Etiket: Yaşlara’

  • Uyku apnesi 20’li yaşlara kadar indi

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Erdal Seren, uyku apnesinin hem oran olarak toplumda çok arttığını hem de yaş olarak daha genç yaşlar düzeyine kadar indiğini söyledi.

    İnsan hayatı için büyük risk taşıyan uyku apnesi hakkında önemli bilgiler veren Doç. Dr. Erdal Seren, “Uyku apnesi kısa bir tanımla 10 saniye ve üzerinde uykuda nefes durmasıdır. Özellikle günümüzde uyku apnesi hastalığı arttı. Bunun sebepleri beslenme, aşırı stres, uyku problemleri, kullanılan ilaçlar, genetik – hormonal problemler ve özellikle baş boyun bölgesindeki anatomik problemler. Tıkayıcı uyku apne hastalıkları hem oran olarak toplumda çok arttı hem de yaş olarak daha genç yaşlar düzeyine kadar indi. Artık 22 ile 30 yaşları arasında da daha sık apne hastaları tedavi için bizlere başvurmaya başladı. Özellikle gençler bizim için en önemli noktadır. Uyku apnesi hem sağlıklarını hem de iş yerlerinde çalışma gücü kaybı, dikkat dağınıklığı ve iş kazası riski oluşturarak sosyoekonomik sorunları da beraberinde getiren bir hastalıktır” dedi.

    Doç. Dr. Erdal Seren şu bilgileri verdi:

    “Uyku apnesi tanısı koyulmuş hastalara öncelikle muayene edilip muayeneleri sonrası tıkanma sorunları çözülüp yani uyku apnesine sebep olacak sebepler bulunup ona göre ameliyat planlamamız gerekir. Anestezi alamayacak olan hastalar, santral apnesi dediğimiz beyinden veya kaslardan kaynaklı apne problemi olanlar, hormonal problemleri bağlılığına olanlar, kanama pıhtılaşması olan hastalar, ameliyat olamaz. Buna bağlı uyku maskesi önerilebilir. Ama onun dışında tıkanmaya bağlı gelen uyku apnesi hastalarımıza ameliyat öneriyoruz. Bunların ameliyatı tek bir ameliyat değildir. Sadece buruna yönelik ameliyatlar uyku apnesini düzeltmeye tek başına yetmiyor. Bize gelen hastaların yüzde 70-80’i en az bir defa burun ameliyatı olmuş hastalardır. Bu komplike bir hastalık olduğu için tıkanmaya bağlı yol açabilecek bütün oluşumlarının değerlendirilmesi lazım. Burundan başlayarak, burun kıkırdağı eğriliği, burun etlerindeki şişlikler, burun kanatlarında çökmeler, küçük dil uzaması, yumuşak damak sarkması, bademcik, dil kökündeki şişlikler ve çene yapısının hepsinin değerlendirilip bunlara yönelik kombine bir ameliyat yapılması gerekmektedir.”

  • Meme kanseri 20’li yaşlara indi

    Meme kanseri oranın dünyada giderek artış gösterdiğini belirten Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayfer Kamalı Polat, 25 yaşında meme kanseri vakalarıyla da karşılaştıklarını söyledi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi Türk Tıp Öğrencileri Birliğinin bu yıl 7’ncisini düzenlediği meme kanseri farkındalık eğitiminde konuşan Doç. Dr. Ayfer Kamalı Polat, meme kanseri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Meme kanseri konusunda toplumda bilinç düzeyinin arttığını dile getiren Doç. Dr. Ayfer Kamalı Polat, bilincin artmasına paralel olarak erken tanı oranının da arttığını ifade etti. Polat, bilinç düzeyinin artmasıyla ve erken tanı sayesinde hastaların tedavi imkanına kavuştuğunu söyledi.

    “Erken tanı tedavi için önemli”

    Meme kanseri konusunda toplumda farkındalığın her geçen gün arttığını belirten Doç. Dr. Ayfer Kamalı Polat, “Bu anlamda hastalar da bilinçli bir şekilde düzenli aralıklarla kendilerini kontrol ediyorlar ve düzenli klinik kontrollerine devam ediyorlar. Erken tanıda kişinin kendisini muayenesi ve hekimle işbirliği içinde kontrollerini sürdürmesi önemli. Bu kontrollerde herkes için yaş ve mevcut risk durumu da göz önünde bulundurularak uygun radyolojik görüntüleme yöntemleri ve uygun takip planı oluşturulabiliyor. Meme kanseri konusunda çeşitli kuruluşların yaptığı farkındalık etkinlikleri var. Biz de hekimler olarak bu konuda toplum bilincini artırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Bu yıl 7’ncisini düzenlediğimiz farkındalık etkinliğinde öğrencilerimize bir kez daha danışmanlık yapmaktan mutluyum. Onların bu konudaki hassasiyeti ve yaptıkları bu gönüllü sosyal çalışmalar gurur verici. Toplumda meme kanseri konusunda bilinç arttığında erken tanı oranı da artıyor. Şu bir gerçek ki meme kanseri, tüm dünyada artan sıklıkla önemli bir sağlık sorunu olarak gündemimizde yer alıyor. Erken yaşta meme kanseri vakalarıyla da karşılaşıyoruz. Meme kanserinde 40 yaş üstünü risk grubunda olarak değerlendirmekle beraber 30 yaş altında, 25 yaşta da tanı alan hastalarımız var. Erken tanı oranın artması tedavide başarı oranını da artırıyor” dedi.

  • Meme kanseri 30 yaşlara kadar düştü

    Uzman Dr. Betül Açıkalın, “Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir. Günümüzde artık 30’lu yaşlarda da sıklıkla görülüyor. Geçmişte her 12-14 kadında bir ortaya çıkan hastalığa artık 8 kadından birinde rastlamak mümkün. Bunun en önemli nedenini ise yaşam şekli değişikleri oluşturuyor” dedi.

    Meme kanseri farkındalık ayında Uzman Dr. Betül Açıkalın, meme kanseri konusunda açıklamalarda bulundu. “Her yeni gün iyi ya da kötü sürprizlere gebedir” diyen Açıkalın, “Kadın olmak sadece cinsel bir kimlik değildir. Bu kimlik bazı kanserlere daha sık rastlanılacağı anlamına da gelir” dedi. Kadınların meme kanseriyle tanışma hikâyelerinin genel olarak aynı olduğunu kaydeden Dr. Betül Açıkalın, “Birçok insana göre meme kanseri genetik bir hastalık olarak görülmüyor. Ailelerinde kanser olan kimse olmadığı için ya da henüz 40’lı yaşların başında oldukları için bu hastalığın kendilerine uğramayacağını düşünen kişiler var” diye konuştu.

    Bu hastalığın ciddiye alınması gerektiğini ifade eden Dr. Açıkalın, memeden yapılan biyopsi sonucunun kötü huylu gelmesinin ardından ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilere başlandığını söyledi.

    “Her hastamla beraber kendi kadın kimliğimle yüzleştim”

    Bir kadın, anne ve sonra bir doktor olarak meme kanserine farklı bir perspektiften baktığını belirten Dr. Betül Açıkalın, “Bu bir kadın hastalığı ve ben de bir kadınım. Hekimlik hayatımda pek çok meme kanserli hasta tedavi ettim. Ve her hastamla beraber kendi kadın kimliğimle yüzleştim. Meme kanseri her kadının korkulu rüyasıdır. Çünkü meme kadına özgü bir organdır ve dişiliği simgeler. Onun kaybı, kadınlığın kaybı olarak da algılanır” dedi.

    Meme kanserinin yeteri kadar tanınmadığını belirten Dr. Betül Açıkalın, “Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir. Günümüzde artık 30’lu yaşlarda da sıklıkla görülüyor. Geçmişte her 12-14 kadında bir ortaya çıkan hastalığa, artık 8 kadından birinde rastlamak mümkün. Bunun en önemli nedenini ise yaşam şekli değişikleri oluşturuyor” dedi.

    “Erken tanı ile bu hastalık yüzde 90 tedavi edilebilir”

    Meme kanseri risk faktörlerinin önemli bir bölümünün erken yaşta adet görme ve 50’li yaşlarda menopoza girme gibi vücudun östrojene uzun süre maruz kalmasından kaynaklandığını belirten Açıkalın, “Kent yaşamı, kadınların çalışma hayatına erken yaşta atılmaları ve kariyer hedefi nedeniyle çocuk sahibi olma şanslarını ertelemelerine yol açmaktadır. Yoğun iş temposu nedeniyle ilk doğumun 30 yaşından sonra yapılması ya da hiç doğurmama, emzirme süresinin kısalması meme kanserinin nedenleri arasında gösterilmektedir” diye konuştu.

    Bununla birlikte alkol ve sigara kullanımı, menopoz sonrası aşırı kilo alımının da bilinen en önemli risk faktörlerinden bazıları olduğunu belirten Dr. Betül Açıkalın “Genetik geçişli olan ve yüzde 5-7 oranında görülen meme kanserlerinin saptanması ve aile diğer bireylerinin taranması çok önemlidir” dedi.

    Erken tanı ile bu hastalığın yüzde 90 tedavi edilebilir olduğunu belirten Dr. Açıkalın, “Her kadın memesini 20 yaşından itibaren tanımalı. Kendi kendine meme muayenesi erken tanı için çok önemli bir adımdır. Her kadın 20 yaşından itibaren meme muayenesini yaparken her ay adet döneminden sonra memesinin simetrisine, meme başında bir akıntı olup olmadığına, herhangi bir deformitenin varlığına, cilt değişikliklerine, ele bir kitlenin gelip gelmediğine dikkat etmelidir. Çünkü meme kanseri tümörü basit bir değerlendirme ile algılanabilir” dedi.

    Sağlıklı beslenme ve egzersiz

    Kadınlarda sağlıklı beslenme ve egzersizin tüm kanser türlerinden korunmada son derece önemli olduğunu belirten Dr. Betül Açıkalın, “Sağlıklı beslenmede bilimsel olarak kanıtlanmış Akdeniz mutfağının tercih edilmesi ve kişinin günlük yaşamı içinde kendine en uygun olan sporu tercih etmesi yeterlidir. Tüm insanlar için en kolay yapılabilecek spor, düzenli ve tempolu bir yürüyüştür. Bununla birlikte yüzme, bisiklete binme, pilates, yoga gibi grupla veya tek başına yapılabilecek egzersizler tercih edilmelidir. Egzersiz, haftada en az 3 gün olması ve yine haftada iki saati bulması koşuluyla yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

  • ’Nice Yaşlara’ Kampanyasına Ünlülerden Destek Devam Ediyor

    Türk Toraks Derneği’nin akciğer hastalıklarına dikkat çekmek için, ’Her sene yaş gününüzde nefesinizi ölçtüğünüzü biliyor muydunuz? Yaş günleri fırsattır’ sloganıyla başlattığı ’Nice Yaşlara’ sosyal sorumluluk kampanyasına ünlüler destek vermeye devam ediyor. ’Nice Yaşlara’ kampanyasına Ertuğrul Özkök, Ferhat Göçer ve Yonca Lodi’nin ardından söz yazarı Zeynep Talu da destek verdi.

    Türk Toraks Derneği’nin akciğer hastalıklarına dikkat çekmek için, ’Her sene yaş gününüzde nefesinizi ölçtüğünüzü biliyor muydunuz? Yaş günleri fırsattır’ sloganıyla başlattığı ’Nice Yaşlara’ sosyal sorumluluk kampanyasına Zeynep Talu da destek verdi. Ünlü söz yazarı Talu, “Türk Toraks Derneği’nin ’Nice Yaşlara’ kampanyasını ben de destekliyorum. Siz de çektiğiniz videoyu #nefesinitestet hashtag’i ile sosyal medyada paylaşın. Türk Toraks Derneği Nice Yaşlara kampanyasına bir destek de siz verin” dedi.

    Talu ayrıca, mumları söndürebildiğini belirterek sanatçı Soner Olgun’u da pastadaki mumları söndürmeye davet etti.

    Türk Toraks Derneği’nden yapılan açıklamada, “Nice yaşlara kampanyası hızla büyüyor, şimdi sıra halkımızda. Siz de yaş günü pastanızdaki mumları söndürmeyi deneyin, kampanyamıza destek verin. 40 santimetre uzaklıktan 30 adet mumu söndürmeyi deneyin ve sonuç ne olursa olsun bu anın görüntüsünü video olarak kaydedip #nefesinitestet hashtag’i ile paylaşın. En iyi paylaşım sahibi 1. kişi eşi ile birlikte 3 gece 4 gün Paris’te, 2. ve 3. kişi de eşleri ile birlikte 6-10 Nisan 2016 tarihleri arasında Sueno Deluxe Otel Belek Antalya’da misafirimiz olacak. Hak sahibi olacak 3 çiftin ulaşım dahil tüm masrafları derneğimiz tarafından karşılanacak. Çektiğiniz videoları toraks@toraks.org.tr adresinden de bize ulaştırılabilirsiniz. Çekilişe katılmak için video gönderim son tarihi ise 18 Mart 2016. Unutmayın, eğer mumları söndüremiyorsanız, mutlaka bir göğüs hastalıkları doktoruna gitmeniz gerekiyor” denildi.