Etiket: Yaşatıyor

  • 250 yıllık lezzeti, yarım asırlık usta yaşatıyor

    Söğüş ustası Tahir Sivritepe, 250 yıllık geçmişe sahip olan ve eskilerde “Tandırbaş” olarak bilinen geleneksel söğüş lezzetini, yarım asırdır İzmir’de yaşatıyor.

    Çocukluk yıllarında bir pideciye girerek iş hayatındaki ilk adımlarını atan Tahir Sivritepe, kısa bir süre çalıştıktan sonra söğüş ustası olan ağabeyinin yanında çıraklık yapmaya başladı. Sivritepe, 17 yaşındayken ağabeyinden kuzu kellesinin dil, beyin, yanak ve diğer etlerinin ince ince kıyılarak iyice baharatlanması, daha sonra da taze yeşillik ve soğan ile harmanlanması sonucu ortaya çıkan söğüş lezzetinin nasıl yapılacağını öğrendi. Yaklaşık 250 yıllık geçmişi olan ve eskilerde ’tandırbaş’ olarak bilinen söğüş lezzetini yapmayı öğrenen Sivritepe, ilk olarak işe İzmir’in en eski sokaklarından biri olan Havra Sokağı’nda 3 tekerlekli seyyar tezgahta başladı. 50 yıl boyunca yaz-kış; gece-gündüz demeden mesleğini sürdüren Sivritepe, yüzlerce insanın bahsettiği meşhur söğüşçü Tahir baba oldu. Aradan yarım asır geçmesine rağmen hala Havra Sokağı’nda açtığı küçük dükkanında, söğüş tutkunları için gece 02.30 ile sabah 09.00 saatleri arasında hizmet vermeye devam eden Tahir Baba, mesleğini severek yaptığını, birçok söğüşçü arkadaşının bu dünyadan göç ettiğini ve İzmir’de tek kaldığını belirtiyor.

    “Söğüş dürüm yapılmaz”

    Geleneksel söğüş lezzeti hakkında konuşan Tahir Baba, “Şimdi esasında söğüş piyasada dürüm olarak yenilir, ama biz dürüm yapmıyoruz. Biz burada müşteriye dürüm yapamıyoruz neden, bizim şöğüşlerimiz dürüm olmuyor. Bizim prensibimiz bu, söğüş dürüm yapılmaz” dedi. Sabaha kadar onlarca müşteriye hizmet veren Tahir usta, sunduğu lezzetin yanı sıra sohbeti ile de müşterilerine keyifli dakikalar yaşatıyor. Müşterilerine ’evlat’ diye hitap eden Tahir usta, sıcakkanlılığı ve samimi hareketleri ile de müşterilerinin gönlünü kazanıyor.

    Öte yandan, henüz emekliliği düşenmediğini söyleyen iki çocuk babası Tahir Sivritepe, hem sevdiği işe sürdüreceğini hem de evine ekmek götürmeye devam edeceğini belirtti.

    Yarım asırlık söğüşçünün çeyrek asırlık müşterisi

    İlk söğüşünü Tahir ustanın seyyar tezgahından yiyen Ahmet Alember, aradan 25 yıl geçmesine rağmen hala Tahir ustanın söğüşünden vazgeçmediğini ifade ediyor. Her gece söğüş yemeye geldiğini belirten Alember, “25 yıldır buradayım, Tahir ustadan başka bir yerde söğüş yemedim. Bunun nedeni Tahir ustanın müşterileri kalitelidir, söğüşü lezizdir. Tahir ustanın en büyük avantajı hijyenik olmasıdır ve severek çalışan biridir. Tahir Baba İzmir’de lezzet olarak da tektir, söğüşçü olarak da tektir” şeklinde konuştu.

    “7 yaşımdan beri geliyorum”

    Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda esnaflık yapan Saadettin Gülşahin ise, 7 yaşındayken söğüşle tanıştığını ve 20 yıldır düzenli olarak Tahir ustanın söğüşünden yediğini ifade etti. İzmir’deki esnafların çoğunun Tahir ustayı tanıdığını belirten Gülşahin, “Tahir ustanın söğüşü tartışılmaz lezzette, her yerde söğüş var ama söğüşçü Tahir Baba dediğin zaman tartışılmaz bir lezzet ortaya çıkıyor. Mesela ben arkadaşlarımı alıyorum geliyorum buraya, arkadaşım ’ya burası zifiri karanlık sen beni nereye götürüyorsun’ diyor, çok güzel bir söğüşçü var diyorum ’ara sokakta söğüşçü mü olur, bu saatte hangi dükkan açık olur’ diyor. Sonra bir getiriyorum Tahir ustanın yanına, sağolsun o da en iyi şekilde ilgileniyor, arkadaşlarım yiyor söğüşü. Ertesi gün bir bakıyorum arkadaşlarım benden önce buraya gelmiş. Bu nedenle lezzet çok farklı bir lezzet, söğüşün de belli bir saati oluyor zaten kalmıyor. Şansına nasibi olan yiyor” diye konuştu.

  • AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal: “AK Parti, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in, demokrasi idealini ve iradesini yaşatıyor”

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “AK Parti, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in, demokrasi idealini ve iradesini yaşatıyor” dedi.

    AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Erdemli Yöneticiler Akademisi Derneği (EYAD) tarafından Estergon Türk Kültür Merkezinde düzenlenen “Türkiye Gündemi ve Gelecek Vizyonumuz” başlıklı akademi sohbetlerine konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasına EYAD mensuplarına teşekkür ederek başlayan Ünal, “Bizim bugünü yani bugünün gündemini okuyabilmek için ihtiyaç duyduğumuz temel şey bugünkü bilgilerimiz değildir. Bizim bugünü okumada ihtiyaç duyduğumuz temel şey hafızamızdır. Eğer hafızanız yoksa yaşadıklarınıza dahil bir deneyim tecrübe ve onlar üzerinden bir öğrenme oluşturmadıysanız bugüne dair ve yarına dair, bir perspektif koyamazsınız. Türkiye’nin son yüzyıldaki hikayesi maalesef bir hafızasızlık hikayesidir. Bizim son yüzyılda yaşadığımız en temel sorun bizim bitik hafızamızın peşinde koşmuş olmamızdır. Bizi biz eden kimliğimiz tarihin içinden akıp gelen geleneğimiz bunlarla ilgili son yüzyılda çok büyük sorunlar yaşadık. Biz yeni bir devlet kurmadık aslında, cumhuriyet bizim devlet geleneğimizin son halkasıdır” şeklinde konuştu.

    “Bizim öncelikli olarak, bizimle barışmamız gerekiyor”

    AK Parti’nin Türkiye’yi normalleştirdiğini belirten Ünal şunları kaydetti:

    “Yani AK Parti, Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ü ve bu süreç içerisindeki anormallikleri normal bir zemine taşıyor. Mustafa Kemal’i Cumhuriyetin Kurucu Önder’i Kurtuluş Savaşı’nın Mareşali ve bu milletin bir değeri olarak doğru bir yere yerleştiriyor. AK Parti’nin yaptığı budur. Bizim işte Osmanlı ve Selçuklu mirasını reddettiğimiz zaman köklerimizi eski Yunan’da Eti’de Hitit’te aramaya başladık. Biz bir anda hafızamızı kaybettik. Tekrar hafızamızı inşa ediyoruz. Bugünün gündemini okuyabilmemiz için öncelikli olarak kim olduğumuz, kültürümüzü, medeniyetimizi belirlemek, normalleştirmek ve bir akış içerisinde bütünleştirmek çok önemli. Bu yüzden Alparslan’da, Selçuklu deneyimi de bize ait, Osman Bey’in kurduğu o muhteşem bir çınar hayal ettiği Osmanlı da bize ait, Abdulhamid Han da bizim, Vahdettin de bizim, Mehmet Reşat da bizim, ittihat ve terakki deneyimi de bizim ve Mustafa Kemal Atatürk de bizim. Bizim öncelikli olarak, bizimle barışmamız gerekiyor. İşte AK Parti’nin yaptığı budur. Biz yeniden tarih içerisindeki bütünlüğümüzü kavrayışımızı inşa ediyoruz.”

    “AK Parti, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin, demokrasi idealini ve iradesini yaşatıyor”

    Ünal, AK Parti’nin bugün Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin demokrasi idealini ve iradesini yaşattığını belirterek, “AK Parti üzerinden de millet olarak biz yüceltiyoruz. AK Parti dediğiniz yapı bir millet hareketi. Milletin isteği olmasa AK Parti’nin bir kıymeti kalmazdı. Millet gidip AK Parti’yi sandıkta onaylamasa AK Parti’nin bir değeri var mıdır? AK Parti bu milletin yüzde 50’sini temsil ediyor. Cumhurbaşkanımız her iki kişiden birinin teveccühünü temsil ediyor. Şimdi millete saldıramadıkları için, milletin tercihlerine ve seçeneklerine saldıramadıkları için AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza saldırıyorlar” ifadelerini kullandı.

    “Devletin içindeki şeytanı çıkardık”

    “Türkiye, terörle yaşamamıza rağmen terörü alt etmeyi, 15 Temmuz gibi bir işgal girişimini bertaraf etmeyi başarmış, Gezi’yi, 17-25 Aralık ve kendine kurulmuş bütün tuzakları bertaraf edebilmiş ve hepsinden önemlisi devletin içindeki şeytanı çıkarmış” dilen Ünal sözlerine şöyle devam etti:

    “Biz 2002’de iktidara geldiğimizde 2 şey vardı; birincisi soğuk savaş sonrası kendi dönüşümünü gerçekleştirememiş bir idari sistem vardı. Her şeyi koruması gerektiğini düşünen statükocu bir vesayet ortamı vardı. Yargıda, orduda ve her yerde. Düşünmeni yasaklayan, giyinme biçimine karışır, Alevi’ye nasıl Alevi olacağını söyleyen, Kürt’ü zaten kabul etmeyen, Müslüman’a nasıl Müslüman olacağını anlatan bir anlayış vardı. Ve bu anlayış yargıda ve orduda hakimdi. Bir de devlete sızmış dini grup sivil toplum örgütü görünümlü bir yapılanma vardı. Biz de mücadelesini demokratik yolla vermiş, meşru zeminde vermiş, siyaseti kendine yol olarak seçmiş ve en önemli geleneğimiz milletle beraber yürümektir.”

    “Bugün devletin içerisinde milletten başka hiçbir şey bırakmadık”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar dönemlerinden bahseden Ünal, “Bizim Genel Başkanımız 1999 yılında Pınarhisar’a gönderilirken halkını sokağa çağırmadı. ’Ben devletime küsmem’ dedi. Demokratik meşru zeminde meşru mücadelesini verdi. Sistem dışına itilmesine, her türlü zulüm ve baskıya rağmen demokratik meşru zeminde kaldı. Sandıktan çıktık ve milletin adına geldik buraya. Biz geldiğimizde sızmacılar vardı bir de vesayetçiler vardı. Sonra öğrendik ki bu sızmacılar yeni vesayet odağı olmak istiyorlarmış. Çok şükür millet 15 sene arkamızda durdu. Bizde onlar sayesinde hem vesayet odaklarını tasfiye ettik hem de sızmacıları tasfiye ettik. Bugün devletin içerisinde milletten başka hiç bir şey bırakmadık” şeklinde konuştu.

    “Kim DAEŞ’le birlikte operasyon yapıyormuş, Rakka’da gördük”

    15 Temmuz ile ilgili değerlendirmede bulunan Ünal, şunları söyledi:

    “Bize hala bir şeyler yapacaklarmış. Bize daha ne yapacaksınız, Biz 15 Temmuz cehenneminden çıktık geldik. Bundan sonrasını siz düşünün. Bu teröre destek verenlerin şimdi maskeleri de düştü. Bakın 4 yıldır ’Siz DAEŞ’e destek veriyorsunuz’ diye burnumuzdan getirdiler. 2013 yılında Bakanlar Kuruluyla DAEŞ’ı terör örgütü ilan eden biziz. CHP ve HDP müttefikleri kameraları her gördükleri yerde bize ’Siz DAEŞ’e destek oluyorsunuz’ dediler. Şimdi görüyor musunuz DAEŞ’e kim destek veriyormuş. Kim DAEŞ’le birlikte operasyon yapıyormuş, Rakka’da gördük. Biz onları uyardık dedik ki ’Terör bumarenag’ gibidir. Yarın döner sizi vurur. Bizi terörle vuracağınız kadar vurdunuz. Bizde terörle nasıl mücadele edeceğimizi öğrendik. ’Kötü komşu ev sahibi yapar’ Daha 3 sene önce Amerika bize istihbarat vermediği için Güneydoğu’da sorun yaşıyorduk. Şuan da kimsenin sıcak istihbaratına ihtiyacımız yok. Dünyanın en iyi ’İnsansız Hava Aracı’ teknolojisine sahibiz.”

    Ünal, önümüzdeki 15 yılda dünyanın geleceğini ve toplumların geleceğini ekonomiden daha çok toplumların psikolojisi belirleyeceğini dile getirdi. “Bizde de sürekli özgüvenimize saldırıyorlar” diyen Ünal sunları kaydetti: “15 Temmuz’u itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Savunma sanayisinde yaptıklarımızı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu milletin kahramanlığını itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bu sebeple biz asla özgüvenimizi kaybetmeyeceğiz.”

    “Dünya’da şuan en güvenli yer Türkiye”

    Dünyada 15 Temmuz gibi bir geceden sonra kendilerini toparlayabilecek bir ülkenin olmadığını belirten Ünal, sözlerine şöyle devam etti:

    “15 Temmuz’dan 2 ay sonra Fırat Kalkanı gibi bir harekatı gerçekleştirdik. Adamlara DAEŞ’le mücadelenin nasıl olması gerektiğini gösterdik. Ekonomide 5.1 büyüme gösterdik. Bugüne kadar bu yaptıklarımızı CHP yapsaydı bizim kadar oy alsaydı her eve bir ’teşekkür butonu’ yerleştirirdi. ’Günde beş defa bize teşekkür edeceksiniz’ derdi. Şuan terör örgütleriyle iş tutan, Türkiye düşmanlarıyla ortak hareket eden, ülkesinin seçilmiş hükümetinin yanında yer almayan bu CHP’nin sesi bizden çok çıkıyor ben de bunu anlamıyorum. Terör örgütünün talimatlarını siyaset haline getirip bize yansıtan HDP’nin sesi bizden çok çıkıyor, bunları anlayamıyorum. Bölge halkına faşist bir anlayışı dayatan sizler değil misiniz? Açtığınız çukurlarla hendeklerle bölge halkına hayatı cehenneme çeviren sizler değil misiniz? Siz insanın düşünce hakkına saygı duymazsınız. Siz farklı düşünceye tahammül edemediğiniz için bölgede sizin gibi düşünmeyen insanlara yaşam hakkı tanımıyorsunuz. Biz 15 yılda bu ülkeyi getirdiğimiz bu özgüven ile konuşacağız. Biz dünyanın daha yeni yaşamaya başladığı şeyleri biz yaşadık ve bitirdik. Dünya’da şuan en güvenli yer Türkiye. Çünkü terörle nasıl mücadele edileceğini bilen bir ülkeyiz.”

    “Paris saldırısını gerçekleştiren adamı yakalamıştık”

    Ünal, sözlerine şöyle devam etti:

    “Paris saldırısını gerçekleştiren adamı yakaladık. Adam DAEŞ’e katılmak için Suriye’ye gidiyor. Yakalamışız iade etmişiz. İade ederken de söyledik ‘Bu adamın nereye gittiğini takip edin’ dedik. Dikkate almadılar. Sonra o kişi gidip Paris saldırısını gerçekleştirmiş. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile temizleyemezsiniz, diyorduk yapmayın dedik. Suriye krizi başlarken gelin bu olayı çözelim dedik, yoksa Suriye teröristlerin yaşam alanı haline gelir, dedik. Bütün bunları söyleyen biz şimdi bize kalkmış diyorlar ki; Türkiye’nin dış politikası iflas etmiştir. Allah’tan korkun. Bölgedeki bu krizlerin sebebi biz miyiz? Bizim muhalefetimiz bunları sanki biz yapmışız gibi bize saldırıyor. Kendisini milletin meşru hükümeti ile mücadele etmeye adamış. Muhalefet diyemeyeceğim, bir düşmanlık yapısı gibi hareket eden kasetle göreve gelmiş ve Türkiye düşmanı yapıların içerideki siyasi operasyon aparatı gibi davranan bir yapıdan bahsediyoruz. Biz her türlü öz eleştirimizi yapıyoruz. Bunların bir kere öz eleştiri yaptığını görmedik. Kemal Kılıçdaroğlu’nun günde 3 yalanı ortaya çıkıyor. Bir kere öz eleştiri yaptığını görmedim.”

    Program sonunda EYAD Başkanı Halil Etyemez, konuşmacı olarak programa katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü aynı zamanda Kahramanmaraş Milletvekili olan Mahir Ünal’a hediye takdim etti.

  • Büyükşehir Akhisar’da değişimi yaşatıyor

    Manisa Büyükşehir Belediyesinin il genelinde sürdürdüğü parke taşı ve yol yapım çalışmaları vatandaşların yüzünü güldürüyor. Bu kapsamda Akhisar Merkez Çarşı’da Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından parke taşı döşeme çalışmaları başladı. Çalışmaları Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün adına inceleyen Akhisar Koordinatörü Doğan Ensivri, Manisa’nın ve Akhisar’ın değişimi ve gelişimi için çalıştıklarını söyledi.

    Manisa Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığına bağlı ekipler, Akhisar Merkez Çarşı 2, 3, 4, 5, 7 ve 10 sokaklarda parke taşı döşeme çalışması yürütüyor. Devam eden çalışmaları Manisa Büyükşehir Belediyesi Akhisar Koordinatörü Doğan Ensivri de yerinde inceledi. Merkez Çarşı esnaflarını da ziyaret ederek, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün selamlarını ileten Ensivri, parke taşı çalışmalarının tamamlanmasıyla çarşının yepyeni bir görünüme kavuşacağını söyledi.

    Çalışmalar nedeniyle mutlu olduklarını ifade eden Merkez Çarşı esnafları da, Manisa Büyükşehir Belediyesine, Başkan Cengiz Ergün’e ve Akhisar Koordinatörlüğüne teşekkür ettiler. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün öncülüğünde Manisa’nın ve Akhisar’ın değişimi ve gelişimi için çalıştıklarını belirten Manisa Büyükşehir Belediyesi Akhisar Koordinatörü Doğan Ensivri, vatandaşın mutluluğu için sahada olduklarını dile getirdi.

  • Yabani hayvanlar sürücülere zor anlar yaşatıyor

    Çankırı’da bir karayolunda yolun karşısına geçmeye çalışan karaca araç altında kalarak telef oldu.

    Ilgaz-Tosya karayolunda yolun karşısına geçmeye çalışan bir karaca, sürücüsü ve plakası belirlenemeyen bir aracın çarpması sonucu telef oldu. Karacaya ilk müdahaleyi vatandaşlar yaparken, vatandaşların çağrısıyla olay yerine gelen Çankırı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekipleri de yapılan tüm müdahalelere rağmen hayvanı kurtaramadı.

    Değişen mevsimle beraber doğada kendilerini göstermeye çalışan karacalar, sürücülere de zor anlar yaşatırken, yetkililerden konuyla ilgili açıklama geldi. Çankırı Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünden yapılan açıklamada, Çankırı il sınırlarında artan yabani hayvan popülasyonuna dikkat çekilerek sürücülerden daha dikkatli ve duyarlı olmaları istendi.

    Öte yandan, geçen günlerde Ilgaz İndağı mevkisinde araç çarpması sonucu sırtının birçok bölgesinden ve başından yara alarak yola serilen karaca, vatandaşların kendisini fark etmesiyle kurtarılmıştı.

  • 6 metrekarelik konteynerde tarihi yaşatıyor

    Yozgat’ta 6 metrekarelik konteynerde vatandaşları, tarihi ve nostaljik bir yolculuğa çıkaran Yozgat’ın tek antikacısı Kamil Şahin, 17 yıldır unutulmaya yüz tutmuş birçok malzemeye ev sahipliği yapıyor.

    Tarım aletlerinden mutfak eşyalarına, daktilodan fotoğraf makinesine, plaktan video kasetlere, saatten gaz lambasına kadar birçok tarihi eşyayı 6 metrekarelik bir konteynere sığdıran antika meraklısı Kamil Şahin, elindeki malzemeleri satarak geçimini sağlıyor.

    17 yıldır antika işi ile uğraştığını ve işini severek yaptığını belirten Şahin, Yozgat’ta tek antikacının kendisi olduğunu söyledi. Antikacılıktan başka bir işi olmadığını da belirten Kamil Şahin, “Günlük satışımız olmuyor. Haftanın 2-3 günü siftahsız gidiyorum. Bazen 1 liralık bazen 10 liralık iş yaptığım oluyor. Bazen de 50-60 liralık satış yapıyorum, belli olmuyor” dedi.