Etiket: Yatan

  • Kuluçkaya Yatan Muhabbet Kuşları Fon Müziğiyle Huzur Buluyor

    Bitlis’in Tatvan ilçesinde evcil hayvan satan bir esnaf, iş yerinde kuluçkaya yatan muhabbet kuşlarının huzur bulması için fon müziği dinletiyor.

    Tatvan’ın Orduevi Caddesi üzerinde bulunan iş yerinin üst katını kuluçkaya yatan muhabbet kuşlarına ayıran Aytaç Orak, kuluçkaya yatan kuşların hem huzur bulması hem de ruhlarının dinlenmesi için dükkanının dört bir yanına kurduğu hoparlörlerden günün 24 saati fon müzik dinletiyor. Kurulan sistem sayesinde günün büyük bölümünü fon müziği eşliğinde kuluçkada geçiren muhabbet kuşları ise hallerinden oldukça memnun görünüyor.

    Kapalı alanlarda yaşayan kuluçka dönemindeki kuşların huzura ihtiyaç duyduğunu belirten Aytaç Orak, kuluçkaya yatan muhabbet kuşlarının huzur sorununu çözmek için dükkanının dört bir yanına koyduğu hoparlörlerle günün 24 saati kuşlara fon müziği dinlettiğini söyledi. Müziğin insanlar için olduğu kadar kuşlar içinde ruhun gıdası olduğuna vurgu yapan Orak, “Kuluçka döneminde huzura ihtiyaç duyan muhabbet kuşlarının bu sorununu çözmek için dükkanın dört bir yanına ses sistemi kurduk. Bu ses sistemi sayesinde günün 24 saati kuşlar için farklı fon müzikleri çalıyoruz. Bu fon müzikleri sayesinde kuşlar kuluçkadayken ruhları dinleniyor ve huzur buluyorlar. Bu sayede de kuluçka dönemi onlar için oldukça rahat ve huzur içinde geçiyor. Fon müziğinin kuşlar üzerinde nasıl olumlu bir etki oluşturduğunu gözlemleyerek daha iyi gördük. Bu durum gerek kuluçkadan önce ve gerekse kuluçka dönemi boyunca devam ediyor” dedi.

    Muhabbet kuşlarının yılda yaklaşık 6 kez kuluçkaya yattığını kaydeden Orak, kuşlar için kuluçka döneminin sıcak ortam ve huzurlu olmasının oldukça önem arz ettiğini sözlerine ekledi.

  • Domuz Gribi Değil, Altta Yatan Hastalıklar Öldürüyor

    Adana Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Kürşat Arıkan, domuz gribinin mevsimsel, risk grubunda olunmadığı sürece ateş düşürücülerle ve antiviral ilaçla tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, “Alınacak basit önlemlerle ve bol C vitamini tüketimiyle domuz gribinden korunabilirsiniz” dedi.

    Prof. Dr. Osman Kürşat Arıkan, domuz gribinde ölümlerin daha çok astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabetliler ve bağışıklığı baskılanmış olanlarda görüldüğünü, altta bu hastalıkları olanların her hastalıkta risk grubunu oluşturabileceğini belirtti.

    İSMİ KORKUYA NEDEN OLUYOR

    Domuz gribinin adının toplumda, hastalıktan daha fazla korkuya neden olduğunu söyleyen Arıkan, “Domuz gribi olarak bilinen (H1N1) virüsü domuzlarda oluşan virüse çok benzediği için adına domuz gribi denmektedir. Hastalık belirtileri sadece domuz gribine özgü olmadığı için tanı konulması için hastanın yakın geçmişi, domuz gribi olan kişilerle temasta bulunup bulunmadığı ya da domuzların ve kümes hayvanlarının bulunduğu ortamlarda bulunup bulunmadığı araştırılır. Hastalardan alınan kan örnekleri, İldeki Halk Sağlığı Laboratuvarlarına gönderilip, gelen sonuçlar değerlendirilerek ayırıcı tanı konulmaktadır” dedi.

    “CİDDİ VAKALARIN HEPSİ ATEŞLİ”

    Hastalık belirtilerinin gribe benzemekle beraber, 3 günü geçen ve düşmeyen ateşli gribal vakalarda derhal hastaneye başvurulması gerektiğini belirten Arıkan, “Ciddi vakaların hemen hepsi ateşlidir, hastaneye yatırılanlarda oran yüzde 90-95’e ulaşmaktadır. Hastaneye yatış ve ölüm oranı yüksek olan risk grubu, 6 yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar, astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, REYE sendromu nedeniyle 19 yaş altı aspirin tedavisi alanlardır. En yüksek riski olanlar ise gebelerdir. Hastaneye yatışların ise çok önemli bir kısmını ise pnömoniler oluşturmaktadır” diye konuştu.

    “DOMUZ GRİBİNDEN KORKMAYIN”

    Domuz gribinin korkulacak bir hastalık olmadığını, risk grubunu oluşturan kişilerin basit önlemlerle korunabileceklerini ifade eden Prof. Dr. Osman Kürşat Arıkan, şunları kaydetti:

    “Basit hijyen kurallarını uygulayarak, aşı yaptırarak, vitamin deposu doğal besinleri sıklıkla tüketerek ve zararlı alışkanlıklardan uzak durarak bu hastalıktan korunmak çok kolaydır. Eller sıklıkla sabun, su veya alkol içerikli kimyasallar ile yıkanmalıdır. İnsanlar ellerini yıkayamadıkları durumlarda, ağızlarına, burunlarına ve gözlerine elleriyle dokunmaktan kaçınmalıdırlar. Eğer öksürme gerekiyorsa ağız bir bez ya da kağıt ile kapatılmalı ve kullanılan kağıt ya da bez hemen çöpe atılmalıdır, ancak ciddi hastalık belirtisi olan hastaların hastaneye yatırılarak antiviral ilaç başlanması gereklidir” dedi.

  • (Özel Haber) Hastanede Yatan Lösemi Hastası Çocuklara Yılbaşı Sürprizi

    İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören çocuklar için yılbaşı programı düzenlendi. Aralarında lösemi hastalarının da bulunduğu çok sayıda çocuk, farklı bölümlerde düzenlenen programla yeni yılı karşıladı.

    İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Hayata Renk Ver Derneği ile birlikte, hastanede tedavi gören çocuklar için yılbaşı programı düzenledi. Yılbaşı programına hastanenin Çocuk Hizmetleri Çocuk Onkoloji Servisi ve Dahiliye servisinde yatan çok sayıda çocuk katıldı.

    Yılbaşı programı başlamadan önce hastanedeki bazı bölümler, görevliler tarafından özenle süslendi, çam ağaçları ışıklandırıldı, balonlar hazırlandı. Daha sonra Noel ablalar çocuklarla tek tek ilgilendi. Yanlarındaki çuvaldan hediye çıkaran Noel ablalar, çocuklara hediyelerini dağıttı. Program sırasında organik malzemelerle hazırlanmış ürünler çocuklara ikram edilirken, müzik dinletisi de sunuldu.

    “BU ETKİNLİKLER ÇOCUKLARIN İYİLEŞMESİNE KATKI SAĞLIYOR”

    Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Uzman Doktor Habip Yılmaz, etkinliğe katılan çocukların her birinin farklı bölümlerde tedavi gördüğünü belirterek, çocuklar için zaman zaman etkinlikler düzenlediklerini söyledi. Bir derneğin son bir yıldır çeşitli etkinliklerle katkı sağladığını ifade eden Yılmaz, “Hayata Renk Ver Derneği son bir yıldır Hematolojide tedavi gören çocuklarımızla ilgilenmeye başladı. Onlara bir eğitim odası yaptı. Haftanın belirli günleri gelip onlara kitap okuma, çeşitli etkinlikler yapıyor. Çocukların sosyal yönlerini geliştirmek için uğraşıyor. Çünkü hematoloji çocuklarımız, uzun süreli belki aylarca yatan çocuklarımız var. Bu çocuklar burada sıkılıyor, psikolojik olarak yoruluyor. Bu tarz etkinlikler çocukların iyileşmesine katkı sağlıyor” şeklinde konuştu.

    Uzun süreli tedavi gören çocukların eğitimlerinde de aksama olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Özellikle uzun süre yatan çocuklarımız eğitimlerine bir dönem ara vermek zorunda kalıyorlar. Biz bunu geçen dönemlerde Milli Eğitim Müdürlüğü ile görüştüğümüzde bunlarla ilgili çalışma yapacaklarını ve bu çocukların eğitim hayatına hastanede devam edebilmesi için gerekli işlemlerin yapılacağını söylemişlerdi. Bu konu ile ilgili çalışmaları da sürdürüyorlar. İlerleyen süreçte bu çocuklarımızın herhangi bir kaybı olmayacak, eğitimlerine hastanede de devam edecekler” dedi.

  • Bodrum Kıyılarında Yüzükoyun Yatan Cesediyle Tüm Dünyayı Sarsan Aylan Bebek, Erzurum’da Resmedildi

    Bodrum kıyılarında yüzükoyun yatan cesediyle tüm dünyayı sarsan üç yaşındaki Aylan bebek, Erzurum’da resmedildi. Emekli memur Fesih Özyurt, mültecilerin çığlığına ses olmak için Aylan bebeği resmetti.

    Yakutiye Halk Eğitim Merkezi ve Yakutiye Gençlik Merkezi Müdürlüğü tarafından Palerium AVM’de yağlı boya resim sergisi açıldı. 2 aylık kurs sonrasında kursiyerler, yaptıkları 45 resmi sergiledi. Bugün açılan yağlı boya resim sergisi, 27 Aralık 2015 tarihine kadar sergilenecek.

    Sergide en dikkat çeken eser ise emekli memur Fesih Özyurt’un, mültecilerin çığlığına ses olmak için yaptığı Bodrum kıyılarında yüzükoyun yatan cesediyle tüm dünyayı sarsan üç yaşındaki Aylan bebeğin resmi oldu. Resmi gören Aylan bebeğin emsalindeki bir çocuk uzun süre bakakaldı.

    Aylan bebeği resmeden Fesih Özyurt, “Mültecilerin sorunu dünya gündemine, Aylan bebeğin cesedinin bulunması ve o anki fotoğrafla geldi. Çok acı bir tablo. Bundan etkilenerek bu fotoğraf resmettim” dedi.

  • Vertigoda Öncelikle Altta Yatan Hastalık Tedavi Edilmeli

    Vertigo sadece bir bulgu olduğundan öncelikle altta yatan hastalığın tedavi edilmesi gerekiyor.

    Kulak Burun Boğaz & Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Yavuz Sütbeyaz, vertigo tanısında öncelikle KBB hekimi tarafından fizik muayene ile her iki dışkulak yolu, kulak zarı ve orta kulağın değerlendirildiğini söyledi.

    Vertigo tanısı için bazı testlerin yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Yavuz Sütbeyaz, “İşitme problemi varsa odyometri (işitme testi) ve stapes refleks testi, dolgunluk hissi varsa timpanometri (orta kulak basınç testi) yapılabilir. İç kulaktaki patolojileri saptamak için özellikle vertigonun en sık sebebi olan BPPV (kristal kayması) tespiti ve tedavisinin yönlendirilmesi için mutlaka VNG (videonistagmografi) yapılmalıdır” dedi.

    VERTİGODA TEDAVİ

    Hastaya kamerası olan özel bir gözlük takıldıktan sonra sedyede baş ve gövdeye pozisyonlar verilerek göz hareketleri incelenerek kaydedildiğini anlatan Prof. Dr. Mehmet Yavuz Sütbeyaz, daha sonra şunları kaydetti: “Gözlerdeki kaymalar (nistagmus) incelenerek iç kulak kanallarındaki kristalciklerde kayma varmı (BPPV) varsa hangi kanalda olduğu tespit edilir.

    Vertigo sadece bir bulgu olduğundan öncelikle altta yatan hastalık tedavi edilmelidir. Videonistagmografi testi ile eğer iç kulaktaki kristallerle ilgili problem saptanırsa (BPPV), özel manevralar (Epley, Semont, Barbeque, Gufoni ) veya özel egzersizler (Brandt-Daroff) yaptırılarak kanallarda kristallerin stabilizasyonu sağlanır. Tecrübeli ellerde yapılan test ve manevralarla hastalar bir seansta bile yıllardan beri çektiği vertigo şikayetinden kurtulabilmektedirler. Eğer baş dönmesi Meniere hastalığına bağlı ise, tuz kısıtlaması, sigara yasağı, stresten uzak durma ve gerekirse psikolojik tedavi, allerjen gıdalardan uzak durma ve bazı ilaçlar ile baş dönmesi ataklarının sıklığı ve atakların süresi azaltılmaya çalışılır. Kriz dönemlerinde gerekirse hasta yatırılarak tedavi edilir. Migrenöz vertigolarda tedavi migren başağrılarında olduğu gibidir. Vestibüler nörinit başlangıç döneminde yatak istirahati önerdiğimiz, her gün şikayetleri biraz daha azalarak 15-30 gün içerisinde kendiliğinden düzelen, denge organının bir tür nezlesidir.”