Etiket: yarışma

  • Belediyeden kısıtlama günlerinde online yarışma

    Belediyeden kısıtlama günlerinde online yarışma

    Erbaa Belediyesi korona virüsü salgınından kaynaklanan kısıtlama günlerinde online bilgi yarışması başlattı.

    Tokat’ın Erbaa ilçesinde belediye tarafından kısıtlama sürecinde evlerinde sıkılan vatandaşlar için bilgi yarışması düzenliyor. Erbaa Belediye Başkanı Ertuğrul Karagöl, korona virüsü salgınından kaynaklanan kısıtlama günlerinde her cumartesi ve pazar günleri online bilgi yarışması düzenlemeye başladıklarını kaydetti. Genel kültür ağırlıklı yaptıkları yarışmada aynı zamanda Erbaa ile ilgili soruların yer aldığını belirten Başkan Karagöl, “Online bilgi yarışmasına her yaş grubundan hemşerilerimiz katılabiliyorlar. Herhangi bir kısıtlama ve sınırlama yok. Hemşerilerimiz hem bilgisayar ve hem de cep telefonu ile mobil uygulama üzerinden online bilgi yarışmasına katılabiliyorlar. Online bilgi yarışmasını planlarken ki amacımız sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günlerde hemşerilerimizin evde ki yaşamlarına biraz heyecan katıp eğlenmelerini sağlamaktı. Umarım amacımıza da ulaşmışızdır” dedi.

  • Ahilik Haftası’nda düzenlenen yarışma renkli görüntülere sahne oldu

    Ahilik Haftası’nda düzenlenen yarışma renkli görüntülere sahne oldu

    Erzurum’da Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında kaybolmaya yüz tutmuş kalaycılık mesleğini yaşatan 4 esnaf arasında yarışma düzenlendi.

    Erzurum Bakırcılar Çarşısı’nda yapılan yarışmada renkli görüntüler yaşandı. Jüri üyeleri yarışmada ustanın el işçiliğine, esnafın gelen müşteriye nezaketi, dükkanına gelen müşteriyi kabul etmeleri, yaptığı işçiliğin karşılığı olan parayı bereket sınırları içinde kabul etmesi, yaptığı işçiliğin gösterişli oluşu gibi kuralları uyguladı. Değerlendirmede bakırdan maske yapıp üzerine de Allah yazan ve onu kalaylayan Ömer Asan birinci oldu. Yarışmada ikinciliği Hamil Çakır, üçüncülüğü Yavuz Öznütepe ve dördüncülüğü Fahrattin Çelik kazandı. Kalaycı ustalarına yarışma sonunda çeşitli ödüller verildi. Bakır ve kalay ustası Fahrettin Çelik de ahşap tokmak ile kazandan davul çaldı.

    Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclis Başkanı Abdullah Keleşoğlu, Ahilik Haftası etkinliği kapsamında böyle bir organizasyona imza atmayı planladıklarını belirterek, “Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisinin hazırlamış olduğu Ahilik Haftası münasebetiyle bakırcılar çarşısı esnafı arasında yarışma düzenledik. Erzurum’da unutulmaya yüz tutmuş kalaycılık esnafı ile birlikte bir program yapıp, kalaycı esnafının dertlerini dinlemek, ayrıca da çırak bulamadıklarından dolayı zor durumlar yaşadıklarını sizler de görüyorsunuz. Erzurum Kent Konseyi Engelliler Meclisi ve bakırcılık esnafımız ile ortaklaşa program düzenledik. Bulunduğumuz yer Erzurum Hacılar Han civarında bakırcılar çarşısı içerisinde bulunan bir elin parmakları kadar kalan bakırcı esnafımızla bir araya geldik. Çalıştıracak adam bulamıyorlar. Zanaat olarak bakırcılık mesleğini ayakta tutmaya çalışan bir grup esnafla birlikteyiz. İrfan, ilim ve bilgi esaslarına dayalı olan Ahilik kültürünü zor ve ince zanaat olan kaynakçılık mesleği ile hamur edip el işçiliği ile hayal dünyasındaki kabiliyetlerini birleştirmek suretiyle el emeği, göz nuru, beyin ve hayal gücü ile devletine ve milletine olumlu düşüncesini taşımak” diye konuştu.

  • Uzmanlardan yarışma programları uyarısı

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aysel Savran, televizyon programlarındaki yarışmaların ruh sağlığını olumsuz etkilediğini savundu.

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aysel Savran, yarışma programlarının amansız gösteriye dönüştüğünü söyledi. Yarışma sözcüğünün kendi içinde naif bir anlam ifade etmesine rağmen son dönemde bu anlamın yıkıcı bir sözcük gibi algılandığına dikkat çeken Savran, “Yarışma sözcüğü kendi içinde naif bir anlam ifade eden, aynı zamanda da son derece yıkıcılık içeren sözcük gibidir. Naiftir çünkü çocukluk dönemimiz oyunlarında hep birinci olmak isteriz. Çocuksu düşlerde birinci olmak çok değerlidir. Özgüvenimiz artar, kendimizi değerli ve önemli hissederiz. Yıllar geçip eğer sağlıklı bir gelişim sürecinden geçersek nezaketle yarışmayı öğreniriz. Yani başarıyı vakur şekilde karşılamak, bir sonraki adımlarımız için önceki başarımızı referans almak gibi. Sosyal medya, ondan önce de televizyonlar bu denli yaygın değilken hele de benim gibi çocukluk ve gençlik döneminiz tek kanallı televizyonlar dönemine denk gelmişse muhtemelen nazik sunucuların genelde bilgi içeren yarışmalarını büyük bir zevk ve kendinizi sınama isteği ile seyretmişsinizdir. Ancak iletişim dünyasının çok hızlı gelişimi ile yaygınlaşan TV kanalları insanların en temel güdülerinden yarışma, başarılı olma ve kendini değerli hissetme özelliğini keşfettiğinden beri yarışmalar amansız bir gösteriye dönüştü” diye konuştu.

    “Yarışma programları ruh sağlığını olumsuz etkiliyor”

    OFM Antalya Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aysel Savran, TV kanallarındaki yarışma programlarının son dönemde tamiri mümkün olmayan yıkımları beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, “Aslında kaçınılmaz olan bu keşfe bir de denetimsizlik eklenince ortaya tamiri mümkün olmayan yıkımları da beraberinde getirdi diye düşünüyorum. Bilgi yada ‘evet -hayır’ oyunu gibi dikkat içeren yarışlar birdenbire bilgisizlik, saldırganlık, benmerkezcilik içeren bir hale dönüştü. Ailece en çok izlenen saatlere yarışma adı altında izlenceler yerleşti. Sanki cahilliğin kutsandığı bir döneme girildi, amaç artık bilmekten çıktı, bildiğini ifade etmekten yada fiziki-entellektüel başarıyı ortaya koymaktan çıkıp bambaşka alanlara kaydı. Aslında bu yarışmaları geliştirenler insanların en ilkel içgüdülerine hitap ediyordu; en önemli olan benim. Genellikle yurt dışından alınan bu yarışmalar zamanla izleyenler arasında bir yarışa ve tutkuya dönüştü. Yarışmacılar arenaya atılmış bir gladyatör gibi izleyenlerde engelleyemedikleri bir tutkuya dönüştü. Artık herkes bir yarışmacı olmuştu, çeşitli sebeplerle bu yarışlara katılamayanlar kendilerini en iyi ifade eden yarışmacıyla bütünleşmeye ve yarışmaya başlamışlardı. Nezaket bir tarafa bırakılmış, kazanmak en önemli hedef haline gelmişti. Bir eve bırakılmış insanlar zamanla bir adaya bırakıldı, insanlığın en ilkel duygularının su yüzüne çıkması sağlandı. Yarışmacılar acımasızca, hatta bazen fiziksel olarak birbirlerini hırpalarken sıcak evlerde çayını yudumlarken onlarla kendini özdeşleştiren insanlar heyecanla onları izledi ve halen izlemeye devam ediyor” dedi.

    “Aileler dikkat iş çığırından çıktı”

    Yarışma programlarındaki kazanma, izlenme oranı kaygısının, hem izleyen hem de yarışmacılarda birçok ruhsal sorunu beraberinde getirdiğini söyleyen Uz. Dr. Savran, ailelere de uyarılarda bulundu. Uz. Dr. Aysel Savean, “TV dünyası bir gösteri idi ama zamanla gösteri ve gerçek birbirine karışmaya başladı ve hemen her gece televizyonlardan kontrollü verilen bir uyuşturucu gibi toplumun en azından kayda değer bir kısmını etkisi altına aldı. Son derece sistematik bir şekilde bazı kişilik özelliklerine sahip insanlar bir araya getirilerek toplumun yapay bir kesiti oluşturuldu. İzlenme oranları hırsı ve parayla birlikte işler iyice çığırından çıktı ve bir yarışmacının zavallı bir hayvanı öldürmesine kadar vardı. Yarışmak gelişim için önemli ve gerekli olgudur, yarış olmasa insanlık bugün olduğu noktaya gelemezdi. Bu noktada özellikle anne babaların bu konuya özen göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Zira yanlış özdeşimler zaman içinde tamiri olası olmayan çocukluk travmalarına yol açma olasılığına sahiptir. Sağlıklı gelişim yarış, yarış ise sağduyu ve nezaket içerir” ifadelerini kullandı.

  • Uzmanlardan yarışma programları uyarısı

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aysel Savran, televizyon programlarındaki yarışmaların ruh sağlığını olumsuz etkilediğini savundu.

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aysel Savran, yarışma programlarının amansız gösteriye dönüştüğünü söyledi. Yarışma sözcüğünün kendi içinde naif bir anlam ifade etmesine rağmen son dönemde bu anlamın yıkıcı bir sözcük gibi algılandığına dikkat çeken Savran, “Yarışma sözcüğü kendi içinde naif bir anlam ifade eden, aynı zamanda da son derece yıkıcılık içeren sözcük gibidir. Naiftir çünkü çocukluk dönemimiz oyunlarında hep birinci olmak isteriz. Çocuksu düşlerde birinci olmak çok değerlidir. Özgüvenimiz artar, kendimizi değerli ve önemli hissederiz. Yıllar geçip eğer sağlıklı bir gelişim sürecinden geçersek nezaketle yarışmayı öğreniriz. Yani başarıyı vakur şekilde karşılamak, bir sonraki adımlarımız için önceki başarımızı referans almak gibi. Sosyal medya, ondan önce de televizyonlar bu denli yaygın değilken hele de benim gibi çocukluk ve gençlik döneminiz tek kanallı televizyonlar dönemine denk gelmişse muhtemelen nazik sunucuların genelde bilgi içeren yarışmalarını büyük bir zevk ve kendinizi sınama isteği ile seyretmişsinizdir. Ancak iletişim dünyasının çok hızlı gelişimi ile yaygınlaşan TV kanalları insanların en temel güdülerinden yarışma, başarılı olma ve kendini değerli hissetme özelliğini keşfettiğinden beri yarışmalar amansız bir gösteriye dönüştü” diye konuştu.

    “Yarışma programları ruh sağlığını olumsuz etkiliyor”

    OFM Antalya Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uz. Dr. Aysel Savran, TV kanallarındaki yarışma programlarının son dönemde tamiri mümkün olmayan yıkımları beraberinde getirdiğine dikkat çekerek, “Aslında kaçınılmaz olan bu keşfe bir de denetimsizlik eklenince ortaya tamiri mümkün olmayan yıkımları da beraberinde getirdi diye düşünüyorum. Bilgi yada ‘evet -hayır’ oyunu gibi dikkat içeren yarışlar birdenbire bilgisizlik, saldırganlık, benmerkezcilik içeren bir hale dönüştü. Ailece en çok izlenen saatlere yarışma adı altında izlenceler yerleşti. Sanki cahilliğin kutsandığı bir döneme girildi, amaç artık bilmekten çıktı, bildiğini ifade etmekten yada fiziki-entellektüel başarıyı ortaya koymaktan çıkıp bambaşka alanlara kaydı. Aslında bu yarışmaları geliştirenler insanların en ilkel içgüdülerine hitap ediyordu; en önemli olan benim. Genellikle yurt dışından alınan bu yarışmalar zamanla izleyenler arasında bir yarışa ve tutkuya dönüştü. Yarışmacılar arenaya atılmış bir gladyatör gibi izleyenlerde engelleyemedikleri bir tutkuya dönüştü. Artık herkes bir yarışmacı olmuştu, çeşitli sebeplerle bu yarışlara katılamayanlar kendilerini en iyi ifade eden yarışmacıyla bütünleşmeye ve yarışmaya başlamışlardı. Nezaket bir tarafa bırakılmış, kazanmak en önemli hedef haline gelmişti. Bir eve bırakılmış insanlar zamanla bir adaya bırakıldı, insanlığın en ilkel duygularının su yüzüne çıkması sağlandı. Yarışmacılar acımasızca, hatta bazen fiziksel olarak birbirlerini hırpalarken sıcak evlerde çayını yudumlarken onlarla kendini özdeşleştiren insanlar heyecanla onları izledi ve halen izlemeye devam ediyor” dedi.

    “Aileler dikkat iş çığırından çıktı”

    Yarışma programlarındaki kazanma, izlenme oranı kaygısının, hem izleyen hem de yarışmacılarda birçok ruhsal sorunu beraberinde getirdiğini söyleyen Uz. Dr. Savran, ailelere de uyarılarda bulundu. Uz. Dr. Aysel Savean, “TV dünyası bir gösteri idi ama zamanla gösteri ve gerçek birbirine karışmaya başladı ve hemen her gece televizyonlardan kontrollü verilen bir uyuşturucu gibi toplumun en azından kayda değer bir kısmını etkisi altına aldı. Son derece sistematik bir şekilde bazı kişilik özelliklerine sahip insanlar bir araya getirilerek toplumun yapay bir kesiti oluşturuldu. İzlenme oranları hırsı ve parayla birlikte işler iyice çığırından çıktı ve bir yarışmacının zavallı bir hayvanı öldürmesine kadar vardı. Yarışmak gelişim için önemli ve gerekli olgudur, yarış olmasa insanlık bugün olduğu noktaya gelemezdi. Bu noktada özellikle anne babaların bu konuya özen göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Zira yanlış özdeşimler zaman içinde tamiri olası olmayan çocukluk travmalarına yol açma olasılığına sahiptir. Sağlıklı gelişim yarış, yarış ise sağduyu ve nezaket içerir” ifadelerini kullandı.

  • GGC’de yarışma heyecanı başladı

    Kuruluşunun 50. yılını kutlamaya hazırlanan Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nin geleneksel hale getirdiği ve bu yıl 5.kez düzenlenecek olan “Basın Ödülleri” yarışmasının başvuruları başladı.

    Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da 7 farklı kategoride düzenlenecek olan ve her kategoride ilk 3’e giren eserlerin ödüllendirileceği yarışmada ayrıca yine Türk basının önemli kalemleri, duayen gazeteciler de Gaziantepli meslektaşlarıyla bir arada olacak.

    GGC Başkanı İbrahim Ay, göreve geldikleri günden bu yana düzenledikleri ve her yıl çıtayı biraz daha yükselttikleri Basın Ödülleri Yarışmasının Haber, Röportaj, Makale, Fotoğraf, Sayfa Düzeni, Televizyon ve Radyo Programı kategorilerinde gerçekleştirileceğini belirterek, bu yarışmayla birlikte basında rekabeti artırmayı, kaliteyi teşvik etmeyi en önemlisi de camianın aile ortamı içerisinde, birlik ve beraberlik içerisinde olmasını amaçladıklarını açıkladı.

    Yarışmada derece giren isimlerin ödüllendirileceğini açıklayan İbrahim Ay, ödül töreninin de renkli ve sürprizlere sahne olacağını ifade etti. Türk basınının duayenlerini bu önemli gecede ağırlayacaklarını açıklayan Ay, ayrıca geçtiğimiz yıl Yeşim Salkım’ın sahne aldığı gecede, bu yıl yine ünlü bir sanatçıyı ağırlamak istediklerini söyledi.

    Yarışma detayları hakkında da bilgiler veren Ay, yarışmaya başvurulacak eserlerin 1 Ocak – 15 Aralık 2018 tarihleri arasında yayınlanmış olması gerektiğini, dereceye giren eserlerin 1, 2 ve 3.lerine çeşitli ödüller verileceğini açıkladı.

    50.yıl coşkusu yaşanacak

    1969 yılında kurulan Gazeteciler Cemiyeti’nin önümüzdeki yıl 50. Kuruluş yıldönümü olduğunu hatırlatan İbrahim Ay, “Yarışmamıza katılım oranı her geçen yıl daha fazla oluyor, bu sevindirici. Biz, 50.yılımıza denk gelmesi nedeniyle, bu coşkunun daha da artacağına inanıyoruz. Ödül gecemiz 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü takip eden hafta içerisinde gerçekleşecek. Yer ve tarih belli olduğunda bunu da açıklayacağız. Ayrıca, GGC olarak yıl içerisinde, 50.Kuruluş Yıldönümümüze özel bir etkinlik daha yapmayı planlıyoruz. Bunu da buradan duyurmuş olayım” diye konuştu.

    Tüm meslektaşlarını, yarışmaya ve geceye şimdiden davet eden İbrahim Ay, başvuruların Gazeteciler Cemiyeti adresine yapılacağını, yarışmaya son başvuru tarihinin ise 20 Aralık 2018 Perşembe günü olduğunu açıkladı. Ay, yarışmanın şartnamesinin basın kuruluşlarına mail olarak iletildiğini, ayrıca isteyenlerin www.gazetecilercemiyeti.org adresinden de detaylı bilgiye ulaşabileceklerini de sözlerine ekledi.