Etiket: yiyin

  • Mide hastalarına beslenme tavsiyesi: “Az ve sık yiyin”

    Mide hastalarına beslenme tavsiyesi: “Az ve sık yiyin”

    Medical Park Gaziantep Hastanesi, Uzm. Dyt. Özlem Güleçoğlu mide kanseri rahatsızlığı ile mücadele eden hastaların anlık olarak, ağırlık kaybı ve iştahsızlık şikayeti ile karşılaştığını belirterek, “Bu hastalar, rahatsızlıkları nedeniyle, az ve sık yemeliler ve bu öğünler de sık öğünler biçiminde oluşturmalıdırlar” dedi.

    Medical Park Gaziantep Hastanesi, Uzm. Dyt. Özlem Güleçoğlu, Mide kanseri hastalarının beslenmesi ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Mide kanseri rahatsızlığı ile mücadele eden hastaların anlık olarak, ağırlık kaybı ve iştahsızlık şikayeti ile karşılaştığını belirten Uzm. Dyt. Güleçoğlu, mide kanseri rahatsızlığı konusunda onkolojik tedavi gören hastalarda birleşik kombinasyonlu, bireye özgü beslenme tedavisi uygulandığını belirtti. Mide kanseri için onkolojik tedavi gören hastalarda, tedavi ile birlikte beslenme düzeni ile ilgili olarak, dikkat edilmesi gereken hususların altını çizdi.

    “Mide kanseri hastaları az ve sık yemeliler”

    Uzm. Dyt. Güleçoğlu mide kanseri olan hastalar için, “Bu hastalar, rahatsızlıkları nedeniyle, az ve sık yemeliler ve bu öğünler de sık öğünler biçiminde oluşturmalıdırlar. Gazlı içeceklerin tüketilmemesi gerektiği gibi, yemek aralarında da su tüketilmemelidir. Su tüketilecekse de özellikle de yemekten 30-40 dakika sonra yada önce tüketilmelidir. Tam tahıllı ekmek, kepekli ekmek ve kuru baklagiller, brokoli, karnabahar, pırasa, portakal gibi posa oranı yüksek ve gaz yapıcı sebze ve meyvelerin tüketiminden özellikle kaçınılmalıdır. Günü değerlendirmek için güne erken başlamaya ve kahvaltı yapmaya özen gösterilmelidir. Günde yüksek kalorili ve yüksek proteinli atıştırmalıklar tercih edilmelidir. Örneğin, yumurta, kaşar peyniri, sütlü tatlı, fıstık ezmesi, kuruyemişler, puding gibi Onkolojik tedavi gören kişi bu yiyecekleri tüketemiyorsa mutlaka doktoruna ve diyetisyenine danışarak sıvı beslenme tarzı destek ürünleri de kullanabilirler. Protein yönünden zenginleştirilmiş yumurta ile terbiyelenmiş çorbalar, kıymalı ya da tavuklu çorbalar, etli yemekler tercih edilebileceği gibi, içecek olarak süt ya da ayran tüketebilirsiniz. Mide kanserinde en sık görülen nedenlerin başında B12 vitamini, demir, kalsiyum, folik asit eksikliğidir. Bunun için bu vitamin ve mineralden zengin besinler ise şöyle sıralanabilir. B12 vitamini içeren besin kaynakları; Organ etleri, et, tavuk, balık, yumurta sarısı ve peynir, Demir yönünden zengin olan yiyecekler; Karaciğer kırmızı et, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagiller olarak öne çıkmaktadır. Kalsiyum kaynağı ürünler ise; Süt ve süt ürünleri,sert kabuklu kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, Folat yönünden ise, organ etleri (karaciğer, beyin, böbrek gibi), kuru baklagiller, tam tahıllı ekmek, sert kabuklu kuruyemişler, yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, lahana, karnabahar olarak sıralanmaktadır. Bu yiyecekleri kanser hastaları mutlaka tüketmeli bu süreçte hekimin ve diyetisyenlerine mutlaka danışarak hareket etmelidirler” diye konuştu.

  • Hamburger yerine Kereviz Burger yiyin

    Dr.Fevzi Özgönül, “Diyettesiniz ve canınız hamburger istiyor ama çok kalorili olduğu için yiyemiyorsunuz. O zaman hiç tereddüt etmeden ‘Şişmanlatmayan Kereviz Burger’i deneyin” dedi.

    Dr.Fevzi Özgönül, Hamburgerin büyük küçük herkesin severek tükettiği hazır gıdalardan biri olduğunu belirterek, “Çok tüketilen bir besin olmasına rağmen hiç sağlıklı bir besin değildir. Hamburgerin aşırı tüketimi birçok sağlık sorununa yol açabilmektedir. Bu nedenle özellikle yetişkin kişiler çocuklarını bu tür gıdalardan uzak tutmalıdır” diye konuştu.

    Aslında hamburgerin Türk usulü köfte ekmeğe benzediğini kaydeden Dr.Fevzi Özgönül, “İçerisindeki salatası, marulu, turşusu, köftesi benzerdir. Farkı ekmeğindedir. Hamburgerin ekmeği o kadar yumuşaktır ki yediğimizde çok kolay sindirilip hemen kandaki şekerimizi yükseltir. Hele yanında bir de şekerli bir içecek içersek bu süreç çok daha hızlanır.

    Aslında hamburger başka bir bakış açısı ile baktığımızda çok da sağlıksız değildir. Eğer köftesi et köfte ise, içerisinde olan diğer malzemelere bakalım, bir marul yaprağı ve domates var. Bazen turşu ve soğan halkaları da bulunabilir.

    Çocuklarımıza hamburger gibi köfte ekmek vererek de onları bu alışkanlıklarından kurtarabiliriz. Sadece ekmeğini ve köftesini değiştirerek sağlıklı bir öğün yapabiliriz.Mesela köftesini kerevizden yaparsanız çocuğunuza ve kendinize çok büyük bir iyilik yapmış olursunuz” diye konuştu.

    Dr.Fevzi Özgönül, şişmanlatmayan Kereviz Burger için gerekli malzemeleri hazırlanışını şöyle aktardı;

    “2 adet kereviz, 1 adet yumurta, 1 kahve fincanı un, 1 kahve fincanı galeta unu, 1 çay kaşığı tuz, Limon, Sıvı yağ, 1 lt su

    Sosu İçin: 1 diş sarımsak, 1 tatlı kaşığı hardal, 1 çay fincanı süzme yoğurt, Marul, Dereotu

    Hazırlanışı: Kerevizleri halka halka doğrayın. Kaynayan suyun içine biraz tuz ve birkaç damla limon sıkıp kerevizleri haşlayın. Haşlanan kerevizleri önce una, sonra yumurtaya daha sonrada galeta ununa bulayıp az yağda önlü arkalı kızartın. Bir kasede yoğurdu, sarımsağı ve hardalı karıştırın. Kızarttığınız kereviz burgerleri sos eşliğinde marul ve dereotu ile servis yapın.”

  • Canan Karatay: “Avuç içi kadar pide yiyin”

    Prof. Dr. Canan Karatay, Ramazan’da “Yemeyin” dese de Ramazan pidesinin yenileneceğini belirterek, “Avuç içi kadar pide yiyin” dedi.

    Canan Karatay, İzmir’in Çeşme ilçesinde, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 1967 Mezunları 50. Yıl Buluşması toplantısına katılarak bir sunum yaptı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Karatay, “Ramazan pidesini ’yemeyin’ desem de yiyeceğinizi biliyorum ama her zaman söylüyorum, avuç içiniz kadar pideyi ikiye böleceksiniz. Yarısını köy tereyağı ile yağlayacaksınız veya soğuk sıkım zeytinyağına batırarak yiyebilirsiniz. Ekmek şekerdir. Yapılan bilimsel araştırmalar gösterdi ki, ekmek kan şekerini ve kan insülinini çok aşırı yükseltiyor. Ayrıca karaciğerin yağlanmasının, şeker hastalığının sebebi. Ekmek de şeker gibidir. Hangi türü olursa olsun, ekmek yediğiniz zaman, vücut onu şeker olarak algılıyor. Şeker toksit olduğu için, dokulara zararlı olduğu için karaciğerde yağlanmaya neden oluyor. Buğdayın içinde nestin denilen bir madde, maalesef beyine geçerek beyindeki morfin reseptörlerine bağlanarak bağımlılık yapıyor. Ayrıca buğdayın içinde amilopektina diye bir karbonhidrat var. Bu da beyindeki morfin reseptörlerine bağlanarak sizi bağımlı hale getiriyor. Bir de hem amilopektina hem de nestin, pankreasımızda insülin salgılanmasını tetikliyor. Onun için sürekli acıkıyorsunuz. Yedikçe yiyorsunuz, bağımlı hale geliyorsunuz. Bunları söylediğim için fırıncılar bana çok kızıyor ama fırıncılar bana kızmasın. Çünkü, fırına gelen hazır unlarda Tarım Bakanlığı’nın izniyle yüzde 10 katkı maddesi var. Yani unlar fırına zaten katkı maddeli geliyor. O katkı maddelerinin içinde bromür var. Bromür, ağır metaldir. Bromürün kanser yaptığı belirlenmiştir” diye konuştu.

    “Meyve suyunun hiçbir besleyici yanı yok”

    Karatay, ABD Pediatri Akademisi’nin söz konusu uyarıyı geçen hafta yaptığını da belirterek, “Çocuklara verilen meyve suyunun hiçbir besleyici yanı yoktur diye uyardılar. Ben de ’çocuklarımız ayran içsinler, sağlıklı su içsinler’ diyorum. ’Eğer içebiliyorlarsa süt içsinler’ diyorum. Biz çocukken süt içerdik. Sütün içine Türk kahvesi katılırdı. Sütün o ağır kokusunu, kahvenin güzel kokusuyla bastırarak, soğuk ya da sıcak süt içerdik” ifadelerine yerdi.

    “Akan su sağlıklıdır”

    Pet şişelerdeki durgun su yerine akan suyun içilmesi gerektiğini söyleyen Karatay, şunları söyledi: “Su çok önemlidir. Su hayattır. Hareket eden, akan suyun, ırmağın ya da yağmur suyunun etrafında negatif iyonlar oluşur. Negatif iyonlar, kendimizi iyi hissetmemizi sağlar. Duştan çıktığımız zaman kendimizi rahat, ferah hissetmemiz bundan dolayıdır. Yağmurdan sonra havanın temizlenmesi bundan dolayıdır. Açık su negatif iyonlarından dolayı daha iyidir. Sağlıklı ırmak ve dere suları tabi ki içilebilir. Maalesef şu son zamanlarda bütün derelerimiz çok kirlenmiş durumda. Mutfak çeşmesinden akan su filtre edip, mikroplarından ve klordan arındırılıp içilebilir.”

    “Çiğ köfte yiyerek büyüdüm”

    Kendisinin Elazığlı olduğunu ve çiğ köfte yiyerek büyüdüğünü söyleyen Canan Karatay, “Çiğ köftede, bildiğiniz çok sağlıklı kıyma olacak. Eski bulgurunuz olacak. Çiğ köfte sağlıklıdır. Ayrıca içine birçok tuz ve baharat konulduğu için ne mikrop ürer, ne virüs ürer ne de bakteri ürer” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Canan Karatay’dan Adanalılara “Kebap yiyin ama ekmek yemeyin” uyarısı

    Çukurova Kitap Fuarı’nda okurlarıyla imza gününde buluşan Prof.Dr. Canan Karatay, Adanalılara, “Adana Kebabı yiyin ama ekmek yemeyin” önerisinde bulundu.

    300’den fazla yazar, çizer ve şairin katılımıyla bu yıl 10’uncusu düzenlenen Çukurova Kitap Fuarı sürüyor. İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Profesörü Canan Karatay’da kitaplarını imzalamak için Hayy Kitap stantında yerini aldı.

    10’uncu Çukurova Kitap Fuarı hakkında bilgiler aktaran Prof. Dr. Canan Karatay, öğrencilerin kitap fuarına katılımlarından dolayı mutlu olduğunu belirtti. Karatay, “Fuarı gayet iyi buldum. İlgi çok fazla. Öğrencilerin çok olmasına sevindim. Bugün Cumartesi okullar tatil diye öğrenciler gelmiş. Sevgi de çok fazla çok sevindim. Keşke herkes daha çok okusa” diye konuştu.

    “Adana Kebabı sağlıklıdır”

    Adanalılara da yeme içme konusunda uyarılarda bulunan Karatay, “Adana kebabı çok önemli bir kebaptır. Sağlıklıdır. Hayvansal kuyruk yağı ile yapılır. Altında ki pide yenilmeyecek yanında ki bulgur ve pirinç pilavı yenilmeyecek. Adana kebabı en sağlıklı yiyceklerden biridir. Adana mutfağında ki bayanlara bol bol etli yemek yapsınlar onu öneriyorum” dedi.

    Prof. Dr. Canan Karatay, 6 kitabının olduğunu bütün kitaplarınında satıldığını ve kitaplarında yazanları uygulayan kişilerin sağlığına kavuştuğunu da belirtti.

  • Kurban etini sebze ile birlikte yiyin

    Medical Park İzmir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, Kurban Bayramı’nda et tüketiminin arttığını hatırlatarak, sağlık açısından etin sebze ile yenmesi gerektiğini söyledi.

    Kurban Bayramı’nda aşırı et tüketiminin sağlık sorunlarına neden olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Vedat Göral, “Kurban eti doymuş yağ ve yüksek kolesterol içerir. Özellikle hipertansiyonu bulunanlar, kan şekeri yüksek seyreden şeker hastaları, trigliserit değerleri yüksek şişman hastalar, koroner kalp damar sorunu ve bypasslı kalp hastaları, reflü hastaları, karaciğer yağlanması olan hastalar, ileri düzeydeki kişiler risk altındadır. Kurban etleri sert olduğu için sindirimleri de zordur. O nedenle dengeli ve sağlıklı bir beslenme için etin yanında bol sebze tüketmeliyiz” diye konuştu.

    “Hareketsiz kalmayın”

    Kurban Bayramı’nda etlerin ızgara ya da haşlama şeklinde tüketilmesini öneren Prof. Dr. Göral, “Kurban etini sebze ile tüketimi daha yararlı olup, özellikle kavurma ve kızartmadan uzak durulmalıdır. Kurban Bayramı’nda hareketsiz kalınmamalı, günde en az yarım saat tempolu yürüyüş yapılabilir. Etler ızgarada pişirilirken etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak ve kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalı. Bunun yanında günlük su tüketimine de dikkat etmeliyiz ve en az 2 ile 2,5 litre su tüketilmeli, tatlı ve şeker tüketimine de dikkat edilmelidir” dedi.

    “Gebeler iki porsiyonu geçmemeli”

    Prof. Dr. Vedat Göral, “Bayramda hamilelerin günde iki porsiyondan fazla et yememeleri önerilmemektedir. Hamilelerin fazla et tüketmesi halinde hazım problemi olabilir. Bu da bazen hamilelik sürecine zarar verebilir” ifadelerini kullandı.

    “Kahvaltıda kavurma yemeyin”

    Vücudun belli bir yeme düzeninin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Göral, “Mide yıl boyu aynı besin gruplarına alışır. Ancak bir anda yağ ve protein açısından zengin bir yükleme yapılıyor. Midede hazım problemleri oluyor ve rahatsızlık veriyor. Yemeğin fazla yenmesi durumunda bir adet soda içilmesini öneriyoruz. Ancak fazla soda tüketmek mide rahatsızlıklarına neden olabiliyor” diye konuştu.