Etiket: Yapmayı

  • İlkokul öğrencileri devlet okulunda robot yapmayı öğreniyor

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde, Kdz. Ereğli İlkokulu Şehit Fethi Sekin Robotik Kodlama Sınıfı öğrencileri kodlamayı öğrenerek, yaptıkları robotları tanıttı.

    Kdz. Ereğli İlkokulu öğrencilerine yönelik olarak oluşturulan Robotik Kodlama sınıfının ismine İzmir Adliyesi önünde teröristleri etkisiz hale getirerek büyük bir katliamı önleyen şehit polis memuru Fethi Sekin’in ismi verildi. Yaşları 7 ile 11 arasında değişen ilkokul öğrencileri için oluşturulan sınıfta kodlama ve robot yapımı öğretilecek.

    Şehit Fethi Sekin Robotik Kodlama Sınıfı’nın tanıtımı için düzenlenen programa Kdz. Ereğli Kaymakamı Nazım Madenoğlu, Karadeniz Bölge Komutanı Deniz Kurmay Albay Aykut Manioğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Ayhan Atay, Zonguldak İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hasan Sarıhan, İlçe Emniyet Müdürü Fahri Küçük, İlçe Milli Eğitim Müdürü Numan Korkmaz, AK Parti Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır ile okul müdürleri, bazı STK temsilcileri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşan okul müdürü Tuncay Uzun, günümüzde internet kullanımının çocuklarda 4-5 yaşa kadar düştüğünü, açılışı yapılan kodlama sınıfının Türkiye genelinde ilkokullar arasında bir ilk olduğunu ve çocuklara kodlamayı öğreterek geleceklerini hazırlamak istediklerini söyledi.

    Kaymakam Nazım Madenoğlu ise bilgisayarı kullandığımızı zannettiğimizi ancak yeterince kullanamadığımızı ifade etti. Çocukların bilgisayarı bir oyun aleti olarak gördüğünü dile getiren Madenoğlu, “Gelişmiş ülke olmanın birinci kriteri teknoloji üretiyor ve pazarlıyor olmaktır. İkincisi milli gelirin 10 bin doların üzerinde olmasıdır. Biz Allah’a şükür 10 bin doların üzerine geçtik. Arkadaşlarımız teknolojinin bir ürünü olan robotların sergileneceği robotik sınıf denilen, kodlamanın yapıldığı bir sınıfı açıyorlar. Bu sınıfın açılışı gerçekten çok anlamlı ve değerli bir faaliyet. Ama bu değerli ve gerçekten de güzel faaliyete anlam kazandıran onun ismi. Geçtiğimiz günlerde İzmir’de şehit olan Fethi Sekin polisimizin adının verilmesi bu sınıfa apayrı bir anlam ve değer kazandırıyor. Ülkemizin ve vatanımızın birliği ve beraberliği için huzur içinde yaşayabilmemiz için diğer şehitlerimiz gibi özellikle 15 Temmuz gecesi verdiğimiz şehitlerimiz gibi Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da verdiğimiz şehitler gibi bilhassa bütün tarih boyunca bütün milletimizin gittiği yerlerde verdiği şehitler gibi bu şehidimiz de polisimiz de bu amaçlar uğruna canını seve seve verdi. Onun ruhu şad olsun diyorum” dedi.

    Kdz. Ereğli Kaymakamı Nazım Madenoğlu, konuşmasının ardından protokol üyeleri ile birlikte robotik sınıfının açılışını gerçekleştirerek öğrencilerin çalışmalarını inceleyip, bilgi aldı. İlkokul öğrencileri kodlama ile yaptıkları robotların çalışmalarını gösterdi. Okul yöneticileri kodlama eğitiminin okuldaki tüm öğrencilere verileceğini ifade etti. Programın ardından Kdz. Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli trafik polisleri okuldaki öğrencilere çikolata dağıttı.

  • Borsada yatırım yapmayı düşünen küçük yatırımcıya öneriler

    Türkiye’de 1986 yılından bu yana faaliyette olan, kazananları kadar kaybedenleri ile de hep gündemde olan borsa-hisse senedi piyasasının ‘kendini tanıyan ve sabırlı’ olan yatırımcıların her zaman kazandığı bir piyasa olduğu belirtildi.

    Türkiye’de 1993 yılından bu yana çeşitli kurumlarda brokerlik ve yatırım uzmanlığı görevinde bulunan ve şuan özel bir bankanın Trabzon’da Yatırım Merkezi Müdürlüğü görevini yürüten Ufuk Özcan, “Borsadan Korkma, Borsa Senden Korksun” kitabının ardından 2. kitabı olan “Seni Yeneceğim Borsa” kitabını çıkardı.

    Son kitabını “Borsamızdaki küresel oyuncular ve onların Türkiye’deki uzantılarının özellikle küçük yatırımcımız üzerinde oynayageldiği oyunların açığa çıkartılması ve daha da önemlisi kendilerini koruyabilmeleri konusunda onlar adına atılan ’artık bu devran böyle gitmeyecektir’ çığlığı” olarak özetleyen Özcan, kitaplarında Türkiye’de özellikle küçük yatırımcıların yaptığı yanlışlara vurgu yaptı.

    “Siz bilinçli olmazsanız, kuramadığınız oyunun büyük oyuncularının piyonu olursunuz”

    Bir oyun kurulduğunu bu oyunun sahnesinin ’Finansal piyasalar’, oyuncularının ’Büyük profesyoneller ile küçük ve bilinçsiz yatırımcılar’ olduğunu kaydeden Özcan “Ancak bu oyunun sonunda para artık el değiştirmiştir ve unutmayın ki siz bilinçli olmazsanız, kuramadığınız oyunun büyük oyuncularının piyonu olursunuz. Büyük oyuncuların en bildikleri şey oyunu kurdukları ülkedeki yatırımcıların davranış kalıplarıdır. Biz Akdeniz insanlarının en temel özelliği duygusallığımızdır. Duygusallık ise finansal piyasaların en büyük düşmanıdır. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bize gösterdi ki, toplum hayatının tüm alanlarında birlik, bütünlük içinde olmak ve yaşananları doğru değerlendirmek, tarafını sadece vatana sadakat olarak seçmek zorunluluktur. Vatana sadakat ise her alanda bağımsız olabilmek için gereken zamanda payınıza düşen bilinci ve fedakarlığı gerektiğinde gösterebilecek cesarete sahip olabilmeyi gerektirir. İşte tamda bu yüzden ekonomik bağımsızlığı olmayan birey ve toplum özgür değildir. Bu kitap ekonomik bağımsızlığımızı başkalarının elinden alıp, kendi kontrolünüze alma çabasının ürünüdür” dedi.

    Türkiye’deki borsanın ilk işlemlerine 1986 yılında başladığını hatırlatan Özcan “Borsamız ilk zamanlar bir nevi kapalı devre sistemi gibi çalışmaktaydı. İlk tahta sitemi ile başlandı ve bilgi yeterince açık değildi. Siz alım satım emirleri verirdiniz ve bunun gerçekleşip gerçekleşmediğini hemen öğrenemezdiniz. Elektronik sisteme geçildikten sonra bilgiye ulaşmak daha kolay bu seferde yasal düzenlemelerin yeterince olmaması nedeniyle küçük yatırımcının canı çok yandı. Birçok hisse senedinin tahtası kapatıldı, battılar ve küçük yatırımcıyı koruyacak bir sistem yoktu. Dolayısıyla sistem kendiliğinden mağdurlarını ve mağrurlarını oluşturmaya başladı. Unutmayalım ki bir piyasada veya bir ticaret alanında ilk konuya hakim olanlar ve daha çok bilgiye sahip olanlar asıl parayı kazanırlar” diye konuştu.

    “Hep aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar elde edeceğini düşünmek delilik”

    Türkiye’deki borsa yatırımcılarını değerlendiren Özcan, şunları söyledi:

    “Bizim yatırımcımız krizlerle boğuşarak öğrenmeye çalıştı ama bana sorarsanız öğrenemedi. Einstein’ın bir lafı vardır ‘’Hep aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar elde edeceğini düşünmek deliliktir’ Bizim küçük yatırımcımızın davranış kalıbını açıklayan belki de en güzel söz budur. 1991 Körfez Savaşı, 1994 Devalüasyonu, 1998 Asya krizi, 2001-19 Şubat Devalüasyonu, 2003 Tezkere Krizi ve ABD ile ilişkilerin zedelenmesi, 2008 Mortgage Krizi, 17-25 Aralık 2013 hükümeti devirme operasyonları ve 15 Temmuz 2016 alçak darbe girişimi. İşte bütün bu olaylar krize neden oldu ve bizim yatırımcımız hep kaybeden taraftaydı. Neden? Hayat da böyledir aslında; başınıza bir şeyler gelir ve iki seçeneğiniz vardır; ya ders alırsınız ve artık başka türlü davranmaya çalışırsınız ya da ‘yenilen pehlivan güreşe doymaz’ misali aynı durumları yaşamaya devam edersiniz. Aslında küçük küçük bireysel anlamda yaptığımız bu hataların ve sonuçlarının en olumsuz etkisi, oluşturmaya çalıştığımız sermaye piyasası yatırımcısının doğmadan yok olmasına neden oldu. Özellikle bu batan ve bilinçsizce yatırım yapan, bir nevi kumar gibi gören mantık neticesinde, toplumda Borsa denilince tüyleri diken diken olan insanlar oluşturmaya başladık. Artık siz bilinçli bir yatırımcı olmaya karar verseniz bile çevreniz size hep olumsuz telkinlerle karşınıza çıkmaya başlar. Bu sefer ailenizden gizli bir şekilde ilgilenmeye başlıyorsunuz. Hem doğru karar vermeye çalışacaksınız hem de gizli iş yapmanın suçluluk duygusu ile baş edeceksiniz. Olumlu sonuç vermesi çok zor.”

    “Küçük yatırımcı ne yapmalı ki bu piyasada para kazanabilmeli?”

    Özcan, küçük yatırımcının yapmaması ve yapması gereken konuları özetleyerek “Emanet para ile, sorumlu olduğu aile fertlerinden habersiz, hesap vermek zorunda olduğu para ile, tüm maddi varlığı ve hiç emniyet önlemi almadan, hiçbir temel dayanağı olmayan, kulaktan dolma bilgilerle ve beklentilerle borsaya yatırım yapanların sonu mutlaka hüsranla bitiyor ve etkileri parayla ölçülemeyen olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor. Kendini tanımayan ve sabırlı, disiplinli ve istikrarlı olmayan bir yatırımcı istediği kadar piyasayı ve stratejiyi tanısın para kazanamaz. Borsa bir psikolojik savaştır aslında. Sen ne zaman stres yapacağını, nerede panik yapacağını bilmiyorsan kendini tanımıyorsun demektir. Çünkü piyasa senin psikolojini ölçmeye çalışır. Sen para kaybetme ihtimaline tahammülü olmayan bir yatırımcıysan senin borsa da işin olmamalı. Belirli bir risk algılaman var ve çok yüksek risk sevmiyorsan sadece BİST30 hisse senetlerine yatırım yaparsın. Sabırlı olursan da sonunda mutlaka kazanırsın. Hem çok risk sevmeyeceksin hem de borsanın en spekülatif (inişi çıkışı fazla, bir gün çok çıkan ertesi gün çok düşen) hisse senetlerine yatırım yaparsan ne olur? Dengeni kaybedersin, dengeni kaybettikçe daha dengesiz işler işlemler yapmaya başlarsın. Bu paranı sıfırlayana kadar gider çünkü artık iş kumara dönmüştür” ifadelerini kullandı.

    “Küçük yatırımcı akıllanmadı”

    Borsada yatırım konusunda uzun süredir çalışan biri olarak küçük yatırımcı konusunda yetirince umutlu olmadığını kaydeden Özcan “Birebir yatırımcı ile çalışıyorum ama yatırımcı bilinçli olmazsa sen istediğin kadar çaba harca, doğru yönlendirmeye çalış sonuç almak çok zor. Örnek vereyim isterseniz; ben inandığım bir hisse senedini almaları yönünde tavsiyede bulunuyorum diyelim, hisse fiyatları biraz düşünce yatırımcı hemen arayıp panik yapmaya başlıyor. Sabırlı ol diyorsun. Peki diyor. Sonraki gün hisse fiyatı biraz daha düşerse daha sinirli ve kontrolsüz olmaya başlıyor. Ama hepsinin sonunda ortak sözü belki de en üzücü olanı ‘sen piyasayı görüyorsun nasıl düşen hisseyi aldırırsın’ oluyor. İşte bu söz söylendiği anda güven zedeleniyor. Aradan zaman geçip de o hisse fiyatı yüksek fiyatlara çıkıp karlı bir şekilde sattırırsanız biraz yumuşama oluyor. Benim bu konudaki son sözün şudur ki; Ya yatırım uzmanını iyi seç ve ona güven ya da kendi kararını kendin ver” şeklinde konuştu.

    Borsada yatırım yapmayı düşünenlere tavsiyeler

    Ufuk Özcan, borsada yatırım yapmayı düşünenlere ise şu tavsiyelerde bulundu:

    “Hiç risk sevmeyen yatırımcının; borsa ile hiç işi olmamalı. Risk algısı olan ama kontrollü yatırımcı; BİST30 hisse senetlerine yatırım yapıp sabırlı olmalıdır. Yüksek risk seven yatırımcı; genelde kısa vadeli yatırımcıdır. Gün içi işlem yapan kar ve zararı kardeş gibi görmesi gereken yatırımcı tipidir. Her risk yapısının kendine göre bir mantığı vardır. Eğer kısa vadeli yatırımcıysanız oyunu kurallarına göre oynamak zorundasınız. Özellikle çok önemli olayların sonrasındaki davranış ve işlem tarzımız bizim kısa vadedeki geleceğimizi belirlemekte çok etkin oluyor. Örnek vermek gerekirse 2 Kasım 2015 seçimleri sonrası çoğu küçük yatırımcı coşku ile hisse senedi almaya can attı. Halbuki o beklenti çoktan satın alınmıştı. Sonra ne oldu? tam da piyasaların istediği gerçekleşmesine rağmen borsa kısa sürede 15 bin puan düştü. Unutmayın beklenti alınır gerçek satılır. Brexit oylama sonucu piyasanın beklediğinin tersi çıkması nedeniyle borsaların panik satışlarla açılması sonucunda bizim küçük yatırımcımız daha da panik yaparak olmayacak fiyatlardan hisse senetlerini sattılar. Sonunda ne oldu ? Piyasa o gün en düşük gördüğü 70 bin’li seviyelerden kısa süre içerisinde 81 bin puana kadar 11 bin puan yukarı çıktı. 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi sonrası panikle piyasa 82 bin’den 70 bin’e kadar düştü ve kısa sürede tekrar 79 bin 300 seviyesine kadar yükseldi. Sonuç olarak bizim temel sıkıntımız küçük yatırımcı olarak olayları çok fazla kötümser ve ya çok fazla iyimser değerlendirme alışkanlığımızdır. En önemli konu; ilk aklınıza gelen düşünce küçük yatırımcının düşüncesidir ve genellikle yanlış çıkar. Neden derseniz; herkes aynı şeyi düşünürse o gerçekleşmez. Bana göre borsada sürüden ayrılanı kurt kapmaz. Aksine sürünün dışında hareket edenler sıra dışı para kazanırlar.”

  • Yenipazarlı kadınlar taze incir reçeli yapmayı öğrendi

    Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü eğitimcileri tarafından kadın çiftçilere incir reçeli eğitimi verildi.

    Aydın’da yoğun olarak bulunan ve önemli gelir kaynağı olan incirin, pazar değeri düşük taze incirden reçel yapımı uygulamalı olarak gösterildi. Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü tarafından organize edilen ve kadınlara uygulamalı olarak verilen eğitimde kadınların, evlerindeki malzemelerle, ev ekonomisine nasıl katkı sağlayabilecekleri konusunda bilgiler verildi. Yenipazar ilçesi Karacaören Mahallesi’nde ev şartlarında taze incir reçeli yapımı eğitimi düzenlendi. Eğitim, Yenipazar ilçesi görev alanına giren Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TAR-GEL) personelinin desteği ile gerçekleştirildi. Uygulamalı olarak verilen eğitimde kadınlar evlerindeki malzemelerle, ev ekonomisine nasıl katkı sağlayabilecekleri konusunda bilgilendirildiler.

  • 75 Yaşında Resim Yapmayı Öğrendi

    Giresun Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından açılan yağlı boya resim kursuna katılan kursiyerlerin yaptığı 292 parça tablo görücüye çıktı.

    Giresun Can Akargin Sanat Galerisinde görücüye çıkan tablolar toplam 7 ay gibi bir sürede ortaya çıkarken, kurslara her meslek grubundan ve her yaş grubundan 30’un üzerinde kursiyer katıldı.

    Kursun en yaşlı üyesi olan 75 yaşındaki Meliha Tülin Çilesiz ise kurslarda yaptığı 2 adet tablosuyla sergiye katıldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Giresun Halk Eğitim Merkezi Müdürü Harun Karabürk, 7 ay gibi kısa bir sürede kursiyerlerinin ilk defa tanıştığı yağlı boya sanatı ile 292 tane eserin ortaya çıktığını söyledi. Karabürk, “252 tane yağlı boya resim sergimiz var 40 tane de üç boyutlu sergimiz var toplam 292 adet eser bugün görücüye çıktı. Doğa, manzara ve hayvan resimleri konu olarak ele alındı ama her türlü konu var daha çok kursiyerlerimizi belirlediği konularda çalışmalar yapıldı. Kursiyerlerimizin birçoğu ilk defa resim yaptılar yani eline ilk defa kara kalemi, fırçayı alanlar oldu. Kursumuzun toplam süresi 268 saat bu kadar kısa bir zaman bu kadar güzel eserler çıkartmak hem kursiyerlerimizin hem de öğretmenlerimizin çabasıdır. Her meslek grubundan, her yaş grubundan kursiyerlerimiz özveri ile çalıştılar ve böylesine güzel eserleri sanatseverlere sundular” dedi.

    Halk eğitim merkezin açtığı yağlı boya resim kursuna katılan 75 yaşındaki Meliha Tülin Çilesiz ise, boş zamanlarını değerlendirmek için kurslara katıldığını belirtti. Çilesiz, “Yıllarca bu kurumda çeşitli kollarda eğitim ve bilgilendirildim. Çok güzel şeyler başardım halk eğitim merkezi bütün insanlar için gerekli olan bir yer diyorum. Boş zamanlarını değerlendirmek için bizlerin oralarda bulunması çok güzel” ifadelerini kullandı.

    İLKOKUL YILLARINDA MERAK ETTİ, 75 YAŞINDA BAŞARDI

    Resim merakının ilkokuldan sonra ortaokul yıllarında kara kalem çalışmalarıyla başladığını vurgulayan Çilesiz, “Derslerde kara kalem çalışması yapıyorduk yıllarca desen çizdim ve en son Giresun Halk Eğitim Müdürlüğünde yağlı boya kurslarına katıldım bugün burada çok mutluyum iki tane tabloyla beraber sevdiklerimin yanındayım. Resim severek yapılıyor bugün merkezde en yaşlı talebeyim diyebilirim. Gençlerin bu konularda bilgilendirmelerini ve çalışmalarını tavsiye ediyorum” diye konuştu.

  • Bakan Eroğlu: “CHP Liderine Hesap Yapmayı Hatırlatmak Gerekiyor”

    Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından 83 milyon TL’ye tamamlanması planlanan ve aralarında Nevşehir Su Arıtma Tesisi’nin de bulunduğu üç tesisin temeli, Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun da katıldığı törenle atıldı.

    Nevşehir Belediye Meydanı’nda düzenlen toplu temel atma töreni için Nevşehir’e gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan, AK Parti Nevşehir milletvekilleri Mustafa Açıkgöz, Murat Göktürk, Ebubekir Gizligider, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Metin Alkaya, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, Emniyet Müdürü Metin Kalayoğlu, AK Parti Nevşehir İl Başkanı Mehmet Ali Tanrıver ile çok sayıda daire müdürü ve vatandaşlar tarafından tören alanında karşılandı. Törende yaptığı konuşmada Türkiye’de 3 buçuk milyar fidanı toprakla buluşturduklarını belirten Bakan Eroğlu, ancak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun matematik hesabını bilmediğini, ona matematik hesabının öğretilmesi gerektiğini kaydetti. İlk defa Dünya Ormancılık Günü’nün ABD dışında Türkiye’de yapıldığına dikkat çeken Eroğlu, “Onlar bizim kara kaşımıza kara gözümüze bakarak değil, yaptığımız çalışmaları takdir ettikleri için bunu söylediler. Yabancı takdir ediyor ama bizdeki muhalefet 3.5 milyar fidan Türkiye’ye sığmaz diye hesap yapmışlar. Muhalefet liderinin eline tutuşturmuşlar. Tabi ilkokul çocuklarının yaptığı hatayı yapmışlar, kilometrekareyi metrekareye çevirirken binle çarpmışlar. Halbuki binin karesi ile çarpacaklar. Onlara ilkokul 5’inci sınıf talebelerinin hesabını hatırlatmak gerekir. Allah nasip ederse 2023 yılına kadar dünyadaki her insan için bir fidanı Türkiye’de dikeceğiz. Bu da 7 milyar ediyor. 7 milyar fidanı Türkiye’ye dikeceğiz. Onlar hala Türkiye’deki topraklar bu kadar fidanı almaz diye hesap ededursunlar” diye konuştu.

    Nevşehir Belediyesi önünde gerçekleşen temel atma töreni sonrasında Nevşehir Valiliği’ni ziyaret eden Bakan Eroğlu, burada gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin “Yeni anayasa konusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor?” sorusu üzerine Bakan Eroğlu, “Biz anayasa konusunda kararlıyız, milletimize sunacağız” dedi. Bakan Eroğlu, “Şimdi herkes yeni anayasadan bahsediyor. Biliyorsunuz bütün partiler seçimlerden önce hem 7 Haziran hem de 1 Kasım seçimleri öncesinde ’biz özellikle darbe anayasasını kabul etmiyoruz, yeni bir anayasa yapacağız’ dedik. Fakat bizden başka ciddi bir adım atan yok. Bunların samimi olmadıkları aşikar. Esasen geçen dönem hatırlarsanız AK Parti şunu söyledi; bizim milletvekili sayımız çok fazla ama biz şuna razıyız, bütün partiler eşit sayıda temsilci göndersin. Bizim iki ise onların da iki olsun. Fakat biliyorsunuz belli bir noktaya kadar gelindi, mutakıp kalındı. Ondan sonra görüşmeler kesildi. Ya hiç olmazsa anlaştınız mı anlaştık, bunu geçirelim dedik. Maalesef çark ettiler. Şimdi de biliyorsunuz hemen seçimlerden sonra tüm siyasi partilere talepte bulunduk. Meclis Başkanımız bununla ilgili ilk defa bir oturum yaptı. Toplantılar yapıldı. Orada da toplantılardan kaçtılar. Biz her türlü teklife açığız, gelin konuşalım diyoruz. Ama baktık olmayacak. Biz millete söz verdik. Biz şimdi kendimiz hazırlık yapıyoruz. Ama bütün taraflara soruyoruz. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlara katılımcı bir şekilde insan hak ve özgürlüklerini esas alan, onları koruyan, insana saygılı, insan haysiyetini koruyan anayasa yapmak için kolları sıvadık. Şuanda çalışılıyor. Biz anayasa konusunda kararlıyız. Milletimize sunacağız. Bizim ne kadar samimi olduğumuzu bütün millet görüyor” şeklinde konuştu.

    AK Parti hükümetine terör konusunda destek vermesinden dolayı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür eden Bakan Eroğlu, CHP’nin ise bu konuda raydan çıktığını söyledi. Bakan Eroğlu, “Şimdi Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Başbakanımız da Devlet Bahçeli’ye teşekkür etti. Hakikaten terör konusunda hükümetin yanında yer aldığını beyan etti. Hatta bir Bakanlar Kurulu toplantımızda Sayın Başbakanımız Sayın Devlet Bahçeli ile konuşacağım randevumuz var diye bir ara verdik. Görüştü ve terör konusunda Sayın Bahçeli’nin tam destek verdiğini ifade ettiler. Terör konusunda destek vermemek gibi bir anlayış olur mu? Hangi parti olursa olsun, terör belli bir süre sonra onları da yakar. Ama CHP’nin bu şekilde davranmasını CHP’li kardeşlerimizin takdirlerine sunuyorum. CHP raydan çıkmıştır. O bakımdan bütün CHP’ye gönül vermiş olan, oy vermiş olan bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bunu lütfen dikkatle takip etsinler. Teröre karşı kim mücadele veriyor, bu bayrağı kim zirveye taşımak istiyor, vatanın milli beraberlik kardeşliğini kim destekliyor bunları dikte alarak fark ederlerse memnun olurum” dedi.