Etiket: Yavilioğlu

  • Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu: “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istikrar demektir”

    Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istikrar demektir” dedi.

    Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu, Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı Öğrenci Konseyi tarafından düzenlenen “Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Tartışmaları” başlıklı konferansta, cumhurbaşkanlığı sisteminin en önemli hususlardan birisinin, uzlaşıyı esas alması olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanlığı sisteminin kesinlikle rejim değişikliği olmadığını vurgulayan Yavilioğlu, “Rejim değişikliği yapılıyor deniliyor. Rejim değişikliği literatürde devlet sistemi değişikliği demektir. Devlet sistemi değişikliği olduğunda aynı zamanda rejim değişikliğinden de bahsedersiniz. Eğer sizin önünüze cumhuriyetten monarşiye, oligarşiye geçmek gibi bir sistem değişikliği olmuş olsaydı o zaman bir rejim değişikliğinden bahsedecektik. Eğer cumhurbaşkanını halk değil de azınlık bir sınıf belirlemiş olsaydı buna bir rejim değişikliği diyebilirdiniz. Yine babadan oğula geçen bir sistematikle cumhurbaşkanı seçilmiş olsaydı, cumhuriyetten başka bir rejime geçmiş olurduk. Türkiye Cumhuriyeti milletiyle ülkesiyle bölünmez üniter bir devlettir ve bu vasfı asla bir tartışma konusu değildir. Bunun karşısında farklı söylem ve dili doğru bulmuyoruz” diye konuştu.

    Yavilioğlu, AK Parti hükümeti döneminde 15 yılda siyasal sistemde çok ciddi dönüşümler yaşandığını belirterek, “Cumhurbaşkanı hükümet sistemi olduğunda dışarıdakiler içeriye müdahale edemeyecekler. İster istemez tek parti hükümeti olacak ve istikrarlı olacak. Elde ettiğimiz bütün özgürlükler, ekonomik kazanımlar korunmuş olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi istikrar demektir. Cumhurbaşkanı ve başbakanının ayrı ayrı yasama, yürütme görevlerinin olmasının yerine, ikisi tek elde toplansın diyoruz. İstiyoruz ki bundan sonra mecliste oluşan milletvekillerinin çoğunluğuna göre bir takım oyunların da olduğu, ne olacağını bilmediğimiz hükümetlerin oluşmasına bir daha dönmeyelim” ifadelerini kullandı.

  • Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu: “Türkiye’nin önünü açacak bir sistem ortaya çıkacaktır”

    Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, “Bu dönüşümü iki güzide partinin çabalarıyla halkımıza anlatmak suretiyle bu ülke yaşayacak ve önünde daha istikrarlı, hükümet tartışmaları, kavgaları olmadan Türkiye’nin önünü açacak bir sistem ortaya çıkacaktır” dedi.

    Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, Süleyman Demirel Üniversitesinde Hukuk ve Adalet Kulübü tarafından düzenlenen “Neden Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Olmalıdır?” konulu konferans vermek üzere Isparta’ya geldi. Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ı ziyaret eden Yavilioğlu, Türkiye’nin 16 Nisan referandumuyla dönüşüm yaşayacağını söyledi.

    Cumhurbaşkanlığı sistemi ve Anayasa değişikliğine ilişkin düşüncelerini paylaşmak adına Isparta’da olduklarını belirten Yavilioğlu, “Konferanslarımız için gittiğimiz 13’üncü il Isparta. Cumhurbaşkanlığı sistemini üniversitelere anlatmak üzere Anadolu’yu geziyoruz. Değişiklik niçin yapıldı? Nasıl olacak? sorularını gençlerimizden alıyor ve yanıtlıyoruz. Amacımız vatandaşlarımıza gençlerimize doğru bilgiler ulaştırmak. Birçok parti düşüncesini ifade etmek suretiyle demokratik ortamda çalışmalarını yapıyor. Bu Anayasa değişikliğini biz MHP ile birlikte Meclis’ten geçirdik. Ortak bir şekilde evet tabanında milletimize anlatıyoruz. Gittiğimiz her yerde demokratik bir çaba var. Öyle umut ediyoruz ki bu mesele 16 Nisan’da evetle bitecek. Milletimizle kucaklaşarak demokratik bir ortamda bitecek” dedi.

    “Aslında gecikmiş bir zaman”

    Cumhurbaşkanlığı sisteminin Türkiye için bir ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Yavilioğlu, “Geçmişten aldığımız dersler Türkiye Cumhuriyeti’nde gecikmiş bir sistem değişikliğini var olduğunu gösteriyor. Geçmişte rahmetli Erbakan hocamız, rahmetli Türkeş, rahmetli Muhsin Yazıcoğlu, Süleyman Demirel, Turgut Özal bunlar bir hareketin, bir partinin başında olmuşlar hükümetler kurmuşlar. Tarihi birikimimizin zamanı bu zaman. Aslında gecikmiş bir zaman. Ama bu MHP ve AK Parti’ye nasip oldu. Bu dönüşümü iki güzide partinin çabalarıyla halkımıza anlatmak suretiyle bu ülke yaşayacak ve önünde daha istikrarlı, hükümet tartışmaları, kavgaları olmadan Türkiye’nin önünü açacak bir sistem ortaya çıkacaktır. Gezdiğimiz gördüğümüz yerlerde memnuniyetle karşılanıyor. Bu memnuniyet umut ediyoruz ki 16 Nisan’da sandığa yansıyacak. Milletimiz demokrasi açısından istikrar açısından rahat bir nefes alacak.”

    Bakan Yardımcısı Yavilioğlu, belediye ziyaretinin ardından Vali Şehmus Günaydın’ı makamında ziyaret etti.

  • Bakan Yardımcısı Yavilioğlu Ağrı’da

    Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, bir köyde iki muhtar olamayacağını belirterek, “Bu devlet, bu millet iyi yönetilmiyor. İyi yönetilmediği için yönetim şeklinde değişiklik yapalım diyoruz” dedi.

    Iğdır’dan karayoluyla Ağrı’ya gelen Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, ilk olarak Ağrı Valiliğini ziyaret etti. Vali Musa Işın ile bir süre görüşen Yavilioğlu, buradan Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Konuk Evinde düzenlenen ’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değişikliği’ konulu programına katıldı. Kentte faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderlerinin katıldığı programda konuşan Bakan Yardımcısı Dr. Yavilioğlu, işin ruhunda istikrar olduğunu belirterek, “Bir, siyasi istikrarın getirdiği ekonomik istikrar, diğeri sosyal istikrar. Çok önemli olan ikinci mesele ise, siyaset dışı güçlülerin siyaset alanına müdahalesinin engellenmesidir. Siyaset dışı güçlülerin siyaset alanına daha önceki dönemlerde müdahale ettiği, bunun en yakın olanı ise 28 Şubat’tır. Bir operasyonla, bir ameliyatla Refah Yol hükümeti el aşağı edildi. Ki bu el aşağı edilirken medya 1996, 97, 98 yıllarında, öncesi de var bunun, laiklikle alakalı ‘şeriat geliyor’ düşüncesiyle sokaklarda yapılan mitingler var. Hem o hükümete başbakanlık eden kişinin itibarsızlaştırılması, hem de kurulan koalisyonlarının itibarsızlaştırılması suretiyle bir Postmodern darbeye hazırlık yaptılar. Çünkü o hükümet kurulurken, zaten pamuk ipliğine bağlı bir şekilde kurulmuştu. Bir koalisyonla kurulmuştu, zayıf kurulmuştu. Hükümetin ortaklarında birisi Tansu Çiller, diğeri Necmettin Erbakan. Yani farklı köklerden gelen iki parti bir araya geldi. Bir parti üzerinden yani Doğru Yol Partisi üzerinden yapılan ameliyatla hükümeti düşürdüler. Milli Güvenlik Toplantısında (MGK) bir karar alınıyor. Öncesinde ve sonrasına da yargıçlar otobüslere doldurulup TSK’da, MGK’da, Genelkurmay Başkanlığında brifingler veriliyor. O zaman rejim tehlikedeydi. Ondan sonra nedense tehlikede olmayıverdi. Peki bunu kim yaptı? Bu yapanlar sizin seçtiklerinizin dışında olanlardır. Bu bazen asker olur, bazen yargıç olur, bazen parti olur” dedi.

    2007 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Yavilioğlu, “Seçimleri hatırlayın, kimler vardı o mitinglerin içerisinde. Bakın o operasyonla 28 Şubat operasyonu arasında yapılış itibariyle hiçbir fark yok, aynıdır. Ama birisinde güçlü bir iktidar vardı, diğerinde zayıf bir iktidar vardı. Birisi zayıf hükümetle iktidar hükümeti olduğu için aynı zamanda koalisyonda olduğu için gitti, gölgelendi. Çünkü güçsüzdü. Haksız bir şekilde gönderildi” diye konuştu.

    AK Parti olarak güçlü bir şekilde güçlü bir liderle iktidara geldiklerini aktaran Yavilioğlu, “Ama ikincisinde güçlü bir lider güçlü bir iktidarla yeniden seçim kararı aldık. Halka, sizin hakemliğinize başvurduk. Karanlık mahzenlerde işlerin görülmesine izin verilmedi bu nedenle. Niye, çünkü güçlü bir iktidar vardı. 2007’de bir Cumhurbaşkanı adayımız vardı, Abdullah Gül. Sabih Kanadoğlu diyorki ‘367 şartı var, karar geçer sayısı.’ Başka biri çıkıp diyor ki ‘toplantı yeter sayısı da 367 olmalı.’ Niye, çünkü AK Parti’nin 354 milletvekili olduğu için. Diğerleri, CHP meclise girmedi sabote etti. İlk oylamada 367 bulunamadığı için CHP koşa koşa Anayasa Mahkemesine gitti. Demek ki sivil iradeye müdahale eden sadece asker değil. Partide bu surette müdahale edebiliyor mu? Edebiliyor. Bu organizasyonlar içerisinde olabiliyorlar. Yürek ve akıl özgür olmadığı müddetçe, halka güvenmediği müddetçe, siz sandıktan kimi çıkarıyorsanız koalisyonsuz bir iktidar çıkaracaksınız. Gelecek, Ankara’da oturacak ve hükümeti kurup icraat yapmaya başlayacak. Sizin kurmuş olduğunuz o hükümet, oy vermiş olduğunuz Cumhurbaşkanını da sizden başka hiç kimse değiştiremeyecektir. Demek ki Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bizim için birinci avantajı, siyaset dışı güçlerin müdahalesine imkan tanımaması. Çünkü doğrudan siz seçiyorsunuz. Aracı hiçbir kurum yok. İkinci unsur, mutlaka ama mutlaka istikrar getirmiş olması. Koalisyonlara izin vermeyen bir sistemi oylarınız nedeniyle tek iktidar olacak. Bir iktidar olacak, ortağı yok” ifadelerini kullandı.

    Hükümetsizlikten dolayı krizler ve kaosların ortaya çıkmayacağını da dile getiren Cengiz Yavilioğlu, “Halihazırda ne var, bir tarafta Cumhurbaşkanlığı var? Yasama, yürütme, yargı yetkileri var. Yaptığı tüm işlerde hesapsız kitapsız. Sadece vatana ihanetten dolayı ki o da soyut bir şeydir. Neyle suçlayacağınızı tanımlamanız lazım. Milletvekili mecliste yüce divana sevk edecek ve yüce divanda yargılanacak, sadece bundan dolayı. Bu sistemde milleti hükümetsiz bırakmayacak en önemli unsur budur. Millet hükümeti bırakmayacak. Ara dönemler olmayacak. Hükümetsizlikten dolayı krizler, kaoslar ortaya çıkmayacak. Özal dönemini birçoğumuz yaşadık. Menderes dönemini büyüklerimizden dinledik. İyi okuduğum alanlardan birisidir. Kendi tarihi içerisinde değerlendirdiğimizde Özal’ı Özal’dan önceki dönemle, Menderesi de önceki dönemlerle mukayese ettiğimizde, her iki dönemde de hem demokrasi hem de insan hakları açısından hem de yatırımlar açısından önceki dönemlerden sonraki dönemlerden daha iyi olduğunu görürsünüz zaten” diye konuştu.

    2002 yılından sonra halkın çevreden merkeze taşındığını dile getiren Yavilioğlu, şöyle dedi:

    “Birçok kararı halk kendisi verdi. Halkın iradesine müdahale edilmek istendiğinde, yeniden halka gidildi. 2007’de olduğu gibi seçimler yenilendi. Sizden olan insanlar artık Ankara’da arkadaşlar. 2002 öncesinde, 28 Şubat öncesinde ve sonrasında bu ülkede ne krizler yaşandı. 28 Şubat sürecinde bu kardeşiniz sadece imam hatip lisesi mezunu olduğu için, eşim başörtülü olduğu için, 1998, 99 ve 2000 yıllarında ülkeye şeriat getireceğimden dolayı öğretim görevlisiyken üniversiteden atıldım. AK Parti döneminde artık yaşam biçimiyle askeriyede dahil başörtüsüyle çalışabilecek bir durum oldu. Kişisel hak ve özgürlüklerle alakalı birçok gelişme oldu. Kürtçe birçok yerde konuşulamadı. Hapishanelerde konuşulamadığı dönemler oldu. Bu özgürleşme, ekonomik olarak bu gelişmeleri geçmiş dönemlerle kıyasladığınızda takdir etmemek elde değil. AK Parti döneminde bunlar yapıldı. Hem özgürlük alanında hem demokrasi hem de ekonomik gelişmenin sürekliliğini sağlamak için istikrara ihtiyacınız var. İstikrar için de kurumsallaşmanın olması lazım. Bir kişiye bağlı bir sistem olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız şu an başımızda Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Yarın olamayabilir. Onun olmadığı yerde yeniden kriz mi olsun? Yeniden o darbe dönemlerini mi yaşayalım? 7 Haziran’da olduğu gibi bu ülke yeniden bir kaosa mı dönüşsün? Bunların olmaması için bu talep Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsi talebi değil, bu talep AK Parti’nin yalnızca talebi değil. Bu talep toplumun bizatihi kendisinin talebidir.”

    Geleceğin aydınlık, huzurlu ve güvenli olması için sistem değişikliğinin şart olduğunu ifade eden Yavilioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bunun içinde bize sürekli kriz çıkaran, kriz oluşturan, kardeşi kardeşe düşüren, kaos oluşturan bu sistemi, mevcut sistemin değiştirilmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bize kişilere bağlı değil, sisteme bağlı bir yapı oluşturur. Önümüzde iki seçenek var, ya 2007’den öncekinde olduğu gibi Cumhurbaşkanını mecliste sizin seçtiklerinize de müdahale ederek kapalı kapılar ardında, karanlık mahzenlerde birileri seçecek. Milletvekillerine de kimin seçileceğini bırakmıyorlar. Bırakmış olsalardı Abdullah Gül seçilirdi. Bırakmış olsalardı Turgut Özal orada yanlızlaştırılmazdı. Bu kadar asker Cumhurbaşkanı olmazdı. 1982 Anayasası, Cumhurbaşkanlığının bizatihi kendisini seçilmişlerin üzerinde bir güç olarak kurguladı. Ya 2007’den önce olduğu gibi Cumhurbaşkanları atanmış bir şekilde başımıza gelecek veya bundan sonra biz seçeceğiz, bunu teke indireceğiz.”

    Bir köye iki muhtar olamayacağını vurgulayan Yavilioğlu, “Bizim atalarımız söyler, bir posta iki aslan girmez. Bir kına iki kılıç sığmaz. Bir gemide iki kaptan olmaz. 2007’yi 2017 senesine de taşımak istiyoruz. Halk seçsin, tek yönetim olsun. Başbakanlık yetkileri de Cumhurbaşkanında toplansın ve güçlü, istikrarlı hükümetler kurulsun. Onun için Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi daha demokratik, daha özgür, kalkınmayı, gelişmeyi daha mümkün kılan bir sistem öneriyoruz. Rejim cumhuriyettir, cumhuriyet tartışma konusu değildir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde üniter yapının bozulacağına dair, değiştirileceğine dair, tehdit edildiğine dair bir şey duydunuz mu? Üniter yapı tartışma konusu değil. Rejim tartışmasından bahsedilemez. Bizim tartışma konusu yaptığımız şey, ülke iyi yönetilmiyor. Bu devlet, bu millet iyi yönetilmiyor. İyi yönetilmediği için yönetim şeklinde değişiklik yapalım diyoruz” şeklide konuştu.

  • Maliye Bakan Yardımcısı Yavilioğlu: ’’Allah’ın izniyle 16 Nisan’da yeni sistem gelecek’’

    Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, ’’Hep birlikte inşallah 16 Nisan’da bu sistem değişikliği gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte bundan sonra bir daha hükümetsiz kalan dönemleri yaşamayacağız’’ dedi.

    AK Parti Ardahan İl Başkanlığını ziyaret eden Maliye Bakan Yardımcısı Dr. Cengiz Yavilioğlu, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile koalisyon dönemlerinin sona ereceğini söyledi. Yavilioğlu, ’’Unutulmaya yüz tutmuş olan bir sistem krizinin AK Parti hükümetleri döneminde de tehlikeyi içerisinde barındırdığını sizler de, bizler de birçok kere gördük. Bu ülkenin üzerinde ameliyat yapıldığını 7 Haziran’da, 15 Temmuz’da, 17-25 Aralık’ta, onun öncesinde Gezi olaylarında, Cumhuriyet mitinglerinde, bir takım davalarda, yine parti kapatmalarında, büyük bir kitle partisi olan AK Parti’nin kapatılma davası varlığında, 367 krizinde olduğu gibi ortaya çıkan önemli krizler var. Biz kendi kaderiyle sınırlı bir kaderi taşımıyoruz. Geleceğin, büyük bir topluluğun kaderini de bu an şu dönemde 16 Nisan’da ellerimizin, avuçlarımızın ortasına koydu. Türkiye çok önemli bir tecrübe yaşadı, AK Parti iktidarları döneminde tek partili hükümetlerle ne olacağı tecrübesini yaşadı. AK Parti döneminde dolmuş, AK Parti döneminde büyümüş, olgunlaşmış, geçmişi bilmeyen yavrularımıza bunu anlatmakta çok zorlanıyoruz. Yani mukayese etmek gerçekten mümkün değil. 28 Şubat’ı anlatmakta güçlük çekiyoruz. 80 darbesini, 70 muhtırasını, 60 darbesini anlatmakta güçlük çekiyoruz. Güçlük çektiğimiz birçok şey var. Ama bir şeyi yaşadı bu gençler, 15 Temmuz’u yaşadı. 15 Temmuz’da güçlü iktidar olduğu taktirde bu ülkeye ihanet edenlerin istemiş oldukları sonuçların bir daha olamayacağına bu yavrularımız şahit oldular. Yürekleriyle şahit oldular, canlarıyla şahit oldular. Allah hepsinden razı olsun, hepinizden razı olsun” dedi.

    15 Temmuz’da bir bedel ödendiğini belirten Yavilioğlu, “Biz istiyoruz ki Türkiye elde etmiş olduğu tecrübeyi kurumsallaştırarak sistematik hale getirelim. Kişiye bağlı değil, bir gruba bağlı değil, bir partiye bağlı değil, bir sisteme bağlı olarak geleceğe taşıyalım. Dolayısıyla bu iş bir kişinin derdi değil, bir partinin derdi değil, bir azınlık grubun derdi değil. Bu dert bütün vatandaşların derdi. Bunu anlayan, yüreği Türkiye diye çarpan, yüreği bu milletle beraber çarpan Anadolu’da yetişmiş, Anadolu kültürünü bilen, dolayısıyla paylaşmayı, çabayı bilen, dolayısıyla bedel ödemiş insanların derdidir, ortak derdidir” diye konuştu.

    Bütün bir milletin çabasını göz ardı etmeden, onların çabalarına ihanet etmeden 16 Nisan’da bir sistem değişikliği yapılacağını belirten Yavilioğlu, “Hep birlikte inşallah 16 Nisan’da bu sistem değişikliği gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte bundan sonra bir daha hükümetsiz kalan dönemleri yaşamayacağız. Bizim irademizin dışında bir daha istemediğimiz hükümetlerin olması süreçlerini yaşamayacağız. Bundan sonra istemediğimiz kişilerin cumhurbaşkanı olması durumlarını yaşamayacağız. Ülkemizde hem ekonomiye, hem toplumsal yapımıza, hem farklılıklarımıza, dışarıdan güçlü müdahalelerin olması halinde ona tepki gösteremeyen iktidarsız iktidarları inşallah bir daha yaşamayacağız” dedi.

    Yavilioğlu, daha sonra Ardahan Gençlik Merkezi’ndeki “Yeni Anayasa Değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” konulu konferansa katıldı.

  • MALİYE BAKAN YARDIMCISI YAVİLİOĞLU, BAŞKANLIK SİSTEMİNİ ANLATTI

    65. Hükümette yeniden bakan yardımcılığı görevine getirilen Maliye Bakan Yardımcısı Cengiz Yavilioğlu, AK Parti Erzurum İl Teşkilatında başkanlık sistemini anlattı.
    Cengiz Yavilioğlu düzenlediği basın toplantısında başkanlık sisteminin Türkiye için çok faydalı olacağını belirtti.
    Yavilioğlu, şöyle konuştu:
    “Biz başkanlığı istiyoruz ki kriz olmasın. Hükumetlerin tek başlarına iktidar olamamalı nedeniyle krizler ortaya çıkmasın, ekonomi de krizler ortaya çıkmasın, daha fazla insan istihdam edilsin, daha fazla aş, daha fazla iş olsun, bu kadar açık. Başkanlığı istemekle biz rejime yönelik bir tehdit ortaya çıkmasına asla izin vermeyiz. Hiçbir AK Partilinin derdi rejim değildir. Bu rejim tehdidi vardır demek bu meseleyi anlamamak demektir. En hafifinden anlamamaktır. Bu anlayışın içinde bir art niyet vardır. Kim söylüyor rejim elden gidiyor diye. Başkanlık sistemini konuştuğumuzda. Amerika’da başkanlık var. Amerika demokratik bir ülke değil mi? Brezilya demokratik bir ülke değil mi? Arjantin demokratik bir ülke değil mi? Güney Kore demokratik bir ülke değil mi? bunların hepsi demokratik ülkelerdir. Seçimle iş başına gelirler, seçimle iş başından giderler. Başkanlık sisteminde başka bir şey düşünülebilir mi? ve bunlar aynı zamanda Cumhuriyet değil mi? aynı zamanda Cumhuriyet’tir. Rejimle bir derdi olabilir mi? hayır asla, rejimle bir derdi olamaz. Bu demokratik bir Devlettir demokratik kazanımlarımız hepimizin kazanımlarıdır. Bu nasıl ki bir havayı alıp yaşayabildiğimiz gibi, ancak demokratik bir ülkede yaşayabileceğimize hepimiz inanırız ve bundan başka bir şey de asla düşünmeyiz, düşünenlere de bu noktada asla izin vermeyiz. Başkanlık sistemi ülkeyi böler deniliyor. Böyle bir şey nasıl düşünülebilir. Ne diyorlar Türkiye’de başkanlık sistemi olursa Amerika’da ki gibi federatik bir sistem olur. Parlamenter sistemle yönetilen Almanya’da da federatik bir sistem var. Ora da parlamenter sistem. Şu an Türkiye’de Parlamenter sistem. Yarı Başkanlık ile yönetilen taraftar üniter bir Devlet. Türkiye için böyle bir şey konuşulabilir mi? hayır. Demek ki burada asıl mesele üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir. Tüm mesele budur. Başkanlık sistemi ile yönetilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Ak Parti iktidarı uzun yıllar devam edecektir. Çünkü Ak Parti toplumla bütünleşik bir partidir. Toplumun zihniyetini iktidara taşıyan bir partidir. Bunun içindir ki toplumdan ciddi destek alır. Toplum ile içli dışlı olan, toplumun derdi ile dertlenen, toplumun dertlerini dinleyip bunu iktidara taşıyan hangi parti olursa olsun bu ülke bu partiyi desteklemiştir. “
    Düzenlenen toplantıya AK Parti Erzurum İl Başkanı Fatih Yeşilyurt ve partililer katıldı.