Etiket: yapma

  • Uzun,” İş yapma tecrübelerimizle yeni iş modelleri geliştiriliyor”

    MÜSİAD Elazığ Şube Başkanı Hasan Uzun,MÜSİAD’ın zamanla kazandığı iş yapma tecrübelerini KOBİ yapıları ile paylaşıp yeni iş modelleri geliştirdiğini söyledi.

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından CNR Expo’da bu yıl 17’ncisi gerçekleştirilen MÜSİAD EXPO, Fuarı sonrasında Elazığ Şube Başkanı Hasan Uzun açıklamada bulundu.

    17’ncisini düzenlenen ve dünyanın en geniş katılımlı fuarlarından biri olduğunu belirten Uzun;”Bu yıl MÜSİAD olarak çalışmalarını kuruluş amaçlarına en uygun gelen ’Meselemiz Türkiye olsun’ ve ’Birlikte kazanalım’ iki temel düsturu üzerinde birleştirildi. Türkiye için değer üretmeye devam ediyoruz. MÜSİAD zamanla kazandığı iş yapma tecrübelerini KOBİ yapıları ile paylaşıp yeni iş modelleri geliştiriyor. Orta ölçekli Sanayi Bölgeleri Projeleri, bu desteklerden sadece biridir. Bu projemiz, küçük sanayi siteleri ve OSB arasında sıkışmış işletmeleri bir alternatifle buluşturmaktadır. İşletmesini küçükten orta ölçeğe taşıma hedefi olan firmalara cesaret vermektedir. MÜSİAD EXPO Projeler Vadisi kapsamında görücüye çıkan olan bu projemiz bir ‘üretim kampüsü’ şeklinde inşa edilecek”dedi.

    Alman ekonomisinin yüzde 80’ini 20 bin KOBİ oluşturduğunu anımsatan Uzun,”Biz de ülkemizde her yıl 2 bin KOBİ firmamızı ,orta ölçekli hale getirip, faaliyete geçtikten sonra yılda 200 milyar doları ülke ekonomisine kazandırmayı amaçlıyoruz. Yapı Tasarruf sistemi, Kooperatif finans sistemi ve Gayrimenkul Borsası projeleri fuar sürecinde katılımcılar ile buluşturuldu. Fuar kapsamında savunma sistemleri ve ileri teknoloji fuarı High Tech Port’ta, teknolojinin en son ulaştığı noktayı, bizzat örneklerini görerek idrak edeceğiz. ‘Meselemiz Türkiye’ şiarıyla yola çıkan MÜSİAD bu anlayışla, yaygın katılımlı, çok ortaklı, faizsiz finanse edilen Türk tarımına katkı sunacak olan Biyogaz Organik ve Organomineral Gübre Tesisleri üzerine çalışmalar sürüyor. Altaca Enerji partnerlerliğinde gerçekleştirilmesi hedeflenen proje kapsamında, 81 ilde 81 Biyogaz Organik Gübre Tesisi kurulması hedeflenmektedir. Proje 128 milyon dolarlık doğalgaz ithalatının ve 400 milyon dolarlık kimyasal gübre ithalatının önüne geçecek, 5 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayacaktır”ifadelerini kullandı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmiyorum”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığının düzenlediği Mevlid-i Nebi programında yaptığı konuşmada, “Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Diyanet camiamızı üzecek milletimizle diyanet mensuplarının arasını açacak tartışmaların hiç kimseye faydası olmadığını düşünüyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığının düzenlediği “Mevlid-i Nebi Haftası” açılış programına katıldı. Sinan Erdem Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen Mevlid -i Nebi Haftası açılışına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı. “Peygamberimiz ve Gençlik” temasıyla düzenlenen Mevlid-i Nebi programında ilahiler ve dualar okundu. Protokol konuşmalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere çiçek dağıttı.

    “Peygamber Efendimiz bizim hayatımızın her safhasının rehberidir“

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Peygamber Efendimizi sadece Kur’an-ı Kerim’in vahyine aracılık etmemiş, aynı zamanda onu bir fiil yaşayarak kendi benliğinde ve ruhunda müşahhas hale getirerek bizler için rehber bırakmıştır. Siyeri Nebi Efendimizi hayatı olmasının yanı sıra bizler ve gelecek nesiller için referans kaynağıdır. Bir Müslüman’ın sünnetle peygamberimizin örnek hayatıyla olan bağı ne kadar güçlü ne kadar kavi ise dini olan bağı da o derece güçlüdür. Bunun için peygamber efendimizin hayatının her safhasını her aşamasını takip ve tavik etmeliyiz. Gençliği evliliği aile reisliği, yaşlılığı, dostluğu, savaşçılığı, idareciliği, tüccarlığı, gazalarıyla Hz. Muhammed Mustafa S.A.S bizim hayatımızı her safhasının rehberidir” dedi.

    “Gezi Parkı olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi bize bu konudaki en ufak ihmalin ne büyük sıkıntılara yol açacağını göstermiştir”

    Gençlik üzerinde yapılacak çalışmalarına önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanı’nı dinlerken gençlik merkezlerinde yaptıkları çalışmanın ne kadar önemli olduğuna özellikle vurgu yapmak istiyorum. Çünkü ne varsa burada var. Gençliğimiz üzerinde yapacağımız çalışmalar bizi geleceğe çok daha farklı hazırlayacaktır. Üstad Nurettin Topçu, ‘Gençlik geleceğin tohumudur’ diyor. Gençliği ihmal eden, gençlerine sırtını dönen onların ruh ve gönül dünyaları için gerekli özeni göstermeyen bir milletin istikbali ve istiklali tehdit altında demektir. Bizlerde son 17 yıldır gençlerimize önem veriyoruz. Eğitimden iş hayatına siyasetten devlet yönetimine kadar gençlerimizin önünü açarak onlara imkanlar sunuyoruz. En önemlisi de gençlerimizi medeniyet değerleriyle buluşturacak, onlara bu dünyadaki varlık gayelerini hazırlatacak projeler yürütüyoruz. Gezi olaylarıyla başlayan ve 15 Temmuz darbesi teşebbüsüyle zirveye çıkan hadiseler bize bu konuda ki en küçük bir ihmalin dahi ne büyük sorunlara, sıkıntı ve acılara yol açabileceğini göstermiştir. Bu ülkenin gençliğine yapılacak en büyük kötülük, onları hayat damarları olan medeniyet değerlerimizden koparmak olacaktır“ şeklinde konuştu.

    “Camiler 18 yıl ezana hasret bırakıldı, bunu bugünlerde yeniden hortlatmaya çalışıyorlar”

    Türkiye’nin eski günlere dönmeyeceğini belirterek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış Türkiye maalesef uzun yıllar böyle bir zihniyetin boyunduruğu altında kalmıştır. Allah Allah nidalarıyla vatanlaştırılan camiler tam 18 yıl boyunca ezanı Muhammediye hasret bırakıldı. Bakın şimdi bu yeniden bu hortlatılıyor, yeniden bu gündeme getiriliyor. Asla başaramayacaksınız. Benim aziz milletim bir daha o günlere dönmeyecek. Bin yıldır milletimizi ayakta tutan değerler bizzat bu ülkenin yöneticileri olarak gericilik olarak yaftalanarak hakir görüldü. Asırlar boyunca İslam’ın Sancaktarlığını yapmanın gururunu yaşayan torunlar öz yurdunda garip parya haline getirildi. Camilerin ahırlara çevrildiği, ihmalkarlıktan yıkıldığı ve birilerine şirin gözükmek için yapılan günler yaşamıştır. Kuran eğitiminin dahi gizil ve saklı verildiği karanlık yıllara şahitlik etti. İnsanların sakalından kıyafetinde dolayı tahkibata uğradığı dönemlerden geçtik. Kız çocuklarını başörtüleri nedeniyle üniversite kapılarında geri çekildi utanç sahnelerin şahit olduk. Bizim gençliğimiz ilericilik adına zifiri bir karanlığın, modernlik adına faşistliğin, Batılaşmak adına din ve millet düşmanlığının hüküm sürdüğü bir atmosferde geçti. Bu ülkenin gençleri sağcı solcu diyerek birbirine kırdırıldı. 21. yy Türkiye’sinde kendi çocuklarımızı üniversitelerde okutamamanın hüznünü yaşadık. Ben bunu baba olarak yaşadıysam bunun mücadelesini vermek benim görevimdir. Bunun mücadelesini veriyorum. Bunları aştık, bu işi daha ileri taşımalıyız. 16 yıldır, Türkiye’yi özgürleştirmek, medeniyet değerleriyle barıştırmak, yokların, yoksulların ve yasakların ülkesi olmaktan çıkarmak için kullandık. Koskoca Almanya üniversitelerinde 3 milyon genç okuyor, bizim ülkemizde 8 milyon genç okuyor. Nitelik itibariyle eksiklerimiz var onu da 5-10 yıl içinde aşacağız. Milletimizi desteğiyle bütün bu konularda çok önemli başarılara imza attık. 16 yıl öncesiyle karşılaştırılınca daha müreffeh bir ülkeye kavuştuk. Yasaklardan ziyade, özgürlüklerin konuşulduğu terör ve şiddete bulaşmadığı sürede her türlü fikrin söylendiği bir dönemde yaşıyoruz” dedi.

    “Gençlerimize sahip çıkmazsak istikbalimizi karartmak isteyenler onların farklı şekillerde ağlarına çekecektir”

    Gençlerle ilgili asıl çalışmanın şimdi başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asıl görevimiz şimdi başlıyor. Millet olarak en zor imtihanla yüzleşiyoruz. Geleceğe serptirdiğimiz tohumları layıkıyla yetiştiremez, gençlerimiz istikbale hazırlamayacaksak verdiğimiz emekler boşa gidecek. Gençlerimize Peygamber Efendimizin mirasını onun örnek yaşantısını anlatmamız ve sevdirmemiz gerekiyor. Peygamber Efendimizin nuru ile aydınlanmayan bir kalbin varacağı yer sapkın ideolojilerin bataklığıdır. Gençlerimize sahip çıkmazsak istikbalimizi karartmak isteyenler onların farklı şekillerde ağlarına çekecektir. Bizim gençlere inanmamız gerekiyor. Gençlerle hemhal olmalı onları yargılamadan anlamalı, onların dilini, bilgilerini ve dünyalarını kavramalıyız. Gençlerimizin karakterlerini inşa edecekleri, ilim, bilim, yabancı dil, siyaset, diplomasi, ve yönetim gibi alanlarda geliştirmeliyiz. Gençlerimize sabır ve şefkatle yaklaşarak onlara kulak vermeliyiz. Gençlerimizi asla küçümsememeli, onlara iyi örnek olmalıyız. En büyük erdem, yanlışta ısrar etmemektir. Biz örnek olursak, biz iyi örneklerin yolunu açarsak bu ülkenin gençleri Kandil’deki terör baronlarının, Pensilvanya’daki şarlatanın, televizyon kanallarında sazlı sözlü program yapan ekran soytarıların ağlarına düşmeyecektir” diye konuştu.

    “Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmiyorum”

    Diyanet İşleri Başkanlığının siyasi tartışmalarda kullanılmasını tasvip etmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyanet camiamızın birlik ve beraberlik çerçevesinde daha yoğun bir çalışma içerisinde olmaya davet ediyorum. Diyanet işleri başkanlığımız siyasi tartışmaların malzeme yapma girişimlerini tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Diyanet camiamızı üzecek milletimizle diyanet mensuplarının arasını açacak tartışmaların hiç kimseye faydası olmadığını düşünüyorum. Bir kez daha sevginin, merhametin, yoksulların, yolda kalmışların, mazlumların, gençlerini peygamberi kemali edeple yad ediyorum” ifadelerini kullandı.

  • Türk Telekom ve Turkcell’den Türkiye’yi dijital üs yapma yolunda büyük bir adım

    Türk Telekom ve Turkcell, Türkiye’yi bölgede veri üssü ve iletişim merkezi yapma yönünde önemli bir adım atarak, düzenledikleri ‘Uluslararası Operatörler Müşteri Etkinliği’nde, 40 ülkeden 120 şirketin üst düzey yöneticisini Antalya’da ağırladı. Avrupa, Asya ve Amerika’da faaliyet gösteren küresel telekomünikasyon sektörünün önemli oyuncularını bir araya getiren etkinlik kapsamında, sektöre dair mesajlar verildi. Fırsatlar ve mevcut durumun değerlendirildiği etkinlikte Nahçivan Özerk Cumhuriyeti İletişim ve Teknoloji Bakanı Rövşen Memedov da katıldı.

    Türkiye telekomünikasyon sektörünün iki büyük şirketi Türk Telekom International ve Turkcell Superonline, Türkiye’yi dijital üs yapmak yolunda önemli bir etkinliğe imza attı. 40 ülkeden 120 şirket ve bu şirketlerin 300’e yakın yöneticisinin bir araya geldiği etkinliğe; Nahçivan Özerk Cumhuriyeti İletişim ve Teknoloji Bakanı Rövşen Memedov da katıldı. Telekom sektörünün dünya devlerini Antalya’da buluşturan etkinlik Avrupa, Asya ve Amerika’dan 120 şirketi bir araya getirerek önemli bir başarıya imza attı. Türkiye’yi bölgede dijital üs haline getirme, İstanbul’u bölgenin teknoloji merkezi yapma stratejilerine katkı sağlamak üzere düzenlenen etkinlikte, 2019 ve sonrası projeleri masaya yatırılırken sektöre katkı sağlayacak yeni iş birliği fırsatları da değerlendirildi.

    Toros: “Ülkemizin bölgede veri üssü olması yönünde büyük bir adım daha attık”

    Türk Telekom International Genel Müdürü Mehmet C. Toros, dünyanın önemli telekom oyuncularını yeniden Türkiye’de ağırlayarak, Türkiye’nin bölgede veri üssü olması yönünde büyük bir adım daha attıklarını kaydederek, “Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi olarak tüm çalışmalarımızı, Türkiye’yi kıtalararası bir iletişim köprüsü haline getirme stratejisi doğrultusunda sürdürüyor, yurt içinde ve yurt dışında yaptığımız yatırımlarla altyapımızı sürekli güçlendiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu özel etkinlik de bu ana stratejilerimizin bir sonucuydu. Etkinlikte, Türkiye’deki telekomünikasyon sektörüne dair mevcut durumu ve önemli fırsatları uluslararası arenadaki oyunculara aktarma fırsatı bulduk. Etkinliğimize 40 ülkeden, 120 şirket katıldı ve ilgi gerçekten çok yüksekti. Bu da bize, ülke olarak sahip olduğumuz potansiyelin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Türkiye’nin stratejik konumunun da avantajıyla, Türk Telekom International olarak 17 ülkede sürdürdüğümüz faaliyetlerimizle üç kıtada büyümeye devam ediyoruz. Devletimizin 2023 hedefleri doğrultusunda Türkiye’yi geleceğe bağlamaya yönelik çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. Sektöre ilham verecek böylesine önemli bir etkinliği Turkcell iş birliği ile gerçekleştirmekten dolayı mutluyuz” dedi.

    Murat Erkan: “Güçlerimizi, Türkiye’yi dijital üs yapmak için birleştirdik”

    Dünya telekom sektörünün kritik öneme sahip oyuncularını Türkiye’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan şunları söyledi: “Turkcell olarak, kurulduğumuz günden bugüne Türkiye’ye yatırıma devam ediyoruz. İpek yolunu fiber yoluna çevirmek kararlılığımızı sürdürüyoruz. Bugün Türk Telekom’la birlikte, Türkiye’yi bölgenin veri üssü ve internetin merkezi olması için güçlerimizi birleştirdik. Etkinlikte, sektörümüzün dünya devlerine ’Turkcell, dünyanın ilk dijital operatörü’ dedik. Bunu da gururla söyledik. Önce şirket içinde yürüttüğümüz dijital dönüşümü sonra da müşterilerimizin ihtiyacından yola çıkarak oluşturduğumuz çözümleri anlattık. Türkiye’de ürettiğimiz yerli ve milli yazılımlarımızın bu başarıdaki katkısından da bahsettik. Türkiye’nin son yıllarda bu sektörde ne aşamaya geldiğini de anlatma fırsatı bulduk. Türkiye’de ürettiğimiz değeri, dünyaya yaymak konusunda önemli adımlar atıyoruz. Dünyada teknolojiye yön veren şirketleri, Türk Telekom ile ikinci kez birlikte ağırlamaktan mutluyuz”.

  • Miliyetçi Avukatlar ve Baroda Birlik Grubu’ndan Ankara Barosu seçimlerinde güç birliği yapma kararı

    Milliyetçi Avukatlar ve Baroda Birlik Grubu, Ankara Barosu seçimlerinde güç birliği yapma ve Milliyetçi Avukatlar Grubu’nun başkan adayı avukat Gencer Özdemir’i destekleme kararı aldı.

    Söz konusu iki gruba bağlı Türk Hukuk Enstitüsü, Hukuk ve Değişim Derneği, Hukuki Mücadele Derneği, Hukuki Araştırmalar Derneği (HUDER), Adalet Der, Hukukçular Birliği Vakfı Başkan ve yöneticileri, yemekli bir toplantıda buluşarak güç birliği kararını açıkladılar. Milliyetçi Avukatlar ve Baroda Birlik Grubu’nun Ankara Barosu seçimleri için ortak adayı avukat Gencer Özdemir, toplantıda yaptığı açıklamada, iki grubun yaklaşan seçimler için güç birliği yaparak en kuvvetli grup haline geldiğini bildirdi.

    Ankara Barosu seçimlerine yaklaşık 1 aylık sürenin kaldığını anımsatan Özdemir, “18 Temmuz 2018 tarihinde Milliyetçi Avukatlar Grubu adayı olarak belirlendiğim süreçten bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarda yanımızda bulunan tüm meslektaşlarıma ve dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Geldiğimiz noktada Milliyetçi Avukatlar Grubu ve Baroda Birlik Grubu 6-7/21-22 Ekim tarihleri arasında yapılacak olan Ankara Barosu 65. Olağan Genel Kurulu’na şahsımın ortak adaylığı üzerinde mutabakat sağlamış ve müşterek olarak bu seçime girme kararı almıştır. Baroda Birlik ve Milliyetçi Avukatlar Grubu olarak yapmış olduğumuz bu güç birliği şahsıma onur vermiştir. Bu toplantıya katılan sivil toplum kuruluşlarının şahsıma verdikleri destek ve güven için mutluluk duyuyorum. Şahsıma gösterilen teveccüh için grup temsilcilerine ve tüm meslektaşlarımızı saygı ve sevgi ile selamlıyorum” diye konuştu.

    “Sorun çözmek yerine sorun üretmişlerdir”

    Özdemir, iki grubun yaklaşan seçimler için güç birliği yaparak yıllardan beri süregelen yönetim yapısına karşı en kuvvetli grup haline geldiğini ifade ederek, “Ne yazık ki, bugünkü Ankara Barosu yönetimi, meslektaşlarımızın sorunlarını çözmek için seçilmiş olduğunun bilincinden çok uzaktır. Maalesef sorun çözmek yerine sorun üretmişlerdir. Bu yapının içerisinde sorun yumağı haline gelmiş, kişisel menfaatlerini meslektaşlarımızın menfaatlerinden önde tutan şahıs veya grupların avukatlık mesleğine bir fayda getirmeyecekleri gerçektir. Bu itibarla artık meslektaşlarımızın bu yapıdan kurtulmalarının vakti gelmiştir” ifadelerini kullandı.

    Sorun üreten değil çözen bir yönetim vaat ettiğini vurgulayan Özdemir, “Bizim en büyük sözümüz Ankara Barosu’nu kişisel çatışmalardan uzaklaştırmak, mesleğimizin pansumanla geçiştirilen ve kronikleşen sorun ve yaralarını iyileştirerek çözüme kavuşturmaktır. Milliyetçi Avukatlar ve Baroda Birlik Grubu, seçkin, yeterli ve icracı bir yönetimle avukatlık mesleğinin sorunlarını çözecek güç ve kapasitededir. 65. Olağan Genel Kurulumuzda meslektaşlarımızın yetki vermesi halinde baro nasıl yönetilir, sorunlar nasıl çözülür, birlik ve beraberlik içinde yönetmek nasıl olur tüm hukuk camiası Allah’ın izniyle görecektir” dedi.

  • Başkan Atıcı, silaj yapma fiyatlarını açıkladı

    Hayvancılıkta fermente yem olarak kullanılan mısır silajı konusunda açıklama yapan Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı, oda olarak aldıkları kararla birlikte 2018 yılı itibarıyla 1 dekarlık silaj yapma fiyatının 70 TL, her şey dahil silaj yapma fiyatının ise 140 TL olduğunu açıkladı.

    Son dönemde gelişen hayvancılıkla birlikte yem ihtiyacını karşılamak için silajlık mısır tarımına yönelen Milaslı çiftçiler, aylarca gözleri gibi baktıkları mısırlarını hasat etmeye başladı. Çiftçilere kaliteli tohum, gübre, ilaç ve tarımsal danışmanlık hizmeti sunan Milas Ziraat Odası, çiftçinin mısır tarımına yönelişini de dikkate alarak silaj yapan işletmeler ile çiftçiler arasında fiyat konusunda denge sağlanması amacıyla silaj yapma fiyatlarını belirledi.

    2018 yılında 1 dekarlık silaj yapma fiyatının 70 TL, her şey dahil silaj yapma fiyatının ise 140 TL olarak belirlendiğini duyuran Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı, silajlık mısır ve dane mısır üretimi konusunda açıklamalarda bulundu.

    2018 yılı itibariyle hem silajlık hem de dane mısır olarak Milas’ta yoğun bir ekim olduğunu belirten Başkan Atıcı, “Bizim elimizdeki kayıtlara göre; 2 bin 392 çiftçimiz 54 bin 294 dekarlık bir alanda silajlık mısır ekimi yaptı. 196 çiftçimiz de 3 bin dönümün üzerindeki bir arazide dane mısır ekimi yaptı. Milas’ta eskiden pamuk yetiştirilen alanların son dönemde mısır tarımına ayrıldığını söyleyebiliriz. Çünkü bu 54 bin dekarlık alanlar pamuk alanlarıydı. Tabi çiftçimiz hayvancılığa istinaden yem ihtiyacının karşılanması için büyük oranda mısır ekimine yöneldi. Milas Ziraat Odası olarak bizde tabi çiftçimizin bu üründeki yönelişini dikkate alarak; MİZOTAR şirketimiz aracılığıyla çiftçilerimize kaliteli silajlık ve dane olmak üzere tohum servisi yapıyoruz. Ayrıca tohum seçiminde olduğu gibi ekim esnasında da çiftçilerimize ziraat mühendislerimizle danışmanlık yapıyoruz. Bazen benim de bizzat katıldığım tarla günlerimizde, ziyaretlerimizde bu alandaki üretimin kaliteli ve verimli olması konusunda çaba harcıyoruz. Bu konuda da bir hayli yüksek verimlere ulaştık.” dedi.

    Zor şartlar altında üretim yapmayı sürdüren fedakar ve cefakar çiftçilerin tarımsal faaliyetlerinde kullandıkları temel giderlerden olan mazot, gübre, ilaç ve makine maliyetlerinin artış gösterdiğine dikkat çeken Başkan Atıcı, üretim artışı yaşansa dahi maliyet artışı nedeniyle çiftçinin zor durumda olduğunu belirterek şunları kaydetti: “Burada şunu da belirtmek gerekiyor; çiftçilerimizin silaj verimi artmış olsa da mazot, gübre, ilaçlama maliyetleri silaj maliyetini de artırıyor. Şu günlerde ilk ekim silajlık mısırlarda hasat dönemi başladı ve bundan sonra birçok bölgede hızla devam edecek. Hazırlanan silajlar stok yapılarak hayvancılıkta yem ihtiyacını karşılayacak. Bu anlamda silajlık mısır hasat döneminde tekli, çiftli olmak üzere her şeyi dahil yapan silaj makineleri var. İlçemiz makineleşme açısından iyi durumda… Milas Ziraat Odası olarak çiftçilerimizle ve bu işi yapan makine sahipleri arasında denge sağlamak amacıyla silajlık mısır biçme ve paketleme fiyatlarını belirlemek için toplandık. Geçen hafta geçekleştirdiğimiz toplantıda, 22 Nolu Yönetim Kurulu Kararı ile 2018 yılında 1 dekar silaj yapma fiyatı 70 TL (tekli ve ikili makina), bunun yanında her şey dahil makinalı, eve teslim paketlenmiş slaj yapan makinaların fiyatı ise 1 dekar başına 140 TL’dir. Ülkemizin kalkınması adına fedakarca, cefakarca çalışarak üretim yapan tüm çiftçilerimize bol, bereketli bir hasat dönemi diliyorum.” dedi.

    Milas’ta dane mısır veriminin yüksek olduğu halde son dönemdeki fiyat politikası nedeniyle çiftçinin dane mısır üretimini bıraktığını kaydeden Atıcı,

    “Dane mısır ilçemizde verim bakımından üst seviyelerde ve dekar başına 1600-1800 kilogram rekolte çıkıyor ancak fiyat bakımından çiftçinin girdilerini masrafını karşılamıyor. O nedenle dane mısır konusu artık çiftçinin ilgi alanı olmaktan çıktı. Bu şekilde dane mısır ile slajlık mısır arasında uçurum oluştu. 54 bin dekarda 3 bin dekar dane mısır ekimi yapılıyor. Bu eskiden yarı yarıyaydı. Özellikle Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı mısır fiyatları çiftçiyi memnun etmiyor. Dolayısıyla bu girdilerin düşürülmesi yada fiyatların artması gerekiyor. Yoksa dane mısır açığı git gide artmaya devam edecek.” dedi.