Etiket: Yapılmazsa

  • Bakan Yardımcısı Ceylan: “Çevre yatırımları yapılmazsa en ağır cezayı uygularız”

    Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Karabük’te faaliyet gösteren KARDEMİR ve MARZİNC fabrikalarını çevre yatırımı konusunda uyarılarda bulunarak, “Taahhüt edilen yatırımlar yapılmazsa en ağır cezayı uygularız” dedi.

    Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Çevre İl Müdürlüğünde basın toplantısı yaparak, çevre konusunda Türkiye’nin, birçok gelişmiş Avrupa, Batı ülkelerinin çok daha ötesinde sorumluluklar taşıyan ve sorumluluklar üstlenmiş bir ülke olduğunu söyledi.

    “Çevre konusunda gerçekten Türkiye çok ileride”

    Çevre konusunun kendileri açısından çok önemli olduğunu ve hayati öneme haiz bir konu olduğunu ifade eden Bakan Yardımcısı Ceylan, “Çevre bize emanet diye düşünüyoruz. 15 yıllık AK Parti iktidarları döneminde birçok alanda reform niteliğinde işler yaptık. Bir taraftan sanayi büyümesini gerçekleştirirken bir taraftan da çevre alanında da gerçekten çok önemli icraatları, reformları gerçekleştirdik. Çünkü çevreye duyarlıyız. AK Parti iktidarı olarak insan odaklı politika izliyoruz. Her şey insan için diyoruz. İnsanımızın sağlığı her şeyin üstünde. O açıdan çevreyi önemsiyoruz. Çevre konusunda gerçekten Türkiye birçok gelişmiş Avrupa ve Batı ülkesinden çok daha ötesinde sorumluluklar taşıyan ve sorumluluklar üstlenmiş bir ülkedir. Bugün birçok ülke ABD bile Kyoto anlaşmasına, Paris anlaşmasına imza atamazken Cumhurbaşkanımızın önderliğinde çok cesaretli bir şekilde Türkiye bugün Paris anlaşmasına da imza atmıştır” dedi.

    Doğalgaz kullanımı hava kirliliğini azalttı

    Karabük’te son günlerde hava ve çevre kirliliğiyle ilgili bir gündemin oluştuğunu da ifade eden Ceylan, “ Biz Karabük’ün kalkınmasını gelişmesini önemserken, bir taraftan da mevcut sanayi tesislerimizin çevreye duyarlı olması noktasında son derece duyarlıyız. Karabük’te doğalgaz’ın kullanımı ile hava kirliliği oldukça azaldı. Bir taraftan da havayı kirletme kaynağı olan sanayi tesislerimiz başta KARDEMİR olmak üzere tüm tesislere gerekli tedbirleri aldırdık. KARDEMİR epeyce çevre yatırımı yaptı ama bu yeterli değil. Zor gününde KARDEMİR’in yanında olan halkımız, şunu bekliyor; bacalar tütsün ama temiz tütsün. Çoluğumuza çocuğumuza o zehirli sili gazlar üretmesin istiyor Karabük halkı” diye konuştu.

    Bakanlık olarak çevre kanunun çok katı kuralları var

    6 başlıklı 23 çevre yatırımı konusunda KARDEMİR ile mutabakat sağladıklarını da anlatan Ceylan, “Bunların içinde en önemlileri Kok fabrikalarının tozsuzlaştırılması ve Sinter fabrikasının desülfürizasyonu var. Bunlar çok önemli. Karabük’ün havasını kirletmeyi önleyecek olan yatırımlar bunlar. Bunlar konusunda KARDEMİR yönetimi ile mutabakat imzaladık. Bu yatırımları 2 yıllık bir süreç için bu yılın sonuna kadar tamamlamayı taahhüt etmişlerdi. Ama gelin görün ki, ilerleme raporları çerçevesinde bunlara yeterince uyulmadığı ve gerçekleştirilmediği görüldü. Bu çerçevede gerek İl Müdürlüğümüz gerekse Valilik kanalı ile iki defa yazı da gönderdik. 15-20 gün önce KARDEMİR yöneticileri geldi ve yeni bir plan sunarak, 2019 yılının Haziran’a kadar uzatan süre istiyorlar. Bizim istediğimiz iki önemli yatırımın çıkarıldığını görünce bunu kabul etmedik. Bunlar çevre yatırımı konusunda son derece önemli yatırım. Bunlar olmazsa olmaz şartımız budur. Bunları mutlaka yapacağız dedik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bu konuda kararlıyız. Bu yatırımlar mutlaka yapılacak. Bakanlık olarak çevre kanunun çok katı kuralları ve müeyyideleri de var. İnanıyoruz ve bekliyoruz ki, gerek KARDEMİR gerekse MARZİNC yönetimi bu tesisimize duyarlılık göstererek istediğimiz yatırımları yapacaktır” dedi.

    “Sürekli takip edeceğiz ve enselerindeyiz”

    OSB bölgesinde faaliyet gösteren MARZİNC fabrikası periyodik olarak denetlendiğini ve daha önce üretimi durdurma kararı ile çok ciddi parasal cezalar uygulandığını da sözlerine ekleyen Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan şunları söyledi:

    “MARZİNC’in bacası bakanlığımızı tarafından 24 saat boyunca online olarak takip edilmektedir. MARZİNC’in başta çevre izinleri ve ÇED raporlarında öngörülen bazı yatırımları yapmadığını görüyoruz. Bakanlığımızdan gelen uzman arkadaşlarımız burada da incelemelerde bulunarak en ince denetime tabi tutacak. Büyük yaptırımlar yaptırmayı bize bırakmazlar. Kanunun verdiği en sonra çareyi bize kullandırmayacakları inancındayız. Bu toplantıyı bir avutma toplantısı olarak yapmıyorum. Daha ağır konuşmayayım çok ciddi bir şekilde bu işi ele alıyoruz. Sürekli takip edeceğiz ve enselerindeyiz. “

    Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, toplantı kapsamında emekliliğe ayrılan Çevre İl Müdürü Mustafa Aynacı’ya plaket ve teşekkür belgesi takdim etti.

  • Mantolama doğru yapılmazsa faturanın düşmesini beklemeyin

    İzolasyonda (mantolama) taş yünü ve yalıtım sıvalarının daha sağlıklı olduğunu belirten İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü, doğru malzeme ve doğru işçilikle doğalgaz tüketiminden yüzde 40 tasarruf sağlanmasının mümkün olduğunu söyledi.

    Yapılan mantolamalarda malzeme, işçilik ve detay hatalarının olduğunu belirten İMO Samsun Şube Başkanı Cevat Öncü, yapıların enerji kimlik performansı belirlendiğinde bazı insanların hayal kırıklığına uğrayacağını ifade etti. Mantolamada taş yünü ve yalıtım sıvalarının daha sağlıklı olduğunu belirten Öncü, buna rağmen ekonomik nedenlerle diğer mantolama ürünlerinin tercih edildiğini vurguladı. Mantolamada cephede çalışan işçileri can güvenliği açısından uyaran Öncü, işveren, site yönetici ve daire sahiplerinin oluşacak kazalardan etkilenebileceğine dikkat çekti. Öncü, matolamanın doğru bir şekilde yapılması durumunda faturalardan yüzde 40 tasarruf yapılabileceğini söyledi.

    “C sınıfını dahi alamayacak mevcut yapılar olacaktır”

    Son zamanlarda özellikle mevcut binalarda artan mantolama çalışmasının olduğunu belirten Öncü, “Mantolama yapılırken ne kadar doğru yapılıyor? Hangi malzemeler kullanılıyor? Detay ve işçilik hataları nasıl bertaraf ediliyor gibi sorular akla geliyor. Bir teknik eleman olarak üzülerek belirtmek isterim ki yapılan mantolamaların pek çoğunda önemli hatalar var. İşçilik, malzeme, detay anlamında hatalar var. Yapılan mantolama her türlü izolasyon sağlıyor ama gereği gibi doğru bir uygulamayla yapıldığını söylemek mümkün değil. Bunu doğru yapan firmalar olduğu gibi çoğunlukla başka sektörlerden bu alana girmiş insanların yaptığı alelade diyebileceğimiz işler var. ’Artık biz mantolama yaptık, hızlı bir şekilde yakıt faturalarımız düşecek, yüzde yüz uyum sağlayacağız’ diye bekleyen insanların bir kısmı, yapılarının enerji kimlik performansı belirlendiğinde, maalesef bir takım hayal kırıklıklarına uğrayacaklar. Enerji kimlik performansı belirlendiğinde A-B-C diye performans sınırlandırmaları var. A, en iyi performans. B, bir sonraki iyi kategori. C ise yeni yapılarda müsaade edilebilen minimum kategori. Mevcut yapılarda C sınıfını dahi yakalayamayacak pek çok uygulamalar ortaya çıkacaktır” dedi.

    “Gerçek anlamda ses ve yalıtımında taş yünü izolasyon”

    Gelişmiş ülkelerin izolasyon sistemini çok daha önceden kullanmaya başladığını söyleyen Öncü, “Enerjinin ve hava kalitesinin kıymetini bizden önce anlayan gelişmiş ülkeler izolasyon işlerine bizden daha önce başladılar. Bu konuda hayli ileri durumdalar. Mantolamaya sağlık açısından bakarsak bu kullanılan malzemeyle alakalı bir konu. İzolasyonda taş yünü ve yalıtım sıvalarının tercih edilmesi sağlık açısından daha uygun. Yangın yönetmeliği ve gerçek anlamda ses ve yalıtım sağlaması açısından benim tercihim taş yünü ürünler. Fakat piyasada ekonomik nedenlerden ötürü genel olarak petrol türevi ürünler tercih ediliyor. Bakanlığında 7 kat ve üzeri yapılarda yangın yönetmeliğine de yüzde 100 uyum sağlamadığı için petrol türevi ürünler yerine taş yünü ve muadil ürünleri zorunlu kılacağına dair hazırlıklarının olduğunu biliyoruz. Taş yününün maliyeti diğer ürünlere göre yüzde 20-25 daha fazla. Petrol türevi ürünlerin metrekare maliyeti 45-50 lira civarında olurken; taş yünü ürünler ile yapılan uygulamalarda ise 60-65 lira civarında oluyor” diye konuştu.

    “Merdiven altı dediğimiz kalitesiz ürünleri kullananlar da var”

    Piyasada kaliteli ve belli normlara sahip ürünlerin olduğunu vurgulayan Öncü, “Bunun yanında piyasada uygun olmayan merdiven altı dediğimiz kalitesiz ürünleri kullananlar da var. Vatandaşa tavsiyemiz, bu konuda öncelikleri metrekare fiyatı olmamalıdır. Firmaların kullandığı malzemenin dışında işçilik de çok önemli. En güzel malzemeyi de kullansanız işçilik kalitesi anlamında bir takım şeyleri atlarsanız gerçek bir ısı yalıtımı sağlamış olamazsınız. İzolasyonda atlanılan küçük boşluklar dahi ısı geçişini devam ettirir. Bunun için tercih edilecek firmalarda tek kriter fiyat olmamalı” şeklinde konuştu.

    “Doğru firma doğru uygulama”

    İnşaat sınıfının 1. derece riskli işlerden biri olduğunu vurgulayan Öncü, “Maalesef çok sık inşaat kazaları yaşıyoruz. Mantolamada dıştan çalışılıyor. Mevcut binalarda da, içinde oturanlar olduğu için tamamen dıştan çalışılması gerekiyor. Bilinçsiz çalışan bazı işçi ve usta kardeşlerimiz gerekli önlemleri almıyor. Maalesef gereksiz can kayıpları yaşanabiliyor. Bu durum işveren konumunda olan apartman sakinleri, daire sahipleri ve site yönetimlerinin oluşacak kazalarda cezai, maddi ve manevi sorumlulukları er geç kendilerini bulur. Onun için doğru firma doğu uygulama seçmelerini özellikle tavsiye ediyorum” dedi.

    “Vatandaşımız aldığı hizmeti denetletmeli”

    Vatandaşın mantolamada aldığı hizmetin kalitesini denetletmesi gerektiğini söyleyen Öncü, “Mevcut binalarda yapılan mantolama hizmetinin bittikten sonra malzeme ve işçilik kalitesinin; teknik şartnamelere ve yönetmeliklere göre denetlenmesinde büyük bir boşluk var. Görsel olarak bir takım işlerin yapıldığını görüyoruz. Ama vatandaşlarımızın pek çoğu, satın aldığı bu hizmetin olması gereken hizmet olup olmadığını maalesef sorgulamıyor. Bu noktada İnşaat Mühendisleri Odası ve diğer meslek kuruluşlarının açtığı enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kılınacaklara verdiği kurslar var. Bu kurslardan başarı ile ayrılanlar, enerji kimlik belgesi düzenleme yetkisi almış oluyorlar. İşveren vatandaşlarımızın yetki belgesi olan arkadaşlarımıza işlerini denetletmelerini öneriyorum” diye konuştu.

    “Yüzde 40’a kadar tasarruf sağladığı hesaplarla ortada”

    Doğru izolasyonun enerji kaybını büyük oranda önlediğini belirten Öncü, “Örneğin 200 lira yakıt tüketimi olan dairenin izolasyonu; projesine uygun, doğru malzeme ve doğru işçilikle yüzde 40’a kadar tasarruf ile 120-130 liralara kadar düşebildiği hesaplarla ortada. Ama işin gereği gibi yapıldığı durumlarda bu geçerli. Tabii burada pencere boşlukları doğramaların cinsi ve kalınlığı, odacık sayısı, ısı camın türev ve kalitesi gereği gibi yapılmalı” şeklinde konuştu.

  • Karaciğer nakli yapılmazsa ölecek

    Bingöl’de iki çocuğunda Wilson, bir çocuğunda ise siroz hastalığı bulunan acılı aile, maddi imkansızlıklar içerisinde ölümle pençeleşen çocuğu için yardım bekliyor. Acil bir şekilde karaciğer nakli olması gereken 13 yaşındaki siroz hastası Halil İbrahim Fıstıkçı, “Artık ağrı çekmek istemiyorum, bana yardımcı olur musunuz” dedi.

    Bingöl’de 5 çocuklu Fıstıkçı ailesinin 3 çocuğu, karaciğer, beyin ve diğer hayati organlarda bakır birikmesine neden olan Wilson hastalığıyla pençeleşiyor. Wilson hastası olan Mertcan (4), Muhammed Baran (12) ve Halil İbrahim Fıstıkçı (13) adlı kardeşler, günlük yaşantılarında karşılaştıkları zorlukları ailelerinin desteğiyle yeniyor. Mertcan ve Muhammed henüz hastalığın başındayken, Wilson hastalığı ilerleyerek siroza dönüşen Halil İbrahim, ölümle burun buruna yaşıyor. Yakın zamanda Malatya’da tedavi gördükten sonra karaciğer nakli sırasına yazılıp taburcu olan Halil İbrahim, kendisine hayat verecek duyarlı birisini bekliyor.

    “Bana yardımcı olur musunuz”

    Hastalıkla pençeleşen Halil İbrahim, yaşadığı sıkıntıları anlatarak yardım çağrısı yaptı. Yürürken ve oynarken yorulduğunu belirten Halil İbrahim, “Ben de herkes gibi hasta olmak istemiyorum ve artık iyileşmek istiyorum. Bunun için doktora gidiyorum, her şehirde tedavi görüyorum beni nakil sıralarına yazdılar. Ağzımdan kan geliyor, burnumdan kan geliyor, karnım ağrıyor bana yardımcı olur musunuz?” dedi.

    Acılı anne yardım eli bekliyor

    5 çocuğundan 3’ünün Wilson hastası olduğunu belirten anne Nur Dilek Yazgan, Halil İbrahim’in sağlık durumunun ağır olduğunu vurguladı. Halil İbrahim’in hastalığının ilerleyerek siroza dönüştüğünü belirten acılı anne, “Oğlum bir hafta önce çok fenalaştı. Ağzından ve burnun kan akmaya başladı, hemen Malatya’ya götürdüm. Orada hemen karaciğer nakli olması gerektiğini söylediler” diye konuştu.

    Sıfır kan grubuna sahip insanlardan yardım beklediğini belirten anne Yazgan, “Sıfır kan grubuna sahip birisinin karaciğerinden küçük bir parçayla benim oğlum hayata dönebilir. Bizlere yardım etmek isteyen duyarlı vatandaşların, Malatya Turgut Özal Araştırma Hastanesi organ nakli bölümüne başvuruda bulunmalarını bekliyoruz” ifadelerinde bulundu.

    “Allah rızası için oğluma el uzatın”

    Halil İbrahim’in sancıdan dolayı sabahlara kadar uyumadığını, sürekli karın ağrısı çektiğini belirten Yazgan, şunları kaydetti:

    “Artık karnı su toplamaya başlamış. Bu hastalık ilerledikçe tüm iç organlarına sıçrayacak ve yavaş yavaş ölüme götürecek oğlumu. Bugün dünyada başarılı nakiller yapılırken, benim oğlum küçük bir parça karaciğer nakli yapılarak hayata tutunabilecek. Tekrardan hayata dönecek, Allah rızası için oğluma el uzatın. 18 yaşından büyük, 55 yaşından küçük sağlıklı ve sara hastalığı geçirmemiş kim varsa onlardan yardım bekliyorum.”

    4 yaşındaki Mertcan ve 12 yaşındaki Muhammed Baran’ın hastalığın başında olduğuna da dikkat çeken anne Yazgan, “İki oğlumun sağlık durumu şimdilik ağır değil. Onlar, hayırsever birisi tarafından tedavi ettirilirse siroz hastalığına yakalanmayacaklar. Ben 13 yıldır bu hastalıkla boğuşuyorum, ben hiçbir şey yapamadığım için hastalık bu boyuta kadar geldi” dedi.

    Annesini siroz hastalığından kaybettiğini ifade eden anne Yazgan, “Aynı hastalığı olan dayımın oğlu karaciğer nakli oldu ve sağlık durumu şuanda çok iyi durumda. Başka bir akrabam da nakil olamadığı için hayata tutunamadı” diye konuştu.

    Verici buldu, parasızlık engel oldu

    Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar sonucu İstanbul’dan duyarlı bir vatandaşın kendisiyle irtibata geçtiğini belirten anne Yazgan, “O kişinin uçak biletini alacak, kalacak yerini temin edecek, onun masraflarını karşılayacak durumum yok” dedi.

    Eşinin, çocukların sağlık durumlarıyla ilgilendiği için düzenli bir işe sahip olmadığını vurgulayan anne Yazgan, şunları söyledi:

    “Eşim, çocukları sürekli il dışındaki hastanelere götürüp getirdiği için düzenli bir iş bulamıyor. Sürekli hastanelere gidip geldiği için çalıştığı işyerlerinde problemler yaşıyor. Eşim 42 yaşında ama sağlık güvencesi dahi yok. Şuanda kayınbiraderimin yanında çalışıyor, biz onların yardımlarıyla ayaktayız.”

    Yetkililer ise aile için gerekli çalışmalara başlayacaklarını bildirdi.

  • Aybaba: “Transfer Yapılmazsa Yaşanan Sorunlar Çözülmez”

    Eskişehirspor Teknik Direktörü Samet Aybaba, transfer yapmadıkları taktirde yaşanan sorunların çözülemeyeceğini söyledi.

    Ziraat Türkiye Kupası B Grubu 4. maçında Büyükçekmece Tepecikspor ile berabere kalan Eskişehirspor’da Teknik Direktör Samet Aybaba, maçın ardından yaptığı açıklamada, genç futbolcuların mücadelelerinden memnun olduğunu söyledi.

    Bu karşılaşmada amaçlarının form tutması gereken, süre almayan, sakatlıktan yeni çıkan ve genç oyuncuları değerlendirmek olduğunu belirterek, “Çok basit goller yemeye devam ediyoruz. Bunu aşmak için transfer yapmamız lazım. Gerekli transferler yaparsak ileride bu sıkıntıları yaşamamış oluruz. Yapmazsak bu sıkıntıyı içimizde çözemeyeceğiz” diye konuştu.