Etiket: Yapısını

  • “Türk bankacılık sektörü, mali yapısını topyekün olarak korumaya devam ediyor”

    JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, “Bankacılık sektörü ülke notunun tamponu olma gücünü ve yatırım yapılabilir seviyedeki mali yapısını topyekün olarak korumaya devam etmektedir” dedi.

    Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR Eurasia Rating’in Başkanı Orhan Ökmen, Türk bankacılık sektörünü değerlendirdi. Başkan Ökmen, Türk bankacılık sektörünün, ülke notunun tamponu olma gücünü ve yatırım yapılabilir seviyedeki mali yapısını topyekün olarak korumaya devam ettiğini söyledi. JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, yaptığı yazılı açıklamada şu tespitleri paylaştı:

    “Artan fonlama maliyetlerinin, mevduat faizleriyle dengelenmesi suretiyle faiz marjlarının korunacağını, bu yolla karlılık baskısının önleneceğini ve içsel sermaye üretim sürecinin yeterli düzeyde devam edeceğini beklemekteyiz.

    Kredi hacmindeki artış hızının düşmesinin kar hacminde oluşturacağı miktar azalmasına rağmen Türk bankacılık sektörünün performans beklentileri uluslararası bankacılık beklentilerinin üzerinde kalmaya devam edecektir.

    Varlık ve teminat değerleri üzerinde oluşması beklenen kayıplar, kar ve karşılık rezerv tamponlarından karşılanabilecek durumda olduğu için performans ve kalite kaybı oluşturması söz konusu değildir. Ayrıca Türk bankacılık sektörü yeterli kredi/teminat oranına sahiptir.

    Türk bankacılık sektörünün uluslararası FC notları Türkiye Ülke notu ile sınırlandırılmış olmakla birlikte küresel piyasalara erişim kabiliyeti hala oldukça yüksektir.

    Türk bankacılık sektörüne sermaye desteği kadar kaliteli ve sistemik likidite desteği de söz konusu olduğu için iflas riski ve likidite zorluk seviyesi istatistiki normların güvenli aralıkları içerinde kalmaktadır. Ayrıca zaten Türk Bankacılık sektörü yeterli düzeyde bir sermaye seviyesine sahiptir.

    Türkiye’nin Transfer riski ile konvertibilite riski yatırım yapılabilir aralığın üst bandına doğru evrilmekle birlikte yatırım yapılabilir seviyedeki konumunu hala korumaktadır. Dolayısıyla sermaye hareketlerine kısıtlama geleceği varsayımına dayalı çıkarımlarla yapılan sektör değerlendirmeleri etik, doğru ve objektif değildir.”

  • Viranşehir Devlet Hastanesi Teknolojik Alt Yapısını Güçlendiriyor

    Viranşehir devlet hastanesinde endoskopik operasyonlarda kullanılmakta olan endovizyon sistemlerine bir yenisi eklendi.

    viranşehir Devlet hastanesinde üroloji, ortopedi, kadın doğum, KBB ve Genel Cerrahi branşlarında çeşitli ameliyatlarda kullanılan son teknoloji Full HD ’endovizyon sistemi” kazandırıldı. Sistem, genel cerrahide laparoskopik safra kesesi, ürolojide perkütan nefrolitotomi, urs gibi kapalı böbrek taşı operasyonları, tur-m tur-p gibi kapalı prostat ve mesane hastalıkları tedavisinde kadın doğum: laparaskopik histerektomi (rahim alınması) vak’aları, KBB’da timponoplasti (kulak zarı onarım), sinüzit ve ses, ortopedi de atroskopi (menisküs ve çapraz bağ operasyonları) gibi vakalarda kullanılabiliyor. sistem ile ilgili bilgi veren Viranşehir Devlet Hastanesine Başhekimi Dr. İlhan Erkan hastanede yeni sistem ile ilk ameliyatın ise ürolojide üreter taşı ameliyatı ile ortopedi de çapraz bağ ameliyatı gerçekleştirildiğini ifade etti. Erkan, “Günümüzde teknolojinin gelişmesine paralel olarak açık operasyon gerektiren hastalıkların tedavisinde minimal invaziv cerrahi tercih edilebilmektedir. Modern cerrahi yaklaşım etkin tedavinin yanı sıra daha hızlı ve daha ağrısız iyileşmeyi ve aynı zamanda estetiğinin korunmasını mümkün kılmaktadır. Endovizyon sistemlerinde ve optiklerdeki gelişmeler sayesinde daha önce açık cerrahi gerektiren durumların yerine bu yöntemin uygulanabilmesi mümkündür. Böylece hastalarda estetik kusur gelişimi önlenmekte ve hastalar kısa sürede iyileşerek, hızla taburcu olabilmektedir” dedi.

  • Belediye Hastanenin Alt Yapısını Hızlandırdı

    Düzce Belediyesi tarafından Aziziye mahallesinde yapımı devam eden Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’nin alt yapı çalışmaları hızlandırıldı. Bunun için Su ve Kanalizasyon müdürlüğü ekipleri tarafından içme suyu, kanalizasyon hatları tamamlanıyor.

    Düzce Belediyesi Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü tarafından alt yapıya ilişkin olarak 550 metrelik bölüm tamamlandı. İçme suyu ve kanalizasyon şebekesine ilişkin hatların toplam uzunluğunun 1200 metre olacağı belirtildi. Su ve Kanalizasyon Müdürü Ferit Girgin, hastane için kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü belirterek’ Gerek içme suyu olsun gerekse kanalizasyon hatları olsun, şebekelerin tamamı 300’lük ve 500’lük borularla yapılmaktadır’ dedi.

  • Bakan Ramazanoğlu: “Türkiye’nin Aile Yapısını Güçlendirerek, Toplumsal İnşaya Buradan Devam Edeceğiz”

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Türkiye’nin aile yapısını güçlendirerek, toplumsal inşaya buradan devam edeceğiz” dedi.

    Mardin’de temaslarını sürdüren Bakan Ramazanoğlu, AK Parti Mardin milletvekilleri Orhan Miroğlu ve Ceyda Bölünmez Çankırı ile birlikte AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyarete ederek, İl Kadın Kolları üyeleriyle bir araya geldi.

    Burada partililere hitap eden Bakan Ramazanoğlu, 2 günlük çalışma ziyareti için Mardin’de olduklarını belirterek, bölgede yaşanan sıcak gelişmelere değindi. Ramazanoğlu, kamu güvenliğini sağlayan asker ve polisin gerekeni yaptığını, siyasette de arkadaşları ile birlikte sahada olduklarını söyledi.

    Bakanlık olarak da hiçbir vatandaşın aç ve açıkta kalmamasının gayreti içinde olduklarını ifade eden Bakan Ramazanoğlu, “Sadece iş yardımlar değil, bu süreçte insanlarımız evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Bizim büyük bir projemiz var. Aile Sosyal Destek Projemizi şu anda hem Diyarbakır’da hem Silopi’de hem de Mardin’de başlatmış bulunuyoruz. Bu proje bütün bir Türkiye’nin projesi ve bütün bir Türkiye’nin aile yapısını güçlendirerek toplumsal inşaya buradan devam edeceğiz” dedi.

    “BU BİR TÜRKİYE KARDEŞLİĞİ”

    Bakanlık çalışanları olarak Ankara’da masa başında oturmayacaklarını vurgulayan Ramazanoğlu, Türkiye’yi dolaşarak hizmet üreteceklerini söyledi. Denizlili olduğunu ve memleketini çok sevdiğini ancak şu dönemde bölgenin daha pozitif desteğe ihtiyaç duyduğunu aktaran Ramazanoğlu, “Denizli benim için bir artıysa Diyarbakır, Mardin, Hakkari ve Şırnak benim için şu an 10 artı. Kendi seçmenimize, oradaki vatandaşımıza ’lütfen siz biraz sabırlı olun’ diyorum. Onlar da sükunetle ve selamları ile kalbi muhabbetleri ile hem sevgilerini hem de haklarını size yolluyorlar. Diyorlar ki o kardeşlerimizin önceliği var. Bu bir Türkiye kardeşliği” ifadelerini kullandı.

    “KAMU GÜVENLİĞİNİN SAĞLANMASI BİZİM İÇİN ESASTIR”

    Daha sonra söz alan Milletvekili Orhan Miroğlu, Bakan Ramazanoğlu’nu dinlerken çok duygulandığını ve gözyaşlarını tutamadığını söyledi. Miroğlu, “Aslında yıllardır duymak istediğimiz sözleri duyduk. Kamu güvenliğinin sağlanması bizim için esastır” dedi.

  • Çocuk Gelinler Toplumun Aile Yapısını Tehdit Ediyor

    Çocuk gelinlerin aile yapısını tehdit ettiği belirtildi. Aile Terapileri ve Terapistleri Derneği (TERAPİDER) Genel Başkanı Aile ve Evlilik Terapisti Uz. Dr. Taner Canatar, Türkiye’de batıda yapılan evliliklerin dörtte biri, doğuda yapılan evliliklerin üçte birinin çocuk yaşta yapıldığını belirtti. Canatar, artık normalleştirilen ve meşrulaştırılan bu olgunun derhal ortadan kalkması gerektiğini vurguladı.

    Ataerkil ve geleneksel toplum yapısının, erken yaşta evlilikleri normalleştirdiğini ve meşrulaştırdığını ifade eden Dr. Canatar, şöyle konuştu: “Toplumun erken yaştaki evlilikler için nedenleri veya mazeretleri her zaman mevcuttur. Oysa erken yaşta evlilik, kesinlikle ağır travma ve kalıcı psikolojik rahatsızlığa neden olabilmektedir. Ruhsal ve bedensel gelişimini henüz tamamlamamış, kendi yaşamının iplerini eline henüz alamamış, haklarını bilmeyen yüzlerce genç kız, ya kendi istekleri ile ya da ailelerinin zorlaması ile evleniyor. Bazen yoksulluktan kurtulma isteği, bazen yalnızca bir aidiyet arayışı, bazen mevcut durumdan kurtulup daha iyi görülene koşma, bazen köle gibi satılma, bazen ’Evde kalırsın, yaşın geçerse kimse seni almaz’ gibi yüz yıl öncesinden getirilip halen terk edilemeyen baskı, bazen bir aşk, bazen de kendini ifade etme isteği, küçük yaşta evliliklerin nedenleri arasındadır. Bununla birlikte daha çocukluğunu ve gençliğini yaşayamadan evlendirilen bireyler, yaşam evrelerini sağlıklı geçirip, sağlıklı bir kişilik yapısı geliştiremez ve evlilik ilişkilerinde çözümleyici yaklaşım gösteremezler. Kendi ergenlik sorunlarını halletmeden önce eş ya da ebeveyn olan bu tip ailelerin çocukları da sorunlu kişilik yapısına sahip olacaktır.”

    “ÇOCUK GELİN OLMAZ, OLAMAZ”

    Dr. Canatar, erken yaşta yapılan evliliklerde pişmanlık, öfke, özlem, hayal kırıklığı gibi duyguların yoğun bir şekilde yaşandığını ve bunlara bağlı olarak da ortaya çıkan sorunlar arasında en çok depresyon, kaygı bozuklukları, fobik problemler, güven problemleri, sağlık ile ilgili problemler ve intihar girişimleri bulunduğuna dikkat çekti.

    Fiziksel gelişimini ve ruhsal olgunlaşmasını tamamlayamamış gençler erken evlendiklerinde, gebelik ve doğumlarda anne veya çocuğun ölümüne, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişimlerini tamamlayamamalarına neden olduğunu anlatan Canatar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrıca, erken yaş evliliklerinde aile içi sorunlar daha fazla görülmekte, çocuk bakımı ve çocuğu büyütme noktasında çift yeterli bir olgunlukta olamadığından ciddi sorun yaşamaktadır. Aile içi şiddet ve evlilikten mutlu olamamaları, kadın ve erkekte psikolojik sorunların görülmesine yol açabilmektedir. Bu tür evlilikler kadın için katlanılması gereken bir durum, erkek içinse mutluluğu dışarıda aramak için bir bahane olabilmektedir. Genç karı koca arasındaki sorunlar ailelerini etkilemekte, aile ve eşler arasında kavgalara, kıskançlıklara, şiddete neden olmaktadır. Bu durum yıpranmış ailelere, mutsuz çiftlere, ortada kalmış ve psikolojik sorunlarla büyüyen çocuklara yol açmaktadır.”

    “18 YAŞ ALTI EVLİLİK YASAKLANMALI”

    Zihinlere yerleşmiş köklü gelenek kodlarının değiştirilebilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Canatar, şunları söyledi:

    “Anne ve babanın, başta yazılı ve görsel medya olmak üzere çeşitli eğitim yöntemleriyle erken yaşta evlilik, kadın hakları, çocuk hakları, aile içi şiddet gibi önemli konularda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. 18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dâhil edilmesi, kadınların iş kurma ve meslek edinmeleri ile ekonomik anlamda özgürlüklerinin sağlanması, toplumun cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında bilinçlendirilmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekmektedir. Evlilik öncesi fiziksel tahlilleri zorunlu tutan devlet, evlilik öncesi eğitimi şart koşmalıdır. Aslında ne koşulda olursa olsun erken yaşta evliliklerin sonucu baştan bellidir. Bu evlilikler, yıpranmış ailelere, mutsuz çiftlere, ortada kalmış ve psikolojik sorunlarla büyüyen çocuklara yol açmakta ve yeni neslin sağlıksız ve yetersiz bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır.”