Etiket: yetecek

  • Barajlarda Şubat ayına yetecek kadar su var

    Bursa’nın içme suyunu karşılayan iki barajlardan gelen haberler sevindirdi. Hiç yağış olmasa bile Bursa’nın 2019 yılı şubat ayı ortalarına yetecek kadar suyu var.

    Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü’nden (BUSKİ) alınan bilgiye göre, Bursa’nın içme suyu ihtiyacını karşılayan Doğancı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 69.49, Nilüfer Barajı’nda doluluk oranı yüzde 9.21 olurken, ortalama doluluk oranı yüzde 38.77 olarak tespit edildi. Toplam kullanılabilir su hacminin ise 25 milyon 784 bin 431 metreküp olduğu belirtildi.Yapılan açıklamada, hiç yağış olmasa bile 2019 yılı şubat ayı ortalarına kadar su sıkıntısı çekilmeyeceği belirtilirken, yetkililer suyun yine de tasarruflu kullanılması gerektiği hususunda halkı ikaz etti.

  • Uzun, “Amacımız kendimize yetecek kanı karşılamak”

    Türk Kızılayı Karabük Kan Bağışı Merkezi tarafından düzenlenen yemek programında düzenli olarak kan bağışı yapan kişilere altın, gümüş ve bronz madalya verildi.

    Karabük Öğretmenevi’nde verilen yemek programına Türk Kızılayı Karabük Şube Başkanı Mehmet Uzun, İl Milli Eğitim Müdürü Ali Köse, , SGK İl Müdürü İsmail Yıldırım, Karabük Kan Bağışı Müdürü Serkan Kahveci, Karabük Kızılay Şube Yönetim Kurulu üyeleri, Bartın Kızılay Şube Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeleri ve kan bağışçıları katıldı.

    Düzenlenen yemek eşliğinde madalya almaya hak kazanan kan bağışçılarına 3 plaket, 2 altın, 13 gümüş ve 115 bronz madalya verildi.

    “Amacımız kendimize yetecek kanı karşılamak”

    Türk Kızılayı Karabük Şube Başkanı Mehmet Uzun kan veren bilinçli insanlar sayesinde güzel şeyler olacağına inandığını belirterek, “Para ile satın alamayacağımız tek şey kandır. Gerçekten kan ihtiyacı olanlar bizi çok sık arıyorlar. Halen para ile kan satılıyor düşüncesi var. Bunu bir türlü yıkamıyoruz. Ama inanın hastanelerden kan istedikleri zaman bizim bölge müdürlüğümüz olan Düzce’den gece üçte olsa beşte olsa ihtiyaç olan kan geliyor. Onun için çok önemli. Karabük’te şuana kadar yıllık 10 bin 700 civarında kan alıyoruz. Fakat Karabük’e getirdiğimiz kan 14 bin 300. Yani Karabük’te ihtiyacımız olan kanı karşılayamıyoruz. Bizim amacımız kendi kendimize yetecek kanı bulabilmek. Buda sizin gibi saygıdeğer, bilinçli vatandaşlarımızın gayretleriyle olacak. Ben gerçekten dünyada yapılan en güzel şeyin kan vermek olduğunu düşünüyorum” dedi.

    Konuşmanın ardından madalya almaya hak kazanan bağışçılara madalyaları verildi.

  • Bakan Fakıbaba: “Türkiye et ithal etmeyecek ve kendine yetecek”

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, yakın zamanda Türkiye’nin et ithal etmeyeceğini, kendisine yeteceğini söyledi.

    Türkiye’de Tarım Politikaları ve Ülke Ekonomisine Katkıları Uluslararası Sempozyumu değerlendirme oturumuyla sona erdi.

    Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve Harran Üniversitesi iş birliğiyle 12-14 Nisan 2018 tarihlerinde Şanlıurfa’da Türkiye’de Tarım Politikaları ve Ülke Ekonomisine Katkıları Uluslararası Sempozyumu gerçekleştirildi. Sempozyuma katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, milli ekonominin temelinin ziraat olduğuna değinerek, tarımı stratejik ve iktisadî bir sektör haline getirdiklerini ve çiftçiyi de bu stratejinin tam merkezine alarak projeler belirlediklerini söyledi.

    81 milyonluk ülke nüfusumuzun yanında ağırlanan misafirlerle de nüfusun 90 milyona ulaştığını belirten Fakıbaba, zaman zaman gündeme gelen et ithalatıyla ilgili de önemli açıklamalarda bulundu. “Türkiye et ithal etmeyecek ve kendine yetecek” diyen Fakıbaba, şu an et ihraç eden ülkelere bakıldığında 15 yıl öncesine kadar bizim gibi et ithalatçısı olduklarını; onlar başardılarsa bunu bizim de başarabileceğimizi kaydetti.

    250 bin damızlık projesi ile hayvansal ürünler ithalatını yakın zamanda bitireceklerini söyleyen Fakıbaba, ilk olarak 26 Nisan’da Şanlıurfa’dan başlatacakları 300 damızlık koyun projesi ile orta ve uzun vadede hayvan ithal eden değil ihraç eden ülke konumuna geleceğimizi söyledi.

    Bakan Fakıbaba’nın teşrifinin ardından devam eden oturumlarda toplam 40 bildiri sunularak Türkiye’de tarım çeşitli yönleri ile bilimsel olarak tartışıldı.

    Bildiri sunumlarının adından gerçekleşen değerlendirme ve kapanış oturumunda Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turan Binici, Atatürk Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Dr. Nihat Büyükbaş ve Harran Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Müjde Sakar değerlendirmelerde bulundu.

    Beyhan yapmış olduğu değerlendirmede, sempozyuma konu olan tarım politikaları ve ülke ekonomisine katkılarının da Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı’nın inceleme ve araştırma alanı içerisine girdiğini belirterek, sulamadan tohum ıslahına pek çok hadise ile karşı karşıya olunduğunu dile getirdi. Sempozyumda sunulan 40 adet bildiriden 26’sının tarihle ilgili ve zamanımıza ulaşan bilgi ve belgeler ışığında toparlanıp tahlil edilen bildiriler olduğunu da sözlerine ekleyen Beyhan, geçmişi geleceğe taşımak açısından bunun önemli olduğunu vurguladı. Beyhan sözlerine şöyle devam etti: “Akademi dünyası bilgi üretir, yegane işi odur. Bilgi üretir, problemleri tespit eder, bu problemlere yönelik çözüm önerilerini geliştirir. Uygulayıcılar, devlet adamları, siyasetçiler de bu bilgiden yararlanırlar. Bu bilgiler üzerine siyasetlerini inşa ederler.”

    Binici, tarım politikasının sadece statik bir politika olmadığını dinamik bir yapıya da sahip olduğunu belirtti. Tarım ekonomistleri açısından alışıldık olmayan bir sempozyum gerçekleştiğini belirten Binici, tarım ekonomistlerinin, bir tarım politikası uygulandığında bunun kimi ve hangi kesimleri etkilediğini, sürecin nasıl işlendiğini ve sonuçta bundan kimlerin faydalanacağını göz önünde bulundurduklarını fakat gerçekleşen bu sempozyumla birlikte tarım politikalarına tarihsel açıdan bakıldığını ve bunun da farklı bir bakış açısı getirdiğini ifade etti.

    Büyük ve bereketli bir ovaya ve en köklü ziraat fakültesine sahip ilimizde bu sempozyumun gerçekleştirmenin isabetliliğine değinerek sözlerine başlayan Dr. Nihat Büyükbaş, Atatürk Araştırma Merkezi olarak kurumsal anlamda ilk defa Şanlıurfa’da bir sempozyum gerçekleştirdiklerini belirtti. Büyükbaş, iş ve işlemlerimizde ve stratejilerimizde kullanmaya çalıştığımız bilgiyi başkaları ürettiği için yerel meselelerimize yerli bilgi arayışı içerisinde olduklarını sempozyumun bu alandaki bilgi üretimi açısından önemli olduğunu bildirdi. Türkiye’nin eğitim yoluyla pek çok şeyi başarmak üzere yola çıktığını söyleyen Büyükbaş, bugün bir dünya markası haline gelen Malatya kayısısının dönemin bir eğitim kurumunun ziraat dersleri vasıtasıyla yöreye geldiğini, eğer ziraat ve veterinerlik fakülteleri bu yönde çalışmalara öncülük edebilirlerse eğitimin amacına ulaşabileceğini de sözlerine ekledi.

    Dr. Öğr. Üyesi Zeynep Müjde Sakar, bildirilerini sunan değerli bilim insanlarından önemli bilgi ve değerlendirmeler aldıklarını ifade etti.

    İleriye yönelik vizyon geliştirici sunumlar yapıldığını belirten Sakar, sempozyumda tarımın dünü ve bugünü ile tarımın ortaya çıkış noktası, uygulamaları, problemleri, siyasi, sosyal ve ekonomik hayattaki yeri, tarım politikalarının değişim nedenleri, tarım potansiyeli gibi önemli konulara değinildiğini belirtti.

    Sempozyumda sunulan bildiriler 2018 yılı içerisinde kitaplaştırılıp e-yayın olarak Başkanlığın genel ağ sayfasından kamuoyunun istifadesine ücretsiz olarak sunulacak.

  • Havranlı öğrencilerden anlamlı mesaj “Tüm dünyaya yetecek kadar zeytin dalımız var!”

    Balıkesir’in Havran İlçesi Muzaffer Leman Akpınar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrenci ve öğretmenleri tarafından Zeytin Dalı operasyonu nedeniyle Afrin’de bulunan Mehmetçiğimize destek amacıyla zeytin ağacı dikme etkinliği yapıldı.

    Düzenlenen programa Kaymakam Şeref Aydın, Havran Belediye Başkanı Emin Ersoy, Havran İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Söbüoğlu, daire amirleri, okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Program Okul Müdürü Ali Rıza Dörtkol’un etkinlik hakkında yaptığı konuşmayla başlarken akabinde Mehmet Emin Çelik tarafından Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Müftü Vekili Mehmet Zeki Durmuş tarafından şehitler ve dünya barışı için yapılan dualarla devam etti. Edilen duaların ardından okul bahçesine zeytin ve selvi fidanları davetliler ve öğrenciler tarafından dikildi. Fidan dikimine katılan öğrenciler “Tün dünyaya yetecek kadar Zeytin Dalı’mız var” mesajını verdiler. Fidan dikiminden sonra yapılan lokma hayrı ile program sona erdi.

  • ASKİ: “Ankara’nın hiç yağmur yağmasa bile 1 buçuk yıl yetecek suyu var”

    Ankara Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürü Necmettin Tahiroglu, beklenen son bahar yağışlarının yok denecek seviyeye düştüğünü belirterek, Ankara’nın barajlarında hiç yağmur yağmasa bile 1 buçuk yıl yetecek su bulunduğunu söyledi.

    Meteoroloji’den edinilen bilgiye göre, Ankara’da 1 Ekim-10 Kasım tarihleri arasında son 30 yılda ortalama yağış miktarı 44,1 milimetre iken, bu yıl 1 Ekim-15 Kasım arası yağış miktarı 8 milimetreye düştü. Ankara çevresine düşen yağışların ekim ve kasım ayında yok denecek kadar azalması çiftçiler için tohum ekimi dönemi olması nedeniyle tarımı olumsuz etkilerken, şehre su sağlayan barajları da olumsuz etkiledi. Ankara’nın içme suyu ve barajlarının doluluk oranlarıyla ilgili bilgi veren ASKİ Genel Müdürü Necmettin Tahiroglu, barajların doluluk oranının yüzde 30 seviyesinde olduğunu söyledi. Beklenen sonbahar yağışlarının yok denecek seviyeye düşmesine rağmen Ankara’nın barajlarında hiç yağmur yağmasa bile 1 buçuk yıl yetecek su bulunduğunu belirten Tahiroğlu, “Doluluk oranının düşük olmasının sebebi, barajlarımızın toplam hacminin çok büyük olmasıdır. Barajlarımızın toplam hacmi 1 milyar 600 milyon metreküpe yakındır. Bu rakam ise İstanbul’un bütün barajlarının toplam kapasitesinin neredeyse iki katı büyüklüğündedir” diye konuştu.

    “Uzun yıllar su garantimiz var”

    Tahiroğlu, “Yağışların azalması ve tüketimin artmasına rağmen Başkent’in su ihtiyacını karşılayan Kurtboğazı, Eğrekkaya, Akyar, Kavşakkaya, Çubuk-2, Çamlıdere ve Elmadağ barajlarında biriken su miktarı 471 milyon metreküp seviyesinde. Barajlarımızda hiç yağmur yağmasa bile bu oran Ankara’nın 1 buçuk yıl su ihtiyacını karşılayacak seviyede. Biliyorsunuz Kesikköprü ve Hirfanlı barajları da var. Bu bizim uzun yıllar su garantimiz. Kızılırmak da Ankara için büyük bir sigorta” dedi.

    “Aynı ihtiyaçlar çok daha az suyla karşılanabilir”

    Tahiroğlu, “Her ne kadar barajlarımızda suyumuz yeterli olsa da tasarrufu hiçbir zaman elden bırakmamak gerekir. Tasarruf bir yaşam biçimidir. Suyumuzun sadece bugün için değil, gelecek yıllarda da ihtiyacımıza cevap verebilmesi için lütfen israf etmeden tasarruflu kullanalım” diyerek bilinçli su kullanımını alışkanlık haline getirmenin sınırlı bir kaynak olan suyun korunması açısından büyük önem taşıdığına işaret etti. Alınabilecek birkaç pratik önlemle aynı ihtiyaçların çok daha az suyla karşılanabileceğini ve bu sayede hem ülke ekonomisine hem de aile bütçesine büyük katkı sağlanabileceğini ifade eden Tahiroğlu, pratik su tasarruf yöntemlerinden bazılarını şöyle sıraladı:

    “Evde damlatan musluklar tamir ettirilmeli. Araçlar, hortumla değil, kovaya doldurulacak suyla yıkanmalı. Bulaşık ve çamaşır makineleri tam doldurulmadan çalıştırılmamalı. Musluklarda ve duş başlıklarında su akışını azaltan ancak su basıncını artıran yeni sistemler kullanılmalı. Sebze ve meyveler elde yıkanmak yerine su dolu bir kapta yıkanmalı. Özellikle iş yerlerinde tuvaletlerde musluklar açık bırakılmamalı.”