Etiket: Yapmayı

  • Hayko Cepkin, ’Artık albüm yapmayı düşünmüyorum’

    Ünlü rock müzik sanatçısı Hayko Cepkin, Anadolu Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya geldi. Sevilen sanatçı, artık albüm yerine single şarkılar çıkaracağını söyledi.

    Anadolu Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Medya Kulübü (SMK), etkinliklerini sürdürüyor. Bu kapsamda çalışmalarını sürdüren kulüp, ’Salonda Biri Var’ isimli etkinlik kapsamında Hayko Cepkin ile öğrencileri buluşturdu. Sohbet havasında geçen söyleşide öğrencilerle bir araya gelen sevilen sanatçı, katılımcılardan gelen sorulara cevap verdi. Salonun dolu olduğu etkinlikte Hayko Cepkin, verdiği samimi cevaplarla öğrencileri kahkahaya boğdu.

    “Oyunculuk hiç bana uygun değil”

    Bir dizi ya da filmde oynayıp oynamayacağı sorusuna Cepkin, “Devamlı film ve dizi gibi fikirler geliyor. Dizi çok zaman alan bir şey. Biz ekip olarak her hafta bir yerdeyiz. Dizi setleri 4-5 gün sürüyor. Ona ömrüm yetmez galiba. Ayrıca bana biraz sıkıcı geliyor. ’Oyunculuğun yüzde 90’ı beklemektir’ derler. Hiç bana uygun değil. O yüzden ben neşesine arada arkadaşlarımın işlerine katılıp sonra gidiyorum. Genelde dostane işleri yapmayı ve dostlarımın yanında olmayı tercih ediyorum. Doğaçlama yapabileceğim, iyi tanıdığım arkadaşlarla olmak benim için önemli. Bir şeyi yapmak için değil de hem ben eğleneyim hem de karşı taraf da eğlensin diye yapıyorum. Onun için de işler de keyifli görünüyor” cevabını verdi.

    “Artık albüm yapmayı düşünmüyorum”

    İnsanlarla iletişim halinde olmayı sevdiğini dile getiren Hayko Cepkin, Türkiye’de her yere gitmeye çalıştığını aktardı. Klip çekilmeyen işlerin yok olup gittiğini anlatan Cepkin, kendisinin de artık albüm çıkarmayı düşünmediğini belirtti. Sevilen sanatçı Cepkin, “Artık klip çekilmeyen işler, hızlı tüketim dünyasında mundar oluyor. Yazık, günah. Onların hepsine ben beste yapıyorum ve emek veriyorum. Onların heder olmasını istemiyorum. Artık albüm yapmayı düşünmüyorum. Belki bir single yayınlarım arada. Tek şarkılar çıkaracağım. Onun için klibini çekeceğim şarkı kadar yayınlama yapacağım. 12 yılda kanallara 1-2 tane klip yollamışımdır. Onun dışında ben başka stratejik başka atışlar yaparım. Ben devamlı dolaşan ve insanlarla iletişim halinde olan biriyim. Sizin beni televizyonda görmeniz ile burada görmeniz arasında çok fark var. bu çok daha işime yarıyor benim. Bireysel olarak kendimi daha iyi tanıtabilmek için bir amaç. Küçük büyük yer ayırt etmeden Türkiye’de her yere gitmeye çalıştım ve böylece büyüme ve yükselme işini yapabildim” açıklamalarında bulundu.

  • Herkes kaçarken o yatırım yapmayı tercih etti

    Diyarbakırlı iş adamı Engin Yeşil, kentte bir dönem çıkan çatışmalı ortama inat 12 milyon dolarlık fabrika kurdu. Bünyesinde 163 personel bulunduran fabrika, huzur ortamının sağlanması ile siparişlere yetişemez duruma geldi.

    Diyarbakırlı iş adamı Engin Yeşil, kentteki çatışmalı ortam nedeni ile yatırım yapmayan ve şehri terk eden yatırımcıya inat 2016 yılında fabrikasında üretim yapmaya başladı. Bir süre zorluk çeken Yeşil, huzur ortamının sağlanması ile birlikte adeta dünyaya ambalaj ihraç etmeye başladı. 12 milyon dolara mal olması planlanan ve 10 milyon dolarlık yatırımı tamamlanan fabrikada istihdam edilen 163 personel, taleplere yetişmek için 3 vardiyalı çalışmaya başladı. Yaptığı yatırım ile kentteki işsizliğe bir nebze de olsa katkı sağlayan Yeşil, şu anda doğu illerin tamamı ile Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, Ankara gibi iller ile Kuzey Irak, Gürcistan ve Cezayir’e ihracat yapmaya başladı. Yıllık 50 milyon lira ciroya ulaşan Yeşil’in en büyük hedefi çalışma ortamını genişletip daha fazla kişiye istihdam imkanı sağlamak.

    Yıllık 50 bin ton üretim

    Çalışmaları ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Engin Yeşil, fabrikalarının 2016 yılında üretim yapmaya başladığını söyledi. Yıllık 50 bin tona yakın bir üretim gerçekleştirdiklerini kaydeden Yeşil, “Şu anda 163 personel bünyemizde çalışıyor. Bizim aylık 400 bin dolar Kuzey Irak’a ihracatımız var. Kuzey Irak dışında biz şu an Gürcistan ile Cezayir ve başka ülkelerde de çalışma yapıyoruz. Toplam 24 bin metrekare üzerinde 13 bin metrekare kapalı alanımız mevcut. Bizim toplam yatırım tutarımız 12 milyon dolar. Şu anda gerçekleşen 10 milyon dolar mevcut, 2 milyon dolar da önümüzdeki aylarda gerçekleşerek fabrikamızı tam kapasite ile çalıştırmaya başlayacağız” dedi.

    “Kuzey Irak’ı riskli görüp Gürcistan’a yöneldik”

    Yıllık 50 milyon lira dolayında cirolarının olduğunu kaydeden Yeşil, şöyle devam etti:

    “Burada ürettiğimiz malların yüzde 33’ünü ihracat yapıyoruz, yüzde 67’lik kısmını da iç pazara sunuyoruz. İç pazara, doğu şehirlerimizin neredeyse tamamına ayrıca, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Kayseri, Ankara gibi illere gönderiyoruz. Dış pazarda, şu an Kuzey Irak ve Gürcistan’a mal gönderiyoruz. Gürcistan’a ihracatımız çok yeni. Son günlerde Kuzey Irak’ı riskli bir bölge olarak görmeye başladık. Bu nedenle başka arayışlar içine girmeye başladık. Bu nedenle Gürcistan’a yöneldik ve bu ülkeye ilk sevkiyatımızı da yaptık. Bundan sonra da ağırlığımızı oraya vermeyi planlıyoruz.”

    “Kapı kapanırsa hem bölge hem ülke, ekonomik olarak etkilenir”

    Halihazırda Kuzey Irak’a aylık 400 bin dolar ihracat yaptıklarını aktaran Yeşil, şu ifadeleri kullandı:

    “Kapı kapanırsa hem ülke olsun hem bölge olsun ekonomi yönünde çok olumsuz etkilenir. Türkiye’nin Kuzey Irak’a yıllık ihracatı 8 milyar dolar civarında. Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke de Irak. İster istemez hepimiz çok etkileneceğiz, hem ülke olarak hem bölge olarak. Çatışmalı süreçten sonra hem kapasitemiz arttı hem üretimimiz arttı savaşın olduğu yerde yatırım olmaz, korku olur. Ama şu anda bölge çok rahat, bu nedenle rahat rahat çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Firmaları, iş adamlarını biz Diyarbakır’a davet ediyoruz. Burada yatırım yapmalarına engel hiçbir durum söz konusu değil.”

  • İran’da iş yapmayı planlayan Türk girişimciler İstanbul’da buluştu

    İran’da iş yapmayı planlayan Türk girişimciler İstanbul’da düzenlenen seminerde bir araya geldi. Seminer de İran’nın Türkiye için önemi, ekonomisi, eğitime verdiği değer, iş potansiyeli, genç nüfusunun yanı sıra yatırımcı için avantajları ve dezavantajları masaya yatırıldı.

    Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu(DEİK) ve Deloitte ev sahipliğinde düzenlenen İran’da İş Yapma Semineri İstanbul’da yapıldı. Seminer de İran’nın Türkiye için önemi, ekonomisi, eğitime verdiği değer, iş potansiyeli, genç nüfusunun yanı sıra yatırımcı için avantajları ve dezavantajları ele alındı. Seminere, DEİK/Türkiye – İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, İran ve Doğrudan Yabancı Yatırım, İran Ticaret, Sanayi, Madenler ve Tarım Odaları Yönetim Kurulu Üyesi Ferial Mostofi, Deloitte Türkiye CEO’su Humphry Hatton, Deloitte Orta Doğu Ofis Temsilcisi Asad Jafree, Deloitte Orta Doğu Ofis Temsilcisi Abid Shakeel, Deloitte Orta Doğu Ofis Temsilcisi Nick Beer ve Deloitte Türkiye Baş Hukuk Müşaviri Lerzan Nalbantoğlu’nun katıldı.

    “Türkiye ile İran arasındaki lojistik iki ülke ihracatı için önemli”

    Seminerin açılış konuşmasını yapan DEİK/Türkiye-İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül ambargoların kaldırılmasının ardından İran’ın tüm dünyanın ilgi odağı haline geldiğini söyledi. İran’ın batılı sanayi ve rafineri altyapısı olan bir ülke olduğunu belirten Aygül, Türkiye’nin İran’a komşu olmasıyla bir avantaj sağladığını vurguladı. İran’ın 80 milyon genç nüfusu olduğuna dikkat çeken Aygül, Türkiye’nin İran ile Tercihli Ticaret Anlaşması olduğunu vurgulayarak, 2012 yılında 22 milyar ABD Dolarından aşağı seviyelere çekildiğini söyledi. Aygül, Türkiye ile İran arasındaki lojistik iki ülke ihracatı için önemli olduğunu dile getirdi.

    “Ekonomik ve toplumsal reformlar yatırımcının lehine”

    Türkiye ile İran arasındaki dostluğun çok geçmişlere dayandığını ve kültürlerinin benzer olduğunu söyleyen İran ve Doğrudan Yabancı Yatırım, İran Ticaret, Sanayi, Madenler ve Tarım Odaları Yönetim Kurulu Üyesi Ferial Mostofi, “Yaptırımların kaldırılmasından ardından İran’ın küresel ekonomiye entegrasyonunda fırsat yakaladı. Dünyanın en büyük gaz rezervi ile en büyük 4’üncü petrol rezervinin İran’dadır. Demir, çinko, bakır ve kurşun gibi sektörleri önemlidir” dedi. İran ekonomisinin MENA Bölgesine göre ham petrol ve doğalgaza daha az bağımlı olduğunu belirten Mostofi, modern teknolojinin kullanımıyla sektörlerin güçlendirilmesinin hedeflendiğini ve iletişim teknolojileri, denizcilik, havacılık, uzay, tarım gibi sektörlerin bu kapsamda ele alındığını aktardı. İran ekonomisinin potansiyelinin altında olduğunu vurgulayan Mostofi, yaptırımların kaldırılması ile İran’ın kaçırdığı fırsatları ve küreselleşmeyi yakalayacağını bildirdi. Ekonomik ve toplumsal reformların yatırımcı lehine olduğunun altını çizen Mostofi, Tahran’ın Silikon Vadisi’nden 1000 mil uzaklıkta olmasına rağmen İran’ın online girişimcilerinin kendini geliştirdiğini belirtti. Ticaret ve ekonomik ilişkilerini geliştirmek için Serbest Ticaret Bölgeleri’nin oluşturulduğuna dikkat çeken Mostofi, İran’a yatırımların artması için yabancı yatırım hizmet merkezinin oluşturulduğunu sözlerine ekledi.

    “Birincil yatırımlar devam ediyor”

    Deloitte Türkiye CEO’su Humphry Hatton ise, İran’daki fırsatlar ile çok yakından ilgilendiklerini ve 2016 yılının Ocak ayında Nükleer Anlaşmasının kaldırılması anlaşmasının imzalandığını ve İran’a ilginin arttığını bildirdi. Birincil yaptırımların hala devam ettiğini ve Amerikan vatandaşları ve yerlilerinin teşvik ve yatırımının olmayacağı belirten Hatton, Dubai’de kurulan ofisin atlama tahtası olarak kullanıldığını dile getirdi. Pek çok şirketin İran’a yatırım yapabilmesi için İstanbul’u merkez olarak baz aldığını ifade eden Hatton, İran’ın dünyanın en büyük 18’inci ekonomisi olduğunu ve Türkiye’nin hemen arkasından geldiğini vurguladı. İran’da enflasyonun batıya göre yüksek olduğunu; fakat son yıllarda iki haneli rakamlardan tek haneli rakamlara indiğini ifade eden Hatton, İran’da okuma yazma oranının yüksek olduğunu, eğitime büyük önem verilerek, teşvik edildiğini söyledi. ABD’nin birincil yaptırımlarının hala devam ettiğini bildiren Hatton, bankacılık alanındaki yaptırımlarında pek çok yatırımcının çekinceli davrandığını ifade etti. İran’ın ekonomisinin yaptırımların kaldırılması ile ortaya çıktığını belirten Hatton, fikri mülkiyet hakkının markalar için büyük açıdan önem taşıdığını anlattı. İran’da enerji fiyatlarının ve iş gücü maliyetlerinin düşük olmasıyla yatırım için cazip bir pazar olduğunu aktaran Hatton, İran’ın 300 milyonluk Ortadoğu ve Orta Asya pazarına erişim sağladığını söyledi.

  • Ressam gibi resim yapmayı öğrendiler

    Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde, aralarında çiftçi,ev hanımı, öğretmen ve sağlıkçıların bulunduğu 20 kursiyer, hem atölyede hemde doğal ortamda çalışarak ressamları kıskandıracak resimler yapmayı öğrendi.

    İlçe Halk Eğitim Merkezi bünyesinde “Yeteneğini Açığa Çıkart” kampanyasıyla resim kursu açıldı. Ücretsiz resim kursuna çiftçi, ev hanımı, öğretmen ve sağlıkçılardan oluşan 20 kursiyer katıldı. Hafta içi her gün bir araya gelerek hem resim yapmayı öğrenen kursiyerler, hem de streslerini atmanın yolunu buldu. Kara kalem, yağlı boya, ışık, gölge, oran, kompozisyon kurma ve renk bilgisi konularında eğitim alan kursiyerlerden, 49 yaşındaki çiftçi Melikşah Gökalp’ın eserleri büyük ilgi görüyor.

    Farklı yaş ve meslek grubundan 20 kursiyere bilgi ve deneyimini aktaran usta öğretici Ressam Murat İlik ,” İnönü Üniversitesi Resim İş bölümü mezunuyum. Çemişgezek Halk Eğitimi Merkezi bünyesinde, arkadaşlarımızın yoğun isteği üzerine resim kursu açtık. Bilgi ve deneyimimi kursiyer arkadaşlarımızla paylaşmak istedim. Kursiyer arkadaşlarımızla çok güzel eserler ortaya çıkartıyoruz. Bazen kapalı atölyede, bazen de doğa ortamında resim çalışmaları yapıyoruz. Yağlı boya, sulu boya, guaj boya, kara kalem çalışmalarında arkadaşlarımıza yardımcı olmaktayım. Onlarda var olan yeteneklerini ortaya çıkartıyorlar. Yaptığımız bütün karakalem, yağlı boya resimlerimizi kurs sonunda Çemişgezekli hemşehrilerimizin beğenisine sunacağız” dedi.

    Çiftçi ressamlarla yarışacak seviyeye geldi

    Kursa katılan bir çiftçinin becerisinin kendisini şaşırttığını belirten İlik, “Farklı meslek dallarına mensup kursiyerler arkadaşlarımız var. Özellikle çiftçilikle uğraşan Melikşah Gölkalp ağabeyimiz yoğun köy hayatının arasında kursumuza katıldı. Mahareti, ortaya koyduğu eserler adeta usta ressamlara taş çıkartacak cinsten. Daha önce resim konusunda eğitim almamış olan kursiyerimizin bu becerisi bizleri çok şaşırttı” diye bilgi verdi.

    Yaptığı resimlerle dikkat çeken çiftçi Melikşah Gökalp ise, “Ben çiftçilikle uğraşmaktayım. Çemişgezek Halk eğitim Merkezi Müdürlüğünün resim kursu açacağını duydum. Resim sanatına merakım vardı. Başvurmayı düşündüm. Başladıktan sonra da kurs hocamızın bu konuda çok yetenekli bir hoca olduğunu görünce, kursa olan hevesim daha da arttı. Resim kursuna devam etmekteyim. İnşaallah seneye de kurs açılırsa yine kursa katılıp yeteneklerimi geliştirmeyi düşünüyorum” diye konuştu.

    Resim yapmaya ilgisinin çocukluk yıllarına dayandığını söyleyen Kursiyer Efide Yürük“Açılan kursumuza Kasım ayından beri geliyoruz. Normalde 8-5 saatleri arasında yoğun bir tempoyla çalışıyorum ama akşam saat beşten sonra yediye kadar sekize kadar kursta bulunmaktan hiç yorulmadım. Hatta günün yorgunluğunu kurs sayesinde atıyoruz. Murat hocamızla çok uzun olmayan bir süredir çalışıyoruz ama çok yol kat ettik. Bize çok yardımcı oldu”şeklinde ifade etti.

  • Nazilli’de anaokulu öğrencileri ekmek yapmayı öğrendi

    Nazilli’de ekmeğin sofraya geliş öyküsünü yerinde öğrenen anaokulu öğrencileri, pişirdikleri ekmeği büyük bir iştahla yiyerek işletme sahiplerine teşekkür etti.

    Nazilli’de 2-6 yaş grubu öğrencilere eğitim veren Nazilli Özel 23 Nisan Kreş ve Gündüz Bakım Evi Kurum Müdürü Esin Ülkü Beyazıt, öğrencileri için yıl boyunca sosyal faaliyetler düzenlediklerini ifade ederek, “Ekmek, sofralarımızın vazgeçilmezi olan ve doyumluk yemek yememizi sağlayan bir besin türüdür. Ekmek her ne kadar soframıza hazır olarak gelse de soframıza gelene kadar birçok aşamadan geçmektedir. Ekmeğin ham maddesi buğdaydır. Buğdayın ekmeğe dönüşmesi safhasında ise birçok kişi emek harcamaktadır. Fırıncının tezgahı üstünde ve ya vitrinde görüp imrendiğimiz nar gibi kızarmış, mis gibi kokan ekmeğin öyküsüne tanık olmak için anasınıfı öğrencilerimiz ile ekmek fırınını ziyarete gittik. Ekmeğin yapılışını başlangıçtan itibaren gözlemledik. Öğrencilerimiz her gün yedikleri ekmeğin soframıza gelene kadar hangi aşamalardan geçtiğini gördüler. Un nasıl hamur oluyor, daha sonra nasıl ekmek olarak fırına verilip pişiriliyor, bunu işlemleri dikkatle izleyen minikler fırından yeni çıkan ekmeğin de tadına baktılar. Bize bu faaliyeti gerçekleştirmemiz konusunda destek olan ve öğrencilerle tek tek ilgilenen Numune Tek İşletmeleri ekibine, bizimle ilgilenen ve en sonunda miniklere ekmek ikram eden ustalara ayrıca teşekkür ederiz” dedi.