Etiket: Yaşadıklarını

  • İçimizdeki kahramanlar darbe gecesi yaşadıklarını anlattı

    Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “15 Temmuz gecesi milletimiz, ülkemizin geleceğinin, istikbalinin çok sağlam ellerde olduğunu, hiçbir zaman kendisini yolundan etmeye çalışanlara, geleceğine ipotek koymaya çalışanlara, milli iradesine darbe vurmaya çalışanlara müsaade etmeyeceğini tekrar dünyaya haykırdı” dedi.

    Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Tecrübe Konuşuyor” programı, 15 Temmuz gecesi yaşanan olaylara tanık olan insanları gençlerle buluşturdu. Daha önce alanlarında tanınmış, tecrübe sahibi isimleri gençlerle bir araya getiren Akıncı Üssü’nün bulunduğu Kazan ilçesinde gerçekleştirilen programda bu kez ’İçimizdeki Kahramanlar’ adı altında 15 Temmuz gecesi Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain darbe girişimi sırasında vatanları için gözlerini kırpmadan kurşunlara ve bombalara karşı canlarını siper eden demokrasi kahramanları, yaşadıkları o geceyi gençlerle paylaştılar.

    Programda “Bu akşam biz konuşmaya değil dinlemeye geldik’’ diyen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Çünkü 15 Temmuz gecesi Kazanlılar konuştu. Kazanlılar dünyaya haykırdı. Bugün burada şehit aileleri var, gazilerimiz var. Rabbim hepinizden razı olsun. Şehitlerimizi Rabbim inşallah cenneti ile mükâfatlandırsın. Bizleri de onların şefaatine nail eylesin. Gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Bu akşam burada başlatmış olduğumuz Tecrübe Konuşuyor programımızın farklı bir versiyonu bizlerle bir arada olacak. 15 Temmuz gecesi Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın ortaya koymuş oldukları direniş ve istikbal mücadelemizin çağrısına cevap vermiş vatandaşlarımızın neler yaşadığını, milletimizin ne fedakârlıklar ortaya koyduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Gençlerin 15 Temmuz gecesi gösterdiği fedakarlığa dikkat çeken Bakan Kılıç, “Bir dönem gençlerimizin acaba yeterince hassasiyeti var mı diye soru işaretleri olanlar olmuştu. 15 Temmuz gecesi gençlerimize anneleri, babaları, ağabeyleri, ablaları ve kardeşleri nereye gidiyorsunuz diye sorduğunda ‘Bu vatan için şehit olmaya gidiyoruz’ diye cevap verdiler. 15 Temmuz gecesi milletimiz, ülkemizin geleceğinin, istikbalinin çok sağlam ellerde olduğunu, hiçbir zaman kendisini yolundan etmeye çalışanlara, geleceğine ipotek koymaya çalışanlara, milli iradesine darbe vurmaya çalışanlara müsaade etmeyeceğini tekrar dünyaya haykırdı. Hepinize katılımınız için teşekkür ediyorum. Burada anlatılacak olanlar sonrasında toplantıdan sizler de, bizler de geleceğe dair ümitlerle ayrılırız. Ama tekrar hepinize, özellikle Kazanlı hemşehrilerime 9 şehit, 84’te gazi veren kahraman Kazanlı kardeşlerime teşekkür ediyorum’’ şeklinde konuştu.

    Moderatörlüğünü İsmail Hakkı’nın yaptığı “Tecrübe Konuşuyor: İçimizdeki Kahramanlar” programında 15 Temmuz darbe girişimi kahramanlarından Volkan Yiğit, Barış Dededağı, Metin Doğan, Mustafa Özbey, Hicabi Bitik o gece yaşadıklarını anlattı. Programda kum sanatçısı Veysel Celikdemir, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşen vatandaşların anısına bir gösteri yaptı.

    Program sonrası basın mensuplarına da açıklamalarda bulunan Bakan Çağatay Kılıç, “Bu akşam burada 15 Temmuz darbe girişiminden sonra milletimizin tüm dünyaya göstermiş olduğu kahramanlık destanının gençlerimize, evlatlarımıza tüm milletimize anlatılması ve unutulmaması için yaptığımız programların ilkini gerçekleştirdik” diye konuştu.

    “Tecrübe Konuşuyor: İçimizdeki Kahramanlar” programının ilkinin Kazan’da başlatılmasının sebebini anlatan Bakan Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımızın o akşamki çağrısına kulak veren ülkemizin tüm fertlerine teşekkür ediyoruz. Allah onlardan razı olsun. TSK’nın içerisinde hainlere karşı verilen bu mücadelenin en büyük başarısını milletimiz elde etmiştir. Tüm dünyaya demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü dersini vermiştir. FETÖ’ye karşı yapılacak olan ve yapılacak mücadelenin en kararlı bir şekilde süreceğini bir kez daha buradan dile getiriyoruz. Tüm Türkiye’de eğer imkan olursa birçok ilçemizde bu programı yapacağız. Kahramanlıklarını ortaya koyan milletimizin fertlerini milletimiz ile buluşturmak ve onlara o gece yaşananları birinci ağızdan anlatmalarını istiyoruz. Bunu o geceyi unutmayarak, o geceden alınacak dersleri de alarak yapmak istiyoruz. İnşallah bu akşamki yaptığımız program Kazanlı hemşehrilerimiz tarafından beğenilmiştir. Bunu geliştirerek devam edeceğiz. Kazanlı hemşehrilerimiz 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık gösterdi, zaten kahraman Kazan olarak da bir değişiklik söz konusu.”

  • (Özel haber) 15 Temmuz gecesi İBB binası önünde yaralanan Erol Bulut yaşadıklarını anlattı

    FETÖ tarafından 15 Temmuz’da düzenlenen darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) binası önünde yaralanan Erol Bulut, o gece yaşadıklarını anlattı. Bulut, cuntacı askerlerin PKK’ya atmadıkları bombaları sivil halkın üzerine attıklarını belirterek, “Polislerimize ’kardeşim bizi engellemeyin, biz şehit olmaya geldik’ dedik. Artık coşmuştuk. Ne zaman öleceğiz, bugün ölmeliyiz diye düşünüyorduk” dedi.

    FETÖ tarafından 15 Temmuz’da düzenlenen darbe girişimi gecesi İstanbul Büyükşehir Belediye binası önünde yaralanan Erol Bulut (50) o gece yaşadıklarını anlattı. Olay başladığında Kağıthane’de olduğunu söyleyen Bulut, yardım amaçlı önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne daha sonra ise Saraçhane’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önüne gittiğini söyledi. İBB binası önünde çatışma arasında kalarak bacağından yaralanan Bulut, geçirdiği ameliyatın ardından sağlığına kavuşmaya başladı. Tedavi gördüğü hastaneden yarın taburcu olmayı bekleyen Bulut, darbe girişimi gecesi yaşananları anlattı.

    Yüzlerce kahramandan bir tanesi olan Bulut, “Darbe olacağı gün saat akşam 10.00 gibi Kağıthane’deydim. Ben ayrıca AK Parti yönetim kurulu üyesiyim. Bu darbe girişimini duydum. Tabi tüylerim diken diken oldu. Bizim il başkanımız Selim Temurci bey mesaj grubumuzdan ’acilen İl’de buluşalım’ yazınca, ben de yakındım hadi gidelim dedim. İle geçtik ve oradan püskürttük. Bunu sağlayan vatandaşların millet olma bilinciydi. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ve yakın kurmaylarına, Başbakanımıza, Millet Meclisi Başkanımıza, Adalet Bakanımıza ve diğer vekillerimize hepsine minnettarız. Bize sürü topluluğu olmaktan birey topluluğu, birey topluluğu olmaktan da millet bilincini öğrettiler. Yani şimdiye kadar sağ yanağına bir tane vurmak isteyene birde solu uzatırdık. Artık vurulacak sol yanak olmadığını biz bu darbe girişiminde dünyaya gösterdik” diye konuştu.

    “Biz şehit olmaya geldik”

    Olay anını anlatan Bulut sözlerine şöyle devam etti: “Dediler ki, teröristler Aksaray’da Emniyet Müdürlüğü’nü basmış. Oraya gittik vatandaş oradan da tankları püskürtmüş. Saraçhane’ye çıktığımızda çok zayiat vermiştik. 11-12 kişi şehidimiz vardı. Saat 02.30’da bizi ön tarafa geçirmediler. Biz de polislerimize ’kardeşim bizi engellemeyin, biz şehit olmaya geldik’ dedik. Artık coşmuştuk. ’Ne zaman öleceğiz, bugün ölmeliyiz’ diye düşünüyorduk. Sonra ön tarafa geçtik ki o bir avuç alanı hem yukarıdan ateşliyorlar, hem karşıdan karartıyorlar, hem de yukarıya karşı taraftan bombalar atılıyor. Yani şimdiye kadar PKK’ya atmadığı bombaları bu katiller sivil insanların üzerine atıyorlar. Ben biraz da şok oldum. İlk defa silahlı bir çatışmaya giriyorum. Silahım da yanımda yok ama imanım var. Yerde yaralı vardı. Ben dedim ki polise ’kardeşim sen beni koru ben yaralıyı alıp geleyim.’ O ara ben ona doğru yönelince o katil komutan önce polise sıktı, sonra polis de ona sıktı. Sonra ben polis korumasının menzilinden çıkınca iki tane de bana sıktı. Bir tanesi sağdan kemiğe girmişti. Bir tanesi de arkadan vurunca polis dedi ki, ’ağabey hedeftesin sakın kalkma, geriye doğru yat’ dedi. Yani havuza doğru yat dedi. Havuza indim ama o havuza inerken sanki bir cennetin kapısı açılıyordu. Şimdi ona üzülüyorum. Yani ne çoluk ne çocuk, mal – mülk hiçbir şey kalmıyor. Hani geçmişteki dedelerimiz uçmak diyor ya, sanki uçmaya giderken yolun yarısından döndük.”

    “O şehitleri çok kıskanıyorum”

    Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Doğrusu o şehitleri çok kıskanıyorum. Dolayısıyla Allah inşallah bizlere de şehitlik nasip eder. Sonra beni çekip aldılar suyun içinden. Saat 03.00 sıralarıydı. Aksaray’daki Haseki Hastanesi’ne götürdüler. Çok kan kaybetmiştim, halim yoktu. Şu üzüntüm bana değil aslında. Oradaki insanları görünce kolu-bacağı gitmiş, tankların altında kalmışlar veya ağır makinelilerle parçalananlar, kendi derdimi unuttum. O ara bir beş- on dakika onlara yardım edeyim dedim, beynim öyle diyor ama hiç halim yok. Sonra bana iğne yaptılar. Sonrasını hatırlamıyorum. Beni ameliyata almışlar. Ama hatırladığım bir şey var. Bu millet artık Çanakkale ruhuyla millet olmayı öğrendi. Bugün dünden yani 14’ünden 15’inden daha güçlüyüz. Allah inananlarla beraber. Biz inandık.”

  • Bakan Eroğlu, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı

    Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, darbecilerin kızı ve damadı yanı sıra kendi evine de geldiklerini belirterek, o gece yaşadıklarını anlattı.

    15 Temmuz darbe girişimine karşı tutulmaya başlayan demokrasi nöbetinde İzmirlilerle buluşmak üzere kente gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ı ziyaret etti. Ziyarete AK Parti İl Başkanı Bülent Delican’ın yanı sıra AK Partili vekiller de eşlik etti.

    Bakan Eroğlu’nun şeref defterini imzalamasının ardından makamında ağırlayan İzmir Valisi Erol Ayyılıdz, Eroğlu’nu bu yörenin evladı olarak ağırlamaktan onur duyduğunu söyledi.

    Eski İzmir milletvekili olmaktan ve İzmir’de bulunmaktan gurur duyduğunu belirten Bakan Veysel Eroğlu, “Bu bölgenin evladı olarak bütün siyasi partilerimizle bir araya gelerek, burada da demokrasi nöbeti tutmalarına çok duygulandım. İçim içimi yiyordu. Bugün Allah’a çok şükür Afyonkarahisar’dan gelerek, ‘nöbeti bir de ben tutayım’ dedim. Ege’nin efelerinin, yiğitlerin gösterdiği kahramanlık destanına da gönülden teşekkür ediyorum. Allah bu milletten razı olsun. Milletimizle ayrı gayrı gütmeden gurur duyuyorum. Bu girişimle sevgi, saygı, kardeşlik bağları daha da arttı” dedi.

    Yarın İzmir’de Devlet Su İşleri’nde koordinasyon toplantısı gerçekleştireceklerini de belirten Eroğlu, milletvekilliği döneminde verilen vaatler ve projelerle ilgili çalışmalar aktaracaklarını söyledi.

    “Tarihin en alçak girişimi”

    Terör örgütüne karşı güzel bir birliktelik ve dayanışma olmasının kendisini de çok sevindirdiğini kaydeden Bakan Veysel Eroğlu, “Maalesef 15 Temmuz’da tarihin en alçak darbe girişimi oldu. Bu hainler, milleti temsil eden vekillerin olduğu binayı bombaladılar. Oradaki vatandaşları , Külliye’nin önünü bombaladılar. Böyle bir alçaklık görülmedi. Vatandaşın üzerine ateş ettiler. Ama milletimiz kahraman bir millet. Bu tarihin en alçak darbe girişimini milletimizin feraseti, Cumhurbaşkanımız cesareti ve Başbakanımızın kararlılığı ile atlattık. Tüm siyasi partilerin birlik içinde olmalarından dolayı hepsine teşekkür ediyorum. Partilerin birlik, beraberlik içinde olması, medyanın da etkisiyle kısa zamanda darbe çözülmüştür” diye konuştu.

    “Sevgi ve tebessüm seferberliği başlatalım”

    Herkesten sevgi seferberliği başlatmalarını isteyen Bakan Eroğlu, şunları söyledi:

    “Bir selam ve sevgi seferberliği başlatalım. Selamlaşmayı, sevgi ve tebessümü böyle bir seferberlik başlatalım. Herkese ‘merhaba’ deyin, ‘günaydın’ deyin, ne derseniz deyin, bir tebessüm gösterin. ‘Kardeşim seni seviyorum’ deyin. Böyle bir seferberlik başlatalım. Ben İzmirliler için bu seferliği şimdi başlatıyorum. İzmirliler merhabalar, sizi seviyorum. Allah’ın rahmet, bereketi üzerinize olsun. Bu millet bir destan yazdığı için herkese teşekkür ediyorum. Milletimiz var olsun.”

    Basın mensuplarına da teşekkür eden Bakan Eroğlu, medyanın bu darbe girişiminin önlenmesinde büyük önemi olduğunu kaydetti.

    15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı

    15 Temmuz darbe girişimi başlamadan bir saat önce İstanbul’a geldiğini belirten Bakan Eroğlu, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı:

    “Atatürk Havalimanı’na indim. Çünkü ertesi gün İstanbul’da Başbakanımız başkanlığında ekonomi kurul toplantısı yapılacaktı. Bütün kurumlar hazırlık yaptık. Bende muazzam bir dosya ile büyük projeleri anlatacaktım. Atatürk Havalimanı’nda akşam namazımı kıldıktan sonra arkadaşlar eskort araçlarla gelmişler. Ben de benzin masrafı yapmaya gerek olmadığını belirterek, sivil bir araçla çıktım. Cuma akşamı saat 21.15 civarı baktım darbe girişimi ile köprüyü kapatıyorlar. Biz oradan geçtik, baktılar sade bir vatandaş gibi basit bir arabayla geçtik biz oradan. Eve gitmedim. 23.00 civarında evdekilere de ‘evi terk edin’ dedim. Bende başka bir yere gittim. İlk telefonu hemen cumhurbaşkanımız aklıma geldi, kurum amirini aradım. Gerekeni yaptıklarını söyledi. Sonradan 23.00 civarında bizim eve gelmişler. Bir araç kameralardan görünüyor, herhalde bizi alıp götürecekler. Evde kimse yok, olmayınca çekip gidiyor. Bu sefer kızımla damadımın evine gidiyorlar. Orası da boş. Açın kapıyı diye bağırıyorlar. Komşular çıkıyor, mahalleli bağırıyor. Netice de buradayız.”

    “Rüyalarında bile darbeye teşebbüs göremeyecekler”

    Türkiye’yi Suriye’ye çevirmek maksadı olduğunu belirten Bakan Eroğlu, “Bu darbe girişimin önleyen aziz milletimdir. Maksat buydu Türkiye’yi Suriye’ye çevirmek istediler. Bu alçak terör örgütü büyük zarar verdi Türkiye’ye ama milletimiz Türkiye’yi Suriye olmaktan kurtardı. Şimdi ordumuz, devletimiz dimdik ayakta. Millet darbeye, 40 yıllık hazırlığı muazzam bir darbeyle bitirdi. Bir daha böyle ihanet olmayacak. Rüyasında bile darbeye teşebbüs göremeyecekler. Çünkü millet var” dedi.

  • (Özel Haber) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alnından öptüğü yaralı genç o gece yaşadıklarını anlattı

    15 Temmuz gecesi Atatürk Havalimanı’nda darbe girişiminde yaralanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerde yaralı yatarken alnından öptüğü 18 yaşındaki Ahmet Onay, “Cumhurbaşkanımız bana, ’Ayağa kalk bize eğilmek yakışmaz’ dedi” diye konuştu.

    Darbe girişimine karşı duruşunun sembol isimlerinden biri de 18 yaşındaki Ahmet Onay oldu. 15 Temmuz gecesi İstanbul Atatürk Havalimanı’nda darbecilere tepki gösterdiği sırada yaralanarak yere yığılan Onay’ı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan alnından öpmüştü. Erdoğan’ın o sırada kendisine söylediklerini hiç unutmayacağını ifade eden Onay, “Reis bana ‘ayağa kalk, bize eğilmek yakışmaz’ dedi” diye konuştu.

    Kalkışma haberini öğrenir öğrenmez arkadaşlarıyla birlikte havalimanına giden 18 yaşındaki Ahmet Onay, verdikleri mücadele sırasında yaralandı. Kanlar içinde yerde yatarken, havalimanına gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alnından öptüğü Onay’ın cep telefonuyla çekilen görüntüleri sosyal medyada hızla yayılmasıyla darbe girişimine karşı duruşun sembol isimlerinden biri olan Ahmet Onay, ailesiyle birlikte İstanbul Esenyurt’ta yaşıyor.

    Atatürk Havalimanı’ndaki bekleyişleri sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağını gördüklerini belirten Ahmet Onay, bu andan sonra yaşananları da şu şekilde anlattı:

    “15 Temmuz akşamı saat 22.00 sularında Başbakanımız Binali Yıldırım, ‘Bu bir girişim, kalkışma’ dediği an biz internetten bakmaya başladık. Kalkışma nedir? Biraz araştırmanın sonucunda bir darbe girişimi olduğunu anladık. Darbe ne için yapılabilir Türkiye Cumhuriyeti’ne. Tek bir amaçları var. Türkiye değil, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı indirmek. Cumhurbaşkanımız millete çağrı yapmadan zaten biz sokaklara akın etmeye başladık. 2 arkadaşımı arayarak onlarla birlikte acilen en yakın toplanabileceğimiz yer olan Atatürk Havalimanı’nı düşündük. Havalimanına doğru yola çıktık. Yeşilköy sahil yolundan havalimanına giderken 2 adet tank gördük. Birisi süratli bir şekilde aralardan kaybolurken, diğeri tank önüne gelen araçları ezerek geçiyordu. Biz de zaten öleceğimiz varsa zaten şehit olmaya geldik. Dönüşü yok. Öleceğimiz varsa da ölürüz dedik. Arkadaşım ani bir manevra yaparak aracı tankın önüne sürdü. O esnada tank durdu. Tankın üzerine çıkarak ‘Cumhurbaşkanımızı size yedirmeyiz’, ‘Allahu ekber’ nidalarıyla birlikte arkada bulunan iki uzman çavuşun silahlarını alarak aşağıya attık” dedi.

    “Askerlere saldıran vatandaşlara engel olmaya çalıştık”

    Ahmet Onay, “Askerler rütbelerini çıkarıp aşağıya attı. Bizler de bu vatanın askeriyiz. Allah izin verirse bunları bitirip sadece PKK ile uğraşacağız kardeşim dediler. O anda vatandaş akın akın tankın üzerine gelmeye başladı. Biz orada öncü olduk. Vatandaşların gelmesiyle askere karşı bir duruş sergilemeye başlandı. Burada mevzu vatan olduğu için, Cumhurbaşkanımız olduğu için askere de saldırmaya kalktılar. Orada biz arkadaşlarla birlikte engel olmaya çalıştık. O esnada askerlerden birisi, ‘Abi kurban olayım, beni bırakın. İki çocuğum var, öldürmeyin. Biz bu vatanın askeriyiz dediler.’ Askerler rütbelerini atınca biz de onları aşağıya aldık. En büyük asker bizim asker diyerek askerleri sırtımıza alarak al bayrağa sardık. Oradaki askerleri vatandaşlara emanet ederek biz yolumuza devam ettik. Buradaki asıl amaç Cumhurbaşkanımızın yanında olmaktı” dedi.

    Gece saat 04.00’e doğru Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazasız bir şekilde havalimanına iniş yaptığını anlatan Onay, o andan sonra yaşadıklarını şu şekilde anlattı:

    “Cumhurbaşkanımız havalimanına indiği esnada herkes biraz daha dikkatli olsun şeklinde duyuru yapıldı. O anda F-16’lar alçak geçiş yapmaya başladı. Yaşımız daha genç. Biz savaş nedir? Darbe nedir? Görmediğimiz için, bomba attıklarını zannettik. Takım elbisemin ceketini kafama sararak VIP girişinin oradan içeriye atladım. İçeriden sopa vasıtasıyla camları kırarak vatandaşı ileri doğru aldık. Olayın sıcaklığından dolayı yaralandığımı hissetmedim. Sonradan koluma ve bacağıma baktığımda kan gördüm. Kendi kanım da beni tuttuğu için bir anda kendimi yerde buldum. Hasan Ceylan isimli bir abiye o esnada kurban olurum ne olur bu bacağımı sarın. Ben Cumhurbaşkanımızı görmek istiyorum. Cumhurbaşkanımıza dualarımızı iletmek istiyoruz. O esnada kendisi de ’Kardeşim sana şeref sözü, Cumhurbaşkanımızı yanına getireceğim’ dedi. Yaklaşık 5-10 dakika sonra bir gürültü oldu. Kafamı kaldırdığımda Cumhurbaşkanımız eğilerek alnımdan öptü. Kulağıma, ‘Ayağa kalk. Bize eğilmek yakışmaz’ dedi. Ondan sonra da ben hastaneye kaldırıldım. 1 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu oldum. Tekrar meydanlara döndüm. Cumhurbaşkanımızın ikinci çağrısına kadar da meydanları boşaltmayı düşünmüyoruz.”

    “Cumhurbaşkanımızın beni alnımdan öptüğünü videoyu izleyince inandım”

    Cumhurbaşkanının kendisini alnından öptüğünü hatırlamadığını belirten Onay, “Beni alnımdan öptüğümü o esnadaki yaşadığım şok ile hatırlamıyorum. O esnada hiçbir şeyi hatırlayamıyorum. Neler yaşandığını videoda izlediğim kadarıyla gördüm” diye konuştu.

  • Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı

    15 Temmuz gecesinde darbeciler tarafından elleri, ayakları ve gözleri bağlanarak rehin alınan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, savcılık ifadesinde darbe girişiminin yaşandığı gece kendi emir subayı tarafından nasıl derdest edildiğini anlattı.

    Savcılık ifadesinde 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlatan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, “Kapı çalındı, girmesini söyledim. Birden bir patırtı ile ‘yere yat, yere yat’ sesleri yükseldi. Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü. Bunun üzerine daha büyük öfkeyle üzerime çullandılar ve yüzükoyun yere yatırdılar. İçlerinden bir tanesi kafama ayağıyla bastırdı. Derhal ellerimi arkadan bağladılar. İlk başta ağzımı bantladılar. O vaziyette dururken sivil giyimli biri sırıtarak omzuma vurdu. ‘Komutanım merak etmeyin bu bir tatbikat’ şeklinde alaycı ifadelerle konuşunca, baktım benim emir erim subayım Mehmet Akkurt olduğunu gördüm” diye konuştu.

    Güler, kafasına yüzünü kapatacak şekilde bere geçirildiğini, sürüklenerek önce koridora, oradan da 3 kat aşağıya indirildiğini anlattı. Darbecilerin nizamiyede nöbetçi askerlerin direnişiyle karşılaştığını söyleyen Güler, “Kapıyı açtıramayınca Mehmet Akkurt araçtan indi. Oradaki birilerine ‘kapıyı aç yoksa ateş edeceğim’ diye bağırdı ve ardından ateş ettiğini ve karşı taraftan da mukabil ateşle karşılık verildiğini anladım. Benim bulunduğum araca mermiler isabet ediyordu. O anda araçta solumda bulunan şahsa şiddetli bir şekilde vurdum. Bunun üzerine beni araçtan çıkarıp dizlerimin üzerinde sürükleyerek başka bir araca götürdüler” ifadelerini kullandı.

    Bir sure sonra helikopterle Akıncı Üssü’ne getirildiğini anlatan Güler, saatlerce tutulduğu odada elleri ve ayakları plastik kelepçelerle gözlerinin de sıkı kumaşla bağlandığını anlattı.

    Darbeye teşebbüs suçundan tutuklanan ancak darbe girişiminin içinde olmadığı yönünde ifade vererek, ‘Yaşar Güler’i ben kurtardım’ diyen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk hakkında şüphelerini dile getiren Güler, şunları söyledi:

    “Birden kapı açıldığını duydum ve Orgeneral Akın Öztürk’ün sesini duydum. ’Yav Yaşar sen burada ne geziyorsun, senin burada olduğundan hiç haberim yok’ dedi. Kurtarıldıktan sonra bütün bunlar başımdan geçerken yan odada da Genelkurmay Başkanı’nın tutulduğunu öğrendim. Dolayısıyla şuandaki değerlendirmeme göre benim yakalanıp getirilmemden bu saate kadar haberinin olmamasının mümkün olmadığını söylemeliyim. İçeri girerek bizzat gözlerimi bağlayan bezi kendisi açtı ve maket bıçağıyla ellerimdeki, ayaklarımdaki kelepçeleri kesti. Kendi astsubayı olduğunu söyledi, bir astsubaya cay, su ve çerez getirtti.”