Etiket: Yardıma

  • Vali Çağatay’dan Rektör Yardım’a ziyaret

    Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Erdal Necip Yardım’a iade-i ziyarette bulundu.

    Bitlis Valisi Oktay Çağatay, Rektör Yardım’ı makamında ziyaret ederek bir süre görüştü. Çağatay’ı tebrik ederek yeni görevinin hayırlı olmasını dileyen Rektör Yardım, ziyaretinden dolayı da teşekkür etti.

    Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Bitlis Valiliğine atanan Oktay Çağatay, Rektör Yardım’a kabullerinden ötürü teşekkür etti.

    Rektör Yardım’dan üniversite hakkında bilgi alan Vali Çağatay, üniversite ile her konuda işbirliği içerisinde olacaklarını ifade etti.

  • İki kardeş banka serdikleri kıyafetlerle yardıma muhtaç insanlara ulaşmaya çalıştı

    Zonguldak’ın Çaycuma İlçesi’nde iki kardeşin çalıştırdığı lokantaların önünde ihtiyaç sahiplerine yardım eli uzattı.

    Çaycuma ilçesinde İstasyon Caddesi yokuşunda bulunan esnaf olan Atilla ve Anıl Bayar kardeşlerin yaptığı yardım görenleri etkiledi. Topladıkları ayakkabı ve kıyafetleri yardım kurumları almaya gelmeyince çareyi lokantalarının önündeki banka sererek ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya çalıştılar. Banka koydukları kıyafetin üzerine ’ihtiyacı olan alabilir’ yazısı ile sosyal medyalarından duyuru yaptılar. Bu soğuk kış aylarında durumu olan herkesi, hayırseverleri ihtiyacı olan kimselere yardım etmeleri için çağrıda bulunan Bayar kardeşler; “Sabah 8’de dükkanımızı açınca banka kullanılmayan eşyaların ihtiyacı olan birilerine yarayacağını düşündüm ve sabahtır baya alan ve ilgilenen oldu. Eğer ihtiyacı olanları memnun edebildiysek ne mutlu. Ben 30 yıldır Çaycuma’da küçük bir restoran işletmecisiyim. Bu şekilde belki duyarlı insanların ihtiyaç sahiplerine daha fazla ulaşacağını düşünüyorum. İnşallah herkes duyarlı olur. Yardım elleri çoğalır ” dedi.

  • Dün emekli olan işçi, yardıma gittiği iş yerinde hayatını kaybetti

    Zonguldak’ta dün özel bir şirketten emekli olan 52 yaşındaki Rahmi Kocabacak, yardıma gittiği aynı iş yerinde kepçe ile çakıl arasına sıkışarak hayatını kaybetti.

    Edinilen bilgiye göre olay, Zonguldak’ın Devrek ilçesi Çaydeğirmeni beldesinde özel bir kum çakıl ocağında meydana geldi. İddiaya göre, Çaydeğirmeni beldesindeki bir kum çakıl ocağında çalışıp dün emekli olan 52 yaşındaki Rahmi Kocabacak, bir günlüğüne yardıma gittiği kum çakıl ocağında çalışırken kepçe ile çakılın arasına sıkıştı. Sıkıştığı yerden kurtarılan Kocabacak olay yerine gelen 112 acil servis ekiplerince Çaycuma Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken, yolda hayatını kaybetti. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan bir günlük emekli olan Rahmi Kocabacak hastane morguna kaldırıldı. Ailesi ve yakınları hastanede acı haberi alınca yıkıldı.

  • Emine Erdoğan:”Türkiye’nin insani yardım vizyonu kredilere değil, tam anlamıyla insani yardıma dayanmaktadır. Türkiye’yi, insani yardım konusunda milli gelire oranla birinci yapan da bu hesapsız kitapsız cömertliktir”

    Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu Görüşmelerine katılmak için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik eden Emine Erdoğan, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının (SETA) Washington DC şubesinin düzenlediği “Günümüzdeki İnsani Sınamalara Karşı Türkiye’nin Rolü” başlıklı paneline katıldı. Erdoğan, burada yaptığı konuşmaya “Somali’de, Yemen’de, Suriye’de, Gazze’de, Myanmar’da, baskı ve zulüm altında yaşayan tüm kardeşlerimi buradan selamlıyorum” dedi.

    Somali, Yemen, Suriye, Gazze ve Myanmar’da büyük acıların yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “Yapabildiğimiz, konuşmaktan, sebepleri kritik etmekten çok daha öte şeyler olmalı. İnsani yardım, bu anlamda insanlık vicdanının en anlamlı fiilidir.” ifadelerini kullandı.

    “Bir başka millet için harekete geçtiğimizde, bizden farklı olan ile üst bir kimlikte buluşuruz. Bu da empati yeteneğimizi geliştirir. Böylece, adil ve barışçıl bir dünyanın temellerini atmış oluruz. Mevlana’nın ifadesiyle, bir mum, diğer mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez” açıklamasında bulunan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü;

    “Öylesine büyük adaletsizlikler var ki, bu sorunları hesaplarla değil, verdikçe çoğalan merhamet, sevgi ve vicdan duygusuyla çözebiliriz.

    İşte bu nedenle Türkiye’nin insani yardım vizyonu, kredilere değil, tam anlamıyla ‘insani yardım’a dayanmaktadır. Türkiye’yi, insani yardım konusunda milli gelire oranla birinci yapan da, bu hesapsız kitapsız cömertliktir.

    Türkiye’nin Güneydoğusu’ndaki bir şehrimiz bunun en çarpıcı örneğidir. Kilis’te, Suriyeli mülteci sayısı yerel nüfusu aşmıştır. Kilis bu yönüyle, bombalardan kaçan kadınlar ve çocuklar sözkonusu olduğunda, bütün hesapların bırakıldığı, merhametin heryeri kapladığı sembolik bir anlama bürünür. Ekmeğin, sofranın, evin, şehrin paylaşıldığı bir evrene dönüşür.

    Türk insanının, tarihten gelen vakıf geleneği ile güçlendirdiği bu paylaşımcı karakteri, Türkiye’yi uluslararası toplumun yükünü sırtlayan bir ülke haline getirmiştir.

    AFAD, Kızılay, TİKA gibi kurumlarımızın yanısıra sivil toplum kuruluşlarımızın katkılarıyla, Türkiye’nin yardım eli heryere ulaşmaktadır. 3.5 milyon Suriyeli mülteciyi misafir etmek yanında Afrika’da, Gazze’de, Myanmar’da hep Türkiye vardır.

    2010’da Pakistan’a, 2011’de Somali’ye, 2012’de Myanmar’a gidip, yaşanan insani dramları yerinde görmüş biri olarak, uluslararası toplumun sınıfta kaldığını ifade etmek isterim. Keza, 2017’de Arakanlı Müslümanlara yapılan zulüm, içimizi titretmiş, fakat tüm dünya konuya gereken önemi göstermemiştir.

    Son Myanmar ziyaretimde gördüklerim, masum çocukların çaresizlikleri değil, dünyanın merhametsizlikten can çekişmesi halidir. Orada konuşup dertleştiğim kadınlar, dünyayı bekleyen gerçek tehlikenin vicdan yoksunluğu olduğunu göstermiştir.

    Böyle bir vasatta insani yardımlar, insanlık kandilini yeniden tutuşturma anlamı taşır.

    Türkiye, kimi afetlerde ev sahibi ülkeden daha önce afetzedelere ulaşabilen, dinamik ve esnek bir insani yardım yapılanmasına sahiptir. Dünyada afetlere müdahale noktasında en ileri ülke olduğumuzu söyleyebilirim.

    2010 yılında Pakistan’da yaşanan sel felaketi sonrası Türkiye’nin, ilk yardım eli uzatan ülke olması, bunun ilk akla gelen örneğidir. Keza, Myanmar’da 2012 ve 2017 yıllarında sıcak biçimde yaşanan insani dramlar en çok Türkiye’de yankı bulmuştur. Devlet ve millet olarak yaptığımız seferberlikler, uluslararası toplumu harekete geçirmiş, dünya bu soykırıma nihayet kulak vermiştir.

    Bu noktada önemli bir noktaya işaret etmek isterim. İnsani yardım politikaları, yardım alanın bağımlılığını artıracak şekilde olmamalıdır. Bizim insani yardımdan anladığımız, yardım kolileri ve sırada bekleyen muhtaçlar değildir. Acil durumlarda afetzedelere yapılan katkının ötesinde krizlerin önlenmesi, kalkınma destekleriyle bağımlılıkların azaltılmasıdır. Bu anlamda insani yardım anlayışının, kalkınma merkezli çalışmalar içermesi son derece önemlidir.

    Suriye’de kanayan yaraya yaptığımız pansuman, Suriyeli mültecilere barınma yeri sağlamaktan ötedir. Yarıdan fazlasını kadınların ve çocukların oluşturduğu kamplarda kadınların meslek edinip hayata tutunmasını önemsiyoruz. Kuaförlükten bilgisayar becerilerine pekçok alanda mesleki kurslar veriyoruz. Gelişim ve hobi kurslarıyla, savaşlarda zarar görmüş kadınları hem rehabilite ediyor, hem de kendilerini keşfetmelerini sağlıyoruz. Aynı şekilde çocukların eğitimden mahrum kalmaması kadar gençlerin üniversite eğitimlerine devam edebilmelerinin yollarını da açmaya çalışıyoruz.

    Keza, Afrika’ya yaptığımız insani yardımlar, kalkınma destekli yardımlardır. Yaygın ifadeyle, balık vermekten çok balık tutmayı öğretiyoruz. Afrika’nın kendi potansiyelini keşfetmesini sağlayacak eğitim ve ekipman desteği veriyoruz.

    Çeyrek asırdır, Bosna’dan Afganistan’a, Irak’tan Suriye’ye, Somali’den Gazze’ye, insanlığın vicdanını sarsan nice olaya şahit olduk. Binalarında mermi izleri hala duran şehirler gördük. Yerinden yurdundan edilmiş masum çocukların uykuya daldığı kampları ziyaret ettik. Yoksullukla savaşan sokaklardan geçtik. İçimiz acıdı, yüreğimiz yandı.

    Ama aynı mekanlar da, nerede bir çığlık olsa, sıcak yatağından kalkıp oraya koşan merhamet ve vicdan abidesi insanlar da gördük. Hayatını insani yardıma adamış nice güzel insan var dünyada. Her beş saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor ve her sabah güneş yeniden doğabiliyorsa, bu onların aydınlığıdır. Merhametin olduğu yerde en acı zehirler zararsız kalır. Merhamet, bütün kötülüklerin panzehiridir.

    İnsani yardım çabalarının bütün sessiz ve isimsiz kahramanlarını huzurlarınızda selamlıyorum. İyi ki varlar, iyi ki varsınız! Bu çatı altında buluşan bu topluluk da, varlığını insanlığa yardım fikriyle anlamlandıran güzel insanlardan oluşuyor. İnanıyorum ki, elele verir, merhameti, vicdanı çoğaltırsak, adaleti de tesis etmiş olacağız”

  • Polis yardıma gitti saldırıya uğrayıp yaralandı

    Adana’da sevgisiyle kavga eden travestiye yardıma giden polis, travesti tarafından saldırıya uğradı. Başına sert bir cisimle aldığı darbe ile yaralanan polis hastaneye kaldırıldı.

    Olay, Çukurova İlçesi Güzelyalı Mahallesi’nde geldi. Edinilen bilgiye göre, polis ekipleri yardıma ihtiyacı olan bir kadın ihbarı aldı. Bunun üzerine olay yerine giden polis ekipleri, yerde yatan bir travesti gördü.

    Travesti sert bir cisimle polisin kafasına vurup sevgilisiyle kaçmak istedi

    Bir polis memuru travestinin yanına yaklaştığı sırada, İdil Şahin (31) isimli travesti eline aldığı sert bir cisim ile polis memuruna vurdu. Polis memuru başı aldığı darbe ile kanlar içerisinde yere yığıldı. Şahin, bu sırada tartıştığı sevgilisi Tayyar Demircioğlu (31) ile kaçmaya başladı. Bölgeye gelen çok sayıda polis ekipleri Şahin ile Demircioğlu’nu gözaltına aldı.

    Yaralı polis memuru ise Adana Şehir Hastanesi kaldırılarak tedavi altına alındı.

    Önce polisi yaraladı sonra ben yapmadım diye yemin etti

    Gözaltına alınan İdil Şahin isimli travesti, basın mensuplarının polise neden saldırdınız sorusuna şu şekilde cevapladı,” Ben kimseye saldırmadım, öyle bir şey yok. Öyle bir şey yapmadım, yemin ederim. Ben kimseye bir şey yapmadım” dedi.