Etiket: yasasının

  • Tütün yasasının ertelenmesi üreticileri rahatlattı

    Adıyaman Merkez ve Köy Muhtarları Derneği Başkanı Şevket Alagöz, 1 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe girecek olan tütün yasasının 1 yıl ertelenmesinin tütün üreticilerini rahatlattığını kaydetti.

    Planlanan tütün yasasının 1 yıl ertelenmesinin herkesi oldukça çok sevindirdiğini belirten Alagöz, “Sarmalık kıyılmış tütün yönetmeliğinin çıkartılması ve kooperatifleşmeyi sağlamak ve daha sağlam bir zemine oturtulabilmesi için bizlere tanınan bu süre gerçekten çok önemlidir. Tütün yasasının 1 yıl ertelenmesi ve bunun yanı sıra tesis kurmak için maliyeti oldukça yüksek olan tam teşekküllü ve yeni teknoloji şartının kaldırılması, tesis kurulumundaki önemli engellerden birini kaldırmış bulunmaktadır. İnşallah vergi boyutunda da böylesine güzel gelişmeler yaşayacağız ve tütünümüzü serbestçe piyasaya arzını sağlayacağız. Sarmalık kıyılmış tütünümüzün önündeki engelleri bir bir aşıyoruz. İnşallah yakın süreçte vergi boyutunu da aşacağımızın inancındayım. Bu konuda bizlere hiçbir zaman desteğini esirgemeyen ve önümüzdeki engelleri aşmamızı sağlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Ahmet Aydın’a, milletvekillerimize, Valimiz Nurullah Kalkancı ve emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ve şükranlarımı sunarım” diye konuştu.

  • Başkan Çetindoğan, küçük esnafın korunması için ‘Perakende Yasası’nın güncellenmesini istedi

    Aydın Esnaf Odaları Birliği Başkanı Selahittin Çetindoğan her geçen gün artan zincir market ve alışveriş merkezleri (AVM)’ne karşı küçük esnafın sahip çıkılmasını istedi. Son verilere göre ülke genelindeki zincir market sayısının 29 bini, AVM’lerin ise 400’ü geçtiğini kaydeden Çetindoğan, aynı zamanda bir kültürü ve Ahilik geleneğini sürdüren küçük esnafın sahip çıkılmasını istedi.

    Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) tarafından hazırlanan verilere göre; “Özellikle büyükşehirlerde hızla artan zincir market ve AVM’ler karşısında esnafın her geçen gün eriyor. 2018 Mart ayı sonu itibariyle Türkiye’deki zincir market sayısı 29 bin 82’ye çıkmış, AVM sayısı ise 400’ü geçmiş. Bu toplumu en zor zamanda ayakta tutan Ahilik gelenekleri ve fedakarlıktan kaçınmayan küçük esnaftır. Halkımızdan parası olmadığında bir sakız dahi alamadığı zincir marketle zor gününde bir ay kendisini idare eden mahalle esnafını aynı kefede değerlendirmemesini bekliyoruz. Bunun yanında esnafın AVM ve zincir marketlere karşı koruması için perakende yasasının bir an önce güncellenerek tam olarak uygulanmasını bekliyoruz. Esnaf az sermayesi ile sokakların caddelerin vazgeçilmezi adeta bekçisidir. Maalesef her sokak arasına yan yana açılan zincir marketler bakkalından kasabına, manavından terzisine kadar tüm esnafı bitirme noktasına geldi. Bizi biz yapan değerlerden biri de küçük esnafın halen sürdürdüğü ahilik gelenekleridir. Çok geç olmadan bir an önce esnafın hem halkımız hem de devletimiz tarafından sahip çıkılması gerekiyor” dedi.

  • “İş güvenliği yasasının ertelenmesinin sakıncalarını siyasilere sunduk”

    OSGBDER Cengiz İmeci, olası iş güvenliği yasası ertelenmesinin sakıncalarını Ak Parti, CHP ve MHP’li vekillere rapor olarak sunduklarını söyledi.

    Ortak Sağlık Ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği (OSGBDER) Başkanı Cengiz İmeci yaptığı açıklamada, iş güvenliği yasasının ertelenmesinin gündemde olduğunu, ertelemenin oluşturabileceği olumsuz durumları 30’un üzerinde sivil toplum örgütü ile hazırlanan bir raporla Ak Parti, CHP ve MHP’li vekillere rapor olarak sunduklarını söyledi. İmeci yaptığı açıklamalarda, “Çalışmalarımız sonucunda kamu işyerlerinde tehlike sınıflarına göre yeni bir düzenleme yapılmasının gerektiği konusunda fikir birliğine vardık” dedi.

    İmeci şunları kaydetti: “Son zamanlarda çalışma hayatını ve işverenleri ilgilendiren bir yasa kamuoyunda çok konuşulur oldu. İşin uzmanı olmayanlar işin uzmanı olanlardan daha çok İş Güvenliğini köşelerinde malzeme yapar oldular. İş Güvenliğine zırva kanun diyerek önemsiz bir yasa olduğunu ima edenler oldu. 1 milyon işyerine 1 milyon iş güvenliği uzmanı ve bir milyon işyeri hekimini nereden bulacağımızı söyleyenler çıkmıştır. Bu kadar önemli bir yasada araştırma yapmadan gayrı ciddi açıklama yapıp kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi çok üzücü ve talihsizliktir.Kamuoyunda Üretim Reform yasa tasarısı olarak bilinen ve TBMM’de 18 Haziran 2017 tarihinden kabul edilen 7033 Sayılı sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacıyla bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanunun 86 ncı maddesi ile 50’den az çalışanı olan az tehlikeli İşyerleri ile kamu işyerlerinin tamamında İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi görevlendirilmesi yükümlülüğünü 1 Temmuz 2020 tarihine ötelemektedir. 6331 sayılı yasa 39 madde iken sadece 38 nci maddenin bir bölümü ertelenmektedir. Yasanın diğer 38 maddesi yürürlükte olup işverenlere çok büyük sorumluluklar yüklemektedir”.

    İmeci, işverenlerin uymak ile sorumlu olduğu ve ertelenmeyen yükümleri de şöyle sıraladı: “Risk değerlendirmesi analizi yapılması ve güncelliğinin sağlanması, acil Eylem Planı Hazırlanması ve Acil müdahale ekiplerinin güncel olmasının sağlanması, mevcut çalışanlara ve her yeni giren çalışana İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin verilmesi, çalışan temsilcisi atanması, çalışan temsilcisine özel eğitim verilmesi ve belgelendirilmesi, çalışanlara Sağlık Gözetimi (İş Giriş Raporu ve ilgili tahlillerin düzenli yapılması), işyerindeki elektrik pano kontrolü ve topraklama ölçümlerinin düzenli aralıklarda yapılaması, acil Durum Planı dahilinde yangın eğitimi ve tahliye tatbikatı, çalışan sayısına göre yeterli sayıda zorunlu ilk yardımcı personel bulundurulması”.

    “İş Güvenliğinde 325 bin liraya kadar ciddi para cezaları vardır”

    İş Güvenliğinde 325 bin liraya kadar ciddi para cezaları bulunduğunu dile getiren İmeci, ”Görüldüğü üzere 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasası işverenlere ciddi yükümlülükler getirmiştir. Her hangi bir ceza ile karşılaşmamak için mevzuatın gerekliliklerini yerine getirmek üzere profesyonel destek almakta fayda olacaktır. İş Güvenliği mevzuatından kaynaklanan sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde çalışan sayısına ve işyerini tehlike sınıfına göre bin 350 Türk Lirasından 325 bin Türk Lirasına kadar ciddi para cezaları verilmektedir” şeklinde konuştu.

    İmeci, 30’un üzerinde sivil toplum örgütü ile çalışma başlattıklarını belirterek, “50’den az çalışanları olan az tehlikeli işyerlerinde ve kamu işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğunun ertelenmesi gündeme geldiğinde Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri İşletmecileri Derneği (OSGBDER) in içinde bulunduğu 30’un üzerinde sivil toplum örgütü ile TİSGFED (Tüm İş Sağlığı ve Güvenliği Dernekleri Federasyonu), Ege İş Sağlığı ve Güvenliği Platformu, Marmara İş Sağlığı ve Güvenliği Platformu Marmara İş Sağlığı ve Güvenliği Platformu, Anadolu İş Sağlığı ve Güvenliği Platformu olarak ertelemenin sakıncalarını yasa yapıcılara anlatmak üzere TBMM adeta akın ettik. Görüşmelerimiz esnasında Partilerin Grup Başkanvekillerine, Komisyon Başkanlarına, Ak Parti, CHP ve MHP’li milletvekillerine tüm detayları ile ertelemenin sakıncalarını anlatarak görüş ve önerilerimizi içeren rapor sunduk.

    Ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müsteşarı Sayın Ahmet Erdem ile kaygılarımızı anlatmak üzere görüşme gerçekleştirdik. Ayrıca ertelemenin kamu ayağında yaşanacak sıkıntılarını değerlendirmek üzere Ankara temaslarımız kapsamında Türkiye KAMU-SEN Genel Başkan Sayın İsmail Koncuk ve Türkiye SAĞLIK-SEN Genel Başkanı Sayın Önder Kahveci ile görüşerek çalışmalarımız hakkında bilgi verdik, son gelişmeleri değerlendirdik” dedi.

    “Kamu işyerleri tehlike sınıfları düzenlemesi yapılmalıdır”

    Görüşmeler neticesinde kamu işyerlerinde tehlike sınıflarına göre yeni bir düzenleme yapılmasının gerektiği konusunda fikir birliğine varıldığını söyleyen İmeci, “Şöyle ki çok tehlikeli sınıfta yer alan bir özel hastane İş Güvenliği uzmanı ve İşyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu varken kamu hastanesinde bu zorunluluğun olmaması güvenliksiz ortamlar oluşturmaktadır. Özel mesleki ve teknik liseler tehlikeli sınıfta oldukları için İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri hekimi bulundururlarken kamuda yer alan mesleki ve teknik liseler hizmet almamaktadırlar. Buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz. Bu nedenle inanıyoruz ki en kısa sürede yeni bir düzenleme ile benzer farklılıkların önüne geçilecektir. Kamuoyunda yanlış bir algı oluşmuştur. Az tehlikeli işletmelerin bakkal, manav ve eczane gibi işyerlerinden oluştuğu düşünülmektedir. Halbuki tehlike sınıfları tebliği incelendiğinde az tehlikeli işyerlerinin bakkal, manav ve eczane gibi işyerlerinin dışında üretim, imalat, yanıcı parlayıcı madde depolaması yapan işyerlerinden, nüfusu yoğun şekilde olan ve her an iş kazası yaşanma riski taşıyan yurt, okul, otel gibi işyerlerinden oluştuğu unutulmamalıdır. Bu nedenle tehlike sınıfları tebliğinin yeniden ele alınmasında fayda olacaktır” diye konuştu.

    “OSGB’ler istihdam bürosu haline gelmiştir”

    “Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) istihdam bürosu haline dönüşmüş durumdadır” diyen İmeci, şöyle konuştu: ”Hiçbir sektörde olmayan bir çalışma modeli OSGB’lere dayatılmak istenmektedir. Yetki belgesi başvurusu yapılırken en az bir tam zamanlı iş güvenliği uzmanı, tam zamanlı işyeri hekimi ve tam zamanlı diğer sağlık personeli istihdamı zorunluluğu vardır. Üstelik 10 çalışandan fazla ve çok tehlikeli işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirmesi zorunlu iken OSGB ler ruhsat aşamasında bu personeli bulundurma zorunluluğu olması anlaşılır gibi değildir. Sorumlu Müdür haricinde diğer personelin iş yoğunluğuna göre part time veya tam zamanlı çalışmasının önü açılmalıdır. Bunun yanında OSGB’ler bulundukları ile ve komşu illere hizmet verebilmektedirler. Bu uygulama nedeniyle şu anda maalesef ülkemizde OSGB enflasyonu yaşanmaktadır. İl sınırı düzenlemesi kaldırılmalıdır. OSGB bünyesinde içerisinde oluşturulan revirler birer sağlık ocağı şekline getirilmiş olup, OSGB’lerin büyük çoğunluğunda ambalajından dahi açılmamış revir malzemeleri çürümeye yüz tutmaktadır. Plaza katlarında kurulan OSGB’lerde tekerlekli sandalyeler ve sedyeler aksesuar olarak durmaktadır. Dolayısıyla OSGB’lerin kuruluş amaçları yeniden gözden geçirilmeli, daha işler bir hale getirilmelidir”.