Etiket: Yetiştirme

  • Gümüş’ten “destekleme yetiştirme kurslarına” ziyaret

    Gümüş’ten “destekleme yetiştirme kurslarına” ziyaret

    Safranbolu İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, ilçede hafta sonu açılan destekleme ve yetiştirme kurslarına katılan 8. sınıf ve 12. sınıf öğrencilerini okullarında ziyaret etti.

    Sınıfları tek tek gezerek öğrencilerle ve öğretmenlerle sohbet eden Gümüş, okullarda alınan Covid-19 tedbirleri, destekleme ve yetiştirme kursları ve yürütülmekte olan diğer eğitim öğretim çalışmaları hakkında okul yöneticilerinden bilgi aldı. Gümüş, “Bilindiği gibi bu yıl LGS ve YKS sınavlarına girecek olan ortaokul son ve lise son sınıf öğrencilerimiz için yarıyıl tatilinin başlaması ile birlikte Covid-19 tedbirleri alınarak destekleme ve yetiştirme kurslarımız yüz yüze başlamıştı. Okullarımızda bu kurslarımız başarılı bir şekilde yüz yüze devam ediyor. Bugün gençlerimizi ve kıymetli öğretmenlerimizi ziyaret edip DYK faaliyetlerimizi yerinde gözlemleyerek, öğrencilerimizin bir isteklerinin olup olmadığını sormak istedik” dedi.

    Okullarda Covid-19 tedbirlerinin üst seviyede alınmış durumda olduğunu ifade eden Gümüş, “Sınıflarımız ve okullarımızın bütün birimleri sürekli dezenfekte ediliyor. Maske ve mesafe kuralına uyuluyor. Safranbolu’daki okullarımızın tamamı ’Okulum Temiz’ belgesi almaya hak kazanarak eğitime hazır hale getirilmişti. Şuan 8. ve 12. sınıf öğrencilerimiz alınan tedbirler sayesinde güvenle okullarına gelip yüz yüze kurslara katılabiliyorlar. Safranbolu eğitim ailesi olarak bütün hedefimiz öğrencilerimizi geleceğe en iyi şekilde hazırlamak. Safranbolu’muz gerek LGS’de gerekse YKS’de alınan sonuçlar neticesinde akademik başarıda Türkiye’de oldukça başarılı bir yere sahip. Amacımız bu başarı çıtasını daha da yükseltmek. Bu konuda öğrencilerimize güveniyoruz. Her zaman bu başarılarda en önemli paya sahip öğretmenlerimize ve velilerimize de inanıyoruz. Bu vesileyle bu yıl LGS’ye girecek olan ortaokul son sınıf öğrencilerimize ve YKS’ye girecek olan lise son sınıf öğrencilerimize çalışmalarında kolaylıklar diliyor ve başarılı olacaklarına yürekten inanıyorum. Öğrencilerimizin mutluluğu bizim mutluluğumuzdur. Okul yöneticilerimize ve kıymetli öğretmenlerimize de her zaman ki gibi özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Desteklerini her daim yanımızda hissettiğimiz değerli velilerimize de öğrencilerimizin eğitim öğretim süreçlerine katkılarından dolayı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.

  • “Bilgi ve Hikmet Işığında İyi İnsan Yetiştirme İdealimiz” konferansı

    “Bilgi ve Hikmet Işığında İyi İnsan Yetiştirme İdealimiz” konferansı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde “Bilgi ve Hikmet Işığında İyi İnsan Yetiştirme İdealimiz” başlıklı konferans verdi.

    Osmanlı Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kur’an-ı Kerim’in ana amacının iyi insan yetiştirmek olduğunu söyledi. Erbaş, Tin Suresi’nde insanın en güzel bir şekilde yaratıldığının anlatıldığını hatırlatarak, “Peygamberlerle, peygamberlere verilen kitaplarla, ahlaki ilkelerle ve Allah Teala’nın insana verdiği akılla oluşturulan ilimle insanın bu özelliğini muhafaza etmesine destek olmamız, yardımcı olmamız lazım. Kainatın yaratıldığı andan itibaren Allah’ın rızasına uygun üretilen ilmin hedefinin de bu olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimetin İslam olduğunu dile getiren Erbaş, “Peygamber Efendimiz İslam üzerinden Müslümanı tanımlıyor, ‘Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Demek ki İslam, elinden ve dilinden emin olunan bir insan, yani iyi insan oluşturma sistemidir. İyi insana Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz ‘muhsin’ diyor. Ayeti kerimede, Allah Muhsinleri sever buyuruyor. Demek ki Kur’an’ın, peygamberlerin, kitapların amacı, iyi insanı yetiştirmek, onu özündeki en güzel olma, ahsen-i takvim özelliğini son nefesine kadar korunması için gayret etmektir, çalışmaktır. İnsana düşen bu değerini muhafaza etmek, onun için gayret etmektir” diye konuştu.

    “İnsanın aklına zarar verirseniz haram işlemiş olursunuz”

    Başkan Erbaş, Allah’ın insana bilme ve anlama kabiliyeti verdiğini belirterek, şöyle konuştu:

    “Biz buna akıl, idrak diyoruz ve korunması gerekiyor. Zarurat-ı hamse denilen beş korunması gereken husus vardır. Allah Teala’nın yarattığı herkesin temel hak ve özgürlükleridir bunlar. Dinin, aklın, malın, canın ve neslin korunması farzdır. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun Fetvalar kitabında aynen şöyle yazıyor, zarurat-ı hamse denilen beş şeyin korunması farzdır. Bu beş şeye zarar veren her şey de haramdır. İnsanın dinine engel olmak isterseniz haram işlemiş olursunuz. Aklına zarar vermek isterseniz haram işlemiş olursunuz. Canına zarar verirseniz, Kur’an’da insan öldürenin ebediyen cehennemlik olduğu anlatılıyor. İnsan öldürmek en büyük günahlardandır. Malına zarar verirseniz, haksız yere malını alırsanız haram işlemiş olursunuz. Nesle, insanoğlunun nesline zarar verirseniz haram işlemiş olursunuz.”

    Peygamber Efendimizin, ‘Allah’ım senden faydalı ilim isterim’ ve ‘Allah’ım faydasız ilimden sana sığınırım’ dualarını çokça yaptığını hatırlatan Erbaş, “Onun için bizim edindiğimiz bilgi aklımıza fayda vermeli. Aklımızı, neslimizi, dinimizi, canımızı, malımızı korumalı” ifadelerini kullandı.

    “Çocuklarımızın bilgisi de olsun, ahlakı da olsun”

    Erbaş, bilgi ve hikmet ışığında iyi insan yetiştirmekte ahlakın öneminin altını çizerek, “Çocuklarımızı, gençlerimizi ve öğrencilerimizi yetiştirirken güzel ahlaklı olmalarına da dikkat edeceğiz. Eğer ahlak yoksa bilgisi ne kadar çok olursa olsun, o bilgisinden ne kendisine ne de topluma fayda gelir. Bilgisi de olsun, ahlakı da olsun. Bizim medeniyetimiz ahlak medeniyetidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, üniversiteler ve tüm eğitim kurumları olarak ahlaklı insan yetiştirme noktasındaki çabalarımızı artırmalıyız. ‘Ağaç yaşken eğilir’ diye bir atasözümüz vardır. Onun için küçük yaşlarda çocuklarımıza ahlak ilkelerini öğretmeliyiz. Onlara rol model olmalıyız. Okul öncesi eğitime çok önem vermeliyiz. Ülkemizde çok geç başladığını düşünüyorum. Okul öncesi eğitimde de ahlak ilkelerini çocuklarımıza yetişme çağlarında öğretmemiz gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 4-6 yaş grubu Kur’an kursları diye bir proje başlattık. Kur’an kursu öğreticisi bayan hocalarımız onlara adeta annelik yaparcasına çocuklarımıza ahlak ve değerler eğitimi vermeye çalıştılar. Rabbimizi, Peygamberimizi, Kur’an’ı tanıtmak, bu aynı zamanda bir karakter eğitimidir” dedi.

    Konferansa Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, İnsan Kaynakları Genel Müdürü Akif Pusmaz, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Bilgin, çok sayıda davetli ve akademisyen katıldı.

  • Alternatif gıda kaynağı yetiştirme üzerine çalışma başladı

    Alternatif gıda kaynağı yetiştirme üzerine çalışma başladı

    Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Bilal Keskin ve Doç. Dr. Süleyman Temel, insan ve hayvan beslenmesinde alternatif bir bitkisel kaynak olması düşünülen Atriplex nitens bitkisini yetiştirmek için çalışmalara başladı.

    Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, artan küresel ısınma ve nüfus artışıyla birlikte her geçen gün besin gereksiniminin daha da önemli olduğu ve bu nedenle ekstrem iklim ve toprak koşullarında yetişebilen türlerin tercih edilmesi tespiti uyarınca, “Üniversitemiz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bilal Keskin ve Doç. Dr. Süleyman Temel, gübre ve sulama gereksinimi duymayan Atriplex nitens bitkisini temin ederek, Iğdır Üniversitesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürlüğü sahasında bilimsel çalışmalara başlamışlardır. İki yıllık araştırma sonuçları, Atriplex nitens bitkisinin bölge koşullarına iyi bir şekilde uyum sağladığını ve birim alandan elde edilen verimin yüksek olduğunu göstermiştir. Araştırmacılar bu bitkinin genç döneminde oluşturdukları yapraklarının insan gıdası olarak, ileri gelişme dönemlerinde ise tüm bitki aksamının yonca ve mısır bitkisi gibi hayvan beslenmesinde kullanılabilecek. Bitkinin marjinal alanlarda yetişebilmesi, ürettiği materyalin insan ve hayvan beslenmesinde kullanılabilmesi göz önüne alındığında, bölge için ekonomik bir alternatif bitki olabileceğini ve bu tür çalışmaların, Üniversitemiz bünyesinde devam edecektir” dedi.

  • Akar: “Erzurum Türkiye’nin buzağı yetiştirme bölgesidir”

    Akar: “Erzurum Türkiye’nin buzağı yetiştirme bölgesidir”

    İl Tarım ve Orman Müdürü Osman Akar Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği’nin 15 günde bir yaptığı “Şehir Konuşmaları” programı kapsamında bakanlığın ve il müdürlüğünün Erzurum’da yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler verdi açıklamalarda bulundu, dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırdı.

    Erzurum’un arazi varlığı ve kullanım şekli, tarımsal alanların sulama durumu hakkında bilgiler veren il müdürü Osman Akar, Erzurum’un 20 ilçesi, 1.187 mahallesi (köy), 25 milyon kilometrekare yüz ölçümüyle Türkiye’nin en büyük illerinden biri olduğunu, 767 bin olan şehir nüfusunun yüzde 35’inin kırsalda yaşadığını, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne bağlı çiftçi sayısının 35 bin, hayvansal işletme sayısının 56 bin, toplam tarımla uğraşan kayıtlı sayısının 72 bin ve ilin toplam tarımsal üretim değerinin 6,5 milyar TL olduğunu söyledi.

    Erzurum’un 1.592.963 hektar mera alanıyla ülkemizin mera varlığının yaklaşık yüzde 11’ine sahip olduğunun altını çizen Akar, 24 mahallede (köyde) 296 bin dekar alanda mera ıslah ve amenajman projesinin tamamlandığını, 10 mahallede 168 bin dekar alan meranın ıslah çalışmasının da devam ettiğini, 62 bin dekar alanda da 3 mera ıslah projesi hazırlandığını söyledi.

    İl tarım ve Orman Müdürü Osman Akar’ın açıklamaları özetle şöyle:

    “Erzurum Türkiye’nin buzağı yetiştirme bölgesidir. Burada yetişen buzağılar Türkiye’nin dört bir tarafına gönderilir. Bu da, Erzurum’daki hayvan sağlığını korumak Türkiye’deki hayvan sağlığını korumak anlamına gelir. 43 veterinerimiz yıl boyunca 3 milyon aşılama yaptı. Coğrafyası bu kadar geniş bir şehirde aşılama ve küpeleme için her ahıra yaz kış her veterinerimiz 5 kez girmek zorunda. Her doğan buzağıya maddi destek oluyoruz. Doğan bir bebeye çeyrek altın takar gibi Fedakârca çalışan ve tüm köylere yetişmeye çalışan ve görevini aksatmayan ekibime teşekkür ediyorum.

    Erzurum büyükbaş hayvan varlığında 769 bin başla iller arasında Türkiye’nin ikinci, süt üretiminde 939 bin ton ile Türkiye’nin üçüncü, küçükbaş hayvan varlığında 649 bin baş koyun ile Türkiye’nin 15., 97 bin baş keçi ile Türkiye’nin 33. ilidir. Hedefimiz kayıtlı büyükbaş hayvan sayısını bir milyonun üzerine çıkarmak Erzurum süt, kırmızı et, bal ve yumurta üretiminde öne çıkmaktadır. Sektörün daha verimli olması için çiftçi eğitim programlarımız yıl boyunca devam etmektedir.

    Erzurum’da üretilen etin de sütün de balın da meyvenin de sebzenin de lezzet ve vitamin değeri çok yüksektir. Yaptığımız işin çok kapsamlı olması nedeniyle birçok kurumla işbirliği içinde olmamız gerekiyor: Orman Bölge Müdürlüğü, Devlet Su İşleri, Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar, tarım Kredi kooperatifi, TKDK, Doğu Anadolu tarımsal Araştırma Enstitüsü, İl Gıda Kontrol Laboratuvarı, Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü, TMO, Et ve Süt Kurumu, Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Tarsim, Belediyeler, Tapu Kadastro

    Buzağı desteği, tohum desteği, ahır desteği, meyve fidancılığı desteği, soğuk süt zinciri, mera ıslahı, tarla-toprak ıslahı, su ürünleri desteği, sulama desteği, seracılık desteği, tarla bitkileri üretimi, sebze ve meyve üretimi ve kontrolleri, gıda denetimleri… Adeta gökle yer arasındaki her şeyin kurumumuzun bir şekilde ilgi alanı… Şehrin hem merkezi hem kırsalı bir bütün olarak Tarım ve Orman Müdürülüğünün çalışma alanı…”

    Daha sonra dinleyicilerden gelen soruları cevaplayan Tarım ve İl Müdürü Osman Akar’a ŞEHİRDER Başkanı Vedat Eğilmez program sonunda teşekkür plaketi takdim etti.

  • Miniklerin bitki yetiştirme heyecanı

    Gebze Belediyesi Güzel Gelecek Akademisi Anaokulu Üniversitesi’nin katılımcı minikleri, bitki yetiştirmenin heyecanını yaşıyor.

    Birçok alanda eğitim gören minikler, çiftlik atölyesinde marul dikerek ekim yapmayı öğrendi. Etkinlik sırasında oldukça keyifli oldukları gözlenen minikler, toprakla uğraşmanın verdiği mutluluğu yaşadı. Doğaya karşı sevgi ve farkındalıklarının oluşması amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte minikler, diktikleri marul fidanlarını suladı. Bu tür etkinliklerin çocukların gelişimlerinde oldukça önemli olduğunu ifade eden yetkililer, “Bu etkinlikler sayesinde çocuklar doğaya karşı hem sorumluluk sahibi oluyor hem de enerjilerini atıyorlar” dediler.