Etiket: ’Yargıda

  • AK Parti’li Kurtulmuş: “Hükümetin aldığı kararın yerinde olup olmadığına karar verme yetkisi yüksek yargıda değildir”

    AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, andımız konusunda yüksek yargıya sert eleştiride bulundu. Kurtulmuş, “Bu uygulamayla ilgili olarak hukukun yüksek yargının yapacağı tek şey hükümetin aldığı bu kararın anayasalara uygun olup olmadığıdır. Yoksa hükümetin aldığı kararın yerinde olup olmadığına karar verme yetkisi yüksek yargıda değildir” dedi.

    AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından eğitim programının gerçekleştiği otelde düzenlediği basın toplantısında konuşan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, andımız konusunda yüksek yargıya sert eleştiride bulundu. Kurtulmuş, “Okullarda okutulan andımızın kaldırılmasıyla alakalı ilgili 2013 yılında Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından verilen kararın yüksek yargı tarafından Danıştay tarafından bozulması reddedilmesi bu kararın bir şekilde kaldırılması konusundaki karardır. Bunun önümüzdeki günlerde de tartışılacağını görüyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Biz konunun içerik kısmıyla ilgili tartışmayı bir kenara koyarak konuşmak zorundayız içerik meselesi ayrı bir şey ama buradaki esas mesele siyaseti kim yapacak sorusudur. Halkın oylarıyla seçilmiş olan bir hükümet herhangi bir konuda karar verebilir, uygulamada bulunabilir. Bu uygulamayla ilgili olarak hukukun yüksek yargının yapacağı tek şey hükümetin aldığı bu kararın anayasalara uygun olup olmadığıdır. Yoksa hükümetin alıp kararın yerinde olup olmadığına karar verme yetkisi yüksek yargıda değildir. Demokrasinin temel kurallarından birisi budur” dedi.

    “Türkiye’nin bir daha hiçbir şekilde eski dönemlere de dönmeyeceğinin bilinmesini isterim”

    Yüksek yargı geçmiş dönemlerde olduğu gibi çok sayıda kararın yüksek yargının bozduğunu başörtü kararını imam hatip liselerinin katsayı kararını hatırlatan Kurtulmuş, “O zaman eski Türkiye’nin alışkanlıkları itibariyle bürokratik oligarşi devreye girmiş. Tam manasıyla jüristokrasi dediğimiz yani yargıç egemenliğine dayalı bir yapının oluşması için birileri düğmeye basmıştır. Türkiye bu anlamda çok mesafe kat etti. AK Parti kurulduğu günden itibaren vesayetlerle mücadele eden bir siyasi parti olarak herkesin kendi işini yapması konusunda büyük bir mücadele verdi. Türkiye’deki sivil ve asker bürokrasi bunun içine Türk Silahlı Kuvvetleri ve yüksek yargı da olmak üzere herkes kendi işini yapacak. Siyaset yapmak siyasetin işidir. Siyasetin dilini ayarlamak da siyasetin işidir. Siyaset değişen şartlara göre değişen konjektüre göre kararını verebilir. Siyasetin ortaya koyduğu kararlardaki kullandığı dile de karar verecek olan yüksek yargı değildir. Aksine o zaman derler ki buyurun Yüksek Yargı siz Türkiye’yi yönetin. Dolayısıyla demokrasinin çok temel prensiplerinden biri olan yargının kendi işini bürokrasinin kendi işini siyasetin kendi işini yapmayı rencide eden bir karar olmuştur. Ve bu anlamda tabiri caizde bu kararıyla yüksek yargı siyaseti imkansız hale getirmiştir. Siyaseti imkansız hale getirmenin kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’nin bir daha hiçbir şekilde eski dönemlere de dönmeyeceğinin bilinmesini isterim. Bu anlamda devam eden bir yargı süreci var yapılan itirazlar olacaktır, bunlar bir kez daha gözden geçirilecektir. Bu vesileyle ben bu konunun herhangi bir şekilde siyasi istismar vesilesi yapılmasını doğru bulmam. Bütün siyasi partileri andımızın içeriğiyle ilgili tartışmaya girmek yerine alınan bir hükümet kararına yüksek yargının vermiş olduğu bu kararın demokrasinin ruhunu rencide eden bir husus olduğunun demokrasi bakımından daha doğru olduğu kanaatindeyim. İçerik konusu ise başka bir tartışmadır, onun başka bir şekilde tartışırız. Bu tartışmada herkesin kullandığı siyaset diline de bir şekilde ayar vermesini temenni ediyoruz. Herkesin özenli bir şekilde konuşması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Cumhur İttifakı’nın bir şekilde ruhuna sahip çıkmak Türkiye’nin milli menfaatleri bakımındandır”

    Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Numan Kurtulmuş, Cumhur İttifakı’yla ilgili bir soruya ise “Milliyetçi Hareket Partisi’nin FETÖ’ye karşı mücadelede terör örgütlerine karşı mücadelede DEAŞ, YPG’ye karşı mücadelede ayrıca Türkiye’nin temel meselelerinde AK Parti hükümetine vermiş olduğu bu desteği son derece önemli ve anlamlı olduğunu biliyoruz. Ve milli konularda, milli hassasiyetlerimiz noktasında müşterekliğin devam etmenin korumanın da iki parti içinde ama bunun da ötesinde Türkiye içinde çok önemli ve faydalı bir alan olduğuna da inanıyoruz. Yapılan müzakereler de gerek genel başkanlar düzeyinde gerekse bizim gruplar halinde yaptığımız hep bunun altını çizdik. Yani Cumhur İttifakı’nın bir şekilde ruhuna sahip çıkmak Türkiye’nin milli menfaatleri bakımındandır. Ancak AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi programları itibariyle stratejileri itibariyle, öncelikleri itibariyle iki ayrı partidir yani iki farklı parti bir kimlik altında birleşiyor değildir. Dolayısıyla AK Partinin Milliyetçi Hareket Partisi’nin iki farklı parti olarak belli konularda ayrı düşünmeleri kadar da doğal bir şey olamaz. Örneğin af konusunda örneğin emeklilikte yaşa takılanlar konusunda diğer bazı konularda farklı yaklaşımların olması da eşyanın tabiatı gereğidir. Seçim ittifakı da Cumhur İttifakı’ndan ayrı ele aldığımız bir konudur. Cumhur İttifakı’nın ruhunu korumak ama yerel seçimlerde bir işbirliği yapılabilmesi için de samimiyetle bir gayret sarf etme noktasındayız. Bu samimiyetle her iki tarafta bu iradeyi korumaktadır. Bir yol bulunabilir mi bir ittifak imkanı bir iş birliği imkanı olabilir mi bunlarla ilgili olarak görüşlerimizi karşılıklı paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.

    Selamlama konuşmasını Konya AK Parti İl Başkanı Hasan Angı’nın yaptığı programda konuşan AK Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, “AK Parti gördüğünüz gibi her yönüyle, her alanda çalışmalarına hızla devam ediyor. Bizi diğer siyasi partilerden farklı kılan dinamik ve herkesin sahasında yapmış olduğu çalışmalarla her daim aktif ve alandayız. Konyalı olarak AK Partiyi temsilen bu güne kadar bu davada ne kadar hizmet ettiysek bundan sonrası için de daha fazla hizmet etmek için her fırsatta bir arada olmaya çalışmaya Rabbim birlik ve beraberliğimizi daim kılsın diyerek günümüzün hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

    Numan Kurtulmuş ve beraberindeki heyet, Mevlana Müzesi’ni ziyaret etti. Müze ziyaretinin ardından Tarihi Bedesten Çarşısı’nda esnaflarla bir araya gelen Kurtulmuş vatandaşların sorunlarını dinledi.

  • Adli tatil sonrası yargıda dava yoğunluğu

    Kayseri’de 40 günlük adli tatilin ardından yargıda dosya yoğunluğu yaşanıyor.

    Adliye önünde uzun kuyruklar oluşurken, bugün sadece dört ağır ceza mahkemesinde toplam 50 dava görülecek. Kayseri Adalet Sarayı önünde yargıdaki dava yoğunluğu nedeniyle uzun kuyruklar oluştu. Adliye polisi x-ray cihazından geçen vatandaşları tek tek güvenlik kontrolünden geçirdi.

    Ayrıca bugün 2,3,4 ve 5. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde toplam 50 dava görülecek.

  • Yargıda Birlik Derneği Konya Buluşması gerçekleşti.

    Yargıda Birlik Derneği Konya Buluşması kapsamında gerçekleştirilen toplantıda, 2. Olağan Genel Kurulu öncesi yargısal sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.

    Toplantı, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 1. Daire Başkanı Halil Koç başta olmak üzere HSK üyeleri, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, Yargıda Birlik Derneği idarecileri, hakim ve savcıların katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıda, Nisan ayında yapılması planlanan 2. Olağan Genel Kurulu öncesinde yargısal sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı.

    Toplantıya ev sahipliği yapan Konya Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan, silahlı terör örgütü mensuplarının ülkeyi kararttığı günlerde, hukuk ve adalet şiarı ile yola çıkan Yargıda Birlik Derneğinin, yargı mensupları için ümit olduğunu ve olmaya da devam ettiğini belirtti. Tezcan, “Ülkemiz için yaklaşmakta olan tehlikenin ilk önce farkına varan bir kısım yargı mensubu ve onunla birlikte hareket eden kitleler, önce yargı camiasına, sonra da tüm devlet kademelerine örnek oldular” dedi.

    Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ve aynı zamanda Yargıda Birlik Derneği Başkanı Musa Heybet ise, toplantıyı yargısal sorunlara ilişkin fikir alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlediklerini ifade etti. Heybet, “Dernek olarak mesleki yeterlilik, terfi ve liyakate dayalı bir sistemin kurulması ve geliştirilmesi ile milletimizin yargıya olan güveninin artırılmasında öncü ve alternatifler üreten bir çalışma anlayışı içinde olacağız” diye konuştu.

    Yargıda Birlik Platformunu kurarken her türlü çıkar ilişkisinden arınarak, tarafsız bir hukuk düzeninin tesisine katkıda bulunmak amacıyla bir araya geldiklerini vurgulayan Heybet, “15 Temmuz 2016 tarihinde iradesini başkalarının eline terk eden, aciz ve nankör insanlardan oluşan, hain terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe teşebbüsü acısını halen yüreklerimizde yaşıyoruz. Adalet sistemimizde de derin yaralar açan bu vahim hadiseye rağmen, hain terör örgütünün ihanetinin bertaraf edilmesi için ilk önemli ve etkili çalışma ve çabayı koyanların yine tarafsız ve bağımsız hakim ve cumhuriyet savcıları olmuştur” şeklinde konuştu.

  • Polonya Cumhurbaşkanı Duda: “Yargıda değişiklik içeren yasaları imzalayacağım”

    Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Avrupa Komisyonunun AB Anlaşması’nın 7. maddesini devreye sokmasına ilişkin, yargıda değişiklik içeren yasaları imzalayacağını söyledi.

    Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Polonya Parlamentosu tarafından önceki hafta kabul edilen Yüksek Yargı ve Ulusal Yargı Konseyi’nde değişiklik içeren iki yasayı onaylayacağını açıkladı. Duda, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlediği basın toplantısında söz konusu yasaların devlet içindeki oligarşik yapının karşısında, devletin demokratikleşmesine hizmet edecek değişiklikler olduğunu, bu sebeple söz konusu düzenlemeleri imzalayacağını söyledi. Yargı çevrelerindeki elitlerden tatsız şekilde duyduğu Ulusal Yargı Konseyi’nin politikleşeceği eleştirilerinin kendisini şaşırttığını belirten Duda, kendisinin bu çevrelerden beklentisini şöyle dile getirdi:

    “Her iktidarın görevi vatandaşlarına hizmet etmektir, bizlerin de temel rolü bu. Yargı çevrelerine de böylesi bir refleksi tavsiye ediyorum. Yargıçlar özel, üstün bir kast değil, vatandaşa hizmet etmesi gerekenlerdir, kendilerinden beklenen budur.”

    Cumhurbaşkanı Duda, Avrupa Komisyonu’nun yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü çiğnediği gerekçesiyle 7. madde prosedürünü işleme koyma kararını da üstü kapalı olarak eleştirdi. İmzalamış olduğu Yüksek Yargı ve Ulusal Yargı Konseyi’nde değişiklik içeren 2 yasanın geçtiğimiz Temmuz ayında kendisi tarafından veto edilen şeklinden çok farklı olduğunun altını çizen Duda, düzenlemelerin bir önceki şekliyle emeklilik yaşını doldurmuş tüm yargıçların emekliye sevk edilmesini, yargıçların görevden alınması ve atanmasını Adalet Bakanı’nın kararına bırakıldığını söyledi. Cumhurbaşkanı Duda, geçtiğimiz hafta parlamentoda kabul edilen yüksek yargıda yeni konseylerin kurulmasını sağlayacak, yargıç sayısını arttıracak yeni düzenlemenin temmuz ayında veto ettiği yasa ile bir tutulmasının kendisini hayrete düşürdüğünü belirtti.

    Avrupa Adalet Divanı ile birlikte birlik hukukunun doğru uygulanmasından sorumlu olan Avrupa Birliğinin yürütme organı Avrupa Komisyonu, Polonya’nın hayata geçirdiği yargıda reform paketiyle yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü çiğnediği gerekçesiyle AB Anlaşması’nın 7. maddesini devreye sokmuştu.

    Avrupa Komisyonu, Polonya’da hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının tehlikede olduğu gerekçesiyle bugün aldığı kararla tarihinde ilk defa üye bir ülkeye karşı AB anlaşmasının 7. madde prosedürünün işletilmesi kararı almıştı. Buna göre Polonya’ya karşı ekonomik ve politik yaptırımları beraberinde getirebilecek bu karar, ilkin AB Bakanlar Konseyi’nde görüşülecek. Burada 22 ülkenin onay vermesi durumunda konu Avrupa Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi’ne gelecek. Ancak Başkanlar Konseyi’nden bir yaptırım kararı çıkabilmesi için kararların oybirliğiyle alınması gerekiyor. Zira Macaristan bugün yaptığı açıklamada Avrupa Komisyonu’ndaki “bu göstermelik ve adaletsiz olan politik soruşturmada” Polonya’yı koruyacağını deklare etti, bu da Konsey’den fiili herhangi bir yaptırımın çıkmayacağı anlamına geliyor.

  • Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’na: “Gün yaklaşıyor, yargıda hesabını vereceksin”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun avuç dolusu sahte evrak sallamakla kendisine ve ailesine leke süremeyeceğini belirterek, “Yargıda hesabını vereceksin. Geliyor, gün yaklaşıyor. İnşallah yargıda hesabını vereceği gibi, bundan sonra atacağı iftiraların boynuna nasıl dolanacağını görecek” dedi. Erdoğan, FETÖ’nün verdiği sahte evrakları sallayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun tongaya düştüğünün altını çizerken, iddialarını ispatlaması halinde kendisinin siyaseti bırakacağını, aynı onurlu tavrı da Kemal Kılıçdaroğlu’ndan beklediğini ifade etti.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Yalova İl Kongresi’nde konuştu. CHP’yi ’ana hıyanet’ olarak nitelendiren Erdoğan şunları söyledi:

    “Ana hıyanet bunları hiçbirini görmüyor” diyen Erdoğan, “Gel bir Osman Gazi’den, Yavuz Sultan Selim, Avrasya’dan geç. Yoksa biz görmediğimizde mi geçiyor? Ne yapıyor bilmiyorum. Bunları kimler yaptı bir gör. Bu köprülerin fiyatını açıklamadınız diyor. Hastanelerin fiyatını açıklamıyorsunuz diyor. Kaynak çeşitlendirme nedir, ekonomide bunu bilmeyecek kadar cahil bu adam. Cebinizdeki parayı harcamak gayet kolaydır. Aslolan, biz geldiğimizde kasa tam takır. Böyleydi. Ne yapacağız? Bir şeyler ortaya koymamız lazım. Ne yaptık? Dedik ki giyotin sistemi. Kamu özel ortaklığı. Tüm bunları devreye sokarak hastaneleri böyle yaptık. Biz zamanı sattık. Eskiler ne demiş, vakit nakittir. Vakti, zamanı nakde dönüştürdük. Hastane mi yapıyor? Dedik ki al 10-15 yıllığına. İhaleyi böyle yaptık. Köprü de aynı şekilde. Yine zamanı, 15-20 yıl neyse, böyle yaptık. Bunların kafası basmaz, anlamaz. Biz mankafa kime dedik? Mankafa kime deriz biliyorsunuz değil mi? Siz anlıyorsunuz zaten. Nereden aklına geldi başkan. Man adadan aklıma geldi. Sağlıkta 3 bin 500 üzerinde yeni hastane açtık. En modern cihazlarla donatarak sağlık çalışanların sayısına 513 bin ilave yaptık” diye konuştu.

    “Sahte evrakları sallamakla Erdoğan ve ailesine leke süremezsin”

    Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenen Erdoğan, “Ey Kılıçdaroğlu, sen bu ülkede SSK Genel Müdürlüğü yaptın. SSK Genel Müdürlüğü yaptığın zaman bu hastanelerin hali neydi? Savaş Ay güzel bir program yapmıştı. O yaptığı programda hastanelerin rezaletini ortaya koyuyordu. Halk hastanelerde kuyrukta sefalet içindeydik. Kullanılan galoşları tekrar satıyorlardı. Kuyruğa gir, sıra gelmez. O çileleri çektik. Yaşadık. Beyefendi kendi 1 yaşındaki torununu sigortalı yapmanın gayreti içine girdi. 14-15 yaşındaki oğlunu SSK’lı yapmanın gayreti içine girdi. Şimdi diyor ki, Samsun’daki şu yavru ölmüş. Neden ölmüş? Zaten sana onun cevabını veriyorlar. Benim milletim nerede neyin olduğunu gayet iyi biliyor. Sen bir yaşındaki torununu nasıl SSK’lı yaptın? 15 yaşındaki çocuğunu nasıl SSK’lı yaptın, bunların hesabını ver. Avuç dolusu sahte evraklar sallamakla sen kalkıp da Tayyip Erdoğan ve ailesine leke süremezsin. Yargıda hesabını vereceksin. Geliyor. Gün yaklaşıyor. İnşallah yargıda hesabını vereceği gibi, bundan sonra atacağı iftiraların boynuna nasıl dolanacağını görecek” dedi.

    “FETÖ takımı tongaya düşürdü”

    Erdoğan, “Yakınlarımın bir adada hesabı varmış. Yok böyle bir şey. A’dan Z’ye hepsi yalan. Ne söylediysem adam cevabını veremiyor. ’Siyaseti de bırakacağım’ dedim. İspatlayamazsan aynı onurlu tavrı senden de bekiyorum. ’Bırakacak mısın’ dedim. Daha ne diyeyim. İspatla. Nerede böyle bir hesap? İspatla. Yok. Anlaşıldı ki yine bunları FETÖ takımı tongaya düşürdü. Hiç alakası olmayan tamamı uydurma kağıtlarla ana hıyanetin başındaki zatı bir kez daha ortaya sürdüler. Yalanlar ortaya çıktı. Karşı taraftan ses yok. Biz milletimize gerçekleri anlatmayı sürdüreceğiz. Sadece iftiralara cevap vermekle yetinmeyeceğiz. Gelecekte nasıl bir Türkiye hayal ettiğimizi 2053 ve 2071 vizyonlarımızı nasıl oluşturacağımızı anlatacağız. Teşkilat mensuplarımız bunları yaptıklarında milletimizin kulağı ve kalbinin onlarla değil; bizimle olduğunu çok daha iyi görecekler. Bizim Rabiamız tek başına onların tüm yalanlarını yerle yeksan etmeye yeter” diye konuştu.