Etiket: Yazdı

  • Acun’a ulaşabilmek için kitap yazdı

    57 ve 59 yaşlarında iki kez Türkiye body fitness şampiyonu olan milli sporcu Kamer Pierssens, son haftalarda gündemde olan ‘62 Yaşındaki Genç Kız’ adlı kitabını, Acun Ilıcalı’ya ulaşmak için yazdığını söyledi. Pierssens, “Türk kadınlarının Acun Ilıcalı’ya ve bana bir görev vermiş olduklarına inanıyorum” dedi.

    Cenova Yayınları aracılığıyla birkaç hafta önce raflarda yerini alan ‘62 Yaşındaki Genç Kız’ adlı kitapta, ünlü sporcunun özel yaşamı, spora olan düşkünlüğü, ince ve genç kalmasının sırları, sabrı, sevgisi, başarısı kısaca 62 yılın zaferi yer alıyor. Zamana meydan okuyan ve sıra dışı yaşam öyküsüyle çevresinde hayranlık ve merak uyandıran ünlü milli sporcu Kamer Pierssens, “Nice genç kızı imrendirecek bir vücuda sahip olmam herkesin ilgisini çekiyor. Bu bedenden ayrılana kadar spor yapacağım” ifadelerini kullandı.

    Sosyal medyada en çok merak edilenler listesinde de yer alan ünlü sporcu Pierssens, “Bana verilmiş olan bu ‘gençliğin tazelenmesi’ armağanının paylaşılması gerekiyor. Öyle ki, hem ben görevimi yerine getirmenin mutluluk ve huzurunu yaşayabileyim, hem de hemcinslerimin ellerinden tutarak onlara sağlıklı kilo verme yolculuklarında yol arkadaşı olabileyim. İşte bu noktada, ‘Ömür boyu ideal kiloda kalıcı şekilde kilo verilmesini’ sağlayacak hem amaca hizmet eden, hem de eğlenceli ve neşeli yarışmalara yer veren bir TV formatı hazırladım. Ve Acun Ilıcalı ile işbirliğine ihtiyaç duyuyorum. Böyle büyük ve önemli bir proje, ancak onun desteğiyle sürekli bir başarıya ulaşabilir” dedi.

  • 18 saatte adını dağlara yazdı….

    Uludağ’da fotoğraf çekmek için girdiği ormanda kaybolduktan 18 saat sonra kurtarılıp askeri helikopterle bulunduğu bölgeden alınan genç kız o anları anlattı.

    18 saat ormandaki ölüm yürüyüşünü ve başından geçenleri İHA mikrofonuna anlatan 23 yaşındaki Büşra Boz, “2 kez 7 metrelik içi su dolu çukura düştüm, tripotum sayesinde yukarıya çıktım. Hayvanların ayak izlerini takip ettim. Dereden su içip hayatta kalabildim” dedi.

    23 yaşındaki Büşra Boz’un fotoğrafına olan tutkusu az kalsın hayatına mal oluyordu. Sarıalan mevkiinde en güzel kareleri çekebilmek için karda ormana giren genç kız bir süre sonra kayboldu. Boz tam 18 saat süren kurtarılma hikayesini ve ormanda yaşadıklarını anlatırken bir kez daha o anları yaşadı.

    “Doğa o kadar güzeldi ki kendimi kaybettim”

    3 Gündür Uludağ’a gitmek istediğini ancak fırtına yüzünden teleferik çalışmayınca geciklemi olarak dün öğle saatlerinde teleferikle sarıalana çıktığını anlatan genç kız “Ablam aslında kendime dikkat etmem için beni uyarmıştı. Bende kötüye bir şey olmaz ablacım. İyiyi de Allah korur diyerek yola çıktım. Amacım sadece fotoğraf çekmekti. Farklı pozlar yakalamaktı. Yakaladım da çok güzel fotoğraflarım da oldu. En son fotoğraf çekme işini bitirdim diye düşünüyordum. Bir kafeye girdim kafede ısındım. Daha sonra barakaları daha iyi çekebilirim diye düşünerekten baraka tarafına gittim. Orada her yer o kadar güzeldi ki kendimi kaybettim”.

    “Su dolu çukura düştüm tripotum sayesinde çıktım”

    “Ormanda kaybolduktan sonra yaşadığı adrenalin dolu dakikaları soluksuz anlatan Büşra Boz, “Yönümü şaşırdım geri dönmek istedim bir çukura düştüm çukur suyla doluydu. Boyuma kadar su vardı. Suya battım ancak fotoğraf makinemin tripotu sayesinde kurtuldum. Tripodtan destek aldım. Kuyuyu karla doldurdum . Bağırdım seslendim kimse yok mu diye telefonumu açmaya çalıştım ancak telefonum soğuktan donmuş açılmadı. Şehre doğru inmek aklıma geldi. Çünkü başka türlü bulamayacağım diye düşündüm ışıklara doğru yürümeye başladım yolda hayvanların ayak izlerini takip ettim. Onlar mutlaka bir suya ya da dereye çıkmışlardır diye düşündüm. Öylede oldu su buldum. Dere vardı yer yer derinlikleri vardı oraya düşmeyeyim derken 2 kez 6 -7 metre yüksek yerlerden yuvarlandım. Ama su içmeyi başardım. Daha sonra tripotumla önüme destek yaparak inmeye başladım” dedi.

    “Uludağ beni unutmasın diye adımı karlara yazdım”

    Ormanda tek başına karanlıkta yürüdüğü sırada ayakkabısını da kaybeden Boz, “ En son ayakkabımı kaybettim. Baya geç bir saat olmuştu. Hayvanların saldırma ihtimali hiç aklıma gelmedi çünkü bu soğukta dışarıya çıkmazlar diye düşündüm. Durduğum an üşüyordum üşümemek için sürekli yürüdüm. Ateş yakmak aklıma geldi ancak çakmağım olmadığı için yakamadım. Ümidimi yitirmeye başlamıştım artık beni kimse bulamayacak diye düşünüyordum. Uludağ beni unutmasın dedim adımı buraya yazayım belki bir gören olur diye düşündüm. Moral olarak kendimi hep iyi tutmaya çalıştım. Büşra sen başarırsın Büşra sen yaparsın sen güçlü bir kızsın diyerek kendimi motive ettim. Yürürken fotoğraf makineme sesimi kaydettim bildiğim bütün duaları okudum. Böylece üşüdüğüm aklıma gelmiyordu” dedi.

    “Ağaç kovuğuna girdim ve ölümü beklemeye başladım”

    En son hani kendini ölüme teslim etmek derler ya ayakkabım ayağımdan çıkmış ben fark etmemişim fark ettiğimde ayağım donmaya başlamıştı. ilerleyemedim daha fazla. Yere basmaya çalıştığım an sanki ayağıma bıçak saplanıyormuş gibi hissediyordum. Yapacak bir şey yoktu. Derenin kenarında bir ağaç kovuğu vardı. Onun içine girdim. Sırtımı dayadım. Çantamı da başımın altına koydum ve orada uyudum. Kabullenmiştim. Tamam artık yapamayacaksın vaz geç artık dedim. Vazgeçtim ve bilerek uyudum. Artık ölümü beklemek derler ya bende ölümü beklemeye başladım ama uyuduğum halde iki üç defa uyanıp pozisyon değiştirdim. Ayağım uyuşuyordu sürekli. Elimi kolumu ısıtmak için koltuk altlarıma soktum. Ayaklarımın pozisyonunu değiştirdim En son uyandığım an kafamı çevirdim baktım ışık yanıyor. Kimse yok mu diye seslendim.

    Ailesinin kaybolduktan 4 saat sonra olaydan haberinin olduğunu anlatan Büşra Boz saat 22:00 sıralarında ağabeyini arayıp haber verdiğini daha sonra telefonu kapandığı için arama yapamadığını anlattı. Boz, Aslında her zaman yağmurda çamurda fotoğraf çekiyorum. Ama ilk defa böyle bir olay yaşadım. Hiç beklemiyordum. Hep kendime güvenirdim hep yaparım derdim ama bu sefer öyle olmadı. Biraz hüsran oldu. Ama yine de pişman değilim. Güzel bir tecrübe oldu benim için” dedi.

    “Demek ki ülkemizde insanın değeri varmış”

    Kendisini kurtarmak için 18 saat boyunca mücadele veren herkese minnettar olduğunu ifade eden genç kız, “Bulunmayı hiç ummuyordum. Başbakanlığa ve Genelkurmaya teşekkür ederim. Benim için helikopter kaldırdılar. Kendimi bu kadar önemli hissetmiyordum demek ki ülkemizde insanın değeri var önemi var. Bunu gösterdiler bana. Devletimize teşekkür ediyorum. Kurtarma ekiplerinin benimle samimiyeti üzerimi değiştirmeleri çok güzeldi çok mutlu oldum. Benim için uğraşan herkese minnettarım” diye konuştu.

  • “Elveda samimiyet” yazdı hayata veda etti

    Bursa’nın Orhangazi ilçesinde bir süre önce sosyal medya hesabına, “elveda samimiyet” notu yazan 2 çocuk babasının cesedi inşaatta bulundu.

    Olay Hürriyet Mahallesi’nde meydana geldi. Ertuğrulgazi Caddesi’nde ikamet eden bir vatandaş, daha önce görmediği bir şahsın Kuran Kursu olarak hizmet verecek olan binanın inşaatına girdiğini gördü.

    Mahalle sakininin uyarısı üzerine Kubbeli Camisi’nde görevli din görevlisi Zekeriya Köroğlu bir süre sonra inşaata geldi. Tek tek katları gezen Köroğlu, çatıya geldiğinde korkunç manzara ile karşılaştı. Köroğlu, çatı profillerine asılı genç adamı görünce polise haber verdi.

    İhbar üzerine olay yerine gelen Orhangazi Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekipleri 112 acil servis ekiplerinden yardım istedi. Sağlık ekibi ise inşaata geldiğinde asılı haldeki gencin yaşamını yitirdiğini tespit etti.

    Emniyet güçlerinin araştırmasından sonra asılı halde bulunan şahsın Arapzade Mahallesi’nde ikamet eden 37 yaşındaki Esmani İlhan olduğu belirlendi. İnşaat işçisi İlhan’ın evli ve iki çocuk babası olduğu öğrenildi. Yakınları İlhan’ın psikolojik sorunları nedeniyle zaman zaman tedavi gördüğünü söyledi.

    Polis, olayın yaşandığı Kuran Kursu inşaatının girişine güvenlik şeridi çekti. Orhangazi Cumhuriyet Savcısı, Adli Tabip ve Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ekibi de inşaata gelerek incelemeler yaptı. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, İlhan’ın cesedi de kesin ölüm nedeninin belirlenebilmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

    İntihar ettiği tahmin edilen Esmani İlhan’ın yakınları da olay yerine geldi. İlhan’ın cenazesi cenaze aracına taşınırken yakınları ise göz yaşına boğuldu. İlhan’ın yaklaşık bir ay önce sosyal medya hesabından ’Elveda samimiyet’ yazılı paylaşımda bulunduğu dikkat çekti.

  • Diyarbakırlı kardeşler Halep için şiir yazdı

    Diyarbakırlı kız kardeşlerin Suriye’nin Halep kentinde yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla yazdığı şiirler yürekleri dağladı.

    Diyarbakır’da Halep’te yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek isteyen Şeyma (16) ile ablası Beyda Yıldırım (21), üzüntülerini şiir yazarak dile getirdi. Kız kardeşlerin yazdığı şiirler yürekleri dağladı. Şeyma Yıldırım, büyük üzüntü yaşadıklarını söyledi. Dışarıdaki Suriyeli göçmenleri gördüğünde hissettiklerinin anlatılamayacak kadar büyük olduğunu ifade eden Yıldırım, “Her şeyimi onlara vermek istiyorum. Elimden gelirse yaşadığım evi onlarla paylaşmak isterim. Ama bir tane değil iki tane değil. Elimde imkan yok. Sadece dua edebiliyorum” dedi.

    Halep’te yaşananları her gün haberlerde gördüklerini kaydeden Beyda Yıldırım ise, “Anaların ağladığını, babaların ne kadar perişan olduğunu görüyoruz. Diyarbakır’a göç eden Suriyelilerin bazen gecenin bir yarısı sokakta kaldıklarını görüyoruz. Duadan başka elimizden bir şey gelmiyor. Zaten dua müminin silahı” diye konuştu.

    Şeyma Yıldırım’ın okuduğu şiir şöyle:

    “Sen çaresiz kullarının yegane çaresisin/Bikes kalmış mahlukatın sahibisin, kesisin/Yürek yakan yakarışta sedasısın, sesisin/Duy Halep’te feryatları yardım eyle Allah’ım/Müslüman barındıran şehri yaptılar hurda/ Minnacık kuzuları teslim ettiler kurda/Bu günahkar yüreğimle duam olur da/Kabul olursa sen duy beni Allah’ım/Musallat eyle zalime ebabil kuşlarını/Yık bütün planlarını, çirkef buluşlarını/Her kim ki boş bıraktıysa anne avuçlarını/Kahhar ismin hürmetine sen kahreyle Allah’ım/Dik ebrehe misali azametli filleri/Taşa çevir Yarabbi Kur’an yırtan elleri/ Zalime taraf tutan gönülleri, dilleri/Cehennem ateşinde küle çevir Allah’ım.”

  • Trafikten bunalınca derdini gelin arabasının arkasına yazdı:

    Bursa’da bir gelin arabasının arkasına yapıştırılan, “Aşkımız Bursa trafiği gibi hiç bitmesin” yazısı hem güldürdü, hem düşündürdü.

    Bursa’da yeni yapılan kavşaklar ve düzenlemeler trafiği rahatlatmaya yetmedi. Bilhassa Bursa ve İzmir yollarında sabah saatlerinde şehir merkezine geliş istikametine doğru yaşanan tıkanıklık, gidiş istikametlerinde de yaşanmaya başladı. Sıkışık trafikten bunalan vatandaşlar, tepkilerini değişik yollarla göstermeye başladı. Bir gelin arabasının arkasına yazılan, “Aşkımız Bursa trafiği gibi hiç bitmesin” yazısı adeta her şeyi özetledi. Genç çiftin düğüne yetişmek için trafikte verdiği mücadele, arkalarında seyreden bir başka araç sürücüsü tarafından görüntülendi.