Etiket: Yetişemiyor

  • “GİMDES, tanınma isteyen sertifikalama kuruluşlarına yetişemiyor”

    GİMDES Başkanı Dr.Hüseyin Kami Büyüközer yaptığı açıklamada dünyanın çeşitli ülkelerinden tanınma isteyen sertifikalama kuruluşlarının taleplerine yetişemediklerini belirtti.

    Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr.Hüseyin Kami Büyüközer, birçok sertifikalama kuruluşunun kendilerine tanınma istediğinde bulunduğunu belirtti. Büyüközer, yaptığı açıklamada İngiltere’den, İspanya’dan, İtalya’dan, Hindistan’dan, Bengaldeş’ten, Tataristan’dan, Güney Kore’den, Japonya’dan, Polonya’dan, Hollanda’dan, Almanya’dan, İsviçre’den, Bosna’dan, Sri Lanka’dan, Fildişi Sahilleri’nden, Yeni Zelanda’dan, Kolonbiya‘ dan, Taiwan’dan, Ruanda’dan, Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan birçok sertifikalama kuruluşları GİMDES’in uluslararası güvenirliliğinden yararlanmak maksadı ile tanınma isteğinde bulunuyorlar. GİMDES bu tanımayı yapabilmek için yoğun bir prosedür uyguluyor. Kuruluşun uyguladığı standartları, denetim uygulama prosedürleri, denetim kadrosu, hem evrak üzerinde hem bizzat işyerlerinde uygulanan denetimler ile inceleniyor. Uygun olan kuruluşlara bir yıllık tanınma belgesi veriliyor. Bu güne kadar 16 kuruluşa Tanınma prosedürü uygulanmıştır” ifadelerini kullandı.

    GİMDES’in şartları

    Büyüközer, GİMDES’in olmazsa olmaz şartlarını “Sertifikalama sisteminde hiçbir gayrimüslim çalıştırılamaz. Kapsam içi ürünlerle, kapsam dışı ürünler aynı bantta üretilemez, depolanamaz, taşınamaz. Kapsam içi ürünlerde kullanılan; ham madde, yardımcı madde ve katkı madde GİMDES veya GİMDES’in kabul ettiği bir helal sertifikaya sahip olması şarttır. Bu şartları yerine getiremeyen üretici firmalara sertifika verilemez” şeklinde sıraladı.

    Büyüközer, bu kriterlere uygun çalışan kuruluşlara GİMDES tarafından Tanınma Belgesi verildiğini dile getirdi. Bu kapsamda önceden GİMDES’e müracaat etmiş olan Makedonya Cumhuriyeti İslam Dini Birliği Helal Standart Ajansından Başkan Muhamer Veseli ve heyetinin GİMDES’i ziyaret ettiğini aktaran Büyüközer, “İlk defa tüm Helal sertifikalama prosedürlerini GİMDES’i örnek alarak hazırlayan kuruma Tanıma Belgesi hazırlanmıştır. Bu ayın içerisinde de WHC kongresinde WHC üyesi olması için gerekli müracaat yapılacaktır. İkinci ziyaretçi Kuruluş İngiltere’den . Önceden yaptığı müracaat üzerine bütün denetim prosedürlerinin yapıldığı ‘Halal Regulatory Commission’ sertifikalama kuruluşundan Kurum Başkanı Shaykh Tauqir Ishaq GİMDES merkezini ziyaret etti. Bu güne kadar yapılan çalışmalar gözden geçirildi. Prosedürlerin sonuçlanması için eksik evrakların ve çalışmaların yapılması kararlaştırıldı” açıklamalarını yaptı.

  • Ukrayna’dan beşiz doğuran koyun getirdi, siparişlere yetişemiyor

    Bursalı girişimci, Ukrayna’dan bir batında beşiz yavrulayan koyun getirdi, şimdi siparişlere yetişemiyor.

    Mustafa Aydın, 2 yıl önce Ukrayna’dan 14 ayda iki kez doğuran ve bir batında 2 ila 5 tane yavru yapan Romanov cinsi koyun getirdi. İlk getirdiği 100 koyun 14 ayda 600 adet yavruladı. Bu koyunların hepsini satan Aydın, 300 tane daha anaç koyun getirdi. Gebe olan bu koyunlardan 900 adet yavru bekleyen Mustafa Aydın, doğmamış yavruları talep yoğunluğundan annelerinin karnında sattı.

    Çok doğurma özelliği bulunan koyunlarının kuzularını satan ve taleplere yetişemeyen Aydın, bu çok doğurma özelliği bulunan koyunlar sayesinde ülkemizde et fiyatlarını ucuzlatmayı düşündüğünü ifade ederek, “Ben yaptığım uzun araştırmalar neticesinde Romanov cinsi koyunların çok doğum yapma özelliği olduğunu öğrendim. Uzun uğraşlar sonucu bu koyunlardan 100 adet getirdim. Bu koyunlar 14 ayda 600 adet yavruladı ve doğan yavruların hepsini sattım. Talepler artınca şimdi 300 tane daha getirdim. Bunlarında hepsi gebe. Aşırı talepten dolayı bunların doğmayan yavrularını bile sattım. Bu koyunlar ülkemizde yaygınlaşırsa küçükbaş et fiyatlarının düşeceğini ümit ediyorum” dedi.

  • Köyünde yeşil yumurta üreten kadın taleplere yetişemiyor

    Sivas’ın Gölova ilçesine bağlı Karayakup köyünde yaşayan Nurhan Doğan, aldığı iki tavuğun yeşil yumurta vermeye başlamasının ardından başladığı işte şimdi taleplere yetişemiyor.

    İlçeye 9 kilometre uzaklıkta bulunan Karayakup köyünde yaşayan evli ve 3 çocuk annesi Nurhan Doğan (37), iki adet tavuk aldı. Tavukların yeşil yumurta verdiğini fark eden Doğan yumurtayı araştırmaya başladı. Yaptığı araştırmalarda yumurtanın vitamin değerinin çok yüksek olduğunu öğrenen ev hanımı Doğan yumurtadan üretmeye başladı. Zamanla şehir dışına da satış yapmaya başlayan Doğan şimdi taleplere yetişemiyor.

    İki tavuk ile üretime başlatığını ifade eden Nurhan Doğan,”Yeşil yumurtlayan tavuklara 2-3 tavuk olarak başladım şu anda bunlara vitamin değeri yüksek diye çok talep var. İsteyen de çok ben de elimden geldiği kadar çoğaltmaya çalışıyorum. İnşallah da daha ilerleteceğim. Yeşil yumurtlayan tavukları çoğaltacağım yan tarafa bir kümes daha yapacağız tavukların sayısını 100’e kadar çıkartmak istiyoruz” dedi.

  • (Özel Haber) Adam boyu kılıç yaptı, siparişlere yetişemiyor

    Bursalı bıçakçının yaptığı adam boyu kılıçlar Türkiye’nin her yerinden talep görüyor.

    Son yıllarda artan Osmanlı dönemi dizileri sebebiyle tarihi kılıçlar rağbet görüyor. Diriliş Ertuğrul’un kullandığı kılıçlar ilgi görürken, bazı vatandaşlar ise kimsede benzeri bulunmaması için normalin çok üstünde kılıç siparişleri veriyor. Antalya’dan gelen insan boyunda kılıç siparişini 15 günde bitiren Bursalı bıçakçı Aziz Şen, 10 kilo ağırlığında ve 1 metre 70 santim boyundaki kılıcın fiyatının 5 bin lira olduğunu söyledi.

    Dev kılıcı 2 kişi zor tutabiliyor. Gelen özel sipariş üzerine bir insan boyundaki kılıcı iki haftada yaptığını ifade eden Aziz Şen, “Osmanlı dizilerinde kullanılan kılıçlara büyük rağbet var. Vatandaşlar özellikle Diriliş Ertuğrul dizisinde kullanılan kılıçlardan istiyor. Biz de imal edip satıyoruz. Ama bazı müşteriler özel sipariş veriyor. Antalya’dan gelen sipariş üzerine insan boyunda özel kılıç yaptık. Bu kılıç 10 kilo ağırlığında ve 170 santim boyunda. 15 günde elde imal edildi. Fiyatı ise 5 bin lira. İki kişi zor tutabiliyor. Artık vatandaşlar doğum günlerinde sevdiklerine üzerine ismini yazdırdıkları kılıç hediye ediyorlar. Kılıçlara büyük ilgi var” dedi.

  • (Özel Haber) Teknoloji uyuşturucu tacirlerinin hızına yetişemiyor

    Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Rüstem Aşkın, kan veya idrardaki uyuşturucuyu tahlil etmek için satın aldıkları son teknoloji ürünü pahalı cihazların, sistemin işleyişini bir hafta içinde çözen uyuşturucu tacirleri tarafından yanıltıldığını söyledi.

    İhlas Haber Ajansı Bursa Bursa Bölge Müdürlüğü’nü ziyaret eden Bursa Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Rüstem Aşkın, sağlık ve yatırımlar hakkında bilgi verdi. Bursa’da AMATEM’de 3 uzman, ÇEMATEM’de 1 uzman ve çocuk psikiyatrisi doktorunun bulunduğunu belirten Rüsten Aşkın, uluslararası standartlarda hizmet verdiklerini söyledi. Bu merkezlerde tedavi olan erişkin veya çocukların her zaman ‘yüzde 100 tedavi olur’ gibi bir yanlış intiba olduğunu ifade eden Aşkın, “Bu bizi vatandaşla karşı karşıya getiriyor. Burada tedavi oranları yüzde 100 değildir. Eğer biz tedavi oranlarında yüzde 30’ları bulabilirsek bunu başarı olarak görüyoruz. Tedavide gönüllülük esası önemlidir. Zaman zaman bu konuda emniyet güçlerimizle de karşı karşıya kalıyoruz. Alkol veya uyuşturucu kullanmış bir kişiyi getirip tedavi için yatırmamızı istiyorlar. Ama gönülsüz yatırma şansımız yok. Özgürlüğünü alıkoymuş oluyoruz. Gönüllü olarak bir uyuşturucu bağımlısı bize gelip tedavi talep etmeli ki, gereken işlemi yapalım. Gönülsüz yatırdığımızda faydalı olma ihtimalimiz çok düşüktür. Bunun hukukî sıkıntısı da var. Dava açabiliyor. Bu kişilerin tedavi ve nakli için kanunî düzenleme lâzım” dedi.

    Herhangi bir maddeyi idrarda veya kanda bulmak için kullanılan cihazların, zehir tacirlerince madde üzerinde oynama yapılarak yanıltılabildiğini belirten Aşkın, “Yaptığımız incelemelerde, uyuşturucunun değerleriyle oynandığı için sonuca ulaşamıyoruz. Her hafta, her ay yeni bir cihaz alma imkanımız da yok. Bunlar pahalı cihazlar. Bu gibi sıkıntılar olabiliyor. Uyuşturucu tacirlerin hızına yetişmemizin imkanı yok. Onlar bir hafta içerisinde kendilerini yenileyebiliyor. Bunun içinde biz kandaki veya idrardaki uyuşturucuyu ispat edemiyoruz. Bu da o kişiye herhangi bir yaptırım uygulamamıza mani oluyor” diye konuştu.

    Uyuşturucunun önüne geçilmesi için herkesin el birliği yapması gerektiğini belirten Prof. Rüstem Aşkın, “Herkesin söylediği şeyi tekrar etmiş olacağım ama, bu zehirlerin kullanılması ve ticareti gibi alanlarda önleyici tedbirler lazım. Bağımlıları tedaviden çok, bunlarla gençlerimizin temasını asgariye indirmek mühim” şeklinde konuştu.