Etiket: Yenen

  • Meme kanserini yenen projeye cumhurbaşkanından ödül

    Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşah Çeçener, doktora öğrencisi ile birlikte hazırladığı projede meme kanserli hücreleri öldürmeyi başardı. Dünyada bir örneği daha bulunmayan projeyi başarı ile tamamlayan araştırmacılar, YÖK tarafından ‘Üstün Başarı Ödülü’ne lâyık görüldü. Akademisyenler ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşah Çeçener ve doktora öğrencisi Gamze Güney Eskiler, meme kanseri alanında hazırladıkları doktora projesi ile YÖK tarafından verilen ödüle lâyık görüldüler. Akademisyenler ödüllerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldılar.

    Proje hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gülşah Çeçener, tamamladıkları doktora tezi ile tedavisi çok zor olan ileri evre meme kanserinde önemli bir adım oluşturduklarını söyledi. Meme kanserinin tedavisi sırasında kullanılan ilaçlara direnç geliştiğini vurgulayan Çeçener, “Bu ilâç direncinin aşılabilmesi için ileri safha meme kanserinin tedavisinde kullanılan güncel bir ilacın formülasyonunu değiştirerek ilaca dirençli meme kanseri hücre hatlarında kanserli hücrelerin programlı ölümünü sağladık. Üstelik normal hücrelere zarar vermeden bu işlemi gerçekleştirdik. Bu süreci hayvan modelleriyle de desteklediğimiz ileri projelerle devam ettirerek etkin bir ilacın geliştirilmesine katkı sağlamayı planlamaktayız. Kanserin etkin tedavisi için oluşan ilaç direncini aşabilmek en önemli hedefimizdir. Araş. Gör. Gamze Güney’in Doktora tezi kapsamında gerçekleştirilen çalışmamız nanoparçacıklar kullanılarak formülasyonu değiştirilen bir PARP inhibitörünün ileri evre meme kanseri hücrelerinde oluşan ilaç direncini aşarak hücrelerin programlı ölümünü gerçekleştirmesi, kanserli hastalarda etkin tedavi konusunda ümit vaat edici önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu çalışma ile İleri evre agresif seyreden BRCA mutasyonu taşıyan meme kanserli hastalara verilen tedavinin etkinliğini in vitro (hücre kültürü) düzeyindeki çalışmamız ile, ilk kez başarıya ulaştırdık. Uluslararası çalışmalarda kanserli hücrelerde ilaçlara direnç geliştirme ve etkin tedavi modelleri çok yeni ve önemli bir araştırma konusudur. Bizim doktora projemiz bu alanda yapılan özgün değeri yüksek ilk çalışma oldu. Tezimiz Uludağ Üniversitesi’nin Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Son yıllarda geliştirilmiş akıllı ilaçların bireye özgün tedavisinin etkinliğini arttırmaya yönelik planlanan çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular, hastalarda etkin tedavi sağlanabilmesi adına ümit vaat edici bir gelişme olarak değerlendirilebilir” dedi.

  • (Özel) Otizmi yenen 5 yaşındaki Eylül’ün değişimi ailesini sevince boğdu

    Kocaeli’de çevresindekilerle iletişim kuramadığı şikayetiyle gittiği hastanede otizm tanısı konulduktan sonra at ve havuz terapisiyle yapılan tedavi ile rahatsızlığını yenen 5 yaşındaki Eylül Yılmaz, iletişim kurmaya başladığı ailesini sevince boğdu.

    Kocaeli’nin Körfez ilçesinde yaşayan Eylül Yılmaz, 2012 yılında dünyaya geldi. Eylül’ün büyüdükçe davranış problemleri yaşadığını ve iletişim kuramadığını fark eden ailesi kızlarını hemen doktora götürdü. Doktorlar otizm tanısı koydukları minik Eylül’ün iyi bir rehabilitasyon sürecinden geçmesi gerektiğini aileye önerdiler. Bunu üzerine arayışlara başlayan Yılmaz ailesi, minik Eylül’ü Başiskele’de bulunan Atlantis Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürdüler. Merkezde özel eğitmenlere teslim edilen minik Eylül iki yıl boyunca at ve havuz terapilerinin de içinde tedaviye alındı. Aldığı eğitimlerin ardından otizmi yenerek ailesiyle konuşmaya başlayan minik Eylül, iletişim kuramadığı çocuklar ile oynamaya başladı. Kızlarının tedavi öncesi çok hırçın olduğunu ifade eden anne Eda Yılmaz, minik Eylül’ün tekrar kendileriyle iletişim kurduğu için çok mutlu olduklarını dile getirdi.

    “Merhabalaşmayan, bir şey söylediğimizde dönüp bakmayan bir öğrenciydi”

    Eylül’ün aldığı sevgi üzerine kurulu eğitim sonrasında otizmi yendiğini söyleyen öğretmeni Fizyoterapist Esra Baran, “Atlı ve havuz terapisi ile çocuklar sınıf ortamından uzaklaşırlar. Atlı terapi ile dışarıdaki sosyallikleri artar ve kendine olan öz güvenleri gelişir. Çünkü at çok büyük bir hayvandır. Çocukların onu kontrol edebilme kuvvetine sahip olduklarını bilmeleri, onu hissetmeleri onlardaki öz güvenleri arttırır. Ayrıca etraflarında, insanlarla olan etkileşimleri artar. Çünkü atla bir etkileşim içindedirler. Eylül, 2 yıl önce otizm tanısı ile kurumumuza geldi. Merhabalaşmayan, bir şey söylediğimizde dönüp bakmayan bir öğrenciydi. Kesinlikle iletişim kurmuyordu, çok içe kapanıktı. Şimdi kendisi ‘Merhaba’ diyor, bizim bile söylememize fırsat vermeden. Derse güle oynaya gidiyoruz, her türlü etkinliği birlikte yapıyoruz. Çok mutluyuz, kendisi de ilerlemelerinin farkında” dedi.

    “Sevginin iyileştirici gücü çok önemli”

    Eğitimde sevginin iyileştirici gücünü kullandıklarını ifade eden Baran, “Sevginin iyileştirici gücü burada da çok önemli. Aramızdaki sevgi ile Eylül böyle gelişim gösterebildi. Her zaman motomot bir eğitim sistemi yoktu. Her zaman sevgi ile çocukla yaşıt olarak ve çocuğun yaşına inerek biz bunu başardık. Eğitimde şiddet ile hiçbir yere gelinemez. Şiddetle böyle de başarı yakalanamaz. Şiddetle bazı şeyler önlenebilir ama bu çocuğun bu kadar sosyal, aktif ve mutlu olarak başarıyı sağlaması kesinlikle sevgi ile alakalı” diye konuştu.

    “Çok hırçındı, dışarıya çıkamıyorduk ama artık dışarıda çok rahat gezebiliyoruz”

    Eylül’ün at ve havuz terapisi almadan önce yaşadığı iletişim sorunlarını tüm aileyi etkilediğini dile getiren Anne Eda Yılmaz, “Eylül kuruma ilk başladığında göz teması kurmayan, iletişim bozukluğu olan, iletişim başlatmayan ve belirli belirsiz hareketleri olan bir çocuktu. Kesinlikle iletişime geçmiyordu, bakmıyordu. Kendi etrafında dönmeleri vardı. Bizim buraya başlamamızın ardından hocalarımız ile öğretmenlerimizin yönlendirmeleri ile biz bunları aştık. Göz kontağımız çok güzel şu an. Konuşmaya başladı, artık iletişimi kendisi başlatıyor. Bütün her şeyimiz normal gelişim gösteren çocuklarla aynı düzeyde. Arkadaşları ile bazı çocuk gruplarına girmiyordu Eylül. Çocuklar ona yaklaşsa da o yaklaşmıyordu. Şu an tam tersi çocukların yanına kendisi gidiyor, onlara oyun oynama isteğini belirtiyor. Aile ortamlarına pek girmiyordu. Çocuklu ortamlara giremiyordum ben de, çok hırçınlaşıyordu. O öyle olunca ben de çok çıkamıyordum dışarıya. Ama şu an AVM’lerde, parklarda, dışarıda çok rahat gezebiliyoruz” şeklinde konuştu.

  • İşsizliği yenen ilçe “Kavak”

    Yurt genelinde birçok il ve ilçe işsizliğe çare olacak formüller ararken Kavak Belediyesi yaptığı istihdam ağırlıklı çalışmalar ile işsizliği bitirdi ve ilçede şimdi anonsla işçi aramaya başladı.

    Samsun gündeminde “anonsla işçi arayan ilçe” olarak anılan Kavak’ta dün de özel bir şirket bünyesinde istihdam etmek üzere ihtiyaç duyduğu 45 personel için belediye hoparlörlerinden yaptırdığı anonslarla işçi aramaya başladı.

    Göreve gelir gelmez işsizliği yok edecek projeler geliştirerek uygulamaya koyan bu arada özellikle de ilçeye yatırımcı çekme konusunda verdiği mücadele ile Organize Sanayi Bölgesindeki yatırımların artmasını sağlayan Kavak Belediye Başkanı İbrahim Sarıcaoğlu, “Göreve geldiğimiz günden bu yana işsizlik ile ciddi mücadelelerde bulunduk. Bu önemli sorunun tümüyle ortadan kalkması için ne yapılması gerekiyorsa biz onu yaptık ve şuan bu çalışmalarımızın meyvesini topluyoruz. Bugün birçok yerde gençler iş ararken biz ise tüm işsiz gençlerimizi iş sahibi yapıp yeni firmalarımız için işçi bulma telaşına düştük” dedi.

    “Sırada gurbeti sılaya getirmek var”

    Bundan sonraki hedeflerinin geçmiş yılar içinde işsizlik nedeniyle ilçe dışına göç etmek zorunda kalan Kavaklıları memleketlerine geri getirmek olduğunu söyleyen Başkan Sarıcaoğlu, bugünlere gelmek için çok çalıştıklarını belirterek şöyle dedi: “Göreve geldiğimiz ilk yıllarda kapımızı çalan herkes iş isterken bugün biz belediyemizden anons ile bir firmamız için gerekli olan bay-bayan 45 işçiyi bulma telaşına düştük. Bunun için ne kadar şükretsek azdır. İlçemizde işsizliği yenmek için işçi ile işveren arasında köprü görecek bir ofis oluşturmamızın katkısı da büyük oldu. Bu ofisti işçi ile işvereni bir araya getirip 745 gencimizi iş sahibi yaptık. Şimdi hedefimiz ilçemiz dışında yaşayan ve işsizlik nedeniyle memleketlerine dönemeyen Kavaklı hemşehrilerimizi yeniden doğdukları topraklarla buluşturmaktır.”

  • Düzce Yağlı Güreşleri’ni finalde Recep Kara’yı yenen Orhan Okulu kazandı

    Düzce Belediyesi 11. Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde finalde Recep Kara’yı yenin Orhan Okulu başpehlivan oldu.

    Düzce Belediyesi tarafından kalıcı konutlar bölgesinde yaptırılan Çolak İsmail Atay er meydanında düzenlenen 11. Yağlı Pehlivan Güreşleri’nde kıran kırana mücadelelere sahne oldu. 55 Başpehlivanın katıldığı güreşlerde finale kalan geçtiğimiz hafta Kırkpınar Güreşleri’nde ikinci olan Orhan Okulu, Recep Kara’yı puanla yenerek başpehlivan oldu.

    Güreşlerin ardından Başpehlivan olan Orhan Okulu’ya altın kemer ve kupasını Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş verdi.

    Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, “İyi bir mücadele oldu. Kırkpınar’ın rövanşı Düzce’de yapıldı. Katılan tüm güreşçilerimize teşekkür ediyorum. Başpehlivanımız Orhan Okulu’yu kutluyorum” dedi.

  • Kabuğuyla yenen elma kanserden koruyor

    İçeriğindeki zengin vitamin ve mineraller ile adeta şifa deposu olan elmanın birçok hastalığın doğal ilacı olma özeliği bilinirken, uzmanlar, elmanın kabuğuyla tüketildiği takdirde kanserden koruduğunu söyledi.

    Diyetisyen Fatma Baysal, vitamin deposu olan elmanın kabuğuyla birlikte tüketilmesi gerektiğini söyledi. Baysal, kabuğuyla tüketilen elmanın birçok kanser türünden koruduğunu ifade ederek, “Tüketebileceğimiz en sağlıklı besinlerden biri olan elma, zengin vitamin ve mineral içeriği ile birçok hastalıktan koruyucu etkiye sahiptir. İçerdiği yüksek miktarda C vitamini ile antioksidan etki gösterir ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Elma, antioksidan içeriği en yüksek meyvedir” dedi.

    Medical Park İzmir Hastanesi Diyetisyeni Fatma Baysal, “Kabuğu C vitaminin büyük çoğunluğu elma kabuğunda bulunduğu için elmanın çok iyi yıkanıp tarım ilacı kalıntılarından arındırıldıktan sonra kabuğuyla beraber tüketilmesinde fayda vardır. Besinlerin sindirim sistemine hızla ilerlemesini sağlayarak kabızlık şikayetlerini gidermeye yardımcı olur. Elma kabuğunun alt kısmında ise çözünür posa olan pektin bulunmaktadır. Bu içeriği ile ise ishali önleyici etkisi vardır” şeklinde konuştu.

    Elmanın birçok hastalığı da ayrıca önleyici etkisi olduğunu kaydeden Baysal, şöyle devam etti:

    “Elma kalp hastalıklarını önlemede olumlu etki gösterir. İçerdiği kuersetin ve C vitamini sayesinde, kolon kanseri ve akciğer kanseri başta olmak üzere kansere yakalanma riskini azaltır. Elma kabuğunda bulunan çözünmez posa su tutarak sindirim yolunun temizlenmesini sağlar, kolon kanseri riskini azaltır. Yapılan çalışmalarda elma tüketen bireylerin daha düşük kan glikoz seviyelerine sahip olduğu, bu sayede tip 2 diyabet riskinin azaldığı görülmüştür. Elma yağ, kolesterol ve sodyum içermez. Posa içeriği sayesinde her öğünden önce bir elma yemek tokluk hissini arttırır, fazla yeme eğilimini azalmaktır. Bu sayede hem iştah hem de kilo kontrolü sağlar. Aynı zamanda cildin taze ve güzel kalmasını sağlar. 1 büyük boy elma 34 gram karbonhidrat, 1 gram protein, yüzde 8 oranında C vitamini, yüzde 20 oranında posa ve 260 miligram potasyum içerir. Beslenmemizde mutlaka elmaya yer verelim ve her gün mutlaka 1 tane elma tüketelim.”