Etiket: Yaşında

  • 50 yaşında üniversiteyi kazandı

    50 yaşında üniversiteyi kazandı

    Sarayköy Belediyesi’nin, Üniversiteye Hazırlık Kursu’nda, üniversite hayallerini gerçekleştirmek için eğitim alan 50 yaşındaki Fatma Dilbaz, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü kazandı. Dilbaz’ı tebrik eden Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş, eğitimin yaşının olmadığını söyledi.

    Sarayköy Belediye Başkanı Necati Özbaş’ın talimatıyla ilçede faaliyete geçen Sarayköy Belediyesi Sosyal Etkinlik Merkezi’nde, 7’den 70’e herkesin eğitim hayatına katkı sağlanıyor. Belediye tarafından verilen Üniversiteye Hazırlık Kursu’nda eğitim gören, evli ve 2 çocuk annesi 50 yaşındaki Fatma Dilbaz, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nü kazanarak hayallerini gerçekleştirdi.

    “Çok mutluyum”

    Ortaokulu bitirdikten sonra ailesinin ekonomik sıkıntılarından ve annesinin rahatsızlığından dolayı eğitimine devam edemeyen Dilbaz, eğitim aşkının hiç bitmediğini söyledi. 2018 yılında liseyi açıktan bitirdiğini belirten Dilbaz, “Üniversiteyi kazandığım için çok mutluyum. Bir başarı öyküsünün bu seviyesine geldim. Bu yeni bir başlangıç. İnşallah bundan sonra da üniversiteyi başarıyla tamamlayıp gerçek yaşama atılacağız. ‘Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz’ diye bir şiarımız var. Onun takipçisiyiz. Allah’ın verdiği ömür kadar okuyup vatana millete hayırlı, kendimize faydalı olmaya çalışacağız. En başta çocuklara örneğiz. Arkadan yeni bir nesil gelmeye devam ediyor. Gençlerimiz, çocuklarımız daha iyi bir hayat yaşasınlar diye elimizden geleni sağlığımız yettiği yere kadar yapmaya çalışacağız” diye konuştu.

    “Hayallerin geç kalınmadığına ispat niteliğinde bir kararın zaferi”

    50 yaşında hayallerini gerçekleştirerek üniversiteyi kazanan Fatma Dilbaz’ı makamında ağırlayan Başkan Özbaş, “Fatma Hanım, hayallerin geç kalınmadığına ispat niteliğinde bir kararın zaferini aldı. Yaş kavramını hayallerimizin önüne asla geçirmememiz gerektiğini bize gösterdi. Üniversiteye Hazırlık Kursumuzda olması bizim için ayrı bir şanstı. Çünkü kendisiyle birlikte üniversite okumak için eğitim alan gençlerimize çok güzel örnek oldu. Derslerini titizlikle takip etmesi ve azmi hayallerindeki bölümü okuma başarısını kendisine kazandırdı. Kendisini tekrar tebrik ediyor, yeni eğitim hayatında başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • Diyarbakırlıların buluşma noktası Ninova Park AVM 9 yaşında

    Diyarbakırlıların buluşma noktası Ninova Park AVM 9 yaşında

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük alışveriş merkezlerinden olan ve Diyarbakırlıların buluşma noktası haline gelen Ninova Park AVM açılışının 9’uncu yılını pasta keserek kutladı.

    Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük alışveriş merkezlerinden olan, düzenlediği kültürel ve sanatsal etkinliklerle Diyarbakırlıların buluşma noktası haline gelen Ninova Park AVM’nin açılışının 9’uncu yılı, yönetim kurulu üyeleri ve personeller ile birlikte pasta kesilerek kutlandı. Pasta kesimi öncesi açıklamada bulunan Ninova Park AVM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kalender, Ninova Park’ın açılışının 9’uncu yılını kutladıklarını söyledi. 9’uncu yaşın, bütün Ninova Park ailesine hayırlı ve uğurlu olmasını dileyen Kalender, “Yine böyle bir günde 16 Eylül 2011 yılında açmıştık alışveriş merkezimizi. Ben bu projeye hayat verenler olarak başta Kalender ailesi, burayı projelendiren firma Öncü Oğlu Mimarlık LTD ŞTİ, kiralama ve yönetim süreçlerini üstlenen INSIDE AVM danışmanlık şirketine huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Geçmişte alışveriş merkezimizin bünyesinde çalışan tüm departmanlarda görev almış olan, şuanda çalışan herkse teşekkür ediyorum. Emeği geçen herkesten Allah tazı olsun. Alışveriş merkezimizin genel müdürüne ve onun şahsında ekip arkadaşlarına başarılar diliyorum” dedi.

    “Diyarbakır halkının desteğini her zaman arkamızda hissettik”

    Pandemi sürecinin en kısa sürede sona ermesini dilediklerini ifade eden Kalender, “Umarım bu yıl pandemi süreci sona erer, bu musibet tüm insanlığın üzerinden kalkar. Türkiye ve dünyada hiçbir alışveriş merkezinde herhangi bir etkinlik olmuyor, tabi olmaması daha sağlıklıdır. Biz her yıl bunu bir çekiliş veya bir hediye ile taçlandırırdık, bu yıl maalesef mümkün olmadı. İnsanların ve ziyaretçilerimizin sağlığı bizim için önceliklidir. Alına n tedbirler olağanüstü bir şekilde devam ediyor. Ninova Park AVM’de, Diyarbakır halkının desteğini her zaman arkamızda hissettik. Umarım daha güzel ve sağlıklı günlerde birlikteliğimiz artarak devam eder. Ben tüm Diyarbakır halkına ve bütün ziyaretçilerimize teşekkürlerimi sunuyorum. Allah razı olsun, 9. yaş günümüz hayırlı uğurlu olsun” diye konuştu.

    “İş adamlarının Diyarbakır’a yatırım yapmaya çekindiği dönemde Kalender ailesi kente yatırım yaptı”

    Ninova Park AVM Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kalender’e teşekkür eden Ninova Park AVM Genel Müdürü Kenan Çetin de herkesin Diyarbakır’a yatırım yapmaya çekindiği dönemlerde Kalender ailesinin kente yatırım yaptığını ve yatırımları büyütmeye devam ettiğini söyledi. Çetin, “Öncelikli olarak ben de kısa süredir genel müdürlüğünü yürüttüğüm ve benden önce görev yapan Salih Erdoğan’a uzun yıllar hizmet ettiği Ninova Park AVM’yi getirdiği noktada bayrağı devralarak devam ettiğimi ona şükranlarımı sunduğumu ifade etmek istiyorum. Buruk bir süreç geçiriyoruz. Her dönem beraberliğimizi pekiştirdiğimiz dönem olmasına rağmen bu pandeminin bütün ülkeyi ve dünyayı etkilediğini görüyoruz. 9. yılımızı böyle buruk bir şekilde kutluyoruz. Ama içimizde sevincimiz büyük, inşallah önünüzdeki dönemlerde bu pandemi sürecini de atlatıp daha güzel günlere Ninova Park ailesi olarak daha büyük ve güzel yeniliklerle imza atarak devam edeceğiz. Ninova Park ailesinin genel müdürlüğünü yaptığım süreçte öncelikli olarak ekip arkadaşlarıma çok teşekkür etmek istiyorum. Bütün departmanlar geldiğimden bu yana özveriyle çalışmalarını devam ettiriyorlar. Bütün departmanlara ve Kalender ailesine Diyarbakır halkının huzurunda teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

    Yapılan konuşmaların ardından katılımcılar, hep birlikte pasta keserek Ninova Park AVM’nin 9’uncu yılını kutladı.

  • 47 yaşında üniversite sınavını kazanan anne oğluyla aynı kampüsü paylaşacak

    47 yaşında üniversite sınavını kazanan anne oğluyla aynı kampüsü paylaşacak

    Kocaeli’nin İzmit ilçesinde yaşayan 47 yaşındaki Mukaddes Şimşek, üniversite sınavına hazırlanan yeğenine örnek olmak için pandemi sürecini fırsata çevirerek gece gündüz ders çalışıp üniversiteli oldu. Şimşek, anı üniversitede öğrenci olan oğluyla aynı kampüsü paylaşacak olmanın heyecanını yaşıyor.

    Kocaeli’nin İzmit ilçesinde yaşayan evli ve 2 çocuk annesi 47 yaşındaki Mukaddes Şimşek, Samsun’dan yanına gelen lise son sınıf öğrencisi yeğenine örnek olmak için onunla birlikte üniversite sınavına hazırlandı. Pandemi sürecinde evde geçirdiği boş zamanları da değerlendiren Şimşek, gece gündüz azmi ile çalışarak üniversite sınavına hazırlandı. Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na giren Şimşek, 348 bin öğrencinin arasına girerek Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümüne yerleşti.

    Oğlu ile aynı kampüsü paylaşacak

    Mukaddes Şimşek’in 2 çocuğundan birisi olan Yağızhan Şimşek de Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde eğitim görüyor. 3. sınıf öğrencisi olan Yağızhan Şimşek, annesi ile aynı kampüsü paylaşacak. Oğlu ile birlikte aynı kampüste olmanın kendisini heyecanlandırdığını söyleyen Mukaddes Şimşek, oğlunun arkadaşlarının da duruma şaşırdıklarını ifade etti.

    “Samsun’dan yanıma gelen yeğenim ile birlikte üniversite sınavına hazırlandım”

    Yıllar boyunca eğitime destek verdiğini belirten Mukaddes şimşek, başta yeğeni olmak üzere gençlere ve kadınlara örnek olmak için sınava hazırlandığını dile getirerek, “Yıllardır Kocaeli’de eğitime ve engellilere destek olmak için sosyal sorumluluk projelerine katılıyorum. Gençlerin eğitim alabilmesi için elimden geleni yaptım. Bu sene de örnek olma adına, okumanın yaşının olmadığı ve hayallerimizin son kullanma tarihi olmadığı adına Samsun’dan yanıma gelen yeğenim ile birlikte üniversite sınavına hazırlandım. Yeğenimin mücadeleyi bırakmaması için, başarılı olması için birlikte sınava hazırlandık. İkimizde üniversiteye yerleştik. Pandemi süreci bizim için büyük bir fırsata dönüşmüş oldu. O dönemde hala yeğen çok güzel çalışma fırsatı bulduk” dedi.

    “Oğlumla aynı bahçede eğitim görmek, aynı sıraları paylaşmak apayrı bir duygu”

    Oğlu ile aynı kampüsü paylaşacak olmanın kendisini heyecanlandırdığını ifade eden Şimşek, “Umarım bu herkese, kadınlarımıza gençlerimize örnek olur. Çünkü gerçekten okumanın yaşı yok. hiçbir şey için de geç olmadığını düşünüyorum. Belki bu saatten sonra bir iş hayatım olmaz ama ben de akademisyenlik yolunda eğitimimi daha ileri taşırım diye düşünüyorum. Dilerim bir gün bu üniversiteden mezun olduğumuz günleri de görürüz. Oğlumla aynı üniversiteye yerleşmiş olmak çok güzel bir duygu kattı. Her anneye nasip olmayacak bir şey. Oğlum da Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisi. Fakültelerimiz oğlumunki ile karşı karşıya. Oğlumla aynı bahçede eğitim görmek, aynı sıraları paylaşmak apayrı bir duygu. Ben onunla gurur duyuyorum. O da benimle gurur duyduğunu söylüyor. Hayatım boyunca çocuklarıma örnek olmak istemiştim. Bir konu hakkında bilmiyorum demek kişiliğimde yok. Bilmediğim bir şeyi bile okuyup, araştırıp bilgi hazineme ekledim.

    “Annemle aynı kampüste okuyacağımdan dolayı çok mutluyum”

    Arkadaşlarına annesinin üniversiteye yerleştiğini söylediğinde şaşırdıklarını ifade eden Yağızhan Şimşek ise, “Annem kuzenimi desteklemek amacı ile üniversite sınavına girdi ve siyaset ve kamu yönetimi bölümünü kazandı. Onunla gurur duyuyorum. Ben de o süreçte anneme ve kuzenime destek olmaya çalıştım. Yine de benim beklediğimden daha iyi bir başarı sağladı. Annemle aynı kampüste okuyacağımdan dolayı çok mutluyum. Biraz heyecanlıyım. Daha önce hiçbir aile üyemle aynı yerde okumadım. Ama mutluyum. Arkadaşlarıma anlattım. Onlar da şaşırdılar. Sonra onlar da annem adına mutlu oldular. Ama genel olarak bu yaşta üniversite kazanmasına şaşırdılar” şeklinde konuştu.

  • AK Parti 19 yaşında

    AK Parti 19 yaşında

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kendilerine söyledik, bizim Oruç Reis’imize sakın saldırmayın, eğer Oruç Reis’imize saldırırsanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün ilk cevabı aldılar” dedi.

    AK Parti 19. kuruluş yıl dönümü programı, korona virüs önlemleri nedeniyle 75. Yıl Cumhuriyet Amfi Tiyatro ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Amfi tiyatroya gelen misafirlerin oturması için kırmızı minderler hazırlanırken, amfiye giren davetlilerin ateşi ölçüldü, el dezenfektanı ve maske dağıtıldı.

    Ayrıca gelen misafirlere “Yeni Türkiye Vizyonu. Dünya Beşten Büyüktür” başlıklı kitap ve Recep Tayyip Erdoğan imzalı kravat ve eşarp hediye edildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde Özhan Eren “Haydi Bir Daha”, Uğur Işılak “Dombra”, Altan Çetin “Nereden Nereye”, Ceyhun Çelikten “Tabii ki Evet”, Ceyhun Çelikten “İnandığın Yolda Yürü” şarkılarını seslendirdi, AK Parti’nin 19. yılı için hazırlanan film davetlilere sunuldu.

    “Bu dava Selçuklu’nun kalbi, Osmanlı’nın vicdanı, cumhuriyetin aklıdır”

    Tarih boyunca olduğu gibi bu dönemde de kerameti kendinde görenlerin, millete hizmet yolundan ayrılıp şahsi emellerinin peşine düşenlerin olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepsi de çok kısa bir sürede bu gerçekle yüzleşip siyaset tarihinin tozlu raflarındaki yerlerini almak zorunda kaldı. AK Parti kuruluşundan bu güne yaptıklarıyla ve duruşuyla Türk milletinin hayallerini gerçekleştiren, koskoca bir ümmetin umutlarını canlandıran, insanlığın önünde yeni kapılar açan bir parti kimliğine sahiptir” diye konuştu.

    Ülkenin ve milletin geleceği konusunda AK Parti’den başka bir vizyon, hedef, proje, program sahibi siyasi teşekkül bulunmadığını belirten Erdoğan, “Ana muhalefetin ve aynı cephenin diğer partilerinin tek siyasetleri AK Parti’ye saldırmak, tek vaatleri Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmek. Milletimiz bu kısır zihniyete 19 yıldır yaptığı gibi bundan sonra da itibar etmeyecektir” şeklinde konuştu.

    AK Parti’nin ilk insan Hazreti Adem ile başlayan büyük medeniyet davasının günümüzdeki temsilcisi olmaya talip olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bu davaya gönül verenler kendileri ile birlikte yeryüzündeki tüm mazlumların hukukunu koruma mücadelesi vermişlerdir. Bu kutlu yürüyüşün bin yıldır coğrafyamızda sancaktarlığını yapan ecdadımız 3 kıta, 7 iklimde barışın, kardeşliğin ve adaletin tesisi için asırlardır ter dökmüştür. Bizim hareketimiz, bizim davamız kendisine, her şeyden önce Allah kelamını ve onun alemlere rahmet olarak gönderilen Nebi’sini rehber edinmiştir” ifadelerini kullandı.

    “Bu dava Selçuklu’nun kalbi, Osmanlı’nın vicdanı, cumhuriyetin aklıdır” ifadelerini kullanan Erdoğan, AK Parti’nin hamurunu milletin yoğurduğunu, AK Parti’nin kumaşını milletin dokuduğunu söyledi. Erdoğan, “Bizler dua ile çıktık yola, aynı şekilde devam ediyoruz. Bizim için asıl olan milletimizle el ele yürümektir. AK Parti’nin milletin partisi olduğunun nişanesi 2002 Kasım’ından beri girdiği her seçimden birinci olarak çıkmayı başarabilmesidir. AK Parti’nin yolunu uzun yıllar boyunca siyasi ve ekonomik buhranların acı tecrübelerini yaşayan milletimiz çizmiş, adını da milletimiz koymuştur. Türkiye’nin 14 Ağustos 2001 tarihinden bugüne kadar neler yaşadığını asla unutmamalıyız. Özellikle 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından AK Parti hükümet eden ama iktidar olamamış parti haline dönüştürmek için oynanan oyunları hep aklımızda tutmalıyız. Kendilerini milletin üstünde gören ve ülkenin de sahibi sanın bir avuç azgın azınlığın nasıl bürokrasiden medyaya ve iş dünyasına kadar çöreklendiğini, nasıl bize tuzaklar kurduklarını dün gibi hatırlıyoruz. YAŞ toplantılarından dönemin Cumhurbaşkanının davetlerine kadar her yerden nasıl sürekli krizlere muhatap bırakıldığımızı biz biliyoruz. Provokatif cinayetlerle nasıl köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığımız hala gözlerimizin önündedir. 2007 Cumhurbaşkanlığı Seçimi sürecinde iyi ki ayyuka çıkan hukuksuz, ahlaksız, pervasız girişimlerin hiç birine eyvallah etmedik. Bunun bedelini kapatma davası ile ödedik. Biz demokratik teamüllere ne kadar sarılırsak sarılalım, karşımızdaki faşist kafa yine durmadı. Milletimiz, ‘411 el kaosa kalktı’ manşetindeki kendi iradesini hiçe sayan alçak zihniyeti hiçbir zaman unutmayacaktır. Davos’taki ‘One Minute’ hadisesi AK Parti’nin mazlumlar ve mağdurlar için verdiği mücadelenin uluslararası alanda en yüksek perdeden seslendirilişinin sembolüdür. O zaman bizlerle beraber orada olanlar, o salonu terk ederken neler söylediklerini de iyi biliyoruz. Şimdi parti kurdular. Ne diyorlardı biliyor musunuz, ‘işte şimdi yandık.’ Niye? One Minute dedik ya. Kime karşı dedik o da belli, İsrail’in atıklarına karşı. Zamanı gelecek bazı şeyleri çok açık net şahitleri ile birlikte ortaya koyacağız. Bu milletin derdi ile dertlenenlerin kimler olduğunu bilecek ama zamanı var” açıklamasında bulundu.

    “Bizim Oruç Reis’imize sakın saldırmayın, bedelini ağır ödersiniz”

    Suriye’deki iç karışıklıklarla birlikte Türkiye üzerinde oynanan oyunların yeni bir boyuta taşındığını belirten Erdoğan, ”Artık içeride ve dışarıda çok daha sert, çok daha sinsi, yer yer de kanlı bir sürecin içine giriyorduk. Gezi olayları ile sokakları işgale, 17-25 Aralık emniyet yargı darbesi ile milli iradeyi gasp etmeye, çukur eylemleri ile mahalleleri bölmeye çalıştılar. PKK’sından DEAŞ’a kadar tüm terör örgütlerini en azgın şekilde üzerimize saldılar. 15 Temmuz’da darbe girişimine kalkıştılar. Kuzey Irak, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz’de yürüttüğümüz harekatlarla bu saldırılara karşı cevabımızı anladıkları dilden verdik. Bugün de verdik. Kendilerine söyledik, bizim Oruç Reis’imize sakın saldırmayın, eğer Oruç Reis’imize saldırırsanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik ve bugün ilk cevabı aldılar” dedi.

    “Mühür kimdeyse sultan odur”

    Eğitim, sağlık, gençlik ve spor, adalet, ulaştırma, sosyal yardım, çevre ve şehircilik, tarım, enerji, ekonomi, turizm alanlarında yapılan hizmetleri kısa başlıklar halinde anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ile ilgili olarak şu açıklamaları yaptı:

    “Bugün ülkemiz ve milletimiz için verdiğimiz bu uzun, meşakkatli, her anı dolu dolu geçen mücadele sürecinin kritik bir aşamasındayız. Cumhuriyet tarihimizin en büyük kalkınma hamlelerini ve demokratikleşme adımlarını hayata geçirdiğimiz 18 yılı ekonomi açısından iki döneme ayırmak gerekiyor. Birinci dönem 2002-2013 arasını kapsayan potansiyelimizi keşfetme dönemidir. 2002 Türkiye ekonomisi açısından dönüm noktası oldu. 2002-2013 arasında yakaladığımız ekonomik istikrarla çok önemli kazanımlar elde ettik. Sanayiden tarıma, inşattan turizme güçlü bir büyüme performansına kavuştuk. Bu dönemde Türkiye gerçek gücünün ve imkanlarının farkına vardı. Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 2013 yılında 950 milyar dolara kadar çıkarttık. Kişi başına düşen milli gelirimizi 3 bin 500 dolardan 12 bin 500 dolara kadar yükselttik. Böylece üst orta gelir grubuna taşıdığımız ülkemizin yüksek gelir grubuna girmesine ramak kaldı. İhracatımız 36 milyar dolardan 10 yıl sonra 152 milyar dolara ulaştı. Hatırlayın paramızda 6 sıfır vardı, 6 sıfırı da o zaman sildik attık. Birileri şimdi ona talip oluyor. Ülkenin başbakanı herhalde onlardı. ‘Biz o işe bakıyorduk’ falan diyenler var. Karar merci kim, onu tabi söyleyen yok. Orada mühür kimdeyse sultan odur. Faiz oranlarının yüzde 63 olduğu dönemlerden, bu faiz inecek dediğimizde direnenler, bizim inecek dememiz karşısında daha fazla direnemediler ve faizi yüzde 4,6’ya kadar çektik. Enflasyon da 7 küsüre kadar inmiş oldu. Direniyorlardı. Çünkü IMF konusunda belli bir güçleri dirayetleri yoktu. Enteresan olan şey şuydu, o malum Davos’a gittiğimizde Strauss-Kahn ile malum Fransız, onunla görüşme yapıyoruz, yaptığımız görüşmede ‘Sen IMF’nın başısın ama Türkiye’nin başı da benim. Dolayısıyla Türkiye’nin borcu konusunda her türlü takipleri yapabilirsin ama siyasi noktada emir veremezsin. O bize aittir. Taksitleri alıyorsun, dolayısıyla siyasi yön verme asla mümkün değil, biz Türkiye’yiz.’ O tarihte bizim IMF’ye borcumuz 22,5 milyar dolardı. Mayıs 2013’e geldik biz IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık. Nasıl oldu, faiz noktasında koyduğumuz tavırla oldu. Ana muhalefet çıkmış diyor ki, ‘IMF’’den borç alın’ o sizin işiniz, bizim öyle bir derdimiz yok.”

    2013’ten günümüze kadar olan dönemi mücadele dönemi olarak adlandırdığını belirten Erdoğan, “Bu dönemde yaşadığımız her bir saldırının doğrudan ve dolaylı etkileri ile ülkemize ağır bedelleri oldu. Faizler ve enflasyon yeniden çift hanelere yükselirken ekonomik büyüme bir miktar ivme kaybetti. Attığımız kararlı adımlarla ekonomimizin daha güçlü bir şekilde yoluna devam etmesini sağladık. Nitekim 2019 yılı sonuyla kıyasladığımızda her alanda 2002’nin katbekat üzerindeyiz. Milli gelirimiz 236 milyardan 754 milyar dolara, kişi başına düşen milli gelirimiz 3 bin 500 dolardan 9 bin 127 dolara ulaştı. 2002’de satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 17. ekonomisiyken, G-20’deyiz bu şartlarda, bugün dünyanın 13. büyük ekonomisiyiz” şeklinde konuştu.

  • 78 yaşında üçüncü üniversitesini bitirdi

    78 yaşında üçüncü üniversitesini bitirdi

    Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Sisteminin sunduğu büyük olanak sayesinde Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Önlisans Programından 2018 yılında mezun olan 78 yaşındaki emekli Kimya Öğretmeni Orhan Adıgüzel, bir hayalini daha gerçekleştirdi.

    Adıgüzel bu yıl da, Açıköğretim Fakültesi programlarından biri olan Emlak ve Emlak Yönetimi Programı’ndan mezun oldu. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, Orhan Adıgüzel’i hayallerine olan bağlılığından ve azminden ötürü telefonla arayarak kendisine tebriklerini iletti. Orhan Adıgüzel, Rektör Erdal’a “Hayat bir diplomaya sığmaz” sloganıyla diplomasını kendisinden almak istediğini iletti. Mezununun isteğini sıcaklıkla karşılayan Rektör Erdal, 78 yaşındaki Adıgüzel’e sağlığını riske atmadan pandemi şartları elverir elvermez bu isteğini büyük bir mutlulukla yerine getireceğini belirtti. Telefon görüşmesi Prof. Dr. Fuat Erdal’ın ve Orhan Adıgüzel’in karşılıklı bayram tebrikleriyle son buldu.

    “Anadolu Üniversitesi, yaşam boyu öğrenimin merkezi”

    Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal, Anadolu Üniversitesi’nin Orhan Adıgüzel ve onun gibi hayallerinin peşinden koşan binlerce Açıköğretim Sistemi öğrencisi için “Yaşam boyu öğrenimin” merkezi olduğunu ifade ederek, öğrenimin yaşamın sadece bir evresinde gelişen sıradan bir etkinlik değil, yaşam boyu devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Yaşamın, bilim ve teknolojinin hızla değiştiğini ve bu bağlamda da pek çok yeniliğin gerçekleştiğini belirten Rektör Erdal, bu kapsamda herkesin yenilenmeye gereksinimi olduğunu ifade etti. Orhan Adıgüzel’in alanı olan kimya dışında da kendisini geliştirme gayesiyle iki ayrı Açıköğretim programından mezun olmasının Anadolu Üniversitesi ailesi olarak kendilerini mutlu ettiğini de söyledi.

    Ayrıca dünyanın farklı coğrafyalarında, ayrı alanlarda, farklı yaş gruplarından pek çok bireye öğrenim olanağı sunan Anadolu Üniversitesi’nin Türkiye’ye ve dünyaya farklı alanlarda bu hizmeti sunmayı büyük bir kararlılıkla sürdüreceğini belirten Rektör Erdal, Orhan Adıgüzel’in mezuniyetinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.