Etiket: Yapmaktan

  • Yine Aynı Adres, Yine Tombala. Polis Baskın Yapmaktan Usandı, Onlar Mühürü Kırmaktan Usanmadı

    Adana’da ’Güven Partisi’ olarak tanınan ve her baskından sonra ismini değiştiren dün de tombala oynatmaktan mühürlenen ‘SS. Şans Oyunları Destek Hizmet Kooperatifi Seyhan Şubesi’ bugün mührü kırıp yine tombala oynatınca polis suç üstü baskın yaptı.

    Edinilen bilgiye göre, Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri dün tombala oynattığı için merkez Seyhan İlçesi Çakmak Caddesi’nde bir iş hanında bulunan ‘SS. Şans Oyunları Destek Hizmet Kooperatifi Seyhan Şubesi’ tabelası asılan işyerine baskın yapıp kumarhaneyi mühürledi.

    Bugün ise kumarcılar tarafından mühür kırılıp aynı isimde tombala oynatılmaya başlandı. Bunu öğrenen polis ekipleri tombalacılara suç üstü operasyon düzenledi.

    Yapılan baskında, 6 kişi hakkında ’kumar için yer ve imkan sağlama ile mühür fekki’ suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Tombala oynarken suçüstü yakalanan 96 kişiye de Kabahatler Kanunu uyarınca para cezası kesildi. Oyunda kullanılan tombala makinesi, kamera, yansı cihazı ve çekiliş kartlarına ise el konuldu.

    Öte yandan dünki baskında gözaltına alınan ve bugün sağlık kontrolü için Adana Adli Tıp Birimi’ne getirilen 9 zanlıdan biri gazetecilere selam verip “Siz de mi buradaydınız” derken başka bir zanlı ise “Sonuna kadar devam” diyerek bu işi yapmaya devam edeceğini anlattı.

  • Kocaeli’de bir doktor terör propagandası yapmaktan açığa alındı

    Kocaeli Seka Devlet Hastanesi’nde görev yapan bir doktor, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım sonrasında, terör örgütü propagandası yapmaktan açığa alındı.

    Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bulunan Seka Devlet Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı olarak görev yapan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, yan yana duran iki cenazeden birinde Türk bayrağına sarılı bir tabut diğerinde PKK paçavrasına sarılı bir tabut yer alıyordu.

    Paylaşım sonrası olaya büyük tepki gösteren BBP eski İl Başkanı Serhat Duyar, Gergerlioğlu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Bunun üzerine Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca, Gergerlioğlu hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan adli işlem başlatılarak, Gergerlioğlu açığa alınmıştı.

    Açığa alınma işlemi hakkında Kocaeli Valiliğinden yapılan açıklamada, “Kocaeli ilçemiz İzmit Seka Devlet Hastanesinde Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medyada paylaşılan yazıları ve paylaşımları hakkında gerekli idari soruşturma başlatılmış olup, soruşturmacının talebi ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili hakkında terör örgütü propagandası yapmak suçundan adli işlem başlatıldığı, bu sebeple 13 Ekim 2016 tarihi itibariyle soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi açısından görevi başında kalmasında sakınca görüldüğünden görevinden uzaklaştırılmıştır” denildi.

    Açığa alınan Gergerlioğlu ise kendine ait internet sitesinde yayınladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Bugün Kocaeli Valiliği tarafından tarafıma tebliğ edilen bir yazıyla memuriyetten açığa alındığım bildirilmiştir. Geçen gün sosyal medya sayfamda bir paylaşım yapmıştım. 1 Eylül 2015 barış gününde İstanbul Avcılar’da Barış Annelerinin düzenlediği ‘anneler ağlamasın’ adlı barış çağrısı eyleminde çekilmiş, ölen PKK’lı da olsa asker de olsa ağlayanın analar olduğunu anlatan bir fotoğrafın altına ‘Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız. Analar aynı, bayraklar farklı..! Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden.! Çocuklarımızın tabutu yan yana duracağına, dirisi yan yana dursun, eşitçe, kardeşçe ve omuz omuza..!’ diye yazmıştım. Bunun üzerine hakkımda bir linç kampanyası başlatıldı. Vermek istediğim barış mesajı yerine anlamak istedikleri üzerinden bir yaygara ürettiler. Bana suç duyurusu yapana ben suç duyurusu yaptım, çünkü ben düşünce özgürlüğü içinde fikir açıkladım.”

  • HDP’li Eski Vekile ’PKK Propagandası Yapmaktan’ 1 Yıl 8 Ay Hapis Cezası

    HDP Erzurum 25. Dönem Milletvekili Seher Akçınar Bayar, “Bölücü Terör Örgütü PKK’nın Propagandasını Yapmaktan” 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Erzurum eski Milletvekili Seher Akçınar Bayar’ın bölücü terör örgütü PKK’nın propagandası yaptığı gerekçesiyle Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmanın tamamlanmasının ardından Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 yıldan 5 yıla kadar hapis istemi ile dava açıldı. Tutuksuz yargılanan Bayar’ın dava dosyasını mahkeme heyeti karara bağladı.

    “PROPAGANDA İÇERİKLİ KONUŞMA YAPMADIM”

    Talimatla ifadesi alınan HDP’li eski Milletvekili Seher Akçınar Bayar, “Milletvekili sıfatım ile Kazım Yurdalan ve Mahallebaşında yaptığım konuşmalarda herhangi bir propaganda amaçlı cümlem bulunmamaktadır. Seçmenlerimizin büyük bir bölümü cezaevlerinde hasta, tutsak, tutsak iken yaşamını yitirmiştir. Talep edilen onların özgürlükleridir. Zafer olarak adlandırılan ise seçmenlerimiz ile birlikte elde ettiğimiz başarıydı. Benim yaptığım konuşma seçmenlere teşekkür mahiyetindedir” dedi.

    PKK PROPAGANDASINA 1 YIL 8 AY HAPİS CEZASI

    Mahkeme heyeti, eski Milletvekili Bayar’ı bölücü terör örgütü PKK’nın propagandasını yaptığı gerekçesiyle Terörle Mücadele Yasası’nın 7/2 maddesi kapsamında 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, hapis cezasını denetimli serbestlik kanunu kapsamında 5 yıl süreyle erteledi.

    HDP’li Milletvekili Seher Akçınar Bayar, mitingde yaptığı konuşmada, “Kazandığımız bu zafer Abdullah Öcalan’ın ve ceza evinde tutuklu bulunan tüm tutsaklarımızın Kürdistan şehitlerimizin ve dağlarımızda özgürlük nöbeti için mücadele eden yoldaşlarımızın zaferidir. Onların özgürlükleri için bir başlangıçtır” demişti.

  • Facebook’ta Terör Örgütü Propagandası Yapmaktan Tutuklandı

    Mersin’in Mut ilçesinde bir kişi, PKK/KCK-YPG terör örgütü propagandası yapmaktan dolayı tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    Alınan bilgiye göre, jandarma ekipleri, Mut ilçesinde bir gazinoda garson olarak çalışan Ferya G.’nin (19), sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden paylaşımlar, görseller ve videolarla, terör örgütü PKK/KCK-YPG propagandası yaptığını belirledi.

    Gözaltına alınan Ferya G., ’terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Silifke Cezaevi’ne gönderildi.

  • Prof. Dr. Suat Kolkırık: “AB Üzerine Düşeni Yapmaktan Kaçıyor”

    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Kolukırık, Türkiye’nin insani yardım dışında söz konusu nüfusa yönelik olarak ’kalıcı politikalar’ üretmesi gerektiğini, AB ülkelerinin ise bu küresel sorun karşısında üzerine düşeni yapmaktan kaçındığını söyledi.

    Son yıllarda uluslararası göç üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan SDÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Kolukırık, uluslararası göçün geldiği noktayı ve AB’nin Türkiye’ye vizesiz seyahat imkanı için tarih vermesini değerlendirdi. Türkiye’nin uluslararası göç açısından hem yurt dışından göç alan hem de yurt dışına göç veren bir ülke olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kolukırık, “Örneğin son 40 yılda yurt dışına yerleşen Türklerin sayısı, Türkiye nüfusunun yüzde 6’sına denk geliyor. Bunun yanı sıra Türkiye; Bulgaristan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye’den göç aldı ve almaya da devam ediyor, öte yandan Türkiye’nin uluslararası göç yolları-nın üzerinde olduğunu da unutmamak gerekiyor. Asya ve Afrika’dan Avrupa’ya kaçak yollarla göç etmeye çalışanlar açısından Türkiye hem bir geçiş yolu hem de bir üs” dedi.

    “TAMPON ÜLKE OLMAMALIYIZ”

    Türkiye açısından en önemli sorunun Avrupa’nın oluşturmak istediği tampon ülkelerden biri durumuna düşmek olduğunu belirten Prof. Dr. Kolukırık, “Bir kere Türkiye’nin önündeki en büyük tehlike, Avrupa’nın dış göçe karşı oluşturmak istediği “tampon ülkelerden” biri konumuna düşmesi. Avrupa kendisine yönelik göçü kontrol altına almak istiyor ve bu nedenle de etrafında büyük kitleleri tutacak tampon ülkeler oluşturmayı amaçlıyor. Çünkü göçün niteliği ve büyüklüğü Avrupa’yı korkutuyor. Türkiye bu konumu kabul etmemeli. Göçü engelleyemezsiniz. Çünkü insan sızar. Göç ile mücadele etmek istiyorsanız onu düzenleyecek ve büyük oranda kontrol altına alacak mekanizmalar geliştirmelisiniz. Aslında her büyüyen ülkenin göçe ihtiyacı vardır. Avrupa’nın da ihtiyacı var. Bazı araştırmalara göre, Avrupa’nın 2050’ye kadar 70 milyon ek nüfusa ihtiyacı var. Bu da Avrupa’nın her yıl 1 milyon kişiyi göçmen olarak kabul etmek zorunda olduğu anlamına geliyor. Avrupa buna uygun mekanizmalar oluşturarak nitelikli bir nüfusu kabul etmenin peşinde” diye konuştu.

    “AVRUPA ŞİMDİKİ HALİNDEN MEMNUN”

    AB’nin Türkiye’ye vizesiz seyahati gündeme getirmesini de değerlendiren Prof. Dr. Kolukırık, “Suriye savaşının ’güvensizlik ve istikrarsızlık’ ürettiğinin en önemli kanıtlarından biri sığınmacılar sorunu. Vize muafiyeti karşılığında Suriyeli nüfusun Türkiye’de kalmasına müsaade edilmesiyle; Türkiye’nin geçici koruma sağladığı Suriyelileri ne zamana kadar bu statüde tutabileceği tartışılabilir hale geldi. Daha da önemli bir soru sığınmacıları yaşamak istemedikleri bir ülkede yaşamaya zorlamak ne kadar insanidir? Temel sorun da burada düğümleniyor bence. Bazı sığınmacıların Avrupa içlerine gitme taleplerini ne zamana kadar kontrol edebiliriz? Gerçekte Avrupa için temel sorun sığınmacı krizinin, Shengen uygulaması ve serbest dolaşımı tehdit eder hale dönüşmüş olmasıydı. Yapılan anlaşmayla Avrupa sığınmacı krizinde üzerine düşen sorumluluklardan kaçmış ve konuyu dışsallaştırmış bulunuyor. Kapılarına dayanan insan seli karşında dini-ırki ayrımcılık yapıp ciddi bir insan hakları sınavıyla karşı karşıya kalan Avrupa şimdiki halinden memnun olmalı” ifadelerini kulandı.

    “SURİYELİLER KALICI VE UZUN VADELİ ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ”

    Türkiye’ye gelen Suriyelilerin entegrasyonu ile ilgili Güneydoğu Anadolu’da istihdam ve tarımsal üretime katılmalarını destekleyici politikalar üretilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kolukırık bu şekilde Güneydoğu Anadolu’da demografik yapının da zenginleştirilmesinin sağlanabileceğini söyledi. Prof. Dr. Kolukırık sözlerini şöyle tamamladı:

    “Türkiye temel insani destekler dışında Suriyelilerin istihdamı ve üretimle ilişkili girişimlerine alt yapı imkanı sunmalıdır. Diğer bir ifadeyle ülkemizdeki Suriyeliler için daha kalıcı ve uzun vadeli adımlar atmak zorundayız. Türkiye elindeki 2.5 milyonluk artı nüfusun sinerjisini kanalize edebilmeli Suriyelilere yaptığı insani yardımlar yerine, sorun karşısında attığı entegrasyon uygulamalarıyla gündeme gelmelidir. Ne yazık ki mülteci üreten coğrafyaların sorunları çözülmedikçe ve insani bir küreselleşme modeli yaşanmadıkça bu yara kapanmayacaktır. Suriye’de akan kanın derdinde olmayanların ve Suriye sorununu uzatmayı hedefleyenlerin “mültecilere” verebilecekleri bir şeylerinin olmadığını bir kez daha görmüş olduk.”