Etiket: Yetiştirmek”

  • Mühendisten uyuşturucu yetiştirmek için özel sistem

    Denizli’de ev içerisinde oluşturduğu özel sistem ile uyuşturucu madde yetiştiren bir mühendis yakalandı.

    Denizli Emniyet Müdürlüğü görevlileri gerçekleştirdikleri istihbari çalışmalarda Pamukkale Üniversitesi çevresinde ikamet eden bir mühendisin ev içerisinde oluşturduğu özel düzenek ile uyuşturucu madde yetiştirdiği ve üniversite öğrencilerine uyuşturucu sattığı bilgisine ulaştı. Yapılan çalışmalar neticesinde eve operasyon düzenleyen polis, uyuşturucu madde arama köpeğinin de katıldığı aramalarda, dolap içerisinde uyuşturucu madde yetiştirmek için kurulu özel düzeneği ele geçirdi. Ele geçirilen düzeneği inceleyen polis, uyuşturucu maddeleri daha iyi yetiştirmek için mor ışık ve ortamı aydınlatmak için sarı ışık kullandığını, ayrıca düzeneğin gizlendiği dolap içerisindeki nemi dengelemek için 1 adet buhar makinesi, ortam sıcaklığını ayarlamak için 2 adet derece ve ortamdaki havayı dengelemek için 2 adet pervane kullanıldığını tespit etti.

    Aramada yaklaşık 525 gram esrar maddesi, 3 kök kenevir bitkisi ve 2 adet ecstasy hap ele geçirildi.

    Gözaltına alınan mühendis, emniyetteki işlemlerin ardından sevk edildiği adli mercilerce tutuklandı.

  • Çoban kayakçının hedefi şampiyonlar yetiştirmek

    Isparta’nın Çobanisa Köyü’nde çocukluğundan bu yana çobanlık yapan 30 yaşındaki evli ve iki çocuk babası Emrah Perçemkaya, 15 yaşında başladığı kayak sporunda ilerleyerek kayak antrenörlüğüne kadar yükseldi. Köyüne 10 kilometre uzaklıktaki Davraz Kayak Merkezi’nde geleceğin kayak sporcularına kayak öğreten Perçemkaya, kendi çocuklarına da bu sporu sevdirdiğini söyledi.

    Çobanisa Köyü’nde yaşayan 30 yaşındaki Emrah Perçemkaya, hem çobanlık, hem de Davraz Kayak Merkezi’nde kayak antrenörlüğü yapıyor. Perçemkaya, her gün ahıra inerek koyunlarına yem veriyor, ardından otlatmak için sürüyor.

    Çobanlık baba mesleği

    Çobanlığın baba mesleği olduğunu belirten Perçemkaya, “Çobanisa Köyü’nde yaşıyorum. Bu köyün adı çobanlıktan geliyor. Davraz turizmine açılmadan önce köyde çobanlık mesleği yaygındı ancak turizmle birlikte köy halkı alternatif işlere yöneldi. Şu anda çobanlık mesleği yarı yarıya azaldı. Çobanlık Peygamberimizin mesleği. Bu işi seviyorum. Sonuçta ekmek parası. Çobanlık zor bir meslek olduğu için kimse uğraşmak istemiyor” dedi.

    Eşi en büyük destekçisi

    Perçemkaya’nın eşi Sevgi Perçemkaya da “Eşimin hem çobanlık yapması hem de kayak antrenörü olması güzel bir duygu. Çocuklarımın da onun gibi kayak sporuyla uğraşmalarını istiyorum. Zaten çocuklarımıza da öğretiyor. 8 yaşında bir kızım var o da şu anda kayak öğreniyor. Eşimin Davraz’da çocukları yetiştirip şampiyonlar çıkarmasını istiyorum” diye konuştu.

    Geleceğin kayakçılarını yetiştiriyor

    Emrah Perçemkaya, koyunlarını sürdükten sonra ikinci mesleği olan kayak antrenörlüğü için yola çıkıyor. Önce yol üzerinde bulunan kayak merkezine giderek ekipmanlarını alıyor daha sonra teleferikle zirveye çıkarak antrenman yapıyor. Davraz Kayak merkezinde onu bekleyen öğrencilere snowboard ile kaymayı öğreten Perçemkaya, snowboard üzerinde nasıl dengede duracaklarını, özel snowboard ayakkabılarını nasıl bağlayacaklarını tek tek anlatıyor. 15 yaşından bu yana kayak yaptığını anlatan Perçemkaya, “Gençlik Spor Hizmetleri Müdürlüğü’nün düzenlediği kurslara katılarak kayak eğitimi aldım. Kayağı geliştirdikten sonra baktım adrenalin gerekli o yüzde snowboarda yöneldim. Hem snowboard yapıyor hem eğitim veriyorum. Hem çobanlık yapıyor hem de kışın Davraz’da eğitim veriyoruz. Şu anda board sporu hem benim hem köyüm için alternatif bir iş imkanı. Çobanlık mesleğimi de inkar etmiyorum neyse o” dedi. Kendisi gibi köyden gelen çocuklara kayak sporunu öğretmek için yardımcı olduklarını kaydeden Perçemkaya, “Şu anda 15’e yakın çocuğumuz var. Bunu geliştirmeyi düşünüyoruz. Şu anda kulüplerimiz var. İleriki zamanlarda Davraz’dan şampiyonalara sporcularımızı göndermeyi düşünüyoruz. 8 yaşındaki kızımı iki senedir snowboardda yetiştiriyorum. Hedefim milli takıma gitmesini sağlamak ve uluslararası düzeyde yarışmasını istiyorum” diye konuştu. Kayak öğrencisi Beyza Yazıcı ise, “Çobanlık da güzel bir meslek ama kayak da güzel bir iş. İkisin de yapabiliyorsa çok iyi. Kendisine bana kayak öğrettiği için teşekkür ediyorum” dedi

  • Özgüveni yüksek çocuk yetiştirmek

    Uzmanlar, yüksek özgüvene sahip olmanın sorun çözme ve baş etme becerilerini artırarak doğru ve yerinde davranışlar sergilemeye yardımcı olduğunu belirtiyor.

    Kişilerde özgüven gelişiminin bebeklik döneminde başladığına dikkat çeken Uzman Psikolog & Pedagog Gülşah Öztürk Erten, ebeveynlerin bunun bilincinde olup, her çocuk için beklentilerini farklı olarak ayarlayabilmesi gerektiğine dikkat çekerek ebeveynlere yüksek özgüvenli çocuk yetiştirme konusunda tavsiyelerde bulundu.

    Dokunulma özgüven gelişiminde ilk etken

    Bebeğin ilk yıllarında yeterli ilgi ve dokunma alabilmesinin özgüven gelişiminde önemli adımlardan biri olduğunu belirten Gülşah Öztürk Erten, “Çocuğun doğumundan itibaren dünyayı güvenli bir yer olarak algılaması, annesiyle kurduğu ilişki sonucu oluşan güvenli bağlanma ile doğrudan ilgili. Kendini ayrı bir birey olarak algılamayan bebeğin bakımı sırasında her ihtiyaç duyduğunda annenin yanında olması ve dokunması son derece önemli. Bebekler fizyolojik ihtiyaçları dışında da ağlar ve ihtiyaçları giderilmediğinde kendilerini değersiz ve reddedilmiş hissederler. İlk gelişen duyumuz dokunmadır ve gelişim açısından son derece önemli olduğu yapılan çalışmalarla da kanıtlandı. Çocukluk döneminde oluşan nörokimyasal değişimlerin çoğu dokunma sonucu oluşuyor. Çocuklar bütün gelişim dönemleri boyunca dokunulma ihtiyacı yaşıyor. Dokunulma özgüven gelişiminde ilk etken” dedi.

    Fark edilmek ödüllendirilmek özgüven gelişimini sağlıyor

    Okul öncesi dönemde çocuklar birçok davranışı öğrenirken ailelerinin verdiği tepkilere baktığını söyleyen Gülşah Öztürk Erten, “Çocuklar için koyulan sınır ve kurallar kadar yapılan doğru ve güzel davranışın ödüllendirilmesi de önemli. Çocuklar bu sayede hem doğru davranışı kazanacak hem de yaptığı güzel davranışın görüldüğü ve takdir edildiği duygusunu yaşayacak. Çocukların özgüven gelişiminde fark edilmek ve ödüllendirilmek ayrı önem taşıyor. Bu noktada verilecek ödül konusunda aileler dikkatli olmalı ve çocuğun içsel motivasyonunu artırmayı hedeflemeli” dedi.

    Çocuklar geri bildirim bekliyor

    Psikolog Gülşah Öztürk Erten, ebeveynlerin çocuklarının özgüvenini destekleyici doğru cümleler kurmasının önemine dikkat çekerek, “Çocuklar doğdukları andan itibaren dış dünyayı kendilerine bakım verenlerin gözünden anlamlandırıyor. Annenin yaklaşımını, olaylara karşı tutumunu ve kendi duygularının kontrolünü çocuklar yavaşça içselleştiriyor. Dolayısı ile ailelerin çocuklarına karşı algıları ve onlara nasıl yansıttıkları da önemli. Özellikle okul öncesi dönemde çocuklar yaptıkları davranışlardan sonra geri bildirim bekliyor. Ebeveynlerin çocuklarının özgüvenlerini destekleyici ve cesaretlendirici cümleleri önemli. Bu aşamada “Sen harikasın, Müthiş oldu” gibi abartı ve içeriği olmayan cümleler yerine davranış ve duyguyu yansıtıcı cümleler kurmaya dikkat etmek gerekiyor. Aksi takdirde çocukların doğuştan getirdiği narsizm daha da besleniyor ve yalnızca kendi duygularını önemseyen bireyler olmalarına yol açabiliyor” dedi.

    Ebeveynler çocuklarına saygı ve anlayış göstermeli

    Yetişkinlerin kendileri için bekledikleri saygıyı çocuklarına göstermeleri de özgüven için atılacak önemli adımların başında geliyor diyen Gülşah Öztürk Erten, “Çocuklar deneme yanılma yolu ile öğreniyor ve öğrenme sürecinde yaptıkları denemeler için anlayış bekliyor. Aşırı katı disiplin ve müdahaleci tutum çocuğun kendisi ile ilgili benlik algısını düşürüyor. Ailelerin özgüveni yüksek bireyler yetiştirmek için çocuklarını küçük yaştan itibaren bir birey olarak görmesi, ihtiyaçlarını zamanında karşılaması, zaman ayırması, güvenmesi ve denemeler için onları cesaretlendirmesi büyük önem taşıyor” diyerek ailelerin çocukların özgüvenini geliştirmede dikkat etmesi gereken noktalara vurgu yaptı.

  • Sağlıklı Nesiller Yetiştirmek İçin Binlerce Gence Bisiklet Dağıttılar

    Bursa Halk Sağlığı Müdürlüğü, sağlıklı nesiller yetiştirmek için bin 277 gence bisiklet dağıttı.

    19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Bursa’da çeşitli okullarda eğitim gören gençlere bin 277 adet bisiklet dağıtan Bursa Halk Sağlığı Müdürlüğü, çocukları hareketli yaşamaya teşvik etmeyi hedefliyor. Hüdavendigar Kent Parkı’nda düzenlenen bisiklet dağıtım töreninde konuşan Halk Sağlığı Müdürü Özcan Akan, “Bursa Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak hareketli hayatı teşvik ediyoruz. Bu tür projelerin ilimizdeki tüm kurumlar ve özellikle de belediyelerimiz tarafından benimsenmesi ve sağlıklı hayat ortamları oluşturacak hizmetlerin giderek artan bir ivme ile halkımıza sunulmasını hedefliyoruz. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bin 277 adet bisikleti gençlerimize teslim ettik. Sağlıklı nesiller için bol hareket eden çocuklara ve gençlere ihtiyacımız var. Biz Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak çocuklarımızı bisiklete teşvik ederek sağlıklı fertler yetişmesine katkıda bulunuyoruz” dedi.

    Bisikletlerini alan gençler sevinç içinde evlerinin yolunu tuttu.

  • Prof. Dr. Şükran Şıpka: ‘’Amacımız Uluslararası Hukukçu Yetiştirmek’’

    Türk ve Fransız akademisyenleri bir araya getiren “Uluslararası Tahkim Nereye Gidiyor?” başlıklı çalıştay gerçekleşti. Hukukta uluslararasılaşmanın önemine değinen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka, ‘’Amacımız uluslararası hukukçu yetiştirmek’’ dedi.

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Centre de recherches juridiques de l’Université de Franche-Comté (CRJFC) işbirliği ile düzenlenen etkinlik, “Uluslararası Tahkim Nereye Gidiyor?” başlığı altında gerçekleşti. Fransızca ve Türkçe olarak düzenlenen çalıştay, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mahmutbey Yerleşkesi’nde gerçekleşti. Hukukta uluslararasılaşmanın son yıllarda büyük bir önem kazandığına değinen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şükran Şıpka, ‘’Hem Türkiye’nin hem global dünyanın birbirleriyle olan ticari ilişkileri, özellikle uluslararası hukuku bilen ve uluslararası arenada hukuk kurallarını uygulayabilecek hukukçulara, avukatlara ihtiyaç duyuyor’’ dedi.

    ‘’ULUSLARARASI TAHKİMDE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL EDECEK AVUKATLARA İHTİYAÇ VAR’’

    Hukuk dili olan İngilizcenin çok iyi bilinmesini gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Şıpka, ‘’Onun dışında da öğrencilerin ya da hukuk eğitimi alanların yurt dışına açılmaları, oradaki oluşumları, uluslararası kuralları da bilmeleri gerekiyor. Örneğin Uluslararası Tahkim diyoruz, bu oldukça önemli. Uluslararası Tahkimde yer alabilecek hatta burada Türkiye’yi temsil edecek avukatların olması gerekiyor. Biz de bunu öngörerek yeni oluşan hukuk fakültemizde buna ilişkin uzmanlık dersleri koyduk. Bununla da yetinmedik bir de uluslararası ticaret hukuku yüksek lisans programı açtık. Bunları yapmamızdaki amaç uluslararası alanda hukukçu yetiştirmek’’ diye konuştu.

    ‘’ÇOK SAYIDA ÜLKEDEN NİTELİKLİ AKADEMİSYENİ BİR ARAYA GETİRDİK’’

    Akdeniz Çalıştaylarının 6’ncısına ev sahipliği yaptıklarını ifade eden İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Cemil Yıldırım ise, ‘’Bu çalıştaylar Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde düzenlenen uluslararası ticaret hukuku alanındaki çalışmalardan oluşuyor ve özellikle uluslararası ticari tahkim alanında yoğunlaşılıyor. Bu vesile ile Türkiye’de belki ilk defa bu kadar geniş katılımlı bir uluslararası ticari tahkim etkinliği düzenleniyor. Etkinlik dahilindeki 28 tebliğ için yurtdışından 23 katılımcı geldi. Bunun haricinde farklı ülkelerden çok sayıda nitelikli akademisyen de bu etkinlik için burada. Bu çalıştay hem bizim hem de ülkemiz için çok önemli bir organizasyon’’ ifadelerinde bulundu.