Etiket: Yapmanın

  • Başkan Alıcık; “Güzel işler yapmanın haklı gururunu yaşıyoruz”

    Nazilli Belediyesi tarafından Dallıca Mahallesi Eğrek Sokak’ta başlatılan yol genişletme çalışmaları tamamlanarak vatandaşların kullanımına açıldı.

    Çalışmalar sırasında sık sık incelemelerde bulunan Başkan Alıcık, “İlçemizde güzel işler yapmanın haklı gururunu yaşıyoruz” dedi.

    220 metre uzunluk ve 24 metre genişliğe sahip olacak şekilde yenilenen yola orta refüj eklendi. Modern bir görünüme kavuşturulan yol yeşillendirilerek giriş kısmına çocuk oyun alanı kuruldu.

    Halkın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak yenilenen ve kısa sürede tamamlanarak trafiğe açılan yolda sık sık incelemelerde bulunan Başkan Alıcık şunları söyledi;

    “İlçemizdeki hemen hemen tüm mahallelerde yol çalışmalarımız oldu. Nazilli Belediyesi olarak bahane değil proje ürettik. Güzel işler yapmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Dallıca Mahallemizdeki bu yol halkın ihtiyaçlarına yanıt vermiyordu. Vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda Fen İşleri Müdürlüğümüze bağlı ekiplerimiz çalışmalarını gerçekleştirdi. Halkımıza hayırlı uğurlu olsun”

  • (Özel Haber) Uludağ’da şenlik yapmanın bedeli 1100 TL

    BURSA (İHA) Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden Uludağ, sahip olduğu muhteşem manzarasıyla fotoğrafçı ve filmcileri de cezbediyor. Sivil toplum kuruluşları da zirvede düzenleyecekleri şenlikler için adeta gün sayıyor. Yaz aylarında bile Türkiye ve dünyanın dört bir yanından turist çeken Uludağ’da fotoğraf ve film çekmenin, şenlik düzenlemenin bir bedeli var. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu imzasıyla yürürlüğe giren 2017 ücret tarifesine göre Uludağ’da bir günlük film çekmek 1250, fotoğraf çekmek ise 125 lira. Zirvede düğün, şenlik, festival ve davet organizasyonu yapmak isteyenler de alacakları izne müteakip bin 100 lira ödemek zorunda. Uludağ’da konser organizasyonu düzenlemek isteyenler ise 5 bin 500 lira ödemek zorunda.

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü 2. Bölge Müdürlüğü, Bursa ve civar illerdeki milli parklara giriş ücretlerini açıkladı. Buna göre; Uludağ Milli Parkı’na bisikletle girmek isteyenler 3, motosiklet ve ATV ile girmek isteyenler 6, otomobil, kamyonetle girmek isteyenler 9 lira ödeyecek. Minibüse 25, midibüse 45 ve otobüslere ise 80 lira giriş ücreti uygulanıyor. Suuçtu Tabiat Parkı’nda ise bisikletlere 2.5, motosiklet ve ATV’lere 5, otomobillere 8, minibüslere 25, midibüslere 40 ve otobüslere de 70 lira giriş ücreti uygulanıyor. Bilecik’teki Küçükelmalı Taibat Parkı’ndaki giriş ücretlerinde de Suuçtu tarifesi uygulanıyor. Delmece Yaylası’na girmek isteyen otobüslerden 55 lira ücret talep ediliyor.

    Abant ve Uludağ’da film çekmenin bir bedeli var

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ülke genelindeki milli parklarda fotoğraf ve film çekmek, düğün yapmak, konser düzenleme gibi etkinliklerden talep edilen ücretleri de resmi internet sitesinden açıkladı. Buna göre; Uludağ ve Abant’ta bir günlük fotoğraf çekmenin bedeli 125 lira. video ve film çekmek isteyenler ise günlük bin 250 lira ödeyecek. Alınacak izne müteakip Uludağ ve Abant’ta düğün, davet, festival ve şenlik düzenlemek isteyenlerden bin 100 lira organizasyon bedeli alınacak. Uludağ ve Abant’ta konser ve gösteri düzenlemek isteyeam 5 bin 500 lira ödemek zorunda. Milli parklarda açık alan reklamı veya tanıtımı yapmak isteyenler de günlük ücret ödeyecek. 250 metre karelik alan için günlük metre başına 6 lira ödenecek.

    2017’de zam yapıldı

    Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğü, milli park alanlarının giriş, konaklama, film ve video çekim ücretlerine belirli oranlarda zam yaptı. Amatör fotoğraf ve film çekimleri için ise mahalli yöneticilerden izin alınacak. Okulların kapanması ve Ramazan Bayramı sonrası Uludağ ve Abant eteklerinde bir çok sivil toplum kuruluşu tarafından şenlik ve festival düzenlenecek.

  • Prof. Dr. Emre Alkin: ”Bir aşk ve sevgi devrimi yapmanın zamanı geldi”

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, 18 Şubat’ta okuyucuları ile buluşacak olan “Seve Seve Aldattım” kitabıyla ilgili, “Aslında kitap adının tersine içinde bol bol aşk ve sevgi barındırıyor” dedi.

    Ekonomist, müzisyen ve pek çok alanda başarıya imza atmış olan Prof. Dr. Emre Alkin’in “Seve Seve Aldattım” kitabı raflarda yerini almadan şimdiden merak konusu oldu. 18 Şubat’ta Doğan Novus Yayın tarafından çıkarılacak olan kitabın aslında daha çok insanın kendisini aldatması ile ilgili olduğunu ve içinde de bol bol aşka dair hikâyeleri barındırdığını söyleyen Alkin, artık kimsenin gerçek aşkın peşinden koşmadığına dikkat çekti. Alkin, “İnsanlar sevginin ve aşkın peşinden koşamıyor. Daha kolay elde edebileceği şeylerin peşinden koşarak mutsuz oluyorlar. Hâlbuki içimizde başka birileri ve sevgiler varken bizler daha kolay elde edeceğimiz bir ilişkinin peşinden gidiyoruz. Türkiye’deki son 30-40 yılın en büyük meselelerinden bir tanesinin bu olduğuna inanıyorum. Kimse sevdiği işi yapmıyor, kimse sevdiği evde oturmuyor, kimse tam olarak kendini yansıtan bir siyasi görüş tarafında olmuyor. Hâlbuki Türkiye, birçok görüşü ve kültürü içinde barındıran ciddi bir medeniyet. Bu medeniyet de bir mozaik. Ben de bu mozaiği aldım, evin içine, baba ile oğul, anne ve kızın, karı ve kocanın, hatta tüm aile bireylerinin arasına oturttum. Çünkü asıl iş buradan başlıyor. Kadın ve erkek arasındaki ilişkinin bir düzenini ve ahengini sağlamazsak tüm işler ters gider. Bugün evinde mutsuz olan bir insanın dışarıda mutluymuş gibi gözükmesi de bir aldatmaktır. İşte burada seve seve aldatmak başlıyor. Çünkü risk almak istenmediği için hiç keşfedilmemiş mutluluklar yerine alışılmış mutsuzluklar tercih ediliyor. Herkes avucunun içindeki ile yetinmeye çalışıyor. Hâlbuki yetinmek aşkın içinde olmayan bir şey. Çünkü âşık olan yetinmez. Âşık olan bu benim olsun demez, mutlu olsun der. Yani âşık olan âşık olduğuyla alakalı haris düşünce beslemez” diye konuştu.

    “İnsanların dikkatini çekmek için bu ismi kullandım”

    Okuyucuların daha çok dikkatini çekmek için kitabına böyle bir isim koyduğunu dile getiren Alkin, aşkla yoğrulmuş olan bu topraklarda aşktan uzak kalındığından yakınarak, “Anadolu toprakları aşkın yoğrulduğu topraklardır. Burada aşkın bin bir türlü tarifi var. Aşkı bu kadar renkli bir şekilde tanımlayan topraklarda bu kadar aşktan uzak yaşayan bir toplumun ortaya çıkmış olması beni çok düşündürdü. Bir risk aldım ve çarpıcı bir isim koydum, bu çarpıcı ismi de okuyucuların dikkatini çekmek için koydum. İçini açıp baktıklarında bazen çok hüzünlenecekler, bazen kahkahalarla gülecekler, bazen de bazı hikâyelere çok kızacaklar. Çünkü kendilerini buldukları için aslında kendilerine kızmış olacaklar. Örneğin, sosyal medyadan insanlar birbirlerini görmeden beğeniyorlar. Hâlbuki onların hepsi üzerinde oynanmış fotoğraflar. Fakat insanlar kendilerini aldatarak âşık olma ihtiyacı duyuyorlar. Sevmiyor karşındakini, fakat seviyormuş gibi davranıyor. Ya da karşısındaki insan istediği özelliklere sahip değil ama sanki sahipmiş gibi kabulleniyorlar. Yani öyle değilmiş gibi davranarak yine kendini kandırıyor ve aldatıyor. Bu işi de seve seve yapıyoruz. Kendimizi aldatma işini aslında motive etmek için yapıyoruz. Fakat bu abartılı motivasyonlar da sevginin ve aşkın tarifini bozuyor” ifadelerini kullandı.

    “Aşk ve sevgi ile ilgili devrim yapmanın zamanı geldi”

    “İnsan sevdiğinin peşinden gittiği zaman meşakkat çekmeyi ve bir şeylere emek vermeyi öğreniyor” diyerek insanları aşka ve sevgiye yöneltmek gerektiğinin altını çizen Alkin, “Türkiye genellikle sevmeyen, severmiş gibi davranan, hiçbir şeye emek vermeden hemen sahip olmak isteyenlerin ülkesi oldu. Belki de bu tarz kitaplarla insan hayatlarında bir devrim yaparak onları aşka ve sevgiye yönlendirebileceğiz. Şarkıcı Lenny Kravitz’in de dediği gibi artık bir aşk devrimi yapmalıyız. Bence dünyada aşk ve sevgi ile ilgili bir devrim yapmanın zamanı geldi. Çok yüzeysel yaşıyoruz, biraz derin yaşamanın vakti geldi” dedi.

    “14 hikâye, 14 farklı konu”

    Kitap içindeki 14 hikâyenin birbirinden farklı konulara sahip olduğunu, kitapla birlikte gündelik hayatta yaşanan fark etmediğimiz ya da fark etmek istemediğimiz anlara da şahitlik edileceğini söyleyen Alkin, “Kitapta, anne-kız ve baba-oğul arasında yaşanan diyaloglar, ayrılmak isteyen erkekle ayrılmak istemeyen kadının sohbeti, acıklı hikâyeler, ömrünün son günlerini yaşadığını öğrenen bir adamın ailesine karşı verdiği reaksiyon, aldatmadan yaşanan sevgiler v.b. bunların hepsinin ayrı ayrı işlendiği birçok hikâye var. Bu hikâyeler doğrultusunda üzerine alınanlar olacaktır ama alınacak bir durum yok. Çünkü binlerce insanın hikâyesini topladım ve 14 tane hikâyeye indirdim. Okuyucu her seferinde kendini farklı yerlerde bulacak” diye konuştu.

  • Düzensiz spor yapmanın risklerine dikkat

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi ve Bilecik Belediyesi işbirliğiyle “Spor Yaralanmaları” konusunda bir sağlık söyleşisi düzenlendi.

    Bilecik Belediyesi Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen söyleşide Acıbadem Eskişehir Hastanesi Başhekimi, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Güneş katılımcıları “Spor Yaralanmaları” konusunda bilgilendirdi. “Düzenli yapılan sporun vücut için birçok faydası vardır. Ancak düzenli yapılsa dahi bazı riskler taşır. Birçok kişi adale gerginliği gibi spora-bağlı küçük yaralanmalar geçirir. Ancak az sayıda da olsa bazı sporcular kıkırdak ayrılması veya kemik kırığı gibi ciddi yaralanmalar yaşayabilir” diye sözlerine başlayan Prof. Dr. Taner Güneş, “Spor ve egzersizler insan sağlığı ve vücut iyiliği için oldukça faydalıdır. Spor kas gücünüzü, enerji seviyenizi ve genel vücut direncinizi artıracaktır. Düzenli spor yapan insanlarda kalp hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, beyin sorunları ve bazı kanserlerin meydana gelme olasılığı azalmaktadır. Araştırmalar düzenli yapılan sporun, kişinin özgüvenini desteklediğini, duygusal durumunu düzelttiğini, uykuyu ve enerjiyi düzenlediğini ve stres, depresyon, bunama ve Alzheimer hastalığı riskini azalttığını göstermiştir” diyerek spor ve egzersizin yararlarından da bahsetti.

    Düzenli spor yapan birçok kişi sadece küçük yaralanmalara maruz kaldığını bu kişilerde yapılacak anlamlı önlemlerin yaralanma risklerini azaltacağını Prof. Dr. Taner Güneş şöyle açıkladı;

    “Örneğin egzersiz öncesinde ısınma için yeterince zaman ayrılması, kişinin kendi kapasite sınırları içinde egzersiz veya spor yapması ve egzersiz seviyesinin yavaşça artırılması küçük yaralanmaların engellenmesinde oldukça etkili olacaktır. Öte yandan kapasitenin üzerinde egzersiz yapılması tam aksine kalp açısından riskli olabilir. Kalp sağlığı için iyi olacağı beklenen spor eğer kişinin kapasitesi üzerinde yapılırsa tam tersine risk haline gelir. Genel olarak, bu risklerin oluşmaması için egzersiz seviyesinin düzenli ve yavaş bir şekilde artırılması gereklidir. Birçok spor yaralanması aşağıdaki sebepler ile meydana gelir.”

    “Spora bağlı yaralanmalar yukarıdaki sebepler ile hem profesyonel hem de hobi olarak spor yapanlarda meydana gelebilir. Bu nedenle hangi düzeyde yapılırsa yapılsın her sporcunun yaralanmadan nasıl korunacağını iyi bilmesi ve bunları uygulaması spora bağlı yaralanmalardan korunmanın en gerçekçi ve etkili yoludur” diyen Prof. Dr. Taner Güneş, spor yaralanmalarının nedenlerini de ‘Sporun çok fazla ve çok hızlı yapılması’, ‘Kişinin kendi kapasitesini olduğundan fazla düşünmesi’, ‘Egzersize hazırlanılmaması veya kötü teknik ile yapılması’, ‘Vücudun aşırı zorlanması’, ‘Spora özgü kötü ekipman kullanılması’ ve ‘Kazalar’ olarak sıraladı.

    Söyleşide son olarak spor yaralanmalarından korunmanın yollarından bahseden Prof. Dr. Güneş, “Eğer egzersiz veya spor esnasında vücudunuzda herhangi bir ağrı hissederseniz hemen durmalısınız. Eğer devam ederseniz mevcut hasarın artmasına ve spora geri dönüş süresinin uzamasına neden olabilirsiniz. Bazı küçük yaralanmalar ile kendiniz başa çıkabilirsiniz. Ancak ağrınız tekrarlıyorsa veya spora dönüşünüze izin vermiyorsa veya ağrınız günlük yaşamınızı etkiliyorsa mutlaka tıbbi yardım almalısınız. Bazen spor esnasında kemik kırığı veya benzeri ciddi yaralanmalara maruz kaldığınızda acil tıbbi yardıma bir an önce ulaşmalısınız” diyerek dinleyicileri uyardı.

    Prof. Dr. Güneş Taner, spor yaralanmalarının ve en azından meydana gelme olasılığının etkili bir şekilde nasıl azaltılabileceğini de, ‘Spor öncesi yeterli zaman ayırarak uygun ısınma egzersizlerini her zaman sıkılmadan ve atlamadan yapmak. Spora bir an önce başlamak için acele etmemek’, ‘Vücudu aşırı zorlamamak. Sporcu kendi kapasitesini bilmeli ve bu kapasite dahilinde zorlanmalıdır’, ‘Örneğin futbolcuların kaval kemiklerini korumak için koruyucu kullanması gibi spora uygun yaralanma engelleyici ekipmanlar kullanmalıdır’, ‘İyi bir antrenörden doğru tekniklerin öğrenilmesi ve bu tekniklerin mükemmelleştirilmesi için idman yapılması gereklidir’, ‘Eğer yeni bir spora başlanacak ise sağlık kontrolünden geçilerek ilgili spora uygunluğun değerlendirilmesi oldukça önemlidir’ diye sıraladı.

  • TEOG’da doğru tercih yapmanın yolları

    Özel İzmir Koleji Ortaokul Müdür Yardımcısı Halil İbrahim Demirçeken, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavlarına giren öğrenciler için altın değerinde tercih önerilerinde bulundu. Tercih yaparken yapılan hataları da anlatan Demirçeken, “Öğrenciler tercih yaparken en çok hatayı yüzdelik dilim yerine puana odaklanarak yapıyorlar” dedi.

    Milyonlarca öğrenci ve velinin TEOG heyecanı sürerken, haziran ayında başlayan tercih sürecinin sınav kadar önemli olduğu ifade edildi. Tercihler hakkında bilgi veren Özel İzmir Koleji Ortaokul Müdür Yardımcısı Halil İbrahim Demirçeken, “Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından Temel Eğitimden Orta öğretime Geçiş sistemi kapsamında, ortaokul 8’inci sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen ortak sınavları sona erdi. Sonuçlar 30 Haziran itibariyle e-okul sistemine işlendi. Puan ve yüzdelik dilimlere göre okul tercih süreci 15 temmuz itibariyle başlayacak. Özel okullara kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler 14 Temmuz’a kadar istedikleri özel okula giderek kayıt yaptırabilecekler” diye konuştu.

    “Türkiye geneli yüzdelik dilime bakın”

    “Tercih yaparken en çok yapılan hata yüzdelik dilim yerine puana odaklanmaktır” diyen Demirçeken, şunları söyledi:

    “Bu sene puanlar genel anlamda 1-10 puan aralığında yüksek geldi ama yüzdelik dilimlerde bu farklılık çok daha az. Bu nedenle geçen yılki puanlara değil, Türkiye geneli yüzdelik dilimlere bakarak tercih listenizi oluşturun. Bildiğiniz sonuçlarda iki çeşit yüzdelik dilim var. Türkiye geneli yüzdelik dilim ve il geneli yüzdelik dilim. Hangisine bakacağız? İkisine de bakmanın artıları var. Ancak biz Türkiye geneline bakmanızı tavsiye ediyoruz. Neden? Çünkü Ankara, İstanbul, İzmir veya diğer büyük şehirlerde sadece o ildeki öğrenciler tercih yapmıyor. Bu illerdeki okullara il dışından da çok talep geliyor. Bu nedenle Türkiye geneli yüzdelik dilimleri yazınız.”

    “25 tercih hakkınız var”

    Öğrencilerin 25 tercih hakkı olduğunu kaydeden Demirçeken, şöyle devam etti:

    “Devamında üç kez nakil dönemi ve üç kez daha tercih hakkı kullanabileceksiniz. Peki tercih listesini nasıl oluşturmalıyız? Örneğin yüzdelik dilimiz yüzde 8,22 olsun. Bu yüzdelik dilim için tercih aralığınız yüzde 3, yüzde 13 olabilir. Yani ilk sıralara yüzde 3’ten okullar yazarak, tutması zor ama deneyin 25 tercih hakkınız var. Bu arada illa 25’i de dolmak zorunda değil. Yani tercih aralığını geniş tutmakta fayda var. İlk yerleştirmede en azından açıkta kalmamak mantıklıdır. Memnun değilseniz nakillerde daha iyisi için denersiniz ama cepte bir okul olmuş olur.”

    “Çok iyi şekilde hazırlandılar”

    Özel İzmir Koleji olarak öğrencilerinin TEOG sınavına çok iyi hazırlandıklarını belirten Demirçeken, “Hafta sonu kursları, hafta içi etüt programlarımız ve her hafta yaptığımız deneme sınavları ile öğrencilerimiz sınava çok iyi bir şekilde hazırlandılar. İnşallah başarılı sonuçlarla bizleri sevindirecekler. Geçtiğimiz yıllarda öğrencilerimiz tercih yaptılar, fakat kazandıkları okullara gitmeyip okulumuzun lise kısmına kayıt yaptırdılar ama illa devlet okuluna gitmek isteyenlere de tercih konusunda rehberlik birimimiz doğru bilgilendirme yaparak istedikleri tercih doğrultusunda yerleşmelerini sağladık” diye konuştu.