çıkışlı öğrencilerin ve milli sporcuların herhangi bir önceliği olmadan TYT’de 240.000 binlik dilime girme şartının olması, bu alanın içinden gelen bu kişilere büyük bir haksızlıklara neden olacaktır. Kaliteyi artırmak istiyor isek, öğretmenlik alanları dışından mezun olanlara koşulsuz şartsız verilen formasyon eğitimi ve buna istinaden şuanda öğretmen kabul edilen binlerce kişinin olması alınan bu kararla taban tabana zıt bir olaydır. Geç olmadan bu hatadan dönülmelidir” diye konuştu.

  • Makedonya Cumhurbaşkanı Ivanov’dan YÖK’e ziyaret

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, “Türkiye’nin en eski ve güçlü üniversitelerinden biri olan Ankara Üniversitesinde lisans düzeyinde eğitim verecek olan Makedon Dili ve Edebiyatı programının karar süreci bu hafta tamamlanmıştır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Makedonya Cumhurbaşkanı Ivanov, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın daveti üzerine YÖK’ü ziyaret etti. Bu kapsamda Ivanov, gerçekleştirdiği “Üçüncü Milenyumda, Yükseköğretime Yönelik Zorluklar, Fırsatlar” konferansı ile Türk rektörlerle YÖK’te bir araya geldi. Konferans öncesi YÖK protokol girişinde Ankara Kulübü Derneği Seymenleri ekibinin gösterisi ile karşılanan Cumhurbaşkanı Ivanov, daha sonra Başkanlık Makamı girişinde yer alan YÖK Şeref Defteri’ni imzaladı.

    “Üçüncü Milenyumda Yükseköğretime Yönelik Zorluklar, Fırsatlar’’ konulu konferans öncesi bir konuşma yapan Saraç, “Bu ziyarette sizi, hem dost ülke Makedonya’nın Cumhurbaşkanı hem de alanında değerli katkılar sunmuş bir akademisyen olarak ağırlıyoruz. Makedonya, hem coğrafi yakınlığı hem de ortak bir geçmiş paylaştığımız kültürel tarihi ve manevi yakınlıkları bizim için çok önemli olan bir ülkedir. İki ülke ilişkilerinin etkin ve verimli kılınması, yükseköğretim alanında ortak bilgi üretimine ve her iki ülke toplumlarının geleceğine katkı vererek sağlam adımların atılmasını sağlayacak’’ ifadelerini kullandı.

    Saraç, konuşmasında Ivanov’un akademik geçmişini de anlatarak, “İki ülke ilişkilerine hep olumlu katkı yapan düşüncelerini bugün Türk akademiyası ile paylaşmasını, iki ülke akademisin daha verimli ve etkin iş birlikleri kurabilmesini destekleyeceğine inancımız tamdır. Ayrıca Ivanov’un görüşlerinin, ülkemiz akademisinde özellikle idareci konumunda olan hocalarımıza da ufuk açıcı nitelikte olduğunu düşünmekteyim’’ şeklinde konuştu.

    YÖK’te yapılan yenilikler

    YÖK’te yenilikler yaptıklarını dile getiren Saraç, yenilenme kapsamında yeni projelerin de hayata geçirildiğini ifade ederek, “ 102 bin Projesi yani ülke önceliklerine dayalı doktora programlarının hayata geçirilmesi için projeler başlatıldı. Bu alanda 2 bin kişiye burs verilmekte ve bu proje sürekli tekrarlanmakta. Ayrıca YÖK, Makedonya’nın da içinde bulunduğu birçok dost ülke öğrencisine de karşılıksız yurt dışı burs programını da hayata geçirmiştir. Ülkemizin dört bir tarafında yer alan üniversitelerimizi desteklerken onların öğrenme ve bilgi üretme süreçlerinin, üniversitelerinin duvarlarının dışına çıkarmaları ise daha etkin ve dinamik bir yükseköğretim için en büyük idealimizdir. Devletimizin güçlü Türkiye hedefinin değerini anlayan yeni YÖK, bu hedefi daimi bir gerçek olacak, gençlerin önünü açacak üniversite yapıları, müfredatlar ve öğretim üyeleri hedeflemektedir. Yükseköğretimimizi yeniden yapılandırırken öğrenmenin dersin ötesine taşındığı, öğrenci odaklı ve teknolojinin getirdiği imkanları kullanan bir eğitim uygulaması yapıyoruz’’ açıklamasında bulundu.

    Makedon Dili ve Edebiyatı Programı Türkiye’de lisans dersi olarak verilecek

    İki ülke akademilerinin yeniye açık, dünyanın değişimini yakalayan, bu değişimin insanlığın ortak değerlerine saygı duyarak olumlu olmasını sağlamak için çalışan bir yapıda olduğunu ifade eden Saraç, “İşte bunun için farklı pencerelerden aynı coğrafyaya bakan, benzer sorunlarla mücadele eden ve ülkesi için daha iyiyi isteyen akademilerin üyeleri olarak üniversitelerimizin ortaklıkları çok kıymetlidir ve çok anlamlıdır. Bugün burada sayın rektörlerimizi, hocalarımızı, hepinizi, dost ülke Makedonya ile olan yükseköğretim alanındaki ilişkilerimizi desteklemeye çağırıyorum. Cumhurbaşkanım, bu vesile ile huzurunuzda YÖK’ün iki ülke arasında dostluğa katkı sağlayacak bir kararını da duyurmak isterim. Türkiye’nin en eski ve güçlü üniversitelerinden biri olan Ankara Üniversitesinde lisans düzeyinde eğitim verecek olan Makedon Dili ve Edebiyatı programının karar süreci bu hafta tamamlanmıştır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Ivanov’dan “Üçüncü Milenyumda, Yükseköğretime Yönelik Zorluklar, Fırsatlar” konferansı

    Makedonya Cumhurbaşkanı Ivanov ise gençlerin geleneksel olarak verilen derslerden ziyade, yeni çevrimiçi dersler ve uzaktan öğrenim ile ilgilendiğini, üniversite kütüphanelerinden ziyade, bilgi ve becerilerini küresel dijital kütüphane olan internetten daha sık edindiğini, uzun klasikleri okumak için daha az zaman harcayarak dikkatlerini, basit ve anlaşılır bir şekilde karmaşık teorik ve bilimsel kavramları açıklayan kısa ve popüler içeriklere odakladıklarını dile getirerek, bu gibi durumlarda, eğitimin ve özellikle yükseköğretimin bir dönüm noktasında olduğunun altını çizdi.

    Bugüne kadar eğitimin tek yönlü yapıldığını, şimdi ise iki yönlü hale geldiğini ifade eden Ivanov, yükseköğretimin temel amacının bilginin doğrudan aktarılması değil de bilginin nasıl edinileceği ve daha sonra nasıl uygulanacağı olduğu gerçeğine yavaş yavaş dönüldüğünü söyledi.

    Makedonya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’ndeki yeni nesillerin nasıl bir eğitim almaları gerektiği konusuna ilişkin eski Humboldt modelinin işe yaramadığını belirten Ivanov şöyle konuştu:

    “Üniversitelerin dijital değişimi, 4. Sanayi Devrimi için kalifiye insanların yetiştirilmesine yardımcı olarak teknoloji parkları aracılığıyla gerçekleştirilen kişileştirilmiş çalışma programları için koşullar meydana getirmiştir. 4. Sanayi Devrimi, nesillerin bir araya gelerek yeni bir dünyayı şekillendirebilmelerine imkan verecektir. Üniversitelerin sayısının artırılması yerine, bunları çoklu üniversitelere (multiversities) dönüştürmemiz gerekmektedir. Makedonya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin, üniversite binalarına ve kampüslere ihtiyacı olmayıp 21. ve 22. yüzyılda bütün potansiyelleriyle başarıyı yakalayabilmeleri için gençlere yardım edecek gerçek üniversiteler yapması gerekmektedir. Üniversiteler yeni, sürdürülebilir, dijitalleştirilmiş, enerji tasarruflu ve çevre dostu bir Europe 2.0 modelini yapabilecek inşalar yetiştirmelidir.”

    Açılış konuşmalarının ardından YÖK Başkanı Saraç, Makedonya Cumhurbaşkanı Ivanov’a, kendisinin yayına hazırlamış olduğu, Osmanlı döneminde yaşamış ve dini ilimler, edebiyat, tarih, tıp, matematik, geometri, mimarlık, musiki gibi alanlarda eserler vermiş bilim insanlarını tanıtan Mehmet Tahir’in “Osmanlı Müellifleri” adlı üç ciltlik eseri hediye etti.

    Daha sonra Ivanov’un düzenlediği “Üçüncü Milenyumda, Yükseköğretime Yönelik Zorluklar, Fırsatlar” başlıklı konferansa geçildi.

    Kendisi de tarih ve siyaset bilimi profesörü olan Ivanov ve Saraç, değişen dünyada yükseköğretimde yaşanan gelişmelere ilişkin ne yapılması gerektiği ile ilgili düşüncelerini paylaşırken, katılımcılardan gelen soruları yanıtladılar.

    Konferansın tamamlanmasının ardından Ivanov ve Saraç, Türkiye’de eğitim gören Makedon öğrencilerle bir araya gelerek sohbet etti.

  • Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Demircan’dan YÖK’e tepki

    Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, iş sağlığı bölümünün üst öğretim sayılmayacağına ilişkin Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından yapılan açıklamaya tepki göstererek, “Yakın zamanda iş sağlığı güvenliği bölümleri üst öğrenim sayılmaktan çıkartıldı. Bundan kaynaklı geçmiş zamanda bu bölümün üst öğrenim sayılması için açılan davalar kazanılmıştı. YÖK’ün öncelikle şuna karar vermesi lazım; iş sağlığı güvenliği bölümü üst öğrenim mi değil mi?” dedi.

    Demokratik Sağlık-Sen Genel Başkanı Togan Demircan, sağlık çalışanlarının YÖK’ün yakın zamanda yayınladığı iş sağlığı güvenliği bölümünün üst öğrenim sayılmayacağına ilişkin genelgeden dolayı sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. Demircan, “Sağlık çalışanlarının 6-7 yıl önce iş sağlığı güvenliği bölümüyle ilgili YÖK’ün ‘üst öğrenim sayılacaktır’ şeklinde yazısı var. Dolayısıyla bu bölümü bitiren arkadaşlarımızın intibakları, intibaka bağlı olarak ekonomik hakları otomatik olarak maaşlarına yansıdı. Yakın zamanda iş sağlığı güvenliği bölümleri üst öğrenim sayılmaktan çıkartıldı. Şimdilerde ise maaş mutemetlikleri, idareler ‘İş sağlığı bölümü üst öğrenim değil biz size yaptığımız ödemeleri geri almak zorundayız’ diye arkadaşlarımızdan talepte bulunmuşlar. YÖK’ün öncelikle şuna karar vermesi lazım; iş sağlığı güvenliği bölümü üst öğrenim mi değil mi?” dedi.

    YÖK’ün bu tarz uygulamayı geçmişte laboratuvar, veterinerlik bölümleri için de yaptığını ifade eden Demircan, “Bunu geçmişte laboratuvar ve veterinerlik bölümü için de uyguladılar. Davalarını açtık kazandık. Üst öğrenim sayılmayacak diye genelge yayınlandı. Bu tarz uygulamalar hem idarelerin yükünü hem de idari mahkemelerin yükünü artırıyor. Eğer ki dava kazanılırsa ortaya çıkan maddi kayıp yine kamu tarafından ödenecek. Bu kararsızlık kamu zararına da yol açıyor. Üstüne üstlük sağlık çalışanlarının demoralize olmasına sebep oluyor. YÖK’ten daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyoruz” dedi.

    “Dava açılacak ve kazanılacaktır”

    İş sağlığı güvenliği bölümünün sağlık çalışanları tarafından tercih edilen bölümlerden bir tanesi olduğunu dile getiren Demircan, şöyle devam etti:

    “Sendika olarak bu mağduriyetin giderilmesi için tekrar dava açacağız. Geçmişte verilmiş olan karar neyse o doğrultuda hareket etmek gerekiyor. Bakanlık bu birimi oluşturmuşken, varlığını kabul etmişken YÖK’ün bu bölüm üst öğrenim sayılmıyor demesi tam bir fiyaskodur. YÖK’ün Sağlık Bakanlığımızın sistemini tam olarak bildiğini zannetmiyorum. Arkadaşlarımızın bu bölümü okumaktan vazgeçmeyeceğini düşünüyorum. Dava açılacak ve kazanılacaktır. Bu haksızlığa karşı çıkacağız.”

  • YÖK’e Yeni Düzenleme Yolda

    Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, AK Parti’nin seçim beyannamesindeki YÖK ile ilgili düzenlemelerle yükseköğrenimin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulacağını söyledi.

    Eskişehir Milletvekilleri ile birlikte Meclise kaydını yaptıran Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yeni yapılacak düzenlemeler ile yükseköğrenimin daha sağlıklı bir yapıya kavuşturulacağını söyledi.

    Türkiye’nin 13 yılda önemli bir mesafe aldığını belirten ve yeni istikrar döneminde özellikle eğitim ile ilgili daha iyi mesafeler alınacağının altını çizen Bakan avcı, “Önemli olan memleketin kendi içinde tutarlı, istikrarlı, dirayetli bir hükümete sahip olmasıydı. Çok şükür 1 Kasım’da millet sandıkta iktidarı kurdu. İnşallah 4 yıllık bir istikrar dönemi ile Türkiye bulunduğu yerden çok daha iyi yerlere gelme imkanı bulacak. Eğitimde de belli bir mesafe alındı. Cumhuriyet döneminin eğitim alanında en başarılı 13 yılını geride bıraktık, bütün göstergelerde. Önümüzdeki istikrar döneminde özellikle eğitimde çok daha iyi mesafeler alacağımızı ümit ediyorum” dedi.

    “YÖK taşlığından söz ediliyor, vakıf üniversitelerine kayyum yönetiminin atanmasının söz konusu olabileceği bir düzenleme YÖK taslağında var mı?” şeklindeki bir soruya cevap veren Bakan Avcı, “Seçim beyannamemizde YÖK ile ilgili düzenlemelerin ne olacağı çerçeve olarak belirlenmişti. O beyanname çerçevesinde önümüzdeki dönemde yükseköğrenimimiz de daha sağlıklı bir yapıya kavuşmuş olacak. Her halükarda üniversiteler içinde bir koordinasyon kurumuna ihtiyaç olacaktır, ama bu YÖK’ün bugünkü yapısıyla olmaz. YÖK öteden beri kendisi de 27 üniversiteye göre kurulmuş olan bir yapıydı, şimdi hem sayı hem de nitelik olarak üniversitelerimiz farklılaştı. Sayı olarak 200’e yaklaştı, vakıf üniversiteleri ve özel üniversitelerde gündeme gelince YÖK’ün mimarisi artık bunu karşılayamaz hale geldi. Bu geçen sürede kazanılmış olan deneyim dikkate alınarak yükseköğrenimimize yeni düzenlemeler yapılacak” diye konuştu.